sartre bulantı’da: "yalnızlık; düşündüklerinizin kafanızın duvarlarına çarpıp tekrar içerde kalmasıdır.” diyor. yalnızlık, etrafında kimsenin olmaması değil, seni anlayan birilerinin olmamasıdır. insan insanın sadece anlayışına muhtaç. çünkü insan, yaşarken anlaşılmalıdır.

kalabalıklar içinde avazınız çıktığı kadar bağırmayı düşündünüz mü hiç?
derdinizi anlatmayı vazgeçtiğiniz oldu mu?
ben kime ne anlatıyorumu yaşamak defalarca.. ortak yanımız şu hepimiz hayatımızı anlamlandırmaya çalışıyoruz belki de delirmemek için. diyelim ki bu anlam kargaşından çıktınız bir sonraki evre bunu anlatmasıdır. bu durum çoğu kez hayal kırıklığına uğratacaktır bizi. yorulup yorulup tekrar anlatmalı o zaman. seni sen yapan içindeki sesleri susturamazsın.*
anlaşılmaktan çok anlatmayı sevmelisin..
devamını gör...
bazen üzer.
bazen sessizliğe gömülmene sebep olur.
bazen de "amaann çokta fifi" dedirtir.*
çünkü alışıyor insan her şeye, ne fena. anlaşılmamaya bile alışıyor. hatta belli bir şeyden sonra inanmıyorsun "seni anlıyorum " diyenlere. samimi gelmiyor maalesef.

ben artık anladım ki her çiçek susuzluğunu giderecek bir damla suyu ve onu büyütüp güzelleştirecek güneşi olmadan yaşamak zorunda. ve yine her çiçek günün birinde kuru bir toprakta solup ölmeye mahkum.* *
devamını gör...
üst edit: tanımı yazarken radyo programının konusu olduğunu bilmiyordum, dolayısıyla formata pek uygun bir tanım olmayabilir.

bu bizim çok karmaşık ruh halimizden mi kaynaklanıyor? çevremizdeki insanların vurdumduymazlığından mı? anlaşılmasını istediğimiz meselelerin çetrefilliğinden mi? şahsen insanların beni anlamadıklarına ilişkin sarsıntılar hissettiğim bir leveli anımsamıyorum kendi hayatımda.
anlatmak istemediğim çok oldu. anlaşılmak istemediğim de çok oldu. ama böylesini pek tecrübe etmedim. hep orda bir yerde anlayan birisi vardı, bir mevzuyu biri anlardı ötekini diğeri. bazen orada öyle durmasıyla ortada anlaşılması gereken mevzular bırakmayan insanlar da girdi hayatıma.*
insanın çevresinin insanın aynası olduğu, arkadaşını söylediğinde sana kim olduğunu söyleyecek öğretileri bir yana bırakarak düşünüyorum. bizle benzer hislere, benzer bilinç düzeyine, benzer önceliklere, benzer hassasiyetlere sahip insanlarla iletişim kuruyoruz çoğunlukla. yahut en yakınımızda bulunan insanlar çoğunlukla bir şekilde belirli ortak noktalara sahip olduğumuz kimseler.* aslında ister istemez bizi en çok anlayacak insanları toplayıp getiriyoruz kıyımıza köşemize ve onlara yakın çevremiz falan diyoruz. peki insan buna rağmen neden anlaşılmadığını hisseder? bence bu insanın kendini beğenmemesi, kimsenin kendisini sevmediğini düşünmesi gibi zaman zaman gelen bir his. veya bazen hiçbir şey yapmak istemediğimiz, hiçbir şeyin bize keyif vermediği anlar gibi ansızın kafamıza çöreklenen bir düşünce.
burada kendi tercihi veya farklı sebeplerle sınırlı bir çevreye sahip olan insanları hariç tutuyorum. sahiden çevresinde böyle bir insana sahip olmayan kimseler olabilir. kaldı ki belki bu meselenin çevremizde sahip olduğumuz insanlarla da bir alakası olmayabilir ve ben yine tamamen üfürüyor olabilirim. ancak anlatılamayan/anlatılması mümkün olmayan hisler olduğu gibi bazen anlaşılması güç hisler de yaşayabiliriz. bence bu kimsenin bizi anlamadığı anlamına gelmemeli.
devamını gör...
çünkü kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya.
demiş, güzel bir şair.

herkes bir yere yetişmeye çalışıyor misali, kimse kimsede dinlenemiyor ne yazık ki.
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayınında kullanılacak başlıktır.
cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 00:00 da sözlük radyosunda. radyo.kafasozluk.com/

insanlar ile çevrilidir insanların çevresi, kalabalıkların arasında inşa ederiz kendimizi.
insanlar bazen ailemiz olurlar, bazen arkadaşımız, bazen sevdiğimiz, bazen ise nefret ettiğimiz.
kim olursa olsunlar konuşuruz onlarla veya onlar hakkında.
dinleriz, anlatırız, anlamaya ve anlaşılmaya çalışırız.

fakat tam anlamı ile anlaşılır mıyız?
insan kendini bile anlamakta zorlanır iken bir başkası tarafından anlaşılması gerçekten mümkün müdür?

gelin birlikte anlamaya çalışalım.
devamını gör...
seni senden başka anlayanın olmaması ile eşdeğer
devamını gör...
sen kendini anlıyor musun ki
devamını gör...
bir tür toyluk dönemi hezeyanıdır; zamanla geçmez ama kafaya takmamayı, ne olursa olsun kendi istediğin gibi yaşamayı öğrenirsin. herkes benzer sorunlarla boğuşurken biri beni anlayacak diye beklemek de beyhude davranıştır çünkü. emerson'a kulak verelim: anlaşılmak lükstür.
devamını gör...
kimse kimseyi anlayamaz. çevrendekilerin zihninde tasavvur eden sene göre, kendi yakıştırdığı sıfatlar kadarsın. birilerinden seni anlamalarını beklemek tuhaf geliyor. ne kadar anlayacak, nasıl anlayacak? bunu bilemezsin. emin olamazsın. anlamasın daha iyi. neyi anlamadığını biliyorsun en azından.
devamını gör...
anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var;

akıl için son tavır, saçlarını yolmak var..

n.f.k.
devamını gör...
emin olun kendinizi anlamak için çaba sarf ediyorsanız öyle başkalarının ne anladığına anlamadığına vs takilmiyorsunuz.
yani yine elalem ne der gibi saçmalıklara takmamak gibi.
kendinize güvenin gerisine rahvan koyun gitsin.
devamını gör...
bir dönem bu sıkıntıdan çok muzdariptim. ama büyüdükçe, olgunlaştıkça, çevre değiştirdikçe aslında yanlış insanlarla vakit geçirdiğimi ve onları hayatımdan çıkarmazsam bu sıkıntının giderek artacağını anladım, artık böyle bir sıkıntım yok.
devamını gör...
evet yok. evet çevremi çok daralttım. evet artık eskisi gibi anlatmıyorum. evet yalnızım ama ben zaten tüm o kötü şeyleri yaşarken yalnızdım ki. şu an anlayacak kimsenin olmaması koymuyor o yüzden. kimseye anlatamadığım şeyleri gecenin bir yarısı saçımı okşayarak kendimi uyuttuğumda hallettim. neleri atlattım, inanın artık anlayacak biri olmaması koymuyor. çünkü buna alıştım. bir söz okumuştum : "derdin varsa git denize anlat. kedilere, bulutlara anlat. pencere pervazında çiçeklere anlat. insana dert anlatılır mı hiç?" aynen de öyle..
devamını gör...
bazen ben bile anlamıyorum. normaldir.
devamını gör...
çok can yakan bir durumdur. insanı mahveder.

dünyada tek başına hissedersin. tek başınalık nedir öğrenirsin. seninle aynı düşüncede olmayan insanlarla olduğunu anlarsın. hatta çok yalnız olduğunu anlarsın.
hatta bazen seni anlayacak birileri bulursun anlatmak istemezsin. çünkü yorulmuşsundur. bir problem olduğunda kendinle halletmek zorundasın çünkü seni kimse anlamayacak.
aklıma yusuf atılganın şu sözlerini getirdi.
sustu. konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı

konu seçimini çok değerli buldum çünkü üstüne düşünülse bile bir yere varılamayacak günümüz dünyasının bir numaralı problemlerinden bir tanesi.
devamını gör...
herkesi anlama çabanın üzerine bunu hissetmek insanın midesini bulandırıyor biraz. iğrenç olduğundan değil de aslında yalnız oluşunu fark etmenin verdiği yoğun stresten. yine karıştırdım ama anladınız beni, anladınız değil mi?
devamını gör...
eskiden olsa içime kapanir yüksek sesli rock/metal müzik ile sinirimi bastirirdim. çünkü kendimi nasıl ifade edeceğini bilemezdim. şimdi artık tutmuyorum içimde. karşımdaki anlasin ya da anlamasın ben hislerimi anlatiyorum. birde ikide üçte beşte anlamasa da birgün belki anlamaya başlar diye...

icine atıp kanser olacağına dışına at konser olsun diyorum kısaca :)
devamını gör...
günümüz çağında herkesin yaşadığı bir durum sanırım. bir süre sonra da kendinizi anlatmayı bırakıyorsunuz anlayan olmayınca.
devamını gör...
sorun değil, insan bir noktadan sonra anlamasanızda olur diyerek bu eşiği aşıyor.
aşarsınız ama zamanla.
devamını gör...
bir noktadan sonra anlatmayı bırakıyorsun doğru ama boğazında bir yerde düğüm olarak duruyor, yutkunamıyorsun ama alışıyorsun.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"seni anlayan kimsenin olmaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim