senle ilgilenmediği zamanlarda canın çok sıkılmaya başladığında.
devamını gör...
her şeyi ona anlatacakmış gibi yaşadığımızı farkettiğimiz an.
devamını gör...
hahahahaha. komikti bende. böyle görür görmez şey demiştim içimden, "ben bununla evleneceğim!"

bir taraftan duygularıma kendimi kaptırıp götü başı dağıtmamaya çalışıyor, öte yandan da sürekli onu düşünmek, evine kamyonla falan gül göndermek istiyordum. ya böyle garipti. yanındayım, sürekli ona bakıp, "oha ne kadar güzel." diyordum içimden. budala gibi kalıyordum hatta bazen.

arkadaşlarıma sürekli ondan bahsediyor, boş zamanlarımda sürekli öznesi olan hayaller kuruyordum. yürürken sanki böyle ayda yürüyor gibi hissediyordum. zıplaya zıplaya.

sonra tabi düştüm.

eeeee, hiçbir pervane yanmaktan korka korka ateşe uçmaz. eğer ateşe uçmayacaksak sıçayım öyle kanada. evet.
devamını gör...
whatsup mesajlarında, dahi anlamındaki de ve da'ları bitişik yazdığı halde müdahale edemiyorsam aşık olmuşumdur. o yazınca sanki daha bir sempatik oluyor o hatalar, imla kurallarına uygunmuş gibi algılıyorum. çünkü kör oluyorum.
devamını gör...
nil karaibrahimgil'in "kek" şarkısını kendinizi kaptırarak söylediğiniz an olabilir. bir an kafanıza bir portakal dank eder ve aydınlanırsınız.
devamını gör...
normalde o gün orada olması gerekir ama o orda değildir... okul, sınıf, iş yeri, otobüs fark etmiyor. onu, hep gördüğün yerde bir kere göremeyince deliye dönersin. neden yok neden gelmedi, burdan mı taşındı, acaba sınıfı mı değişti, okulu mu bıraktı, acaba hasta mı oldu bu gün, başına bi iş mi geldi.. eğer onu görmeniz gereken bi anda ve bir yerde o kişiyi göremediğinizde bunları sorguluyorsanız geçmiş olsun....
devamını gör...
onu görünce dünyanın durduğunu düşünmek.
sanki dünya sadece bizim etrafımızda dönüyor.
bazı anlar oluyor ki onu bile duymuyorsun kalıyorsun öylece. sevmek güzel şey, hatırlamak güzel şey..
hatırladığın zamanlar sevmiyorsan... o biraz acıtıyor.
devamını gör...
nefesim kesilmişti, konuşamamıştım. kemal sunalın filmindeki gibi, konuşmaya çalışıyordum ama sesim çıkmıyordu. yüzüne bakamıyordum ve yanaklarım yanıyordu
devamını gör...
aynaya baktığım* an.
devamını gör...
bilmiyorum aşık oldum mu..? nedir aşk? yani onu görürsem şunları bunları diyeceğim diyip onu gördüğünde herşeyi unutmak mı..? ya da sinir-öfke doluyken onun bakışlarında hamur kıvamında olmak mı..? bunun bir tarifi olmalı mı.? yoksa an'a mı bırakmalı..? ya da içinde bulunduğum durum mu..? hani mazhar alanson ne de güzel diyor: ''..seni görebileceğim yer rüyalar artık..'' belki de aşk kavuşamamak.. mutlu olmayan bir son, yarım kalmış cümleler, yaşanmamışlıklar...
devamını gör...
aklından çıkmıyorsa geçmiş olsun,
sadece onu görmek istiyorsan,
hiçbir şey, hiç kimse sana cazip gelmiyorsa, işe güce konsantre olamıyorsan..
geçmiş olsun.
devamını gör...
mutlu olduğum, üzüldüğüm her anı ilk ona anlatmak istediğimi farkettiğimde anlamıştım.
devamını gör...
hiç başıma gelmeyeceğini düşündüğüm dolayısıyla anlayamayacağım andır.
not: bu entry kendini imha edebilir. etmeyedebilir.
devamını gör...
martin eden'ınki şöyledir:

"sonra döndü ve kızı gördü. beyninden peş peşe geçen görüntüler o anda silindi. solgun, semavi bir varlıktı; insanın ruhuna işleyen kocaman mavi gözleri, altın sarısı gür saçları vardı. üzerine ne giydiğinin farkına varamadı ama giysilerinin de en az kendisi kadar muhteşem olduğunu biliyordu. onu narin sapının üzerindeki soluk altın sarısı yapraklarıyla zinya çiçeğine benzetti. ama hayır, bir ruhtu o, ilahi bir varlıktı, tanrıçaydı; böylesine yüce bir güzellik bu dünyaya ait olamazdı. yoksa kitaplar doğru mu söylüyordu, üst tabakalarda onun benzerleri çok muydu? swinburne denilen o adamın yazdığı şiirlerde geçen biri olabilirdi pekâlâ. belki de şair, sehpanın üzerinden aldığı kitapta okuduğu şiirde iseult'u betimlerken aklında bu kıza benzeyen biri vardı."

benimki de bunu okuduğum andır. evet, sayfalardır martin'e karşı git gide büyüyen bir sevgi hissediyorum.
devamını gör...
''kişinin kaşık olduğunu anladığı an'' diye okudum ve daldım başlığa. hangi troll açmış ona bakıp çıkacaktım. yanlış geldik. mevzu ciddiymiş ben kaçıyorum.
devamını gör...
onun için ölmesi değil onun için yaşamasıdır.
devamını gör...
(bkz: bana yeniden şarkılar söyleten kadın)
devamını gör...
nedir bu aşk mı ? diye düşünürken sokağın köşesinde onunla karşılaşmak.
devamını gör...
bir tek onunla görüşeceğiniz gün alarm çaldığı gibi uyanırsınız.
diğer türlü 8 tane kuruyorum 2-3 dakikalık arayla, yine de uyanamadığım oluyor.
devamını gör...
benim ilk buluşmada olmamıştı , erkek arkadaşımla tinderda tanıştım ben. ve açıkcası sadece takılıyordum o dönem, ingilizcem de çok iyi değildi zaten. her neyse yakın arkadaşımın ısrarı üzerine buluşmaya gittim çünkü benden biraz alakasız birisi, misal ben dövme sanatçısıyım ve genellikle beğendiğim tipler de hep kendi sektörüme yakın insanlar oluyor erkek arkadaşımda küpe dahi yok mesela, ben biraz daha gece insanıyım, tembelim, o sabahları koşuya gider , daha düzenlidir benden. her neyse arkadaşımın da ısrarı üzerine buluşmaya gitmiştim ve ilk kez bir buluşmada karşı tarafın amacı sadece seks vs değildi, beni anlamaya çalışıyordu ben de uzun uzun çarpık ingilizcem ile bir şeyler anlatıyordum derken biz böyle dışarıda 1 ay boyunca buluşmaya başladık , ama görmeniz lazım bir anda yakın bir arkadaşım gibi oldu ve beni anlamak için çabasını, şefkatini ve sabrını görüyordum. sonra biz sevgili olduk vs derken bir baktım 8 aylık bir ilişkinin içindeyim. sadece 1 defa buluşurum dediğim çocukla şehir şehir gezdik, beraber yemekler yaptık, çocukluk hayalim diye anlattığım şeylerin şak diye ertesi gün planını yaptık, çocuk gibi oldum tekrar onunla, ailesiyle tanıştım, o benim ailemle tanıştı, ailesi ve kendisi ben burada kendimi yalnız hissetmeyeyim diye kapılarını hep bana açtılar , türkçe öğrenmeye başladılar vs derken benim de tabii ingilizcem gelişti.sonra geçenlerde evde beraber oturuyorduk ve dizi izleyip yemek yiyorduk o an kokusunu içime çekip sarıldım, uyuyakaldım.ikimiz de öyle uyuyakalmışız. aşık olduğumu ben o zaman anladım biliyor musunuz ? bu insanla aylardır beraberiz ne bir kavga oldu ne gözümden tek bir damla yaş aktı, burada ki yalnızlığımı sarıp sarmaladı, değer verdiğim sevdiğim şeyleri o da sevdi hatta o kadar ileri taşıdık ki babaannemle kanka oldular , ikisi de konuşamıyorlar çünkü babaannem ingilizce bilmiyor, jack de türkçe bilgisi henüz çok iyi değil , babaannem ona cengiz diyor oda babaannem diyor böyle bi şekilde anlaşıyorlar, hatta bu yaz elini öpmeye gelecek tanışmak için. her neyse kendime dedim ki ben bu adama çok aşığım , bana hayatı tekrar sevdirdi, aynı dili konuşmamamıza rağmen bugüne bugün beni anlamadığını hissettiğim 1 gün bile yok. aşk gerçekten çaba, emek istiyor. kırılmayı ben aşktan sayamıyorum arkadaşlar aşka inanan birisiyim defalarca da aşık olmuşumdur yada olduğumu düşünmüşümdür , ama insan birine gerçekten aşık olunca ona kıyamıyor, hep yanında olup bir şekilde değerlerine değer veriyor ve arada zorluklar olsa bile her şey o insan için olduğu için o kadar kolay ve keyifli oluyor ki. şu an onsuz bir hayat asla düşünemiyorum bu kadar kalabalık içinde , aynı değerleri kültürleri paylaştığım herkesin arasından sıyrılıp beni gerçekten anlayıp hep sevgisini desteğini gösterdi, ve asıl dank ettiren nokta sadece onunla uyurken bebek gibi mışıl mışıl uyuyorum, sadece ona gıcık olmuyorum her şeyini seviyorum, sadece ona yemekler yapmak bebek gibi ilgilenmek istiyorum, ve sürekli aşkımı dile getirmek istiyorum. en güzeli de karşılıklı olması. kısacası sözlük ben gerçekten çok aşık ve mutluyum ilk kez.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kişinin aşık olduğunu anladığı an" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim