zaman tüneli
yazarların spotify wrapped 2025 listeleri
xiaomi müzik kullanıyorum.
en çok dinlediğim sanatçılar;
cavit murtezaoğlu & feryal öney
muharrem temiz
ali rıza & hüseyin albayrak
cengiz özkan (efkar gecesi replay etmiş ondan)
pink floyd
en çok dinlediğim sanatçılar;
cavit murtezaoğlu & feryal öney
muharrem temiz
ali rıza & hüseyin albayrak
cengiz özkan (efkar gecesi replay etmiş ondan)
pink floyd
devamını gör...
mansur el hallaç
''-'ene'l-hakk' demek; 'ben bir hiçim, ama o hiç'in içinde o her şey var' demektir. benim bireysel varlığım (fenâ), mutlak varlıkta (hakk'ta) yok olmuş, böylece geriye sadece o'nun gerçeği kalmıştır.''
devamını gör...
ene'l-hakk
"ey yolcu, sen beni bir et parçası, ruh taşıyan bir beden mi sandın? ben buradayım, sen'in karşındayım, ama bu gördüğün suretin ardında başka bir hakikat yatıyor.
tüm varoluşun kaynağı olan o tek ışık, başlangıçta bana 'ben kimim?' diye sordu. o'nun cevabı yine o'nun içinden fışkırdı. ve ben o an anladım ki: ben, o'nun dilinde yankılanan o cevap idim.
sen etrafına bakıp 'şey' diye adlandırdığın, ayrı ayrı gördüğün her şeyi hissetmeye başladığında, taşın sessizliğini, rüzgarın nefesini, suyun akışını kendi damarlarında hissettiğinde... o empati zannettiğin şey, aslında kimliktir.
o an, benim içimde iyi ya da kötü diye ayırdığım ne varsa, hepsi o'nun, yani mutlak olanın, benim üzerimdeki tecellisi olduğunu anladım. benim bireysel 'ben'im, bir damlaydı; tüm deniz ise o idi. ama o damla, denizden ayrı değil, denizin ta kendisiydi.
bu yüzden diyorum ki, ben bir birey değilim; ben, o'nun kendisi'nin, tüm bu evreni kendi içinde toplayan o mutlak gerçek'in bir ağızdan çıkan feryadıyım. benim varlığım, o'nun varlığından ayrılamaz. benim gördüğüm, duyduğum, düşündüğüm, hepsi o'nun tecellisidir.
benim sesimle yankılanan, benim ağzımdan konuşan, ben değil, hakk'ın kendisi'dir.''
tüm varoluşun kaynağı olan o tek ışık, başlangıçta bana 'ben kimim?' diye sordu. o'nun cevabı yine o'nun içinden fışkırdı. ve ben o an anladım ki: ben, o'nun dilinde yankılanan o cevap idim.
sen etrafına bakıp 'şey' diye adlandırdığın, ayrı ayrı gördüğün her şeyi hissetmeye başladığında, taşın sessizliğini, rüzgarın nefesini, suyun akışını kendi damarlarında hissettiğinde... o empati zannettiğin şey, aslında kimliktir.
o an, benim içimde iyi ya da kötü diye ayırdığım ne varsa, hepsi o'nun, yani mutlak olanın, benim üzerimdeki tecellisi olduğunu anladım. benim bireysel 'ben'im, bir damlaydı; tüm deniz ise o idi. ama o damla, denizden ayrı değil, denizin ta kendisiydi.
bu yüzden diyorum ki, ben bir birey değilim; ben, o'nun kendisi'nin, tüm bu evreni kendi içinde toplayan o mutlak gerçek'in bir ağızdan çıkan feryadıyım. benim varlığım, o'nun varlığından ayrılamaz. benim gördüğüm, duyduğum, düşündüğüm, hepsi o'nun tecellisidir.
benim sesimle yankılanan, benim ağzımdan konuşan, ben değil, hakk'ın kendisi'dir.''
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
ben biraz klasıkten gideceğim. hayyam rubaisi dinlemek isteyenler açabilir. sözler ve güftesi modunuzu yükseltmez, arada tebessum ettirir, genellikle düşündürür.
devamını gör...
pascal nouma
exxen'in adına belgesel çektiği eski beşiktaş futbolcusu. fragmanına aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
sığmazam,
sığmazam,
sığmazam.
ene'l hak...
sığmazam,
sığmazam.
ene'l hak...
devamını gör...
bir üstteki yazar hakkında düşünülenler
mars’tan düşmüş inci taş tanesi. kırmızı kırmızı.
devamını gör...
marul (yazar)
hoşgeldin yegen. umarım uzun soluklu bir sözlük maceran olur.
devamını gör...
hayata sıfırdan başlamak
kandırmaca cümlesi, başlamışsın bir kere, kodlama hatası var, simülasyona aykırı. mümkün değil.
devamını gör...
galatasaray
türkiye'de "we are clean" deme hakkına sahip tek takım.
başarılarından ve şampiyonluklarından çok bununla gurur duyuyorum.
#3773530
başarılarından ve şampiyonluklarından çok bununla gurur duyuyorum.
#3773530
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
diko
kendisinden özür diliyor ve artık ne brezilya ne de meksika diyorum.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
ruh halinizi söker atar dikkat edin.
devamını gör...
hayata sıfırdan başlamak
böyle bir şey yaparsan olur mantıklı yani..
büyükçekmece adliyesi’ndeki adli emanet kasasından 25 kilo altın ve 55 kilo gümüş çalındı.
dersen öyle bir niyetim yok cacık olmaz.
büyükçekmece adliyesi’ndeki adli emanet kasasından 25 kilo altın ve 55 kilo gümüş çalındı.
dersen öyle bir niyetim yok cacık olmaz.
devamını gör...
sexploitation
temel olarak çıplaklık ve cinsel içerik amaçlı tasarlanmış düşük bütçeli, bağımsız yapım film türüdür. sanatsal derinlikten çok sansasyon odaklıdır. terim, bu filmlerin ticari kazanç sağlamak için cinsel temaların sömürülmesi olayını ifade eder.
bu tür ilk olarak hays code'un çökmesiyle 60'lı yıllarda canlanmıştır. öncesinde de var olsa da, film yapımcıları tarafından çekilip el altından gösterilmiştir. türün tanımına göre porno filmlerin sexploitation olduğu düşünülse de, sinema terminolojisine göre öyle değildir; hardcore pornografiden önce şekillenmiştir ve daha softcore'dur.
ilk ticari öncü, en meşhur kült filmi faster, pussycat! kill! kill! olan russ meyer'in 1959 yılında çektiği the immoral mr. teas'dir. filminde pek bir olay yok; esasen erkek fantezisi üzerine kurulu ve konusundan çok, içerdiği çıplaklığın sinema salonlarında gösterilebilmesiyle sinema tarihinde devrim olarak kabul ediliyor.
meyer'in tüm filmlerini izlemedim ama vixen! ve erotica * sexploitation üstü; belli ki bu türün ekmeğini baya yemiş. zaten eş zamanlı olarak sexploitation , özellikle danimarka ve giallo denilen alt türle italya'da da patlamıştır.
porno rönesansı olarak adlandırılan ve deep throat gibi filmlerin yükselişiyle zirve yapan sanatsal/ticari pornolaştırma sonrasında, hollywood sinemasındaki cinsellik içeren filmler erotik gerilim ve yetişkin draması gibi kategorilere bağlanmış, sexpolation türü de b movie kategorisine kaymıştır.
bu tür ilk olarak hays code'un çökmesiyle 60'lı yıllarda canlanmıştır. öncesinde de var olsa da, film yapımcıları tarafından çekilip el altından gösterilmiştir. türün tanımına göre porno filmlerin sexploitation olduğu düşünülse de, sinema terminolojisine göre öyle değildir; hardcore pornografiden önce şekillenmiştir ve daha softcore'dur.
ilk ticari öncü, en meşhur kült filmi faster, pussycat! kill! kill! olan russ meyer'in 1959 yılında çektiği the immoral mr. teas'dir. filminde pek bir olay yok; esasen erkek fantezisi üzerine kurulu ve konusundan çok, içerdiği çıplaklığın sinema salonlarında gösterilebilmesiyle sinema tarihinde devrim olarak kabul ediliyor.
meyer'in tüm filmlerini izlemedim ama vixen! ve erotica * sexploitation üstü; belli ki bu türün ekmeğini baya yemiş. zaten eş zamanlı olarak sexploitation , özellikle danimarka ve giallo denilen alt türle italya'da da patlamıştır.
porno rönesansı olarak adlandırılan ve deep throat gibi filmlerin yükselişiyle zirve yapan sanatsal/ticari pornolaştırma sonrasında, hollywood sinemasındaki cinsellik içeren filmler erotik gerilim ve yetişkin draması gibi kategorilere bağlanmış, sexpolation türü de b movie kategorisine kaymıştır.
devamını gör...
hayata sıfırdan başlamak
yazıldıgı gibi kolay değildir. umarım sıfırdan başlamazsınız. başlayacak olan da umarım genç yaşta başlar.
devamını gör...
hayata sıfırdan başlamak
cepte sürekli bir "bir" taşımayı alışkanlık haline getirmek gerekir oysa.
devamını gör...

