minor empire
bu grupla bir hayal kahvesi konserinde tanıştım. birkaç arkadaş toplaşıp son dakika karar vermiştik. her zaman çıkan grup var sanıyordum ben. konser varmış başını kaçırmışız. sahne öyle büyük bir sahne de değil ama kanun gördüm sonra elektro keman vardı darbuka, gitarlar ve bateri. şarkıyı söyleyen hanımefendinin sesi mükemmel. ne oluyordu? durup dururken bir güzelliğin içine düşmüştüm. güzelliğin adı minor empire şarkının adı karahisar kalesi.
devamını gör...
kendi işini kendi halleden insan
benimdir. kimseye muhtaç olmayı sevmem.
devamını gör...
gelecek nesillere atasözü yazıyoruz
sakla bitcoini gelir zamanı.
devamını gör...
ekşi sözlük
bak beyim. sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak ama nasıl yakışmaz? sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören? anlamıyor musun beyim? bu çocuklar birbirini seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi saim bey. sen mi büyüksün? hayır, ben büyüğüm. ben, yaşar usta. sen benim yanımda bir hiçsin anlıyor musun? bir hiç. gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil. ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık aileme. dokunma çocuklarıma, dokunma oğluma, dokunma gelinime. eğer onların kılına zarar gelirse ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile.
devamını gör...
müslüman olup şeriatla yönetilmemek
(bkz: laiklik)
devamını gör...
türklerin işgale fetih demesi
kapısına yunan dayansa, "oww enişte sen miydin ya, buyur geç iki lokma atıştır" diyebilecek insanların beyanı. katılmıyoruz tabii ki. tarihi biraz açar okursanız görürsünüz, işgal mi yoksa fetih mi doğru kelime.
o işgal dediğin şey, belçika'nın kongoya yaptığı gibi olur. hollanda'nın surinam'a yaptığı gibi. ha buna sömürmek de diyebiliriz. lakin türkler tarih boyunca fethettikleri hiçbir bölgeyi yahut kıta'yı sömürge haline getirmemişlerdir. aksine yapılaşmaya önem vermiş, dini inançların serbestçe yaşanmasını sağlamış, mümkün olduğunca yağmadan kaçınmışlardır. dil dayatması yapmamışlardır, fethettikleri yerlerin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. bugün balkanlara giderseniz osmanlı döneminin eserlerini halen dimdik ayakta görebilirsiniz.
o işgal dediğin şey, belçika'nın kongoya yaptığı gibi olur. hollanda'nın surinam'a yaptığı gibi. ha buna sömürmek de diyebiliriz. lakin türkler tarih boyunca fethettikleri hiçbir bölgeyi yahut kıta'yı sömürge haline getirmemişlerdir. aksine yapılaşmaya önem vermiş, dini inançların serbestçe yaşanmasını sağlamış, mümkün olduğunca yağmadan kaçınmışlardır. dil dayatması yapmamışlardır, fethettikleri yerlerin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. bugün balkanlara giderseniz osmanlı döneminin eserlerini halen dimdik ayakta görebilirsiniz.
devamını gör...
diyalektik materyalizm
o kadar 'gomünist maderyalis' gaynıyo burası bi kişi açmamış şu başlığı, kırgın ve sitemkarım...
gelmiş geçmiş en evrensel* metafizik anlayışı olan hegel'in idealist metafizik düşüncesini, marx taraından farklı bir zemine oturtulmasıdır d.m. meşhur 'baş aşağı duran hegel'i ayakları üzerine oturtma' geyiği işte tam bununla alakalı. şimdi marx, hegel'i nası ters çevirmiş ona bakalım bakalım kısaca...
marx için gerçeklik, faaliyet, işleyiş ya da adına her ne dersen, maddi güçlerin toplamından ibarettir. öyle metafizikçilerin dediği gibi mekansal konumdan başka mekansal konuma hareket eden maddeler dizisiyle falan alakası yok yani mevzunun. maddi dünya diyalektik süreçle sürekli evrim halindedir ve her evrede bir çelişkiyi ''sentez''* ile aşar. bu diyalektik evrenin gelişimindeki süreci meydana getirir ve açıklar.
marx' hegel'den diyalektiği alır, ancak idealizm yerine materyalizmi ikame eder. hegel'den alıp kullandığı metafizik kavramları ya reddeder ya da içini boşaltıp yeni anlamlar verir. özne-nesne ilişkisinde, zihnin temel gerçeklik olduğu fikrini reddeder ve aslolanın madde olduğunu söyler. işte geriye kalan bu kuru gerçeklik ise, sadece maddenin evrimsel değişimiyle ilgili diyalektik süreç yoluyla anlaşılabilir.
gelmiş geçmiş en evrensel* metafizik anlayışı olan hegel'in idealist metafizik düşüncesini, marx taraından farklı bir zemine oturtulmasıdır d.m. meşhur 'baş aşağı duran hegel'i ayakları üzerine oturtma' geyiği işte tam bununla alakalı. şimdi marx, hegel'i nası ters çevirmiş ona bakalım bakalım kısaca...
marx için gerçeklik, faaliyet, işleyiş ya da adına her ne dersen, maddi güçlerin toplamından ibarettir. öyle metafizikçilerin dediği gibi mekansal konumdan başka mekansal konuma hareket eden maddeler dizisiyle falan alakası yok yani mevzunun. maddi dünya diyalektik süreçle sürekli evrim halindedir ve her evrede bir çelişkiyi ''sentez''* ile aşar. bu diyalektik evrenin gelişimindeki süreci meydana getirir ve açıklar.
marx' hegel'den diyalektiği alır, ancak idealizm yerine materyalizmi ikame eder. hegel'den alıp kullandığı metafizik kavramları ya reddeder ya da içini boşaltıp yeni anlamlar verir. özne-nesne ilişkisinde, zihnin temel gerçeklik olduğu fikrini reddeder ve aslolanın madde olduğunu söyler. işte geriye kalan bu kuru gerçeklik ise, sadece maddenin evrimsel değişimiyle ilgili diyalektik süreç yoluyla anlaşılabilir.
devamını gör...
salomi
şarkı benim için başlık sahibine ettiği kadar bir anlam ifade etmiyor fakat başlık sahibi biricik dostum bu şarkıyı lise zamanlarımızdayken indirmemi söylemişti. ilk dinlediğimde acıyı yüreğimin derinliklerinde hissettim, türkçesini bilmeden.
hala ne anlama geldiğini ve şarkının neyi anlatmak istediğini bilmiyorum. anlamını merak da etmiyorum aslında. bazı şeyler ilk hatırlandıkları hislerle güzel, eğer anlamını öğrenirsem belki ilk duyduğum zamana ve o anki hislerime ihanet olacak bu.
hala ne anlama geldiğini ve şarkının neyi anlatmak istediğini bilmiyorum. anlamını merak da etmiyorum aslında. bazı şeyler ilk hatırlandıkları hislerle güzel, eğer anlamını öğrenirsem belki ilk duyduğum zamana ve o anki hislerime ihanet olacak bu.
devamını gör...
rahatsız edici sesler
çok yüksek seslerden ziyade alçak ama sürekli tekrarlayan sesler beni çok rahatsız eder. uykuya dalmak üzereyken gün içinde duymadığım saatin sesi ya da mırıldanma şeklinde devam eden sesler gibi.
buna ek olarak kağıdın buruşma sesi.
buna ek olarak kağıdın buruşma sesi.
devamını gör...
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
bu başlığın altı ne güzel böyle. her yer atamın fotoğraflarıyla dolu, çiçek gibi. içim açıldı.
her 23 nisanda içim kıpır kıpır olurdu küçükken. yaptığımız törenler, anıtkabir ziyaretleri, o çocuk aklıyla bile duyulan gurur ve mutluluk. ben büyüdüm, ama içimdeki çocuğun o heyecanının ateşi hiç sönmedi. bu güzel bayramı birlikte kutlayabileceğimiz nice nice senelere!
her 23 nisanda içim kıpır kıpır olurdu küçükken. yaptığımız törenler, anıtkabir ziyaretleri, o çocuk aklıyla bile duyulan gurur ve mutluluk. ben büyüdüm, ama içimdeki çocuğun o heyecanının ateşi hiç sönmedi. bu güzel bayramı birlikte kutlayabileceğimiz nice nice senelere!
devamını gör...
sevilen şarkının en vurucu sözleri
adamlar- öyle normal
toparladım senin için, daha güzel boz diye arka bahçemi.
toparladım senin için, daha güzel boz diye arka bahçemi.
devamını gör...
sözlük yazarlarının şu ana kadar ağladığı en saçma şey
fok balıklarının çok yalnız olması.
devamını gör...
obez insanlardan ekstra sağlık vergisi alınsın
obez bir vatandaşım ama şükür genetik bir sorunum yok. lahmacun arasına 2 şiş adana koyarım yerim, 3 kase sütlacı tek gömerim yani kendim ettim kendim buldum durumundayım.
lakin vergi vs gibi uygulama yapılması oldukça saçma olur. en iyisi devlet desteği ile diyetisyen hizmeti verilmesidir.
lakin vergi vs gibi uygulama yapılması oldukça saçma olur. en iyisi devlet desteği ile diyetisyen hizmeti verilmesidir.
devamını gör...
ilk buluşmada pizza yiyen kız
yok artık dediğim başlık. yok artık nasıl pizza yer. hem de ilk buluşmada. inanılmaz ya.
buna da şaşırmazsınız. buna da başlık açamazsınız heralde.
(bkz: ilk buluşmada nefes alan kız)
buna da şaşırmazsınız. buna da başlık açamazsınız heralde.
(bkz: ilk buluşmada nefes alan kız)
devamını gör...
hidano
pozitif enerjisini hissettiren, insana umut aşılayan, güzel kalpli bir iyilik meleği.
devamını gör...
amk gazetesi
bu isime sahipken bazen oldukça komik başlıkları olan gazeteydi.
şimdi piyasada mı bilmiyorum.
şimdi piyasada mı bilmiyorum.
devamını gör...
türkçede çok anlama gelen kısa kelimeler
"çıkmak" sözcüğünün yaklaşık 60 kadar anlamı vardır.
devamını gör...
kadın cinayetleri neden diğer cinayetlerden ayrılıyor
çünkü bir insan boşanmak istediğinde öldürülüyorsa, zihnimiz o insanın erkek olduğuna ihtimal dahi vermiyor. bir insan "namus" davasına kurban gittiğinde öldürülen erkek mi diye düşünmüyoruz bile. bir insan tecavüze uğrayıp öldürüldüğünde "bugün yine hangi erkek öldü" diye izlemiyoruz haberi. bu cinayetlerin hepsinde öldürülenin kadın olduğunu biliyoruz. bu yüzden yazdığım her cümleye bir insan diyerek başladım ki okuyanların da zihninde "o bir insan" eylemi öğrenince bir kadına dönüşüyor. bu cinayetler bir insana değil bir cinsiyete saldırı halini aldı çünkü. görüyoruz ki ayşe, fatma değil kadınlar öldürülmek isteniyor.
devamını gör...
celebrant sorularınızı yanıtlıyor
sana niye soru soralım peki?
sözlük güzel de sanki çok kasıyorsunuz be çocuklar ha?
sözlük güzel de sanki çok kasıyorsunuz be çocuklar ha?
devamını gör...
