roman / türk klasikleri / edebiyat
8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

türkiye iş bankasi yayınları tarafından modern klasikler dizisi içinde 69 numaralı öykü kitabının ismidir.

kitabın içinde stefan zweig'a ait, mürebbiye, yaz novellası, geç ödenen borç, kadın ve yeryüzü isimlerinde 4 adet uzun öykü bulunur.

yazıldığı tarihle ilişkilendirebilecek çok az bilgi bulunması ve buna rağmen insan psikolojisini anlatan onlarca gözlemin bulunması açısından güzel bir eserdir.

zweig bu öykülerinde genellikle saf güzellikten, çocuksu sevgiden, vefadan, yardımdan, "ben ve başkası" ile olan ilişkiden bahsetmiş ve bunu yaparken çoğunlukla doğadan ve mimariden yardım almıştır.

mürebbiye öyküsünde 2 küçük çocuğun kendileri adına karar veren ebevbeynleri ve yok sayılan duygularından dert yanmaktadır.

yaz novellası öyküsü gençliğe yeni adım atmış olan bir kız için yaşlı bir beyefendinin gizli yardım adı altında nasıl da hayal kırıklığı oluşturduğu anlatılmaktadır. bu öykü ile iyi niyet adı altında insanın başkalarının hayatlarına ve seçimlerine müdahale etmenin sınırlarını tartışmaya açar.

geç ödenen borç öyküsünde iki cocukluk arkadaşından birinin sakladığı bir sırrı yaptığı bir başka bir iyilik ile aciklamasını izleriz. bu öyküde diğer iki öyküde olduğu gibi aşk için yaşın maddi durumun önemi hakkında sorgulamalar bulunmaktadır.
kadın ve yeryüzü öyküsü tam bir betimlemeler öyküsüdür. yazar doğada toprak ve yağmur, gökyüzü ile yeryüzü ilişkisini kadın erkek ilişkileri ile birleştirmiştir.
edebi dil olarak en iyi öykülerinin yaz novellasi ile kadın ve yeryüzü olduğunu düşünüyorum.

zweig az kelime, bol betimleme ile size bir çok ipucu vererek; hayatı, kaderi, erdemi, ahlakı, cinsiyet farklılığını ve toplumsal baskıları sorgulatmaktadır.
üzerinden 80 yıl geçmiş olsa da insanoğlunun yukarıda saydığım değerler konusunda ileriye gitmek şöyle dursun daha da gerilediğini görmek üzücüdür.

yağmursuz ve kavurucu günlerin túm ülkede ürünü bereketsizleştirdiği, halkın uzun yillar boyunca korkuyla hatırladığı o sıcak yazdı. kısa süren sağanaklar, haziran ve temmuz aylarında
kurak tarlaları birkaç kez yalayıp geçmişti
yalnızca. fakat takvimler ağustosu gösterdiğinden beri, tek bir damla dahi düşmemişti; ateş ve toz yüklü hava, diğer
pek çok kişi gibi benim de biraz serinlik bulacağım yanılsamasıyla çıktığım tirollerin yüksek yaylalarında bile kor
gibi bir safran sarısıydı. güneş daha sabahın ilk saatlerinden hummalar içinde yanan bir göz gibi göğün boşluğunda belirip tükenmiş tarlalara dikiliyo, sonra saatler ilerledikçe öğle vaktinin sarı kazanından ağır ağır bunalticı bir
buhar szarak bütün vadiyi kaplyordu. çok uzaklardaysa
görkemle yükselen tepelerde kar temiz ve berrak işildıyor-
du, fakat bu serinlik duygusu sadece gözlerle hissediliyordu.
kavurucu bir sicak, gece gündüz demeden vadinin çukuruna çöker ve binlerce dudakla emercesine insanu kuruturken,
uzaktan karın eridiğini hissedip de çözülen karlarn belki de
deli rüzgârla anında savrulup dağıldığını düşününce insan
boşa giden serinliğe acıyordu. bu solan bitkilerin, ezilen yaprakların, kuruyan derelerin dünyasında içte de yavaş yavaş
bütün yaşam kıpırtıları sönmeye yüz tutuyor zaman agırlasıp gereksizleşiyordu
laşıp gereksizleşiyordu.

devamını gör...
yazar hüseyin rahmi günpınar olmak ile birlikte, sevgili yazarın ilk romanlarındanda biridir. sayfa sayısı az olan bu kitap kısa sürede bitirebileceğiniz romanlar katagoride yer alabilir.

kitabın ana kahramanı olan anjel büyüdüğü, kendi ülkesinde hayatını devam ettiremediğinden mütevellit, şansını bir de istanbulda denemek ister ve istanbula yola çıkar. hafif meşrep olan karakterimiz burada, dehri efendinin yalısında mürebbiyelik yapmaya başlar. bir birliktelik içinde yaşayan yalı halkı eve yeni aldıkları bu mürebbiye yüzünden alt üst olur. anjel yüzünden birbirine giren ev halkı ki buna yalıda yaşayan çalışanlarda dahildir, büyük bir kaos içinde günlerini geçirmeye başlarlar. artık yalının o sakin günler geride kalmıştır.
şans eseri girdiği bu yalıda ana kahramanımızın yapıkları yüzünden bütün ev halkı birbirine düşman kesilir. velevliki bir gün angel yalıda çalışmakta olan bir kadını da yalancı durumuna düşürüp, olmayan şeyleri oldu, yapılmayan şeyi yaptı diyerek kaç yıllık çalışanı işinden etmiştir.
yalıda bulunan herkes büyük küçük demeden kendine aşık eden ve odasında ağırlayan bu kızımız için son yakındır.
yalının sahibi, zamanında bir çok devlet işlerinde yer almış dehri efendiyi bile baştan çıkartıp parmağımda oynatan anjel bir gece yaşananlarla artık sona yaklaşır.

bir erkek olsam ve bu kitabı olumuş olsam muhtemelen çok sinirlenirdim. kitapta tüm erkekleri bu kadar kolay bir şekilde etkilenen sadece uçkur peşinde olduklarını göstermeleri bence aşırı yanlış. ve de erkekleri aşırı aşalık bir görünüme sokmuş. ne kadar yalıda geçen olaylar komik bir dille anlatılsada açıkçası çokta güldüğüm söylenemez.

keyifli okumalar.
devamını gör...
dehri efendi'nin konağında kardeşi amcabey damadı sadri bey oğlu şemi ile fransız mürebbiye anjel arasında geçen dönemin aile ilişkilerini yeren şaşırtıcı sonlu bir aşk serüvenini komik bir dille anlatan hüseyin rahmi gürpınar romanı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mürebbiye (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim