buradan
kendini bir mühendis sanan kızımızın beyanı. şu ara da bu moda oldu. yok bu ülke mühendis kaybetti yok şu ülke temizlikçi kazandı, oğlum kimse iplemiyor lan sizi bir anlayın.

edit: 60bin beğeniye kimse iplemiyor demiş birisi, arkadaşlar ben twitter'dan vs bahsetmiyorum. genel olarak mühendis olmuşsunuz olmamışsınız hükümetin pek iplediğini düşünmüyorum.
edit 2: sosyal medya zaten sabah akşam bu ülkeden kaçmanın yollarını konuşuyor. kusura bakmayın ama biz bu kafayla daha çook kötüye gideriz.

azeri kardeşimizden gelen bir yorum. kahkaha attırdı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"....
yerine hiç beni koyup sarhoş oldun mu sen?"

müslüm gürses /tutamıyorum zamanı
devamını gör...

tahtakale= istanbul/fatih'te bir semtin adı. taht-el kale'den gelmektedir. kale altı demektir. bugün istanbul üniversitesinin yer aldığı bölgede zamanında sur ile çevrili bir osmanlı sarayı var imiş. etrafının sur ile çevreli olması sebebi ile "kale" yakıştırması kullanılmış. tahtakale semti de "sarayın altı, kale altı" adlandırmasıyla günümüze bu şekilde ulaşmış.
devamını gör...

güzel bir kampanya.

aslında eski zamanlara kıyasla çok daha iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum sokak hayvanlarını besleme/barındırma çabalarının. tabi ki eskiden de vardı evde pişen yemeklerden artanları hayvanlar için dışarıya bırakan insanlar ama sosyal medyanın örgütleme gücü sayesinde çok daha fazla kişinin aklına düşürülmüş oldu bu tür davranışlar.

mesela eskiden sokakta çöpe bir şey atarken, çöpün içinden kedi fırlardı. o tatlış, aç mı aç küçük karnını doyurmak için nasibini çöplerde arardı çünkü kedicik. şimdi bakıyorum, yıllardır hiç çöpten fırlayan kedi yahut bir deri bir kemik köpek görmüyorum çok şükür. hele kediler, epey besili ve tontiş oldular son yıllarda.

biz de elden geldiğince, mümkün olduğunca katılmaya çalışıyoruz bu harekete. özellikle yazın su konusu da oldukça önemli. mümkünse uzun süre güneş almayan bölgelere koyun ki çok çabuk buharlaşmasın.

bu arada, kuşlar için de iyilik yapmaya çalışan arkadaşlar mümkünse ekmek, bisküvi gibi yiyecekler vermesin. bunlar kuşlar için pek sağlıklı değil hatta uzun vadede ölümcül diyorlar. internetten küçük bir araştırmayla daha faydalı yiyecekleri bulup verirseniz çok daha iyi olur.

seviyorum hayvanlara yardım eden insanları; iyi ki varlar.
devamını gör...

bir (bkz: william golding) kitabıdır.

bu kitapla ilgili değinmek istediğim birkaç nokta var. öncelikle rahmetli (bkz: mina urgan) … bugüne kadar okuduğum çeviri kitaplar arasındaki en güzel çeviriydi diyebilirim. hatta, rahmetli mina hanım öyle bir sonsöz yazmış ki kitaba, yani kitap ne anlatıyor, alt metin olarak içinde ne gizlemişse ‘şaaaaaak!’ diye koymuş önünüze… o yüzden kitabı okurken tahayyül ettiğiniz şeyleri unutmadan, kitap biter bitmez sonsözü de sıcağı sıcağına okumayı sakın ha atlamayın… kitabın birçok yerine bakış açınızı değiştirecektir ve sorguladığınız bazı şeylerin cevabını bulacaksınızdır…

bu kitapta bir uçak var... bir kaza sonucu bu uçak ıssız bir adaya düşmüş ve uçaktan sadece çocuklar sağ çıkabilmiştir. bu çocuklar, yasaların ve kuralların olmadığı ıssız bir adada, ilkel bir yaşamla hayatta kalmaya çalışırken masumiyetlerini ne kadar koruyabiliyorlar bunu okuyoruz…

insanın içinde iyilik mi vardır, kötülük mü vardır?
bunlar doğumla birlikte içimizde olan şeyler midir yoksa sonradan öğrenip tercih ettiğimiz kavramlar mıdır?
en saf, en temiz saydığımız çocukların doğasında da şiddet, vahşilik, kan dökme arzusu gibi dürtüler var mıdır?
gibi soruları okur zihninde uyandırıp, okura cevap aratan bir kitap…

abartıldığı kadar var mı demeyin, az bile söyleniyor bence…
15 yaşına giren her çocuğa okutulmalı da bence… siz de okuyun… çocuklarınıza da okutun. oturun sonra kitabı konuşun birkaç akşam… öyle bir kitap…

tavsiyemdir…
devamını gör...

içinde benim de olduğum yazarlar gurubu.
beğenin, favoriye alın, mesaj yazın...
mutlu olalım mutlu edelim.
maksat sözlük yaşasın.
devamını gör...

binmesi çok eğlenceli olan bir deniz motoru.

ama devrilir ya da düşerseniz kötü.

ani hareketlerden kaçınmak lazım.
devamını gör...

(bkz: doğru zamanı bekleyen kitaplar)dır.
devamını gör...

her ilişkinin dinamikleri farklı olacağından tek bir doğru cevabın olmadığı sorunsaldır.
devamını gör...

kucuk basit seyler yetiyor kederlenmeye ya mutluluga?
devamını gör...


dudak ve/veya damak yarığı embriyolojik dönemde çeşitli nedenlerden dolayı bebeğin yüz bölgesindeki yapıların birleşme kusuru nedeniyle ortaya çıkan bir anomalidir. anne karnındaki yaşamda, fetüsün dudak yapısını oluşturan hücrelerin birleşmesinin 4. haftada başlaması gerekir. 12. haftanın sonunda, fetüsün damak ve dudak dokularının birleşmesi tamamlanmış olur. birleşmenin tam olarak sağlanamaması durumunda fetüste oral yarıklar meydana gelir. bazı hastalarda sadece yarık dudak veya yarık damak olmakla birlikte, bazılarında ise hem dudak hem de damak yarığı bir arada bulunabilmektedir.

son zamanlarda yapılan araştırmalarda buna sebep olan genler ortaya çıkmıştır ama en önemli nedeni annenin hamilelik sürecinde folikasit desteği almamasıdır. bazı kulaktan dolma bilgilere inanan anneler folikasitin çocuklarını hiperaktif ve aşırı yaramaz yapacağını düşünüp, ilaçlarını kullanmamaktadır. buna bağlı hastalığın görülme sıklığı da artmaktadır.
devamını gör...

yunanistan'da insanı hüzünlere gark ettirmek için kurulmuş grup.
sürekli dinlenir mi dinlenir de o gün toparlayamaz insan kendini. beyinde döner durur o melodiler.
ilk dinlendiğinde dünyanın en kötü şeyleri başınıza gelmiş gibi hissettirir veya en acı deneyimlerinizi hatırlatarak tekrar acı çekmenizi sağlar.

dream is destiny albümünden static, imaginary you, a new sun
meds albümünden when you're not here celeste gönlümün sahipleridir.

spend my evenings down the riverside , my favorite place when you're not here. awaiting dusk to throw a tinted smile
for every nightfall brings you near sözlerine sahip şarkısı için buradan
devamını gör...

kötülük problemi kavramını ilk ortaya atan düşünür epikuros'tur. yüzyıllar sonra onun açıklamasına benzer bir açıklamayı david hume, din üstüne diyaloglar adlı eserinde şöyle yapmıştır:
tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor?
öyleyse o güçsüzdür.
yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor?
öyleyse o iyi niyetli değildir.
hem güçlü, hem de iyi ise, bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu?


platon ise kötülüğün kaynağının tanrının değil başka şeyler olduğunu söylemiştir ama başka şeylerin ne olduğuna bir açıklama getirememiştir. tanrının sadece iyiliğin kaynağı olduğunu söylemiştir.

kant ise bunu bir akıl mahkemesi olarak görüp tanrının avukatlarından bu üç şeyi açıklamasını istemiştir:
1.ya dünya'daki gâyeliliğe aykırı olan şeylerin aslında öyle olmadığını kanıtlamalıdır.
2.ya aykırı olduğunu itiraf etmeli, fakat neden öyle olduğunu açıklamalıdır.
3.ya da son olarak, tanrı'nın mutlak güç olduğunu fakat kötülük türü olayların sebeplerinin tanrı'dan olmadığını, hatta insan veya insanüstü ruhlar gibi, iyi ve kötü başka bir sorumlu varlığın olduğunu kanıtlamalıdır.

ama kant'a göre tanrının avukatları bu davayı kaybederler ve insan aklının böyle bir sorunu çözebilecek yeteneği olmadığını söyler.
devamını gör...

ortamlarda popi yapmanızı sağlayacak basit ama lezzetli bir yemek. noodle ya da bu yemeği yapıp ben mutfakta çok iyiyim diye gezmeyeceğinize söz veriyorsanız basit birkaç uygulama ile bu yemeği "kremaya eklenen bir tatlı kaşığı çiğ köri" seviyesinden bir üst seviyeye nasıl çıkarabileceğinizi anlatabilirim.

köri bir karışım baharat. çok keskin. son derece kokulu. hint menşeili. ama kesinlikle ısı ile tepkimeye girerek gerçek versiyonuna ulaşabiliyor. öncelikle bunu bilelim. iyi bir körili tavuk yapmak için öncelikle bildiğimiz menemen harcı hazırlıyoruz. soğanlı mı diye bir soru varsa aklınızda devamını okumanıza gerek yok. soğansız yaptığınız o şey, domates ve biberli yumurta. başka bir şey değil. sarımsak, soğan, biber (acı olmayan) ve domatesten oluşan bu harcı hazırladıktan ve gerçekten iyice pişirdikten sonra ayrı bir küçük çelik tencerede iyice ısıttığımız köriyi karışıma ekliyoruz. dikkat edin çabuk yanar, küçük bir kaşıkla karıştırarak 2,3 dk ısıtın yeterli. köriyi eklendikten sonra tuz dışında başka bir ekleme yapmanıza gerek yok, başka bir baharatın ön plana çıkmasını istemiyoruz, yaklaşık 5 dk daha pişiriyoruz ve biraz ılınmaya bırakıp tavuğa geçiyoruz. tavuk da diğer parça et protein arkadaşları gibi yüksek ısıda ve birbirine değmeden pişirilmesi gereken bir et. yapışmaz bir tavayı iyice ısıttıktan sonra (n'olur o yağsız, sası göğüs etini kullanmayın schnitzel haricinde başka bir yemekte, kemiksiz but kuşbaşı en idealidir bu tarif için) tavuk parçalarını birbirine değmeyecek şekilde tavada alıyoruz. tavuklar birbirine değmediğinde sularını salmazlar. mühürleme dediğimiz yöntemi mutlaka duymuşsunuzdur bir yerlerde. masterchef? hıhm, ben de öyle tahmin etmiştim. az pişmiş tavuk lezzetsizdir. bundan da önemlisi tehlikelidir. çiğ tavuğu özellikle fırın yemeklerinde bütün ya da parça halinde pişirirken dikkatli olmanız gerekiyor. tencere yemeklerinde çiğ kalma olasılığı düşük olmakla birlikte yine de risk mevcut. bu yemek içinse güzel haberlerim var. az pişirmeniz neredeyse imkansız. anlatacağım.
tavukların iki yüzünü de yaklaşık 1.5 dk ateşe gösterdikten sonra altın rengi olduklarında tavadan alabilirsiniz. alabilirsiniz değil. alın. sıcak tavada pişmeye devam etmesinler. daha sosu çekecekler içlerine. şimdi sosa geri dönelim. körili menemen harcımız ılındı. rondoya alıyoruz. blender kullanmayın. parçacıklı kalır. yüksek devirde harç son derece kıvamlı, kırmızı bir püre oluncaya dek çekin. sonra bir tencereye alıp altını açmadan içine krema (tercihen hindistan cevizi kreması ama bulamazsanız süt kreması da olur) ekleyin ve iyice karıştırın. bingo. köri sosunuz hazır. tavukları da tencereye alıp yaklaşık 20 dk düşük ateşte kapağı kapalı şekilde pişirin. yanına basmati pirinci çok yakışıyor. aklınızda olsun.
afiyet.
devamını gör...

aklıma aydemir akbaş'in " yüzme bilmiyorsan ne işin var ağaçta " filmini getirmiş başlık.
devamını gör...

sözlüğün en aktif yazarlarından biri**.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kahve ve kurabiye ile bir gün misafir etmek istediğim, henüz sadece entrylerde başlamış olan arkadaşlığımızın mesaj kutusuna taşınmasını ümit ettiğim, sözlüğün gece emniyet müdiresi*, adalet timsali, anaç ruhlu, duyarlı olduğunu hissettiğim, çok uzaklardaymışçasına özlem duyduğum ama entrylerini okudukça hasret giderdiğim, hayran olunası insan.
sana bir şarkı armağan etmek istiyorum.
devamını gör...

zaman..
devamını gör...

dün gece başıma gelen rezalet olay.

böyle tam akşam egzersizlerimi yapmışım, detoks suyumu içmişim, bir güzel duşumu alıp kremlenmişim, 5 dakika meditasyon sonrası yatağa geçmişim ki, bu sesle irkildim. abi inanır mısın tam böyle transa geçmişim vücudum karıncalanmaya başlamış, dayı başımda dikildi:

"abi pişmaniye alır mısın, izmit pimaniyesi bak yemeyen bin pişman"
"ya abii gitsene artıkk kurtulamayacak mıyım sizden ya?? her yolculukta başımda dikiliyorsunuz!!"
"bak iki kutu beş lira tek alırsan yedi lira."
"abicim istemiyorum pişmaniye falan. ben yemiyorum öyle şeylerr. gider misin artıkk!"
"tamam gülüm, bu kadar kızma biz de ekmek parası...."
"gittt!!! artık!!!"

bir daha uzun bir süre transa geçemedim. aradaki gümüş kordon da koptu. tekrar mars saatinin ay'a 1.3 derece orb'ta geçmesini bekleyeceğiz.
devamını gör...

dış kabuğu ince, lezzetli bir badem türü. genellikle kabuklu olarak satılır, dış kabuğu elle kolayca kırılabilir. bu narin kabuk yapısı sebebiyle olgunlaşır olgunlaşmaz toplanması gerekir, yoksa sincapların ve kuşların hazinesi olur. güzel datça'nın güzel nimetlerinden biri.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim