ölmedim ama hafif sürünüyorum (yazar)
bilgilendirici entryleri ile sözlüğün olmazsa olmazıdır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük fobisi
yalnızlık ve yalnız olarak ölmek.
devamını gör...
schindler’s list
1993 yapımı tarihi film.
devamını gör...
sen kimsin radyo yayını
merhabalar, sevgili ilbi ile birlikte aldığımız karar neticesinde kendisiyle olan yayınımızı haftaya bugün; yani 21.12.2021 salı günü saat 22:30'da gerçekleştiriyor olacağız.
haftaya görüşmek üzere.
haftaya görüşmek üzere.
devamını gör...
işsizler iş beğenmiyor
empati özürlüsü bir milletiz. hoş çoğu kelimeyi bile duymamıştır. tabii üniversitede kola kahve içmekten midesi incelmiş, uykusuzluktan beyni küçülmüş insanlar ameleliği beğenmiyor he mi? her gün bir paket makarna alacak ücrete ok demeleri lazım daha ne istiyorlar, hadsizlere bak sen! *
devamını gör...
hayata dair beklentiyi en aza indirgemek
bazı şeyleri tecrübe etmiş kişilerin yaptığı eylemdir. formül basit dostlar:
beklentiyi en aza düşür = kafan rahat olsun .
beklentiyi en aza düşür = kafan rahat olsun .
devamını gör...
11 yaşındaki suriyeli çocuğun öldürülmesi
yahu nefret söylemlerinin nelere sebebiyet verdiğini görün artık. sizin kamuya açık mecralarda yazmış olduğunuz şuursuz yazılar farklı insanlarda farklı karşılıklar buluyo. ben bu tür cinayetlerde -aynı kadın cinayetlerini meşrulaştıran sözlerin sahiplerinde olduğu gibi-mülteci nefretini körükleyici açıklamaların sahiplerini de sorumlu addediyorum, umarım bu bi gün yargıya da intikal eder..
edit 1 : katilin ırkının önemi yok. bu ülkede mültecinin can güvenliği yok.
edit 1 : katilin ırkının önemi yok. bu ülkede mültecinin can güvenliği yok.
devamını gör...
karakan
kan bile kırmızı değil karakaan!
devamını gör...
kayıp tanrılar ülkesi
son iki kitabını okumamayı tercih etmiş birisi olarak ve bu hafta yakaladığım bir boşluk neticesinde temin edip, 2 günde bitirerek görüşlerimi paylaşmak istediğim ahmet ümit'in son romanı.
takipçilerinin bildiği üzere ahmet ümit, almanya - türkiye arasında mekik dokuyarak ve her zamanki gibi meslek ahlakıyla birlikte araştırarak ve araştırmalarına referans vererek yazdığı bu kitabını aylar öncesinden ön tanıtımlar ile okuyucularını oldukça yüksek bir beklenti içerisine soktu.
gelelim yine şahsi görüş ve spoiler niteliğindeki yorumlarıma. şöyle ki;
her şeyden önce kayıp tanrılar ülkesi; mitoloji, arkeoloji zemini üzerine oturtulmuş polisiye bir kurgu. mitoloji hakkında en ufak bilgi ve merak sahibi olmayan kişileri bile mitler dünyasına sokabilmeyi ve daha da detaylandırma isteği aşılayarak araştırmaya sevk etmeyi başarıyor ahmet ümit. fakat yaklaşık 500 sayfalık bir polisiye roman olduğu düşünüldüğünde zeus'tan yapılan alıntıların abartıldığını düşünüyorum. polisiye kurgusu içerisine mitolojiden referanslar vererek okuyucuya final tahmini yapma şansı vermeye çalışması elbette "olmazsa olmaz" lakin konudan ve kurgudan ciddi sapmalara yol açacak düzeyde kalmış. yani zeus 'un kendisine ait söylevlerini okurken bazı kısımlarda "eeee?" diyebiliyor ve konudan uzaklaşabiliyorsunuz.
kitap, bana göre bir yere oturmamış. polisiye desen çok ama çok zayıf; bilgilendirici desen yetersiz. istanbul hatırası ,beyoğlu rapsodisi gibi kitapların çıktığı bir kalemden bu nitelikte bir roman okuduğuma açıkçası üzüldüm. polisiye kurgusu olarak bana göre olmamış bir kitap. fakat ahmet ümit' in, her zaman saygıyı hak eden esas niteliklerinden olan önce bilgi sahibi olmayı, bu bilgileri referans gösterebilmesi, araştırmalarının dayanaklarını şeffaf bir şekilde yerleştirmesi yönünden çok kıymetli bir kitap. ellerine, emeklerine sağlık.
kitaba dair ise notlarım arasına aldığım en önemli olay; nürnberg stadyumu ve zeppelin tribünü 'dür. sırf cehaletime bu iki katkısı yönünden saygılar, şükranlar.
not : bergama kazısındaki eserleri, almanya'ya "satan" dönemin yöneticilerine de ayrıca selamlar...
takipçilerinin bildiği üzere ahmet ümit, almanya - türkiye arasında mekik dokuyarak ve her zamanki gibi meslek ahlakıyla birlikte araştırarak ve araştırmalarına referans vererek yazdığı bu kitabını aylar öncesinden ön tanıtımlar ile okuyucularını oldukça yüksek bir beklenti içerisine soktu.
gelelim yine şahsi görüş ve spoiler niteliğindeki yorumlarıma. şöyle ki;
her şeyden önce kayıp tanrılar ülkesi; mitoloji, arkeoloji zemini üzerine oturtulmuş polisiye bir kurgu. mitoloji hakkında en ufak bilgi ve merak sahibi olmayan kişileri bile mitler dünyasına sokabilmeyi ve daha da detaylandırma isteği aşılayarak araştırmaya sevk etmeyi başarıyor ahmet ümit. fakat yaklaşık 500 sayfalık bir polisiye roman olduğu düşünüldüğünde zeus'tan yapılan alıntıların abartıldığını düşünüyorum. polisiye kurgusu içerisine mitolojiden referanslar vererek okuyucuya final tahmini yapma şansı vermeye çalışması elbette "olmazsa olmaz" lakin konudan ve kurgudan ciddi sapmalara yol açacak düzeyde kalmış. yani zeus 'un kendisine ait söylevlerini okurken bazı kısımlarda "eeee?" diyebiliyor ve konudan uzaklaşabiliyorsunuz.
kitap, bana göre bir yere oturmamış. polisiye desen çok ama çok zayıf; bilgilendirici desen yetersiz. istanbul hatırası ,beyoğlu rapsodisi gibi kitapların çıktığı bir kalemden bu nitelikte bir roman okuduğuma açıkçası üzüldüm. polisiye kurgusu olarak bana göre olmamış bir kitap. fakat ahmet ümit' in, her zaman saygıyı hak eden esas niteliklerinden olan önce bilgi sahibi olmayı, bu bilgileri referans gösterebilmesi, araştırmalarının dayanaklarını şeffaf bir şekilde yerleştirmesi yönünden çok kıymetli bir kitap. ellerine, emeklerine sağlık.
kitaba dair ise notlarım arasına aldığım en önemli olay; nürnberg stadyumu ve zeppelin tribünü 'dür. sırf cehaletime bu iki katkısı yönünden saygılar, şükranlar.
not : bergama kazısındaki eserleri, almanya'ya "satan" dönemin yöneticilerine de ayrıca selamlar...
devamını gör...
güven
herkese verilmemesi gereken aksi halde çok fazla pişman olacağınız duygudur.
ezel dizisini izlemediyseniz tavsiye ederim.
ezel dizisini izlemediyseniz tavsiye ederim.
devamını gör...
insanların zamanla değişmesi
"elimizi ayağımızı bağlayacak,bizi işimizden alıkoyacak tüm nostalji duygularını elimizin tersiyle itelim, demişti cipriano beklenmedik bir canlılıkla,değişimin yönü hep ileridir,bizim ona ayak uydurmaktan başka seçeneğimiz yoktur ve yolun kıyısında oturup bugünlerinden daha iyi olmayan bir geçmiş için gözyaşı dökenler, acınacak halde kalmaya mahkumdur." der jose saramago
değişmek zorundayız.
değişmek zorundayız.
devamını gör...
yurt dışında yaşayan yazarlar
16 sene önce gittim, her şey de güzel gidiyordu. 1 seneye yakın da kaldım. ah bu eşek kafam ah. geri döndüm maalesef. tekrar gidecektim, her şeyi de ayarlamış olmama rağmen hastalık engel oldu bana.
siz siz olun gençler, fırsatını bulduğunuz anda daha iyi bir hayat için gidin. bu kararı verirken de asla duygusal davranmayın.
siz siz olun gençler, fırsatını bulduğunuz anda daha iyi bir hayat için gidin. bu kararı verirken de asla duygusal davranmayın.
devamını gör...
bir erkeğin en savunmasız olduğu an
kondomun yırtıldığını farkettiği andır.
devamını gör...
kavanoz kapağı açmak
açabilen kadınlardan olduğumdan mütevellit kendimi sık sık zeyna gibi hissetmeme sebep olan eylem.
devamını gör...