yeni başlayan kişilere verilecek tavsiyelerdir.
devamını gör...
- ilk tanıştığınız kişilere aşırı güvenmeyin. genellikle o arkadaşlıklar devam etmez.
- üst sınıflardan arkadaş/ tanıdık edinmeye çalışın. siz onun o da sizin işinize yarayabilirsiniz.
- arkadaş edinmek için başka biri gibi davranmayın.
devamını gör...
başlamayın ciddiyim
devamını gör...
sınıfta oluşan gruplaşmalardan birine katılmak zorunda değilsiniz ve herkesi mantıklı hareket eden insanlar olarak beklemeyin.
devamını gör...
ilk sene herkesin düştüğü hataya düşüp nasıl olsa finalde geçerim diye vizeleri sakın boşlamayın bir an da sınıfta kalırsınız benden söylemesi.

he bu arada unutmadan kim ne dersen desin takmayın ve hocalar ile aranızı her daim iyi tutun.
devamını gör...
üstten ders almayın. o derslerin o döneme konmasının bir nedeni var, tertemiz kalırsınız dersten. danışmanınız bu ders kolay geçersin derse de dinlemeyin almayın.

danışmanımın 2. dönemimde kolay bunu geçersin al dediği derste 3. dönem alacağım dersin bilgilerinin kullanıldığını görünce misler gibi kalmıştım. ben ettim siz etmeyin.

sonradan aklıma geldi editi:
okula başlar başlamaz sevgili bulmayın, hemen uzun ilişkiler yaşamayın, 4 yıl sevgili olup mezuniyette ayrılan da gördüm, 4 yıl sınıf arkadaşı olup mezuniyet sonrası sevgili olan da.
devamını gör...
muhtemelen pişmanlıklar içerecek tavsiyelerdir.
derslere girin arkadaşlar, sıkılsanız da patlasanız da bir şey öğrenmiyorum deseniz de derslere girin. zaten bilgi kolektif bir şekilde oluşuyor. bugün o dersten hiçbir şey anlamadığınızı düşünüyor olabilirsiniz. okulun sonunda arkaya dönüp bakınca size ne kadar çok şey kattığını anlayacaksınız. okul bittikten sonra kimse size bir şeyler anlatmak için kendini yormuyor.
üniversitede yaptığınız geziler edindiğiniz arkadaşlar girdiğiniz ortamlar bir şekilde geride kalır, üniversite bitince arkadaşlarınızın çoğunu bile görmeye vakit kalmaz. ama kazandığınız yetenekler ve tecrübeler ömür boyu sizinle gelecek. ortama aldanmayın lütfen. varsın size inek desinler.
devamını gör...
en büyük tavsiye buradaki hiçbir tavsiyeye uymamanızdır.
hatasıyla,başarısıyla üniversite bittikten sonra vicdanınızın rahat olabilmesi için kendi kararlarınızı kendiniz verin. yeni insanlar yeni kültürler tanımanın tadına varın.
devamını gör...
okumak isteğiniz yoksa hemen iş dünyasına atlayın. sonra eğer içinizde hala okumak isteğiniz varsa okursunuz. bazen her yer sırayla olmaz. lisans bildiğin 4 sene hadi 5 sene kayıp demektir. insanın hayatından 5 sene gençken çok koyar.
yüksek ya da doktora yapmayacaksanız gereksizdir üniversite okumak.
dışarıda dünya kadar hayat var oluk oluk oraya akın.
devamını gör...
eğer burayı okuyorsanız gidin çarşıyı, pazarı , sanayileri , plazaları dolaşın. eksik gördüğünüze yönelin , yoksa patates toplayan makine mühendisine ileride sizi örnek gösteririz.

patates toplayan işçi kardeşlerim , ellerinizden öpüyorum tüm samimiyetimle.
devamını gör...
okumak için okumayın. gerçekten sevdiğiniz ve bitirince işinize yarayacak bir bölümde okuyun.
devamını gör...
sonrasında hayal kırıklığı yaşamamaları için verilen tavsiyelerdir. benim naçizane tavsiyem, çok da farklı beklentiler içine girmeyin, bir an önce bitirip, hayata atılın.

öncelikle liseden pek farkı yoktur; şöyle ki;

- lisede sınav dersin, üniversitede vize.
- lisede sınav öncesi arkadaşının defterini istersin, üniversite not kağıtlarını.
- lisede sene sonunda karne alırsın, üniversitede transkript.
- her ikisinde de devam zorunluluğun vardır.
- her ikisinde de hoşlandığın kız, üst sınıflar tarafından aralarında paylaşılmıştır.
- lisede sınıf dersin, üniversitede amfi.
devamını gör...
ilk günlerden ders çalışmaya başlayın. işi sıkı tutun. ilk sene salınca devamı geliyor.
devamını gör...
işbu entry tıp fakültesini kazanan arkadaşlar için küçük bir rehber niteliğindedir:

- genç hekim adayı meslektaşlarım, ilk yapmanız gereken şey hekimliğin ne olduğunu kavramaktır. ilk derslerinizden birinde en azından bir hocanız hekimin ve hekimliğin arka planını oluşturan fikirlerin neler olduğundan bahsedecektir kendi inisiyatifi ile. tıbbın tarihi dersinden bağımsız olarak dinleyeceğiniz bu nutuğa iyice kulak kabartın.

- iyi bir hekimin aynı zamanda entellektüel bir insan olması gerekir, hekimliğin tarihi ve tıbbın felsefesi gereği bu durum böyle olmalıdır. fakülteye kavuştuğunuzda sizden daha entellektüel ya da daha alt entellektüelitede insanlarla karşılaşabilirsiniz, hatta öyle kişilerle karşılaşacaksınız/karşılaşmalısınız ki hayatınızın seyri değişecek/değişmeli.

- entellektüel bir zevke/okuma alışkanlığına sahip olun. sosyal bilimlerle ve sanatla ilgilenin, hem mesleğinizin sosyal yönü hem de bireysel olarak sosyal yönünüz gelişecektir.

- eğitim hayatınızın bir yerinde en azından bir hocanız ile ders dışında oturup konuşun, ders dışı etkinliklerde karşılaşın. o an konuştuğunuz 15 dakika bile hayatınızı bambaşka noktalara taşıyabilir (muhtemelen taşıyacaktır).

- okul derecesi yapmaya kalkmak çok çok ciddi bir efor gerektirir, bu eforu göze alamıyorsanız baştan bu işe girmeyin, girmişseniz de bırakmayın. ortalamanız sınıfı ucu ucuna geçecek derecede olmamalı. bu yöntemle sınıfı geçen arkadaşlarınız olacak, siz ondan daha yüksek ortalama ile geçerken o size bunun önemsiz olduğundan işin sonunda ikinizin de aynı işi yapacağınızdan vs. bahsedip aklınızı çelmeye çalışacaktır. sakın bunlara kulak asmayın. ortalamanızın iyi olup olmadığına diğer fakültelerdeki gibi harf notuyla karar vermek anlamsızdır, sisteminiz diğer fakültelerden farklıdır çünkü. siz bir şeyler öğrenmiş hissediyorsanız, arkadaşlarınız da size soru soruyorsa, hocalarınızın da sorularını yanıtlayabiliyorsanız ortalamanız da iyi düzeyde demektir.

- 2+1 3+1 diye tabir edilen tıp fakültesi sınav çalışma mantığına düşmeyin. düşecekseniz de şunu bilin ne 2+1 ne de 3+1 ile yeterli yetkinliğe erişemezsiniz. hekim, çalışkan olmak zorundadır. düzenli çalışın, bunu yaptığınızı söylediğinizde arkadaşlarınız sizinle dalga geçebilir önemsemeyin, sınava yaklaştıkça onlar sabahlara kadar ders çalışırken siz yatağınızda mışıl mışıl uyuyacaksınız üstüne bir de daha iyi notlar alacaksınız.

- diğer fakültelerdeki arkadaşlarınız partilere giderken ders çalışmak ağırınıza gidebilir, gitsin de. madem partiye gidemiyorsunuz o halde yaptığınız işin gereklerini tam yerine getirin. aksi halde 2 kat zararda olursunuz.

- tıp okuduğunuzu söylediğinizde insanların büyük çoğunluğundan saygı görürsünüz. tıp okuyan arkadaşların büyük kısmının düştüğü şu hataya sakın düşmeyin: tek başına tıp okumak bir üstünlük göstergesi değildir. insanlar size saygı duyuyorsa bunun esasen sizin bilginize olan saygı olduğunu aklınızdan çıkarmayın, bu saygıyı hak edecek bilgiye sahip olun. bu durumu suistimal etmeyin.

- hekim her bilginin güncelini takip etmek durumundadır, güncel bilgiye yalnızca ingilizce ulaşabilirsiniz bunu unutmayın. bir yaz tatilinizde elinize bir ingilizce kitabı alsanız iyi seviyelere gelirsiniz o tatil bitene kadar. ingilizceyi çat pat söktükten sonra mutlaka ingilizce makaleler, denemeler okumaya başlayın. ingilizce başka, tıp ingilizcesi bambaşkadır unutmayın. ayrıca ingilizcenin gereksiz olduğunu söyleyen ya da yabancı dil sınavını geçebilecek ingilizcenin yeterli olduğunu söyleyenler olacaktır onlara kulak asmayın.

- kırtasiye fotokopilerinden tıp eğitimi alamazsınız, belki sınav geçersiniz ama öğrenemezsiniz. boş zamanlarınızda textbook karıştırın mutlaka.

- öğrenci notlarıyla, slaytlarla tıp öğrenilmez, açık öğretim mantığıyla tıp öğrenilmez. bu işin doğasında usta-çırak ilişkisi vardır. hocanız sizin ustanızdır, eğitimi bizzat ondan alırsınız. derslere mutlaka gidin. derse gitmeyip yatan, sınıf geçen, iyi notlar alan arkadaşlarınız olacaktır, onlara aldanmayın. o notlarda hocalarınızın kendi tecrübeleri asla yazmaz, o tecrübeleri ancak onların ağzından dinleyebilirsiniz. duyacaklarınız da kitaplarda bulamayacağınız şeylerdir, çok kıymetlilerdir.

- mutlaka yapmaktan zevk aldığınız bir sosyal aktiviteniz olsun. oyun oynamanın, halı sahaya gitmenin ya da bira içmenin tek başına bir sosyal aktivite olmadığını bilin. herkesin her gün yaptığı şeylerin ötesinde aktiviteler gerçek sosyal aktivitelerdir: maket yapmak, çiçeklerle ilgilenmek, enstrüman çalmak, resim çizmek, tırmanış/trekking gibi...

- fakülte dışından mutlaka arkadaşlarınız olsun. aynı fakültedeki arkadaşlarınızla aynı ortamda bulunmak ve aynı şeyleri konuşup durmak dünyanın en monoton şeyi olacak bir süre sonra.

- size yaklaşmak isteyen kızlar/erkekler olacaktır, bunların hepsinin sizin kara kaş kara gözünüze gelmediğinin bilincinde olun. hayatınıza her insanı sokmayın.

- tıp fakültesi ağır olabilir fakat kitap okumak için her zaman boş vakit vardır. mutlaka düzenli kitap okuyun, dergi takip edin.

- sınav bittikten sonraki o bir hafta boyunca günde 10 saat uyumayın. sınav haftası boyunca günde 3 saat uyumuş da olsanız bu yorgunluk birkaç günde atılır. zamanınızdan tasarruf edin, kendinize vakit ayırın.

- uykusuz kalmak zorundasınız. düzeniniz kötüyse çok uykusuz kalırsınız düzeniniz iyiyse az uykusuz kalırsınız. her halükarda uykusuz kalırsınız. uykusuz kaldığınıza değecek şekilde çalışın.

- hocalarınızla tartışmayın dememe gerek yoktur herhalde. hocalarınızın büyük kısmı güç zehirlenmesi yaşıyor olacaktır, ona göre davranın.

- fakülte içindeki insanlarla tuhaf olaylara girişmeyin, herkesin ağzına meze olmayın. tıp fakültelerinde böyle olayların daha sık dillendirildiğini bilin.

- önlüğünüze kavuşur kavuşmaz onu her yerde giymeye, kendinizi göstermeye kalkmayın. komik duruma düşmeyin.

- üniversiteler şans kapılarıdır. hiç beklemediğiniz anlarda hiç beklemediğiniz insanlarla tanışabilirsiniz. kendinize denk insanlarla elbette karşılaşacaksınız fakat sizden üstün insanlarla tanışmaya/karşılaşmaya özen gösterin.

- tıp fakültesindeki öğrenci kulüpleri çoğunlukla türlü entrikaların döndüğü saray haremlerinden öteye gitmez. kendinizi onlara fazla kaptırmayın.

- bütün gün ders çalışmayın, spor yapın, sinemaya gidin, arkadaşlarınızla buluşun. sınav bittikten sonra bütün gün odada bilgisayar ya da telefon başında vakit geçirmeyin. saatlerce günlerce dizi film izlemek sizin eğitiminizin misyonuna ters. dizi izleyecekseniz de bu belli saatten öteye geçmesin. sınav bittikten sonra mümkün olduğunca gezmeye çalışın, sosyal aktivitelerinizle ilgilenin, kendinizi tıp dışı alanlarda geliştirin. unutmayın hastane dışına çıktığınızda tıp bilginizin işlevselliği de kaybolur, tıp dersleri dışında ne okumuşsanız siz o insan olursunuz. yani tek bildiğiniz şey hastanın nasıl muayene edileceği, hastaya hangi ilacın yazılacağı olmasın.

- hocalarınızla (en azından göze değen hocalarınızla) iletişim kurmak istiyorsanız en azından felsefe okuyun. kaliteli hocalarınız mutlaka felsefe okumuştur/okuyordur. çünkü mesleğin temelinin "düşünmek, fikir yürütmek" olduğunu bilirler.

- siyasi bir duruş sergilemeyin, siyasi eylemlerde/topluluklarda boy göstermeyin. sizin işiniz bu değil. sonrasında pişman olabileceğinizi asla unutmayın. fakülte içindeki çevrenizin size karşı aldığı tavır da değişecektir zaten böyle durumlarda. tıp fakülteleri içinde siyasi söylemler/duruşlar sevilmez, hoş görülmez. ayrıca siz hiçbir zaman en doğruyu düşünen değilsiniz, sizin gibi düşünmeyen kimse de aptal değil.

- fakülteye başladığınızın ilk zamanlarında çok fazla ve çeşitli insanla karşılaşacaksınız, kısa sürede kalabalık arkadaş grupları oluşacak. burada 20li erkek grubuna düşmeyin, eğitim hayatınız boyu yaptığınız tek şey 11-12 halı sahası olur. her türden insanla tanışmaya çalışın, size uysun ya da uymasın. birkaç ay içinde bu gruplarda küçük değişimler olacak ve hepsi özerk bir hâl alacak isteseniz de bi süre sonra bu gruplara dahil olamayacaksınız. bu süreçte yapmanız gereken tek bir gruba dahil olmak değil birkaç grupla etkileşim halinde olmaktır. farklı gruplar farklı ilgi alanları ve sosyal aktiviteler demektir. kafanıza çok uyan bir grup insanla birarada olmak başta çok keyifli gelebilir fakat bu gruplar ileride mutlaka dağılacak yeni gruplar kurulacaktır unutmayın. bir süre sonra "kadere bak kimler kimlerle beraber" diyeceğiniz arkadaş grupları olacaktır.

- fakülteye ilk gittiğinizde bir sürü güzel/yakışıklı hanım/bey'le karşılaşacaksınız, sakın birine takılıp gitmeyin. böyle ilişkilerin ömrü en fazla 2 ay oluyor bilginize. yok ya takılacağız işte ne ilişkisi diyorsanız da eğitim hayatınızın geri kalan yıllarında o kişiyi ve arkadaşlarını sürekli göreceğinizi unutmayın. hoş durumlar olmayacaktır. üstelik bu kişilerle birlikte nöbet tutmak durumunda kalmanız da ihtimal dahilinde.

- kimseye çok güvenmeyin, fazla özelinizi açmayın. çok yakın arkadaşım dostum dediğiniz kişiler bile size zarar verebilir. üniversitedeki insanların büyük kısmı sadece kendini düşünür, belki birkaçı hariç hiçbiri hayatınızda kalmayacak bunun farkında olun.

- okul/ev/kütüphane üçgeninde hayat sürmeyin. olabildiğince insanla tanışın, hocalarınızla bağlantı kurun. bunlar sizin hem eğitim hayatınızda hem de sonrasında işinize yarayabilir, üniversite network sağlama merkezidir.

- tavuk döner ve tantuniye yaslanmayın midenizde ozon deliği açmayın, sonraki hayatınızda bunun zararlarını mutlaka görürsünüz. marketlerden ve pazardan tane ile meyve sebze alabilirsiniz, bir ya da iki tane portakal/muz/domates almaktan çekinmeyin.

- kişisel tavsiye: arada paranızı biriktirip üst segment restoranlarda yemek yemeye çalışın.

- film, dizi, tiyatro, opera, sergi takip edin. hiç beklemediğiniz bi şeyden çok keyif aldığınızı farkedebilirsiniz.

- anadolu kırsalından gelen arkadaşlar için, istanbul türkçesine kendinizi alıştırın. gereksiz mikromilliyetçilik yapmayın. bilimin belli kuralları vardır, güzel ve düzgün konuşmak da bunlardan biridir. bir diğer konu ise güzel giyinmek bakımlı olmak. siz türkiye'nin seçkin öğrencilerindensiniz, sahip olduğunuz bilgiyi taşıyabilecek şekilde giyinmeye özen gösterin. kıyafetleriniz ve önlüğünüz her daim temiz ve ütülü olsun, bir gün bir hocanız aranızdan birini insanların içinde bu sebepten aşağılayınca anlayacaksınız neden bunun böyle olması gerektiğini. ayrıca elbiseleriniz aşırı niteliklerde olmasın. bunun ne demek olduğunu da hocalarınız size öğretecektir nasılsa.

- okul/hastane yaşamınızda giydiklerinize, saçınıza, sakalınıza, makyajınıza, takılarınıza özen gösterin, aşırılığa kaçmayın. zira icra ettiğiniz meslek buna müsaade etmeyecektir zaten. ondan da önce bizzat hocalarınız buna müsaade etmez;) bu konuyu bir çeşit baskı olarak algılamayın, bilimin gereğidir bu. dünyanın neresine giderseniz gidin bu durum böyledir.

- eğitiminizi tamamlamadan ve hastane dışında kimseye bir tanı-tedavi uygulamayın. zaman içinde size çok fazla şey konusunda danışan olacaktır. ayaküstü tanı da tedavi de mesleğinizin etiğine aykırıdır unutmayın.

- tıp okumak, hekim olmak sizi özgüvenli hissettirecektir nitekim bu sizin hakkınızdır da fakat bu demek değildir ki siz her şeyi biliyorsunuz. bilmediğiniz şey konusunda ahkâm kesmeyin, okuyun öğrenin ya da bilmiyorum demeye alışın.

- saçınız dökülebilir, saçı dökülen arkadaşlarınız olabilir, sakın buradan espri devşirmeye kalkmayın. bu sorunu yaşayan arkadaşlarınızın psikolojisinin sandığınızdan çok daha kötü durumda olması muhtemeldir. onun bu esprilere gülüyor olması bu durumu değiştirmez.

- derslere daha iyi odaklanmak için takviye ilaçlara kesinlikle başvurmayın. bunun ne demek olduğunu ileride anlayacaksınız. unutmayın ritalin eşeği at yapmaz sadece daha hızlı bir eşek yapar;)

- okulun ilk günleri önlüğünüzle güzel bir fotoğrafınız olsun, zaman sandığınızdan çok daha çabuk geçecek;)
devamını gör...
insan ilişkilerinde kendiniz olunuz dostlar.

tanım: farklı bir müesseseyle(yaş, tecrübe ve olgunlaşmadır aslında. yoksa kıyaslayacak olsanız ağzınızdan lise5 gibi bir klişe çıkar) tanışmak üzere olan gençlerin dumur olmayı engelleyecek önerilerdir.
devamını gör...
-ilk yıl yurtta kalmak iyidir, sonra yurttan tanıştığınız arkadaşlarınızla eve çıkarsınız.
-notlarınızı yüksek tutmaya çalışın, not ortalaması önemli değil diyenlere kulak asmayın nerede ne için gerek olacağını bilemezsiniz.
-görünmez adam olmayın hocalarınızın yüzünüzü tanımasını sağlayın. bu konuda gurur yapmamak gerek iş hayatı için de iyi bir tavsiye bence bu.
-allah aşkına tatillerde bir şekilde bölümünüzle alakalı bir yerlerde staj yapın veya çalışın. okulun size ayrlayacağı stajla yetinmeyin. bunları mezuniyete bırakanlar genellikle başarılı olamayanlar oluyor üzgünüm. cv’nize yazacak bir şeyleriniz mutlaka olsun, daha da önemlisi referanslardır!
-henüz öğrenciyken dil öğrenme işini tamamlayın sonra asla o kadar aktif şekilde öğrenilemiyor ve mutlaka belgelendirin! ister yds ister toefl hangisi size uygunsa çalışmaya 1. sınıftan başlayın sonrasında özgeçmişinizde kafanıza göre orta yazmak zorunda kalmayın.
-üniversiteyi meslek edindirme merkezi olarak görmeyin bilgiyi ve araştırmayı öğreniyorsunuz orada. gerisi size kalıyor neden orada olduğunuzun bilincinde olun.
-her türlü sosyal kulübe ve etkinliğe katılmaya çalışın fakültenizin genellikle girişinde olan panodaki etkinlikleri takip edin. özellikle katılım belgesi, sertifika vs. veriliyorsa kesinlikle kaçırmayın zaten. sonrasında bulamayacaksınız ne fırsat ne zaman ne de enerji...
-benim için bir pişmanlık olan(gitmemek) erasmus ve farabi değişim programlarının peşine düşün o kadar zor değil isteyip uğraşan herkes gidebilir.
-çok eğlenin, deneyim kazanın, bol bol fotoğraf ve video çekin hayatınızın en unutulmaz dönemlerinden birisi çünkü. ve o kadar kısa ki inanamayacaksınız:)
devamını gör...
üniversite bir labaraturvardır. size kaynak ve yol gösterir gerisi size kalmış. araştırmak isteyeceğiniz bir alan seçin yani. yapmak istemeyeceğiniz bölümü hallederim diye seçmeyin sonradan fikirleriniz bir hayli değişebilir. zamanın ne denli kaygan olduğunu anlayamayabiliyor o yaşlarda insan. iyi düşünün, gaza gelmeyin. sevgiler
edit: ayrıca üniversite akedemi odaklı bir kurumdur. yani araştırma yapar. teknik okumayacaksanız - örneğin reklamcılığı akademik olarak düşünmüyorsanız asla okumayın gidin ajansta staj yapın 3 ayda daha deneyimli olursunuz ve rakiplerinizin önüne geçmiş olursunuz yaş itibariyle- okuyun yoksa okumayın.
devamını gör...
dersine gir çık işte ne tavsiyesi istiyorsun?? siyasi gruplara karışma, karşı cinsle fazla içli dışlı olma ciddi ol hemcinsinle de olma, biraz ağırlığın olsun, herkesten not isteme bu da ağırlığını düşürür. ota sapa konuşma ortam adamı olma işin yoksa okulda durma okul dışında uğraşların olsun. çünkü üniversiteden çıktıktan sonra o uğraşların bir iş kapısı açabilir.
devamını gör...
bol bol seks yapın bir daha böyle kafanızın rahat olduğu ve bolca zamanınızın olduğu bir dönem olmayacak hayatınızda.
devamını gör...
bu sene başlayanlar yüzyılın öğrencileri oldular.
hepiniz uzaktan eğitim öğrencileri oldunuz. pandemi kurbanlarısınız. gitmeden sınıflarınızı gördünüz, wp gruplarınızı kurdunuz, başladığında neler olacağını uzaktan sosyalleşerek az çok kestirdiniz.
siz tam da "bi değişik" üniversiteye başlayan grup oldunuz. artık size ne desek boş.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"üniversiteye başlayacaklara tavsiyeler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim