zaman tüneli
ayrılalım diyen sevgiliye söylenecek son kelime
(bkz: ayrıl balım)
devamını gör...
ayrılalım diyen sevgiliye söylenecek son kelime
so, what's the problem
between us two?
'cause ı can't find perspective
when ı still feel so connected to you
between us two?
'cause ı can't find perspective
when ı still feel so connected to you
devamını gör...
diko
diko abi candır. gördüğüm kadarı ile hoş bir insan, güzel bir insan.
geri kalan hepimiz ise patlıcanız... hadi dağılalım.
saygılar ağabey.
geri kalan hepimiz ise patlıcanız... hadi dağılalım.
saygılar ağabey.
devamını gör...
ayrılalım diyen sevgiliye söylenecek son kelime
favın da yere batsın sen de!
devamını gör...
geceye bir fransızca şarkı bırak
devamını gör...
iş arkadaşına aşık olmak
biz iş arkadaşı idik.
tanıştık, aşık olduk ve evlendik.
25 yılım(ız) geçti birlikte...
genel olarak güzeldi, lakin devam edemedi. sarılıp, kucaklaşıp bide helalleşip ayrıldık gitti.
efendi bir şekilde evlendik, aynı efendilikle de sonlandırdık.
yani mümkündür.
tanıştık, aşık olduk ve evlendik.
25 yılım(ız) geçti birlikte...
genel olarak güzeldi, lakin devam edemedi. sarılıp, kucaklaşıp bide helalleşip ayrıldık gitti.
efendi bir şekilde evlendik, aynı efendilikle de sonlandırdık.
yani mümkündür.
devamını gör...
kamusal tarih vs jeopolitik
sonuçta ibn-i haldun haklı bence hocam. içimden geldi öyle yazayım dedim. konuya dair bir fikrim yok ancak başlık güzelmiş.
devamını gör...
makita
alt markam
devamını gör...
fındık
bir ölçü birimi
devamını gör...
kamusal tarih vs jeopolitik
kamusal tarih yataydır, çoğulcudur, dinlemeye dayanır.
jeopolitik dikeydir, hüküm verir, öngörür, açıklama iddiasındadır.
kamusal tarih, tarihin çok sesliliğini, dinamizmini ve insan merkezli yapısını korur.
jeopolitik ise bireysiz, toplumsuz, her şeyin kader olduğu iddiasındadır.
kamusal tarih geçmişi açar.
jeopolitik geçmişi kapatır.
tarih, değişimin mümkün olduğunu gösterir.
jeopolitik ise çoğu zaman değişimin mümkün olmadığı bir dünya kurar.
simone cosimelli'nin ''jeopolitik tehlike'' başlıklı makalesinden alıntılar...
devamını gör...
sevgi
anlaşmak değildir; nedensiz de sevilir.
devamını gör...
iş arkadaşına aşık olmak
workbudy olma yolunda atılan ilk adımdır.
devamını gör...
passaparola
izlerken libido yükselten bir programdı. güzeldi be.
devamını gör...
passaparola
rahmetli metin uca sunamayacak olduğu için ekranlara dönmesini arzu etmem. zaten türk tv'leri veya dijital mecralar bu kaliteyi hak etmiyor.
devamını gör...
bir rüya için ağıt
bugün bitirdiğim bir diğer film. çok uzun bir yazı yazmak isterdim ama hiç uğraşmak istemiyorum şu anda.
genel konusu insanın kendi hayaline, kendi boşluğuna ve kendi yıkımına bağımlı olmasını görüyoruz filmde. bağımlılığı sadece maddeden ibaret göstermiyor; insanın kendini kandırma kapasitesinin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor. ortada bir çöküş de söz konusu tabii. bu yüzden filmin orijinal isminde ki "dream" hem rüya hem de hayal manasına geliyor.
clint mansell’in lux aeterna’sı, her sahneyi fiziksel olarak hissettiriyor; önce yavaş yavaş sonrasında birden yükselişe geçiyor. karakterlerin ruh halleriyle uyum içerisinde akıp gidiyor parça.
filmin en dokunaklı kısmı son sahneydi benim için. tek kolunu kaybetmiş hasta yatağında harry, akıl hastanesinde olan sara, hapishanedeki yatağında tyrone ve evinde ki koltuğun üzerinde marion'nun ağlaması. hepsinin aynı pozisyonda; umutlarının, hayallerinin hızlı bir çöküş portresini görüyoruz.
iyi ki uzun yazmayacağım dedim. neyse genel anlamda inanılmaz derecede etkileyici bir film. ben çok beğendim, hiç sıkılmadan izleyebilerim. mutlaka herkesin de izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
genel konusu insanın kendi hayaline, kendi boşluğuna ve kendi yıkımına bağımlı olmasını görüyoruz filmde. bağımlılığı sadece maddeden ibaret göstermiyor; insanın kendini kandırma kapasitesinin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor. ortada bir çöküş de söz konusu tabii. bu yüzden filmin orijinal isminde ki "dream" hem rüya hem de hayal manasına geliyor.
clint mansell’in lux aeterna’sı, her sahneyi fiziksel olarak hissettiriyor; önce yavaş yavaş sonrasında birden yükselişe geçiyor. karakterlerin ruh halleriyle uyum içerisinde akıp gidiyor parça.
filmin en dokunaklı kısmı son sahneydi benim için. tek kolunu kaybetmiş hasta yatağında harry, akıl hastanesinde olan sara, hapishanedeki yatağında tyrone ve evinde ki koltuğun üzerinde marion'nun ağlaması. hepsinin aynı pozisyonda; umutlarının, hayallerinin hızlı bir çöküş portresini görüyoruz.
iyi ki uzun yazmayacağım dedim. neyse genel anlamda inanılmaz derecede etkileyici bir film. ben çok beğendim, hiç sıkılmadan izleyebilerim. mutlaka herkesin de izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...




