yeşilin kızı anne
yeşilin kızı anne 1908 yılında kanadalı yazar lucy maud montgomery tarafından yazılmıştır.
kitaptan bir alıntı;
"benim hayatım gömülü umutlarla dolu bir mezarlık."
kitaptan bir alıntı;
"benim hayatım gömülü umutlarla dolu bir mezarlık."
devamını gör...
2023'te ankara'ya deniz gelir mi sorunsalı
deniz seki esprisinden sonra kesin geleceğini düşündüğüm başlıktır.
devamını gör...
konu neydi radyo yayını
tam istediğim bomboş bir içerik olacaktır.
çok hoşuma giden bir boş yapma olacak gibi gözüküyor şimdiden. ayrıca bu adamlar fıstıkla bira gibiler lan çok uyumlu geldiler kulağıma.
bomboş boş bir program. var olun.
çok hoşuma giden bir boş yapma olacak gibi gözüküyor şimdiden. ayrıca bu adamlar fıstıkla bira gibiler lan çok uyumlu geldiler kulağıma.
bomboş boş bir program. var olun.
devamını gör...
en sevilen ressam ve eseri
yazarların en sevilen ressam ve eserini merak eden başlıktır.
benim öyle en olacak bir şeyim yok lakin bu eseri çok severim. (bkz: gece kuşları)
resimag.com/p1/92da52e91ced.jpeg
benim öyle en olacak bir şeyim yok lakin bu eseri çok severim. (bkz: gece kuşları)
resimag.com/p1/92da52e91ced.jpeg
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar
jane austen- gurur ve önyargı
devamını gör...
dîvânu lugâti't-türk
türkçe’nin ilk sözlüğü ve dilbilgisi kitabıdır. türk dilini araplara öğretmek amacıyla arapça olarak yazılmıştır. türklerin örf ve göreneklerine de bu sözlükde değinilmiştir ve o zamanın türk dünyasını gösteren bir haritada eklenmiştir.
tarih derslerinin sınavlarında, öğretmenlerin mutlaka yılda bir kere sorduğu ilk sözlük de diyebiliriz.
tarih derslerinin sınavlarında, öğretmenlerin mutlaka yılda bir kere sorduğu ilk sözlük de diyebiliriz.
devamını gör...
tayt giyen hakime güvenilir mi sorunsalı
niye güvenmeyelim efendim. yaptığı iş önemli, işini sevip sevmediği, bilgi seviyesi, öngörüsü, zekası önemli. kıyafetle insanları etiketleme devri çoktan bitti gitti. hala bunlarla uğraşmak abeste iştigaldir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şu an ihtiyacı olan şey
kıpırdamak.
oruç melülü olan kızım kanepede üzerime uzandı. bir saattir uyuyor. uyandırmaya ne kadar daha kıyamayacağım merak ediyorum.
oruç melülü olan kızım kanepede üzerime uzandı. bir saattir uyuyor. uyandırmaya ne kadar daha kıyamayacağım merak ediyorum.
devamını gör...
depresyon
bir nevi hayattan zevk alamama hali. amaçsızlık, sinmişlik.
eylemsiz kalma hali.
eylemsiz kalma hali.
devamını gör...
mac demarco
zaman zaman bir şarkısına tutulup kaldığım ve tarzını başka sanatçılarda bulamadığım, başarılı sanatçı kişi. uzun süredir bu şarkıdayım.
devamını gör...
b sınıfı film
önceden "iki film bir arada" diye sinemalarda gösterim olurdu. bir tane esas film bir tane de esas filmden önce gösterilen düşük bütçeli film. işte o düşük bütçeli film b sınıfı film olarak adlandırılır.
1929 yılında abd'de büyük buhran olarak adlandırılan ekonomik kriz çıkınca bundan sinema salonlarıda etkilenir, çoğu sinema salonu kapanır. ayakta kalanlar da işlerini devam ettirmek için ufak tefek hediyeler vermeye, çekiliş yapmaya başlarlar ama bu da belli bir yere kadar onları idare eder. daha sonra tek bilet fiyatına iki film gösterelim fikri ortaya atılır ve bu seyircinin ilgisini çeker.
ama bu seferde yapım şirketleri o ikinci filmi çekeceğiz diye çok zorlanırlar ve masrafları bir anda ikiye katlanır. düşük bütçeli filmler bu noktada devreye girer. yapım şirketleri ekstradan yapım masrafları ödemek yerine, esas filmlerin çekildiği stüdyolarda film ekibini maksimum kapasitede kullanarak tek maliyetle iki film çekmeye başlarlar.
ancak 2. dünya savaşından sonra amerikan yüksek mahkemesi bir karar alır ve film dağıtımı ve sinema salonlarının artık film stüdyolarına ait olamayacağı kararını verir. bundan sonra büyük stüdyolar artık b sınıfı film sektöründen çekilirler ve artık b sınıfı film terimi yalnızca düşük bütçeli, düşük kaliteli filmler için kullanılmaya başlanır.
bu filmler ünlü yönetmen quentin tarantino'ya filmlerinde hep ilham kaynağı olmuştur. yakın zamanda yazdığım iki örnek b sınıfı film aşağıdadır:
#290923
#261701
1929 yılında abd'de büyük buhran olarak adlandırılan ekonomik kriz çıkınca bundan sinema salonlarıda etkilenir, çoğu sinema salonu kapanır. ayakta kalanlar da işlerini devam ettirmek için ufak tefek hediyeler vermeye, çekiliş yapmaya başlarlar ama bu da belli bir yere kadar onları idare eder. daha sonra tek bilet fiyatına iki film gösterelim fikri ortaya atılır ve bu seyircinin ilgisini çeker.
ama bu seferde yapım şirketleri o ikinci filmi çekeceğiz diye çok zorlanırlar ve masrafları bir anda ikiye katlanır. düşük bütçeli filmler bu noktada devreye girer. yapım şirketleri ekstradan yapım masrafları ödemek yerine, esas filmlerin çekildiği stüdyolarda film ekibini maksimum kapasitede kullanarak tek maliyetle iki film çekmeye başlarlar.
ancak 2. dünya savaşından sonra amerikan yüksek mahkemesi bir karar alır ve film dağıtımı ve sinema salonlarının artık film stüdyolarına ait olamayacağı kararını verir. bundan sonra büyük stüdyolar artık b sınıfı film sektöründen çekilirler ve artık b sınıfı film terimi yalnızca düşük bütçeli, düşük kaliteli filmler için kullanılmaya başlanır.
bu filmler ünlü yönetmen quentin tarantino'ya filmlerinde hep ilham kaynağı olmuştur. yakın zamanda yazdığım iki örnek b sınıfı film aşağıdadır:
#290923
#261701
devamını gör...
gece uyanıp kedinin parlayan gözlerini görmek
gece yolda giderken karşıdan gelen aracın farlarının selektör yapması gibi, kedi de ben burdayım, dikkat et, çarpışmayalım diyerekten gözleri ile selektör yapıyor.
devamını gör...
türk çocuğu artık arap çölleri için kanını dökmeyecektir
gazi mustafa kemal atatürk tarafından 1930 yılında söylenmiş cümle.
kaynak: mahmut esat bozkurt-atatürk ihtilali
kaynak: mahmut esat bozkurt-atatürk ihtilali
devamını gör...
onlyherstory
sıradan kadınların sıra dışı hikayelerinin anlatıldığı bir tarih projesidir. hikaye konusu olan kadınların hayatları oldukça zorlu geçmiştir.
instagram sayfası
web sitesi
instagram sayfası
web sitesi
devamını gör...
abdülhamid kayıhan osmanoğlu'nun yolun yolumuzdur şehzade sloganlarıyla karşılanması
abdülhamid kayıhan osmanoğlu isimli bir şahsa, yolun yolumuzdur şehzadem diye slogan atmışlar. şaka gibi ya. şeriat falan geliyor diyorduk millet ne meraklıymış kul olmaya etek öpmeye. tipe bak birde at hırsızı mübarek.
bu arada adamın tipe bakın, şeytan görse salavat getirir.
edit: çomara bak araştırdıkça altından başka pislikler çıkıyor. dava etsem donunuza kadar alırım demeye getirmiş bide. buradan
buradan
bu arada adamın tipe bakın, şeytan görse salavat getirir.
edit: çomara bak araştırdıkça altından başka pislikler çıkıyor. dava etsem donunuza kadar alırım demeye getirmiş bide. buradan
buradan
devamını gör...
köy enstitüleri
'eğitim romantizmi' ve 'minnak komünistler yetiştiriliyor' hikayelerinin ötesinde kırsalı hedef alan kalkınma projesinin uygulama yöntemlerinden bir tanesidir.
köy enstitüleri, kırsal kalkınmayı hedefleyen ekonomi temelli bir projedir. eğitim yönü ise yöntemsel olarak tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. adının bir lise ya da (öğretmen) meslek okulu değil, 'enstitü' olması, söz konusu projenin kapsayıcı ve geniş çaplı olmasına; başında 'köy' ibaresinin bulunması da bu projenin doğrudan hedefine işaret eder.
enstitülerin kurulduğu yıllarda türkiye bir tarım ülkesidir. ağır sanayi hamlelerinin yanı sıra, öncelikli sanayi gelişiminin birincil hedeflerinden bir tanesi yerli hammaddenin sanayi üretimi içerisinde kullanılmasıdır. iplik, dokuma ve sigara gibi hammaddesi tarıma dayalı üretim sanayisinin gelişmesi de aynı günlere tekabül etmektedir. dolayısıyla tarıma dayalı sanayi üretiminin hammadde sürekliliğinin ve kalitesinin sağlanabilmesi için tarımsal üretimin de sürekliliğinin ve niteliğinin arttırılması gerekmektedir. bunun yolu ise geleneksel tarımsal üretim teknikleri yerine, verimliliği ve çeşitliliği artıracak modern tarımsal üretim tekniklerinin ve araçlarının köylüye öğretilmesidir. bu noktada bu görev için öğretmenin seçilmiş olması da mantıklıdır. zira kırsal alanda sürekliliği olan ve kırsal yaşama adapte olarak oranın bir parçası haline gelen unsur o dönem için öğretmen figürüdür. bu bağlamda öğretmen, her alanda öğretici ve uygulayıcı olarak seçilmiştir. bu nedenle köy enstitülerindeki öğretmenlere tarım teknikleri ve hayvancılıkla ilgili derslerin uygulamalı olarak verilmesi boşuna değildir.
enstitülerin bir diğer amacı da tarımsal ve hayvansal üretimin birincil aktörü olan tebaa köylüyü, bu üretimin meslek erbabı olan çiftçiye dönüştürmektir. zira köylü, sosyolojik bir tanımlama, çiftçi ise mesleki bir tanımlamadır. bu nedenle enstitü, feodal yapı ve ilişki içerisindeki köylüyü, tebaa ve ırgat konumundan çıkartıp, bireysel bir tarım işletmecisi haline getirmeyi amaçlamıştır. köylüyü feodal ilişkilerden çıkartmanın yolu olarak da 'eğitim' öngörülmüştür. yine köylüye keman çalmayı, klasik müziği öğretmek; köylüyü kendi feodal kutusundan çıkartıp evrensel bir birey haline getirmeyi amaçlamaktadır. köylüyü topraklandırma kanun tartışmalarının da aynı döneme tekabül etmesi tesadüf değildir.
enstitülerin kapatılma hikayesinin arkasında ise türkiye'nin kalkınma stratejisinin değişmesi yatmaktadır. yani, komünizm vb. hikayeler yalnızca işi kılıfına uydurmaktır. zira 1954 yılında kapatıldıktan kısa bir süre gerçekleşen 1960 darbesi sonrası türkiye ithal ikameci kalkınma modeline geçmiştir. adnan menderes'in darbeyle indirilmesinin önemli nedenlerinden bir tanesi de sovyet rusya ile yakınlaşmasından ziyade, tarımsal üretim sübvansiyonlarından vazgeçmek istememesi ve ithal ikameci modele geçmek istememesidir. zira adnan menderes, aldığı oyun büyük bir oranını kırsal kesimden almaktadır.
farklı boyutlarda fabrikalar anlamına gelen ithal ikameci modelin o dönem ki en büyük eksikliği fabrikalarda ihtiyaç duyulan iş gücü, yani işçidir. nüfusun büyük bölümü kırsalda yaşadığı ve tarımsal üretimle ilgilendiği için köylünün, çiftçilikten vazgeçerek şehirlere gelmesi ve işçi olması gerekmektedir. köylüyü köyünden çıkaracak şey ise tarımsal sübvansiyonların kaldırılarak köylüyü şehre gelmeye mecbur bırakmaktadır. 1960 sonrası köyden kente göçün hızla artması tesadüfi değil, bilinçli bir politikanın ürünüdür. bu amaçla köy enstitüleri darbe öncesi kapatılarak köylünün geleneksel üretim ve feodal bağlara geri dönüşü ya da devamlılığı sağlanmış, darbe sonrası ise tarımsal sübvansiyonlar kesilerek köylünün ekonomik olarak şehre göç etmesi sağlanmıştır.
köy enstitüleri, kırsal kalkınmayı hedefleyen ekonomi temelli bir projedir. eğitim yönü ise yöntemsel olarak tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. adının bir lise ya da (öğretmen) meslek okulu değil, 'enstitü' olması, söz konusu projenin kapsayıcı ve geniş çaplı olmasına; başında 'köy' ibaresinin bulunması da bu projenin doğrudan hedefine işaret eder.
enstitülerin kurulduğu yıllarda türkiye bir tarım ülkesidir. ağır sanayi hamlelerinin yanı sıra, öncelikli sanayi gelişiminin birincil hedeflerinden bir tanesi yerli hammaddenin sanayi üretimi içerisinde kullanılmasıdır. iplik, dokuma ve sigara gibi hammaddesi tarıma dayalı üretim sanayisinin gelişmesi de aynı günlere tekabül etmektedir. dolayısıyla tarıma dayalı sanayi üretiminin hammadde sürekliliğinin ve kalitesinin sağlanabilmesi için tarımsal üretimin de sürekliliğinin ve niteliğinin arttırılması gerekmektedir. bunun yolu ise geleneksel tarımsal üretim teknikleri yerine, verimliliği ve çeşitliliği artıracak modern tarımsal üretim tekniklerinin ve araçlarının köylüye öğretilmesidir. bu noktada bu görev için öğretmenin seçilmiş olması da mantıklıdır. zira kırsal alanda sürekliliği olan ve kırsal yaşama adapte olarak oranın bir parçası haline gelen unsur o dönem için öğretmen figürüdür. bu bağlamda öğretmen, her alanda öğretici ve uygulayıcı olarak seçilmiştir. bu nedenle köy enstitülerindeki öğretmenlere tarım teknikleri ve hayvancılıkla ilgili derslerin uygulamalı olarak verilmesi boşuna değildir.
enstitülerin bir diğer amacı da tarımsal ve hayvansal üretimin birincil aktörü olan tebaa köylüyü, bu üretimin meslek erbabı olan çiftçiye dönüştürmektir. zira köylü, sosyolojik bir tanımlama, çiftçi ise mesleki bir tanımlamadır. bu nedenle enstitü, feodal yapı ve ilişki içerisindeki köylüyü, tebaa ve ırgat konumundan çıkartıp, bireysel bir tarım işletmecisi haline getirmeyi amaçlamıştır. köylüyü feodal ilişkilerden çıkartmanın yolu olarak da 'eğitim' öngörülmüştür. yine köylüye keman çalmayı, klasik müziği öğretmek; köylüyü kendi feodal kutusundan çıkartıp evrensel bir birey haline getirmeyi amaçlamaktadır. köylüyü topraklandırma kanun tartışmalarının da aynı döneme tekabül etmesi tesadüf değildir.
enstitülerin kapatılma hikayesinin arkasında ise türkiye'nin kalkınma stratejisinin değişmesi yatmaktadır. yani, komünizm vb. hikayeler yalnızca işi kılıfına uydurmaktır. zira 1954 yılında kapatıldıktan kısa bir süre gerçekleşen 1960 darbesi sonrası türkiye ithal ikameci kalkınma modeline geçmiştir. adnan menderes'in darbeyle indirilmesinin önemli nedenlerinden bir tanesi de sovyet rusya ile yakınlaşmasından ziyade, tarımsal üretim sübvansiyonlarından vazgeçmek istememesi ve ithal ikameci modele geçmek istememesidir. zira adnan menderes, aldığı oyun büyük bir oranını kırsal kesimden almaktadır.
farklı boyutlarda fabrikalar anlamına gelen ithal ikameci modelin o dönem ki en büyük eksikliği fabrikalarda ihtiyaç duyulan iş gücü, yani işçidir. nüfusun büyük bölümü kırsalda yaşadığı ve tarımsal üretimle ilgilendiği için köylünün, çiftçilikten vazgeçerek şehirlere gelmesi ve işçi olması gerekmektedir. köylüyü köyünden çıkaracak şey ise tarımsal sübvansiyonların kaldırılarak köylüyü şehre gelmeye mecbur bırakmaktadır. 1960 sonrası köyden kente göçün hızla artması tesadüfi değil, bilinçli bir politikanın ürünüdür. bu amaçla köy enstitüleri darbe öncesi kapatılarak köylünün geleneksel üretim ve feodal bağlara geri dönüşü ya da devamlılığı sağlanmış, darbe sonrası ise tarımsal sübvansiyonlar kesilerek köylünün ekonomik olarak şehre göç etmesi sağlanmıştır.
devamını gör...
simit bitince ortasındaki boşluk nereye gidiyor sorunsalı
boşluk işte, hiç var olmadı ki kaybolsun.
devamını gör...
kızılderili kabileleri
abenaki, alabama, algonkin, apache, arapaho, arikara, assiniboine, athabaskan, atsina, blackfoot, catawba, cayuga, cayuse, cherokee, cheyenne, chickasaw, comanche, cree, crow, erie, hidatsa, huron, iowa, iroquoi, kansa, kickapoo, kiowa, lenape, mandan, menominee, meskwaki, miami, missouria, modoc, mohawk, mohegan, mohican, narragansett, navajo, nez perce, ojibwe, okanagan, omaha, oneida, osage, otoe, ottawa, passamaquoddy, pawnee, pequot, ponca, potawatomi, powhatan, quapaw, sarcee, sauk, seminole, seneca, shawnee, shoshone, sioux, susquehanna, tuscarora, ute, wampanoag, winnebago.
devamını gör...