zaman tüneli

festool'u saymazsak (fiyatları makita'dan ortalama 3-4 kat daha pahalı) piyasada bulunabilecek en iyi elektrikli el aletlerini yapan birkaç firmadan biridir.
rakipleri arasında bosch professional (mavi olan bosch modelleri), dewalt ve milwaukee vardır.
rakipleriyle kıyaslayacak olursak;
- bosch batarya ömrü ve ince işçilik konularında en iyidir fakat ürün gamında daha az çeşit vardır ve makita kadar dayanıklı değildir.
- dewalt genelde makita'nın en büyük rakibi olarak görülür fakat bunun nedeni amerika'ya ait bir marka olması ve amerika'da makita'nın ürünlerine kıyasla çok ucuza satılmasıdır. dayanıklılık ve ürün çeşitliliği konusunda makita'nın gerisindedir.
- milwaukee'nin en büyük pazarı amerika'dır ve genellikle profillerinde amerika bayrağı bulunan milliyetçilerin bedavaya yaptığı reklamlarla satışlarını artırır. milwaukee'nin ürünlerinin özelliği çok güçlü motorlara sahip olmalarıdır ve hiçbir işte nazlanmamalarıdır. bunun dezavantajı, detay gerektiren işlerde tazmanya canavarı gibi davranmalarıdır. yani bir duvarı kıracaksanız bu konuda en iyisi milwaukee iken o duvarı düzgünce delecekseniz en kötüsü milwaukee'dir.
hitachi ve panasonic hakkında kişisel deneyimime dayalı bilgim yok fakat her ikisinin de yaptıkları her işte olduğu gibi bu işte de çok başarılı olduklarını biliyorum.
makita'ya dönelim...
makita'nın kablolu olarak hem 220/240 volt hem de 110 volt modelleri vardır. amerika'nın tamamında ve avrupa'daki şantiyelerde 110 volt olan modeller kullanılır. 240 volt olan modelleriyse ev ya da iş yeri kullanımına uygundur.
bataryalı modelleri ise 10.8/12 volt, 18 volt, 18x2 volt ve 40 volt olarak piyasada bulunur. 10.8/12 volt olanlar genelde hafif işlere uygundur ve ürün gamı geniş değildir. 18 volt olanlar en yaygın kullanılan ve en geniş ürün gamına sahip seridir. makita'nın 18 volt modelleri (yanlış bilmiyorsam) piyasad en fazla ürün çeşidine sahip seridir. 18x2 volt olan modeller aynı anda 2 tane 18 volt batarya takılabilen modellerdir. 40 volt olanlar en güçlü modellerdir ama 18 volt olanların gösterdiği performanstan dolayı satışları beklenenin altında kalmıştır.

devam etmeye üşendim.

işkolik biri ise kendi işimizi kurarız güzel olur
(bkz: benim aşk hayallerim bile kariyer içeriyor)

#3809262 bu kankalar kim? kim, kimin arkasından konuşuyor? ben bunlara neden hakim değilim? allah'ınız varsa bana bir şemayla anlatırsınız.

kırda dolaşırken fırtınaya yaklanırsan ağaç altında ya da açık alanda durma. yıldırımm alandaki en yüksek yere düşer diye anlatılır. bu da ağaç, ağaç değilse siz olmaktasınız.
peki gemi ne olacak. açık denizde fırtınaya yakalandı gemi. deniz yüzeyinde en sivri nokta gemi ve geminin direği. yıldırıım çat diye gemiye düşer.
modern gemiler hemen tamamen metalden yapıldığı, ayrıca geminin büyüklüğüne bağlı olarak iki ya da çok sayıda paratoner kullanıldığı için yıldırım pek zarar vermez. geminin kendisi bir faraday kafesi görevi görür. ayrıca paratonerden denize dalış noktalarına bakır şeritlerle yıldırım yolu yapılarak yıldırım denize verilir.
peki ahşap tekneler? paratonerin bulunuşuna kadar yıldırım büyük sorundu. paratoner icat olununca direklerin tepesinden denize, bugünkü gibi bakır hatlarla bağlantı yapılıyordu.
peki paratoner öncesi? hiç. eğer güvertede barut varsa patlıyor ve gemi parçalanıp batıyordu. ana direk parçalanıyor ve gemi neredeyse hareketsiz kalıyor, ya da yanıyordu. personel kaybı cabası.
neyse şimdi paratoner var.

steve rogers ile peggy carter'ın yaptığı eylem.

"just kiss me once, and kiss me twice, then kiss me once again."

ya kendisi hakkında düşünülenleri çok merak ediyor ya başlık güncellemeyi seviyor ya da insanların diğerleri hakkındaki düşüncelerini okumayı seviyor diye düşündüm. günde 2-3 kere bu başlıkta görüyorum gibi. ama bana öyle gelmiş de olabilir gibi. umarım halis görmüyorumdur. çünkü birinin entry girmesi kötü değilken benim hayal görmem kötü olabilir.

eskiden birliktelikler daha doğal ve en önemlisi yedeksiz "oynanırdı"...
dolayısıyla ayrılık da bu kelimeyle değil bir durumun sonucunda doğal yaşanırdı.

olur.
ayrılmayı düşünüp dile getirmiş, kimin ne dediği önemsiz artık.

hint nick li. çok da guru olmayan. sandai. damgalı. yılışık geçi süzer.

kelime değil ama söz şöyle olabilir; "güzel zamanlar geçirdik, kendine iyi bak."

en medenisi ama en üzücüsü de böyle ayrılmak sanırım. birbirinizle düzgünce ayrılacak kadar anlaşabiliyorsunuz, birlikte mutlu da olmuştunuz, ama artık yürümüyor. bazı kritik sorunlarınız var. yine de bir süre hayatınız toz pembeydi, bulutların üstündeydiniz. hayat boyu sürecek mutlu bir ilişkiye giden yola girmeyi kıl payı kaçırmak gibi. halbuki birbirinizden nefret etseniz ayrılalım sözü iki tarafın da içini rahatlatır ve geriye çok bakmadan hayatınıza devam edersiniz.

hayir asla itiraz etmem
ne karsi cikarim ne protesto ederim
hicbir tavrim olmaz ceketimi cevirmekten baska
daima gucluden yana

o kadar cok cevirdim ki
her koseden dokuluyor
sonraki devrime
pantolonumu ceviririm

jacques dutronc - l'opportuniste

dengedir, denkliktir, özendir, sanattır. denklik önemlidir çünkü kişinin öz saygısı yoksa kendini aşağıda hissettiği her konuda diğerine saldırır. özen ister ki sevmenin doğasında hırçınlık değil kıyamama hali vardır. sanattır her daim bir kalbin ateşiyle yanarken harlamak için ruha ilham yaratır.

(bkz: sözlükte gözlemelenenler)
(bkz: serbest çağrışım)

beş çocuk istenen bir dönemde tartışılacak başlık mı bu şimdi..? yarın satan eczaneleri terörist, hapı yasadışı materyal ilan ettirmeyi mi düşünüyorsunuz. :)

herkes kaostan besleniyor. ciddi, burası bir enerji kaynağı gibi; ne kadar karışıklık, tartışma, laf sokma varsa hepsi tüketiliyor, üstelik keyifle.
hiç kimse göründüğü gibi değil. çoğu kişi birbirinin yüzüne gülüp, arkasından neler neler sallıyor. o kankacılık falan hepsi yalan dolan.
bir de o kankacılık meselesi var tabii. oraya hiç girmiyorum.
kendilerini bir halt zanneden, aşırı gerizekalı çoğunluk da fazla. bunu her geçen gün daha net görüyorum.
aklıma gelenler şimdilik ama şimdilik bu kadar. sonrasına bakarız.

yapay zeka programlarının dahi yazılımcılarından ilya sutskever daha önce google'dan ayrılmıştı, şimdi de tesla için yürüttüğü yapay zeka projesinden ayrıldı ve kendi şirketini kurdu: safe super intelligence inc.

söylediği şu;''nöral sinir ağları modellemesiyle yaptığımız öğrenme çok veriye rağmen insanın öğrenmesine benzemiyor. insan daha az veriyle çok kapsamlı bir öğrenme sağlıyor. bizim modelde bir eksik var ve bu sevgi gibi bir 'kapsayıcı/kavrayıcı' faktör olmak zorunda sanki. bunu kurgulamak için ayrıldım. bunu yapay zekaya katmazsak insan için tehlikeli bir bilinç geliştirme olasılığımız var ve çalıştığım diğer araştırmacılar bunu es geçiyorlar''.

yani ilya, yapay zeka öğrenme basamaklarına sevgi benzeri bir kapsayıcı basamak yerleştirmekten söz ediyor. bu sevgi faktörü yapay bilinç geliştirme basamaklarına katılmazsa, insanlığa zarar verme olasılığı söz konusu.

sevgi, evrenin temel bileşeni, bilincin olmazsa olmazı.

böyle barbarlığı kobani sempatizanlarından mı öğrendiniz?

goat icardi kafayı direğe gömdükten sonra wandanın yaptığı makyajı kimse yemeyince bu sefer profösyönel çalışmışlarldkdkdkdkd

aslanlar gibi mücadele eden çocuk ve onu gözünden etmeye çalışan terörist sürüsü.