roman / fantastik / çocuk
9.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

hikayeyle ilgili ilginç bir teori var.

peter pan’in çocukları neverland’e götürdüğü ve “burada asla büyümeyeceğiz ve sonsuza kadar çocuk kalabileceğiz.” dediğini hepimiz biliyoruz.

teoriye göre neverland’e götürülen çocuklar asla büyümüyor, dolayısıyla hep çocuk olarak kalıyor çünkü peter pan tarafından öldürülüyorlar.

yani aslında hikayenin villain’ı captain hook değil, peter pan. captain hook ve ekibi ise peter pan tarafından neverland’e götürülen ancak onun karanlık yanını gören çocuklar. sürekli peter pan ile savaşıp adadaki çocukları kaçırmalarının sebebi ise onları ölümden kurtarmak.
devamını gör...
peter pan. sanırım hepimizin çizgi filmlerden ya da özet ya da kısaltılmış halini okuduğumuz tanıdığımız bildiğimiz bir isim.

evet aslında hepimize çok tanıdık gelen bir isim. ancak 30’lu yaşları geçmenin ve eskiye duyulan özlemin sebebi ile beni tekrar kendine çeken bir isim. geçenlerde iş bankası kültür yayınlarından çıkan modern klasikler arasında görünce tekrar alıp okumak istedim. iyi ki de okumuşum diyorum.

açıkçası burada kitabın içeriğini, ne anlattığını, olayları uzun uzadıya yazmaya gerek yok. spoiler için dert etmeme gerek olduğunu da düşünmüyorum. konusu aslında oldukça basit. kitap mitolojik figürler ile birlikte define adası adlı romandan da esinlenerek hiçbiryer adlı aslında her çocuğun çocukken sahip olduğu, hayalinde yaşadığı, yetişkinlerin gidemediği bir adada yaşayan peter pan’i ve onun hiç değişmeyen yaşam döngüsünü anlatıyor. sonsuz bir döngü bu. açıkçası bana göre bolca aile hasreti, çaresizlik, yalnızlık, mutsuzluk ve tükenmişlik yaratan bir döngü. hatta küçükken ben peter pan’i nedense korsanlarla savaştığı için iyi bir karakter olarak hayal ederdim ya da aklımda öyle kalmış ama kitabı okurken aslında bencil bir çocuğun hikayesini okuduğunuzu görüyorsunuz. tabi burada bence asıl anlatılmak istenen biraz yazarın kendi eksikliklerinin özellikle sevgi açısından yaşamış olduğu eksikliğin vücut bulmasıdır.

kitabın sonuna geldiğimde benim kendi adıma hissettiğim hayattaki her şeyin doğal akışı içerisinde ilerlemesi ve doğan her canlının gün geldiğinde yaşlanması ve yaşamının bitmesinin kişinin mutluluğu açısından nasıl bir önem teşkil ettiği olmuştu. sonsuz bir döngü sizin hayallerinizdeki bir hiçbiryer’de bile olsa çekilecek iş değil dostlar.
devamını gör...
bir j.m.barrie kitabıdır.

bütün çocuklar büyür, bir tanesi hariç.

o bütün çocuklar kümesinin dışında tek başına bekleyen çocuk peter pan’dir. asla büyümez peter. büyümeye de niyeti yoktur. kendisi de istemez zaten. kim istemez ki gökyüzü gibi hiçbir yere gitmeyen bir çocukluğu.

peter pan’in hayatı elbette güllük gülistanlık değildir. bir yandan neverland’in sonsuz mutluluk ve oyun diyarına götürmek için kurtardığı çocuklarla uğraşmak, bir yandan wendy’in kaprislerine katlanmak, bir yandan da kaptan kanca ile mücadele etmek zorundadır. tabii bir de yapması gereken onlarca yaramazlık için mesai yapması da elzemdir.

neverland herkesin olmak istediği bir yerdir. hatta bizim de bir zamanlar bir neverland’imiz vardı. artık yok. ama içimizdeki peter pan’i yaşatmaya devam ettik. ben şahsen peter ile arkadaşlığımı hiç bitirmedim, asla da bitirmeye niyetim yok.

peter pan olmayan bir şehirde yaşayan zamana kafa tutan ve yaramazlık yapmaktan keyif alan dört dörtlük bir arkadaştır. onunla kaç yaşında tanıştığınızın bir önemi yok. hem de hiç.
devamını gör...
peter pan, uzun zamandır okumak ve incelemek istediğim, ilgimi fazlasıyla çeken ve beni en çok büyüleyen masallardan biridir. ilk kitap incelememi daha önce başka kitaplar üzerine yazmayı düşünmüş olsam da, beni derinlemesine bir araştırmaya iten ve inceleme yazma isteğimi tetikleyen eser peter pan oldu.

öncelikle, james matthew barrie’nin hayatına değinmek istiyorum. james, altı yaşında olduğunda ağabeyi david 14 yaşına basmadan önceki günde buz kayağı kazasında hayatını kaybetmiş. annelerinin gözdesi olan david’in vefatıyla, james’in annesi toparlanamaz. bunun üzerine james, abisi gibi giyinerek, hatta onun özel ıslığını taklit ederek david’in yerini doldurmaya, annesini teselli etmeye çalışmış. bu taklit o kadar ilerlemiş ki kimi zaman annesi james ve david’i karıştırmış, james’i david sanarak onu ayrı bir kişi olarak kabul etmeyi, ona ayrı bir kimlik tanımayı reddetmiş. oğlu david’in hep küçük bir oğlan olarak kalacağı, asla büyüyüp onu terk etmeyeceği fikrinde huzur bulmuş. bu dönemlerde, babası da oğlu ile herhangi bir iletişim kurmayı reddetmiş; bunun sonucunda, james matthew -günümüzde psikolojik şiddet denebilecek- strese bağlı/psikojenik cücelikten eziyet çekmiş. yazarın boyu yetişkinliğe adım attığında bile 1.40-1.42 civarında kalmış. hatta ses tonu bile çocukluğunda olduğundan farklı değilmiş.

* barrie’nin annesinin hayatından esinlenerek yazdığı margaret ogilvy kitabında böyle bir olay geçiyor:
bir gün annesinin odasına girdiğinde “o sen misin?” dediğini duymuş ve annesinin ölü oğlanla konuştuğunu düşünmüş. kısık, yalnız bir sesle “hayır, o değil. sadece benim.” demiş. *

anlayacağınız üzere, abisinin ölümünün barrie’nin hayatı ve sanatı üzerinde büyük bir etkisi olmuş. eleştirmenler de peter pan’ın, yazarın abisinin ölümü üzerine büyümeyi istememe arzusunun bir yansıması olduğuna dair tahminde bulunmuştur. ölüm ve ölümlülükle çok genç yaşta yüzleşme, yazarın yaşamını, büyüme ve ölümün olumsuz bir etkisi olmadığı ideal bir dünya arayışına yönlendirmiştir.

büyümek istememenin imkansız ikilemi üzerine j.m. barrie şu yorumu yapmıştır:


tamamen insan olmak -hem pratik hem de imgesel potansiyellerin tüm yelpazesiyle- ve büyümek; bunlar bir anlamda çelişkidir. büyüyerek, toplumsal düzende iş birliği yaparak… kişinin hayal gücünü kısıtlaması gerekir; bunu yaparak, kişi o kadar çok vazgeçmek zorunda kalır ki sonunda kabul edilemez derecede küçülmüş/düşürülmüş bir insan haline gelir.


burada da görüyoruz ki, sanat gerçekten de kişinin çatışmalarından doğar.

kaynakçalar:
wikipedia.org
undiscoveredscotland.co.uk
newworldencyclopedia.org

*buradan sonrası kitap alıntıları ve spoiler içerir.*

şimdiii, kitaba gelirsek. okuduğum bazı yorumlarda kitabın yediden yetmişe herkese uygun olduğunu, çocukların okuması gereken bir masal kitabı olduğuna dair cümleler görmüştüm. fakat ben farklı bir fikirdeyim. ilk olarak, genç yetişkin olarak okuduğum kitabı çok sevdiğimi söylemeliyim. oldukça akıcıydı, karakter çeşitliliğine sahipti, yazarın tarzı fazlasıyla güzeldi ve işin içine yazarın hayatını katınca da benim için daha da ilginç ve enteresan bir hal aldı. yine de bu, kitabın karanlık bir yönü olduğu gerçeğini değiştirmiyor diye düşünüyorum. ilk başta, peter’ı diğer çocuklar için yazılmış kitapların baş karakterleriyle kıyasladım. ama kıyasladığım diğer kurguların da karanlık yönlere sahip olduğunu görsem de, bir farklılık fikrimden caymamama yetti: izleyip okuduğum çoğu kurgunun baş karakteri (özellikle çocuk kitaplarında) kötü özelliklere sahip değildi. kötü özellikten kastım birkaç hata vesaire değil. peter gibi kana susamışlık, kibirlilik, sinsilik, bencillik duygularını barındırmak ve kendi çıkarları, istekleri uğruna hareket etmek. aşağıya, kitaba başlayıp kitabı bitirdiğim ana kadar dikkatimi çeken ve peter’ın ve diğerlerinin karanlık yönlerine ışık tutan bazı cümleleri bırakacağım:


“neye benziyor? kocaman mı?”
“bir zamanlar olduğu kadar değil.”
“nasıl yani?”
“bir parçasını kestim de…”
“sen mi!”
“evet, ben,” dedi peter sertçe.
*
çocuklar dışında herkes kan dökmek istiyordu, aslında onlar da genellikle isterdi ama bu gece dışarı kaptanlarını karşılamak üzere çıkmışlardı.
*
peter herhangi bir şekilde ona benzemelerini yasaklamıştı.
*
peter hiçbir zaman bu ikiz olayını anlayamamıştı, çetesinin de onun anlamadığı bir şeyi anlamaya izinleri yoktu…
*
annelerinden, ancak peter ortalarda olmadığında bahsedebiliyorlardı, kendisi bu konuyu saçma bulduğundan konuşulmasını yasaklamıştı.
*
“peter o sırada yoldan geçen bir timsaha,” dedi yüzünü buruşturarak, “kolumu attı.”
*
peter bir şey emrettiğinde onu sorgulamak tabiatlarında yoktu. “peter’ın isteğini yerine getirelim!” diye bağırıştı kıt akıllı oğlanlar.
*
“gitmek zorundayım,” diye yanıt verdi titreyerek. “peter’dan öyle korkuyorum ki…”
*
…peter’a itaat edilmesi gerektiğini biliyordu…
*
bir an rol yapmayı bıraksalar, peter pat diye ellerine vuruyordu.
*
john ve michael da hoşlanıyormuş numarası yapmak zorundalardı, aksi takdirde peter onlara günlerini gösterirdi.
*
bütün oğlanlar da benzer bir muamele görüyorlardı, tabii peter hariç; o sürgün kayası’nda onlarla saatlerce sohbet eder, canını sıkan bir şeyler söylerlerse kuyruklarına otururdu.
*
… her ne kadar peter şu an ona karşı nazik olsa da geçmişte kuşa eziyet ettiği de olmuştu.
*
peter’a büyük beyaz baba adını takmışlardı, karşısında eğilip duruyorlardı; peter da bu durumdan fena halde hoşnuttu, yani aslında bu onun için pek iyi bir şey değildi.
*
… kendi ağaç kütüğüne girer girmez hızlı hızlı solumaya başladı, neredeyse saniyede beş kez nefes alıp veriyordu. bunu yapmasının nedeni, hiçbiryer’de şöyle bir inancın olmasıydı: her nefes alışında bir yetişkin ölür. işte peter da kindarca duygularla onları olabildiğince hızla öldürdüğünü düşünüyordu.
*
“çabuk ol tink,” diye fısıldadı, “pencereyi kapat, sürgüyü çek! hah şöyle. şimdi ikimiz kapıdan çıkalım, wendy geldiğinde annesinin pencereyi sürgülediğini düşünsün ve benimle geri dönmek zorunda kalsın.”


… vesaire.

evet, peter diğer kayıp çocukların korktuğu birisi. fazlasıyla kindar ve dediğim dedik. kan dökmekten ve öldürmekten çekinmiyor. küçük bir çocuk sadece ama kendisine sorgusuz sualsiz itaat edilmesini istiyor, yetişkinlerden nefret ediyor ve kendini tatmin etmek uğruna yalanlar söyleyip yapmadığı bir şeyi üstlenerek kendini pohpohluyor. wendy’nin eve gitmesini engellemeye çalışıyor, kayıp çocukları hırpalıyor, kanca’nın elini kesip timsaha atıyor, gerektiğinde kayıp çocuklardan birini öldürmekten çekinmiyor. ayrıca tinker bell karakteri de oldukça haylaz ve kindardı. yine de tink ölmek üzereyken peter’ın onu ölümden kurtarmaya çabalaması ve peter’ın ne kadar reddetse de içten içe bir anne özlemi duyması, bize onun çocuksu ve masum yönlerini de gösteriyor. ayrıca bu kitapta görmediğimiz ve zihnimde aydınlatılmamış bir şekilde duran bir kısım daha var: peter’ın uyurken kabuslar görmesi. kitapta, onun kabuslarının diğer oğlanlarınkinden daha acı olduğu söyleniyor. peter inliyor, bağırıyor, wendy de onu sakinleştiriyor. evet, peter yaşadığı olayları ve tanıştığı kişileri hızlı bir şekilde unutuyor ve bu kabuslar, bilinç altında kalmış bazı şeyler de olabilir ama ben nedense bunun daha karanlık bir nedeni/yönü olduğunu düşünüyorum.

masalın bu halinin bir çocuğun zihninde nasıl şekil alacağını az çok tahmin edebiliyorum. yetişkinliğe adım attığımızda bile tamamen gelişmeyen kişiliğimiz çocuklarda daha naif olduğu için, bu tarz şeylerin onları olumsuz etkileyeceği görüşündeyim. bu yüzden kitabı yediden yetmişe herkese değil, iyiyle kötüyü ayırt edebilen, sağlam zihne sahip olan insanlara öneriyorum. yine de belirteyim, bu alıntılar ve yorumum asla kitabı sevmediğimden değil zira kendisini çok sevdim. açıkçası, masalların karanlık yüzü her zaman daha çok dikkatimi çekmiştir. bana kalırsa, peter pan da o masallardan biri. hatta kitaptaki versiyonun bile yumuşatılmış versiyon olduğuna dair bazı yazılar okudum.

ilginç bulduğum ve bazı insanların orijinal versiyon olduğunu iddia ettiği teori şu: peter pan çocukları hiçbiryer’e götürür ve onlara “burada asla büyümeyeceğiz ve sonsuza kadar çocuk kalabileceğiz.” der. ve gerçekten de peter’ın dediği gibi olur; çocuklar asla büyümez ve çocuk olarak kalırlar çünkü peter pan tarafından öldürülmektedirler. kaptan kanca’nın ise sadece ve sadece peter pan’ı yakalayıp öldürmeye çalışmasının nedeni, onun bu gerçeği biliyor olması ve kendisinin çocukları kurtarmayı istemesi.

incelemeyi sonlandırmak istiyorum zira yazmaya devam edersem duramam gibime geliyor. peter pan her zaman benim için özel bir masal olacak diye düşünüyorum, belki de edindiğim yeni bilgilerin kaynakçalarını yorum olarak bırakır veya öğrendiğim yeni bilgileri eklerim.

okuduğunuz için teşekkür ederim. kitapla kalın.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"peter pan" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim