dünya klasikleri / hikaye-öykü / edebiyat
8.4 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

tolstoy'un geçenlerde okuyup bitirdiğim, küçük hikayelerden oluşan kitabı.

kitap yukarıda da söylendiği gibi bir nevi tasavvufi bir eser. rus edebiyatı'nın değerli yazarlarından olan tolstoy'un insanın hayata ne ile tutunacağını, insana iç huzur verenin ne olduğunu anlattığı kitap; son bölümdeki hikayeyle beni çok etkiledi açıkçası.
günümüz insanının da içinden geçen toprak mevzusunu beklenen sonla bitirmesi yazara olan saygımı arttırdı diyebilirim. bir de soruyu sevgi diye cevaplandırmak kitabın başucu eserim olmasını sağladı. daha önce burada da üstten bahsetmiştim; ben de insanın ancak sevgiyle yaşama tutunacağına inanıyorum. sevgiye küsmeyerek, yorulunca dinlenerek ve en önemlisi sürekli "vardır elbet bir çıkılacak yok" mantığıyla hareket ederek yaşamazsa kişi hayat çekilmez oluyor bir yerden sonra.

velhasıl yanımdan ayırmayacağım, en az ermiş kadar sevdiğim bir şaheserdir kendisi.

birkaç alıntı;
"ve tüm insanlar kendi iyiliklerini düşünerek değil, içlerindeki sevgiyle yaşarlar."

"belki de adam yokluktan ölüyordur. sen ise korkup ondan kaçıyorsun. hırsızlardan korkacak kadar zengin misin yoksa?"

"insanlar arasında fikir ayrılıklarına ve hatalara neden olan şey kibirdir."
devamını gör...
eskiden samanyolu diye bir televizyon kanalı vardı. orada dini içerikli öğüt veren kısa filmler olurdu. tolstoy'un hikâyelerini okurken de aynı hissi yaşadım. farklı olarak yazarın yaşattığı üst düzey kaliteye erişim hissi. tolstoy her ne kadar dinsel öğütler veriyor gibi olsa da söyledikleri evrensel. dün, bugün, yarın ve yıllar sonra da geçerliliğini koruyacak öğütler. bu yüzden klasik olmamış mı zaten? ne de güzel olmuş.


insan neyle yaşar? adlı hikayede üç soru ve onun cevaplarını aramaya yönelik bir hikayedir. insanda ne vardır? insana ne verilmemiştir? insan ne ile yaşar? insanda merhamet duygusu vardır. insana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemişti. insan sevgiyle yaşardı.

"insanlar sadece kendi hayatları için kaygılandıkları, kendilerini kolladıkları için yaşar sanırdım, oysa onları yaşatan tek şey sevgiymiş."
syf. 40

kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez adlı hikayede öfkelendiğimizde ve bir husumet oluştuğunda onu uzatmamamız, her şey tazeyken ve kimse zarar görmemişken orta yolu bulmamız öğütlenir.

insana çok toprak gerekir mi? adlı hikayede ise insan ne kadar çok toprağa sahip olmak istese de en sonunda küçük bir çukurun ona yettiğini, aslında ihtiyacımız olanın düşündüğümüzden daha az olduğunu bize öğretiyor.

benim en çok etkilendiğim ve yıllar önce okuduğumda da aklımdan çıkmayan son hikayeydi. tolstoy harika bir yazar. var ol.
devamını gör...
insanlar, kendilerine baktıkları için yaşadıklarını sansalar da aslında sadece sevgiyle yaşadıklarını anladım. seven kişi, tanrı'ya yaklaşır ve tanrı da ona yaklaşır. çünkü sevgi tanrı'nın ta kendisidir.
bu sorunun altın cevabı.

kitap insanoğlunun yaptığı hataları gözler önüne seriyor. hırs, kin, öfke, açgözlülük gibi duyguların zararını anlatıyor. kitabın ismi (bkz: tolstoy'un nasihatları) olsaydı daha iyi olabilirdi. çünkü bütün hikayeleri ak sakallı bir dedeyi dinliyormuşum hissiyatıyla okudum.
alın size en orjinal kişisel gelişim kitabı. kafa karıştırıcı hiçbir husus yok. mesajlar anlayana şak diye iletiliyor. tabii dini öğreti kısmıda var. inanç ve tanrı kavramlarının altı çok çiziliyor. kutsal kitaplardaki gibi efsunlu bir anlatım hakim.
hikayeler içinde aslında en sevdiğim, tek bir kıvılcım tüm evi yok edebilir di. bu hikaye üzerine çok düşündüm. biri kötü bir söz söyler orada cevap verirsin sonra o söyler sen söylersin uzar gider. bu kavgalara sonra büyük kavgalara ve bir hınçla karar vermeye sebep olur. bir belayı savuşturamazsan başından o seni kendi bildiği gibi yutar. bataklığa düştün mü, aşağıdan seni daha çok çekerler. orada iki altın cümle vardı:
kıvılcımı söndürmezsen, ateşi zapt edemezsin
ikincisini ise çok duyarız ve üzerine bir daha düşünülmesi gerekendir.
(bkz: öfkeyle kalkan zararla oturur)
düşündüm de bende bu tuzaklara düşüyorum. birinin lafının altında kalmamayı dik duruş gibi algılıyorum. halbuki ona laf anlatmakla geçireceğim zamanı kaotik bir iç çöküş ile sonlandırıyorum. kimbilir ne acı kayıplara yol açıldı. kendimizi tartmadığımız iç güdüsel verdiğimiz tepkilerimizle ne hatalar yapıldı?
ve hangimiz yapmıyoruz ki!
acaba sözümün üzerine söz olmaz kibir'ini kaç defa yaşıyoruz?
kitap, sevgi kelimesinin hazinesini keşfetme, iyilikten şaşmama ve fazladan ermişlik rütbesine ulaşma hükmü ile karşınızda.

tolstoy amca'mız güzel bir nasihat çekmiş.
devamını gör...
şu sıralar okuduğum kitaptır. tolstoy'a ait olan bu kitabı okurken hakikatin ne olduğunu kavrıyor insan.
her insanın bir inancı olmalı bana göre. bir inanç çerçevesinde insanlar yaşarlarsa hayatları istedikleri yerlere gelir.
inanç insanları hayatta bir amacın var olduğuna inandırır. aslında bu kitapta tam olarak vurgulanan düşünce de inanç varlığı.
kitapta birkaç küçük hikaye var ve okuduğunuzda huzur doluyorsunuz.
bazı küçük bilgiler vererek bilgilenme bize ve düşünsel benliğinize bir şeyler katıyor.
okumanızı tavsiye ederim. hatta ne bulursanız okuyun.
okumak beynimizdeki nöron sayısını arttırdığı gibi beynimizde bulunan kıvrımları da arttırır.
bir akademisyen hocamızın söylediğine göre beynimiz doğduğumuz zaman tamamen düz bir şekildedir.
ancak bir şeyler öğrendikçe örneğin öncelikle fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşılamayı öğrendiğimize kıvrımlar oluşmaya başlıyormuş.
daha sonra öğrenmeye, araştırmaya, merak etmeye başladığımızda bu kıvrımlar artıyor ve derinleşmeye başlıyormuş.
bu konulara nereden geldim bilmiyorum ama size tavsiyem bu kitabı okumanız yönünde. size bir şeyler katacak kitaplar arasında. pişman olmayacağınız güzel bir kitap...
devamını gör...
rezalet ötesi bir tolstoy kitabı. okumadım elbette. işittiklerimi yazıyorum.

yeryüzüne düşen bir meleğin soğuktan korunmak için palto almaya çalışmasını anlatıyor sayfalarca kitap.

kafa sıfır. bir palto alabilmek için entel entel dolanıyor bir ihtiyarın yanında. ihtiyar bunu sallamıyor falan.

halbuki delikanlı olsaydı... erkek adam çalışır para kazanırdı ya. resmen günümüzde yaşasaydı ya liseli ya sözlük yazarı bu der geçerdim ibişe değerli hocalarım.

böyle rezil kitaplara yer yok saf kalbimde.
devamını gör...
lev tolstoy'a ait bir kitap ismi olmakla birlikte ''hayat üzerine düşünceler'' adlı başka bir eserinde cevabını vermiş olduğu bir soru cümlesidir. lev tolstoy burada şöyle demişti:

''ölümün başa gelmesi, zehirli bir hayvanın sokması, kurşun yarası, kesici alet yarası, mikropların tahribi ve diğer zâhirî nedenlerden ileri gelmeyip, belki bahsi geçen adamın gerçek hayatına ait iyiliğin bu dünyada artma imkânının kalmamasındandır.''
devamını gör...
bizim anadolu masalları olsa bu saçma bulunur. ama tolstoy saçmalayınca klasik oluyor. yok ayakabıcı paltoyu çıkarıyo kışın ortasında çıplk gördüğü adama giydiriyor eve götürüp yedirip içiriyor. ayakabıcının karısı lanet bir kadın ( kitaptaki kadınlar hep lanet her nedense) çıplak adam melek oluyor. falan filan. hepsi bu tarz öykülerden oluşan bir kitap işte.
devamını gör...
içinde bulunan üç kısa hikaye ile birçok akademik makaleye konu olmuş, sorgulatan tolstoy kitabıdır.

genellikle klasiklere giriş kitabıdır çoğumuz için. herkese okutulması gerektiğini düşündüğüm, ince düşünülmüş kıssadan hisseli eserdir.
devamını gör...
sorunun cevabı sevgi çıktı. kendi içimizde ama başkası için bulundurduğumuz duygu. bencilliğin veya kendimizi sevmemizin dışında.
hikayede ikna oldum mu evet ama yaşatan duygunun yokluğu ölüme mi götürecek şimdi?

"anladım ki tanrı insanların ayrı yaşamasını istemiyor bu yüzden tek tek neye ihtiyaçları olduğunu açık etmiyor. beraber yaşamalarını istediğinden hepsine kendilerinin ve diğerlerinin neye ihtiyacı olduğunu gösteriyor."


allah'ım sen beni sadece kendine muhtaç et lütfen. normal insan kalmadı ve ihtiyaç hâlinde onlar el uzatsa bile tutamam. kirli ellerle kalkacağıma temiz bir şekilde yerde yatarım...
"temizlik imandan gelir."
bakıldığında kirli ruhlar, kirli zihniyetler, masumun kanı bulaşmış kirli eller, kirli gözler, kirli diller vs. var. bu tarz kirliliğe sahip olanların bana çarpması veya hafiften değmesini geçtim bana söz söyleseler sanki sözleri somut bir şeymiş değiyor hissi veriyor. başak burcuyum ve sizi ne çamaşır suyuyla temizleyebilirim ne de başka bir şeyle. masumun gözyaşı bile temizlemez birçok kimseyi.
o yüzden siz kendinizi temizlemeye çalışın. anca siz isterseniz temizlenebilirsiniz çünkü...
devamını gör...
tolstoy’un, insanın hayatta ne için var olduğunun ve var olduğu müddette ne yapması gerektiğini üstüne basa basa anlatan 6 hikayesi bulunan mini bir kitap. klasikleşmiştir efenim boşuna değildir.
devamını gör...
dünya klasiklerinden olan ve fazlaca abartıldığını düşündüğüm bir kitap. kitap kötü demiyorum kesinlikle , sadece tolstoy'un öğreti , içerik olarak çok daha iyi olduğu o kadar eseri varken bu neden bu kadar abartılıyor anlamış değilim.

kitap tabi ki oldukça güzel mesajlar içeriyor. bildiğimiz şeyleri birazcık farklı bir açıyla sunuyor. hikayelerle somutlaştırıyor. hırsın , kıskançlığın ve abartılarak şeytanileşen birçok özelliğin ne denli zararlara yol açabileceğini anlatıyor. aynı zamanda iyilik yapmayı hatta bunun ne denli önemli olduğunu da vurguluyor. insani değerler olarak gördüğümüz bazı özellikleri çok açık ve net bir şekilde ifade ediyor.
kitabı okurken hissedilen duygular muazzam. sakin , dingin ve huzurlu bir atmosfere bürünüyorsunuz.

* insan anasız babasız yaşar ama tanrısız yaşayamaz. *
devamını gör...
bana göre tolstoy'a ait en kötü kitap. okurken dikkatimi çeken tek şeyin hristiyanlık güzellemesi dışında anlattığı bir şey olmaması. rahatsızlığımın sebebi hristiyanlığı anlatıyor oluşu değil. bir yazar herhangi bir dine inanıp, sempati duyup, buna istinaden bir kitap yazabilir. anlattığı şeyler zaten tüm semavi dinlerde bahsedilen şeyler ve binlerce kere başkaları tarafından da yazılmış. amerikayı neden yeniden keşfediyoruz?
türkiyede okuyucuya sunuluşunun yanlış olması, ünlü yazar çok satar diye düşünülmesi, dünya klasiği olması gibi sebepler yüzünden bu hristiyanlık güzellemesinden elime aldığım hiç bir basımında bahsedilmemekte. ben gibi dini öğüt almayı, din güzellemelerini sevmiyorsanız okumanızı tavsiye etmem. ince olmasına rağmen ruhumu sıkan nadir eserlerden. orijinal dilinden çeviriyi okumanızı tavsiye ederim. çoğu türkçe çevirisi yanlış ya da manipüle edilmiş olduğu için tolstoy'un esas vermek istediği mesajı alamayabilirsiniz. aklınızda hümanist bir eser olarak kalmasına sebep olabilir.
devamını gör...
tolstoy'un dine yöneldiği zamanlarında yazdığı rivayet edilen incecik kitaptır.

fakir bir aile olan ve eski bir paltoyu karısıyla dönüşümlü olarak kullanan ayakkabı tamircisinin yol kenarında gördüğü meleği evine alması ile yaşadıklarını konu edinir.

meleğin eve gelen şişman zengin adamın yarın öleceğini bilip kundura değil cenaze ayakkabısı/ takunya dikmesi ve yarın gerçekten ölmesi galiba kitaptaki keskin bölümdür. (bence)

insanlar arasında fikir ayrılıklarına ve hatalara neden olan şey kibirdir

insanın ne ile yaşadığını anlatmak ister.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
tolstoy'un içinde kısa birkaç hikaye bulunduran bu eseri insanı hem düşünmeye teşfik ediyor hem de yaşadığı şeyleri ve yaşam amacını sorgulatıyor. ne kadar zamanımız kaldı? ne için yaşadık? ne uğruna ölüceğiz? ve asıl sorulması gereken ne olmadan yaşayamazdık? işte bu kitabı okurken düşünüceğimiz küçük ve anlamlı sorular.
devamını gör...
biraz abartıldığını düşündüğüm bir kitap. kitap gerçekten güzel bir kitaptı. ama beni etkilemedi açıkçası. zaten bildiğim şeylerin biraz daha edebi ve masalsı haliydi o kadar.
devamını gör...
rus yazar tolstoy'un mini hikayelerinden oluşarak, insanın ne ile yaşadığını sorgulayan ve sorgulatan kitabıdır. toplumun sınıfları arasındaki bazı olaylar vurgulanmaktadır. inanç dediğimiz kavramın, yaşadığımız her türlü zorluğa rağmen mutluluğun sırrı olabildiğinin keşfini içerir. sahi inancımız mıydı bizi sonunda mutluluğa götüren? 'insan ne ile yaşar' sorusunu kendime sorduğumda, hayatın içinde bizi bir yandan bir yana savuran ve zaman zaman bizi mutlu eden birçok faktör beliriyor aklımda. bazıları 'ne ile yaşar' sorusuna cevap olurken, bazıları 'ne için yaşar' sorusuna cevap oluyor. bazen bu ayrımı yapmak da zor olabiliyor. amaçlarımız uğruna yaşadığımız ve şekillendirdiğimiz bu dünyada kimin ne ile yaşadığı ise merak konusu.
devamını gör...
kitabı hayatımı değiştirecek kararlar verdiğim zaman almıştım ama okumak tekrar hayatimi değiştirdiğim döneme nasip oldu. her iki dönem içerisinde de "insanın neye ihtiyacı var ? ne olmazsa olmazıdır hayatının ?" diye sorgulamak zorunda hissettim kendimi. belki cevap bulurum dediğim her an elim kitaptan kaçtı. ya bulduğum cevap hoşuma gitmezse ?
en sonunda okudum.
sevdim desem değil sevmedim desem hiç değil. akıcı bir şekilde bitti. ama kısa öyküler olmasa tek parça bir metin olsa biter miydi ? emin değilim.
ne soğuk ne sıcak orta şekerli kaldım. aradığımı bulmuş değilim. sorularıma yanıt olmadı. olduysa bile henüz farkında değilim.
devamını gör...
bir kütüphane dolusu kitap okumama vesile olmuştur kendisi.

nasıl marş bastıysa artık kütüphane bitene kadar durmak nedir bilmedik.
yo ansiklopediler haric tabii.

gel gör ki stop ettirilmem milli eğitim bakanlığı vasıtası ile oldu ne yazıkki.

henüz hayatının baharında bir 7. sınıf öğrencisinin kitap okuma şevkini kırmayı başardılar.

şöyle bir dönüp baktımda 13. yıla dogru yol alıyor kitap okumaya cesaret edemeyeli.

yazık oldu.
devamını gör...
tolstoy'un edebi kaygılar gözetmeksizin yazdığı kısa, ibretlik hikayelerden oluşan kitabı. tolstoy, koyu bir hristiyandır. kitabı yazma amacı da daha çok eğitimsiz halk tabakasından insanların kitabı okuyarak ibret alıp ders çıkarmaları ve tanrıya olan inançlarını kuvvetlendirmeleridir.
devamını gör...
kitabın özeti tevazu arkadaşlar. tolstoy emminin az sözle insana çok şey katan bir kitabıdır.
aslında kitap neyle yasamazin çok geniş bir tanımını verirken ne ile yaşar sorusunu cevapsız bırakıyor.
hatırladığım kadarıyla içerisinde 3 öykü var. kıssadan hisse işte.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insan neyle yaşar (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim