mustafa kemal atatürk, kadının hak ettiğini türk kadınına vermiştir.
devamını gör...

4 ağustos 2020 tarihinde amonyum nitrat patlaması sonucu büyük bir yıkım yaşayan lübnan'ın başkenti.
devamını gör...

peygamberimizin "ilim çin'de olsa, gidip alınız" (uzaklık kastediliyor) hadisini bilmeyen yazarın ironisi.
devamını gör...

öyle bir kırılma noktası ki... önce tüm hisleri yaşamak, kabullenmek. sonra kendini aramak. bir buhrandan tek başına çıkmak, öğrenmiş kendini bulmuş olarak.
devamını gör...

herhangi bir meyvenin çekirdiğini yanlışlıkla yuttuğumda içimde büyüyüp filizlenecek sanırdım. kulağımdan, ağzımdan, burnumdan fışkıracak olan dallarla hayatın çok zor olacağını düşünüp korkardım. *
devamını gör...

hiçlik

deli bir rüzgara kapıldı hisler;

acı, sarp kayalıklara çarptı kendini,
şehvet, büyük günahlar işledi,
öfke, karşısına çıkan herşeyi ezdi,
ve aşk, tutkulu bir güzeli sevdi...

hüzün, yağmura karışıp kendini temizledi,
zafer, gülücüklerin ardına gizlendi,
korku, umudu yok etmeyi seçti,
umut zaten düşlerde intihar etmişti .

ve sonra hepsi silindi...

hiçlik kaldı bir tek,
o da kendine bile yetemedi...
devamını gör...

edebiyattaki ya da filmlerdeki kahraman öykülerinin geneli belirli bir yapıda inşa edilmiştir. sıklıkla kullanılan bu model kahramanın yolculuğu olarak adlandırılır. joseph campbell tarafından geliştirilmiştir. örneğin bu modeli harry potter üzerinden ele alalalım.

1.sıradan dünya: macera başlamadan önce kahramanın hayatına dair bilgiler yer alır.
"harry ona kötü davranan akrabalarının evinde yaşamakta olan tatlış bir çocuk"

2.maceraya çağrı: kahraman, serüvenine başlamasına neden olan bir şeyle karşı karşıya kalır ya da bir davet alır. bu, üstesinden gelmesi gereken bir sorun ya da meydan okuma olabilir.
"harry'e hogwards'tan mektup gelir."

3.çağrının reddi: kahraman, ilk başta korktuğu ya da konfor alanından çıkmak istemediği için macerayı reddeder.
"akrabaları mektupları ondan saklayarak harry'i engellemeye çalışırlar."

4.mentor ile tanışma: kahraman, ona tavsiyede bulunabilecek ve yolculuğunda ona yardımcı olabilecek bir rehberle karşılaşır.
"11. yaş gününde hagrid ile tanışır."

5.ilk eşiği geçiş: kahraman, sıradan dünyasını terk eder ve maceraya atılmak için ilk eşiği geçer.
"9 3/4 peronundan trenine biner"

6.müttefikler, düşmanlar: kahraman dostlar edinir, düşmanlarla yüz yüze gelir.
"ron ve hermonie gibi yakın arkadaşlar edinirken malfoy ve voldemort gibi düşmanları olur."

7.mağaranın derinliklerine yaklaşmak: kahraman, yeni dünyanın en tehlikeli yerine yaklaşmaktadır. bu, kahramanın baş düşmanının olduğu bir mağara olarak metaforize edilebilir.
"harry, ron ve hermonie voldemort ile karşılaşmak üzere hazırlıklarını yaparlar."

8.çile: bu aşama, kahramanın en dip yaptığı, ölümle burun buruna geldiği andır. film sahnelerinde karakterin öldüğü düşünülen bölümüdür. kahraman ölümün kıyısına gelme deneyimi yaşayıp yeniden ayağa kalkacaktır.
"harry, voldemort ile ilk defa ile karşı karşıya gelir."

9.ödül: ölümden kurtulduktan sonra, kahraman ödülünü kazanır veya amacına ulaşır.
"ölümden kurtulup okula geri dönerler. bu arada voldemort ile ilgili bir çok bilgiye ulaşmışlardır."

10.dönüş yolu: ödülüne kavuşan kahraman, hala yeni dünyanın sınırlarındadır ve sınavlar ve tehlikeler devam etmektedir. bu aşamada kahraman evine dönüş yoluna girer, ancak düşmanları peşine düşebilir.
"voldemort'u yenmek için büyüler öğrenip planlar kurarlar."

11.diriliş: kahraman, sıradan dünyasına dönmeden önce, çile aşamasındaki gibi ikinci kez ölümle yüzleşir. (metaforik) ardından yeniden dirilir. yani bu bölümde kahraman son sınavını vererek, öğrendiği her şeyi kullanması gereken son bir testle karşı karşıya kalır. bu düşüşten yeni bilgiler kazanarak ayrılır.
"harry voldemort ile karşılaşmasında bu defa başarılı olur."

12.iksirle dönüş: kahraman, sıradan dünyasına, olağanüstü dünyadan getirdiği bir iksir, bir hazine, bilgi, deneyim ya da hikayeyle dönmektedir. sıradan bir karakter olarak çıktığı bu yolculuğunu, bir kahraman olarak bitirmiştir.
"eve dönüş öncesi okulda kutlamalar olur ve dönem bittiğinde treniyle evine döner."
devamını gör...

şimdi size kesitten önce bir masal anlatacağım.
bir zamanlar bir sözlük varmış. büyümesi inanılmaz hızlı olmuş ve sürüyle limon hasatı yapılmıştır. çok fazla limon hasatının bakımı haliyle zor olmuş ve çürük limonlar ortaya çıkmaya başlamıştır. çürük limonların kronik rahatsızlıkları varmış. bu rahatsızlığın adı toksik. nedir bu toksiklik peki.
sürekli nefret kusan, daima olumsuz olan, kendi dışında diğer kişileri de dibe çekenlerdir.
bu çürük limonlar eskiden sorun çıkartmayacak kadar azınlıktaydı. çürük limonlar diğer sağlam limonlara bu hastalığı bulaştırmaya başlamış ve bu tarlada çürükleri görmemek imkansız olmuştur. inanılmaz bir toksik kitlesi oluşmuş ve önüne çıkan her başlığı ezerek yok etmişlerdir. bu durum artık kontrol edilecek durumda değildir. sonuçta çürük hasatlar için koca bir tarlayı feda edecek değillerdi.
—————————————————————-——
hikayemiz bittiğine göre şimdi kesit vakti. klavyelerinizi bırakın, arkanıza yaslanın, yorumlarınızı ihmal etmeyin. iyi seyirler.
buradan izleyebilirsiniz
devamını gör...

#291033 artık gece 03:30 sularında üstüne bı soğuk su içer. trollerin kralı lucifer.
devamını gör...

“paris, toprağın altından çıkardığı tuhaf şeye baktı… gülümsedi.
ismini troya savaşı’nın ünlü prensinden almıştı. komik olan ise, onu bugün buraya; bir antik kentin güneyinde yer alan bir roma tapınağının üzerine
inşa edilen, büyük kısmı yerle bir olmuş kiliseye getiren, ona ilham veren kişi, onun derslerine giren arkeoloji profesörü hector’du… burada aradığı şey ise,
ilyada’da söz edilen, kaybolan troyalı askerlerden bile daha ünlü bir mitti…kutsal kase.”

kayıp efsaneler serimizin ilk yazısında elbette kutsal kase var.
son zamanlarda herkes kutsal kase efsanesini az çok duymuş durumda. bunun nedenlerinden birisi, elbette ki sanat tarihçisi eşi sayesinde bizlere louvre’da koşma imkanı sunan dan brown ve ona ilham veren umberto eco ve onun sıra dışı kitabı foucault sarkacı.

kutsal kase, teoloji profesörleri tarafından oldukça tartışılan bir konu. kutsal kase’nin nerede olduğundan tutun, kutsal kase’nin ne olduğuna dair çok fazla görüş söz konusu. gelin hep birlikte, kutsal kase’nin herkes tarafından bilinen efsanesini önce dile getirelim, sonrasında ise ikonografik anlamından söz edelim.

kutsal kase, isa’nın son akşam yemeğinde kullandığı ve mucizevi güçler bahşettiğine inanılan bir kap. bu kabın, aslında bu kadar efsanevi olmasının kaynağının, sadece isa’nın son akşam yemeği olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. bu kadar efsane olmasının asıl nedeni aslında aramatyalı yusuf’un, isa çarmıha gerildikten sonra, isa’nın kanını bu kaseye akıtması…
isa’nın kanıyla sulanan bu kasenin tarihi, isa dirilip 40. günün sonunda göğe yükseldikten sonra tuhaf bir biçimde kaybolması ile başlıyor.

“kutsal kase, aslında başka bir kültürün getirisi olabilir mi?”
kelt mitolojisinde ölüleri dirilten taslar, kazanlar çokça görülür. bu şekilde, aklımıza isa’nın kanı akıtıldıktan üç gün sonra dirilmesi hadisesi geliyor. isa doğmadan yüzlerce yıl öncesinin popüler olan efsanelerinden biri haline gelmiş bu kelt kültleri, birçok teoloji profesörü tarafından kutsal kase’nin bir prototipi olarak ele alınıyor.

“ikonografi, kelime oyunlarını sever.”
sangreal, yani kutsal kasenin, son zamanlarda popüler olma sebeplerinden biri de, bahsettiğim gibi bir dan brown kitabı ve onun öncüsü eco’nun şaheseri idi. sangreal kelimesinde bir kelime oyunu gizli olabilir mi? yoksa sangreal, içine kan akıtılan bir tastan daha fazlası mı? bunu etimolojik olarak ele alma vakti geldi!
sang real, eski fransızcada “asil kan” anlamına gelen kelimeleri içeriyor. asil kan anlamına gelen bu kelimeler, kutsal kase’nin aklımıza bir başka ismi olan graal’i de birlikte getirmekte. gradalis, orta çağ latincesinde “geniş ağızlı veya kenarları alçak kap” anlamına gelmekle birlikte, bir nevi o dönemin sokak ağzı olarak nitelendirir isek, gradalis kelimesi kadın üreme organını da temsil etmekteydi.

gradalis, graal kelimesinin kökeni olduğuna göre, yoksa graal, yani kutsal kase, bir kadını mı temsil ediyordu? işte burada sang real ortaya çıkıp tekrar
kendisini gösteriyor. asil kan anlamına gelen bu sözcük, belki de isa’nın kanı, yani isa’nın kendi çocuklarını taşıyan bir kadın olabilir miydi?

“isa’nın bir çocuğu var ise, bu çocukların annesi kim?!”

ilk inciller yunanca yazılmışlardı ve o dönem yunanca, çok fazla eş anlamlar taşıyan kelimelere sahipti. bir kelime oyunu yapmaya güzel ortam sağlamakla birlikte, birçok şeyi de gizlemek için idealdi. ilk incillere baktığımızda, kayıp olduğu iddia edilen ve kabul edilen 4 incil, yani kanonik inciller dışında, kabul edilmeyen inciller olarak adlandırdığımız apokrif incillerde, fazlası ile bir kadından söz edildiği de birçok roma kaynağında yer almaktaydı.
bu kadın, bir fahişe iken, isa’nın ayaklarına kapanıp tövbe dileyen ve oradan isa’nın yakınında yerini alan, isa’nın dirildikten sonra ilk göründüğü kadın olan mecdelli meryem elbette.

bu kısım, teolojik konuda büyük sarsıntılar yaratmak ile birlikte, son zamanlarda adeta islam — hristiyan teolojisi hakkında da derin rekabete yol açmış durumda.
katolik inancın kesinlikle reddettiği bu efsane, insanın aklına soru işaretleri getiriyor.
niçin katolik inancına ters düşüyor bu mecdelli meryem ve isa’nın aşkı? aslında cevap çok basit. isa, eğer bir çocuk sahibi olacak, bir kadına aşık olacak, sevecek ve sevişecek biri ise, onun tanrısallığı ne yazık ki sorgulanır hale gelecektir. rekabet kısmına gelir isek, tahran üniversitesindeki öğrencilere da vinci şifresi okumak zorunlu hale getirildi…
ama ne var ki, bu kadın aslında bugünün hristiyan inancının, petrus ve pavlus kadar devamını sağlayan bir kadındı. isa’yı dirilmiş halde gören bu kadının ağzından dökülen “isa ölmedi!” haykırışları, bugünün kabul gören incillerinin en önemli kısımları olarak sayılabilir.

“kanonik incillerde fahişe mecdelli metinleri, ortodoks kiliselerindeki mecdelli freskleri…”
yunanca yazılmış apokrif incillerde, mecdelli meryem’in oldukça asil, herkes tarafından bilinir şekilde isa’nın eşi olduğu ve havarilerin,

“yalnızca onu dudağından öperdi” dedikleri kısımlar gözümüze çarpıyor... ama kanonik incillere baktığımızda, mecdelli’yi bir itibarsızlaştırma ve aşık olmayacak kadar insanı duygularından arınmış bir isa karşımıza çıkması ise insanı hayrete düşürür biçimde.

ıslak duvar sıvası üzerine toprak boyayla yapılan resim anlamına gelen freskler, bugün ortodoks kültürünün büyük kısmını kapsamaktadır. katolik fresklerinde mecdelli neredeyse yok denecek kadar az iken, ortodoks freskleri ve ikonalarında bol miktarda gözümüze çarpmakta. katolik fresklerinde tövbe eden bir fahişe rolünde iken, ortodoks fresklerinde gayet asil ve isa’nın yanında yer alan bir dost gibi duran mecdelli’nin önemini, ortodoks inancı, yazılan ilk incillerin yunanca olması yüzünden kavramış olabilir mi?
yüzlerce makale yazılacak bir konuya açılan bu kapı, insanın aklına binlerce cevapsız soruyu da birlikte getiriyor.

bu durumda, isa’nın kanının aktığı bu kasenin bir kadın olması ve bugün isa’nın soyunun belki de aramızda hala dolaşıyor olması, kutsal kase kadar efsane gözükse de neden olmasın diyeceğimiz bir efsane halini almış durumda.

“kutsal kase aslında tapınak şövalyeleri sayesinde vatikan’da saklanıyor olabilir mi?”
gelelim tapınak şövalyelerine. hristiyan efsaneleri arasında en az kutsal kase kadar etkili olan bu korkusuz, haçlı seferlerinin en önemli insan topluluğunun, belki de doğrudan kutsal kase ile bir bağlantıları vardı. o korkunç 13. cuma’ya, yani 13 ekim 1307 gününe gider isek, tapınak şövalyelerine, papalık tarafından büyük çaplı bir darbe yapıldığını hatırlayacağız.
hepsinin yakalanması ve öldürülmeye başlamasıyla ilerleyen sürecin nedenleri, haç’a tükürmek, saygısızlık etmek, bafomet isminde bir pagan tanrısına tapınmak ve eşcinsellik gibi suçlar atfedilmesi idi. ama belki de bunların arkasında çok farklı bir neden vardı…
haçlı seferleri sırasında, kudüs’e giden hacıları korumakla yükümlü dokuz fakir şövalye ile başlayan bu macera, daha sonra binlere ulaşmış ve korkunç derecede, bir anda gelen bir zenginlikle devam etmişti. onları zengin eden şeyin ne olduğunu binlerce sebeple açıklayabiliriz, ama hiçbiri papalığın onlara duyduğu aşırı saygının nedenini açıklamaya yetmiyor. ödü kopan papa, krallar ve daha nicesinin korkmasının nedeni, kudüs’te, süleyman mabedinde buldukları bir şey olabilir mi? bir anda güç kazanan bu topluluğa
gücünü veren şey, mucizevi güçleri olan, isa’nın kanıyla dolmuş kutsal kase olabilir miydi?

eco, foucault sarkacı kitabında tam da bundan bahsetmiş! kutsal kase sayesinde güce erişen tapınak şövalyeleri, artık krallardan ve hatta papa’dan bile üstün bir mevkiye gelmişlerdi. bugünün modern bankacılığının temelini başlatmış bu topluluk, para ve şöhret içinde yüzerken, belki de papa, onların elindeki gücü kazanmak adına onların yakalanıp öldürülmesi ve ellerindeki o büyük hazinenin ele geçirilmesini istemişti.

burada iki farklı teori mevcut. biri, papalığın bu hazineyi ele geçirdikten sonra, gücüne güç kattığı ve diğeri ise yakalanmaktan kurtulan tapınak şövalyelerinin, ellerindeki kutsal kase ile yer altına çekildikleri ve bir gün güçlerini tekrar göstermek adına yüzeye çıkacakları.

kutsal kase ister sadece sıradan, isa’nın kanının akıtıldığı bir kase olsun, ister kelt mitolojisinden çalınan bir kült, isterse isa’nın çocuklarını taşıyan bir kadın, isterse de insanlara güç veren bir mucize olsun, daha binlerce yıl insanların merak ettiği ve aramak için incilleri karıştırıp ünlü rönesans ressamlarının tablolarına göz gezdireceği bir ritüel olarak devam edecek.
devamını gör...

tabiki ıslanmak.
devamını gör...

bu kadardır
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlüğün kalitesini artıran, çok kaliteli tanımları olan saygıdeğer yazar büyüğümdür.

tanımlarını tek tek okumanızı tavsiye ederim, mutlaka bilgi birikiminizi artıracak tanımlar yazar kendileri.

ayrıca beğenilerini de eksik etmezler.

oldukça kibar bir insandır kendileri.

ellerine, emeklerine sağlık diyorum.
devamını gör...

2 gün önce geçirdiğim anatomik bozukluğun operasyonudur. çocukluk döneminde burnumun kırılması sonucu nefesime hatıra bırakan dönemin sonlandırılması için nihayet cesaretimi toplayıp masaya yattım.
ameliyat öncesi standart stres varsa var yoksa yok. hepsi aynı. sadece dormicum sağolsun çok anınız olmuyor.
uyanma falan derken doktor anlatır: burnunda silikon tampon var. iki gün sonra onları alana kadar mutsuz olacaksın. aldıktan sonra tam iyileşmen bir ayı bulacak (doktorun anlattığı şekilde yazsam 10 paragraf süreceği için kısaltıldı).
yarın tamponlar alınacak. iyiki alınacak. sıfır nefes, yutamama, yutkunanama... hafif kan gelmesi. buğulu bakışlar.
bir de o entübasyon tüpünü yerleştirmek yerine boğazımı yırtarak vücuduma döşemeye çalışan anesteziste selam söyleyeceğim yarın, ağrıyan tek yerim boğazım.
tampon alındıktan sonra editlerim.

tamponların alınması: bugün tamponlar alındı. tampon alınırken ağrı, sızı olmadı. aksine tampon içeriden kayarken rahatlama hissediyorsunuz. tampon sonrası burnunuzdan aldığınız ilk nefesimde sağ sol burun deliğimde sanki iki soba borusu varmış gibi hava geldi. sonrasında aspiratörle temizlerken baya gözümden yaş aktı ama katlanılamayacak ağrı değil. ilk nefesi yarım saat içinde kaybettim. bunun olacağını söylemişti doktor. 1 ay sonra o ilk aldığım nefese çok yakın nefes alacağımı belirtti. değişiklikle tekrar editlerim.

erkek bireylere öneri: sakal bıyık varsa kesmenizi öneririm. zira burnunuzdan akan ifrazat komple burada kuruyor. sonra temizlenmiyor. ameliyata girmeden önce keserseniz rahat edersiniz. kökü sizde.

6. gün editi: iki burun deliğimden de ameliyat öncesine göre bariz daha iyi nefes alıyorum. iki gün önce kontrole gitmiştim. ödem olduğunu ve bir hafta kadar sonra ödemin de gitmesiyle çok daha rahat nefes alacağım söylendi. pazartesi günü tekrar kontrolüm var. bu süre zarfında burnu yıkamaya devam ediyorum ve içeriye nemli tutup kabuklanmayı azaltmak için nazalnem kullanıyorum. hala pıhtı geliyor yıkadıkça.
devamını gör...

ingilizce olmasına rağmen ; arap aksanı ile dilemma. lan böyle bir kelime nasıl ingilizce olur yav, bi gram aklım almıyor??
devamını gör...

öğrenciyken başıma gelen olaydır. tabi dayak yiyen de atan da ben değildim. gazi üniversitesinde bir masada oturan reis elindeki kibrit kutusunu öpüşen çiftin dudaklarının arasından geçirmişti. akabinde çıkan kavgada öpüşen erkeğin burnunu kırmışlardı. bu eylemi yapan kişiyi bir konserde öpüşürken yakaladığımı da söylemem gerekir.
devamını gör...

tanışmaktan memnun olduğum röportaj oldu. ben de anonimliğin baki kalmasından yanayım. hatta linke girerken herhangi sabit bir görüntünün olduğu sadece sesi duyacağımız röportaj bekliyordum. nedense hiç görüntü vereceklerini düşünmedim. *

bir de şunu söylemek istiyorum. ben sözlükte herkesin kendini gayet rahat (hatta beni rahatsız eden konular olmasına rağmen) ifade ettiğini görüyorum. ama sürekli memnuniyetsiz bir kitle var. bu insanlar bir sözlükten ne bekliyor gerçekten anlamıyorum. *

moderasyon ekibine memnuniyetsizlikler, iğneli başlıklar vs. oluyor. ben yazıp, okuyup çıkıyorum. ilk geldiğim dönemdeki karşılama durumu hariç modlarla bir bağım etkileşimler harici olmadı. niye sürekli bu insanları dürtükleme, bir şeyler yaptırtma, neden öyle, niye böyle değil çılgınlığı var anlamıyorum.
gereksiz isyan geliyor bana, neyse..

emek verilmiş, zaman ayırılmış. teşekkürler, güzel röportaj.
devamını gör...

ingiltere'de yaşanan ilginç olay.


ingiltere merkezli bir perakende market zinciri olan tesco, yeni girişiminin bir parçası olarak tüketicileri fazlasıyla memnun eden bir kampanya başlattı. aslına bakacak olursak şirket, kampanya ile ilgili herhangi bir duyuruda bulunmadı bu nedenle kampanya dahilindeki ürünlerden birini sipariş edenler, hiç beklenmedik sürprizlerle  karşılaşabiliyorlar.

tesco'nun söz konusu sürprizlerinden birine maruz kalan nick james isimli biri, yaşadıklarını twitter üzerinden anlattı. söz konusu paylaşıma göre james, tesco'nun click and collect (tıkla ve topla) adlı hizmetindeki siparişine bir kilo elma da eklemişti ancak tesco'nun kampanya dahilindeki sürprizi olarak 1 kilo elma ile birlikte bir iphone se 2020 de hediye aldı.

üstelik tesco'nun kampanyadaki sürprizleri iphone se ile de sınırlı değil. apple airpods, iphone 12 mini, samsung galaxy tab a7, nokia 3.4, motorola e7, galaxy watch 3, galaxy buds live ve galaxy fit 2 de tesco'nun tüketicilere siparişlerindeki bir ürün karşılığında hediye ettiği elektronik ürünler arasında bulunuyor.

kaynak:

www.webtekno.com/elma-sipar...
devamını gör...

konu neydi isminin seçilmiş olması hayli manidar olmuş. güle güle dinliyorum, güzel bir akış ve enerji var. emeklerine sağlık.
devamını gör...

geceleri saymayan insandır. kendine göre haklıdır. aşksız geçen günlerini yaşadım saymıyor da olabilir.

tanrım, kafamda deli sorular.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim