mortgage krizi
bu krizle birlikte yaklaşık 30.000 çalışanı ve 700 milyar dolar civarı bir parayla tarihin en iyi batış senaryosunu da lehman brohters inc. yazmıştır.
buraya sonradan edit: özetleyeceğim diyorum ya, özetlemiyorum gibi aslında. okurken dirayetli olun çünkü çok uzun olmuş ben bile farketmedim yazarken. *
krizin özetini de şöyle anlatmak gerekirse; 80'lerde hükümet, tasarruf ve kredi şirketlerinden denetimi kaldırdı. bu, tasarruf sahiplerinin riskli yatırım yapabileceği anlamına gelir. ve bu denetimsizlik sebebiyle 90'lara doğru yüzlerce tasarruf ve kredi şirketi battı. ortalama 200 milyar dolar piyasada kayboldu.
wall street siyasete hükmetmeye başladı. 90'ların sonunda finans şirketleri devleşti ve clinton bu büyümeleri destekleyen isim oldu. 99'da hukuka aykırı bir birleşme yaşandı. citicorp ve travelers'in birleşip citigroup'u kurması glass-stragall yasasına aykırıydı. fakat summers ve rubin'in teklifiyle congress gramm-leach-bliley yasası çıkartıldı ve yasayla bu birleşme korundu. hem diğer yasayı hükümsüz kılıyor hem de başka birleşmelerin de yolunu açmasıyla tartışmalı bir yasaydı.
90'ların sonunda internet hisselerinde yine bir balon yaratıldı. 2001'de patlayan bu balonun maliyeti ise 5 trilyon dolarlık bir yatırım kaybına yol açtı. fakat bu tamamiyle denetimi sağlaması amacıyla kurulan borsa komisyonunun hatasıydı. 2001'de bush yönetiminde ise artık finans sektörü bir dünya gücüydü.
2000-2004 yılları arasında ev satışları 4 kat arttı. yaklaşık 6 yılda ev fiyatları 3 katına çıktı. 10 yılda 30 milyar dolar kredi verilirken bu miktarlar 10 yılda 600 milyar dolara kadar çıktı. merkez bankasının denetim özgürlüğü vardı fakat başkan greenspan herhangi bir denetim yapılmasını istemedi. sadece ev kredileri değil diğer krediler de patlamıştı.
american international group (abd sigorta devi) aracılığıyla bir sistem başlatıldı. mesela benim bir evim varsa sadece bir yere sigortalatabilirim. ama abd içerisinde dilediğiniz kadar sigorta şirketi ile anlaşıp hepsiyle anlaşmalar imzalayabiliyordunuz. ve evinizin yandığı bir senaryoda sadece bir sigorta şirketinden değil haliyle tüm sigorta şirketlerinden paranızı alabiliyordunuz. yani kişiler kısa vadede zenginleşmenin yolunu bulmuşlardı. buna da yozlaşmış ikramiye sistemi deniliyor.
2004 yılında fbi, mortgage için bir rapor yayınladı. sahtekarlıktır, şişirilmiş değerlendirmelerdir, üzerinde oynanmış belgelerdir, muddy's ve s&p çıkarları... hepsini ortaya koydu fakat kimse inanmak istemedi. american dream gerçekleşiyordu çünkü.
imf baş ekonomisti de aynı düzlemde bir makale yayımladı. ''finansal gelişme dünyayı daha riskli bir hale mi getirdi?'' raghuram rajan, 2005. bilinçli kişilerce aynı düzlemde uyarılar ve yayınlar devam etti.
merkez bankası balonu neden patlamalı? küresel ekonomist nouriel rounini, 2006.
allon sloan'ın 2007 yılında fortune ve the washington post'ta defalarca yayımlanan makaleleri... imf genel müdürü dominique strauss-khan, uyarılmaktan bıkmamıştı.
hedge fonu yöneticisi bill ackman, mayıs 2007 tarihinde ''çanta kimin elinde?'' isimli bir sunum yaptı. balonun nasıl patlayacağı, etkileri, öncesi ve sonrası anlatılıyordu. eksiksiz gerçekleşecekti hepsi.
fakat toplumu manipüle edenler de vardı her zaman olduğu gibi.*
2008 yılı başında charles morris, krizle ilgili kitabını basıma verdi. easy money, high rollers and the great credit crash. yine aynı yıl icra yoluyla ev satışları patladı. borçlarını ödeyemeyenler iflas etti. borçları geri ödenemediği için de borç verenler iflas etti.
kriz başladı. abd ve avrupa ilk etkilenenler oldu. sonra da tüm dünya. işsizlik arttı. enflasyon uçtu. işten çıkarmalar başladı. büyüme oranları yere çakıldı.
buraya sonradan edit: özetleyeceğim diyorum ya, özetlemiyorum gibi aslında. okurken dirayetli olun çünkü çok uzun olmuş ben bile farketmedim yazarken. *
krizin özetini de şöyle anlatmak gerekirse; 80'lerde hükümet, tasarruf ve kredi şirketlerinden denetimi kaldırdı. bu, tasarruf sahiplerinin riskli yatırım yapabileceği anlamına gelir. ve bu denetimsizlik sebebiyle 90'lara doğru yüzlerce tasarruf ve kredi şirketi battı. ortalama 200 milyar dolar piyasada kayboldu.
wall street siyasete hükmetmeye başladı. 90'ların sonunda finans şirketleri devleşti ve clinton bu büyümeleri destekleyen isim oldu. 99'da hukuka aykırı bir birleşme yaşandı. citicorp ve travelers'in birleşip citigroup'u kurması glass-stragall yasasına aykırıydı. fakat summers ve rubin'in teklifiyle congress gramm-leach-bliley yasası çıkartıldı ve yasayla bu birleşme korundu. hem diğer yasayı hükümsüz kılıyor hem de başka birleşmelerin de yolunu açmasıyla tartışmalı bir yasaydı.
90'ların sonunda internet hisselerinde yine bir balon yaratıldı. 2001'de patlayan bu balonun maliyeti ise 5 trilyon dolarlık bir yatırım kaybına yol açtı. fakat bu tamamiyle denetimi sağlaması amacıyla kurulan borsa komisyonunun hatasıydı. 2001'de bush yönetiminde ise artık finans sektörü bir dünya gücüydü.
2000-2004 yılları arasında ev satışları 4 kat arttı. yaklaşık 6 yılda ev fiyatları 3 katına çıktı. 10 yılda 30 milyar dolar kredi verilirken bu miktarlar 10 yılda 600 milyar dolara kadar çıktı. merkez bankasının denetim özgürlüğü vardı fakat başkan greenspan herhangi bir denetim yapılmasını istemedi. sadece ev kredileri değil diğer krediler de patlamıştı.
american international group (abd sigorta devi) aracılığıyla bir sistem başlatıldı. mesela benim bir evim varsa sadece bir yere sigortalatabilirim. ama abd içerisinde dilediğiniz kadar sigorta şirketi ile anlaşıp hepsiyle anlaşmalar imzalayabiliyordunuz. ve evinizin yandığı bir senaryoda sadece bir sigorta şirketinden değil haliyle tüm sigorta şirketlerinden paranızı alabiliyordunuz. yani kişiler kısa vadede zenginleşmenin yolunu bulmuşlardı. buna da yozlaşmış ikramiye sistemi deniliyor.
2004 yılında fbi, mortgage için bir rapor yayınladı. sahtekarlıktır, şişirilmiş değerlendirmelerdir, üzerinde oynanmış belgelerdir, muddy's ve s&p çıkarları... hepsini ortaya koydu fakat kimse inanmak istemedi. american dream gerçekleşiyordu çünkü.
imf baş ekonomisti de aynı düzlemde bir makale yayımladı. ''finansal gelişme dünyayı daha riskli bir hale mi getirdi?'' raghuram rajan, 2005. bilinçli kişilerce aynı düzlemde uyarılar ve yayınlar devam etti.
merkez bankası balonu neden patlamalı? küresel ekonomist nouriel rounini, 2006.
allon sloan'ın 2007 yılında fortune ve the washington post'ta defalarca yayımlanan makaleleri... imf genel müdürü dominique strauss-khan, uyarılmaktan bıkmamıştı.
hedge fonu yöneticisi bill ackman, mayıs 2007 tarihinde ''çanta kimin elinde?'' isimli bir sunum yaptı. balonun nasıl patlayacağı, etkileri, öncesi ve sonrası anlatılıyordu. eksiksiz gerçekleşecekti hepsi.
fakat toplumu manipüle edenler de vardı her zaman olduğu gibi.*
2008 yılı başında charles morris, krizle ilgili kitabını basıma verdi. easy money, high rollers and the great credit crash. yine aynı yıl icra yoluyla ev satışları patladı. borçlarını ödeyemeyenler iflas etti. borçları geri ödenemediği için de borç verenler iflas etti.
kriz başladı. abd ve avrupa ilk etkilenenler oldu. sonra da tüm dünya. işsizlik arttı. enflasyon uçtu. işten çıkarmalar başladı. büyüme oranları yere çakıldı.
devamını gör...
hsbc
(bkz: deli hikmet)'in 2004'te patlatılmasını sürekli hatırlattığı banka.
derin devlet içimizden geçti be reis!
derin devlet içimizden geçti be reis!
devamını gör...
yazarların en çok merak ettikleri gezegen
merakı bir yana koyuyorum şu maviliği daha yakından görmek isterdim doğrusu.
aynı zamanda yeni öğrendim burcumun da gezegeniymiş : neptün
resimag.com/p1/628df24ca505.jpeg
aynı zamanda yeni öğrendim burcumun da gezegeniymiş : neptün
resimag.com/p1/628df24ca505.jpeg
devamını gör...
dünyanın en muhteşem üçlüleri
3 4 5 üçgeni. kaybolduğunuz bir yolda karşınıza evinizin çıktığını düşünün. öyle bir şey.
devamını gör...
sava
pamukkale'de üretilen, satışı sadece sabancı grubu'na ait olan süpermarketlerde olan, şarap markası. makro'da ve carrefour'da bulabilirsiniz. f/p şarabıdır. uzunca okumak isterseniz şuradan.
devamını gör...
edirne'de 8 köpek yavrusunun diri diri yakılarak öldürülmesi
böyleleriyle aynı havayı solumaktan nefret ediyorum.bu canilerin beter olmasını diliyorum...
devamını gör...
30 mart 2021 askeri okullardan atatürk devrimleri bölümünün kaldırılması
yalnızca atatürk'ün adı ve icraatları silinmemiş, aynı zamanda birkaç önemli ifade* ve "cumhuriyetin temel nitelikleri"nin sıralandığı bölüm de kaldırılmış. ilgili bölüm türkiye cumhuriyeti'nin temel niteliklerini şöyle sıralıyormuş: "demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliği."
oysaki, 15 temmuz 2016 darbe girişimi konusunda, (atatürk'ün adı kullanılarak da olsa) bizzat atatürk'e ve ilke ve inkılaplarına karşı yapılan, askeri darbe niteliğiyle antidemokratik ve gerçekleştiren kesimin dünya görüşü dolayısıyla antilaik kimliği ayan beyan ortada olan bir girişimi bertaraf ettiğimiz için övünmüyor muyduk? ordunun içerisindeki bu ve bunlar gibi olası grupların devletimiz için en büyük iç tehdidi teşkil ettiğini anlamamız gerekmez miydi? ordunun siyasetten ve dinden bağımsız olması gerektiğini, zira içerisinde bulunabilecek mevzubahis iki kuruma sapkınlık derecesinde bağlı kişiler tarafından gücünün kötüye kullanılabileceğini düşünemez miydik?
olaya bu boyutuyla bakıldığında, işbu düzenleme kocaman bir ikiyüzlülükten başka bir şey değil. düşünen ve uygulamaya koyanları teker teker tebrik etmek gerek, zira herhâlde bu kadar akılsızca davranılabilirdi: "15 temmuz'u bütün benliğimizle lanetliyoruz ama yenilerini yapmak isteyenlere karşı kapıları ardına kadar açıyoruz."
ama yine de bütün bunlara şaşırmıyor, yadırgamıyorum. iktidar partisinin, başındaki zatın ve diğer mensuplarının atatürk'e karşı güttüğü aşağılık kompleksi de, yıllardır yürüttükleri asılsız kara propaganda, itibarsızlaştırma ve önemsizleştirme faaliyetleri de zaten bilindik şeyler. ben asıl daha birkaç yıl önceye kadar milliyetçiliğiyle, atatürkçülüğüyle ve cumhuriyetin temel değerlerine duyduğu saygıyla övünen milliyetçi hareket partisi ve başındaki bozkurt bozuntusunun tavrını çok merak ediyorum. acaba azcık bile olsa dövünüyorlar mıdır?
oysaki, 15 temmuz 2016 darbe girişimi konusunda, (atatürk'ün adı kullanılarak da olsa) bizzat atatürk'e ve ilke ve inkılaplarına karşı yapılan, askeri darbe niteliğiyle antidemokratik ve gerçekleştiren kesimin dünya görüşü dolayısıyla antilaik kimliği ayan beyan ortada olan bir girişimi bertaraf ettiğimiz için övünmüyor muyduk? ordunun içerisindeki bu ve bunlar gibi olası grupların devletimiz için en büyük iç tehdidi teşkil ettiğini anlamamız gerekmez miydi? ordunun siyasetten ve dinden bağımsız olması gerektiğini, zira içerisinde bulunabilecek mevzubahis iki kuruma sapkınlık derecesinde bağlı kişiler tarafından gücünün kötüye kullanılabileceğini düşünemez miydik?
olaya bu boyutuyla bakıldığında, işbu düzenleme kocaman bir ikiyüzlülükten başka bir şey değil. düşünen ve uygulamaya koyanları teker teker tebrik etmek gerek, zira herhâlde bu kadar akılsızca davranılabilirdi: "15 temmuz'u bütün benliğimizle lanetliyoruz ama yenilerini yapmak isteyenlere karşı kapıları ardına kadar açıyoruz."
ama yine de bütün bunlara şaşırmıyor, yadırgamıyorum. iktidar partisinin, başındaki zatın ve diğer mensuplarının atatürk'e karşı güttüğü aşağılık kompleksi de, yıllardır yürüttükleri asılsız kara propaganda, itibarsızlaştırma ve önemsizleştirme faaliyetleri de zaten bilindik şeyler. ben asıl daha birkaç yıl önceye kadar milliyetçiliğiyle, atatürkçülüğüyle ve cumhuriyetin temel değerlerine duyduğu saygıyla övünen milliyetçi hareket partisi ve başındaki bozkurt bozuntusunun tavrını çok merak ediyorum. acaba azcık bile olsa dövünüyorlar mıdır?
devamını gör...
sevgili bulunca kafa iznine çıkan yazar
ayol sevgilisi dururken normal sözlük’ü ne yapsın? ben olsam ben de kafa iznine çıkar manitamla günümü gün ederdim. bence üstüne gidilmemesi gereken yazardır, kendisini koruma altına alıyorum an itibariyle. desteğim sizlerle canlarım. gidin manitanızla vakit geçirin. *
devamını gör...
nottingham forest
ingiltere liginin kurucu ekiplerinden birisidir. tabiri caizse geçmişin efendisidir. kulüp kurulduğu ilk zamanlarda bugün hepimizin yakından tanıdığı arsenal ve liverpool gibi takımlara babalık yapmıştır. giyecek forma dahi bulamayan rakiplerine formalar göndermiş, bulunduğu bölgenin şanına yakışır şekilde robin hood'luğa soyunmuştur. her iki takımın forma rengi de bu yüzden kırmızı beyazdır. babaları forest'a saygıda kusur etmemişler, gereken saygıyı göstermişlerdir. nottingham forest ismini sherwood ormanları'ndan alır. o yüzden takımın maskotu da, robin hood'dur.
maskot kardeşi şuraya iliştirelim;

ezeli rakipleri notts county ve derby county takımlarıdır. ancak bu rekabetlerde forest başarı ve tanınırlık anlamında açık ara öndedir. kaderin cilvesine bakınız ki; forest efsanesi brian clough ile başlar. clough ise derby'nin eski hocasıdır ve onlarla lig şampiyonluğu kazanmıştır. clough'un gelişi ile birlikte robin hood ayağa kalkar ve zenginden alıp, fakire vermeye yeniden başlar. öyle böyle bir başarı hikayesi değildir bu. tabiri caizse forest kasırga gibi eser ingiltere'de. herkesin yanağından makas alır. 1977-1978 yılları arasında 42 maçlık yenilmezlik serisi yakalar. bu tarihi başarıyı ancak 2002-2003 yıllları arasında, zamanında babalık yaptığı arsenal tekrarlayabilecektir. ama işin üzücü kısmı şu ki; diğer evlat hain çıkmıştır ve forest'ın bu serisi liverpool tarafından bozulmuştur.* forest kasırgası ingiltere ile sınırlı kalmaz. bugün, adı şampiyonlar ligi olan kupa 1'ide kazanırlar. hem de üst üste iki sene bu başarıyı tekrar ederek tüm avrupa'ya nanik yaparlar.
o robin hood parçalarını da şuraya iliştirelim;

bakın orada peter shilton var. adam 47 yaşında futbolu bıraktı. viv anderson var, bu adam ırkçılığı büküp, ingiliz milli takımına çağrılan ilk çikolata renkli futbolcu olmuştu. o kadroda daha kimler yoktu ki, futbolla ilgilenen herkesin kulak aşinalığı bulunan adamlar bunlar; orta sahanın maestrosu martin o'neill, forvette trevor francis gibi bir leblebici, kanatta uçanı kaçanı yakalayan adam john robertson. orta saha sigorta acentesi üyeleri archie gemmill ve kenny burns...
ve tabi pis pis sırıtan büyük hocamız brian clough! tabi onun adını zikredince yardımcısı peter taylor'ın adını zikretmezsek olmaz. çünkü clough demek peter taylor demektir. efsaneyi kafa kafaya verip yaratan bu ikilidir. heykeli dikilecek adamlardır ki, zaten heykelleri dikilmiştir! ama orada da enteresan bir durum oluşmuştur. heykellerini derby county dikmiştir *
efsane ikilinin meşhur fotoğrafını da şöyle iliştirelim.

the city ground stadı'dan gelen sese kulak verelim;
far have we travelled
and much have we seen
goodison, anfield are places we've been
maine road, old trafford still echo to the sounds
of the boys in the red shirts from city ground
city ground,
oh mist rolling in from the trent
my desire is always to be there
on city ground...
we are the best; nottingham forest! kırmızı formalı çocukların sesleri, yeniden premier ligde yankılanacak! mekanın sahibinin hasretle mekanını geri almasını bekliyoruz...
maskot kardeşi şuraya iliştirelim;

ezeli rakipleri notts county ve derby county takımlarıdır. ancak bu rekabetlerde forest başarı ve tanınırlık anlamında açık ara öndedir. kaderin cilvesine bakınız ki; forest efsanesi brian clough ile başlar. clough ise derby'nin eski hocasıdır ve onlarla lig şampiyonluğu kazanmıştır. clough'un gelişi ile birlikte robin hood ayağa kalkar ve zenginden alıp, fakire vermeye yeniden başlar. öyle böyle bir başarı hikayesi değildir bu. tabiri caizse forest kasırga gibi eser ingiltere'de. herkesin yanağından makas alır. 1977-1978 yılları arasında 42 maçlık yenilmezlik serisi yakalar. bu tarihi başarıyı ancak 2002-2003 yıllları arasında, zamanında babalık yaptığı arsenal tekrarlayabilecektir. ama işin üzücü kısmı şu ki; diğer evlat hain çıkmıştır ve forest'ın bu serisi liverpool tarafından bozulmuştur.* forest kasırgası ingiltere ile sınırlı kalmaz. bugün, adı şampiyonlar ligi olan kupa 1'ide kazanırlar. hem de üst üste iki sene bu başarıyı tekrar ederek tüm avrupa'ya nanik yaparlar.
o robin hood parçalarını da şuraya iliştirelim;

bakın orada peter shilton var. adam 47 yaşında futbolu bıraktı. viv anderson var, bu adam ırkçılığı büküp, ingiliz milli takımına çağrılan ilk çikolata renkli futbolcu olmuştu. o kadroda daha kimler yoktu ki, futbolla ilgilenen herkesin kulak aşinalığı bulunan adamlar bunlar; orta sahanın maestrosu martin o'neill, forvette trevor francis gibi bir leblebici, kanatta uçanı kaçanı yakalayan adam john robertson. orta saha sigorta acentesi üyeleri archie gemmill ve kenny burns...
ve tabi pis pis sırıtan büyük hocamız brian clough! tabi onun adını zikredince yardımcısı peter taylor'ın adını zikretmezsek olmaz. çünkü clough demek peter taylor demektir. efsaneyi kafa kafaya verip yaratan bu ikilidir. heykeli dikilecek adamlardır ki, zaten heykelleri dikilmiştir! ama orada da enteresan bir durum oluşmuştur. heykellerini derby county dikmiştir *
efsane ikilinin meşhur fotoğrafını da şöyle iliştirelim.

the city ground stadı'dan gelen sese kulak verelim;
far have we travelled
and much have we seen
goodison, anfield are places we've been
maine road, old trafford still echo to the sounds
of the boys in the red shirts from city ground
city ground,
oh mist rolling in from the trent
my desire is always to be there
on city ground...
we are the best; nottingham forest! kırmızı formalı çocukların sesleri, yeniden premier ligde yankılanacak! mekanın sahibinin hasretle mekanını geri almasını bekliyoruz...
devamını gör...
atatürk'ün en sevilen sözü
bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
tanım : atatürk'ün en sevdiğimiz sözlerini paylaştığımız başlık.
tanım : atatürk'ün en sevdiğimiz sözlerini paylaştığımız başlık.
devamını gör...
elminster the wise
anket ve forum başlıklarından uzak duran, bilgi içeren başlıkların canavarı, anladığım kadarıyla müzik zevkimizinde uyuştuğu yazar, klavyen keskin olsun, takipteyim dikkat et:)))
devamını gör...
bıhtım yav
bıkmayan biri var mı şuan tatil beldelerinden yazanlar hariç
devamını gör...
nazlı ılıcak
her dönemin kadını olarak gemisini yüzdürme konusunda ustaydı, mehmet barlas ile aynı kalibre bunlar, ta ki siyasal islam ile tanışana dek, ters rüzgara yakalanınca gemisi karaya oturdu.
devamını gör...
yaprak sarma fan kılap
oyladıkça aklıma sarmalar dolmalar geliyor.
bu kılapa dahil olmak istiyorum ancak benim için olmazsa olmaz olan beyaz lahana sarmasına da hak ettiği değer veriliyor mu?
bu kılapa dahil olmak istiyorum ancak benim için olmazsa olmaz olan beyaz lahana sarmasına da hak ettiği değer veriliyor mu?
devamını gör...
yağmurda gözlük takmak
gözlüğü güneşli günlerde taktığında bile önünü göremeyen biri olarak, yağmurlu günlerde takıp, yönünü bulanlara imreniyorum. bence gözlük takmak bir sanattır, herkes icra edemez.
devamını gör...
bir evin huzurlu olduğunu gösteren detay
her akşam çay demlenip ailecek içilmesi.
devamını gör...
para kazanılan en saçma eylem
letgo da çorabımın tekini sattım. makara olsun diye koydum, birisi teklif yaptı baya buluştuk elemanla parayı verdi çorabı aldı.
ne yapacaksın bunu diye sormadım korktum.
ne yapacaksın bunu diye sormadım korktum.
devamını gör...


