adını doğurgan anlamına gelen latincedeki prolific kelimesinden almıştır. üretim araçlarına sahip olmayan, kendisi üretim aracı olarak kullanılan ve emeğiyle ancak günübirlik yaşamını sürdürebilen çalışan nüfusun oluşturduğu geniş toplum kesimini ifade eder.*

ülke savunmasına kimin ne ölçüde katkıda bulunacağının belirlenmesi amacıyla toplum, dönemin roma kralı servius tullius tarafından beş sınıfa ayrıldı. bu sınıflandırma varlık durumuna göre yapıldı ve çok varlıklı olanların devlete en çok katkıda bulunanlar olması istendi. işte burada altıncı bir sınıf ortaya çıktı; proletarya. bu sınıfın verebilecek ne malvarlığı vardı ne de parası. ortaya koyabilecekleri tek şey canlarıydı. dolayısıyla doğurganlar savunmaya katkılarını, çocuklarını orduya vererek yapıyordu.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
günün sonunda sadece karnını doyuracak kadar para kazanabilen ve emekçilerden oluşan toplumsal sınıfı tanımlamakta kullanılır. karl marx 'ın ekonomi kuramlarında sık kullandığı kelimedir. proleter, çocuklarına miras bırakamayacak kadar fakir olan sınıftır. latince, proles (çocuk) kökünden gelir.
devamını gör...
"yakarsa dünyayı garipler yakar " daki garipler.
devamını gör...
marx'ın tanımladığı proleter ile bugün inşaatta sucuklu yumurta yapan erhan abi'nin karşıladığı kavramın başkalaşmasından kaynaklı içi boşaltılmış bir felsefi/sosyolojik tanımlamadır kendisi.

proleter ve üst sınıf arasındaki sınıfsal gerilim, toplumların adaleti ve refahı için yapıcı bir işlev görevi görmektedir. elbette bu gerilim görmezden gelindiğinde ve proleteryanın özlük hakları hiçe sayıldığında ortada öfkeli gergin ve patlamaya hazır bir toplum olacaktır. ancak bu sınıfsal gerilim hesaba katılarak ve hakkaniyet içerisinde dizayn edilmiş iktisadi ve sosyokültürel dağılım toplumun tümünü uluslararası ölçekte yüceltecektir. teori kendi içerisinde buraya kadar doğru. bunun mümkün olması için de tüm proleteryanın bu amaç doğrultusunda birleşip sendikalaşması, birbirinin iyiliğini gözetmesi ve apaçık bir şekilde basiretli ve dürüst olması gerekir.

bugünkü işçi sınıfına baktığımızda bahsedilen sistemin işlerliği için en temel gereksinim olan iyi niyetin zerresi bulunmamakta. herkes bir rütbe daha yükselip mamadan bir çay kaşığı daha fazla almak için birbirinin cesedini çiğnemeye hazır. ortada bir örgütlenme değil, kaosun tanımladığı yeni bir düzen var. işverenlerin uyguladığı ''kontrollü bir açlık'' var. 21. yüzyılda özgürlük ekonomik büyüklük ile eşdeğer vaziyette. ekonomi bir dil gibi, ''currency'' yani akıntı/para birimi/geçerlilik içerisinde her bir birim'in bir cümleye, bir ''ifadeye'' tekabül ediyor. sana verilen ''maaş'' aslında ''ne kadar konuşacağının, ne kadar söz hakkının olduğunun'' emaresi. bu noktada demokrasi, tüm bu acı gerçeklik içerisinde ''ağrı kesici'' görevi üstlenen bir farmakolojik ajan gibi. tıpkı din gibi bir uyuşturucu.

edit: imla
devamını gör...
ülkemizde hala niye ayaklanmadığını merak ettiğim sınıftır.
devamını gör...
''günümüz toplumunun en alt katmanı olan proletarya, resmi toplumun en üst katmanları havaya savrulmadan silkinip, ayağa kalkamaz.''
karl marx'ın komünist manifesto eserinden alıntıdır.
t: işçi sınıfını temsil eden kelime.
bu tabakanın elindeki güç kendileri tarafından hissedilseydi, bütün toplumlar baştan dizayn edilmek zorunda kalırdı.
devamını gör...
işçi sınıfını kontrol altında tutup istedikleri.gibi kullanmak için, kapitalizmin icat ettiği akımdır.
roma'da "hayvan gibi çoğalan" anlamında kulkanılan, toplumun en alt sınıfının ünvanı.
bir insan böyle bir aşağılanmayı manifestoyla şartlandırıp kabul edebiliyor..
devamını gör...
engels'e göre tanımı emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan ve mülksüz bireydir. lenin'e göre ise tanımı emeğinden başka satacak bir şeyi bulunmayan, bir mülke sahip olsa bile üretim araçları üzerinde söz sahibi olmayan sınıfa verilen bilimsel isimdir.

bugün bir çoğumuz birer prolateriz. bir çoğumuzun emeğinden başka satacak hiç bir şeyi yok ve ya yoksulluk sınırında, ya da altında yaşamını sürdüren insanlardan oluşmaktayız. fakat borçlanarak da olsa yaptığımız yaşamlarımız bu gerçekliğin kat be kat üzerindedir. bu kendimize ait olmayan bir yaşama özenmenin çürümesini bireysel olarak yaşamımızın içine almamız demektir.

siyasi tercihlerimiz, prolatarya'nın çıkarlarını savunan partilere yönelik değil, tamamen burjuvazinin çıkarlarına hizmet eden partilere oy vermek ve savunmak üzerine. burjuvazinin çıkarı her zaman savaş ve yoksulların ölümü üzerinedir. halkı her geçen gün daha fazla sömürmek üzerinedir. bu da toplumsal çöküş ve çürümemizin önemli sebelerinden biridir.
devamını gör...
kapital sistemin 2 temel sınıfından biridir. marksizimde siyasi ilişkiyi belirleyen faktör üretim ilişkisidir.marksist temelde bu ilişki,üreten sınıf proleterya ile bu üretimde emeğin artı değeri üzerinden zenginliği elinde bulunduran egemen sınıfın çatışmasıdır. kısacası proleterya değeri yaratan. değer yaratma sürecindeki 'artısını' verdiği egemen tarafından sömürülen sınıftır. veeeee herşey sınıfsaldır !
devamını gör...
11.
latince kökenli bir sözcük olup çocuk yapan anlamına gelmektedir.
bir nevi damızlık
devamını gör...
zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan sınıf.
devamını gör...
işçi sınıfı
devamını gör...
şanışer'in ve sokrat st'ın söylediği harika şarkıdır. bazı sözleri de;
''özgür olmak istedikçe kırılmış kanadın,
huzursuz tarafım kırar güven merceğini,
burda mutlu olmak değiştirmez düzen gerçeğini,
insanlardan önce güven terk edilir,
çünkü yüzüne gülenler arkanı dönünce bükerler belini.''
devamını gör...
bu kelimenin ilk ortaya çıkışında çocuğundan başka bir şeyi olmayan insanlara hakaret olarak kullanılırken daha sonrasında evrilip alt sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır.
devamını gör...
orta sınıf için kullanılan bir tabir diye biliyordum.
devamını gör...
komünist manifesto tanımından önce, sahip oldukları tek şey çocukları olan insanları tanımlamak için kullanılmıştır. engels ve marx daha güzel ve sevimli bir tanım getirmiş ama gerçek hayatta pek tutmamış gibi. hala dünyanın birçok yerinde işçiler hak mücadelesi vermektedirler. ve mücadele verilen çoğu yerde de sonuç hüsran.

ben komünist manifestoyu okuduğumda uygulanabilir olduğunu düşünmek için geç kalmış bir yaştaydım. çok güzel şeyler yazmışlar. her şey çok hoş ama “her hareket bir hayalden başlar” düşüncesinden de çok uzakta. o kadar ütopya ki çocuk doğmadan ölmüş resmen. proletaryanın en içler acısı yaşadığı ülkelere bakın demek istediğimi anlayacaksınız.

proletaryanın en güzel tanımına bakmama gerek yok. işçilerin en güzel yaşadığı ülke ve model nerede ise o ülkenin sistemini ve tanımını benimsemekten kendimi alamıyorum.
devamını gör...
"neden mükemmelliyetçiyim fakat mükemmel değilim?"

bir avrupa'da bir hayalet dolaşıyor.
devamını gör...
bana göre sanayi işçisidir. lan hayatımızı bu kavramları tanımlamakla geçti *
devamını gör...
hala orta cağ öğretilerinin peşinden gidenler var asfghkl. oğlum senin ülkende hukuk yok kanunlar işlemiyor alım gucün afrika gibi hala gelmiş proletarya diyorsunuz ya. sizin dünyadan haberiniz yok. beyniniz yanlışlanmış geçerliligi olmayan orta çağ kuramlarıyla sulanmiş allah şifa versin (bkz: swh). orta çağdan kalma bir terimdir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"proletarya" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim