öne çıkanlar | diğer yorumlar

rita hunter'ın yabancı yayınları'ndan çıkan kitabı güz fırtınası. bunu da bir okuma etkinliği vesilesiyle okudum. zira ergenliğimde bile romance sevemedim arkadaşlar. içinizde alacakaranlık serisini okumamış sayılı insanlardan biriyim.

elbette ki bunu da bir övünç kaynağı olarak sunmuyorum zira okumak çok öznel ve çok keyfekeder bir eylem, ki onu güzel kılan bu. romantik kitap düşkünlerini aşağılamaya çalışmıyorum ve çalışmayacağım. hatta ben de ara sıra kendimi deniyorum işte, sissyciğim ya kasvete ya vahşete boğan kitaplar okuyorsun, biraz daha güzel duygulara mı yönelsen diye ikna ediyor ve şansımı deniyorum.

şu ana dek beni hüzne gark etmeden neşelendirebilen tek bir yazar keşfedebildim ki o da tom robbins. ama o da o kadar cıvık ve geveze bi yazar ki her zaman tahammül edemiyorum.

elbette ki jane austen filan da okuyabilirdim ama bu etkinlik kapsamında seçtiğim kitabın tam bir romance olmasına ve başka hiçbir vasfı olmamasına özellikle dikkat ettim, kendim kaşındım.

bu kadar izahı yapmamın nedeni, kitabı yerden yere çarpmaya başlayacak olmam. tarihi aşk romanı, dükler prensler soylular kol geziyor. tabii ki esas oğlan dük esas kız taşralı fakir düz kız. tabii ki dük kıza, kız da düke tutuluyor. tabii ki dükün kötü bir şöhreti var. bir kadına tecavüz ettiği iddiaları var. ve ne hikmetse anneleri iki güzel genç kızını da alıp gelecekleri kurtulur umudu ile dükün evine sokmakta ve edepsiz kız kardeşine edep ahlak öğretmeleri için teşvik etmekte beis görmüyor. aldığı kadınca önlem ise bu kızlara patates çuvalından hallice abuk kıyafetler giydirmek. klişeler saymakla bitmiyor, bir de bu yazarı öve öve bitirememişler. random bi tarihi aşk romanı seçsen senaryo aşağı yukarı bu olmuyor mu zaten? hayır bu yazarların birini ötekinden ayıran ne?

ayrıca yazar tepki çekmekten mi korktu bilinmez, daha en başta tecavüzcü sanılan dükün tecavüzcü olmayabileceğini öyle gözümüze sokuyor ki en başta zaten anlıyoruz adamın masum olduğunu. yani madem bunu yaptın akıl ihsan doğrultusunda hiç değilse kitabın ortalarında meydana çıksın bu. gizem unsurunu kaldırmışsın ortadan. okur 5 iq değilse zaten emin dükün masum olduğundan. gerçekten bunu 580 sayfa sonunda açıklamana gerek var mı ey yazar?

aidiyetin ne kadar güzel bir his olabildiğini biliyorum. ait hissetmeyi arzulamak doğamızda var. e tamam sen bi de kadın erkek eşitsizliğinin çok yüksek sınıf ayrımının çok belirgin olduğu bi zaman dilimini seçmişsin. bunların hepsine tamam da insanın içine benim adamım, benim gadınım ifadelerini okumaktan fenalık geliyor. anlamdan bile bağımsız ya, 140 kelimelik bir metnin 75 kelimesi yerli yersiz tuzluk olsa mesela, insan tuzluktan da bi tiksinir.

yazar kitabı uzatabildiğim kadar uzatmalıyım düsturunu benimsemiş olmasa yemin ederim dük masum mu değil mi ikilemiyle gayet güzel bi aşk romanı kotarır. ama o gizemi en başta ortadan kaldırdığından abuk sabuk entrikalar peşine düşüyor. ya manyak mısın kadın allaşkına. çiftin kavgası kıyameti şüphesi tereddüdü bitmiyor. bu bitimsiz toksisite insanları neden tatmin ediyor onu da anlamıyorum.

bir de kızımızın ne kadar bakire, ne kadar iffetli olduğunu anlamamız için utanmalı pornografi diye tabir edeceğim bir gerdek gecesi okuyoruz. bir bölümü buna ayırmış kadın. hayır her bölüm de en az 20 sayfa. kitabın tümüne bakarsak belki 70 - 100 sayfa filan detaylı detaylı cima okuyoruz. ki buna da karşı değilim, sanatta sansüre inanmam ama gerçekten sanat eşit değildir pornografi maalesef ya. niyetim o tür bi tatmin ise ben hem görsel hem işitsel anlamda bir şeyler sunan malum siteleri tercih ediyorum. sayfalarca ipe sapa gelmez betimleme okuyup napiym.

kitap boyunca kadın adam için can vermeye hazır adam kadın için ama birbirlerine aşık olduklarını keşfedebilmeleri için yine 580 sayfa okumamız gerekiyor, saçmalığa bakar mısınız?

bi de esas kız başkasıyla nişanlı başta. nişanlısı da kime aşık olduğunu anlamayan bi geri zekalı olduğu için esasında kızın kız kardeşine aşıkmış. happy ending olsun herkes sonsuza kadar mutlu yaşasın diye bu kadar saçmalanmaz yahu. e bizim hanım kız dükle evlenince ex nişanlı kız kardeşe kalıyor. tabi bu da dünyanın eeeennn normal şeyi gibi algılanıyor, çiçeği burnunda çifte mutluluklar dileniyor.

özellikle editöre yöneltmek istediğim bir soru var: kitabın düzeltmeleri ağır miktarda alkollüyken mi yapıldı? ya yanlış yazılan kelimeleri geçtim kelime unutulan cümleler var. hayır allahtan kitaptaki tüm cümleler inanılmaz anlaşılır ve basit, siz unutulan kelimenin ne olduğunu rahatça tahmin edebiliyorsunuz.

kitabın tek artı yönü hızlıca okunabilmesi. dün gece başladım, bu gün bitti.

uzun süredir böyle sağı solu tekmeleyen uzun bir tanım girmemiştim. rahatlattı vallahi, agresyonuma iyi geldi.
okumayın bunu anam okumayın.

kendime not: sissy sen de mal mısın yavrum ya ne diye macera arıyosun? değdi mi saatlerine? değmedi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"güz fırtınası" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim