absürt diyaloglara sebep olabilir.

+normalde yazarım.
-normal değilken ne yaparsın peki?
+yazamam.
(iç ses: ne dedim lan ben?!)
devamını gör...

komşudan gelen börek tabağı gibidir. boş göndermek olmaz illa ki bir şeyler koymak gerekir içine.
devamını gör...

malabadi köprüsü’nün ismiyle ilgili bir efsane anlatılır:

mervaniler döneminden kalan malabadi, ismini sevdiği kız suda boğulunca, köprüyü yapan bad’dan alır. bad, nehrin karşı kıyısında yaşayan bir kıza âşıktır. nehrin üzerinde köprü yoktur, bad sevdiği kıza ulaşamaz. her ikisi sadece nehrin kıyısından karşı karşıya konuşurlar. kız bir gün, bad’ın yanına gitmeye çalışır fakat daha karşı tarafa ulaşamadan suya kapılır. genç bad, tüm aramalarına rağmen, sevdiği kızı bulamaz. 

bad, o dönem silvan bey'i meya farqin’in yanına gider ve “sevdiğim kız yanıma gelmeye çalışırken suya kapılıp boğuldu. gelin burada bir köprü yapalım, insanlar rahatça geçebilsinler, sevdiklerine kavuşabilsinler ”der. silvan beyi'nin adamları köprüyü yarıya kadar yapar ancak köprünün kemer açıklığı istanbul’daki ayasofya camisi’nin kubbesinden daha büyük olur. bad’ı yanına çağıran bey, köprünün kalan yarısını yapıp yapamayacağını sorar. yapabileceğini söyleyen bad, beye şu şartı koşar; “köprünün kalan yarısını tamamlarsam, senin sağ elini bilek hizasından keseceğim.” aynı şekilde silvan bey'i de bad’a köprüyü tamamlayamazsa sağ kolunu keseceğini söyler. her ikisi şartları kabul eder ve bad köprünün kalan yarısını yapmak için kolları sıvar. bad köprünün kalan yarısını tamamlar ve beyin sağ kolunu bilekten keser. daha sonra köprüye, kürtçe ‘mal’ (ev) ve bad ismini birleştirerek ‘malabadi’ adı verildiği rivayet edilir.
devamını gör...

benim, her hangi bir şey yerken su içerim , başka birşey içmem, çayı yemeklerden yarım saat, bir saat sonra içiyorum, kahvaltı dahil.
devamını gör...

intikam, kibir, ahlak ve güç zehirlenmesi gibi kavramları hem açıklık hem de üstü kapalılıkla çok etkileyici şekilde anlatan bir lars von trier filmi.

karamazov kardeşler eserinde ne demiş fyodor mihayloviç dostoyevski: "satanas sum et nihil humanum a me alienum puto." yani, "ben şeytanım ve insana ait hiçbir şeyi kendime yabancı bulmuyorum." bu filmde de bunu çok güzel gösteriyor bize von trier. filmde oyunculuklar o kadar harika ki, filmin 3 saat boyunca sadece kapalı küçük bir alanda çekilmesini hiç umursamıyorsunuz. hatta, mekan kavramına önem verilmemesi, oyunculukları daha da ön plana taşımış sanki. ne diyebiliriz, tüm dünya bir sahnedir aslında...

sevgili okuyucular! insana yalnızca insan eziyet ediyor. insanın şeytanı yine bir insandır.

hele hele, filmde şöyle bir cümle geçiyor ki beni alnımdan vurulmuşa döndürdü. buyrunuz;


"kimsenin, hiç kimsenin senin yüksek ahlaki değerlerine erişemeyeceginden o kadar eminsin ki herkesi bağışlıyorsun. bundan daha kibir dolu bir davranış olamaz. sevgili kızım başkalarını affetmek için bulduğun bahaneleri kendin için asla kullanamazsın."

devamını gör...

(bkz: tripofobi)
devamını gör...

herhangi bir iş, uğraş, sanat, zanaat alanlarında uzmanlaşmak ya da ustalaşmak olarak örneklenedirilebilecek şeylerdir.

örneğin bir pide ustasının hamur açışı, marangozun ahşap işlemesi, modacının eskiz çizimleri, berberin makas sallaması, oyuncuların sahne performansları, davulcunun atakları vs dışardan göze, kulağa önce iyi, sonra da "aaa ben bunu yaparım yaa!" fikri ile oldukça kolay gözükür, gözükebilir.

ta ki bu veya buna benzer bir ortamda/okulda, ilgili hoca/usta yanında ilgili işi öğrenmeye adım atana dek.
devamını gör...

sırf safinaz gibi bir eseri yaptığı ve bu ülkenin sorunlarını bir nebze olsun dile getirebildiği için bile saygıyı hak eden sanatçı.
şarkı bugünden bakıldığında biraz cinsiyetçi kalıyor fakat hala o niyaziler, asiyeler, kasımlar ve safinazlar bu ülkenin biryerlerinde varken maalesef ki anlamını yitirmemiştir.
bence şarkıcılığı ülkedeki şu ana kadarki en iyilerinden birisidir. ses tonu çok güzeldir fakat şarkıları yorumlayışı daha da güzeldir.

safinaz'ın yayınlandığı edirdehan (edirne-ardahan) albümünün kapağında bulunan safinaz şarkısına atfen yazılan yazı;
bacılarım, kardeşler, halkımız. bu uzunçalara sizlerden birinin adını verdim, kızmayın. siz ve sizin gibileri hep gördüm, halâ da görmekteyim… bazen bir diskotekte yarınsız, ya da bir arka sokağında bir büyük kentin. tek ortak yanları vardı, yarınsız olmaları… şimdilik…"
devamını gör...

hiç inandırıcı gelmeyen ösym mottosu.
bizim o yalanlara karnımız tok, eyy ösym. bari bir şeker ver de ağzımız tatlansın. *
devamını gör...

“hata işlemek ve bunu düzeltmek için çaba harcamaktan kaçınmak, asıl yanlış davranış budur. yanlış bir iş yapmışsan, onu düzeltmekten hiçbir zaman utanmamalısın.”
elias canetti.
devamını gör...

küfür,ilk kimin aklına geldi de dillere pelesenk oldu bu söz?
devamını gör...

harika bir duygudur diye katılmak istediğim başlık.
en güzel his ise her ülkede çalacak bir kapının olduğunu bilmek diye düşünüyorum,gitmeyecek olsan bile.
farklı milletin insanlarının kendilerine özgü kültürlerini harmanlayarak kendini geliştirmek,değiştirmek mükemmel bir his.
yurt dışına gidemiyorum nasıl yapayım demeyin. couchsurfing gibi uygulamaları kullanarak insanlarla tanışıp kalıcı dostluklar kurabilirsiniz.
devamını gör...

özellikle yeni tanışılan birisine direkt/hemen 10 verilmesi ve sonra -tanımaya başladıkça- puan kırılması ile başa gelmesi muhtemel durum, eylem.

halbuki her şey "sıfır"dan başlar, başlamalıdır.
devamını gör...

banka hesabımdaki parayı.
devamını gör...

gece sarilip uyuyacagim. malum havalar sogudu.
devamını gör...

50 bin yıl önce neandertal akrabalarımızı ortadan kaldırdık, 12 bin yıl önce yerleşik hayat ve tarıma başladık. daha 2 bin yıl önce tanrıların aramızda yaşadığına inanıyorduk. köleliği 70 yıl önce dünyadan kaldırabildik - o da doğruysa eğer-. bugün yüksek bilinç seviyemiz ile bu dünyanın bizim için yaratıldığını söyleyen dinsel doktrinleri reddeden rasyonel kafalar dahi türümüzün bulunduğu nokta ile gurur duyuror. kendi varlığımızı tanımlamayı başardık, artık maddeyi ve ötesini araştırıyoruz.

tüm bu bilişsel faaliyetlerimizden öğrendiğimiz birkaç gerçeğe bakalım: dinazorlar dünyayı 160 milyon yıl yönettti ve yok oldular. bu insan türünün neredeyse var olma süresinden bile uzun. bizim kendi zihinsel kabiliyetlerimize olan hayranlığımız muhtemelen türümüzün sonu olacak. ve inanıyorum ki bizden sonra gelecek olan akıllı tür kendine hominid tarzı bir isim verip tarihi araştırırken bulduğu arkeolojik bulgular ile bize gülecek ancak aynı sondan kendini kurtaramayacak.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sonbahar
devamını gör...

henüz anne olmadım nasıl bir his olduğunu bilmiyorum. elbette ki özel bir histir ama ben kutsallaştırılmasını doğru bulmuyorum. çünkü bu şekilde davranarak doğal sebeplerle ya da kendi isteği doğrultusunda çocuk sahibi olmayan kadınların kendini eksik hissetmesine yol açılıyor. daha geçen gün bir kadının beren saat'in fotoğrafının altına "hala çocuğu olmadı mı? eksik kadın" yazdığını gördüm.
devamını gör...

zoraki olmayacak tek şey.
devamını gör...

öğretmenlerin genelde erkek öğrencileri için kullandığı tabir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim