yok efendim baharattır diyenler olacaktır fakat köri çeşitli baharatların karışımıdır.

içerisinde ise kimyon, biber, zerdeçal, kişniş, karanfil, kakule, zencefil, hintcevizi, sumak, demirhindi ve acı kırmızı biber bulunmaktadır.
devamını gör...

yaşadığım semtte bolca var bu arkadaşlardan. fink atıyorlar adeta. yasak falan da etkilemiyor pek. gezin anam gezin benim yerime de gezin.

pastirmalicorek'in ağzının suyu aktı şuan. bi tanesini tenhada kıstırmayı düşünmüyorsa ben de salata değilim! *
devamını gör...

feridun duzagac - beni bırakma (video version)
klibi izlemenizi tavsiye ederim.

devamını gör...

umarım bir bilen bir personadır. ve umarım bu personayı yaratan kişi sadece kendisinden nefret ettirecek bir karakter yaratabilecek kadar zavallı biri değildir; bu bilinçli bir tercihtir. ve sonuncusu da şu, eğer bu bir tercihse bunun psikolojik itkilerini tedavi ettirebilecek şansı olur mezkur kişinin umarım.

formatın içinde kalarak insanları irrite etmek mi? gel dersini verelim hacı abi. de haydi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
aman aman nerelerdeyim ben böyle
devamını gör...

kesinlikle arardım. ama anne baba diye boyunlarına sarılmak için değil. en azından onları görmek, tanışmak, ne şartlarda yollarımızın ayrıldığını öğrenmek ve en önemlisi benden sonra ortak ya da ayrı evliliklerden çocukları olup olmadığını öğrenmek için.

ben başka bir aile tarafından büyütülürken biyolojik anne ve babamın benden sonra çocuk yapıp onu büyütmelerini sindiremezdim sanırım.
devamını gör...

bir amaca ulaşmak için önceden yapılmış bir plan dahilinde izlenen, tutulan yol, usul, yöntem, prosedür demektir.
devamını gör...

birilerinin insanlara hakaret etmeyi normal sandığı yerler.

herkes gibi benim de sevdiğim ve hiç hoşlanmadığım yazarlar var. hiçbir zaman hoşlanmadığım kişilerin nickaltına gidip saçma sapan sataşmalar ya da hakaret içerikli tanımlar yazmadım, yazmam da. takip ettiğim ya da sevdiğim yazarların çoğuna da * tanım girmedim çünkü bir tanesine güzel sözler yazıp bir diğerini unuttuğumda belki hafif de olsa incinir, gücenirler diye düşündüm hep. kendimi beğenmişlikten ya da benzer sebeplerden dolayı değil nickaltlarından uzak duruşum.

fakat görüyorum ki insanların ayarı yok. bazılarınız, gerçek hayatta tanısanız asla o kişi için kullanmayacağınız kelimeleri burada rahatlıkla sarf edebiliyorsunuz. bazen güzel şeyler yazmayı yalakalık olarak adlandırıyorsunuz ya, aslında o yazılanlar insanları biraz bile olsa tanımaktan, az da olsa onlarla sohbet etmiş olmaktan kaynaklanıyor bazı durumlarda. sataşmada bulunanlar ise genellikle sizi hiç tanımayanların arasından çıkıyor.

yapmayın. ortam sanal ama yazarlar reel. saçma sapan konular için insanları kırdığınıza ya da kızdırdığınıza değmez. burada yazdıklarıyla kimseyi yargılayamazsınız çünkü herkes her zaman gerçek duygularını ve kişiliğini buraya yansıtmıyor. ilgilendiğiniz konuları okuyup ilgilenmediklerinizden uzak durmayı öğrenmeniz gerekir. bunu öğrenemiyor oluşunuzun bedelini başkalarına ödetmeyin.
devamını gör...

çok çok uzun zaman sonrasında ilk kez benim için bir şeyler çalınıyor, armağan ediliyor.
hayır ağlamıyorum, sigaranın dumanı kaçtı gözüme.
devamını gör...

hani şey varya; canım yaa ben seni ilk gördüğümde soğuk havalı biri zannetmiştim aslında hiç öyle değilmişsin hah! iste o benim .
devamını gör...

"karla kaplanmış 2 arabaya bakıyor olmayasın?" düşüncesini akla getiren durum.
devamını gör...

basliga insan zihni diyerek basliyorum cunku, bazi hayvanlar da ruya gorurler. ustelik bu durum onlar icin neredeyse hayati oneme sahiptir bile denilebilir. yapilan bir arastirmaya gore, labaratuvar ortaminda turlu bir takim yontemlerle ruyalardan mahrum birakilan hayvanlarin yemeden kesilip acliktan öldüğü farkedilmis ve henuz bir neden de saptanamamis.

keza insan hayati icinde ruyalarin onemi hayli fazla. bilimsel arastirmalarca nasil olustugu konusunda bulgular elde edilse de, nicin olustugu konusu hala biraz muamma....

bu konuyla alakali freud'un bir kurami da bulunmakta. freud'a gore bilincaltimizda bulunan arzu ve isteklerin gündüz donemi bastirilmasiyla geceleri ortaya ciktigini belirtmistir. "rüyalar, bilincaltimiza giden yollardir" diye de eklemistir. bu calismasi hatta aktivasyon sentez kuramı olarak bilinir.

freud'un kurami disinda yapilan bir diger calismanin sonucu ise şoyledir; zihin tipki bir bilgisayar gibi sinir aglarina sahiptir. bu sinir aglari gün icerisinde disaridan aldigi bilgilerle, belirli bir limit sonrasinda doymus hale gelir. sinir aglari bu bilgileri sindirmeye calisirken, anilar rastgele suruklenip birbirleriyle birlesebilir. bu da ruyalarin olusumuna etken olur. yapilan bilimsel calismalar simdilik bu sonucu bir hayli destekliyor gibi.

ruyalarin olusmasinda hipokampus'ün yeri buyuktur. (beyinde anıların biriktigi bölge) ruya esnasinda anılardan olusmus deposundan ruyalar icin onerilerde bulunur. amigdala (duygu denetimi yapan bölum) olarak bilinen bölge de aktiftir. bu bölgenin de calisiyor olmasi demek, korkularimizin ve diger duygularinda ruyalarin icerisinde yeraldigini gosterir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ancak beynimizin emir merkezi olarak bilinen dorsolateral prefrontal korteks ve orbitofrontal korteks (sosyal davranislarimizi mantik cercevesinde yoneten bolge), ruyalar esnasinda islevsizdir. bu bolgelerin kapali olmasi demek ruyalarda mantigin kurulamadigini, dolayisiyla gercek disi goruntulerin gorulmesinin olasi oldugunu soylemek mumkun.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


ekstra eklemeler
* ruya esnasinda vucut dis dunyadan tamamiyla yalitilir. hatta ruya gorurken vucut yari felcli duruma girer. ıste uyku felci olarak bilinen rahatsizlikta, uyanildigi halde devam etmesiyle meydana gelir.
* yasanilan yogun hisler (amigdala korteks etkeni) ruya gormeyi tetikleyebilir.
* ruyalarimiz bir kac saat oncesinde olmus olaylarla ilgili olabilir. fakat genellikle beynimiz bir kac gunluk anilari birlestirmeyi daha cok tercih eder.
* ruyalarin buyuk cogunlugu uyandiktan bir kac dakika sonrasinda zihin tarafindan silinir, dolayisiyla uyanir uyanmaz unuturuz. bu bir nevi zihnin kendi icerisinde yaptigi temizlik gibi.
* geceleri uyurken zihin iki saatini ruya olusturmak icin harcar.
* olusan ruyalar ortalama 5 ila 20 dakika arasidir.
* yine hesaplanan bir diger veriye gore ortalama bir yasam suresince insanlar hayatinin alti yilini ruya gormeye harcarlar...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hepimizin edebiyat, kültür-sanat, bilim teknoloji ve birçok alanda yazılarımızı yayınlayacağımız ayrıca turuncu sayfalarda içimizi ve sözlükteki dedikoduları dökeceğimiz sözlük dergisi yayında!
bu sayı, karambol adlı eski efsane modumuzun öncülüğünde yayınlandı. çok da güzel, eğlenceli ve aynı zamanda bilgi içerikli bir sayı olmuş, kendisini kutlarım.
ancak ne yazık ki, karambol kişisel meselelerden dolayı aramızda olmayacağı için, dergi yönetimini ben devralmak durumunda kaldım.

yazılarınızı [email protected] adresine ulaştırabilirsiniz, her birisini değerlendirmeye alacağımızı söylemek isterim.
haydi kafa! yazılar okuyucular ile buluşsun.

yayında olan dergi linkimiz : dergi.kafasozluk.com
devamını gör...

senaryosunu turgut özakman'ın, yönetmenliğini ziya öztan'ın, müziklerini de muammer sun'un yaptığı, çekimi yaklaşık 2 yıl süren dizi. dizi, 1994 yılında gösterime girmiştir.
dizide atatürk'ü rutkay aziz, ismet inönü'yü savaş dinçel, halide edip adıvar'ı ayda aksel, fikriye hanım'ı aşkın nur yengi, yakup kadri bey'i altan erkekli, kazım karabekir'i kenan ışık, zübeyde hanım'ı macide tanır canlandırmıştı.
o dönem şartlarında 37 milyar 600 milyon lira bütçe ile çekilen dizi ile ilgili ilginç veriler var, işte bu veriler şu şekilde :
1990 yılında ankara'da kurulan prodüksiyon merkezi daha sonra istanbul'a alınmış. gerekli ekipman sağlandıktan sonra 300 civarında sanatçı ile temasa geçilmiş. fazla sayıda otantik araç gereç ve atölyeye gereksinim olmuş. bunlar kamu kurumlarından sağlanmış. dizide 400 bin figüran oynamış ve bunların 250 bin kadarı genelkurmay tarafından diziye yardım için verilen asker ve subaylar. dizi 300'den fazla farklı mekanda çekilmiş. londra ve moskova sahneleri ise yerlerinde çekilmiş. dizi, dönem dizisi olduğundan post prodüksiyon işleri de londra'da yapılmış.
devamını gör...

herseyi ben bilirim havasıyla gezen,ukala insan.
devamını gör...

kendisinin yaşadığı dönemde eski datça'da bulunan muhtarın yerinde arkadaşlarıyla sohbetler ettiği söylenir. aynı mekan adeta bir can yücel müzesidir; şiirler, anılar, fotoğraflar, objelerle doludur. kızının evi belli zamanlarda ziyarete açılır, kapı açık olmadığı sürece ziyarete kapalı olduğu anlamına gelir. datça halkından kendisiyle ilgili pek bilinmeyen şeyler de öğrenebilirsiniz.
kabri, çok sevdiği datça'dadır. yıllar önce bazı kişilerce mezar taşı parçalanmış, sonrasında yeniden yapılmıştır. mezarında kendi sözü, "ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi" yazar. mezar taşını yapan heykeltıraş mehmet aksoy:
"can yücel mezarında bile dik duran, hiçbir zaman umudunu yitirmeyen bir insandı. hayat doluydu. ve yalansız yaşadı. bir onurun temsilcisiydi. iyiliğin ve güzelliğin bir zaman gelecek kazanacağına inanıyorum. ben umudumu yitirmedim. bugün de umuttan, güzelliklerden yanayım. bu düşüncelerle onun mezar taşını yaptım. burada can taşının içinden çıkan ışıklı çocuğu görüyorsunuz. her gün batımında bu görünecek. buradaki sutaşı da, can’ın hayatla olan bağlantısını anlatıyor." demiştir.
sutaşı içinde sigaralar görmek şaşırtıcı olabilir, hakaret olsun diye değil kendisini sevenler bırakır o sigaraları.
devamını gör...

aziz şenol filiz ve birol yayla tarafından 1990 yılında kurulan enstrümantal müzik grubu.

mihengi geleneksel türk müziği olan; sade, derin ve dingin tınılarıyla bambaşka duyguları aynı anda hissettirebilme kuvvetine sahip olan bir grup.
insana işittiği an hiç bilmediği bir memleketin yalnız sokaklarını adımlıyormuş gibi bir sükunet ve heyecan veriyor.

derviş zaim’in ilk uzun metraj filmi olan tabutta rövaşata’da duyduğumuz bab-ı esrar parçası hemen herkesin kulağına bir yerlerde çalınmıştır.



albümleri sıralayacak olursak; yansımalar (1991), bab-ı esrar (1995), mahur (1998), serzeniş (2000), vuslat (2001), pervane (2004), mızrabın nefesi (2007), mektup (2013).

içinde çok fazla sevdiğim parça olmasına rağmen şöyle birkaç tanesi:


ağıt



eylül sonu




kayıkçı (navavar)

devamını gör...

zavallı kelimesini dahi ona çok göreceğimiz, din kisvesi altında halkı yobazlığa, kutuplaştırmaya, atatürk'ümüze düşmanlığa sürüklemeye çalışan; sapık zihniyetli ruh hastasının tekiydi*. velhasıl ateşi bol olsun..
devamını gör...

diktatörler kendilerini özgürleştirirler. ama halkı esarete mahkûm ederler.
charlien chaplin
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim