belgeselde gördüğüm ve çok acayip bulduğum bir sürüngen türü. merak edip araştırdıktan sonra şunlara ulaştım.

boomslang olarak da bilinen dispholidus typus zehirli ağaç yılanları, sahra altı afrika'sına özgü bir tür. kısmen orantısız büyüklükteki gözleri ve erkeklerinde parlak açık yeşil, dişilerinde ise kahverengi deri bulunuyor.

bu yılan ömrünün çoğunu ağaçların üzerinde geçiriyor ve kertenkeleleri, kurbağaları, bukalemunları, fareleri ve kuşları avlayıp onlarla besleniyor. eğer yutamayacağı büyüklükte bir şeyle karşılaşırsa, oradan o kadar hızlı uzaklaşıyor ki, genellikle yutamayacağı o hayvanın, yılanın orada olduğundan haberi bile olmuyor. ayrıca bu tür, yılanlar dünyasının "kedisi" denebilir, çünkü genellikle kuşların korunaklı yuvalarının etrafında dolanıyor ve kış uykusuna yatması gerektiği zaman bu kuşların yuvalarının içine kıvrılıveriyor. son derece utangaç ve saldırgan olmayan bir tür. bu saldırgan olmayan eğilimleri bir yana, bu yılanlardan biri tarafından ısırılmak inanılmaz ama inanılmaz şansız olduğunuz anlamına geliyor.

çünkü zehrinin asıl etkisi pıhtılaşma önleyici yapısında gizli. zehir bir tür hemotoksin yani kırmızı kan hücrelerini öldürüyor, kan pıhtısını azaltıyor ve organlarla dokuların bozulmasına neden oluyor.

hatta kan bulabildiği bir delikten sızmaya çalışıyor. bu delikler arasında damağımızdaki delikler, burun delikleri hatta derimizdeki ufacık kesikler bile yer alıyor. bu yılan tarafından sokulmanız halinde vücudunuzun her yerinden oluk oluk kan akabilir.

yeşil erkek ve dişi kahverengi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dedemin kardeşleri : mavi, yeşil, lele. tabi 10 kardeş olduklarından koyacak isim kalmamış olsa gerek.
devamını gör...

acı biber turşusu.
devamını gör...

stan lee'nin bir konuşmasından:

-spider-man hakkındaki bütün harika fikirlerimle birlikte yayıncımın ofisine gittim.

tepkisi şöyleydi:

"stan bu duyduğum en kötü fikir."
düşüncelerini söylemeye başladı, bu arada kendisi oldukça mantıklı ve zeki biridir. "öncelikle insanlar örümceklerden nefret eder, bu yüzden bir kahramana örümcek adam diyemezsin. genç mi olmasını istiyorsun bir de? gençler sadece yardımcı olabilir. kişisel sorunlar mı? stan süper kahramanları bilmiyorsun galiba. onların kişisel sorunları olmaz."

bu duyduklarımdan sonra ofisten hayal kırıklığıyla birlikte ama daha bilge bir şekilde çıktım. ama spiderman'i aklımdan çıkaramıyordum. o zamanlar 'amazing fantasy' adlı seriyi bitirmek üzereydik. iyi satmıyordu ve basına son sayısını verecektik. bir seriyi bitiriyorsanız içinde ne olduğu kimsenin umrunda olmaz çünkü seri son kez yayınlanıyordur. sadece aklımdan çıkarmak için sayıya ve sayının kapağına spider-man'i ekledim ve yoluma baktım.

bir ay kadar sonra satış rakamları geldi ve yayıncım, "stan stan!"diyerek ofisime girdi. "ikimizinde bayıldığı spider man'i hatırlıyor musun? hadi ona kendi serisini çıkaralım." dedi, yemin ederim. peki bunu size neden anlattım biraz zaman geçirmeye çalıştığımı saymazsak gerçekten iyi olduğunu bildiğiniz bir fikriniz varsa salağın tekinin sizi vazgeçirmesine izin vermeyin.

devamını gör...

son 1-2 gündür hasta hissettiğim için, hayatı işler dışında çok sözlüğe bakamıyorum.
an itibarı ile izleme fırsatı buldum.
sümküre sümküre güldüm, bütün genizlerim açıldı.

(bkz: kocaman alkış)

ayrıca bütün seriler için (bkz: kafa açan kesitler)
devamını gör...

bugün pek çok tanımda gördüğüm durumdur, herşey değil doğrusu her şeydir. cümleyi yazarken bile hatalı olduğu belli olunca kelimenin altında kırmızı şerit çıkıyor. ona da mı bakmıyorsunuz?

edit: sakin olun ilk kez aynı başlıklar açılmıyor sözlükte, resmen taşlanır gibiyim.
devamını gör...

dilin metinde, parçada okuyucuyu harekete geçirmeyen; sanatsal kaygı taşımayan, bilgi vermek amacıyla kullanılan işlevidir.
devamını gör...

aristo da yarım kalmış bir tosttur.
devamını gör...

yaklaşık sekiz aydır sözlükte olup sadece iki yüz yetmiş beş tanımımla sanırım benim o. sözcükler içime içime doluyor da bir türlü taşıramıyorum onları dışarı. ahmet arif'in kalbim bir dinamit kuyusu dediği yerdeyim.
devamını gör...

bunu söyleyen adam maldır. kısa ve net. bakın hiç tarih bilgisine, kitaplara, atarükü tanımasına vs. girmiyorum. kısa ve net. “mal”.
devamını gör...

hz. muhammed'in (sav) hayatı ve mukaddes vazifesi sırasında gösterdiği gayretleri anlatan ilme siyer-i nebî denir.
bu ilim hadis, tefsir, fıkıh, kelâm ve ahlâk gibi bütün islâmî ilimlerin kur'an-ı kerîm'den sonraki en büyük kaynağıdır. başlangıçta hadis kitaplarında siyer başlığı altında ele alınan siyer, sonradan ayrı kitap yazımlarına konu olmuş ve hadisten ayrılmıştır.
siyer-i nebi eserleri içinde en ünlüsüne gelince... sultan üçüncü murat , hz. muhammed’in biyografisini içeren minyatürlü bir eser hazırlanmasını istemiş, bu amaçla erzurumlu darir tarafından 1388 yılında mısır’da memlûk sultanı berkuk’un isteğiyle yazılmış olan siyer-i nebi’nin metni seçilmiştir.
elyazmacısı lütfi abdullah saray atölyesinde bu iş için görevlendirilmiştir. bu çalışmayı üçüncü murad'dan sonra hükümdar olan üçüncü mehmed idaresi altında iken 1595 tarihinde tamamlar.
eser, nakkaş osman’ın öğrencisi nakkaş hasan ve ekibi tarafından 6 cilt olarak hazırlanmış, günümüze 5 cildi ulaşabilmiştir. 6 ciltte toplam 814 minyatür yer almaktadır.
ciltlerden ı, ıı ve vı topkapı müzesi'nde, ııı. cilt new york halk kütüphanesi'nde, ıv. cilt de dublin'deki chester beatty kütüphanesi'ndedir. v. cilt ise kayıptır.
6 ciltlik olan bu siyer-i nebi'de her ne kadar hz. muhammed'in yüzü bir peçe ile örtülmüş şekilde tasvir edilmişse de, osmanli minyatur sanatinda bir ilki temsil ettiği ve çok az kopyasi bulunduğu için bu esere paha biçilememektedir.
bu eser esas itibariyle eski anadolu türkçesi özellikleri taşımaktadır. türk edebiyatında sonraki yüzyıllarda bir tür olarak gelişecek siyer ve mevlid yazma geleneğinde çığır açmıştır. içindeki manzumelerin bir kısmı lirik şiirin başarılı örnekleri sayılır. özellikle hz. muhammed’in doğumunun sade bir dille, samimi ve içli duygularla anlatıldığı manzume türk edebiyatında mevlidlerin öncüsü olmuştur.
devamını gör...

başka bir adıyla, kayıp ilanı.
kimlik, ehliyet, diploma gibi eşyaların kaybolması durumunda bir sorun ile karşılaşmamak için gazetelere verilmesi gereken ilandır.
kaybolan eşya kötü niyetli biri tarafından bulunsa bile verilen ilanda
-hükümsüzdür- diye belirtildiğinden oluşabilecek sıkıntılar önlenir.
devamını gör...

geleceğin anıtkabiri*, at fava bekle.
manzarası ve konumu itibariyle hangi amaçla yapılmış olduğu açıktır.
devamını gör...

insanlar sadece kendi fikirlerini değerli görüyor. 'kim ne yazmış?' ya da 'acaba benimle aynı şeyi düşünen var mı?' diye bakmıyorlar.

bol tanımlı bir başlığa girdiğim zaman önce yazacağım tanımdaki anahtar kelimeyi aratıyorum varsa beğeniyorum. sonra yazdığını okumak istediğim yazarı aratıyorum.
devamını gör...

dil öğrenimi;
bilgisayar donanımı,
model uçak,
model tren,
şiir,
edebiyat,
tarih,
felsefe,
psikoloji,
ikili ilişkiler,
eğitim danışmanlığı,
proje bazlı çalışma,
proje yazımı,
ab/kosgeb/kalkınma ajansı projeleri,
müzik
plak koleksiyonu
pikap
yurtdışında yaşam,
yurtdışına göç,

başlıklarıyla her daim yardıma hazır olduğum konulardır.
devamını gör...

bu bir arolium ukdesidir.

17. yy'a ''manzara resmi'' diye bir şey yoktu. 17. yy'da cermenli ressamlar manzaraya kısa süreli eğilim göstermişler.
sonrasında yine tek başına kullanılmamıştır.
manzara ''figürlü resim''in arkasında, fon olarak kullanılmaya devam etmiştir.
18. yy'da ise ingiliz ve alman ressamları manzarayı ''tek başına''işlemeye başlamış
19. yy'da ise fransız ressamlarda 'manzara' başlı başına bir konu olarak işlenmeye başlanmış, ''açık hava ressamlığı'' diye bir kavram doğmuştur. şovalyeler, tuvaller köylere ve ormanlara taşınmıştır. barbizon ekolü ortaya çıkmıştır.

barbizon ekolü: fransız ressamları ile başlayan manzaraya eğilimli ressamlar topluluğudur efem...

işte bu ekoldekilerden biri de, fransız ressam paul gauguin'dir.
depresyona girdiği, intihara kalkıştığı günler olunca kendisini tahiti'ye atmış , fransız polinezyası olan tahiti'ye hayran kalarak üzerinde bir çok resimler yapmıştır. gerek halkını, gerek doğasını ‘fatata te miti (by the sea)’, ‘la orana maria’ (ave maria) gibi bir çok önemli tabloya yansıtarak gerçek anlamda altlarına ''imza'' atmıştır.

gauguin, tahitiden o kadar etkilenmiş ki; tahiti yaşam tarzını ve inançlarını anlattığı , noa noa: the tahiti journal of paul gauguin adlı bir kitabı vardır.
kısacası tahiti, gauguin'i depresyondan kurtaran, ilham perilerini tekrar bulmasını sağlayan yerdir.

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

ayağa kalk uyumak için önümüzde sonsuzluk var sözlerinin sahibi matematikçi , rubai yazarı aynı zamanda astronom.
devamını gör...

başkalarına göstermek için yaşayan insandır. kendine yazık ediyordur.
devamını gör...

cümlenin göbek adıdır.
bir duyguyu, düşünceyi, isteği, yargıyı v.b olguyu anlatmak için tek başına çekimli kelime birliği ya da özne, tümleç ve yüklemden oluşan sözcük dizisidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim