maalesef kendimde de varlığını hissettiğim hastalıktır. öyle ki bazen içeriği dikkatimi çeken uzunca bir tanımı okumayı bile erteliyorum. mesela şimdi de online ders kaydı yapmam lazım ama buradayım, yarına erteledim.*
devamını gör...
gerçekten şu sıralar içine düşmüş bulunduğum dipsiz kuyu. tüm günüm sanki adam akıllı yaşamamışımcasına eriyor. acilen tedavi olmak istiyorum.
devamını gör...
ertelemeye, beynimizin limbik sisteminin, frontal loba karşı baskın gelmesi sebep olur. yani, limbik sistem beynimize " yarın yaparsın, acelen yok, vaktin var, boş ver, keyfini yaşa" der. ama frontal kısım, bunun aksine " amaçların için kendini geliştirmene bak" der.
devamını gör...
hayat mottosu üşeniyorum öyleyse yarın diyenlerin hastalığıdır.
devamını gör...
hayatı zindan eder. plan program yapılamaz. yapılması gereken hiç bir şey bitirilemez. kişinin özgüvenini azaltır. başarısızlık hissi verir. yapılacak iş bitirildiğinde doğan sonuçlardan mı kaçmaktır sebebi bilinmez.
devamını gör...
"procrastination"
erteleme hastalığı ilginç bir konudur.
bu hastalığa sahip kişiler tembel değildir. verilen işleri mutlaka yaparlar. yapmamazlık etmezler.
tembel insan ; verilen işi yapmaz veya yarım bırakır.
bu hastalığa sahip kişiler aptal ve cahil değildir. verilen işi harfiyen, eksiksiz yaparlar.
tembeller ise işi yarım, yamalak yaparlar. işi yaptırdığına pişman ederler.
gelelim hastalığın tanımına...
bu ; istenilmeyen durumları psikolojik bir reddediştir.
psikolojinin yapılacak işler arasındaki seçiciliğidir.
---------------------------------
kişinin önünde bu gün 1-2-3 numaralı işler var.
kişi 2 numaralı işi sevmiyor.
kişi bu gün 1 ve 3 numaralı işleri yapar. 2 numara yarına kalır.
kişinin önünde yarın 2-4-5-6 numaralı işler var.
kişi yarın 4-5-6 numaralı işleri yapar ve 2 numara yine bir sonraki yarına kalır.
bir gün gelip 2 numaralı işi yapmak zorunda kaldığı gün yapar. hemde eksiksiz yapar.
----------------------------------
öğrenci milletinde bu hastalık pek çoktur.
koskoca dönem boyunca ; yarın çalışırım, yarın çalışırım diyerek ; dönemi bitirirler.
ve son iki günde ; dönem boyunca ötelediği kitabı ; okuyup bitirirler. ve o dersten geçerler.

çokda korkulacak bir hastalık değildir.
adamın iki ayağını ; son iki günde ; bir pabuca sokar.
devamını gör...
geçen bir ted talk vardı, eleman bir senede yazması gerek tezi son iki güne bırakıyor.

mozart zamanında bir operayı son güne bırakmış, son gece de içmiş hatta. içki masasında "olm yarın konser var, n'oldu senin opera" diyorlar çalakalem sabahlayıp tamamlıyor. hatta o zaman email falan olmadığı için kopyalayıcılar konsere saat kala müzisyenlerin nota kopyalarını yetiştiriyor. sonunda nasıl oluyorsa mis gibi opera çıkıyor ortaya, yüzyıllar sonra hala sahneleniyor.

bizim eleman da bundan gaza gelip tezi iki gün sabahlayıp veriyor. "teziniz hakkında konuşmamız lazım" diye geliyorlar, "hayatımızda okuduğumuz en mükemmel tez" diyorlar. güzel hikaye değil mi? yok öyle olmuyor. "rezalet bu sizi atacağız" diyorlar onun yerine. on dakika bakıp kafasına atıyorlar tezi.

mozart değilsiniz. işinizi ertelemeyin.
devamını gör...
böyle bir şey var ve alışınca vazgeçmek zor oluyor, hayır aksine o kadar çok şey erteliyoruz ki bir yerden sonra bütün işler yarım yamalak sarpa sarmış vaziyette ortaya çıkıyor birer birer ve işte o zaman g**e geldiğimizi anlıyoruz. bundan nasıl kurtulurum dersen naçizane tavsiyem kendi kendini ufak ufak itekleyip işlerini yapmaya bir yerden başlaman, sonrasında yavaş yavaş daha organize olabiliyorsun
devamını gör...
bu paradokstan kurtulmanın yolu şudur:

1. yapılacakları listele.
2. yapılacakları önem sırasına göre sırala.
3. en önemli işi hemen kalkıp yap.
4. işi bitirince 1. maddeye geri dön. (geçen süre de yapılacakların önem sırası değişebilir.)
devamını gör...
procrastination.

yapabileceğin işi her türlü donanım, beceri, zaman, uygun koşul olmasına rağmen yapmaktan * kaçınmaktır.

ya en güzeli olmazsa?

mükemmeliyetçiliğin tembellikle karıştırılması yaygın, çünkü ayırt etmesi güç. mükemmeliyetçilik öyle bir illettir ki insanı paralize eder, motivasyonu yok eder, iş yapamaz hale getirir. kimi zaman tembellik bahanesi olarak kullanıldığı da vakidir.

bugünün işini yarına bırak belki hiç yapmak zorunda kalmazsın! *
devamını gör...
aşırı mükemmelliyetçi insanların en çok yakındığı dertlerden biridir. yeterince iyi yapamayacaklarını düşündükleri için yumurta kapıya dayanana kadar sürekli ertelemeyi tercih ederler. sonunda yeterli zaman kalmadığı için gereksiz ayrıntılarla uğraşmadan işi tamamlamak haricinde başka şansları kalmaz.

*
devamını gör...
bunu bir hastalık olarak görmüyorum, bir dönem olarak görüyorum.

şu an böyle bir dönem ve tutum içerisindeyim.
bu dönem birkaç aylık bir dönem.

bana pek gelmiyor gönül meseleleri, sonrasında dağılıyorum, bu yüzdendir mümkün mertebe kaçıyorum.

her şeyi erteliyorum, işleri erteliyorum dağ gibi oldu, gideceğim yerleri erteliyorum noktalar birikti, yol üstü bir yere uğrayacak olsam, aman diyorum sonra uğrarım, onu bile aradan çıkarmıyorum.

hallederiz kadir'e döndüm, hallederiz deyip hiçbir şey halletmiyorum. yaptığım şeyler, üç beş zaruri şeyden ibaret, onlara sığınıyorum ve geri kalan ne varsa erteliyorum.

daha önce de yaşamıştım, o ipin ucundan bir tutmak lazım, sonrası geliyor, ipin ucunu tutmak için de ne lazım? bende olmayan...
devamını gör...
prokrastrinasyon

bir sorumluluğu veya işi olabildiğince gerçekleştirmemek, gerçekleştirmemek için bahaneler bulmak olarak tanımlanabilen hastalıktır.

örneğin dişi ağrıdığı halde dişçiye gitmemek, sınavı olduğu halde ders çalışmamak, sonra yaparım demek ertelemenin en büyük unsurlarından biridir.

ertelemenin çok sayıda nedeni vardır, sonra anlatırım. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
ertelemek bir hastalık değil, davranış biçimidir. her davranışımız gibi bu davranışın da temelinde bir güdü vardır. bu güdüye ister mükemmelliyetçilik deyin ister başarısızlık korkusu temelde bir şeyden kaçma duygusu ile hareket edilir.
bu davranışınızın sonucunda etkilenen insan sayısı arttıkça olayın dramatikliği de şahsa verdiği acı da artar.
erteleme dürtüsünü hiç hissetmemiş bir insana bu duygu durumu anlatmak neredeyse imkansızdır, genelde sanılan sizin sorumsuz bir birey olduğunuzdur. oysa çok yüksek bir ihtimalle ertelediğiniz işi bitirmeyi ötelediğiniz süre boyunca verdiğiniz sinir harbi bir çok sorumlu insanın harcadığı efordan kat be kat daha fazladır.
en makul çaresi ertelenen konu her neyse onun bütününe değil sadece ilk adıma bakıp, derin bir nefes alıp sadece o ilk adımı bitirmeyi hedef koymaktır. bunu böyle yazmanın yapmaktan çok daha kolay olduğunu bende biliyorum ama gerçekten başka bir çaresi yok.
tek istediğiniz o işin bir an önce bitmiş olmasıyken kalkıp bir adım bile atamamak nedir çok iyi biliyorum.
ama şunu da biliyorum o adım atılabiliyor ve atılınca çok güzel oluyor. bakın mükemmel oluyor ya da herkes bayılıyor demiyorum ama bölüm sonu canavarını geçmişcesine bir ferahlık hissi oluyor.
gönül ferahlığı ile yatağa uzanmak nedir bilir misiniz? sonucun ne olduğundan bağımsız olarak yapman gerekeni yapmış olmanın eşsiz ferahlığı. bahsettiğim tam da bu.
devamını gör...
en acısı da ne biliyor musunuz?
insanların çoğu bunu tembellikle ilişkilendiriyor, oysa durum en temelde mükemmelliyetçilik ile alakalı. bakın kıytırık bir maile cevap vermemek için 8 aydır ertelediğim pasaport başvurusunu bile tamamladım bugün. ofisin dış numarası olmayan kapısı için kapı numarası sipariş ettim. yetmiyormuş gibi gidip kitap aldım.
son bir tur resmi gazete kontrolümü de yaptım ve yapılacak her şey bitti. ama hala o sözleşmeye bakmak istemiyorum.
biraz daha sıkarsam kendimi, banyo derzlerini diş fırçasıyla ovalamaya başlayacağım...
devamını gör...
bu döngü şu şekilde ilerliyor.
önce kararlar alınıyor, program hazırlanıyor. sonra plana başlanacak gün, ekstra yapılması gereken işler yahut birtakım planlarını geciktirecek olaylar cereyan ediyor. sonrasında sende aman yarın başlayayım, tam olsun diyorsun. sonra o başlama hiç yapılamıyor çünkü gün geldiği günden belirsiz. sonra da planların birike birike seni huzursuz ediyor. yılgınlaştırıyor, hedeflerin gözünde çok büyüyor. böyle böyle erteleme devam ediyor işte.
devamını gör...
yapması gereken tüm işleri erteliyor. bazan da eğlenmeyi, mutlu olmayı. daha çok gencim, nasıl olsa zamanım var diyor. o zamanlar ki çoğu kez uyumayı, uyuduğunda uyanmayı. düşlerin tadı damakta kalmasın istiyor. an geliyor sevmeyi, sevilmek nedir unutuluyor. serde üşengeçlik var ama belki bir gün gelir hepsini yapar. yaşamı erteliyor sonra, ne kadar yaşamışsa artık; elde kalan ne varsa onun için kâr. bu bir hastalık ama bilmiyor. vakit çoktan doluyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bunu yapabilsem başarabilsem dünya beni konuşuyordu. en azından ben konuşuyordum. bu atalet durumu berbat bir şey. oblomov gibi yataktan çıkmıyoruz. bir üşengeçlik boşvermişlik
bir hırslı olmama durumu. mutlaka bir şeyler erteleniyor. başkasının işlerine ise nasıl koşuyoruz yardıma. kendi işimizi öyle yapmıyoruz.
başkasına bir akıl vermeler aman bir fikirler bir yardımlar, kendimize sıfır.
bazen de birilerinin dürtmesi gerekir. ertelemeler yüzünden düşünüyorum da dünyada ne kitaplar yazılmamıştır, ne filmler çekilmemiştir.
ne icatlar yapılmamıştır.
devamını gör...
ben bu konuyu artık farklı değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. belki bizim yani erteleyenlerin geçerli ve mantıklı sebepleri vardır. bir iş için ayrılması gereken süreyi doğru ayarlayabiliyoruzdur belki? son anda yapabileceğimize inanıyor ve sahiden de bu konuda haklı çıkıyoruzdur. bu sayede öncesindeki zamanımızı dilediğimiz gibi değerlendirebiliyoruzdur. herkes kötü dediği için kötü bir şey olmak zorunda mı?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erteleme hastalığı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim