psikoloji / kişisel gelişim / insan ve toplum
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

insanın bazen kırılan, ezilen, haksızlığa uğrayan, azarlanan ve küstürülen tarafına elini uzatası gelir. bir anda olur bu, kısa sürer. fakat ihtiyacı vardır. o küçük elin, şu anki elini tutmasına ihtiyacı vardır.

çoğumuz, yaşanmamış milyonlarca çocukluktan birine sahibiz. fakat içimizdeki bu yaşanmamış çocuk yalnız değil, içimizdeki ana-baba istese de onu yalnız bırakmıyor. yargılıyor, sözünü kesiyor, derinliklere itiyor. bazı zamanlarda söz geçiremiyor ve söz geçiremediği durumlarda birey, yetişkin çocuk oluveriyor. burada yetişkin dış görünüşü, çocuk ise psikolojik gelişim düzeyini simgeliyor.

doğan cüceloğlu'nun 1992 yılında yayımladığı eseri, içimizdeki çocuk, içimizdeki ana-baba, sağlıklı aile ve iletişim, özbenlik, içimizdeki çatışmalar gibi çok önemli konulara değiniyor. içimizdeki çocuk, adı üzerinde çocuk olan tarafımız. saf, tutkulu, meraklı, umutlu ve sabırsız tarafımız. hani bazen hiç düşünmeden anlık hayaller kurarız ya, hadi yazımı okurken şu sorumu cevaplayın, aklınıza ne geliyorsa direkt söyleyin, çekinmeyin.. ''şu an nerede olmak ve ne yapmak isterdin?''

bu soruya verdiğiniz cevap, iç çocuğunuz tarafından verilen bir cevap. cesur, yargılamayan taraf. fakat bu cevabınız hakkında düşünmenizi, yaşamda sorumlu bir insan olarak sizde neler uyandırdığını sorsam cevabınız ne olurdu? hemen mantığınız devreye girer ve sınırlardınız o güzelim hayali. eh, içinizdeki ana-baba ağır başlı ve deneyimli nihayetinde. evet, ikinci cevabınız ise içinizdeki ana-baba tarafından verilen bir cevap.

her şeyde olduğu gibi bu kitapta da yetiştirilme tarzı büyük bir önem taşıyor içimizdeki çocuğun sağlıklı ya da sağlıksız oluşu konusunda. sağlıksız yetişen ebeveynler de istemeden de olsa çocuklarını sağlıksız yetiştirmek için ellerinden geleni yapıyor çoğu zaman. çünkü ancak böyle kendi yanlışları gözlerine ''normal'' gözükebilir.

''bu durumu devam ettirebilmek için sağlıksız aile kendine özgü gelenekler, sağlıksız toplum da topluma özgü kültür değerleri yaratır.

nasıl bir döngüde olduğumuzu ve iç çocuklarımızın nasıl hırpalandığını görüyor musunuz şimdi? sadece aile ortamı değil, çevremiz hatta koca bir ülke içimizdeki o saf umutları yıkmak için büyük bir çaba içerisinde. neden? kendilerini 'normal' olarak adlandırıp içlerini rahat ettirebilmek için. neden? çünkü kendilerini çok değersiz, güvensiz hissediyorlar. bir hiçmiş gibi. çünkü çocukluklarını yaşayamamışlar.

korkmalarına izin verilmemiş mesela, üzülmelerine izin verilmemiş, hatta size bir sır vereyim, mutlu olmalarına bile izin verilmemiş. ''pişmiş kelle gibi ne sırıtıyorsun?'' denmiş. ''buna mı üzüldün?'' diyerek dalga geçilmiş belki.

o sokakta suratı asık, hiçbir şeyden memnun olmayan, herkesi yargılayan tipler var ya hani, hani insanları ahlaksızlıkla suçlayarak ahlak timsali olan tipler... bu saydıklarım psikolojik olarak sağlıklı bir bireyde görülmüyor. kişilik yapılarında, özellikle iç çocuklarında bir aksama olan bireylerde görülüyor. belki çocukluklarında mutlu olduklarında eleştirildiler. kendilerini o kadar değersiz hissettiler ki, bu değersiz hissi bastırmak için savunma mekanizması geliştirdiler. işte bu mekanizma, yargılamak!

içimizdeki çocuğun ellerini tutabileceğimiz cesaret ve anlayış diliyorum hepimize. zor, biliyorum. fakat çamura dahi batsanız iç çocuğunuz ona seslenmenizi bekliyor. içimizdeki masum ve güler yüzlü çocukla kavuşabilmemiz dileklerimle.
ufak bir şarkı önerisi: kim taehyung- inner child.
devamını gör...
doğan cüceloğlu öğretisidir.
her bireyin içinde bir çocuk vardır.
doğan cüceloğlu'na göre, o çocuk mutlu edilmezse, bizde mutlu olamayız.
o çocuğu mutlu etmek bizim işimiz.
o çocuk, bizim sevdiğimiz işleri yapınca mutlu oluyor.
görevlerimizi yaparken, zorla yapıyorsak mutsuz oluyor. aynı görevi, mutlu yapıyorsak mutlu oluyor.
mesela bulaşık yıkarken mutluysak, iyi bir iş yaptığımızı düşünüyor mutlu oluyor.
mükemmel bir yemeği yerken mutsuzsak o da kötü bir şey yaptığımızı düşünüyor mutluz oluyor.
içimizdeki çocuk doğan cüceloğlu'na göre canımız.
canım istemiyor diyoruz ya bazen o işte içimizdeki çocuk.
onu istekli mutlu keyifli hale getirmeliyiz.
yaptığımız işleri (bkz: mış gibi yapmak) içimizdeki çocuğu hırpalıyor. kendimize saygı duymamak onu hırpalıyor.
sadece kendimize saygı duyarak bile onu mutlu edebiliriz.
oda bizi mutlu eder sıkılmayarak.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"içimizdeki çocuk" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim