yazarların en sevmediği ay
hava durumunun değişken olduğu ekim ve nisan ayları.
devamını gör...
hodbin
yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesten üstün tutan kişiye verilen isimdir.
devamını gör...
seni seviyorum demenin sorumluluğu
-seni çok seviyorum.
+sözünü geri al. hem zaten duymadım, işine gelmeyeni duymayanlar bölüğünün sancaktarı olarak. çok sevme beni, lazım değil, zaten lazıma da lüzumsuz kelimeler sözlüğünün ilk sayfasında yer vermişler, geçen gün saçmalamak için gereksiz kelimeler ararken gördüm.
çok sevme beni, çünkü sonu yok. çok sevenlerin hiçbiri adam olmadı, kimse aferin demedi çok sevenlere, kimse madalya takmadı onlar çok seviyorum diye telef olurken. çok sevmenin hükmü kalmadı piyasalarda, gazetelere bak biraz, uyan artık rüyalarından.
terbiyesizin teki muazzam bir çukur açmış çok sevenler otobanının tam ortasında. çok sevip de duramayanlar dolu içi. her gün yanından geçiyorum, el ele tutuşmuş aşıklar mezarına bakıyorum çok sevenler otobanının tam ortasında.
üstelik, çok sevmenin nasıl bir hakaret olduğunu anlatayım sana, bak. dinle.
birini, gerçeğin batağından çekip çıkardığında, kuş tüyleriyle dolu hayallerin içine aldığında, sevilmeye acıkmış bedenini şefkatle okşadığında, sahte gülmekten nasırlaşmış yanaklarını aşkla öptüğünde, kahramanını aramaktan yorulmuş gözlerinin içine bakıp da hiç bulmaması gerekirken aradığını verdiğinde, borçlu kalırsın çok sevdiğine. onu hep öyle sevmeye. çünkü çok sevmek bedava değildir. sevdiğinin kalbinden çalmaktır. izinsizce gönlüne girmek, aklından, hayatından, hayallerinden almaktır.
o yüzden çok sevme kimseyi. ironi yapmıyorum, hemen heyecanlanma. küçümseme bu kadar, sakin ol, çözemedin henüz sözlerimi.
beni çok sevmen için lafı dolaştırıp, ters köşelere yatırmıyorum seni. çok net anlatıyorum. mecazlar, nükteler, hicivler yok bu kez. sözlüğü aç bak, ne görüyorsan, onu söylüyorum: çok sevme beni.
şansın varsa, umarım kimse de seni çok sevmez bebeğim.
+sözünü geri al. hem zaten duymadım, işine gelmeyeni duymayanlar bölüğünün sancaktarı olarak. çok sevme beni, lazım değil, zaten lazıma da lüzumsuz kelimeler sözlüğünün ilk sayfasında yer vermişler, geçen gün saçmalamak için gereksiz kelimeler ararken gördüm.
çok sevme beni, çünkü sonu yok. çok sevenlerin hiçbiri adam olmadı, kimse aferin demedi çok sevenlere, kimse madalya takmadı onlar çok seviyorum diye telef olurken. çok sevmenin hükmü kalmadı piyasalarda, gazetelere bak biraz, uyan artık rüyalarından.
terbiyesizin teki muazzam bir çukur açmış çok sevenler otobanının tam ortasında. çok sevip de duramayanlar dolu içi. her gün yanından geçiyorum, el ele tutuşmuş aşıklar mezarına bakıyorum çok sevenler otobanının tam ortasında.
üstelik, çok sevmenin nasıl bir hakaret olduğunu anlatayım sana, bak. dinle.
birini, gerçeğin batağından çekip çıkardığında, kuş tüyleriyle dolu hayallerin içine aldığında, sevilmeye acıkmış bedenini şefkatle okşadığında, sahte gülmekten nasırlaşmış yanaklarını aşkla öptüğünde, kahramanını aramaktan yorulmuş gözlerinin içine bakıp da hiç bulmaması gerekirken aradığını verdiğinde, borçlu kalırsın çok sevdiğine. onu hep öyle sevmeye. çünkü çok sevmek bedava değildir. sevdiğinin kalbinden çalmaktır. izinsizce gönlüne girmek, aklından, hayatından, hayallerinden almaktır.
o yüzden çok sevme kimseyi. ironi yapmıyorum, hemen heyecanlanma. küçümseme bu kadar, sakin ol, çözemedin henüz sözlerimi.
beni çok sevmen için lafı dolaştırıp, ters köşelere yatırmıyorum seni. çok net anlatıyorum. mecazlar, nükteler, hicivler yok bu kez. sözlüğü aç bak, ne görüyorsan, onu söylüyorum: çok sevme beni.
şansın varsa, umarım kimse de seni çok sevmez bebeğim.
devamını gör...
market kasiyerinin şube müdürü olarak atanması
beyefendinin dün soförü olan bugün milletveki. (bkz: yeliz)
şaşırtmaz bu ülkede, başka şeylerle gelin.
şaşırtmaz bu ülkede, başka şeylerle gelin.
devamını gör...
daddy ucemak kızıl nelson üçlüsü
ortadoğu ve balkanların en hızlı tanım giren yazarı; (bkz: daddy)
devamını gör...
bugün beynin için ne yaptın sorusu
günümü planladım,
mutlu edecek molalar koydum rutinime*
sözlüğe yazdım.*
dünden farklı ekstra bir iki şey yapmaya niyetliyim.
farklı faaliyetler beyni canlandırır, aynı faaliyetler uyuşturur.
bu günkü farklı faaliyetim, ıspanak yıkamak, kendisi ecem erkek için nankör sebzedir.
iki saatten aşağı yıkanmaz.
onu yıkarken tüm hayatımın muhasebesini yapacam, önümüzdeki iki yılı planlayacam.
hep beynim için bunlar.
canım beynim küçülme olur mu?
finali olduğun gibi yapalım.
sırf, sen bedenini koru diye, ben uzun süreli mutsuz olmuyorum, her şey senin için yani.
yoksa ben de bilirim acılı adana yaşamayı.
mutlu edecek molalar koydum rutinime*
sözlüğe yazdım.*
dünden farklı ekstra bir iki şey yapmaya niyetliyim.
farklı faaliyetler beyni canlandırır, aynı faaliyetler uyuşturur.
bu günkü farklı faaliyetim, ıspanak yıkamak, kendisi ecem erkek için nankör sebzedir.
iki saatten aşağı yıkanmaz.
onu yıkarken tüm hayatımın muhasebesini yapacam, önümüzdeki iki yılı planlayacam.
hep beynim için bunlar.
canım beynim küçülme olur mu?
finali olduğun gibi yapalım.
sırf, sen bedenini koru diye, ben uzun süreli mutsuz olmuyorum, her şey senin için yani.
yoksa ben de bilirim acılı adana yaşamayı.
devamını gör...
eyvallah
hikmet anıl öztekin kitabı.
eyvallah (seyyah) ve
eyvallah (varacağını bilemediğin yola çıkar mıydın?)
"ve bağırdı annem, tam kapıdan çıkarken; "yüreğini ört..! -insanlar soğuk,üşürsün.."
eyvallah 1 - hikmet anıl öztekin
eyvallah (seyyah) ve
eyvallah (varacağını bilemediğin yola çıkar mıydın?)
"ve bağırdı annem, tam kapıdan çıkarken; "yüreğini ört..! -insanlar soğuk,üşürsün.."
eyvallah 1 - hikmet anıl öztekin
devamını gör...
yazarlardan şiir kitabı önerileri
dokuza kadar on- özdemir asaf
göğe bakma durağı- turgut uyar
benden sonra mutluluk-özdemir asaf
cemal süreya-üvercinka
göğe bakma durağı- turgut uyar
benden sonra mutluluk-özdemir asaf
cemal süreya-üvercinka
devamını gör...
neyim var ki
bu gün iki kere karşıma çıkan şarkı.
neyim var acaba diye düşündüm durdum.
neyim var acaba diye düşündüm durdum.
devamını gör...
djarum black
üniversitede arkadaş alırdi arada ondan otlanirdim süper tadı ve kokusu vardı zaten paketi masaya koyduğunda 10 dakikada falan biterdi. yıllar oldu icmeyeli fiyatı tadı nasıldır su an merak ediyorum hatta adını bile unutmuştum burda görünce hatırladım.
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
kesinlikle zevkle izleyeceğimi düşündüğüm yayın olacaktır.
devamını gör...
en iyi ikililer
kuru fasulye -sucuk
kuru fasulye -beyaz tuzlu peynir
kuru fasulye -turşu
kuru fasulye -acılı ayran.
*
kuru fasulye -beyaz tuzlu peynir
kuru fasulye -turşu
kuru fasulye -acılı ayran.
*
devamını gör...
aile evinde yazılı olmayan bir kural
annelerin yükü mümkün mertebe azaltılır.
devamını gör...
sözlükteki nickaltı övücülüğü
övülecek bir şey varsa güzeldir, insanların tanımlarını okuyup farkedilen özellikleri, nitelikleri yazılmalıdır, takdir edilmelidir, övülmelidir de...
ama benim profilime gelip güya nickaltı diye, x yazarın tanımlarını ne kadar hızlı beğendiğimi yazması, "kaç tane" beğendiğimi, saat kaçta beğendiğimi yazması... "benimle ilgili bir şey değildir"
başka bir şey yazmıyorsa özellikle...
gelip benim sayfamda ne kadarda güzel tanımları olduğunun altını çizmektir,
"beni kullanarak"
öncelikle, o kadar beğeni yapmanın farkedileceğini biliyor yazarlar, ve nezaketen, bir zahmet sende onun yazdıklarını oku, bir şey kaybetmezsin, korkma.. oku.. teşekkür etmek istiyorsan, senin yazdıklarını okuduğu için, sende onun yazdıklarını oku, "istiyorsan"
beğenmezsen, neden beğenmediğini yaz neye katılmadığını yaz, eyvallah.. beğenirsende neden beğendiğini yaz ve bir nedeni olsun, var çünkü.. ve onu anla..
okuduğun yazıların, yazarın, sertmi, iyimi, kötümü, komikmi, duygusalmı, objektifmi değilmi.... nasıl yazdığını anla lütfen...
*şu an itibariyle tanımlarımı beğenmiştir, süper yazardır ehe ühe....
*beğeni yağmuruna tutmuştur ehe ühe
*45 tane beğeni yaptı bana.. dikkat dikkat onistanbul bana seri beğeni yaptı ehe ühe..
bunlar nickaltı değildir...
sırf bu yüzden beğeni yapmaya korkuyorum artık, yazar okuyamıyorum...
ama benim profilime gelip güya nickaltı diye, x yazarın tanımlarını ne kadar hızlı beğendiğimi yazması, "kaç tane" beğendiğimi, saat kaçta beğendiğimi yazması... "benimle ilgili bir şey değildir"
başka bir şey yazmıyorsa özellikle...
gelip benim sayfamda ne kadarda güzel tanımları olduğunun altını çizmektir,
"beni kullanarak"
öncelikle, o kadar beğeni yapmanın farkedileceğini biliyor yazarlar, ve nezaketen, bir zahmet sende onun yazdıklarını oku, bir şey kaybetmezsin, korkma.. oku.. teşekkür etmek istiyorsan, senin yazdıklarını okuduğu için, sende onun yazdıklarını oku, "istiyorsan"
beğenmezsen, neden beğenmediğini yaz neye katılmadığını yaz, eyvallah.. beğenirsende neden beğendiğini yaz ve bir nedeni olsun, var çünkü.. ve onu anla..
okuduğun yazıların, yazarın, sertmi, iyimi, kötümü, komikmi, duygusalmı, objektifmi değilmi.... nasıl yazdığını anla lütfen...
*şu an itibariyle tanımlarımı beğenmiştir, süper yazardır ehe ühe....
*beğeni yağmuruna tutmuştur ehe ühe
*45 tane beğeni yaptı bana.. dikkat dikkat onistanbul bana seri beğeni yaptı ehe ühe..
bunlar nickaltı değildir...
sırf bu yüzden beğeni yapmaya korkuyorum artık, yazar okuyamıyorum...
devamını gör...
çocuğunuz ateist olduğunu söylese ne yaparsınız sorunsalı
nedenini, gerekçelerini sorarım, neyin üzerine temellendirdiğini sorarım. yüksek ihtimalle okuduğu kitaplardan etkilenmiş olur benim yavrum. bu kadar keskin bir dönüş yapmaması gerektiğini, hayatını anlamlandıramayacağını, tüm sorgulayanlar gibi dine tekrar döneceğini söylerim ona. bununla kalmaz, onunla mantık çerçevesinde tartışırım. o, benim yavrumdur. ondan sorumluyumdur. yaptığı her şeyde arkasında ben dururum; asla değersiz ve yalnız, sevilmeyen birsi olduğunu hissetmesine izin vermem.
evden atmak, sinirlenmek nedir? tanrı gerçekten varsa onu bu şekilde korumak kimin haddinedir? sanki tanrı'nın varlığı inanılmak istenen bir yalan da o yüzden yokluğu iddia edildiğinde bu kadar büyük tepkiler veriliyor, bu tepkileri verenler de inanmak istedikleri bir yalanın peşinden gidiyormuş gibi geliyor bana ne zaman bu büyük ve yersiz tepkilerle karşı karşıya kalsam.
evden atmak, sinirlenmek nedir? tanrı gerçekten varsa onu bu şekilde korumak kimin haddinedir? sanki tanrı'nın varlığı inanılmak istenen bir yalan da o yüzden yokluğu iddia edildiğinde bu kadar büyük tepkiler veriliyor, bu tepkileri verenler de inanmak istedikleri bir yalanın peşinden gidiyormuş gibi geliyor bana ne zaman bu büyük ve yersiz tepkilerle karşı karşıya kalsam.
devamını gör...
kadir gecesi
kadir geceniz mübarek olsun. (güllü, güvercinli arka plan resmi varmış gibi okuyun.)
devamını gör...
orta çağ'da yaşayacak olsan yapacağın meslek
filozof olmak isterdim. o dönemde pek sevilmese de.
devamını gör...
michelangelo ve şiir
michelangelo 6 mart 1475 yılında italya, toskana'daki arezzo yakınlarında; günümüzde caprese michelangelo olarak anılan bir köyde doğmuştu. bölgenin idari amirlerinden olan babasının buradaki görevi bitince ailecek floransa'ya dönmüşlerdi. maddi sorunlar yaşadıkları için küçük michelangelo'yu settignano'da yaşayan bir taş ustasının yanına gönderdiler. burada taş ocaklarını sık sık ziyaret eden michelangelo orada çalışanları izliyor, taşlarla oynuyordu. yazacağı sonelerde de değineceği gibi, çocukluk anıları taşlar ve mermerler ile ilgiliydi.
evet, resimleri ve heykelleri ile ünlü olsa da michelangelo, soneler ve şiirler de icra etmişti. kişisel özellikleri itibari ile michelangelo yalnız ve içine kapanık, kendini toplumdan dışlamış bir adamdı. ev içi alışkanlıklarının sefilce olduğunu yazmıştır biyografi yazarı giovio. bir öğrencisine de söylediği üzere ne kadar parası olursa olsun bir fakir gibi yaşardı, sanki yemeklerini zorunluluktan yerdi ve kıyafetleri, çizmeleri ile uyurdu. bunların yanında içinde romantik bir kişilik de barındırıyordu. 300'den fazla sone ve müzik kompozisyonu yazdığı söylenmektedir.
şiirleri hakkında cinsel yönelimine yönelik bazı tartışmalar ve sorular hala devam etmektedir. mesela sanatçı 57 yaşındayken, o zamanlar genç olan tommaso dei cavalieri isimli bir adamla tanışmıştı. ondan çok etkilenmişti. onun fiziksel görüntüsünden, ruhundan ve zihninden etkilenmiştir. ondan yüzyılın ışığı şeklinde bahsetmiş, ve aşkını yaklaşık 30 şiirini cavalieri'ye adayarak bizlere aktarmıştır. tarihçiler bu aşkın platonik olduğunu mu yoksa homoerotik alt metinler içerdiğini mi tartıştılar. fakat zamanla, onun aşkında bir özne olmadığı fikri kabul görmeye başladı.
buna benzer bir diğer aşk arkadaşı da vittoria colonna'idi. kendisi bir asilzade ve şair olan colonna sanatçı tarafından çok sevilmişti. karşılıklı olarak birbirlerine şiirler yazdılar ve mektuplaştılar. michelangelo bu tür duygu yüğklü şiirleri dışında da eserler üretti. farklı sanatçılara, asillere, eserlerine, sanata ve tanrıya... hayatı ile ilgili pek çok konuda şiirler yazmış, kendini ifade etmiştir michelangelo. kendi sanatına nasıl baktığı, sanatı ile tanrı arasında nasıl bir bağ kurduğu şiirlerinde görülür. şiirinde tanrının kendisine karşı acımasız olduğunu da söyler. hem kadınlara hem de erkeklere duyduğu tutkulu hisler de şiirleri ile bize ulaşır.
kısacası şiir, michelangelo için sadece bir uğraş değil bir sanattır. ve bunda da, resim ve heykel sanatındaki yeteneği gibi, ortalama üstüne çıkmıştı. yazdığı şiirler de sanatçı kişiliğinin başarısını bizlere kanıtlamaktaydı. güzellik, yaratılış ve tanrı aşkı. michelangelo'nun elinde, aynı mermer ya da boya gibi; mürekkep de şaheserlere dönüşüyordu.
kaynakça ve daha fazlası: youth-time.eu, michelangelo-gallery.com - bazı şiirleri, arthum.college.columbia.edu - şiirleri hakkında bir makale, wikipedia - michelangelo, wikipedia - tommaso dei cavalieri, .cbc.ca, artrenewal.org, allpoetry.com, publicdomainreview.org - şiirleri, sanatın büyük ustaları - michelangelo, hayalperest yayınevi
evet, resimleri ve heykelleri ile ünlü olsa da michelangelo, soneler ve şiirler de icra etmişti. kişisel özellikleri itibari ile michelangelo yalnız ve içine kapanık, kendini toplumdan dışlamış bir adamdı. ev içi alışkanlıklarının sefilce olduğunu yazmıştır biyografi yazarı giovio. bir öğrencisine de söylediği üzere ne kadar parası olursa olsun bir fakir gibi yaşardı, sanki yemeklerini zorunluluktan yerdi ve kıyafetleri, çizmeleri ile uyurdu. bunların yanında içinde romantik bir kişilik de barındırıyordu. 300'den fazla sone ve müzik kompozisyonu yazdığı söylenmektedir.
şiirleri hakkında cinsel yönelimine yönelik bazı tartışmalar ve sorular hala devam etmektedir. mesela sanatçı 57 yaşındayken, o zamanlar genç olan tommaso dei cavalieri isimli bir adamla tanışmıştı. ondan çok etkilenmişti. onun fiziksel görüntüsünden, ruhundan ve zihninden etkilenmiştir. ondan yüzyılın ışığı şeklinde bahsetmiş, ve aşkını yaklaşık 30 şiirini cavalieri'ye adayarak bizlere aktarmıştır. tarihçiler bu aşkın platonik olduğunu mu yoksa homoerotik alt metinler içerdiğini mi tartıştılar. fakat zamanla, onun aşkında bir özne olmadığı fikri kabul görmeye başladı.
buna benzer bir diğer aşk arkadaşı da vittoria colonna'idi. kendisi bir asilzade ve şair olan colonna sanatçı tarafından çok sevilmişti. karşılıklı olarak birbirlerine şiirler yazdılar ve mektuplaştılar. michelangelo bu tür duygu yüğklü şiirleri dışında da eserler üretti. farklı sanatçılara, asillere, eserlerine, sanata ve tanrıya... hayatı ile ilgili pek çok konuda şiirler yazmış, kendini ifade etmiştir michelangelo. kendi sanatına nasıl baktığı, sanatı ile tanrı arasında nasıl bir bağ kurduğu şiirlerinde görülür. şiirinde tanrının kendisine karşı acımasız olduğunu da söyler. hem kadınlara hem de erkeklere duyduğu tutkulu hisler de şiirleri ile bize ulaşır.
kısacası şiir, michelangelo için sadece bir uğraş değil bir sanattır. ve bunda da, resim ve heykel sanatındaki yeteneği gibi, ortalama üstüne çıkmıştı. yazdığı şiirler de sanatçı kişiliğinin başarısını bizlere kanıtlamaktaydı. güzellik, yaratılış ve tanrı aşkı. michelangelo'nun elinde, aynı mermer ya da boya gibi; mürekkep de şaheserlere dönüşüyordu.
kaynakça ve daha fazlası: youth-time.eu, michelangelo-gallery.com - bazı şiirleri, arthum.college.columbia.edu - şiirleri hakkında bir makale, wikipedia - michelangelo, wikipedia - tommaso dei cavalieri, .cbc.ca, artrenewal.org, allpoetry.com, publicdomainreview.org - şiirleri, sanatın büyük ustaları - michelangelo, hayalperest yayınevi
devamını gör...
her şeyi bildiğini sanan insan tipi
cahillik göstergesidir. her şeyi bildiğini düşünmek öğrenmeyi reddetmektir ve bence cahilliğin tanımı da budur.
devamını gör...
