mutluluğu kovalamak

ben mesela sadece hayatta kalmaya çalışıyorum

pek beceremediğimdir. daha doğrusu çokça kovalıyorum ama yakalayamıyorum.

mutluluk snitch ise ben draco malfoy'um diyebilirim.

sözlük benim günlüğümdür öncesinde demiştim.
sevgili kendim, şu işim bitsin rahatlarım, bu bitsin bir nefes alırım dediğin kaç vakit geçti? sayabildin mi, saydıysan bu kadarını telafi edebilir misin benim güzel kendim. ben üşengeç bi insanım yahu kovalamak felan istemiyorum. bugun buluşurken kız arkadaşına kokina aldın güzelim tamam sana alınsa mutlu olurdun belki ama, neden bekleyesin ki sen yap bazı şeyleri dedin kendine bugun. karşındakinin mutluluğu seni öyle mutlu etti ki çok kıymetliydi. belki sana alınsa o kadar mutlu olmazdın hıh? sorun buymuş beklemek, ertelemek. *

ben kovaladikca o hep daha ileriye kaçıyor. sanırım bu hayatta en az sevgi kadar zor bulunan bir şey mutlulukta. artık kovalamayi bıraktım. çünkü anladım ki bu kacan kovalar mantığı doğru bir mantık değil. kovaladikca bana daha çok zarar veriyor. beklemeye aldım. bir gün kendi gelir herhalde.
t: dünyanın en güzel hissine kavuşmak için katedilen yoldur.

mutluluk içimizde bizle ilgili.kovaladığımız şey heveslerimiz, hırslarımız..

bazıları için bir ömrü tüketen kovalamadır. bir türlü kavuşulamaz mutluluğa. hep bir hasret, hep bir özlem. sonu hüsranla biten bir ömür...

1776 yılında yazılmış olan amerikan bağımsızlık bildirgesinde insanlara tanınmış haklardan bir olarak sayılarak insan ırkına dair bir umut kıvılcımı yaratan haktır. sırf bu metinde geçen bu iki sözcük için bile thomas jefferson saygıdeğer bir insandır.

“tüm insanların eşit yaratıldığını, yaradanları tarafından kendilerine devredilemez hakların verildiğini ve bu hakların yaşam, özgürlük ve mutluluğa kovalama haklarının bulunduğu gerçeklerinin apaçık ortada olduğunu kabul ediyoruz.”

insanların yaşama, özgür olma ve mutluluğu kovalama hakkı kendilerine devredilemez bir şekilde verilmiştir thomas jefferson’a göre. yaşama hakkını ve özgür olma hakkını herkes yazabilir ve bu herkes tarafından kabul edilebilirdi ancak mutluluğu kovalama hakkını yazmak ancak saf bir deha ürünü olabilir.

mutluluğu kovalama hakkı modern çağlarda elimizden tamamen alındı. insanlar hayatta kalma ve kısmen özgür olma hakları ile yetinmek zorunda. mutlu olmak için nedenlerimize bile ipotek koydular. hayatta kalmak için gösterdiğimiz çaba o kadar büyük ki, gelecekle ilgili kaygılarımız öyle bir boyuta erişti ki durup dinlenmeye zaman bulamıyoruz. bazen durup şöyle bir soluklandığımız zamanda aklımıza gelen şey mutluluğu kovalamak değil olsa olsa derin bir üzüntüden kaçmak olabiliyor.

büyük hayallerimiz kalmadı zaten ama küçük hayallerimizin bile astarı yüzünden pahalı artık. bahçeli küçük bir ev hayali kuran insanlar artık vazgeçtiler bundan. pazardaki sebze meyve fiyatları bu hayale başladıkları anda sıkıyor boğazlarını. evlilik hayali kuranlar iş bulma derdinden boğulmuş durumda, hele de masraflar.

kovalanacak mutluluklar birilerinin tekelinde artık. bize sadece küçük nefes alma zamanları bırakılmış. o zamanlarda da ne yapacağımızı bilmiyoruz zaten.

umudunu kaybetme filminde de değinilen bir şeydi bu. the pursuit of happyness. çünkü mutluluk yanlış yazdığımız bir kelime.