6 şubat 2023 tarihinde, sabaha karşı saat 04.20'de olan ve doğu anadolu fayının kırılması nedeniyle oluşan depremdir. şiddeti 7.8dir. antalya'da bile tüm şiddetiyle hissedilmiştir.
düzenleme1: merkez üssü maraş'ın pazarcık ilçesidir. ilk aldığım habere göre tahribat çok büyükmüş.
düzenleme 2: deprem bölgesinde, maraş'ta çok yakın akrabam var. geçici bir süre buraya yanıma gelmişti. eşi oradaydı. kurtulmuş. ama tüm ev gitmiş. 4ncü kattaki ev 2nci kat olmuş.
düzenleme 3:depremin telaşıyla anadolu yerine anadou yazmışım. modlar düzeltebilir mi lütfen.
devamını gör...
cumhuriyet tarihimizin yaşadığı en büyük yıkımdır.

haberi alınca istanbul'dan grup halinde yola çıkan arkadaşlarım oldu.
gece şehre giremediler, yollar tıkalıydı.
nihayet şehre girdiklerinde müthiş bir organizasyonsuzluk yaşadıklarını konuştuk.
"kimse ne yapacağını bilmiyor, herkes bana görev verin diye bağırıyor, insan gücü çok ama koordinasyon adına hiçbir şey yok" dedi.
son durumlarını bilmiyorum, tekrar irtibat kurduğumuzda bilgi akışı sağlarım.

depremin yaşandığı andan beri sosyal medyada "teyitli haber" akışının sağlanması için genç bir haber kuruluşunda görev aldım.
yüzlerce video izledim, binlerce yardım mesajı okudum.
bir türlü karşılık bulmayan binlerce yardım mesajı okudum!

kendime süreç boyunca siyaset yapmayacağıma dair söz verdim.

ama bu insanların kar altında bir başına bırakılışlarını, yardım çığlıklarını da hiçbir zaman unutmayacağım.
bu süreç bittiğinde yaşanan yüzlerce ihmalin hesabı sorulurken de alanda olacağım, sesim ne kadar çıkıyorsa, gücüm ne kadar yetiyorsa mücadele vereceğim.

inanın yazmak istediğim çok cümlem var. ama tam burada bırakmam gerekiyor...

son olarak :
şu an sözlük adına yardım malzemeleri ulaştırmak, bir organizasyonda bulunmak için doğru bir zaman değil.
yalnızca türkiye'den değil, dünyanın dört bir yanından yardım malzemeleri, sağlık ekipmanları bölgeye ulaştırılmaya çalışılıyor.
lojistikte problem mevcut.
bizim bu koşullarda yapacağımız yardım yalnızca iyi niyetten ibaret olur.
biz battaniye, erzak vb ürün toplamaktan daha fazlasını yapmalıyız.
yapacağımız yardım vicdanımızı rahatlatmak için olmamalı, hayatlara dokunmalıyız.

depremde ailesini kaybetmiş yetim çocuklara yeni bir hayat kurabilmeleri için etken olabiliriz.
bu konuya eğilelim, bu konuya hep birlikte eğilelim.
fikrim fikrinizi açsın, gelin neler yapabiliriz konuşalım.

sana sesleniyorum sevgili kardeşim. üzüntüden kahrolan, ekran karşısında ne yapacağını bilmeyen sana.
bir şeylerin ucundan tutmak isteyen sana.

araştıralım, neler yapabiliriz düşünelim.
el ele verelim.
biz güçlüyüz, inanın bu hayatlara dokunabiliriz.
devamını gör...
'ışığını kapatıp uyuduğumuz evin bir daha ışığını açmayalı tam 365 gün oldu'
cümlenin ağırlığı altında eziliyorum. yaşayanlara allah sabır versin.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aradan geçen bir yıla bakınca unutmak için çok uzun bir zamana ihtiyaç olmadığını anlıyorum. ilk gün çektiğim bir fotoğrafı paylaşıyorum, o soğukta gün doğana kadar dışarda ateşin önünde oturduk. tabii ki en kötü yerde değildik ama korkusunu fazlasıyla hissettik.

hayatını kaybedenlere allah rahmet etsin geride çok kimse kalmadı ama kalanlara da sabır dilerim. hayatını kaybedenler için bir gram içi yanan herkesin başı sağolsun.

buraya bir paylaşım yapmayı borç bildim. geçen yıl bizi merak eden sözlük yazarlarını aradan uzun zaman geçtikten sonra görmüştüm o vakitler aklı bizde olan herkese de çok teşekkürler tekrardan.

hayat kısa her ne kadar uzun gibi görünse de çok kısa kıymetini bilelim.

büyürken su dökmediğiniz ağaca çivi çakmayın.
devamını gör...
ülkede bölgeye uzak yakın herkesin farklı derecelerde de olsa travmatik olarak etkilendiği, kader diyerek geçiştirilemeyecek, eğer gerekli önlemler alınsa, herkes işini düzgünce yapsa bu kadar kayıp vermeyeceğimiz, bir daha hiçbir şekilde, hiç kimsenin yaşamamasını temenni ettiğim afet.

yarın itibarıyla üstünden bir yıl geçti belki ancak kimse yaralarını sarabilmiş değil, hoş gerçi bu yaralar sarılabilir mi onu da bilmiyorum. unutkan biriyimdir ancak afette yaşanan hiçbir olayı uzaktan takip etmeme rağmen unutmadığım gibi travma sebebiyle bir süre tam da depremin olduğu saat olan gece 4 sularında bir anda uyanıp bir daha uyuyamamalarımı, gönüllüsü olduğum psikososyal destek hattında kelimenin tam anlamıyla her şeylerini kaybeden ve bu yaşadıkları felaketin doğurduğu psikolojik sorunları biraz olsun dindirmek için çaresizce iletişime geçen kişilerin de seslerindeki o acıyı elbette unutmuyorum.

ülkemizde yaşanan depremden sonra ''kaderciliğin'' deprem hazırlığına olan etkisiyle ilgili bir tez çalışmasında bulunduk. ve gördük ki ''kader'' demek belki ilk başlarda bu olayı yaşayanlar için tutunacak bir dal olsa da deprem hazırlığı konusunda aslında insanların elini kolunu da bağlayan bir kavram. elbette ekonomik nedeni daha büyük. bulunduğu dayanıksız binalardan ekonomik sebepli taşınamayan çok fazla kişi var. bu kişilerin yapabileceği tek şey kadere sığınmak oluyor. halbuki devletin de desteği ve teşvikiyle güzel ilerlemeler kaydedilebilirdi. ''kadere'' sığınılmayabilirdi. tüm önlemler alındıktan sonra afetin yıkıcı etkisine kader denebilir. hiçbir hazırlık olmadan yakalanılan afete ''yüzyılın felaketi'', ''kader'' denemez.

olay olduktan, birçok kayıp verdikten sonra ''yapılabilirdi, edilebilirdi'' sözleri çok gereksiz sözler oluyor. ancak hala bir şeylerin yapılmadığını, görmek, hala yeni bir afeti elimiz kolumuz bağlı bir şekilde beklediğimizi bilmek tüm pişmanlıklardan daha acı geliyor.

allah tekrarını yaşatmasın, özellikle hiçbir hatasından ders almayan, insan hayatının ucuz olduğu ülkemizde.
devamını gör...
yok artık o antik evler
begonvillerini koklayarak büyüdüğüm sokaklar
merhabalaştığım nergis satan teyze yumurta satan ama
fotoğraf çekilmek için bir saat dil döktüğüm baloncu dayı
çocukluğum gençliğim
ömrümün baharı dediğim en hoş zamanlar
kalan ne biliyor musun pişmanlıklar keşkeler
keşke o gün kahve içmeye gitseydim sonsuzluk kadar sarilabilseydim.
pişmanim yağmur yağıyor diye çıkıp kaldırımları aşındırmadığıma
sadece hafızamda kalan o güzel anların silinmemesi için delirlememeye çalışıyorum
devamını gör...
çok acı veren bir deprem. uzun zamandır hesabım inaktifti, ama yazılanları az çok okudum. büyük bir deprem ama bu tür olaylarda ,çok özür dilerim ama, klavye milliyetçisi dediğimiz ve sadece işi kınamak olan eleştirmek olan bir kesim de ortaya çıkıyor. yardım çağrısı yapan ve sığınma yerlerini göstermeye çalışan arkadaşları ayrı tutuyorum. 99 depremini yaşamış biri olarak da söylüyorum ki, çaresizlik var ya, bana göre en kötü şey. yani elinizden bir şey gelmemesi… şimdi biraz içinizi rahatlatacağım.

deprem anından sonra elektrik, su , doğalgaz kesilir. diğerleri yine çok sorun değil ama su inanın en büyük problem. çünkü her ne kadar hijyen en son düşünülecek şey deseniz de , günlerce aynı kıyafetlerle gezinecek olan insanlar için çok önemli. o nedenle imkanı olan hijyenik ped, su vb yardımı yapabilir. kış ayına denk geldiği ve depremin geç saatte olması nedeniyle insanların pijamalarla kendilerini dışarı atmalarını hesap edersek, atkı, bere, yün çırap, ayakkabı yardımı da büyük önem arz ediyor. bunlar inanın yemekten çok daha öncelikli ihtiyaçlar. sonrasında konserve ve tüketime hazır gıdalar geliyor. maalesef bazı büyük firmalar depremi fırsat bilip hemen konservelere yüzde 15 zam yapmışlar. burada isimlerini paylaşmayacağım ama kara listeye aldım isimlerini.

bakın arkadaşlar, bu olay büyük bir travma ve yıllarca bu insanlar bu travmaları üzerlerinde taşıyacaklar. empati kurulduğunu biliyorum ama inanın yaşayan biri olarak söylüyorum ki hala ambulans sesinde tüylerim diken diken oluyor. bu nedenle ltfen bunu geyik konusu yapmayın. yapan kişileri gördükçe inşallah başlarına gelir diyorum. çünkü empati bile kuramayan acizler ancak bunu yaşayınca anlarlar.

işin özü, çaresiz değilsiniz. yardımın bin türlü yolu var. deprem sonrası birinin yolladığıoyuncak tavşan bile bana büyük moral olmuştu ve yıllarca onunla yattım ben. elinizden ne geliyorsa, ne kadar geliyorsa. ama sadece klavyede milliyetçilik yapanlar, size söylüyorum bunu. bir zahmet elinizi taşın altına koyun. çaresiz değilsizsiniz, çare sizsiniz.
devamını gör...
1999 depreminin sloganı "sesimi duyan var mı"ydı. her duyduğumda, bak çeyrek asır geçmiş, halâ tüylerim ürperir, halâ ağlarım.
6 şubat'ın bir sloganı bile yok. 4.17'de mışıl mışıl uyuyan kadınlar, erkekler, kızlar, oğullar, nineler, dedeler bebeler. tek hamlede gitti. on binlercesi. adları yok, isimsiz mezarlarda yatıyorlar, kiminin mezarı bile yok.
ağlayamıyorum bile. ne olur bir daha yaşamayalım bu acıyı.
devamını gör...
benim 2 kuzenim ve hayatını kaybeden herkese allah'tan rahmet diliyorum. o günü hatırlamak bile istemiyorum. sabahın 4:30'unda acı acı çalan telefon, telefondan gelen feryat sesleri. orada yaşayanlar kim bilir ne psikolojiye girdiler. halâ atamadılar, bunu tahmin edebiliyorum yakınlarımdan.
bir daha böyle bir faciayı yaşamamak dileğiyle.
devamını gör...
vaktinden önce gider mi insan?.
gidiyorlar işte.
duvarda hırkaları,
cebinde fotoğrafları,
radyoda şarkıları.
herşeyi dağıtıp gidiyorlar hemde.
gidiyorum’ bile diyemeden.
devamını gör...
depreme şanlıurfa'da yakalandım. nasıl bir şey olduğunu anlatıp kimsenin travmalarını tetiklemeye niyetim yok. şu an tek yapılması gereken enkazların altından insanları çıkarmak ve dışarıdaki depremzedeleri hayatta ve sağlıklı tutmak.

şöyle bir ortamda bile siyasi ya da başka bir motivasyonla abuk sabuk konuşan insanlar gördüm. acı verici. yurtdışından gelen ekiplere gelmesin diyebilecek kadar bütün etik ve ahlaki değerlerini bir kenara bırakmak gerçekten inanılmaz. mesela bunu macar ekibin kurtardığı bebeğin ailesine söylemek ister misiniz? depremden zerre etkilenmemiş, deprem bölgesinde yakını olmadan atıp tutmak kolay. buyrun bu dahiyane fikirlerinizi 10 ilden birine gidip oradaki insanların yanında beyan edin.

depremzedelerin tek sorunu evsiz kalmak değil. ısınma, geçici barınma, yiyecek, temizlik malzemeleri, çocukların ve bebeklerin ihtiyaçları saymakla bitmez. bu insanların bunu dile getirmeye hakkı yok mu? üşüyen bir insanın battaniye lazım demeye hakkı yok mu? neredeyse bu insanları suçlayacak kadar ileri giden, çeşitli amaçlar güderek bölgeyle ilgili yalan söyleyen insanlar var.

yapmayın. 15 milyon insanın vebali var yapmayın altında kalırsınız. ne bu dünyada ne öbür dünyada altından kalkamazsınız.

edit: memleketim antalyadayım. herhangi bir sorunum yok denebilir. bölgenin ihtiyaçları uzun süre daha devam edecek.
devamını gör...
duvarlar çatladı, ölücem sandım.

edit: afad'a göre iki deprem olmuş, ilki kahramanmaraş pazarcık'ta 7,4 büyüklüğünde, ikincisi gaziantep nurdağı'nda 6,6.
devamını gör...
yaşadığımız acıyı da , yapılan yanlışları da unutmadık.
unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok.
devamını gör...
resmi rakamlara göre 53bin, gerçek rakamlara göre yüzbinlerce insanımızın hayatını kaybettiği deprem. yüzlerce kilometre uzaklıktaki beni bile 10 günlük kısa bir sürede ne hale getirdiğini anlatmak istiyorum. deprem bölgesinde yaşayanları ise tahmin etmek mümkün değil.
6 şubat 2023 günü sabaha karşı uyandım ve telefonuma baktığımda bir haber sitesi uygulamasından bildirim geldiğini gördüm. haberin manşeti "yıkıldık". uykudan uyanmış olmanın verdiği sersemlikle o saatte bildirim gelmesine anlam veremedim ve haberin içeriğine girdiğimde kahramanmaraş merkezli bir deprem olduğunu öğrendim. haber henüz çok yeni olduğu için depremin şiddeti konusunda net bilgi yoktu ve açıkçası olayın ciddiyetinin farkına varamadım. öğle saatlerine doğru haberleri izlediğimde yıkımın büyüklüğünü gördüm ve o sırada bir deprem daha oldu. arka arkaya yaşanan felaketlerden sonra 8 şubat günü kocaeli'den 4 arkadaşla beraber, çevre illerden gelenlerle toplam 14 kişilik grup halinde hatay'a doğru yola çıktık. günün ilk ışıklarıyla birlikte hala yanmakta olan iskenderun limanını gördüm fakat henüz ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. defne ilçesine ulaştığımızda gördüğüm manzara korkunçtu. bütün binalar olduğu yere çökmüş, sanki şehir savaştan yeni çıkmış gibiydi. önce dostluk parkına gittik ve orada kurulmuş olan tip koordinasyon merkezine gelen yardım tırlarını indirmeye başladık. öğleden sonra şehir merkezine doğru ilerlediğimde etrafımda gördüğüm tek şey yerle bir olmuş binalar, yıkılmayan binalar ise yan yatmış halde duruyor. çatılardan düşen su depoları yol kenarındaki arabaların üzerine yağmur gibi yağmıştı. daha 2 gün öncesine kadar mutlu insanların yaşadığı binalar şimdi camları kapıları kırık, perdeleri rüzgarda uçuşan birer harabeye dönmüştü. elektrik yok, yiyecek yok, hijyen yok, su yok. sadece ölüm var. kum yığını gibi olduğu yere çöken binaların altında onlarca insan olduğunu biliyor olmama rağmen karşısında diz çöküp sadece izlemekle yetinmek durumundaydım. enkazların içinden görünen kitaplar, ayakkabılar, koltuklar, çocuk oyuncakları.. şehrin her yerinden ambulans sesleri geliyordu ve hiç tanımadığım bir insan için "yaşıyor mu acaba?" diye endişe ediyordum her duyduğumda. herkes kendi imkanları dahilinde enkaz altından yakınlarını kurtarmaya çalışıyordu, biz de oradan oraya koşarak birkaç gün boyunca elimizden geleni yapmaya çalıştık. akşam olduğunda tahta paletleri kırarak yaktığımız ateşin etrafında ısınmaya çalışırken artçı depremler olduğunda yakınlarımızdaki yıkık binaların seslerini, çatıların gıcırtılarını duyabiliyorduk fakat artık çok normal bir hale gelmişti bu. artık depremin ilk haftası dolarken enkaz alanında daha fazla elimizden gelen bir şey olmadığını düşünerek asi nehrinin kenarında "asi yaşam merkezi" ni kurmak için kolları sıvadık ve yardım olarak gönderilen konteynerleri yerleştirdik, alt yapısını kurduk, yeni bir yaşamın başlayabilmesi için ne gerekiyorsa yaptık. 18 şubat günü tükenmiş bir ruh haliyle geri dönüş yoluna çıkarken arkamızda yerden göğe kadar acı ve her şeye rağmen umut bıraktık. kocaeli'ne döndükten sonra çok uzun bir süre boyunca yüksek binaların yıkılmış hali gözümde canlandı, her gördüğüm binayı karşımda yıkılırken düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. zamanla hafifledi fakat tamamen geçmedi, bu tanımı yazarken bile camın kenarında oturup karşımdaki kocaman apartmana bakıyorum. kimseye anlatamadığım, anlatmak istemediğim bu duyguları ve gördüklerimi tam 1 yıl sonra ilk defa burada anlatıyorum. deprem felaketinden kaçmak mümkün değil şüphesiz fakat deprem kader değildir. mühendislik, önlem, denetim ile bu felaketten en az zararla kurtulmak mümkün. liyakatsiz kamu görevlileri, halkından kopuk bir iktidar, iktidara yakın duran çakma müteahhitler ile her afet bir felaket olmaya devam edecektir.
devamını gör...
yaşadığım en zor ve tarif edilemez andır . umarım bir daha öyle zor günler yaşamayız. uyumak , yemek yemek hatta yıkanmanın bile lüks olduğunu zor yollarla öğretti bana. ne acılar ne feryadlar. yıkılan bir şehirden pek de bir şey kalmadı zaten , evimi , arkadaşlarımı ve bir çok şeyi kaybettim. insanın içini en çok yakan şey ise deprem olmadan önce içip yarısını bıraktığım suyu sekiz az sonra döktüm. yarım kalan binlerce yaşamın hüznü sinmiş bir şehirde yaşamaya çalışan binlerce yaralı ruhtan biriyim işte. o soğuk , o acı. hatırlamak bile yüreğimi ağrıtıyor. umarım bir daha böyle bir acı yaşanmaz.
devamını gör...
5 gün önce şu tanımımda #2416271 bazı noktalara değinmeye çalışmıştım. burada özellikle öncelikli ihtiyaçlardan birinin hijyen olduğunu belirtmiştim. bunun nedenini o gün özellikle açıklamadım. şimdi madem ekranlara düştü artık, belirteyim. insanların sokakta olması , su olmaması nedeniyle tuvalet ihtiyaçlarını ya az hasarlı binalara girerek giderecekler ya da bulabildikleri yerde giderecekler. ama su olmaması ve yeterli temizlik yapılamaması nedeniyle maalesef mikrobik hastalıklar da bir iki gün içinde vuku buluyor. yemeği önceliğe koymamıştım. çünkü halkımız öyle bir halk ki, depremi duyar duymaz deposunda dolabında ne varsa doldurup hemen şehre koşmuştur. burada hatay’ı ayrı tutuyorum. çünkü şanssızlık yollarını da bozmuş ve ulaşım neredeyse imkansız hale gelmiş.

ikinci değineceğim konu şu: önceki yazımda şunu yazmıştım: bu büyük bir travmadır ve insanlar bunu ömürleri boyunca taşıyacaktır. şu an inanın çoğu insan orada şok durumunda, olanların boyutunun büyüklüğünün henüz farkında değil. bu şok evresi kiminde 1 gün sürer, kiminde 5 gün, kiminde daha uzun. o yüzden ekranda gülen deoremzedeleri görüyorsunuz ya, sanmayın mutlu olduklarından. çoğu hala şok durumunda. şu başlıktaki yazıyı yazan arkadaş #2420935 işte bu yüzden oluyor bunlar. o şok durumundan. yine aynı şekilde şunu soran depremzede de aynı şok durumunda: özel hastaneye götürmeyin param yok diyen depremzede.

biraz uzun bir yazı olacak sanırım. aslında en çok değinmek istediğim husus sosyal medyada damar şarkılarla paylaşılan deprem/ depremzede görüntüleri. bakın, rica ediyorum; lütfen bunu yapıyorsanız buna son verin; etrafınızda yapan kişi varsa da lütfen yazımın bu paragrafını ona gönderin. ben şok durumundan tam 3 gün ağlayamadım bile. ne zaman ağladım biliyor musunuz? antalya’dan vefakar bir abinin kamyonun arkasını ne varsa doldurup geldiğinde, ondan yardım istemeye çekindiğimde ve isteyemediğimde onun elime bir poşet zeytin bir poşet domates turturduğunda. kendimi o kdar çaresiz hissettim ki o zaman. gururuma da yediremedim o kadar muhtaç olmayı. biraz ilerde kaldırıma çöküp, bir elimde zeytin bir elimde domates poşeti olduğu halde hüngür hüngür ağladım. şimdi … ben o haldeyken biri beni videoya çekip, damar bir şarkıyla sosyal medyada paylaşsaydı yemin ederim küfür ederdim. lütfen, bu insanların travma yaşadığını, çoğunun hala ellerinde telefonlarının olduğunu ve bu görüntüleri gördüklerini unutmayın! bu görüntüler yüzünden kaç gündür uyuyamıyorum bile. durup durup ağlıyorum. depremi 24 yıl önce yaşamış birinin bile travmasını tetikliyorsunuz. böyle yaparak en çok siz üzülmüş olmuyorsunuz. kendi sosyal medya hesabımdan uyarıyı yaptım. hala yapan olursa kimdir nedir bakmadan sileceğim hepsini.

lütfen biraz empati. bunu ancak yaşayan bilir biliyorum ama lütfen , rica ediyorum. bu insanların şok içerisinde olduğunu unutmayın; rencide edici paylaşımlar yapmayın.
devamını gör...
depremin 3. gününden kahramanmaraş dan herkese merhaba. allaha şükür iyiyiz. sıcak yemek ve sıcak bir evdeyim. elektrik su yok yiyecek içecek allah'a şükür var. telefonu biraz şarj edebilince sözlüğe girip yazayım dedim. kafayı yemek üzereyim. inanın artık bazı duygular bende yok. önceleri utanırdim herşeyden depremin ilk sattlerinde sanırım saat 5.30-6 gibi adamın biri eşine sokak ortasında battaniye tutuyor kadın üzerini değiştiriyordu. utanç nedir? artık benim için hiçbir şey. kafayı yemek üzereyim çünkü günlerdir uyuyamıyorum. yediğim yemeğin tadı yok. içtiğim suyun tadı yok. ikiz kardeşleri gördüm;edayla ela. 8,9 yaşlarında ölü bedenlerine sarmaya hiçbir şey yoktu. annesinin kucağında batteniyeyle öylece yatıyordu. annesinin ninni ninni yavrum sesleri kulağımdan gitmiyor. kafayı yemek üzereyim. konuşmak istiyorum konusamiyorum. utaniyorum korkuyorum aglayamiyorim korkuyorum. allah yar ve yardımcımiz olsun. bunlar iyi günlerimiz mi bu günlerden sonra ne olacak?
devamını gör...
bundan 1 yıl önce... ne güzel pazar günü yoğun bir kar yağışı(yağmur)... zannettik ki karla süslenecek şehrimiz... okulların açılacağı için heyecanlı çocuklar... işine gidecek insanlar... kim bilebilirdi ki sevdiklerimizi göreceğimiz son günü olacağını ?koca 1 yıl geçti üzerinden... ne yanan canımız ne de kanayan yaramız geçmedi. geçmeyecekte... yüreğimizin yangısı bitmiyor. düşünüyorum da enkazda kalan yakınlarımı o zaman hangi sabırla, dirayetle öyle bekleyebilmişiz?
devamını gör...
bir yıl önce bugün enkazda kalan yakınlarımızın çıkıp gelmesini bekledik.
o bekleyiş o kadar zor bir süreçti ki...
onları bir daha görebilecek miyiz?
tekrar bir araya gelebilecek miyiz?
düşünceler, bekleyişler...
allah onların bize acısını yaşatmadı çok şükür.
peki ya enkazdan çıkıp gelemeyenler?
onca bekleyiş, arayış sonunda o yürek yakan haberlerini almak...
bu acı hiç dinmeyecek.
hayaller,hayatlar yarım kaldı...
allah böyle bir felaketi bir daha yaşatmasın...
devamını gör...
yıl değişti,mevsimler değişti…acı hala aynı ..
#6subat2023
unutursak kalbimiz kurusun
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"6 şubat 2023 gaziantep-kahramanmaraş depremleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim