mesele sevmek değil azizim.
kime sorsan seviyor zaten.
mühim olan güzel sevmek.
kırmadan,
dökmeden,
yormadan,
acıtmadan...
devamını gör...
aslında bir ben sevdim seni

aslında hiç kimse sevmedi
bir ben sevdim seni
severmiş gibi değil
kana kana sevdim seni
tıka basa sevdim
dolu dolu sevdim

aslında kimse sevmedi seni
sevmekten çekindi
oysa ben
yana yana sevdim seni
bile bile sevdim
aklımdan zorun var gibi
aklıma silah dayanmışçasına
mecburmuş gibi
ve başka çarem yokmuşçasına
bir ben sevdim seni

aslında bir sen sevmedin beni
herkesi sevdiğin gibi


can yücel çok güzel şiirleri ve sözleriyle hep benim aklımda yer etmiş bir şairdir. ama şimdi bu güzel şiirin yanında bir de söz eklemesem olmaz.
"öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok."

bir de şu var:
"kalp dediğin atıyor zaten marifet ritmi değiştirebilende"

konu can yücel olunca daha paylaşacak neler var neler ama şimdilik bu kadar yeter. yoksa çok uzar bu liste*.
devamını gör...
bugün dünyayı istediğin bir renge boya
rengârenk batan günü al karşına
bir renk de kendinden kat
çocuklar gibi saf, temiz ve berrak
kapat gözlerini bir hikâye yarat
vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat
kalbindeki elleri bırakma sıkıca tut
çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt
yalnızlığın saltanatını sür, sür ama
birikmiş sevginden, herkese bir parça ver
bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.
devamını gör...
can yücel'den inciler;
-hayat zorludur ama biz daha zorluyuz.
-insanın olabilеcеği boyuta еngеl olan nе kadar unsur varsa bеn buna öfkе duyuyorum.! (mükemmel bir söz)
-fukara bir midyeden başlayan deniz, nasıl da büyüdü mavi oldu. oturmuş yere hanım hanımcık, ölümün ayaklarını yıkıyor.
-en uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.
devamını gör...
duygu asena nazım hikmet’e kartpostal şairi denince canlı yayına bağlanıp "kart sensin postalda sana girsin" ifadesini kullanıp herkesi zekasına hayran bırakan şairdir.
devamını gör...
sosyal medyanın etkisiyle yazmadığı şiirlerin can yücel'e atfedildiğine çokça rastlıyoruz. araştırmalar sonucu aşağıdaki şiirlerin ona ait olmadığı aktarılmıştır.**

1.bağlanmayacaksın
2.kadın dediğin
3.erkek dediğin
4.seninle olmanın en güzel yanı
5.anladım
6.herşey sende gizli
7.eğer
8.herkes gitmek istiyor
9.sevdiğin kadar sevilirsin
10.sağlık olsun
11.tam zamanında yaşamak (yaşamak zamanı)
12.tersten yaşamak
13.biraz değiştim
14.bir gün anlarsın
15.gitmek
16.seninle yaşlanmak istiyorum
17.asla keşkelerim olmadı
18.özledim seni
19.bilmelisin ki
20.aşk
21.boşver ve yaşı başı
22.olmuyorsa zorlamayacaksın
23.ben benden olgun insan isterim karşımda
24.öyle sabah uyanır uyanmaz fırlama yataktan
25.farkında olmalı insan
26.bir eşi olmalı insanın
27.unutma
28.sevgi emekmiş
29.özleme dair (kim özlerdi?)
30. ömür dediğin bir gündür o da bugündür
31.aşk ayakkabı gibidir
32.rakı içen kadınlar
33.ateşvesu
34.ülke bölünsün istiyorum
35.kadınım ben
36.senin için yasak dediler
37.bayram şiiri
38.dostlar ırmak gibidir
39.öye bir hayat yaşadım ki
40.bir yolun varsa gidilecek
41.ömür dediğiniz nedir ki
42.fakirin gayrimeşru çocuğu
43.ey yüreğim
44.özlersin
45.hepsi bu
46.birşey eksik
47.kendimden özür diliyorum
48.bir kadını ağlatmak
49.ölüm bir an
50.galiba yoruldum

kaynak 1
kaynak 2 (analiz)
devamını gör...
ben kuzguncuk’ta yeşil bir dal buldum ona tutundum...

tutunmuş nitekim şair. kuzguncuğun çınaraltı kahvesi aslında can yücel oraya yerleştiğinden beri 'can yücel kahvesi' olarak anılırmış. boğaz'a karşı oturup hem sigarasını tüttürür hem kahvesini içermiş. bir yandan tahmin ettiğiniz gibi karalarmış. ama ne karalama...

vişne çürüğü yalısının
vişne çürüğü havuzunda
winchester tüfeğiyle
kurbağa avlarmış mocan.
sert bir adammış belki kendisi ama
o winchester tüfeğiyle vurulan kurbalar
vişne yaprakları kadar yeşil
yeni patlamış vişne yaprakları kadar..
ve mocan un vişne çürüğü yalısının
vişne çürüğü havuzunda
kurbağğğ ölüyorlar hâlâ..
rengahenk

mahlas seçerken nereden geldi aklıma bilmiyorum ama vardır bir hikmeti. demek bir meyve ağacı'nın dalına tutunmak istemişim. çınaraltı'na gittiğimde bir kahve eşliğinde anacağım yazardır.

edit: 21 ağustos şair'in doğum günüymüş gecikmeli bir anma oldu.
devamını gör...
--- alıntı ---

üç harf yanyana kaç şekilde gelir bilir misin?
aşk dersin...
sen dersin...
ben dersin...
sen,ben biter; biz dersin...
gün gelir git dersin...
peki dur kelimesinden haberdar değil misin?
dur demeyi bilmez misin?
git demek kolay, dur diyebilecek kadar yürekli misin?

--- alıntı ---
devamını gör...
kendisinin yaşadığı dönemde eski datça'da bulunan muhtarın yerinde arkadaşlarıyla sohbetler ettiği söylenir. aynı mekan adeta bir can yücel müzesidir; şiirler, anılar, fotoğraflar, objelerle doludur. kızının evi belli zamanlarda ziyarete açılır, kapı açık olmadığı sürece ziyarete kapalı olduğu anlamına gelir. datça halkından kendisiyle ilgili pek bilinmeyen şeyler de öğrenebilirsiniz.
kabri, çok sevdiği datça'dadır. yıllar önce bazı kişilerce mezar taşı parçalanmış, sonrasında yeniden yapılmıştır. mezarında kendi sözü, "ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi" yazar. mezar taşını yapan heykeltıraş mehmet aksoy:
"can yücel mezarında bile dik duran, hiçbir zaman umudunu yitirmeyen bir insandı. hayat doluydu. ve yalansız yaşadı. bir onurun temsilcisiydi. iyiliğin ve güzelliğin bir zaman gelecek kazanacağına inanıyorum. ben umudumu yitirmedim. bugün de umuttan, güzelliklerden yanayım. bu düşüncelerle onun mezar taşını yaptım. burada can taşının içinden çıkan ışıklı çocuğu görüyorsunuz. her gün batımında bu görünecek. buradaki sutaşı da, can’ın hayatla olan bağlantısını anlatıyor." demiştir.
sutaşı içinde sigaralar görmek şaşırtıcı olabilir, hakaret olsun diye değil kendisini sevenler bırakır o sigaraları.
devamını gör...
10.
zamanın milli eğitim bakanı hasan ali yücel'in oğlu ve şairdir. bir anısını anlatırken; can yücel ve arkadaşı, gençlik yıllarında yurtdışında eğitim görmek için harçlıklarını biriktirir ve babasının karşısına çıkarlar. hasan ali yücel, can yücel'i dedikodu olur diyerek göndermez. can yücel'de biriktirmiş olduğu harclıkları arkadaşına verir ve onu gönderir. bu kişi tüm dünyada tanınan prof. (bkz: gazi yaşargil)
devamını gör...
fakirin gayri meşru çocuğu olursa piç, zenginin olursa yasak aşkın meyvesi olur.
fakir, kız peşinde koşarsa sapık, zengin koşarsa playboy olur.
fakir toplanırsa çete, zengin toplanırsa toplantı olur.
fakir çalarsa hırsızlık, zengin çalarsa yolsuzluk olur.
kavramların bile cepteki paraya göre değiştiği bir dünyada adalet arıyoruz. * *
devamını gör...
büyük şairdir, güzel küfür eder, ağzına ve kalemine yakışır küfür.

kütüphanemde bütün şiir kitaplarını bulundurmaktan mutluluk duyduğum adamdır.

datça’ya bir günlüğüne gittiğim bir tatil vakti gün boyu içimde bir şey unuttuğum hissiyle dolanıp durdum. denizde aklıma takıldı, yemek yerken aklımda, ikinci biraya geçtim hala aklımda. kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum sürekli ama bir tedirginlik var, geçmiyor.

ocağın altını açık unutmuşum gibi, ütüyü fişte unutmuş ya da anahtarı kapıda bırakmış gibi. öyle böyle değil. günü tüm bu tedirginliklerle hiç ettikten sonra arabaya biniyorum, dönüş yolu başlıyor, yolun sonuna doğru can baba bana sövüyormuş gibi hissedince dank ediyor kafama. büyük can’ı ziyaret etmeyi unutmuşum.

ne kadar üzüldüm, ne kadar utandım, hala da gidebilmiş değilim ama borcum borç.
devamını gör...
bazen hayat yorar insanı.
şarkılar yorar.
beklemek yorar.
özlemek yorar.
affetmek yorar.
hoş görmek yorar.
boş vermek bile yorar.
ve insan susar.
her şeye, herkese rağmen...
elinden gelen tek şeyi yapar.
bağıra bağıra susar.
devamını gör...
14.
"o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer…
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer…
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer…
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer…
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer…sen gittikten sonra yalnız kalacağım
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer…"
şiiriyle tanıdığım ve sevdiğim bir şairdir.
devamını gör...
'her şey sende gizli' şiirine hayran olduğum şairdir. merhum milli eğitim bakanımız hasan ali yücel'in oğludur. ünlü doktor gazi yaşargil hocanın da çok yakın arkadaşıdır.
devamını gör...
bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik... anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.
- can yücel
devamını gör...
tüm şiirlerini eşine yazdıran şair.
her başarılı şairin arkasında bir kadın var.
devamını gör...
bana şiirlerinde küfür etme diyorlar usulsüz, ulan bu kadar o.ç nasıl anlatayım küfürsüz.
can yücel.
devamını gör...
şiirin bir kısmını koyayım şuraya dedim; yetmedi. *

özledim seni…

ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin…
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
yokluğun,
hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
sabahları seni okşayarak başlamaları
akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü…
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek….


can yücel
devamını gör...
ne kadar çok elimiz varmış meğer!
ilkin,senin elinle tutuşan benimki
sonra çocuklarınki
gençlerinki
tekel işçilerinki
sonra,ellerin elleri..
ne kadar çok elimiz oldu,baksana
tutuşa tutuşa
bir orman yangını gibi. dize'lerinin sahibidir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"can yücel" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim