doğuştan sahip olduğumuz özelliklerden ötürü dışlanmamaya,
adil yönetilmeye, adil yöneticilere, bağımsız yargıya,
celladına aşık olmamış topluma,
boşandığı eşini malı gibi görüp şiddet uygulamayan erkeklere,
işini yapanın ehil olmasına,
tarikatsız, örgütsüz, grupsuz birey olmuş vatandaşlara...... uzar gider. son olarak içten gelen çıkarsız bir selama ihtiyacımız var
devamını gör...
anlaşılmak. tek bir bakışımızdan, ses tonumuzdan hatta susuşlarımızdan anlaşılmak.
devamını gör...
bir kıyı'ya, bir bir kelebeğe, bir kuşa, bir ağaca, bir çiçeğe, bir kahve ve bir kitaba ihtiyacımız var.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
nazım hikmet'in dizeleri aklıma geldi. okuyunca yapmayı çok istemiştim. şuan aklıma gelince tam da ihtiyacım olan şeyin bu olduğunu anladım ve daha da bir yapmak istedim hem de nasıl çıldırasıya...
"denize karşı bir bankta,
omzuna başımı yaslayıp,
sesinden şiirler dinlemek gibi
çocukça isteklerim oldu.
bağışla..."
devamını gör...
bir kilo serotonin.
devamını gör...
bencillikten arınmış, düşünmeyi öğrenmiş ve ahlaki temelleri oturmuş bir insanlıktır. bunların hepsi de düzgün bir eğitim öğretim ile olabilecek şeyler. yani eğitim sistemini düzeltmek şart*.
devamını gör...
saklanabileceğim, saklanıp hiçbir şey yapmak zorunda kalmayacağım bir yerde olmak.
devamını gör...
akşam üzeri bir deniz kenarı manzarası eşliğinde, bir elimde sevdiceğimin eli, diğer elimde kahvem, hafifçe esen bir rüzgar ve o rüzgarda dağılan saçlarının yüzüme çarpması. sakin dinlendirici ve onunla birlikte beni uzaklara götürecek bir müzik eşliğinde gözleri gözlerimdeyken sessizce sabaha kadar oturabilirim.
özlemin, mutluluğun, hüznün, aşkın ve kalbinize dokunacak tüm duyguları bulabileceğim yegane andır şu anda benim için.
hayali bile bu kadar keyf verirken gerçeğini düşününce içim kıpır kıpır olmaya başladı bile.
ve güzel bir söz ekleyeyim,
“seni içimde korur yıllar,
kalbimde paslan!”
kalbinizde ve kalbinde paslanabileceğiniz insanlarla bir ömür keyifle yaşayın efenim.
devamını gör...
annem.
devamını gör...
sessizce adeta bir kedi gibi cam kenarına oturup bir yandan kitap okumaya bir yandan ise yağan karı izlemeye ihtiyacım var. ama sorunumuz şu ki oturduğum yerde kar yağmıyor.*
not: yağmura da razıyım.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
çeşitlendirmek istiyorum.
-uzun bir yürüyüş çok uzun. deniz kenarından yavaş yavaş gideyim, aklımda hiçbir şey olmadan. güzel bir müzik de olsa fena olmaz. derin bir sessizlik de olur. sadece yürüyeyim. gece, sabahın ilk saatleri, akşama doğru giden zaman diliminde.

-sıcacık bir duş. şu beynimde, ruhumda ağırlık olan ne varsa gitse ben sonra bebekler gibi yeni yıkanmış yatakta uyusam.

-1 çift sarılmak için kol. böyle gideceğini bilsem de o anı yaşamak istiyorum. sıkı sıkı sarılmalı. öyle sessizce durmak ya da sessizce ağlamak. kocaman ve sıkı bir sarmalama için bir çift kol.

hiçbiri de olmuyor. düşünmesi de güzel.
devamını gör...
empati..
değer yargılarımiz sadece kendimizi ilgilendirir..
o gibi olabilmek maharet..
yoksa küçük dunyalarimiz da boğulmak olur aksi..
devamını gör...
telaşsız bir zihin.
devamını gör...
sevgi olsa fena olmazdı da, neyse açmayalım gönül konularını gece gece. kaldıramıyorum.
devamını gör...
kıpırdamak.
oruç melülü olan kızım kanepede üzerime uzandı. bir saattir uyuyor. uyandırmaya ne kadar daha kıyamayacağım merak ediyorum.
devamını gör...
harika(!) sesimle kaydettiğim ispanyolca şarkıyı dinletebileceğim bir kurban bulmak... *
devamını gör...
sırt çantamı takıp bir yolculuğa çıkmak. şu an için tek ihtiyacım olan şey buymuş gibi geliyor. öyle havaların ısınmasını beklemeden yeşilliği ve mavisi bol olan bir diyara uçmak istiyorum. doğanın kollarında uzun bir süre izole olmak istiyorum. hiçbir şey düşünmek istemiyorum. boş boş yeşilliğe bakmak istiyorum.
devamını gör...
kasvetli hava, cayır cayır yanan bir soba ve üzerinde birkaç tane kestane... gözümü kapattığımda yağmur sesi ile sobadan gelen çıtır çıtır odun seslerini duyacağım sadece. kafamın içerisi çok sessiz... hafif aydınlatılmış odada şükrü erbaş'ın rahmetli karısına yazdığı cümleleri okuyup duracağım:

"dönelim...dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır... olsun dönelim biz yine de. bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. ölçüsüz yaşamak bize göre değil ömür hanım. büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece.

yaşama sevinci adına bir tutanağım kalmadı ömür hanım. bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. sahi nedir yaşamın anlamı? geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama... değil mi yoksa?


öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...


oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde... bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. kim kimi ne kadar anlayabilir ömür hanım?"


sahiden, kim kimi ne kadar anlayabilir? bir şeyi istemek ne kadar zorlayabilir insanı? sorularla boğuşurken kulağıma gelen güğüm lıkırtısı ile ferahlasın içim. zihnimde esas cümle:

kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim...


kısacası kasvete ihtiyacım var sözlük. iç bunalttığı düşünülen ama aslında hayatı güzelleştiren o griliğe çok ihtiyacım var.
devamını gör...
20.
para.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şu an ihtiyacı olan şey" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim