yayınlandığı yıllarda fransa'da satış rekorları kıran ve temel kitaplardan sayılan "sosyalizm sözlüğü" adlı eseri, erdoğan başar tarafından türkçeleştirilerek toplum yayınları/remzi inanç tarafından 1965 yılında ülkemizde de yayınlanmış olan ünlü yazar ve filozof.
devamını gör...
"insanda varoluş özden önce gelir" diyen nobel ödüllü egzistansiyalist.
devamını gör...
merhaba sartre hocam, rahatsız ediyorum. güne felsefik söz bırak başlığına yazmak istemedim. orada çok söz paylaşmışım.*
bu sözün yeri burasıdır diyerek bugün karşılaştığım ve aniden vurulduğum sözünüzü kendi başlığınızda paylaşmak istiyorum:

ben bir edebiyatçıyım, beni gebertmek için matematik okutuyorlar.

yine ciğerimi parçaladınız. beni de çok geberttiler. yalnız pisagor duymasın bu konuştuklarımızı aramızda kalsın.

sartre ile konuştuğum başlık. *
devamını gör...
sartre küçüklükten itibaren kendini çirkin bulur. bu onu psikolojik çöküşe sürekler. bulantı adlı eserinde ki varloluşculuk hikayesi'nin başladığı yer burasıdır. varlığını sorgulamak ve insanların ona hissettirdiği duygunun tiksindirici tasvirini yapmak. fakat sartre'nin eşi simone de beauvoir ondan farklı bir imaja sahipti. güzel fizikli çekici bir tarafı vardı. bu ikiliyi buluşturan ise fikirler oldu. üstelik birbirlerinden bağımsız farklı fikirler. ortak noktaları yazmak idi... öncelikleri yazmak ve fikirleri aktarmak oldu. evlilikleri bir nevi güçlü bir ortaklıkdı. severim böyle ikilileri paylasmak istedim. sartre' dan bahsederken beauvoir'u atlamak istemezdim.
devamını gör...
bugün yine bir sözüne denk geldim.
biz istediğimiz şeyi yapmıyoruz ve buna rağmen, ne olduğumuzdan sorumluyuz. bu bir hakikattir.
ne yaptın be üstat.
devamını gör...
henüz okumayı sökmeden, evlerindeki resimli kitapları bıkmadan ve usanmadan saatlerce karıştıran, yazarak üretmeye çok ufak yaşta başlayan, tüm dinleri ve metafizik gelenekleri yok sayan varoluşcu ateizmin savunucusu fransız düşünür ve yazar. yazım hayatıyla daha fazla bilgi edinmek isteyenler otobiyografi niteliği taşıyan "sözcükler" adlı eserini okuyabilirler.
devamını gör...
küçücük bir cümle ile tüm insanlık hakkındaki düşüncelerimi ifade etmeyi başarmış fransız yazar, modern zaman filozofu.

(bkz: cehennem başkalarıdır)
devamını gör...
fransız, varoluşçuluğun zirve ismi. varlık ve hiçlik, akıl çağı, bulantı gibi dorukta yer alan eserler ortaya koymuştur. okur yaşamınızı ''sartre okumadan önce ve sonra'' olarak ikiye ayırmanız mümkündür.

"nous sommes condamné a vivre" : yaşamaya mahkumuz diyerek intiharın aslında hayattan bir kaçış değil, onu reddediş biçimi olduğunu söylemiştir.

ona göre her birey var olan sınırlı düşüncelerle yetinmeden ve onlara aldırmadan kendi değer yargılarını ortaya koymalıdır. çünkü var olan sınırlı düşüncelerle, kurallarla, göreneklerle yaşayan bir insan zihni asla özgürleşemez. bu da varoluş çabasına terstir. çünkü o durumda insan bağımsız bir varlık değil bir makinedir.
devamını gör...
'yaşam, insanın 'tek başına' kendi toplumsal boyutunu keşfetmesidir.' diyen. bireyin tam özgürlüğünü vurgulayan, aile ve tanrı kavramını, her türlü kurulu düzeni yadsıyan filozoftur.ve bu yüzden ona verilen nobel edebiyat ödülünü kabul etmemiştir.
devamını gör...
birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. enerji, kendini veriş, körlük ister. hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum. (jean-paul sartre - bulantı)
devamını gör...
fransız filozof.

varoluşçuluk bir hümanizmadır'da platon'un "öz varoluşun öncülüdür" söylemine karşı ürettiği "varoluş özden önce gelir" söylemine, kara orman'ın tezenesi martin heidegger, "letter on humanism" adlı denemesinde "metafizik bir önermenin ters çevrilmiş hali yine metafizik bir önermedir" gibisinden şık bir yanıt vererek kendisini birazcık okşamıştır.

yine de aklı başında, nispeten ayakları yere basan bir felsefesi vardır kendisinin, severiz.
devamını gör...
12.
sartre ve (bkz: albert camus)un varoluşçuluğunun temel ayrımı çıkış noktalarıdır. sartre'a göre esas mesele insanın özgürlüğü ve özgür olup olmadığıyken camus'a göre esas mesele intihardır.
sartre bir felsefecinin ulaşabileceği en üst 'ünlülük seviyesi'ne ulaştığı için genellikle en sevilen ve en değer verilen felsefecilerden biridir haliyle. (bkz: varlık ve hiçlik)i 2aydan kısa bir sürede yazdığı söylenir(daha kısa bile olabilir).
devamını gör...
"bir şey sona ermek için başlamıştır.
serüven uzamaya gelmez, ona anlam veren ölümüdür yalnız."
devamını gör...
14.
yazmış olduğu bulantı adlı eserin bünyedeki mide bulandırıcı etkisi, varoluşun anlamsız ve saçma oluşunu anlatıyor olmasındaki başarısındandır.
yani, nokta atıştır.
devamını gör...
ali şeriati nin hocası değil(ali şeriati bir çok kitabında, üstadının ve hocasının babası muhammed taki şeriati olduğunu belirtmiştir.) komşusu ve dostudur. hatta;" bir dine inanıyor olsaydım, şeriati nin inandığı dine inanırdım. "diyecek kadar açık yüreklidir.
devamını gör...
egzistansiyalist ne ahlaki değerlere ne de tanrıya inanır; fakat insanın vicdanının olduğunu, iyi bir iş yaparsa onu güzelleştirdiğini, teskin edip huzurlu kıldığını ancak kötü işin vicdanı sızlattığını söylüyor. burada bir soru gündeme geliyor: vicdan varlığın mı yoksa mahiyetin, özün, niteliğin, sıfatın mı bir parçasıdır? açıktır ki özün,mahiyetin bir parçası. insan mahiyet ve sıfatlarda değil varlıkta müşterektir...

ali şeriati'ye göre albert camus teslim oluyor; fakat hayatı kötü bilen sartre acıklı bir tarzda hayata bir anlam vermek için çabalıyor, âlemde olmayan mefhumu oluşturmak istiyor, ama olmuyor

neden başarılı olamıyor: çünkü kendi hayatından daha yüksek ve daha kutsal bir merkeze ve mutlak bir hakikate inanan insan kendini feda eder. fakat kendi mutlak özgürlüğüne ve benmerkezciliğe, kendini ölçü almaya inanan -kendini hiç bilen- bir insan, acaba başkaları -onları da hiç biliyor- için böyle bir fedakarlık yapar mı?

ideolojilerde dert, aşk, eylem üçlüsü olmak mecburiyetindedir. zira olmazlarsa başarı elde edemezler. kalıcılık yakalayamazlar.
dert insanın veya ideolojinin aklına takılan herhangi bir sorun, yeryüzündeki bir bozukluktur.
aşk ise bu sorunu ve bozukluğu gidermek için insanın yapıştığı ideoloji veya felsefe akımıdır veya ideolojinin bunu gidermek için ortaya attığı düzeltme teklifidir.
eylem ise senin bu ideolojiye yapışarak o bozukluğu gidermek için harekete geçmek "ben" kavramını "biz" kavramına feda etmen veya ideolojinin insanı buna itmesi, insanı gönüllü olarak kendini fedaya davet etmesidir.
dinin dışında hiçbir ideoloji eylemi gerçekleştiremez ve eylem olmadan dert ve aşk aynı kalpte huzur ve uyum içinde yaşayamaz, bulunamaz.
neden din?
çünkü din dışı ideolojilerde gaye zevktir, ana hedeftir. dinlerde ise kutsal ideye erişmek için çekilen acı ve ızdırap zevktir. dinlerde kutsal bir ideye erişmek için ızdıraba tahammül eden bir kimse zevk alıyor; bu ızdırap dine inanan kimse için bir hedefe varma yolunda zevk veya lezzetttir. oysa diğer akımlarda zevkin bizatihi kendisi hedeftir. bu ise "biz" kavramını "ben" kavramına feda eder ve işin sonunda sartre çıkıp der ki
"özgürlükten kastım bu değildir"*

kısacası (bkz: çok yüce olan ahlâkı hiçlik üzerine inşa etmek)
(ahiret)
#605802
(bkz: psikolojik egoizm)
devamını gör...
bulantı adlı kitabında saat üçün bir şey yapmak için hem erken hem de geç bir saat olduğunu söyleyen yazardır.
devamını gör...
18.
"birini sevmeye başlamak, başlı başına bir iştir. güçlü, cömert ve biraz kör olmak zorundasındır. hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki, bir uçurumun kıyısına gelir ve atlayarak karşıya geçmek durumunda kalırsın; işte o an düşünmeye kalkarsan aşamazsın o uçurumu."

-jean paul sartre, bulantı
devamını gör...
19.
okumaktan kör olmuştur. karısı simon ile ayrı evlerde yaşarlardı. tutuklanamaz çünkü kendisi fransa'dır. sadece teori ve edebiyat adamı değil aynı zamanda aktivisttir. bulantı adlı romanı yabancı adlı camus romanı ile benzer havadadır ve başyapıtıdır. nobel ödülünü reddeden ilk ve son isimdir.
devamını gör...
"özgürüm: hiçbir yaşama nedeni kalmadı artık bana.

denediğim bütün nedenler beni bıraktı; başkalarını da tasarlayamıyorum.

daha genç sayılırım, yeniden başlamaya yetecek gücüm var. ama nereden başlamalı?

en şiddetli korkulara, bulantılara düştüğümde beni kurtarır diye anny'e ne kadar güvenmiş olduğumu ancak şimdi anlıyorum.
geçmişim öldü, bay de rollebon öldü, anny sadece bütün umutlarımı kırmak için geri döndü.

bahçeler boyunca uzanan şu beyaz sokakta yalnızım.
yalnız ve özgür.
ama bu özgürlük ölüme benziyor biraz."

(bkz: la nausee (kitap))
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"jean paul sartre" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim