ben değilimdir. mesaj kutum açıktır. umarım kapatmaya ihtiyaç duymam.
devamını gör...

wellington - yeni zelanda.
devamını gör...

bir exakp'linin soyadı*
devamını gör...

baştan sonra bir kaç kere bitirdiğim, emrah serbes'in kitaplarından uyarlanan, erdal beşikçioğlu'nun amirime hayat verdiği efsanevi ankara polisiyesi. bazı bölümleri var adeta film tadında. benim için -ve bir çok kimse için- 78. bölüm kesinlikle unutulmaz dizi bölümlerinden biridir. akabinde 2 adet sinema filmi çekilmiştir. seni kalbime gömdüm ve ankara yanıyor. yine devamında yıllar sonra 1 sezonluk devam çekimleri olmuştur. dizi karakterlerinden olan nejat işler'in hayat verdiği ercüment çözer için saygı isimli bir başka dizi çekilmiştir. dizideki bütün karakterler nev-i şahsına münhasır kişilerdir. behzat amirim bir anti kahraman olarak karşımıza çıkar. alkolik bir aykırı polistir. gençlerbirliği taraftarıdır. tam bir aşıktır. ve çapkındır da. ekip isteyerek toplamaya kalksan toplanmaz bir ekiptir. hayalet ve akbaba ekibin enterasan adamları. gerçek isimlerini çoook sonraları öğreniyoruz ama hatırımızda kalıyor mu : hayır. harun amirimin oğlu gibidir. eda aşkıyla yanıp tutuşur. sonunda aşkına da kavuşacaktır. dizinin komedi unsuru harundur. dizi her bölümde bir cinayet çözer ancak genel olarak o cinayetlerden ayrı bir konu vardır. derin devlet, cemaat, devletin içindeki paralel yapılarla uğraşır durur behzat amirim ve ekibi. tabi karşı tarafta da çok ilginç karakterler var. memduh başgan ve ağabey ve tabi ki ercüment çözer. mutlaka mutlaka izlenmesi gereken dizi. bence türk dizi tarihinde ilk 5'te kesin yer alır. son olarak : aga cinayet var
devamını gör...

bakara 228. tamamen ilerde çocuğun kimden olduğu ile ilgili sıkıntı çıkmasın diye. üç ay geçsin önceki eşinden çocuğun olma ihtimalin var mı bak diyor. aynı şekilde kanun da var türk hukuk sisteminde.
sevgili gönül dostları kuran'ı kerim yolda gördüğü herhangi bir şeye tecavüz edebilme potansiyeli taşıyan iftiracı, ahlaksız, kadının hayvana eş tutulduğu bir topluma indirildi. döneminde gerçekten büyük bir devrimdir. araplar arasında kadın ilk kez insan yerine konmuştur. şimdi diyeceksiniz bunlar ayet her zaman geçerli bu da bildiğiniz gibi değil aslında. ayetler içerdikleri mesajlarca evrenseldir. eşlerinizi öldürmeyin, konuşun olmadı hafifçe dövün iftira atılmış olma ihtimali var temasını işleyen bir ayet var. şimdi eskiden olsa kadını öldürecek çünkü cahillikten bunun iftira olabileceğini düşünemiyor ya da düşünmüyor. kadın şu durumda yaşıyor sağ devam edelim. sayısız ayette insana, hayvana, doğaya zarar vermeyin der. peki şu yüzyılda gram beyni olan her tarafı zarar vermeyin diye yazılmış ayetleri gözardı edip karısını döver mi? dövmemesi gerekir. peki eşine iftira atılan hz. muhammed ne yapıyor? bu ayete rağmen eşiyle evleri ayırıp sadece konuşuyorlar ne şiddet var dövmek var. o zaman neymiş kıt beynimizle cımbızla seçip seçip dini yorumlamıyoruz. genele bakıp 1600 yıl önceki toplamları düşünüyoruz. sanki avrupa'da feminizm konuşuluyordu da mirastan az pay alan kadınlar dert oldu. günümüzde eşit pay verebilirsiniz ayrıca.
devamını gör...

dürüst olmam gerekirse vergilerimle kokain çekildiğini öğrenince biraz farklı hissettim. renk kattı sömürüme.

akp izmir milletvekili hamza dağ’ın özel kalemi/danışmanı olduğu öne sürülen kürşat ayvatoğlu'nun otomobilinde uyuşturucu kullanırken kaydedilen görüntüleri sosyal medyada gündem oldu. kastamonu belediyesi kültür ve sosyal işler müdürü olarak görev yapan kürşat ayvatoğlu’nun, akp genel başkan yardımcısı hamza dağ’ın özel kalemi olduğu ve ankara’da yaşadığı öğrenildi. ayvatoğlu’nun araç içerisinde kokain içtiği ana ait görüntüler ise sosyal medyanın gündemine oturdu. ayvatoğlu’nun lüks araçları da dikkat çekti.


kaynak: buradan

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

arturo bandini ya da arturo dominic bandini, siz nasıl seslenmek isterseniz öyle seslenebilirsiniz; çoktan yitik tepeler ve minik köpek güldü öylülerinin yazarıdır. devrin adamı değildir, sıvı değildir, çok sağlam adamdır. arturo bandini; john fante adındaki, dünyaya geldiği gün tüm dünyada kutlanması gereken şahane adamın karakteridir.

bir gün üniversiteden çıkıp kütüphane bahçesinde çayla birlikte soluklanırken, tesadüfen bir adamın yazılarını okumaya başladım. "işte budur lan, adam resmen akıyor" dedim, zira ben orada fikri dünyamı geliştirmek için bugüne kadar ne kadar okuma yapmış olsam da yazılanlar karşısında donakalırken okuduğum metnin yazarı şovunu yapmakla meşguldu. lafı evirip çevirmeden söylüyor ve bunu yaparken hiçbir merhamet kırıntısı barındırmıyordu. sözleri bıçak gibi keskindi. bu adama mesajla ulaştım ve bana "los angeles yolu" adlı romanı okumamı, daha fazla da kafasını şişirmemem gerektiğini söyledi.

romanı hemen satın aldım. ben de mutlaka böyle biri olmalıydım, adeta romantizmin tüm etkileri beynimden silinip atılmıştı. ağdalı cümlelerden tiksinmeye başlamıştım ve bu sihirli kitapla bu yola sağlam bir giriş yapacağımı düşünüyordum. öyle de oldu. işte buydu, harikaydı, martı canıtın livingston gibi göklerde uçmaktaydım. karşımdaki adam; arturo bandiniydi. maria ve svevo'dan doğma, colorado'nun yiğit delikanlısı.

arturo bandini, kitap okumayı çok severdi. kitap okumak bir şey olabilirdi ama kadınlar da önemliydi. kütüphaneden ödünç kitap aldığı kadının bacaklarına ve kalçalarına hastaydı. nietchze okuyordu, schopenhauer okuyordu ama o muhteşem bacaklara bakmayı ve onları hayal etmeyi asla arka plana atmıyordu. işte hayat budur: güdülerimizle, erdemlerimizle, zaaflarımızla bir bütünüz. birini ön plana çıkarıp diğerlerini görmezden gelmek ya da gizlemek, ya bir popülerlik kaygısıyla yapılırdı ya da kişi kendini kandırırdı; iki türlü de samimiyetsizlik iğrençtir. bandini'de bunu gördüm; netti adam, kendisiyle barışıktı, boş lafı sevmezdi, çok sağlamdı.

sonra diğer kitaplarla devam ettim. bahara kadar bekle bandini, toza sor, 1933 berbat bir yıldı, roma'nın batısı vs. her bir romanda kendisine daha fazla hayran oldum. arturo bandini, sadece nickime değil ruhuma da can veren adamlardan biridir ve sıradan bir karakter değildir. arturo bandini gerçekten yaşamıştır. buna bukowski ve ben inanıyoruz. eminim inanan başkaları da olmuştur. arturo yaşamıştır, sevmiştir, sevilmemiştir, yokluğu ve sefaleti görmüştür. süt çalmıştır, sevdiği kızın külodunu yürütmüştür ve ölmüştür. los angeles mahallelerinde onun hatıraları vardır. kış aylarında korkunç bir soğuğa ve kara gömülen colorado sokaklarında ayak izleri vardır.

arturo bandini, öldüğü gün de ruhu dünyada kalmış, birçok insan tarafından yaşatılmış ve yaşatılacak bir adamdır. bir tanısanız, bu kadar sağlam adam görmemişsinizdir.
devamını gör...

kutsal dağdır. tanrılar her gün göbek atar orada, eros psyche ile bakışırken afrodit kıskanç kayınvalideyi oynar mesela.*
zeus da gelen geçene aşık olur orada. gerçekten büyülü demek ki.
devamını gör...

2.

kum taneleri ayaklarının altında minik fısıltılar halinde kayıp gidiyordu. kadın merak içinde kumları izliyor, attığı her adımda bir sağa bir sola kaçışmalarını görüyordu. ama duyamıyordu. çünkü rüzgarın uğultusu ve dalgaların sesi bu milyonlarca minik fısıltıyı bastıracak kadar güçlüydü. hızlı adımlarla yürüyor. attığı her adımda hedefine ulaşacakmış gibi hissediyordu. oysa ne gittiği bir yer vardı ne de gitmek istediği.
kulaklığını taktı. kum tanelerini duyamıyorsa müziğin ritmini yakalayacaktı. rastgele bir parçayı açtı. kanun sesi doldu kulağına. melike şahin kara orman ne çok severdi bu şarkıyı.

"içine işlemiş sır derdin ne?
geçtin mi ürkerek hiç kendinden?
bam telinin üstünde bi' yere
konmuş bir kuştum döndüm evime."

içine çektiği her bir nefesle beraber hüznün de dolmasına izin verdi. uzun bir yol olacaktı bu. döndü. okumaya başladı kendini. uzun zamandır yapmadığı, yapmaktan korktuğu yüzleşmenin vakti gelip çatmıştı. sahi onun sırları neydi? anlatmaktan en çok korktuğu acısı?.. yüreğinin derinlerine doğru uzandı. tuttu taa en diplerde sakladıklarını. bu değil dedi, bunun hala biraz közü var ama bu da sönmek üzere, peki ya bu? evet, evet işte buydu. şu ara en çok kendini acıtan "kendi iki yüzlülüğüydü."

konuş bakalım, dedi. madem iki yüzlüsün anlat. koy ikisini de şuraya döksün herkes eteklerindeki taşı, ne olacaksa olsun artık.

+ senin kahkahaların asıl suçlu.

- saçmalama kahkahalarım benim bütünüm, asıl senin ağlak halin sıkıntı.

+ ben en azından dürüstüm acı çekerken o gülüş nedir? insanlar seni hep neşeli, hayattan zevk alan biri diye tanımlıyor. oysa geceleri yastığına başını koyduğunda gelmeyen sabahları kimseye anlatamıyorsun.

-uyandığımda yeni bir gün doğuyor farkındasın değil mi? güneşle birlikte hüzün de gidiyor. ve keyif alıyorum yaşamaktan. senin şu meymenetsiz halin yüzünden hep o bitmeyen upuzun geceler. ne olurdu sanki biraz daha umursamaz olsan? her söylenen cümleyi, her acıyı en dibine kadar yaşamak için tekrar tekrar düşünmesen.

+ senin gibi yapayım yani, yok sayayım. bu eğlenceli, aaa bu çok komik, bu ne kadar da keyifli. hayatının yarısından çoğu hüzünlü. yadsıyarak yok edemiyorsun. yok saydığında sadece biraz daha ötelemiş oluyorsun ve sonrasında koskocaman dağlar ile yüzleşiyoruz, kendine gel.

- tamam hadi söyle. değiştiremeyeceğimiz, düzeltemeyeceğimiz ne var?

+ ellerinin arasından kayıp gitmesine izin verdiğin o yıldız mesela?

-...

+ susarsın tabii. ne oldu? acıdı değil mi? hani sana çok benziyordu. hani şu hayatta kendin gibi olan diğer yarını bulmuştun? sesi huzur veriyordu. gülüşü, gününü aydınlatıyordu. "seninle konuşacağımız, okuyacağımız , anlatacağımız sekizi yüz elli iki bin kilometre var." demiştin zeze'den alıntılayarak. ne oldu söyle? neden cesur değilsin? birazcık yürekli olsaydın, biraz hüzne dayanabilseydin şimdi bu konuşmayı yapmak lüzumunda bile olmayacaktık.

- anlamıyorsun. senin için baş etmek kolay. benim için değil. çıkmazlarla yüzleşemiyorum. bilinmezlik beni korkutuyor. yeni başlangıçlar da öyle. bilmediğim bir yerde, yaşamadığım bir yürekte yeniden başlayamam ki. alışık olduğum bir hayatım, bir düzenim var. yıllardır çabaladım bu dünyayı kurmak için. çok emek verdim. şimdi hepsini elimin tersi ile itemem ki. hem bunu istemiyorum da. üstelik sen inanmasan da gerçekliğine, mutluyum da. evet bazen yaşadıklarım, geçmişim ağır geliyor; yeni bir başlangıç yapmak istiyorum ama üzerine düşündüğümde diyorum ki hayır ben mutluyum. terazi eşit diyorum ya hep, aslında değil. mutluluğum, mutsuzluğuma üstün ki hala buradayım.

+ yani onu da unutarak öldüreceksin, o çok sevdiğin zeze gibi?

- hayır. ona bir söz verdim. unuttun mu? hatırlayarak yaşatacağız birbirimizi , demiştim. onu unutmuyorum. günüme gülerek devam etsem de senin kazanmana izin verip hüzünlensem de o, hep orada olacak. yüreğimin bir parçası onun. sadece hayatımda olmayacak.

+ anladım biz iflah olmayacağız. bu savaş hep devam edecek. senin zaferin güneşin, benimse karanlık. ama onu yüreğinde yaşatmayı düşündüğün her gün ben de burada olacağım unutma. çünkü o senin kaçmak istediğin tarafın ve yokluğu da hep acıtacak.

-acıtacak. acıtsın. eğer onu yaşatmanın bedeli senin güçlenmense de unutma ne kadar acısa da her gün yeniden güneş doğacak. uyandığımda yine bir gülümseme ilişecek yüzüme.
devamını gör...

kutsal oğlumuzun kutsal pipisi kesildiğinde dünyayı ayağa kaldırır, davullu zurnalı kutlama yaparız ama kızımız regl mi oldu? owww haram. kutlamak ne hem insanların bir özeli olmalı dimi? bu gerzek türk toplumu ikiyüzlülüğünden gına geldi bana. korkmayın bu kadar kadınlıktan ya. reglden rahatsız olan varsa mağarasında yaşamaya devam edebilir.
devamını gör...

değerli bir öneri cümlesi.
hayatınızın seyri biriktirdiğiniz insanlara göre değişir*.
devamını gör...

7 aralık 2020 günün ünlüsü yazarımız topuksuz 177 cm sena oldu.
instagram postumuz
devamını gör...

yaşa bakim görürsün karizmayı
devamını gör...

kadın olanları heteroseksüel erkekler tarafından fetişize ediliyor, çok can sıkıcı bir durum bu.
biseksüel olduğumu öğrenen görüştüğüm erkekler “ee ne zaman threesome” kafasına giriyor direkt. bir insanın birden fazla cinsiyetten hoşlanması neden seninle threesome yapmak istediği anlamına gelsin.
okcupid’de de profil kısmında biseksüel yazdığı için kaç kere “selam, biseksüelmişsin, hiç ikisiyle birden oldun mu” minvalinde mesaj aldığımı hatırlamıyorum. gidin fantezi dünyanızda ne hayal ediyorsanız edin ama karşılaştığınız biseksüel kadınlara fantezi dünyanıza göre davranmayı bırakın.
devamını gör...

çok muhafazakar ve baskıcı bir ailede yaşıyorum. açıkcası baksan kendileri de çok dindar değillerdir; namaz kılmaz, orucu bile zor tutarlar ama konu lafa gelince en müslüman onlar kesilirker. kimsenin diniyle bir sorunum yok fakat bu ailede doğduğum için yıllardan beri din baskısı görüyorum ve artık gerçekten çok sıkıldım. 12 yaşımdan beri kapanma baskısı görüyorum. aile zoruyla imamhatipe gönderildim. lisede de 450 puan almama rağmen 350 puanlık bir kız lisesine sırf "kız lisesi" olduğu için gönderildim. giyindiğim, konuştuğum, yaptığım her şey kontrol ediliyor. evde bile kolu kısa giyinince kızan bir babam var. ne kavgalar ettim evde bari rahat giyinim, izin verin diye. 18 yıldır aynı şehirde yaşıyorum, ama bıraksan kendi kendime dışarıya çıkıp hiçbir yere gidemem. otobüse bile ilk kez tek başıma geçen sene bindim. o kadar kontrolcüler ki her gittiğim yeri, konuştuğum arkadaşlarımı bile kontrol ediyorlar..
yahu arkadaş dizlerimde kireçlenme vardı, doktor ilaçlara rağmen ağrılarım geçmeyince yüzmeye git, sporla ilgilen demişti. ona bile sen yüzerken ne giyeceksin, sen otobüse binip yüzme kursuna nasıl gideceksin diye izin vermediler.
boğuluyorum artık. tek özgürlük alanım internet. daha onlara müslüman olmadığımı dahi söyleyemedim...
tek umudum üniversitede istediğim yeri kazanarak ailemden uzak bir yere yerleşmek..
umarım yapabilirim..
devamını gör...

çeşitli yerlerden gelen korsan kullanıcıların ele geçirdiğini iddia ettiği fotoğraf pozlarıdır. paylaşmama karşılığında toprak talep ediyorlar. ayrıca merak ettirendir. eyvah yandı ana vatan, kahrolsun dava mı dedirtir, yoksa dava yolunda gurur kaynağımız mı olur bilemiyoruz.

ama dedirteceğini kesin olarak bildiğimiz bir şey var.

(bkz: portakalı soydum yoldaş benjamin'e koydum)

uykuluyum fazla üstelemeyin.
devamını gör...

+baba allah aşkına hint dizisinden içim sıkıldı kapatalım.
-bak bak gopi evleniyor şimdi izle...

hint dizisi izleyen bir babanız varsa bu dünya bir cehennemdir.*
devamını gör...

o zamanlarda çok önemli ticaret yollarının kontrolü doğuda olduğu için pek umursamıyorlardı bence. o keşiflerin pek işe yaramayacağını, ipek ve baharat yolu gibi ticaret yollarının asla değerini kaybetmeyeceğini düşünüyorlardı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
4 adet büyük yıldız: kara kuvvetleri komutanlığının seviyesini,
bordo zemin üzerine ay yıldız: türk milletinin emrinde olunduğunu,
kılıç ve meşe yaprağı çelenk: kararlı ve güçlü kara kuvvetlerini,
atatürk silüeti: en büyük komutan olan atatürk'ün kocatepe'deki sembolünü,
defne yaprakları: "yurtta sulh cihanda sulh" ilkesini,
16 adet küçük yıldız: tarihte kurulmuş 16 türk devletini,
mö 209 yazısı: kara kuvvetlerinin kuruluş yılını yani mete han'ın tahta çıkışını temsil eder.
devamını gör...

merak eden smooth criminal şarkısında görebilir. yürüyüş şekli, kaleografisi, yere eğilip düşüyor gibi yapıp sonra dikey pozisyona dönmesi ve ardından dans gösterisine başlaması...
çok ikonik hareketler bunlar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim