kaşkol nasıl kafayı kırdı? kıçı kırık dizinin kıçı kırık karakterine nasıl sayfalarca tanım girdi? serimizin ikinci tanımına hoş geldiniz. gilmore girls dizisinin iki ana karakterinden yaşça küçük olanıdır rory gilmore. kendisinin sezon 1-3 arasında yaptıklarını kısaca(!) #2494994 no'lu tanımda yazmıştım, orayı okuduysanız buyrun üniversiteye başlayan rory'mizin neler yaşadığına. spoiler, baştan aşağı, aşağıdan yukarı spoiler efenim. okuyacaksanız ona göre okuyun:

sezon 4-7 rory'si:
rory, rory, rory seni küçük aptal! ateşle barut yan yana durmaz lafını bilmez misin? hadi amerikalısın bari ex'ten next olmaz lafını da mı hiç duymadın? dördüncü sezon rory'nin üniversiteye başladığı sezondur. yale'de muazzam bir yurt odasında liseden dostu paris ile maceraları başlar. marty adlı tatlı biriyle tanışır, derslerin yoğunluğunu görüp sıkıca çalışır ama... evlenen dean ile, eski sevgilisi dean ile arkadaş olmaya çalışır. yooo rory, herkesle iyi geçinmek zorunda değilsin, herkes senin arkandan iyi konuşmak zorunda da değil, bırak bu mükemmeliyetçiliği ve dean'e sen artık evli bir adamsın görüşemeyiz diye sınır çek.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dördüncü sezon finalimiz rory'nin ilk cinsel birlikteliğini evli dean ile yaşamasıyla sonlanır. daha da beteri lorelai * onları basmıştır ve rory'den şu garabet cümleleri içeren bir savunmayı dinleriz: onu terk edeceğini söyledi, o bana aşık, lindsay ona layık değil, bu aldatma değildi, o ilk olarak benim erkek arkadaşımdı, bunu benim için mahvettiğine inanamıyorum!!! bu cümlelerin varlığı bile rory'nin ne kadar duygusal olgunluğa ulaşmadığının kanıtıdır. bu süper kavga sırasında lorelai'in rory'ye verdiği şu cevap da favorimdir bu arada:


rory: he's dean -- my dean*
lorelai: he's not your dean. he's lindsay's dean. you're the other woman.*

olay bu kadar nettir aslında. rory evli bir adamla beraber olmuştur ve gerisi tamamen teferruattır. ancak hemen ardından büyükannesi ile avrupa turuna çıkarlar, ki bu tur da bir sene önce annesiyle çıktığı sırt çantalı turdan 180 derece ters bir gezidir. bu gezide rory mutsuzdur ama yaptığı şeyin yanlışlığından mı? yoksa dean ile beraber olamadığından mı? yoksa sırf annesi kızdı ve artık mükemmel çocuk olmadığından mı? burası sıkıntılıdır. dean'e bir mektup yazar ve özür diler, ancak lindsay bu mektubu bulur ve dean'den ayrılır. hem de ne ayrılış. maalesef lorelai lindsay'in annesinin rory'ye saldırması sırasında kızını savunarak gözümden bir tık düşmesi var ancak yine de yaşananlara karşı tutumu net olduğu için göz ardı ediyorum. sonrasında dean ile rory'nin ilişkileri başar ancak önceki sezonlardan daha farklıdır. artık rory'nin gözüne dean'in "eğitimsiz" oluşu, düşük ücret kazandığı işleri batmaya başlamıştır. fakir dean'den ayrılıp zengin logan ile aşka yelken açar. * öncelikle sevgililik değil, açık bir beraberlik yaşamak isteyen logan'a uyar ve kendini keşfetmeye başlar.

bu sırada logan'ın babasının sahibi olduğu gazetede de staj yapmaya başlamıştır ancak mitchum* sende gazeteci olmak için gerekenler yok diyerek rory'yi eleştirir. bu durumda siz ne yaparsınız? eğer gerçekten o işi yapmak istiyorsan çalışmak istediğin alandaki duayen sayılan birinin sende gördüğü sorunu anlayıp çözmek için elinden geleni yaparsın. adamın bir bildiği vardır dersin, kendini geliştirir, öz eleştiri yaparsın. ama rory ne yaptı? yale'i bıraktı! 1 kişi, 1 adet insan evladı kendisini eleştirdi diye. 1 kişi onu mükemmel bulmadı diye. dahası bunu yaparken de annesiyle kavga ettikleri için büyükbabası ve büyükannesinin evine taşınıp krallar ya da coğrafyamıza uygun haliyle paşalar gibi bir yaşam sürerek. ha bir de tekne çalma olayı var. onun mahkemesinde de dedesi şunu der rory için: o bir gilmore!

aldatma hikayesinin ve yaptığı hatanın sorumluluğunun alınmamasının üzerine rory bir de suç işlemiş ama ailesi tarafından savunulmuş, bir eleştiri nedeniyle deli gibi ders çalışarak hazırlandığı ve binlerce dolar ücreti olan, öğrencilerin girmek için kıçlarını yırttıkları okulu bırakmıştır. neden? çünkü ihtiyacı yoktur, hiçbir zaman eğitim onun için önemli olmamıştır. çünkü o bir gilmore'dur. parası, bağlantıları, başkalarından üstünlüğü vardır.

bu sırada logan'ın londra'da işe başlaması üzerine uzak mesafe ilişkisini denerler. bir süre sonra okula dönene rory ekstra dersler filan alarak mezun olur. 22 yaşındadır, kendine obama seçim kampanyasında bir gazetecilik işi ayarlamıştır. logan ile iyi giden ilişkisini ben kariyerime odaklanacağım diyerek * bitirir ve belki büyüdükçe olgunlaşır diyerek bizi bir tık umutla bırakır.

sorun nedir? bir önceki tanımımdan çok farklı değildir. rory istediği her şeyi hak ettiğini ve hak ettiklerinin önüne serilmesi gerektiğini düşünmektedir. hayatı boyunca bunu duymuştur ve içselleştirmiştir. başkasının kocası mı? salla o ilk benim sevgilimdi, hak bende. * başkasının teknesini çalmak mı? mitchum gazetecilik yeteneğimi eleştirmişti, canım sıkkındı, hakkımdı. okulu bırakmak mı? nasılsa dedem ödedi parasını boş ver. okula geri dönmek için para mı? amannn babama miras kondu, biraz da o ödesin.... rory evet annesiyle mütevazı bir yaşam sürmüş ama hiçbir zaman yoksunluğun ne olduğunu bilmeden piremses gibi yetişmiş. o marty gibi boş vakitlerinde çalışıp hayatını sürdürmek zorunda değil, lüks partilerde marty ile dalga geçenlerle keyif çatma peşindedir. para sahibi olmak kötü bir şey mi? hayır. ama rory zenginlerle dalga geçiyor 7 sezon boyunca, sıkıntı burada. aslında kendisi de dalga geçtiği o ayrıcalıklı kesimin bir parçası ve annesi lorelai'ın aksine sonuna dek olanaklarını kullanıyor. bu arada ayrıcalıklı bir yaşam sürmek de sıkıntı değil, sadece ayrıcalıklı yaşam sürerken aksini yaptığını iddia etmek sıkıntı. sandığın kadar masum deyilsin rory'cim!

ama buraya dek yine de çok sıkıntı değil aslında, çünkü dizi bittiğinde 22 yaşında rory. iş hayatına atılınca diğer insanları görür, başka yaşamları anlar ve büyür, büyüdükçe de olgunlaşır diyoruz... keşke olgunlaşsaydı. 32'sinde rory'yi daha da beter bir halde bulacağız. bekleyin.

foto kaynağı.
devamını gör...
aşırı derecede şımarık, ayrıcalıklı muameleye layık olduğunu düşünen, sınıfçı bir gilmore girls dizisi karakteri. nedenlerimi açıklayacağım ama önce uyarımı geçeyim, eğer diziyi izlemediyseniz lütfen yazdıklarımı okumayın çünkü baştan aşağıya spoiler içerecek yazılanlar. rory, rory, rory... kasabamızın altın çocuğu, harvard hayalleri kuran küçük melek. neler oldu sana rory'cim? hadi gel tartışalım.

uzun olacağı için bölmeye karar verdim yazacaklarımı, hayatsızın teki olduğum için kıçı kırık bir dizinin kıçı kırık bir karakteriyle ilgili zibilyon kelimelik a-ne-liz kasacağım, hazır mısınız?

sezon 1-3 rory'si:
bu rory genelde tüm fanların delicesine sevdiği rory'dir. liseli rory de diyebiliriz. akıllı, çalışkan, sevimli ve küçük tatlı meleğimizdir rory. üstün akademik başarısı nedeniyle başvurduğu özel okul olan chilton'a kabul edilmiştir. ancak maddi nedenler nedeniyle annesi, büyükanne ve büyükbabasından borç almak zorunda kalır ve bunun sonucunda da rory her cuma akşamı mütevazı evinden pek farklı olan ailenin malikanesine gidip yemek yemek sorunda kalır. ve bence bu rory'nin düşüşünü başlatan durumdur.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
16 yaşına dek rory annesiyle beraber ufak bir evde, annesinin ailesinin sahip olduğu tüm zenginlikten uzak bir şekilde büyümüş birisi. kasabanın gözbebeği, bi daneciği. annesiyle ilişkisi bir anne-kız dinamiğinden çok arkadaşlık temeline dayanıyor ve evde bir baba figürü de olmadığı göz önüne alınırsa* rory'nin otorite nedir bilmeden büyüdüğünü görüyoruz. şans ya da şansızlık 16 yıl boyunca rory mükemmel çocuk olduğu için bunun nasıl bir sıkıntı yarattığını anlamaya anne lorelai'ın fırsatı olmamış, ancak anladığı zaman da artık çok geç oluyor.*

ilk bölüm dean ile tanışan rory sırf oğlana yakın olmak için chilton'a gitmek istemediğini fark edip annesiyle ilk sürtüşmesini yaşıyor. ancak en sonunda chilton'a başlıyor. yine de bu sahne bize rory'nin belki de en önem verdiği şeyin aslında eğitimi olmadığını görüyoruz. eğitimi en önemli noktaya koymadan yaşamak kötü bir şey mi? hayır, dizideki sıkıntı rory'nin o şekilde gösterilip sonra o şekilde davranmaması yoksa herkesin hayatına kimse karışamaz kim nasıl isterse öyle yaşasın.

aynı şekilde rory'nin asıl amacının harvard'a gitmek olmadığını chilton'a girdikten sonra tanıştığı paris'in söylediği bir cümleyle anlıyoruz: ders dışı aktitiviteler de harvard'a girmek için çok önemli, dışarıda binlerce takdirlik öğrenci var, asıl bu tarz ders dışı aktiviteler adayları ileri taşıyor... ** rory bilmem kaç yaşından beri harvard düşlüyor, ben* bile amerikada büyümeyen ya da yaşamayan kişi olarak bu kuralı biliyorum, rory bir defa bile bakmamış. böyle bir şey olabilir mi yauv?!?! amaç harvard'a gitmek değil kısacası, harvard'a giden kız dedirtmek, kapiş.

yine de sezon 1 güzel bir sezondur. rory'nin 16 yaşında kafası karışık, yaşı küçük, ne istediğini tam bilmeyen yaşantısını izleriz. ilk defa bir erkek arkadaşı olur, okulda başarı göstermeye çalışır. severiz rory'yi küçük büyümeye çalışan bir gençtir işte. hepimizin bir zamanlar olduğu gibi. ikinci sezonda ise rory bizi şaşırtmaya başlar ancak yine çok genç, bu tarz şeyleri daha önce yaşamamış yanlış tepkiler vermesi doğal deriz. öğrenecek deriz. gönlümüzde onun düzgün bir insan olması için taşıdığımız bir umut vardır. ancak gerçekte olan ise jess'ten etkilenen rory'nin gayet de boktan bir sevgili oluşudur. sezon finalinde jess'i öper* ve dean'e bundan bahsetmez bile. bu iki nokta çok önemli aldatmak ve yaptığı yanlışların sorumluluğunu almamak. henüz 2.sezon finalindeyiz ama bu 2 tema rory'nin hayatının temaları ve defalarca karşımıza çıkacaklar. üçüncü sezon hadi rory düzelt bazı şeyleri deriz ama... maalesef. jess ile karmakarışık bir ilişkiye başlarlar, her iki tarafın da sıkıntılı olduğu durumlarda yaşandığı gibi kaos eksik değildir yaşamlarından. ancak bir bölümle rory'nin çakallığını bir kez daha görürüz: büyükbabası ve büyükannesi yale mezunudur. bu nedenle rory'yi yale'e sokmak isterler. ve yıllarca harvard düşleyen kız bir anda yale'e gönlüm kaydı der. ama aslında belki de düşündüğü büyükbabasının da altını çizerek belirttiği konudur: ailesi kuşaklar boyu yale mezunu olduğu için alumni kontenjanından faydalanmak! sonuçta ha harvard ha yale değil mi? yani gerçekten gazetecilik okumak istese gazetecilik bölümü güçlü bir ivy league okuluna gitmek isterdi zaten. tekrarlıyorum amaç harvard ya da yale değil, harvard'a ya da yale'e giden kız dedirtmek.

peki neden? bu konuyla ilgili düşüncem şu şekilde: baba eksikliği ve anne ile olan sürtüşmeden kaçınmalı büyüme stiline tüm ama tüm kasabanın taptığı tatlı çocuk olmanın birleşiminin rory'nin zihninde her şeyi hak ettiğine dair bir inanç geliştirdiği yönünde. rory hata yapmaz, rory çok akıllı, rory çok güzel... kendisine defalarca söylenen övgüler sonucu alttan alta rory'nin de hata yapmayacağına, istediği her şeyi almaya hakkı olduğuna, en iyi, en güzel, en akıllı vs kişinin kendisi olduğuna inandığını yani kısacası gerçeklikten kopuk bir zihin dünyası geliştirdiğini düşünüyorum. elbette hepimiz özeliz, tekiz, hepimizin bu dünyaya yapacağı katkı bize özel ancak... kimseden üstün de değiliz. sıkıntı burada. stars hallow kasabası için rory altın çocuk olabilir ancak dünyada birçok akıllı, yetenekli, azimli, güzel vs çocuk var. herkes kendisi için bir hayat çiziyor ve bu hayatları kendileri belirliyor, "hak ettikleri" için önlerine serilmesini beklemiyorlar.

bu rory en sevdiğim rory bu arada yanlış anlaşılma olmasın^^. diğer sezonlarda daha da sert eleştireceğim kendisini, çünkü rory de zaman geçtikçe sağlam saçmalamaya başlayacak jdfbjksdhjkljfsdlşk. ha bu arada bir oğlan için chilton'a gitmek istemeyen kızın başka bir oğlan için anasının mezuniyetini* kaçırdığının da altını çizerek bu bölümü kapatmak isterim. ah rory ahhhh...

foto kaynağı
devamını gör...
gerçekten kafayı kırdım sonunda! saçma bir dizinin gayet sorunlu yazılmış bir karakteri hakkında girdiğim üçüncü tanım bu. hemi de ne anelizler ne anelizler... korkuyorum sözlük ^^ neyse kırdık dibini de sıyıralım bari... bu tanımda anlatacağım rory gilmore, dizinin bitiminden 9-10 yıl sonraki rory. kendisi bir dizi karakteridir. nedense kendisiyle ilgili 100bin kelimelik tanım girmiş bulunuyorum. bu kadar önemli bir karakter midir? bence hayır ama vaktim vardı * diyelim.

a year in life rory'si:
hofff bu rory en nefret edilen rory olabilir. hatta ne yaptın sen bizim rorymize sorusunu sorduran rory de olabilir. rory artık 32 yaşındadır. bir sevgilisi vardır ancak sevgilisini başkasıyla nişanlı olan, 10 yıl önce kendisine evlenme teklifi etmiş ama kendisinin reddettiği ex-aşkı logan ile aldatır. bunu yaparken de sevgilisini sürekli unutmaktadır. evet sevgilisini, komple olarak. varlığını, adını, onunla yaptığı buluşma planları vs vs...*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu rory'den nefret etmeye başladınız mı? bence tamamen bir karakter suikastine uğramış. 7 sezonluk dizide rory üstünlük sendromuna sahipti ama en azından bu kadar da değildi ya. bir de henüz nefret etmediyseniz şimdi edeceksiniz: şişman şakası mı?? hem de tanımadığı yoldan geçen birine. ne zaman bu kadar sığlaştın be rory?

hadi aşkta sıçmış sıvamış bari kariyeri iyidir değil mi? obama seçim kampanyasını izleyerek başladığı gazetecilik kariyerine ne oldu derseniz: sıkıntıda. ne kadar sıkıntıda? şöyle açıklayayım bir sokak röportajı yapması için yollanıyor ve röportaj sırasında rory uyuyakalıyor. işini yaparken uyuyor. bu kadar iş ahlakı yüksek kendisinin. ha bir de röportaj yaptığı kişilerden biriyle tek seferlik cinsel ilişki yaşamadan da eve dönmüyor. burada ufak bir not tek seferlik ilişkiye karşı değilim, röportaj yaparken işine odaklanmayıp, o kişiyi yatağı atma planı yapmasını ve sonrasında neden yürümüyor kariyerim acaba diye salağa yatmasına karşıyım. abi işinde iyi değilsin, kabul et işte. mitchum sana bunu 12 sene önce söylemişti. henüz 2. sınıfı bitirmiştin hatırlıyor musun rory? hani ardından bunu kaldıramayıp bir tekne çalıp, okulu bırakmıştın.

ilk cinsel ilişkisini 19 yaşındayken evli dean ile yaşayan rory, 32 yaşındayken de evlilik teklifini reddettiği ve başkasıyla nişanlı logan ile beraberdir bu sefer. üstelik çifte aldatmadır bu çünkü rory'nin de bir ilişkisi vardır. dediğim gibi aldatmak ve yaptığı hareketlerin sorumluluğunu almamak rory'nin karakter özelliği olmuştur artık. dizi nasıl biter peki? rory'nin söylediği 4 kelime ile: mom, i am pregnant! *

dizinin yaratıcısının anne-kız ilişkisiyle annenin yaşadıklarını kızının da yaşamasını hedefleyerek bitirmesini anlayabilirim ancak rory'nin olduğu insanı bir türlü kabul edemiyorum. 7 sezon ve 10 yıl sonra gelen sinema filmi tadında 4 bölümden sonra en baştaki o sevimli, akıllı kız; adım adım sınıfçı, ayrıcalık talep eden, parayla sorun çözen, yaşamındaki her kötü şeyi dış nedenlere bağlayan, hiç sorumluluk almayan mızmızın tekine dönüştü. bize de bu fecaati izlemek düştü. yine izleyecek miyim? elbette. ben seviyorum bu diziyi. comfort zone bir dizi gerçekten de. üstelik ciddi dersler veriyor hayatla ilgili, rory'nin bu dersleri öğrenememiş olması sıkıntı değil. biz alalım yeter.

fotoğraf kaynağı, gerisi alın teri ve hayatsızlık.
devamını gör...
year in life rory'si aslında gerçek rory'dir.

asıl dizideki rory ise, babasız büyümüş, annesi ile büyük maddi sıkıntılar çekmiş, düzgün eğitim alamamış, sosyal problemli olduğu için sevilmemiş rory'nin, year in life'daki bastırmak istediği romanının kahramanı, hayali bir karakterdir.

bu yüzden asıl gilmore girls dizisi, çok anlayışlı bir ailede büyümüş, zengin dedesinin reddetmeyip sahip çıktığı, dünyanın en iyi lisesinde eğitim almış; tüm bencilliği ve umursamazlığına rağmen bütün kasaba tarafından tanınan ve mantıksızca sevilen bir masal kahramanını anlatır. sıfır albenisiyle en yakışıklı oğlanlar peşinde koşar. ister efendi ister it, o günkü fantazisi neyse, onunla olur, sorgulanmaz.

tamamen masal olduğunu ayda bir müşteriyi zor görmesine rağmen hususi aşçı, resepsiyonist ve temizlik elemanları çalıştırıp platinium butik otellerden bile temiz ve bakımlı kalan ve sahibinin haftada on saat uğramamasına karşın kar ettiği aile işletmesinden anlıyoruz. star's hollow kasabası da romandaki disney köyünden başka şey değil. kimse çalışmaz, lokomotif ekonomisi yoktur ama tüm evler bakımlıdır, ottawa'ya taş çıkartacak kadar fazla parkı, çiçeği böceği vardır. nasıl bir belediye bütçesiyse, isviçre standardı hizmetin üzerine her ay -her biri ayrı bir finansal intihar olan- festivaller düzenler, buna rağmen tek turist gelmez. kimsenin tadı kaçmaz, polisi jandarması görünmez.

burada, masaldaki en acı travmanın rory'nin baba travması olduğun da görüyoruz. masaldaki baba asla ailesini unutmamış, motosiklet süren, rakçı, fit, deri ceketli ultra cool baba. babasız büyüyen bir kız çocuğunun mutlak hayali. aynı sürekli piza ve çikolata yemesine, spor yapmamasına karşın fıstık gibi kalan annesi gibi.

arkadaşsızlıktan, ailesizlikten, parasızlıktan bütün ergenliğini ağaç altında kitap okuyarak geçirmiş bir kız çocuğu var ve o hayalgücüyle yarattığı dünyada herkes, sürekli, delirmişcesine uzun uzun konuşuyor. nasıl bir dram!

asıl diziyi tersine çevirin, year in life rory'sinin neden hastanın teki olduğunu ve realizmini anlarsınız.

aktardığım fan- fiction bir yana, a year in life hakikaten çok dandik. izlemeyin.
devamını gör...
gilmore girls baş karakterlerinden biridir. dizinin başındaki rory ile sonundaki rory çok farklıdır. başta her konuda mükemmel olarak gösterilen rory, ilerleyen sezonlarda izleyiciyi fazlasıyla şaşırtmaktadır. ilk sezondaki rort de fazla abartılı geliyordu bana. annesiyle benzer kaderi geç de olsa yaşadı diyebiliriz. en sevdiğim karakter hiçbir zaman olmadı. ancak yine de lorelai ile olan ilişkilerini seviyordum.
devamını gör...
lorelai 16 yaşında hamile kalıp okuyamadan evladını büyütmeye çalıştığı için her zaman rory erkeklere karşı bir duvar örmüştü. kendisi de öyle bir hata yapacak sanmıştı ve hayatını okumaya adayarak bundan kaçacağını düşünüyordu. derslerine düşkünlüğü, kitap okuma aşkı da bunlardan kaynaklı.
başarı azmi ve kitap okumasını kendime çok benzetiyordum bu karakterin. özellikle dean ile tanıştıkları bölümde dean'in "burada kavga oldu ama sen duymadın bile kitap okumaktan" dediği, her seferinde de okuduğu kitaplara dikkatle baktığı zamanda kendime benzetmiştim.
ama cevval değildi, okulda falan kendini gösteren biri değildi. biraz klişe, güzel ve sessiz kız tripleri yapmışlardı ona lisede. üniversitede yine biraz daha gazetecilik kulübüyle falan açıldığını düşünüyorum.
iyiydi hoştu ama bir kusuru vardı ki üç sevgilisini de hak etmedi. rory'i çok güzel sevdiler. rory kıymet bilmedi, bazen korktu bazen kaçtı. hepsine de haksızlım etti.
öncelikle jess aklını karıştırdı dean ile çıkarken çocuğu boşu boşuna yordu. ulan dean senin büyükbabanla tanıştı, sana seni sevdiğini söyledi, karşılık vermesen de yanında kaldı, sana araba yaptı elleriyle!
kasabaya yeni gelen kitap kurdu jess de iki saniyede aklını karıştırdı bizim saftirik rory'nin. dean'e yazık oldu. boşuna boşuna rory'e aşık olduğuyla kaldı.
sonra kendi belasını buldu rory, başına buyruk, baskıya gelemeyen jess girdi hayatına; işte öyle baş edemedin ayrıldın ondan da. ama dean - jess kapışmalarını izlemek çok heyecanlı ve güzeldi. liseli gibi hissettiriyor...
jess de durup dururken gidip seni öylece yarım bıraktı.

sonra logan, senin uğruna her şeyi yapabilecek olan logan. onunla eğlendin, yedin içtin gezdin bir şeyler paylaştın, aynı daireyi bile paylaştın. her şey harika gidiyordu. evlenme teklifi etti. korktun kaçtın onu da tamamen terk ettin.
rahat batıyor kızım sana. sen üç sevgilini de hak etmedin.
bir de dean ile yatmak gibi iğrenç bir hata yaptın. jess'i seneler sonra telrar gördüğünde ne hissettin? seninle oturup konuşmayı çok isterdim rory.
devamını gör...
aslında tüm serinin rory'nin -korkunç geçmiş ergenliğine savunma olarak- ürettiği bir masalı anlattığına dair fan-fiction var. yani orjinal seri rory'nin hayali, 4 bölümlük ikinci seri o hayalini yazdığı kitabı bastıramamasını anlatan gerçek hayatı. detayları çok uzun bakarsınız.

efendi erkek yerine pik tercihine gelirsek: hayatı boyunca sadece anası, büyükanası da değil, koca bir kasaba tarafından "kusursuz iyi aile kızı" diye büyütülmüş bir ergenin, buna aykırı bir kimlik peşinde koşup hayvanın tekini seçmesi sonra da manüplasyonla yuva yıkması çok da garip gelmiyor. ne yazık ki kızlarda kendini harcayarak isyan etme eğilimi var bazen.
devamını gör...
spoilerin allahını veriyorum dikkat:


mom, i'm pregnant
devamını gör...
kendimi çoğu zaman onun yerinde olmak istediğimi hissettiren karekter. annesiyle olan ilişkisi okadar mükemmelki... ilk sezonlarda her şey mükemmel gidiyo tabi sonradan beklenmedik şeyler yapıyo, izlerken şoka girmiştim... ilerleyen sezonlarda ne olur bilemem acilen izlemeniz gerekiyo:)
devamını gör...
gilmore girls'ün çok kitap okuyan, ders çalışmayı seven, çok tatlı karakteri. zaman zaman ilişki seçimleriyle izleyiciye sinir krizi geçirtebiliyor.
devamını gör...
gilmore girls dizisindeki küçük lorelai gilmore.

rory doğduğunda annesi tek başına doğuma gitmiş, doğum sonrası ismi ne olsun dendiğinde ise (16 yaşındaki) lorelai'ın aklına yalnızca kendi ismi gelmiş ve kızıyla aynı ismi paylaşmaya başlamışlar

rory gilmore, dizi başında azmiyle, plancılığıyla, zekasıyla hayran kalınası ama pek ütopik bir karaktere sahipti. "bu kızın önündeki örnek lorelai!" diyen seyircileri duymuş olacak ki senarist, rory de kusursuz imajından ayrılıp hatalar yapmaya başlamıştı. bence kusursuz imajının olmadığı hali daha sevilesiydi çünkü insan karakterin hatalarında kendini görünce o karakterle bağ kuruyor. genelde rory gilmore ile beraber büyüme şansı olup da büyüyenlerin içinde de hep lorelai gibi bir anneye sahip olma arzusu olur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"rory gilmore" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim