zaman tüneli

nesil derken? *

korona olmadım. hatta 5-6 senedir hiç üşütmedim bile. en son ankara'dayken hafif üşüttüğüm günler olmuştu. 2020'de ankara'dan temelli taşındıktan sonra hiç hasta olmadım.

dayı statüsünde azgın teke görünümlü kart zampara.....

kendimi çoğu zaman sessizce akıp giden bir nehrin kıyısında duruyormuş gibi hissediyorum. suyun yüzeyinde beliren her kıpırtıyı her gölgeyi dikkatle izlerim. dışarıdan bakınca sakin görünürüm belki ama içimde kimseye söylemediğim bir kalabalıkla yaşıyorum. duygularım bazen taşıp etrafı sarıyor bazen de derinlere çekilip sadece bana fısıldıyor.

hayatta en çok hislerin izini sürerim. birinin sesi, bakışı, söylediği küçücük bir kelime, hepsi bende iz bırakır. kolay güvenmem ama güvenince bütün kapıları da açarım. bu yüzden belki de en büyük gücüm ve en büyük kırılganlığım aynı yerde duruyor.

bazen aklımla kalbim birbirine inat ediyor, biri “bırak gitsin” derken diğeri “belki bir sebebi vardır” diye fısıldıyor. bu yüzden düşüncelerim bazen uzun yollar çizerek dönüp dolaşıp aynı soruya varıyor, ama yine de cevabı aramaktan vazgeçmem, sabırlıyım. kendime yetişmeye çalışan bir yanım var, sanki içimdeki pusula hep biraz kuzeyi arıyor ama yolumu da kendim çizmek istiyorum.

insanlara karşı sıcak ve içten biriyim ama yine de temkinliyim. birinin niyetini çoğu zaman kelimelerinden önce hissederim. ve evet meraklıyım, bazen gereğinden fazla. ama işte merak da benim için hem koyu bir lanet, hem de sihirli değneğimin ucundaki peri tozu.

o veya bu şekilde gördüğünüz üzere ben bir yazarım. ve belki de bu yüzden, kendimi anlatırken bile kelimeler beni anlatmaktan çok daha fazlasını yapıyor. yazdıkça hafifliyorum, yazdıkça derinleşiyorum. içimde taşıdığım bütün o sessiz nehirler, bütün o fısıltılar ve fırtınalar ancak yazıya döküldüğü zaman ben, ben olabiliyorum.

direkt olarak kıyametin kopuşu bence dünyayı kurtarır. muhtemelen kopup parçalanırken dünya koca bir "ohh bee! " çekecektir.

toplu helak kurtarmaz, tarihte var böyle şeyler olmuş. nuh tufanı, belli kavimlerin helak olması vs. ne olmuş, yeniden aynı kaos ve kötülük baş göstermiş.
kısacası kopsa da gitsek!

sıcak bir yaz akşamında 10 numara kitap eşlikçisi.

sanırım ben. ama geçen sene bir hasta oldum resmen korona belirtisi gibiydi.bu yaşıma kadar böyle bir şey yaşamadım.halsizlik,iştahsızlık,yorgunluk derken hastalığı bir hafta da anca atlattım.ki o bir hafta ruh gibi dolandım diyebilirim.

carlsberg markasına hakaret etmek ve de hisse senetlerini düşürmek için falan şirket içi mihraklar tarafından üretilmiş biramsı.

sex education

sözlükte 3 yazar var mı ki ?

aynada ben yoktum.

çok aramaya gerek yok, hepsinin toplandığı yer olarak (bkz: netflix).

lıkır lıkır akıyor valla
acı sevince havalı olmuyorsunuz beyler bayanlar soylimm

demir elementi.

dünya'nın ilk evrimsel aşamalarında gerçekleşen ağır metallerin dış uzaydan dünya üzerine çökmesi ve yığılması, dünya'da oluşması mümkün olmayan bu elementlere dünya'nın sahip olduğu bilgisi ile hadîd sûresi'nin 25. ayeti arasında bağlantı kurulur.

...bir de demiri indirdik ki, onda büyük bir güç ve insanlar için yararlar vardır... (hadîd sûresi: 25)

aşkta kaybettikten sonrası önemli mi ki..

başıboş,saldırgan,kirli sokak itleri.

ilk linuxçulardan sayılırım.. ama açıkçası windows çok daha tembel işi.. (ve sanırım tembellerden biri de benim.) yazılıma ayıracak vaktiniz yoksa inat etmenin anlamı da yok.. ( linux artık bir hobi tarzında uzaktan ilgi alanımda o kadar.)

(bkz: olmasa da olur denen şeyler)

kızarmış ekmeğin üstüne önce tam yağlı ezine peynir sonra da vişne reçeli ekleyip yediğim kahvaltımın kapanış yiyeceğidir.

(bkz: plant based) kendisi eski bir dostumdur, sevgiler.
(bkz: eşrefoğlu süleyman beğ)

üçüncüyü de aranızda anlaşın ya.

(bkz: tayber doğan)
(bkz: kurbanda billurlar benim diye bağıran enişte)
(bkz: miğferdibi savunmasında kendini patlatan uruk)