aslında her şey, çünkü dünya çok yenidir, çocukken sadece o an vardır sorumluluklar, toplum baskısı daha işlenmemiştir çocukluğun berrak zamanlarına. dünyayı bir daha öyle algılamayacak olmak üzücü.
devamını gör...
gece misafirlikten dönerken uyumuş numarası yapmak ve ailenin seni kucağında taşıması
devamını gör...
çamurdan yaptığımız çanak çömlekler, kurusun ve kırılmasın diye önünde nöbet tuttuğum çok olmuştur.
devamını gör...
bir audi marka arabam vardı. babam bana, hemen hemen her kız çocuğuna alındığı gibi oyuncak bir bebek almıştı. oysa ben vitrinde o arabayı görmüştüm ve bebek istemediğimi, onu istediğimi söylemiştim. her istediğimi yapan adam, ne hikmetse inat etmiş, almamıştı onu.

sonra ben birkaç saat boyunca ağlayınca (lanet bir çocuktum, kabul ediyorum) zırıltıma dayanamayıp arabayı almıştı bana. nereye gitsem yanımda götürürdüm. hele o açılan kapılarına, kaportasına, bagajına aşıktım.

kazık kadar olduğumda bile senelerce durdu o araba bende. sonra ne oldu da verdim birilerine hatırlamıyorum ama, geçen yine özledim "keşke vermeseydim" dedim.

kahverengiydi. tam hatırlamıyorum ama şuna benziyordu, eski bir modeldi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(görsel, hobbylandbg. com'dan alıntı)
devamını gör...
en azından belirli bir yaş grubundaki yazarlar için çocukken paha biçilemez olan şeylerdir.

mesela sinemaya gitmek. ben çocukken müthiş bir olaydı. metropol sineması vardı o zamanlar, kardeşimle güç bela biriktirdiğimiz para ile doğruca sinemaya gitmek isterdik. kışın içeri girdiğinizde yüzünüze vuran o mısır kokusu, içerideki kalabalık falan bana büyüleyici gelirdi. çok sık da gidemezdik, o zamanlar bizim için pahalıydı, gittiğimiz zaman iç ceplerimize sakladığımız içecekleri salon karardıktan sonra çıkartabilirdik ancak. çoğu zaman bir mısırı paylaşır, film boyunca yetecek şekilde yemeye çalışırdık.

mcdonald's ı falan daha söylemiyorum.
devamını gör...
salona gecip kısık sesle cizgi film izlemek.
devamını gör...
binmeye kıyamadığım, aşkla bindiğim, kelebek gibi uçtuğumu hissettiğim, kimselere vermek istemediğim bisikletim. misafir çocuğun bisikletimi başkasına çaldırması ile kelebeğim öldü.
devamını gör...
yeni alinan ayakkabilar cok kiymetli olurdu. ozellikle isikli ayakkbilar,giymeye kiyilmazdi. bayramliklar keza cok ozel olurdu. gezmelerden gezmelere giyilen kiyafetlerdi.
devamını gör...
sobanın üstünde kestane kızartmak.
devamını gör...
sokak oyunları. tebeşirle yere çizilen sek sek, elektrik kablosundan yada urgandan olan atlama ipi, plastik topla istop, herhangi bir nesneyle yağ satarım bal satarım, ebelemece, her deliğe güvenle saklanılabilen saklambaç, sokaktaki en güzel taşlarla oynanılan 9 taş, güçlü güçsüz analizinin yapıldığı yakan top, açık havada yapılan kim ne getirdiyse önemsenmeden yenen ve favori paketli ürünü "piknik" bisküvi olan piknikler, sokağın ortasına iple kurulan voleybol sahası, köşeye kadar bir tur bisiklet binmece( kimde varsa artık),sayamacağım ve unuttuğum niceleri ama en önemlilerinden akşam ezanı okunurken eve son sürat koşusu sokak oyunlarından sadece hatrımda kalanlar.
devamını gör...
bayram harçlıklarıyla alınan abur cubur. özellikle magnum dondurma.
devamını gör...
kurdale
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çocukluğumda babama hediye paketleri gelirdi. şimdilerde kg fiyatı 500 tl üzerinde olan fıstık ezmesi paketleri mi dersin, kuruyemişler mi dersin,çikolatalar mı dersin,lokumlar mı dersin... annem gelen hediyelerin karşılıgını verebilmek için dantel etamin vs öreceğim diye didinirken, abim acaba hangisini mideye indirsem diye kutu ile birlikte kendini tüketirken, ben paketin üzerindeki kâh rafyadan kâh satenden kâh tülden envai çeşit rengarenk kurdaleleri toplama derdindeydim. çünkü o zamanlar şimdiki gibi eve her zaman bir şeyler alınmıyor, alınan şeylere hediye paketi yapılmıyor,paketli ürün diye bir kavram bilinmediğinden ev ihtiyaçları bakkaldan, manifaturadan kilo alınıyor, alınanlar ya kese kağıdına ya da saman kağıda sarılıp pembe beyaz iple bağlanıyordu.

hayatıma renk katmak için mi bilmiyorum o rengarenk kurdaleleri odanın bir duvarına astığım ipin üzerinden sarkıtırdım. rafya ipleri makasla kıvırcık hale getirirdim. bir defasında bizim arabayı gelin arabası yaptılar. o zamanlar gelin arabasını süslerken çok kalın rafya ipler kullanılırdı. tüm düğün boyunca arabanın başında nöbet bekledim rafyalarımı çalmasınlar diye. eve gelince de rafya iplerle kendime bir nevi sahne hazırladım, sonra da önüne geçip abimin kasetlerinden play back yapıp oyuncak hayvanlarıma ve bebeklerime aylarca konser verdim. taşınırken annem hepsini halı ve kilimleri sarmak için kullandı!!!
devamını gör...
benim icin bilyelerim cok kiymetliydi. parkta arkadaslarimla evde abimle oynar dururdum hep. ozel bi torba bile yapmistim bilyelerime. ama sonra bir gun annem koltuklarin altina kacip duruyo diye bilyelerimi alip balkondan asagi atmisti maalesef...
devamını gör...
dostluklar ve atari.
devamını gör...
15.
taso ve misket.
devamını gör...
ışıklı ayakkabı. pili bitmesin diye parmak ucunda az yürümedik. yanan ışıklara bakarken yolu unutup çok direğe çarpmışlığım var. ne kadar güzeldi çocukluk günleri.
devamını gör...
17.
mahallede arkadaşlarla oyun oynamanın verdiği keyif paha biçilemez.
devamını gör...
- sanal bebek ( ölünce günlerce ağladım )
- troll doll ( sürekli kolye gibi boynumdaydı, hiç çıkarmazdım )
- konuşan bebek
- taso ( binbir güçlükle biriktirdiğim tasolarımdan biri bile kaybolsa kıyameti koparırdım )
devamını gör...
misketlerim, onlara verdiğim değeri şu an başka bir şeye veriyor muyum emin değilim.
devamını gör...
topunun olması. kimin oynayıp kimin oynamayacağına topun sahibi karar verir, iki kişinin sırayla teker teker adam alarak kadroların kurulduğu maçlarda ilk adam seçen topun sahibi olurdu, ki o ilk alınan adam en iyi top oynayan kişi olduğundan çok değerliydi.

nike total 90 denen ayakkabı en havalı şeylerden biriydi.

mc donalds'a gitmek, oradaki oyuncaklardan birine sahip olmak ayrıcalıktı.

waikiki'nin marka olduğu zamanlardı. herkesin pazardan giyindiği dönemde, elinde eski maymunlu waikiki poşetiyle alışverişten gelmek kıskanılacak derecede büyük bir şeydi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukken inanılmaz kıymetli olan şeyler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim