bir yazarın tüm entrylerini okumak
sıklıkla yaptığım eylemdir. bir yazarın herhangi bir tanımından etkilenmişsem direkt profiline gidip diğer tanımlarını okuyorum, beğendiklerimi artılayarak sonuna kadar devam ediyorum. tek fark sessiz sedasız değil de paldır küldür dalıyorum, turuncu turuncu parlatana kadar da durmuyorum.
devamını gör...
stockholm sendromu
stockholm sendromu, ilk kez 1973 yılında yaşanan bir olaydan ismini almaktadır. isveç'in başkenti stockholm' da yaşanan olayda, banka soyguncusu tarafından 6 gün boyunca rehin tutulan banka görevlisi bir kadın duygusal olarak suçluya bağlanır. hastalık ilk defa psikiyatr bejerot tarafından tanımlanmıştır.
olay 23 ağustos 1973 günü stockholm'de soyguncular bir bankayı soymak için basarlar, bankada 4 banka görevlisini 6 gün boyunca 131 saat rehin tutarlar. soyguncular, rehinelere iyi davranır aralarında iyi ilişkiler oluşur. polisin bankaya operasyon düzenleyeceğini fark eden rehineler, soyguncuları uyarırlar. rehineler olay sonrasında yakalanan rehineler aleyhine ifade vermekten kaçındıkları gibi, soyguncuların avukatlık ve savunma giderlerini karşılamak için aralarında para toplarlar. günün gazeteleri bu olay üzerine ' soyguncular bankadan para çalamadılar, ama bazı insanların kalbini çaldılar' diye manşet atar. rehinelerden stockholm sendromuna yakalanan bir görevli serbest kaldıktan sonra nişanlısını terk ederek, banka ilgi duyduğu banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler ve onunla evlenir.
bu olaydan sonra 1974 yılında patty heartst adında bir kadın terörist bir grup tarafından kaçırılır. milyoner olan kadın, 2 ay sonra kendisini kaçıran teröristlerle birlikte bir banka soygununda yakalanır. avukatları stockholm sendromu'nu savunmada mahkemeye sunarlar, ancak mahkeme bu savunmayı yeterli bulmayarak hapis cezasına çarptırılmistir.
devamını gör...
amerikalı
dilime dolandı pis şarkı.
şener şen'in en absürd (iyi demiyorum bak burası çok onemli) 3 filminden biridir bence. daha sonradan malum partinin akil sanatçılarına dahil olan lale yengemizin maşallah olduğu, aksiyon sahnelerinin kötü olduğu, senaryonun eksik olduğu bir yapım. hani kötü desem değil, iyi desem değil ilginç...çekimler çok kötü, hatta şener şen'in 80li yıllarda çekilen filmlerinin görüntü kalitesi daha bile iyi diyebiliriz, büyük ihtimal bütçe kaynaklı diyeceğim ama bari gece çekim yapma arkadaş heryer kapkaranlıktı filmde. espriler o zamanlara göre iyi midir bilinmez ama gram gülmedim. filmi tek izlettiren şey şener şen ustanın değişik amerikan şivesi ve lale bacının memintöhöm saf güzelliğiydi. 90'lar türkiyesinde filmlerde bulabileceğiniz cinsellik pek tabii bu filmde de bolca yer bulmuş diyebiliriz. o zamanlar cinsel filmler konusunda şaha kalkan vatanımız günümüzde pek bi kurudu gibi ama insana ilginç geliyor yine de. ayrıca filmin sonunda ekranda yazan yazıların 8 yıl sonra gerçekten yaşanması bir ürpertici gelmedi değil. senaristler felan gözaltına alınmış mıdır acep?
şener şen'in en absürd (iyi demiyorum bak burası çok onemli) 3 filminden biridir bence. daha sonradan malum partinin akil sanatçılarına dahil olan lale yengemizin maşallah olduğu, aksiyon sahnelerinin kötü olduğu, senaryonun eksik olduğu bir yapım. hani kötü desem değil, iyi desem değil ilginç...çekimler çok kötü, hatta şener şen'in 80li yıllarda çekilen filmlerinin görüntü kalitesi daha bile iyi diyebiliriz, büyük ihtimal bütçe kaynaklı diyeceğim ama bari gece çekim yapma arkadaş heryer kapkaranlıktı filmde. espriler o zamanlara göre iyi midir bilinmez ama gram gülmedim. filmi tek izlettiren şey şener şen ustanın değişik amerikan şivesi ve lale bacının memintöhöm saf güzelliğiydi. 90'lar türkiyesinde filmlerde bulabileceğiniz cinsellik pek tabii bu filmde de bolca yer bulmuş diyebiliriz. o zamanlar cinsel filmler konusunda şaha kalkan vatanımız günümüzde pek bi kurudu gibi ama insana ilginç geliyor yine de. ayrıca filmin sonunda ekranda yazan yazıların 8 yıl sonra gerçekten yaşanması bir ürpertici gelmedi değil. senaristler felan gözaltına alınmış mıdır acep?

devamını gör...
her şeyi içine atan insan
sorgulama gereken durumdur. anlatacağı zaman kimsenin anlamayacağını, kimsenin can kulağıyla dinlemeyeceğini bilir. bazen anlatılmaması daha iyi olur, çözümlenebilecek bir durumu yoksa eğer sessiz sessiz acısını çeker. çoğu hastalığın başlıca sebebi stres sıkıntıdır, insanlar bu denli içine attıklarından hep bir şekilde hastalık olarak patlak verir. yazabiliyorsanız yazın, anlatabiliyorsanız anlatın, kabullenip daha güzel yarınlar istiyorsanız kabullenin. içinize atmayın, tüm o sıkıntılar içerisinde yapayalnız kalıp devam etmek çok zordur.
devamını gör...
başörtülü biri ile evlenmek
eğer başörtüyü takan erkek değilse gayet olağan bir durumdur. varsa farklı bir şey onu konuşalım. *
devamını gör...
iyilik meleği yazarlar
biri de benim. kanatlarım eksik.*
devamını gör...
ertelemek
insana otobüste ev ödevi yaptırır.
sıkış tepiş oturduğun yerde içine taş doldurmuş şüphesi uyandıracak kadar ağır çantanı zar zor kucağına alırsın. lanet olsun bu hayata diyip gereken malzemeleri çıkarırsın ve başlarsın hunharca yetiştirme çabasına.
otobüs sallanır, yazdığın harfin munzurluğu tutup, raydan çıkıp dört satır aşağılara kayar. eyvah! bir de ödevi evde değil de otobüste yaptın, gerekli özveriyi göstermedin! diye azar işiteceğini bilirsin. yine de son bi gayret devam edersin çabalamaya.
yandakinin kolu çarpar, kalem yere düşer, eğilirsin almak için, kalkarken kafanı koltuğun bir kısmına çarparsın. hocanın, okulun, böyle hayatın annesine son bir selam gönderip toplarsın eşyalarını ve kalemi alırken savrulmuş saçlarını.
en azından okula erken varayım da hoca gelmeden 10-15 dk’lık süreçte yetiştireyim dersin. düşüncelerini toplayamazsın ve yarım yamalak bir ödev vermektense gururunla evde unuttum der, gözlerini devirir oturursun yerine.
ne çektiğini kim bilecek, boşver!
yaşadığın strese değer mi? şimdiye dek benim yaşadıklarıma değmedi.
sıkış tepiş oturduğun yerde içine taş doldurmuş şüphesi uyandıracak kadar ağır çantanı zar zor kucağına alırsın. lanet olsun bu hayata diyip gereken malzemeleri çıkarırsın ve başlarsın hunharca yetiştirme çabasına.
otobüs sallanır, yazdığın harfin munzurluğu tutup, raydan çıkıp dört satır aşağılara kayar. eyvah! bir de ödevi evde değil de otobüste yaptın, gerekli özveriyi göstermedin! diye azar işiteceğini bilirsin. yine de son bi gayret devam edersin çabalamaya.
yandakinin kolu çarpar, kalem yere düşer, eğilirsin almak için, kalkarken kafanı koltuğun bir kısmına çarparsın. hocanın, okulun, böyle hayatın annesine son bir selam gönderip toplarsın eşyalarını ve kalemi alırken savrulmuş saçlarını.
en azından okula erken varayım da hoca gelmeden 10-15 dk’lık süreçte yetiştireyim dersin. düşüncelerini toplayamazsın ve yarım yamalak bir ödev vermektense gururunla evde unuttum der, gözlerini devirir oturursun yerine.
ne çektiğini kim bilecek, boşver!
yaşadığın strese değer mi? şimdiye dek benim yaşadıklarıma değmedi.
devamını gör...
normal sözlük'te herkesin birbirine yürümesi
evinizde çocuklar, televizyonun karşısına dizilmiş oturuyorlar.
karşınızda reklamlara çıkan çocukların elinde çukulatalar, püskevitler.
birbirlerine ikram ediyorlar, birbirleriyle yiyorlar, şakalaşıyorlar.
o çocuk aklından geçiriyor "benim de bir çukulatam olsa, benim de bir püskevitim olsa" diyor. "anne bana niye almıyorsunuz" diyor!
"bizde niye yok!" diyor.
''bize niye kimse yürümüyor'' diyor...
karşınızda reklamlara çıkan çocukların elinde çukulatalar, püskevitler.
birbirlerine ikram ediyorlar, birbirleriyle yiyorlar, şakalaşıyorlar.
o çocuk aklından geçiriyor "benim de bir çukulatam olsa, benim de bir püskevitim olsa" diyor. "anne bana niye almıyorsunuz" diyor!
"bizde niye yok!" diyor.
''bize niye kimse yürümüyor'' diyor...
devamını gör...
kısa şiirler
ben ölmüştüm
kuru güllerin arasında gömülüydüm
kan vardı
dikenler canımı yakardı
beyaz bir bulut beni çekip aldı
kuru güllerin arasında gömülüydüm
kan vardı
dikenler canımı yakardı
beyaz bir bulut beni çekip aldı
devamını gör...
eyluling ile youtube röportajı
hate’in ses tonu ve yüzü parıldıyor. çok iyi yönetti röportajı. eylül’ü ben bugsy bunny sanıyordum , değilmiş.
devamını gör...
israil'in korkudan tir tir titrediği gerçeği
binlerce kilometre öteden bile görülen ve hissedilen gerçek.
twitter üzerinden kendilerine edilen hakaretler karşısında öyle bir korkmuşlar ki filistin'e bile sığınan olmuş koka kola stoklarını yanlarında götürerek. fakat buraya kadar titremişler sadece.
onları asıl tir tir titreten şey ise t ile başlayan halkın ve devletin tepkisi olmuş. lut gölü'ne saklananlar mı dersiniz intihar edenler mi dersiniz ağlama duvarına tırmanmaya çalışanlar mı dersiniz korkudan kafayı yemiş durumdalar.
yapmayın dostlar. türkiye diye ülke var bir de oraya bakın derim, kendi vatandaşına insan muamelesi yapmayan hani. ben öyle duydum yani, inanmıyorum tabii ki.
twitter üzerinden kendilerine edilen hakaretler karşısında öyle bir korkmuşlar ki filistin'e bile sığınan olmuş koka kola stoklarını yanlarında götürerek. fakat buraya kadar titremişler sadece.
onları asıl tir tir titreten şey ise t ile başlayan halkın ve devletin tepkisi olmuş. lut gölü'ne saklananlar mı dersiniz intihar edenler mi dersiniz ağlama duvarına tırmanmaya çalışanlar mı dersiniz korkudan kafayı yemiş durumdalar.
yapmayın dostlar. türkiye diye ülke var bir de oraya bakın derim, kendi vatandaşına insan muamelesi yapmayan hani. ben öyle duydum yani, inanmıyorum tabii ki.
devamını gör...
şokomel
sayın sözlük yazarları;
#497141 şu entry'de bahsettiğimiz üzere kafa sözlük'e beğeni adı bulucaktık. ve sanırım bulduk. ekşi sözlük'teki şükela şokelladan yani çikolatanın halk arasındaki adından geliyor. şokomel'de sayın berat albay... pardon çokomel çikolatasından geliyor yani gayet mantıklı.
bundan sonra beğendiğimiz entrylere "şokomelini verdim." tarzında laflar edebilirsiniz.
ayrıca bu ismi bulan yazarımız örnek vatandaş. kendisini tekrardan tebrik ediyorum. şimdi profiline gidip şokomelini vereceğim ve bir geleneği başlatmış olacağım. ya allah bismillah.
#497141 şu entry'de bahsettiğimiz üzere kafa sözlük'e beğeni adı bulucaktık. ve sanırım bulduk. ekşi sözlük'teki şükela şokelladan yani çikolatanın halk arasındaki adından geliyor. şokomel'de sayın berat albay... pardon çokomel çikolatasından geliyor yani gayet mantıklı.
bundan sonra beğendiğimiz entrylere "şokomelini verdim." tarzında laflar edebilirsiniz.
ayrıca bu ismi bulan yazarımız örnek vatandaş. kendisini tekrardan tebrik ediyorum. şimdi profiline gidip şokomelini vereceğim ve bir geleneği başlatmış olacağım. ya allah bismillah.
devamını gör...
yazarların yaşadığı en büyük şanssızlık
yazarların başından geçen talihsizliklerin en büyüğünün sorulduğu başlıktır.
bundan tam 10 sene önce hayatımda 2.defa oynadığım sayısal lotoda 44 yerine 46 geldiği için 6'yı kaçırmıştım.
eğer tutmuş olsaydı sözlük açılışında dansöz oynatacaktım.
bundan tam 10 sene önce hayatımda 2.defa oynadığım sayısal lotoda 44 yerine 46 geldiği için 6'yı kaçırmıştım.
eğer tutmuş olsaydı sözlük açılışında dansöz oynatacaktım.
devamını gör...
yazarların içinde oldukları yaş ile ilgili fikirleri
40+ olarak harika bence. akıllıyım, deneyimliyim, bir çok şey benim için açık kitap gibi*, oldukça başarılı oldum, istediğim şeylerin çoğuna sahibim, hayallerimi büyük ölçüde gerçekleştirdim, hiç fena görünmüyorum, enerjim hevesim yerinde, sadece kendi keyfim için ayırabileceğim daha çok zamanım ve kaynağım var, her şeyi nasıl yönetebileceğimi biliyorum, hayatımdaki öncelikler net, gerçekleşmesi büyük ihtimal olan kısa ve uzun vadeli planlarım var. tek derdim uzun vadede enerjimi ve hevesimi koruyabilmek. diğerleri ardından gelir zaten.
aslında siz değerlendirmelisiniz: karşıdan nasıl durduğumuzu.
aslında siz değerlendirmelisiniz: karşıdan nasıl durduğumuzu.
devamını gör...
küçük ayasofya cami
ıı.bayezid döneminin kapıağası hüseyin ağa tarafından camiye çevrilmiş bir bizans kilisesidir.
kadırga limanı ile cankurtaran semtleri arasında bulunup, bulunduğu semte kendi adını vermiştir. cami, türbe, zaviye-medrese, sıbyan mektebi ve hamamdan oluşan komple bir yapıdır.
ayasofya'yı da yaptıran doğu roma imparatoru ı. jüstinyen ve karısı theodora tarafından yaptırılmıştır.yapımına 527 senesinde başlanmış da olsa nika ayaklanması yüzünden ancak 536 yılında tamamlanıp, ibadete açılabilmiştir . kiliseye sergios ve bakhos adlı azizlerin ismi verilmiştir.efsaneye göre bu isimlerin veriliş sebebi; idamlarını bekleyen jüstinyen ve amcasının, -imparatorun bu iki azizi rüyasında görüp suçsuz olduklarını azizlerden duyması neticesinde- azizlerin bağışlanmalarındaki rollerine karşılık duydukları minnettir.bir diğer efsane ise; theodora’nın, romalı güçlü aristokratlardan biri olan anikiana juliana’nın manidarca yaptırdığı kiliseye cevap niteliği taşıdığına dairdir .*
yapı asimetrik dikdörtgen bir şekilden oluşur.iç kısımda 8 adet sütun, bu sütunlardan destek alan ana kubbe, 4 yarım kubbe ve dört kemer bulunur.yarım kubbe modelinin ilk defa kullanılması ağırlığın paylaştırılmasını sağladığı için daha büyük kubbelerin yapımına olanak sağlamış ve mimaride çığır açmıştır.bir bakıma bu kilisenin yapımı ayasofya’nın provası niteliğindedir.fetih’den sonra bu yarım kubbeli sistem türk mimarisini de etkilemiş ve süleymaniye cami gibi eserlerin çıkmasını sağlamıştır.
yine jüstinyen tarafından yaptırılan ravenna kentindeki san vitale adındaki kilisede de aynı planlar kullanılmıştır.german imparatoru şarlman’nın yaptırdığı katedralde de san vitale’nin planlarının kullanılması dolaylı yoldan küçük ayasofya’nın planlarının kullanılmasını sağlamıştır.
yukarda kısaca tanıtmaya çalıştığım bizans döneminden kalan bu gözbebeği camimizi mutlaka ziyaret edip güzelliklerini görmek gerektiğini düşünüyorum.
kaynaklar:
www.kalinti-istanbul.com/it...
islamansiklopedisi.org.tr/k...
tr.m.wikipedia.org/wiki/K%C...
kadırga limanı ile cankurtaran semtleri arasında bulunup, bulunduğu semte kendi adını vermiştir. cami, türbe, zaviye-medrese, sıbyan mektebi ve hamamdan oluşan komple bir yapıdır.
ayasofya'yı da yaptıran doğu roma imparatoru ı. jüstinyen ve karısı theodora tarafından yaptırılmıştır.yapımına 527 senesinde başlanmış da olsa nika ayaklanması yüzünden ancak 536 yılında tamamlanıp, ibadete açılabilmiştir . kiliseye sergios ve bakhos adlı azizlerin ismi verilmiştir.efsaneye göre bu isimlerin veriliş sebebi; idamlarını bekleyen jüstinyen ve amcasının, -imparatorun bu iki azizi rüyasında görüp suçsuz olduklarını azizlerden duyması neticesinde- azizlerin bağışlanmalarındaki rollerine karşılık duydukları minnettir.bir diğer efsane ise; theodora’nın, romalı güçlü aristokratlardan biri olan anikiana juliana’nın manidarca yaptırdığı kiliseye cevap niteliği taşıdığına dairdir .*
yapı asimetrik dikdörtgen bir şekilden oluşur.iç kısımda 8 adet sütun, bu sütunlardan destek alan ana kubbe, 4 yarım kubbe ve dört kemer bulunur.yarım kubbe modelinin ilk defa kullanılması ağırlığın paylaştırılmasını sağladığı için daha büyük kubbelerin yapımına olanak sağlamış ve mimaride çığır açmıştır.bir bakıma bu kilisenin yapımı ayasofya’nın provası niteliğindedir.fetih’den sonra bu yarım kubbeli sistem türk mimarisini de etkilemiş ve süleymaniye cami gibi eserlerin çıkmasını sağlamıştır.
yine jüstinyen tarafından yaptırılan ravenna kentindeki san vitale adındaki kilisede de aynı planlar kullanılmıştır.german imparatoru şarlman’nın yaptırdığı katedralde de san vitale’nin planlarının kullanılması dolaylı yoldan küçük ayasofya’nın planlarının kullanılmasını sağlamıştır.
yukarda kısaca tanıtmaya çalıştığım bizans döneminden kalan bu gözbebeği camimizi mutlaka ziyaret edip güzelliklerini görmek gerektiğini düşünüyorum.
kaynaklar:
www.kalinti-istanbul.com/it...
islamansiklopedisi.org.tr/k...
tr.m.wikipedia.org/wiki/K%C...
devamını gör...
ucuz ve pratik yemek tarifleri
meze şeklinde hazırlanabilen tüm yemekleri içerir.
(bkz: kırmızı pancar salatası)
diğer bir alternatif olarak tavuğu haşlayıp yoğurt, mayonez, göbek marul ve kırmızı pul biberle karıştırdığınızda müthiş bir salata ortaya çıkıyor.
(bkz: kırmızı pancar salatası)
diğer bir alternatif olarak tavuğu haşlayıp yoğurt, mayonez, göbek marul ve kırmızı pul biberle karıştırdığınızda müthiş bir salata ortaya çıkıyor.
devamını gör...
kediye kuru mamayı ıslatıp vermek
artık elimizde ne kuru mama ne de yaş mama vardır.
devamını gör...
sevilen latince deyişler
omnes vulnerant ultima necat
(hepsi yaralar sonuncusu öldürür)
(hepsi yaralar sonuncusu öldürür)
devamını gör...