libidosu yüksek olduğu düşünülen ünlüler
(bkz: irem derici)
devamını gör...
sözlükteki herkes sözlükten uçurulsun kampanyası
z kuşağı y kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü y kuşağı değildim.
y kuşağı x kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü x kuşağı değildim.
sonra benim için geldiklerinde yine uçamadım çünkü beni uçuracak kimse kalmamıştı.
y kuşağı x kuşağı uçurulsun dediğinde uçamadım çünkü x kuşağı değildim.
sonra benim için geldiklerinde yine uçamadım çünkü beni uçuracak kimse kalmamıştı.
devamını gör...
bir evi daha yaşanılır kılan detaylar
güzel, geniş bir balkonu ve büyük pencereleri olması. dört duvar arasında daralıyorum.
devamını gör...
arka sokaklar klişeleri
devamını gör...
seviyeli tartışma
bu hayatta en çok keyif aldığım tartışma şekillerinden biridir. genelde iki insanın birbirinin kalbini kırmadan tartışmasına verilir bu isim.
bazı isimler televizyonda öyle seviyeli tartışırlar ki izlerken keyif alırsınız.
az önce bir arkadaşla birbirimizin kalbini kırmadan seviyeli şekilde tartıştık. hoşuma gitti.
bazı isimler televizyonda öyle seviyeli tartışırlar ki izlerken keyif alırsınız.
az önce bir arkadaşla birbirimizin kalbini kırmadan seviyeli şekilde tartıştık. hoşuma gitti.
devamını gör...
her ilde üniversite olması
ülkemizde gerçekten üniversite düzeyinde eğitim veren kurumlar bir elin beş parmağı kadar anca var. onlar dışındakiler ileri seviye lisedir, isminin sonunda üniversite yazdığına bakmayınız.
devamını gör...
ihsan oktay anar
puslu kıtalar atlası adlı kitabı da güzeldir. geçen ay okudum fazlasıyla memnun kalmıştım.
devamını gör...
yerin dibine girmek istenen anlar
t: keşkeli zaman hadiseleridir.
bazen bir şeyleri geçiştirmek maksatlı küçük yalanlar söyleyebiliyorum, bu basit ve küçük yalanların açığa çıkması bende hep yerin dibine girme hissi uyandırır.
jonathanlivingston ukdesidir.
bazen bir şeyleri geçiştirmek maksatlı küçük yalanlar söyleyebiliyorum, bu basit ve küçük yalanların açığa çıkması bende hep yerin dibine girme hissi uyandırır.
jonathanlivingston ukdesidir.
devamını gör...
ortamda telefonu hiç çalmayan tek kişi olmak
çalmıyor. asla arayanım soranım yok . (yani çok az). etrafa bakıyorum bayram seyran yüzlerce mesaj alıyorlar saatlerce telefonda konuşuyorlar. nasıl yapıyorlar anlamıyorum , ben de bir sorun var galiba *
devamını gör...
annenin ölmesi
en geçinden olması dilenen olaydır.
gerçekleştikten sonra ki hayatınınız öncesine göre kesinlikle eksik olacağını bilin.
gerçekleştikten sonra ki hayatınınız öncesine göre kesinlikle eksik olacağını bilin.
devamını gör...
moderasyon açıklamalarının inandırıcı olmaması
arkadaşlar burada bir çok yazar, bir çok kez, başlığının, entryrsinin hak etmediği biçimde, ortada geçerli net bir eylem olmamasına rağmen silindiğini konu etti , bu konudaki rahatsızlığını dile getirdi .
özellikle küfür konusunda moderasyonun ve ben de dahil bir çok yazarın hassasiyetine rağmen, bu konuda bir çok kişinin, moderasyonun tırpanını yediği bir gerçek.
şimdi problem şu.
moderasyon , kimine göre masum olduğu iddia edilen, tartışmaya açık entryleri bile anında görüp bulup, cımbızlayıp, aradan çıkarırken,
sözlük gündemini bu kadar sorunlu bir biçimde sürekli meşgul eden bazı kişilerle ilgili ,
' yapmayın, etmeyin , bize bildirin ' demesi , bütün bunlar açığa çıkmasına rağmen, bu kişilere hala ciddî yaptırımlar uygulanmaması,
bu ve benzer konularda iyi niyetle de olsa yaptıkları açıklamaların inandırıcılığını, samimiyetini yitirmesine sebep oluyor .
benim veya bir başkasının küfür içermeyen, ama ima yoluyla bu sonuca varilan entry mi nasıl kimsenin bildirimine gerek kalmadan görüyorsanız, bunları da görmelisiniz.
yoksa bu sekilde giderseniz işiniz epey zor görünüyor...
edit:
burada taraf olmayı seçenlerle bir türlü anlaşamıyoruz.
' moderasyon bunlara yetisemediğinden ' cumlesine ,
' bana nasıl yetişiyor da genellikle belirli kişilere yetişilmiyor ' derim.
sorunun ana konusu zaten bu .
ben veya benim gibi düşünenler,
hiç kimse , hic birimiz ' bizim istediğimiz olsun ' demiyoruz ki ,
bu yargıda bulunanlar bunu nerden nasıl çıkarıyor anlamak güç.
bana işleyen kural , ayrım gözetmeksizin herkese işlesin.
bütün söylediğimiz bu. bunun neresi anlaşılmıyor, gercekten ilginç.
ok , sözlükle bir bağınız, veya çalışanlarla bir ilişkiniz, iletisiminiz olabilir ,
ama ortada apaçık duran bir meseleyi de sütten çıkma ak kaşık gibi temizleyip, bunu dile getirenleri de hiiç rahatsız olmadan , sıkılmadan devre dışı birakmaya çalışmak ne derece etik ,
bunun yorumunu herkes kendi yapmalı.
edit 2 :
başlık açmayın, şikayet edin diyenler var .
hiçbirşey değişmiyor, yapılmıyor, ortadaki yanlışa ve haksızlığa başka türlü nasıl dikkat cekilebilir ?
edit 3 :
ben yaptığım tespitlerin ve izlediğim yolun doğru olduğundan oldukça eminim .
bir moderator, keşke birebir bana buradan cevap vermeden önce, yukarıda yaptığım tanımı iyice okusaydı.
öyleydi böyleydi demiyorum artık.
herkesi önce kendi vicdanıyla, sonra da topmumsal etiklik sorgulamasiyla baş başa bırakıyorum.
sizler , bütün entryleri saçma sapan küfürler, iğrenç cinsellikler içeren ve bu durumun diğer yazarların da onayıyla tescillendiği adamları savunup kollayarak , bir anlamda harakiri yapıyorsunuz,
umarım bir gün bundan pişman olmazsınız.
özellikle küfür konusunda moderasyonun ve ben de dahil bir çok yazarın hassasiyetine rağmen, bu konuda bir çok kişinin, moderasyonun tırpanını yediği bir gerçek.
şimdi problem şu.
moderasyon , kimine göre masum olduğu iddia edilen, tartışmaya açık entryleri bile anında görüp bulup, cımbızlayıp, aradan çıkarırken,
sözlük gündemini bu kadar sorunlu bir biçimde sürekli meşgul eden bazı kişilerle ilgili ,
' yapmayın, etmeyin , bize bildirin ' demesi , bütün bunlar açığa çıkmasına rağmen, bu kişilere hala ciddî yaptırımlar uygulanmaması,
bu ve benzer konularda iyi niyetle de olsa yaptıkları açıklamaların inandırıcılığını, samimiyetini yitirmesine sebep oluyor .
benim veya bir başkasının küfür içermeyen, ama ima yoluyla bu sonuca varilan entry mi nasıl kimsenin bildirimine gerek kalmadan görüyorsanız, bunları da görmelisiniz.
yoksa bu sekilde giderseniz işiniz epey zor görünüyor...
edit:
burada taraf olmayı seçenlerle bir türlü anlaşamıyoruz.
' moderasyon bunlara yetisemediğinden ' cumlesine ,
' bana nasıl yetişiyor da genellikle belirli kişilere yetişilmiyor ' derim.
sorunun ana konusu zaten bu .
ben veya benim gibi düşünenler,
hiç kimse , hic birimiz ' bizim istediğimiz olsun ' demiyoruz ki ,
bu yargıda bulunanlar bunu nerden nasıl çıkarıyor anlamak güç.
bana işleyen kural , ayrım gözetmeksizin herkese işlesin.
bütün söylediğimiz bu. bunun neresi anlaşılmıyor, gercekten ilginç.
ok , sözlükle bir bağınız, veya çalışanlarla bir ilişkiniz, iletisiminiz olabilir ,
ama ortada apaçık duran bir meseleyi de sütten çıkma ak kaşık gibi temizleyip, bunu dile getirenleri de hiiç rahatsız olmadan , sıkılmadan devre dışı birakmaya çalışmak ne derece etik ,
bunun yorumunu herkes kendi yapmalı.
edit 2 :
başlık açmayın, şikayet edin diyenler var .
hiçbirşey değişmiyor, yapılmıyor, ortadaki yanlışa ve haksızlığa başka türlü nasıl dikkat cekilebilir ?
edit 3 :
ben yaptığım tespitlerin ve izlediğim yolun doğru olduğundan oldukça eminim .
bir moderator, keşke birebir bana buradan cevap vermeden önce, yukarıda yaptığım tanımı iyice okusaydı.
öyleydi böyleydi demiyorum artık.
herkesi önce kendi vicdanıyla, sonra da topmumsal etiklik sorgulamasiyla baş başa bırakıyorum.
sizler , bütün entryleri saçma sapan küfürler, iğrenç cinsellikler içeren ve bu durumun diğer yazarların da onayıyla tescillendiği adamları savunup kollayarak , bir anlamda harakiri yapıyorsunuz,
umarım bir gün bundan pişman olmazsınız.
devamını gör...
evli birinin eşinden başka birine aşık olması
youtube'da yorumlarda "yanındakiyle yaşlanır, aklındakiyle ölürsün" şeklinde gördüğüm durumdur. ödüm kopuyor böyle insanla karşılaşır da evlenirsem diye.
devamını gör...
sallama çay vs demleme çay
kesinlikle demleme çaydır. ama yoklukta ve dar zamanlarda sallama çay da kabulümdür. çaysız olmaz.
devamını gör...
anneler günü hediyesi olarak küçük ev aleti almak
ben çeyrek takıyorum.*
ne alsam beğenmiyor, çiçekten, kıyafete, takıya her seyi denedim. hep kulp buldu. kardeşlerimle toplanıp annemize çeyrek takıyoruz.
ne alsam beğenmiyor, çiçekten, kıyafete, takıya her seyi denedim. hep kulp buldu. kardeşlerimle toplanıp annemize çeyrek takıyoruz.
devamını gör...
excalibur
efsanevi büyük britanya kralı arthur'un taşıdığı, glaston gölü ve avalon adası'nın leydisi vivien tarafından kendisine verilmiş olan kılıcın ismidir.
ekskalibur hakkında iki efsane bulunur. ilkinde robert de boron'un merlin adlı şiirinde "sword in the stone" (taştaki kılıç) olarak geçer. kral arthur, kılıcı saplandığı taştan çekip çıkarır ve bu sayede gücünü ve hâkimiyetini ispatlar. sir thomas malory'nin kaleme aldığı kral arthur efsanesine göre ise kral arthur kral pellinore'la dövüşürken kılıcı kırılır. gölün hanımı tarafından kral arthur'a başka bir kılıç, yani ekskalibur verilir. kral arthur'un ölümüyle sir bedivere kılıcı göle atmış, gölden yükselen bir el de kılıcı kaparak kaybolmuştur.
kral arthur'un büyülü güçlere sahip kılıcı ekskalibur büyük britanya'nın haklı egemenliğiyle de iliştirilir. bu iki kılıç kimi yerde aynı kılıç olarak geçse de bazı kaynaklarda birbirlerinden farklı olduğu söylenir. söylenenlere göre bu kılıç, yeryüzüne düşen bir meteorun madeninden yapılmıştır. çekilir çekilmez otuz meşale yakılmış gibi düşmanların gözünü kamaştırması, güçlü kını sayesinde sahibinin ölümcül yaralar almasını önlemesi ve yaralanan yerin kanamamasını sağladığı gibi efsanevi özelliklerinin olduğu söylenir.
devamını gör...
birisine yardım ettiğimizde neden mutlu hissederiz
muhtaç birisine yardım ettiğinde insanın mutlu olmasının ardındaki sebebin ne olduğunun sorgulandığı başlıktır.
bir çok insan güzel, romantize edilmiş şeyler söyleyebilir bu konuda.
tam hatırlamıyorum hangisinde okuduğumu ama ya nietzsche ya sa schopenhauer bu mutluluğun altında yatan esas gerçeğin ego tatmini olduğunu ifade ediyordu. ona göre* insanın kendisinin bir başkasına yardım edecek kadar güçlü ve üstün olduğunu hissetmesiydi, yardım eden insanın yaşadığı mutluluğun sebebi.
bir çok insan güzel, romantize edilmiş şeyler söyleyebilir bu konuda.
tam hatırlamıyorum hangisinde okuduğumu ama ya nietzsche ya sa schopenhauer bu mutluluğun altında yatan esas gerçeğin ego tatmini olduğunu ifade ediyordu. ona göre* insanın kendisinin bir başkasına yardım edecek kadar güçlü ve üstün olduğunu hissetmesiydi, yardım eden insanın yaşadığı mutluluğun sebebi.
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
(bkz: wylde)
(bkz: maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: koltuksevdalisi)
(bkz: başımızaicatçıkarmadenilençocuktum)
(bkz: kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: _zavallısada_)
(bkz: jew)
çoğuyla tanışma fırsatım olmadı ama tanımlarını sevdiğim yazarlar kendileri.
(bkz: maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: koltuksevdalisi)
(bkz: başımızaicatçıkarmadenilençocuktum)
(bkz: kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: _zavallısada_)
(bkz: jew)
çoğuyla tanışma fırsatım olmadı ama tanımlarını sevdiğim yazarlar kendileri.
devamını gör...
geceye ilginç bir bilgi bırak
amerika'daki alkol yasağının uygulandığı dönemde (prohibition era) amerikan hükümeti insanların yasağa riayet etmemesi sonucu alkol kaçakçılığı yapılan içkilere zehir katmaya karar verdi ve 1933 yılında bu yasağın kaldırılmasıyla toplamda 10.000 kişi izlenen bu uygulamadan ötürü hayatını kaybetti.
detaylı bilgi
detaylı bilgi
devamını gör...
kıran giresice
"köküne kıran giresice" şeklinde de bilinen başlık. kökü kurusun, yok olsun manasında.
devamını gör...
kavuğun kadın oyunculara verilmemesi
evet, demet akbaĝ dururken şevket çoruh' a nasıl verildiğini anlayamadığım durumdur.
yoksa buda mı babadan oĝula geçen gelenekler gibi, kadına hiçbir şey verilmiyor.
yoksa buda mı babadan oĝula geçen gelenekler gibi, kadına hiçbir şey verilmiyor.
devamını gör...