#ödüllü filmler
komedi / bilim kurgu / macera / kült-efsane
9.8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

1.
50 kere de izlesem, tüm replikleri ezberlesem de halen sıkılmadan izleyebiliyorum, yüzümde bir tebessüm bırakabiliyor. cem yılmaz'ın belki de bir daha asla aynı kaliteyi yakalayamayacağı yapıtı.
devamını gör...
nickimin geldiği filmdir.

bütün sahneleri ince ince işlenmiş. örneğin, sen japonsun akıllı adamsın sahnesinde, zeytinburnu'ndaki dericilerde çalışan yabancılar tasvir edilmiş. bilenler vardır. dericilerde yabancılar vardır fazla sayıda. güzel bir baş yapıt. bu nicki alınca, bu entryi girmeliyim diye hissettim.
devamını gör...
hala rastlayınca izlediğim filmdir,
müziğini çok seviyorum, en sevdiğim sahnelerinden, tak tak takırdama türküsünü söyleyip oynadığı sahne, robota insan ol insan gibi bişey söylediği, birde, kızla ilk ateş başında konuşurken, yüzünü göstererek benim bu şekilde, bu kadar, sen bi dünyaya in bi bak, ondan sonra.. dediği sahneye çok gülüyorum..
devamını gör...
sinemamızın birbirine benzer örneklerle tek tip ürün ortaya koyduğu yerde farklı bir çalışmaydı bence. bilim kurgu - komedi olarak zaten en baştadır sanırım gerek yapım yılı gerek kalite bakımından. hiçbir anında sıkmayan, her esprisinde ya bir gönderme ya bir mantık olan, türk komedi türünde ilk 10a girecek cem yılmaz eseri. bence cem yılmaz arog dışında bir daha da bu seviyeyi yakalayamadı.
devamını gör...
izlemekten asla sıkılmayacağım filmdir. günlük hayatta yapılan çoğu esprinin de alt yapısıdır. izlemeyen olduğunu sanmıyorum bile. illaki denk gelinmiştir.
"bu grup daha genç anneni tanıyor olamaz!"
devamını gör...
2021 itibarıyla hala daha en iyi türk bilim kurgu filmi. vizyona girdiği 2004'ten bu yana onlarca bilimsel buluşa şahit olduk, bir kara deliğin fotoğrafını dahi gördük; görsel efekt imkanları resmen çağ atladı, gerçekçilikten de öte bir boyuta ulaştı ama hala daha iyisini yapamadık. gerek komedi dili, gerek verdiği mesajları, gerek dilimize yerleştirmeyi başardığı lügatla harika bir eser gora.

"uzaylı da olsa insan insandır."

her şeyden önce harika bir tahayyül. olası dünya dışı yaşam formlarının insanları keşfetmesi ve köleleştirmesi gibi aslında klişe bir konu üzerine gördüğüm en sıra dışı fikir yürütme. düşünsenize, bütün bunlar 14 temmuz 1789'da aksaray'da komutan kubar'ın* robotuna tecavüz eden türk köylüsü yüzünden.

"dünyalılardan tiskiniyorum."

böyle bir klişeyi komikle bağdaştıran ve izlenebilir kılan esas şey karakterlerin müthiş şekilde başarılı yaratılması bana kalırsa. şark kurnazı esnaf arif ışık, sinemaya küsmüş bilim kurgu yazarı bob marley faruk, dünyalılara özenen uzaylı genç kız ceku, kör havacı pilot garavel, gezegenin başına geçmeye hevesli genç komutan logar ve onun ekürisi, koskoca erşan kuneri ve daha niceleri. ve bir de robot 216.

"speaking english? i live in english. it's not only language to me. it's totally best way of expressing my own. you know, sometimes i'm dreaming of a world, all people understand each other perfect. yes, i have a dream. imagine all the people dancing and touching each other, communicate in a joyful harmony. (çırağa döner) oğlum çay söyle, bakma sığır gibi. (müşterilere döner) tea? ("no thanks" cevabını alır, tekrar çırağa) sen söyle, s*kt*r et."

çocukluğumda show tv deli gibi yayınlardı. hemen hemen her bayramda mesela ya da yayın akışlarına koyacak bir şey bulamadıkları her gün. ilk izlediğimden beri vurulmuştum resmen. istisnasız her çıktığında izlerdim. o zaman internet, dvd falan öyle bildiğim teknolojiler değil. gördüğüm en ileri teknoloji vcd'ye taktığım cd'lerle oynadığım çakma atari oyunları. hayrete düşerdim haliyle. bizden çok daha uzaklarda bir yerlerde yaşam olabileceği, bir şekilde oralara seyahat edebileceğimiz ve hatta onlarla iletişim kurabileceğimizin düşüncesi bile çok garip gelirdi. herhalde bugün bilim kurguya ve ondan etkilenerek uzaya olan merakımın herhalde en büyük sebebidir.

tamam da niye oradasın?

bugün cem yılmaz hala daha bilim kurguya meraklı tek senaristimiz ve yönetmenimiz gibi görünüyor. en son karakomik filmler'de mesela böyle bir deneme görmüştük iyi kötü. öyle saçmasapan büyülü tılsımlı fantastik işlerden bahsetmiyorum elbette, türleri karıştırmamak gerek. her neyse. halbuki, uzayla ilgili bir şey anlatmak amacı dahi gütmeyen böyle bir film bile ne kadar ufkunu açabiliyor insanın, kendi örneğimden yola çıkarak özellikle çocukların.

ufo gören masum köylü, koçum benim!

sinema insanların hayal gücünü genişletebilmek, onlara yeni şeyler gösterebilmek, vizyonlarını genişletebilmek adına en etkili araçlardan biri. bizse hala daha "çocuklar etkileniyor" bahanesiyle aptal saptal sansürler uyguluyor, kısıtlıyoruz bir şeyler yaratmaya çalışan insanları. aslında kendilerini özgür hissetseler, gerekli maddi desteği alarak gelir kaygısı yerine mesaj kaygısı gütseler, dertlerini anlatabilseler belki nice şeyler anlatacaklar daha.

"bir de diyorlar ki 'uzayda hayat yok', al."

dedim ya, çocuktum. hiç de etkilenmedim öyle. "aa anne bak filmde küfretti ben de edicem eheh" diye gezinmedim de ortalıkta gerizekalı gibi. aksine, gora'ya çok ama çok şey borçluyum. hem mizah, hem de bakış açısı konusunda çok şey kazandırmıştır bana. çocuğunuz bildiğin uzaya çıkılan bir filmi izlerken o kadar şeyi atlayıp küfüre dikkatini veriyorsa, resmen gerizekalıdır. filmin bir suçu yok. çok şey yapmayın yani.

"hadi bakim!"

devamını gör...
her sahnesi ayrı komik olan film. daha dün tao'cu seksin ne olduğunu anlayıp, o espriye bir daha güldüm ama ben olsam, ben de karışık yükletirdim. orta iki fizik de aklımı çelmiyor değil.
devamını gör...
filmin her anı, her sahnesi, her diyaloğu farklı insanların günlük hayatta lugatına girmiş, mizah anlayışına yön vermiş ve çeşitli yeni mizah içeriklerine ilham kaynağı olmuştur. kuvvetle muhtemel türkiye sınırlarında yapılmış en iyi komedi türünde yapımdır. bu zamana kadar 40'ın üzerinde tekrar ile izlediğim bu kült yapımı yine sıkılmadan izleyebilirim. cem yılmaz'ın seviyeyi bir daha ne kendisinin ne de bir başkasının çıkabileceği bir noktaya çıkarmasıyla birlikte türkiye'de çekilen komedi filmleri için hep bir kıstas hep ulaşılması gereken bir hedef olarak kalacaktır.
"enverina, senin hediyeni gemide kaybetmişiz. haberimiz yok :))"
devamını gör...
insan nasıl güldürülür diye düşünmüş önce cem ağabey*. sonra filmi çekmişler. her repliği titizlikle hazırlanan nadir filmlerden. rasim öztekin'i görmek de hüzünlendiriyor. türk sinemasının* en üst noktasıdır. izlenesi film. senaryoda hiç değişiklik yapmadan bir daha çekseler milyonları vururlar. o kadar potansiyeli olan bir film işte.
devamını gör...
" gıcırtılı olur robotun a.ı " cümlesinin kısaltması olan cmylmz filmi.

netflix, blutv, beinconnect gibi digital ortamlarda ve hatta youtube de dahi olmayan film.

neden yok anlamış değilim.
devamını gör...
“evet tarafından.”

bir insan acaba bu cevabı almak için ne sormuş olabilir. zamanında bunu bizzat cem yılmaz a da sorduk; “biraz düşünün bakalım.” şeklinde cevap verdi.
devamını gör...
cem yılmazın stand up gösterisinde gülmekten karnına kramp giren beni fazlaca etkileyememiş bir filmdir. vasatın biraz üstü. 100 kere falan izleyenede ne desem bilemedim şimdi.
devamını gör...
86 kere izlediğim cem yılmaz filmi. cem yılmaz'ın da en iyi işidir bence. sadece yaptığı esprilerle değil, göndermelerle de yarar. olur da yaşarsam ömrümün sonuna kadar bi 386 kere daha izlerim.
devamını gör...
cem yılmazın komediyle bilim kurguyu bir araya topladığı filmi. filmi izleyenlerin kendi içinde esprileri bile vardır: ateş toprak su ve tahta gibi, havalandırma gibi bir de bunu dokuyan çocuk kör oldu ki bu benim de en çok kullandığım oluyor. özellikle filmin sonunda amerikanın uzaylıyı bir öcü gibi göstermesine yapılan gönderme de iyi düşünülmüş
devamını gör...
gora cem yılmazın başyapıtı delilenebilecek bir film. konusu arif isimli istanbul'da yaşayan bir halı satıcısının uzaylılar tarafından kaçırılmasını konu alan bir komedi bilimkurgu filmidir. izlenmesi gereken türk filmleri arasındadır.
devamını gör...
sıkılmadan defalarca izlediğim ve repliklerini ezberlediğim süper ötesi bir komedi/bilim-kurgu tarzı filmdir. aslında nadir filmlerden biridir. şimdilerde pek böyle filmler yok. ne varsa eskilerde var aslında.
devamını gör...
bir yaz tatilinde kuzenimle aralıksız her gün 5-6 kere izlediğimiz, bir ayın sonunda cd'sinin isyan edip bozulduğu, ardından bozuldu diye yazlıktan farklı şehirlerdeki evlerimize döndüğümüz cem yılmaz yapımı film. 15 kuzen toplanıp gitmiştik sinemada. 16. kuzen gelemeyince yazlığa cd götürmüştük.
devamını gör...
her saniyesini ezbere bildiğim çok ince esprilere sahip cem yılmaz filmidir. kimse benimle bu filmi izlemek istemiyor çünkü sürekli replikleri söylüyorum , biraz üzüyor bu durum beni.
devamını gör...
cem yılmaz'ın kaliteli işlerinden birisidir. türkiye'de insanları zekasıyla güldürmeyi başarabilen belki de tek komedyendir. pek çok senaryo da başka filmleri taklidi ve benzeri olmasına rağmen cem bey ve yakınındakilerin oluşturduğu tüm projeler diğerlerinden farklıdır. bilim kurgu komedi bunun birlikte işlenmesi fikri gerçekten harika olmakla birlikte ince ince sık dokunmuş kaliteli esprilerin bol bol güldürdüğü bir film. filmi ilk izlediğimde 7-8 yaşındaydım. o zamanlarda pek çok espriyi anlamıyordum dönem dönem izledikçe çokça kaliteli esprinin olduğunu fark ettim. bir diğer fark ettiğim ise filmde pek çok eşcinselliği işleyen ve barından sahnelerin var olduğunu gördüm.
devamını gör...
g.o.r.a, a.r.o.g, yahşi batı, komedi filmleri kategorisinde cem yılmaz benim için hep önde olacaktır. espri oluşturma, taklit ve seyirciye iletme süreçlerinin hepsini başarılı şekilde yapabildiğini düşünüyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim