zaman tüneli

bir ömür yetmez kı
devamını gör...

türkçe: gökçe, aylin, yıldız, menekşe, ülkü, ipek, perihan, selin, pamuk, kardelen, ezgi, nazlı, inci.

ingilizce: daisy, charlotte, adelaide, angelina, lucy, eileen, hazel, annabelle, skye, olivia.
devamını gör...


yanıp yanıp kül olursun
terk edilen sen olursun

tek başına kul olursun
bu dünyada yanıl da gör

devamını gör...

bıyıklılar için tasarlanan fincan:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

teröristlik suç değilmiş. o zaman biz de örgütlenip elimize rastgele silah alıp kafamıza göre insanları kaçıralım, öldürelim. sonra meclise girip dokunulmazlık kazanalım. türkler için hedef de belli zaten. ordu işini yapmıyorsa vatandaş pkk'lı teröristlerden köpek maması yapmaya çıksın. ama sonra ağlamak yok, amerika'dan israil'den silah ve yardım dilenmek yok. böyle giderse zaten türkler ya ezilip yok olacak yada yeniden bir kurtuluş savaşı verecek. zira tayyip ülkeye sevr'i tekrar getirmeye çalışıyor.
devamını gör...

"biraz bateri alayım lütfen, fabsciğim"

saçma sapan bi iyi şarkı.
anlamsızca, müsrifçe, hoyratça güzel şarkı.

vaktinde iyi kötü zaman geçirdiğin, çok zaman geçirdiğin, sonradan hatırladığında kalbini kıracak nice anı biriktirdiğin insanlar bir yerlere çekip gittiğinde,

onlar hayatlarını sen hiç var olmamışsın gibi yaşamaya devam ettiğinde,

oysa sen bir yere gittiğinde "lan buraya son geldiğimde o/onlar da yanımdaydı, vay ecdadını" demeye devam ettiğinde, ve akabinde neredeyse kendine acıyacağın bir sakinlikle kabullenip yoluna bakmaya çalıştığında,

ruhunun dibinde yaşarken yiyecek bulmak için dibe dalan balıkların ağzına takılan çerçöpün aslında bir zamanlar anlam ifade eden birer obje olduğunu fark ettiğinde

dinlenesi şarkı.
devamını gör...

babamdır. babam beni çok, çook sever. allah gölgesini eksik etmesin.
annem de sever tabii.
rahmetli babannem, sen başkasın oğlum derdi. aynısını babama da demiş. torun-oğul...

rahmetli mücella teyzem beni çok severdi. çok severdi. çocuk gönlü eğlemeyi ondan öğrendim.

herkes o dağın arkasında beni bekliyor, gitmem lazım. bir an evvel.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
şöyle bi karıştırayım dedim bunu buldum, iyice çöplüğe dönmüş galeri. türk mucitler neyi icat edecekler merak ettim vergisiz devleti falan mı xd
devamını gör...

doruk ve toprak 2008 yılında doğmuş, lise 2. sınıfa giden z kuşağı iki ergen gençti. bu ikili bir gün fatsa'da, dolunay sahilinde yürürken ağaçların arasında altın renkli garip ve şaşalı bir nesne gördüler. evet bu alaaddinin sihirli lambasıydı, meğer hikaye gerçekmiş. lambayı okşadılar hemen, alaaddin lambadan çıktı ve o ünlü sorusunu sordu bu ikiliye: "dileyin benden ne dilersiniz?"

ikisi ortak bir karar vermeliydi. tek dilek hakları vardı. bu iki zıpır çocuk, geçmişi osmanlı devrini çok merak ediyordu, milliyetçi öğretmenleri osmanlı'yı övüp duruyordu, bakalım osmanlı nasıl bir yerdi? konsensusun sonunda 1500'lü yıllara, istanbul'un fethinin ilk yıllarına gitme dileğinde bulunmaya karar verdiler. alaaddin bu dileklerini kabul etti ve onları bir günlüğüne 1513 istanbul'una ışınlandı.

ışınlandıkları anda zaten onların başka bir zamandan geldiği hemen anlaşıldı. toprak ve doruk'un altlarında cırtlak renkli adidas eşofman üstlerinde ise anime karakterlerinin bulunduğu basit baskılı tişörtler vardı. pek istanbul beyefendilerine benzemiyorlardı. o dönemde istanbul'da yaz sıcağında bile grand tuvalet gezilirdi.

herkes doruk ve toprak'a hayretle bakıyordu. ikili meraklı insanlara 2025 yılından bu zamana ışınlandıklarını, bir gün boyunca bu zamanda yaşayacaklarını anlattı. ancak iki zamanda da türkçe konuşulmasına rağmen anlaşmaları çok zor olacaktı...

doruk'un yanına hattatlık yapan bir adam yaklaştı ve onunla sohbet etme girişiminde bulundu:

-azizim, sizin devrinizde kitaplar el yazısıyla mı yazılıyor hala?
+no
-no ne demek oluyor? bu galiba batı gavurcasından bi kelime. ingiliz düşesinden hatırımda kalmış sanki.
+yes
-efendim, zat-ı ali'leriniz türkçe konuşmaktan pek hazzetmiyor sanırım.
+no

bu sefer de bir istanbul hanımefendisi toprak'a yaklaştı:

-demek zaman seyyahısınız bu iki güzel dost.
+aynen
-fevkalade farklı bir tarzınız var.
+aynen
-muhterem, sizin devrinizde hep böyle mi konuşulur?
+aynen

osmanlı halkı doruk ve toprak'ı hiç görmemiş olmayı tercih ederlerdi. bu ikili 2025 yılına geri döndükleri zaman çocuklar ve bebekler hariç bütün istanbul gece teheccüd namazına kalktı. şükür namazı kıldılar z kuşağıyla aynı dönemde yaşamadıkları için.......
devamını gör...

alma
devamını gör...

bimde satılan muhteşem şeyler
a101de satılan muhteşem şeyler
gibi şeyler
devamını gör...

sıkışıyor babacım allah'ın yarattığı bir şey yaymam lazım o yüzden net amerikan.

2 araba parası taksiye gitmiştir. bende şöyle bir ibnelik vardır, ben seni de taksiyle yollarım. hayatta para ödeyemezsin. çok lagaluga yaparsanız taksicilerim size sıkabilir.

ben hep alkollü olduğum için dışarıda, servet versen binmem arabaya ve araba kullanmak bana göre değil arka koltuk iyidir.

ama amerikan. net. 70 buick. sport.
devamını gör...

1987 yılında ingiliz illüstratör martin handford'un zihninden fırlamış, dünya çapında bir fenomene dönüşmüş olan bulmaca kitap serisinin ana karakteri.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
zaman ve mekan fark etmeksizin her daim kalabalık, absürt ve detaylı çizimlerin içine kendini gizlemeyi seven bir gezgin. amaç, bazı hikayelerde sadece onu bulmakken, bazılarında ise farklı karakterler ve görevleri yerine getirmektir.

karakterin ismi, uluslararası pazarlara açılırken değişime uğramış, yerel yayıncılar tarafından ismi waldo olarak değiştirilmiştir. türkiye'de ilk çıktığı zamanlarda bazı yayınlarda ismi ali nerede? olarak geçer. ara bul:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

karanlık ingiliz metal grubu cradle of filth'in bu sene çıkan, şimdilik son albümü.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

önden saldıkları malignant perfection ve to live deliciously parçalarının başlıklarını açmıştım; ilkini epey beğendiğimi, ikincisinin ise pek benlik olmadığını söylemiştim diye hatırlıyorum (bkz. bakmaya üşenmek, haha).

albümde bir tane aşırı beğendiğim parça oldu, o da the trinity of shadows. yalnız bunu cidden aşırı beğendim. grubun gelmiş geçmiş en beğendiğim şarkılarından biri olmasından da öte, sözlük yazarlarının favori metal şarkıları başlığında bile paylaştığımı anımsıyorum bu muhteşem çalışmayı.

aslında albüm kesinlikle kötü değil. ben 7.5/10 verdim. yani bazı şarkıları benlik olmasa da kendi tarzlarında kaliteli, kimisi ise benlik olsa da aşırı bayılmadığım çalışmalar oldu. yalnız bence albümün en büyük sıkıntısı... parçalar art arda gayet uyumlu akarken 6. şarkı you are my nautilus'a geldiğimizde bence bayağı saçma sapan bir kompozisyonla karşılaşıyoruz. başları, hatta ilk yarısı belki de en beğendiğim şarkı girişi albümde ama sonra bayağı tutarsız geçişler, rastgeleymiş izlenimi veren part'ların art arda dizilişi gibi bir durum cidden benim dinleme keyfimi epey bozdu. cradle'ın bundan önceki iki albümündeki yağ gibi akış bunda da var gibiydi ama işte 6. şarkıda bu bozuluyor kanımca ve ilk yarısı bu kadar süper olan bir şarkının içine edilmiş olması da olayı bin beter yapıyor. parçanın sonlarında başlardaki temalara dönülse de işte ondan önceki uzun macera arayışları bence cidden de hoş görülemez bir şey.

ezcümle... bir parçası bana göre anormal güzel, bir tane de efsane olabilecekken saçma sapan atraksiyonlarla piç edilmiş şarkı içeren bir albüm. genel olarak da kaliteli bir eser. işte şarkılarının bazıları benlikken, kimisini ise yine kaliteli bulsam da bana hitap etmedi bunlar.

albümdeki favorim, dediğim gibi the trinity of shadows.



sonra non omnis moriar'ı da çok beğendim.



malignant perfection'ı da epey beğendim.



bunlar benim açımdan albümde öne çıkan parçalar.
devamını gör...

şeftaliye okudum. günün anlamına binaen. swh
devamını gör...

geçen gün film izlerken hissettim. uykusuzluk ve yorgunluğun verdiği yetkiyle dramatik bir sahnenin mimberinde kendini bilmez bir gözyaşı sol yanağıma doğru dalgalandı. ulan dedim işi düşmeden hal hatır soracak bir kaç kişi kaldı hayatında. gerisi fasafiso. dur dedim. dik dur. hangi şefkati sana kim niye göstersin ayrıca. sonra bu ihtiyacımı kendi poponu şaplaklayarak giderdim. deneyin. geçiyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çare varsa birkaç ihtimal varsa denenir
o ihtimaller de olmuyorsa yapacak bişe yok, ya o dertle beraber stresli bir hayat ya da o derdi bırakacaksınız. o sizi bırakmaz . tercih sizin
devamını gör...
daha fazla yükle

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim