#final yapan diziler
gerilim / gizem / suç / yerli
9.7 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

2018 yılında yönetmenliğini onur saylak’ın senaristliğini hakan günday'ın üstlendiği gerilim, polisiye türlerinde 12 bölüm olarak çekilmiş bir dizidir.


başrollerinde; haluk bilginer, cansu dere,
şebnem bozoklu, metin akdülger, hüseyin avni danyal bulunuyor. oyunculuk ve bir çok yönden iyi bir dizidir. izleyenlerin beğenisini toplamış ufak tefek eleştiriler dışında ciddi bir eleştiri almamıştır.

açıkçası benim açımdan internet dizileri arasında evet işte bu dediğimi bir dizidir. özellikle türk yapımlara ve hatta diğer yapımlarda bile bir olmamışlık söz konusu var. yani hep bir şey eksik bir tat arayışına sürüklüyor izleyiciyi ama bu dizi bence diğerlerinin arasından sıyrılıyor. (bakınız internet dizileri arasından diyorum.) yani bilmiyorum ama geneli çok yalap şalap sanki hızlandırılmış ve aceleye getirilmiş gibi. hee bu dizi genel mamada dört dörtlük mü belki değil. ama benim açımdan son yıllarda izlediğim en iyi internet dizileri arasında. aman ne uzattım bee iyi, güzel, on numero de geç işte. yoo geçemem hatta... şak şaka.

eski bir adli katip olan agah bey (haluk bilginer) üzerinde dönüyor dizi. cinayet büro amiri nevra'ya (cansu dere) uzanıyor ve olaylar olaylar. çok detaya girmek istemiyorum hakkında çok yazılıp çizildi malum. agah ve nevra'nın karakterleri pek yerinde ve olması gerektiği gibiydi. haluk bilginer'in ve cansu dere'nin oyunculuğunu zaten beğenirim. ezel'den beri. (hahah bu espriyi yapmasam olmazdı lütfen affedin.)

neyse efem agah bey kendi ahlak ve doğruluk anlayışıyla yolunda gitmeyen adalet sağlanmadığını düşündüğü bazı olaylara adalet getirmeye çalışıyor. vallahi ne yalan söyleyeyim böyle katilliğe can kurban.

olay örgüsü ve işlenen konu gayet yerinde. zaten kanayan bir yaraya parmak basılıyor malum. sonu da iyi bağlanmış gibi. bu türü pek sevmiyor olmama ragmen beni tatmin etti. bu arada bir devam sezonu olur mu diye beklemedeyim. umarım olur.

keyifli seyirler aman sinirlere dikkat...
devamını gör...
alzheimer hastası olduğunu öğrenen yaşlı bir adamın, şahsiyetini kaybetmeden önce, çok öncelerden yapması gereken birşeyi yapmasını konu eden güzel bir dizidir. aslında bu dizi, bir adalet arayışının öyküsüdür.

dizi; yaşlı bir adamın, insanların adalet aradığı kurumda, şahit olduğu ve unutamadığı bir zulmü; unutkanlık hastalığına yakalandığını öğrendikten sonra, kendi adalet anlayışına göre uygulamasını konu ediyor. esas ilginç olan nokta ise; uyguladığı adaleti ileri ki zamanlarda hatırlamıyor olma ihtimali, kendi adaletini uygulamasının asıl sebebi olması.

öyküde en merak ettiğim nokta şuydu; eğer agâh beyoğlu, alzheimer olduğunu ve hiçbirşey hatırlamıyor olacağını öğrenmese idi; yine de küçük bir kızın intikamını alırmıydı? en azından bir bölümde olsa; dizide alzheimer olmayan bir agâh beyoğlu profili görmek isterdim.

mevcut sistemin uygulamadığı veya uygulama noktasında aciz kaldığı bir adalet anlayışı, ne yazık ki; bireysel adalet anlayışını tetikleyen bir unsur olduğu, çarpıcı bir biçimde ortaya konmuştur bu dizide. yaşlı adamın uyguladığı kişisel adalet; ahlaki açıdan bazen sınırları zorlayan bir durum haline gelse de; küçük bir çocuğa yapılan zulmün boyutu açıklığa kavuştukça, izleyiciye derin bir nefes aldırır.

bu dizi hakkında konuşup, haluk bilginer hakkında konuşmamak haksızlık olur. türk tiyatro ve sinema tarihinin en büyük cevherlerindendir kendisi. bu diziyi, alelade bir televizyon dizisinden ayıran en büyük etken; haluk bilginer'in muhteşem oyunculuğudur. oyunculuğu replik tekrarından çıkarıp, gerçekçi bir hal ile yansıtması, diziyi kült bir dizi haline getirmiştir.
devamını gör...
her şeyi unutan, daha doğrusu hobisi unutmak olan bir milletin gözünü açacak, kısa süre de olsa bir şeyleri hatırlatacak muhteşem bir dizi. senaryosunu hakan günday yazmış, zaten ancak hakan günday yazabilirdi.

başrollerde haluk bilginer ile cansu dere gibi başarılı kişilikleri görmek mümkün. oyunculukları fazlasıyla başarılı buldum. o kadar kaliteli oyuncular vardı ki, zaten haluk bilginer denince iş bitiyor, adam hepimizin bildiği üzere emmy ödüllerine layık görüldü agah rolü ile. agah demişken, dizide hep alışılmadık isimler vardı, hakan günday'ın romanlarında sıklıkla karşımıza çıktığı gibi.
bu dizi, yıllardır unutulan olayları, kadına psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddeti, damgalamaları, adaletin olmayışını ve işlememesini, halkın ise bunları nasıl bir bir unuttuğunu çok güzel gözler önüne sermiş. sosyolojik ve psikolojik olarak ayrıntılı işlenmiş.

edit ve spoiler: nevra'nın travmatik olaydan sonra belleğini silmesi yani hatırlamaması ayrıntısı ve bunun yavaş yavaş açığa çıkması çok iyiydi. yüzleşmek istememesi, ama yüzleşmek zorunda olması.. yüzleşirken acı çekse de yüzleştikten sonra daha güçlü birine dönüşmesi.

''sen zannediyor musun ki bir tek alzheimer olan sensin? herkes hasta, hepsi hasta. yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak, sen kimsin ki, alt tarafı bir katil, alt tarafı bir cinayet haberi.''
devamını gör...
tek solukta izlenmesi gereken, senaryosunu hakan günday'ın yazdığı muazzam dizi.
dokundurmalar çok iyiydi. hatta benim için en iyi dokundurma gazetecinin ölüm sahnesiydi.
kalabalığın işlediği suça ortak olmayan adamın ailesiyle yakılarak öldürülmesi..
zaten haluk bilginer bu diziyle emmy ödülü kazandı. oyunculuğun muhteşemliğini anlatmaya dahi gerek yok.
devamını gör...
ilk sezonun üstünden yıllar geçip, ikinci sezon çekileceği haberi yayılınca hem çok sevinip hem de korkmuştum. çünkü herkes bilir ki bazı şeyler tadında güzel. ilk sezon bence herkes için efsane niteliğindeydi. verdiği mesaj, parmak bastığı konular ve şahane diyaloglarla benim için en iyi türk dizisi konumunda. ikinci sezon için ise ilk bölümlerde orta düzey derken, cinayetlerin sebebinin anlatımından sonra yükselişe geçti benim için. kısacası her iki sezonuyla da türk dizi tarihinin en iyi dizisi olmuştur benim için. ayrıca şunu belirtmek isterim; haluk bilginer'in oyunculuğu ve onur saylak'ın yönetmenliği harika ama türk dizi ve sinemasında daha fazla hakan günday kalemini görmek tek dileğim. emeği geçen herkese tek tek teşekkür ederim.
devamını gör...
"..insanlar adam gibi dinlemiyor birbirini. cümleyi bitirmeden otomatik cevap. her şey otomatik zaten. sonra anlaşamıyoruz, anlaşamazsın tabi!”
hakan günday'a bu dizi için teşekkür etmemiz gerekiyor.bir türk dizisinde dolu dolu enfes cümleler duyduk sayesinde. bir sahnesi bile boş olmayan akıllıca çekilmiş saygı duyulacak hikayeydi şahsiyet. bir oyuncunun güzel bir senorya ile ne kadar devleşebileceğini ve kaliteli işlere bizim de imza atabileceğimizi gördük çok ta beğendik.
devamını gör...
ilk çıktığında bir solukta bitirdiğim ve çok sevdiğim bir türk dizisidir. iki gün önce show tv televizyon için yayın haklarını aldığını öğrendiğimde aileme bahsettim ve onlarında güzel bir dizi izlemesine vesile oldum. az önce ilk bölümünü izledik bayağı hoşlarına gitti ve diğer bölümlerini de izlemeye karar verdik. izleyin, izlettirin. isteyince yapılabildiğini gösterin.
devamını gör...
t: son bölümlere kadar kabızsal ve aşırı yapaysal bir diziydi. ilk bölümü 6 ay civarında bitirdim.
"kurgu bu sonuçta, yapaylık ne alâka?" demediğinizi duyar gibiyim. efendim, kurgusalın da kendi içinde bir mantığı, olağanlığı var, diye düşünüyorum. gerçek dünyadaki gerçek bir olayı anlatan tamamen yapay bir evren ve buna bağlı olarak yapay diyaloglar gördüm ben dizide. bana göre değil.
son 2-3 bölümde işler iyice ciddiye binince niyeyse bir anda herkes ciddili olmaya başladı. onun öncesinde yapmacık, sahneyle alakasız, bağlamdan kopuk, ne idüğü belirsiz özlü sözler yerlerini sıradan laflara bıraktı.
öz: absürttü, izledik, yarı-beğendik.
devamını gör...
o kadar güzel noktalara parmak basmış, unuttuğumuz şeyleri deşerek öyle güzel hatırlatmış ki. izlediğim en iyi türk yapımlardan biridir.

şu replik derinlerde bir yere çok dokundu;
“sırf göğüslerini kimse fark etmesin diye kaç kız çocuğu kambura’da kambur yürüyor, farkında mısınız? o kambur var ya, o çocukların kamburu… o aslında hepimizin sırtında.”

kambura son derece doğru bir anadolu özetidir. bu replikte yazanı hiç yaşamamış bir kadın var mıdır? ben yaşadım, hem de son derece rahat ve çocuk psikolojisinden anlayan bir ailede büyüsem de. kadın kimliğimizi bu ülkede neden bu kadar zor buluyoruz? “kadın” kimliğimizi bulamadan hayatlarımız geçiyor. çok çok acı.
regl olduğunda utanıyor kızlarımız, bu tiksinç bişeymiş gibi. aslında sağlıklı bir kadın olduğuna sevinmesi ve kutlaması gerekmiyor mu? bu ülkede mutlu bir kız evlat büyütmek ne zor... ne kadar modern büyütsen de, ne kadar özgüvenli ve rahat yetiştirsen de bu tabuları çocuk bir yerden alıyor. öğreniyor; utangaç olmayı, başını eğmeyi, ürkek olmayı.
devamını gör...
haluk bilginer’in emmy ödülünü sonuna kadar hakketiğinin kanıtı olan dizidir.
“ sen zannediyor musun ki bir tek alzheimer olan sensin? herkes hasta. hepsi hasta. yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak? sen kimsin ki lan? alt tarafı bir katil. alt tarafı bir cinayet haberi.”

hikaye mardin’de devletin üst düzey yöneticileri tarafından tacize uğranmış bir kızın hayat hikayesinden uyarlanmış yani gerçek bi hikaye .keşke gerçek yaşamda da nç. ( tacize uğrayan kız) için bu şekilde intikam alınsaydı.
devamını gör...
senaryosunu ünlü yazar hakan günday’ın kaleme aldığı, onur saylak’ın kamera arkasına geçtiği, haluk bilginer, cansu dere, metin akdülger, necip memili, müjde ar, şebnem bozoklu başta gelmek üzere sağlam bir oyuncu kadrosuna sahip olan dizidir.

ben insanlarla nasıl yaşanır bilmiyorum. yani insanlarla nasıl konuşulur, onlarla nasıl vakit geçirilir, biriyle arandaki mesafe nasıl ayarlanır. bunların hiçbirini bilmiyorum.

ne güzel olurdu, değil mi? yanlış bildiğimiz her şeyi unutsak, sadece doğrular kalsa.”

yaşıyorsun ama yoksun. insan nasıl dayanır buna

nasıl korktun kim bilir? zaten başımıza gelen her şeyi hatırlıyor olsak deliririz, değil mi? ama bazen de delirmemek için hatırlamak gerekiyor işte böyle. neyse... madem hatırladın artık, ben de gönül rahatlığı ile unutabilirim.”

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şahsiyeti hatırla!
devamını gör...
bir hakan günday dizisi. en iyi türk yapımı olarak ilk 5’ime net giriyor. izlerken beni hiç sıkmadı. cansu dere, haluk bilginer uyumuna diyecek bir şeyim yok bi de üstüne senarist hakan günday olunca yemede yanında yat.
devamını gör...
biraz geç olsa da sonunda izlediğim dizidir. hatta iyi ki geç izledim çünkü izlerken bilgiler göndermeler kafama yavaş yavaş iniyordu son bölümlerde. çünkü izlemeden önce gerçek hayatta yaşanmış bazı olayları bilmenizde fayda var hatta bu şekilde diziyi yüzeysel izlememiş olacaksınız... öncelikle mardin'de yaşayan n.ç diye 13 yaşında bir kızın 28 kişi tarafından tacize, tecavüze uğradığı için açılan utanç davasını araştırmanızı öneririm. bir diğeri arabasına bomba konularak öldürülen gazeteci uğur mumcu'yu ve bu şekilde birçok gazeteciyi araştırmalısınız. özellikle bir sahnede çoğunun fotoğrafları asılı... hepsini saygıyla anıyoruz....ve son olarak orda bir taş meselesi var ki bir adamın taş ve vicdan meselesi çok derin bir mesele aslında anlayana... o da madımak'a göndermeydi bence -bu kendi yorumumdur belirtmek isterim- çünkü bir gece kamburalılar tarafından sırf roman oldukları için 7 kişilik bir aile uykudayken diri diri yakılmış taşlar atılmış. bu üç olayı bildiğim için ve izlerken gerçek olmalarının kafama dank etmesi diziye bir kez daha hayran kalmamı sağladı. emeği geçen herkese teşekkürler.
devamını gör...
puhu'da ilk yayınlandığını gördüğümde kadroda haluk bilginer olduğunu görmem yetmişti izlemek için, sonrasında işin arkasında hakan günday ve onur saylak olduğunu öğrenince daha da hevesle izlemiştim. bu diziyi önermediğim eş, dost, akraba kalmamıştı o dönem. nerdeyse türkiye'de yapılan ilk dijital dizilerden olduğu için kimsenin izlemeye yanaşmadığı bi ana denk gelmişti. tabii ki sonrasında değeri bilindi fazlasıyla. ben iyi ki ilk çıktığında izlemişim, sosyal medyada yapılan bu kadar yorumdan sonra ne denli beklentiyle izlerdim şu an izlemeye kalksam ve ne bulurdum bilmiyorum. ama yine de kendileri bence en sevdiğim türk dizisi şu an. senaryosu, oyunculukları hakkında yorum yapmıyorum, haddime de değil gibi zaten. ha o kadar sükse yaptıktan sonra bile hala izlemediyseniz tam şu anda açın izleyin, yine de bayılacaksınız bence.
devamını gör...
15.
hakan günday’ın senaryosunu yazdığı haluk bilginerin harikalar yarattığı türk dizisi. en başarılı türk dizileri arasında rahat ilk 3 e girer öyle bir dizidir. tadında bitirilmesi müzik kullanımı falan harika ayrıntılardır.
devamını gör...
gayet başarılı ve güzel dizi. bir kere hakan günday der susarım. adam kurgularında çok başarılı. muhteşem bir olay örgüsü ve hayal gücü, üzerine kaliteli kelimeler... al sana kaliteli senaryo. onur saylak'ta gayet başarılı bir yönetmen. haluk bilginer öyle bir oynamış ki agah bey'i adama jokeri oynama teklifi gitti düşünün. yalnız cansu dere yine bildiğimiz gibi. tamam karaktere uymuş sert kadın tarzı ama mimik ve tavır görmek istiyor insan. yine de oldukça başarılı bir dizi. izleyin, önerilir
devamını gör...
türkiye'de çekilmiş en güzel senaryolardan biri.
hakan günday’ın sağlam kalemi sağ olsun. yönetmen onur saylak ki kendisi harikadır. haluk bilginer hakkındaysa uzun bir makale yazasım var. hümeyra’nın büyüleyen oyunculuğu, şahane dansı...
haluk bilginer adındaki bu saygıdeğer insanın dünya’nın en tatlı seri katili oluşu...
2018 yapımıdır.
uluslararası emmy en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmıştır.

(bkz: puhu tv)
devamını gör...
agahın kızının kavgaları, torununun ergenlikleri, nevranın gazeteci manitasıyla diyalogları falan çok sıkıcıydı. ilk izlediğimde ileri sarmadan izlemiştim. geçen tekrar izledik, oraları hep geçtik valla. genel olarak çok güzel bir dizi, zaten beğenmesem iki kez izlemezdim. ama o uzun uzun bakışlar, aforizmalar, sıkıcı diyaloglar beni aşırı bayıyo ya, "eh yeter be kardeşim hadi" deyip kapatıyorum. uzun aforizmalar duymak istesek nietzsche okuruz. salak diyaloglarla sıkmayın işte izleyiciyi.

ayrıca şu feza hanım ne ayaktı, oley deyip duruyordu kadın, hatırlıyordu da bazı şeyleri ama bi yere varmadan kapattılar o konuyu da. böyle insanın aklında yersiz soru işareti bırakan şeyler hoş olmuyor.
devamını gör...
bazı gereksiz senaryo ve karakterler olmasa mükemmeli yakalayabilecek kalitede bir yapımdır. ancak her zamanki gibi dünyanın yüz yıl önce terk ettiği romantizm akımı hâlâ türk dizilerine musallat olmakta, kaliteyi diplere düşürmektedir.
devamını gör...
2 yılda bitirdim desem yeridir. ilk 5 bölümün üzerinden ne sular ne denizler aktı geçti... ondan sonrası tek solukta bitti, tabi.
izlerken dedim ki, ulan bu cümleler, bu diyaloglar çok kaliteli. bu kaliteyi bir yerden gözüm bi ısırıyor ama nerden... hakan günday yazısını aradım durdum jenerikte sanki anasını satayım, sondan bi önceki bölümde buldum da. “hah !” dedim, “işte şimdi son bölüm daha güzel geçicek”. geçti, çok güzel geçti.
ağzımın tadını kaçıran tek şey, cansu dere’nin, namı diğer nevra’nın, karakterinin bok gibi canlandırılması - cansu dere’nin sikimsonik tavırları ve beceriksiz oyunculuğu. güzelim asalet yağan rolü; koyun gözlü, ruhsuz, suratsız, inandırıcılığı olmayan, yapmacık tavırlı şu karıyla piç etmeleri, insanın suratında ekşi bir tat sonrası oluşan iz misali kalıyor. neyse, allahtan haluk hazretleri şaheser yaratmış da, dizinin gururunu, onurunu yerden toplamış.
ellerine sağlık, emeği geçen herkesin gözlerinden öpüyorum. alkışlar!!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şahsiyet (dizi)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim