emel müftüoğlu'nun 1990 senesinde çıkardığı aynı isimdeki albümünde geçen şarkısı. albümdeki diğer şarkılar: haykırdım, zor, ne çıkar, hangimiz, bitince, yok olmaz, neyse boşver, tam unutmuşken, olsun. kaynak.

füsun nalan açın yani sahne adıyla akrep nalan da şarkıyı seslendirmiştir. iki sanatçının yorumu da popülerdir. ilk çıktığı zamanlar insanlar nasıl duygularla dinledi bilmiyorum, eminim o zamanlar insanı daha bir duygulandıran, kalbine dokunan bir şarkı olmuştur. ben 21. yüzyılda tanıştım şarkıyla. insanların samimiyetsizlikten, iletişim kopukluğundan yakındığı bir devirde yani.

karşılıksız aşkı konu alır karlar düşer. öyle ki, ''karlar düşer, düşer düşer ağlarım. hep ismini, hep ismini anarım'' sözleri, sevilen kişi için kar taneleri metafor alınarak yazılmıştır. kar taneleri yanınızdan süzülerek geçer. yerde, ağaçlarda, evlerin çatılarında birikir. mükemmel bir görüntü oluşturup huzur verir. fakat sonsuza dek sürmez. o güzel günler elbet kar tanelerinin erimesiyle sonlanacaktır. karşılıksız aşk da böyledir. kişiye kimi zaman mutluluk verse de uzun sürmeyecektir. kalbinize yağmaya devam eder, hatta gün gelir kalbinizde erir, kalbinize dokunur. geriye ağlamak kalır. çünkü, ''karlar düşer, düşer düşer ağlarım.''
devamını gör...

görmek istediğim yerlerden biri.dibek kahvesi de içmeli.
devamını gör...

sizin olan paraya dokanmadan önce üç saniyecik gördüğünüz gündür. hatta elinize bile alamazsınız bir sayı görürsünüz sonra kaybolur.
devamını gör...

kardeşiniz varsa aklınızı çelecek başka birine ihtiyacınız yok demektir.
kardeş kişisi birlikte yolculuk yapacakları ablasına yolculuk günü oruç tutmaması için baskı yapmakta "ya ben senin yanında rahat rahat nasıl dondurma yiyip kahve içeceğim? sen de oruç tutma günahın benim olsun beraber yanalım." diyerek başının etini yemektedir.
ablası kesin bir dille kendisine karışmaması gerektiğini, ona rahat olmasını söylemektedir. anlaştıklarını düşünen abla elbette yanılmaktadır.
yolculuk günü gelir çatar. yola düşerler, yol kenarında starbucks görürler.
kardeş: abla bak burada starbucks varmış.
abla: evet istersen alabilirsin kahve. hem hava da sıcak soğuk bir şeyler al istersen.
kardeş: starbucks kahvesi oruç bozmuyormuş beraber alalım mı?
abla: oğlum bak git!
aradan bir süre geçer, kardeş kişisinin karnı acıkır, bir şeyler atıştırır.
abla: bak burada bir parça kalmış, yememişsin.
kardeş: o minik parçayı da sen ye oruç bozmaz zaten o yediğini bile anlamazsın.
abla: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya
yolculuk biter, eve gelinir.
kardeş: çok susadım ben bir su içeyim.
abla: valla yanlışlıkla ben de içecektim, benim yerime de iç hatta.
kardeş: kızım neden içmedin yanlışlıkla, bir şey olmuyor o zaman. hala içebilirsin sonuçta yanlışlıkla gelmiş bir kere aklına.
abla: bugün de bitsin hayırlısıyla, bir daha seninle yola çıkan ne olsun!
kardeş: mecbur çıkacaksın, kıhkıhkıh.*
devamını gör...

- dans etmek
- kitaplığımdaki benim bile unuttuğum kitapları okumak
- boş yapmak
- resim işine el atalım dedik çok güzel beceremedim.
devamını gör...

dışlamak ve yabancılaştırmak anlamına gelir.
kişinin ya da toplumların kendi gibi düşünmeyen, o sosyokültürel grubun normlarına aykırı buldukları kişileri ve grupları dışlaması, topluma yabancılaştırmasıdır. kimi durumlarda ötekileştirilen kişi veya grup kişinin ve/veya toplumaun değer yargılarına karşı tehdit olarak ve düşman olarak algılanır.
devamını gör...

pasif agresiflik, zımni öfke duyma halidir. kendine güveni olmayan, kişiliksiz insanların başvurduğu yöntemdir.

iki arada bir derede, beyaz desen değil, siyah desen değil. birine öfke duymak ama öyle ayan beyan da değil. kaynağını araştırmak gereken öfke türüdür.

şahsi fikrimi sorarsanız, böyle ezilip büzülmeye gerek yok. edilecek kelam varsa tam yerinde, tam zamanında alenen edilmelidir. sonra çok pişman olursunuz, geceleri uyuyamazsınız "vay keşke şöyle diyeydim." dersiniz.

kıps. *
devamını gör...

ilk kez felsefeci philippa foot'un 1967'de ortaya attığı vagon ikilemi de denilen (trolley dilemma), etik karar verme sürecinde, karar ve tutumlarımızı etkileyen faktörleri görebilmek için yapılmış dünya genelinde yaklaşık 300 000 kişi üzerinde uygulanmış bir davranış testidir.

senaryo 1; bir tren yolunun yakınlarındasınız. birden bire bir gürültü ile irkiliyorsunuz. içinde, sürücüsünün veya kontrol eden bir kişinin olmadığı bir vagonun, tren yolu boyunca hızla yol almakta olduğunu görüyorsunuz. bir bakıyorsunuz ki,
ileride ve tren yolunun üzerinde beş işçi, sırtları, gelen vagona dönük olmak üzere çalışıyorlar. şehrin gürültüsü nedeniyle, işçilere bağırıp sesinizi duyurup, onları uyarma şansınız da yok. her hâlükârda vagonun altında kalacaklar. o anda fark ediyorsunuz ki, vagonu diğer raya geçirecek olan bir kolun (levye) hemen yakınındasınız. eğer kolu çekerseniz, vagon, makas atlayarak diğer raya geçecek ve beş işçi kurtulacak. ancak, fark ediyorsunuz ki, vagonu makas atlatarak gideceğini düşündüğünüz rayın üzerinde de gelen vagondan habersiz bir işçi çalışıyor. onu da hiçbir şekilde uyarma şansınız yok. bu durumda iki şeyden birini yapacaksınız. ya hiçbir şekilde, vagonun makas atlayıp diğer raya geçebilecek kolu çekmeyecek ve böylece vagonun, yolu üzerindeki beş işçiyi altına alarak öldürmesine izin vereceksiniz ya da kolu çekerek, vagonun, makas vasıtasıyla diğer raya geçmesini sağlayacak ve beş kişinin hayatını kurtaracak, buna karşılık bir kişinin hayatını feda edeceksiniz. hangisini seçerdiniz?

senaryo 2; bu defa da altından tren yolu geçen bir köprünün üzerindesiniz. yanınızda hiç tanımadığınız iriyarı bir adam var.
yine, senaryomuz gereği, içinde sürücüsünün olmadığı bir vagonun geldiğini görüyorsunuz. yine, tren yolu üzerinde, gelen vagondan habersiz beş işçi çalışmaktadır. beş işçiyi, bir evvelki senaryoda olduğu gibi hiçbir şekilde tehlikeden dolayı uyarmak mümkün değil. ancak, beş işçiyi kurtarmak için bir imkânınız var. eğer tanımadığınız iriyarı adamı, köprüden ittirir ve aşağı atarsanız, adam, rayların üzerine düşecek, böylece vagon adama takılarak duracak ve beş kişin hayatı kurtulacaktır.
(adamı ittirdiğimiz köprünün korkuluklarının yüksek olmadığı; sizin, adamı ittirecek güçte olduğunuzu; adamın, rayların üzerine düşeceğini ve böylece vagonun da adama takılarak duracağından ve beş kişinin kurtulacağından kesinlikle emin olduğumuzu varsayıyoruz.) ne yapardınız? adamı ittirir ve beş kişinin hayatını kurtarır mıydınız yoksa vagonun geçip gitmesini ve nihayetinde beş kişinin ölmesini mi izlerdiniz?

teste katılan insanların verdiği cevaplar;


bu senaryo, boston’da harvard üniversitesi’nden marc hauser tarafından 300 binden fazla kişiye sorulmuş. birinci senaryoda, hemen hemen büyük bir çoğunluk beş kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda ederek kolu çekerken, ikinci senaryoda ise, çoğunluk denecek sayıda kişi, adamı, köprüden atma düşüncesinden kaçınmış, yani beş kişinin ölümünü izlemiştir. ikinci senaryoda sadece her altı kişiden biri adamı köprüden aşağıya atma düşüncesinde olduğunu belirtmiştir. bu senaryo, amerika’dan çin’e, göçebe halktan şehirlisine, senaryoları idrak edecek her yaş grubuna, her iki cinse (kadın-erkek), her eğitim seviyesinden kişilere, akademisyenlere, işçilere, inançlı veya ateistlere sorulmuştur. alınan sonuç her defasında aynıdır. bir başka deyişle, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, soruya muhatap olanlar birinci senaryo için kolu çekip beş işçiyi kurtarırken, ikinci senaryoda ise (1/6 lık kısım hariç) adamı, köprüden aşağıya atmamayı yani beş işçinin ölümünü izlemeyi tercih etmişlerdir.
buradaki karar mekanizması, bir insanın ölümünden, kendimizi aktif veya pasif olarak ne derece sorumlu tutacağımız ile ilgilidir.


kişisel görüşüm;


öldürmek ve ölmesine izin vermek arasındaki farktan bahsediyor aslında bu deney. başkasının ölümünde aktif karar verici mi pasif karar verici mi olmaktan bahsediyor.
ben ilk okuduğumda da şu anda da aynı şeyi düşünüyorum. nicelikle ilgili alınan her karar anlamsız. belki o diğer rayın üstünde çalışan tek işçi diğer beş işçiden daha iyi daha merhametli daha dürüst ya da onun oğlu kızı bir gün ülke için o beş kişiden çok daha verimli olacak. bence bu deneyin her iki versiyonu da anlamsız.


bu deney ve bu deneyden esinlenerek oluşturulan deneyler özellikle sürücüsüz araçlarda, yapay zeka robotlarda kullanılıyor. daha ölümcül bir kazadan daha az zarar görülen seçimlerin yapılması hedefleniyor. ama tabii her sayısal değer sadece sayısal değer midir burada durup bunu düşünmeliyiz.

detaylı okuma için kaynak...
pdf
devamını gör...

dünyada kalan son insanın kapısı çaldı.
devamını gör...

o kadar kaliteli ki serbestçe yazamayacağını bir yer.
mesela şirinlere gay deyince admin, modlar yerine kıramayacağın arkadaşın vasıtasıyla uyarıyor.
devamını gör...

çehov'un finaliyle beni titrettiği kitaptır. yazmak, ün ve duygu 3 lüsü içinde sürüklenip giderken gerçekten yılanların öcü kitabından sonra tekrar bir finalden sonra tüylerim diken diken oldu. titredim. kesinlikle okuyun.
devamını gör...

reklam şarkısı ile kafamda yer eden lastik markasıdır.
devamını gör...

mutlu bir yuva kurmak...hoşuma giden, tebessüm ettiren, benimle ortak şeyler yaşamış kişilerin yazdıklarını oyluyorum. ne amacım olabilir ameke.
devamını gör...

moderatörler ilgili ve küfürsüz bir sözlük. seviye yüksek. burada ilk günüm ve her şey gayet güzel.
devamını gör...

rami malek tarafından canlandırılan mr. robot dizisinin başrolüdür.gündüzleri bir siber güvenlik uzmanı geceleri ise kanunsuz bir hacker olan elliot asosyal birisidir. hayatındaki herkesi hackleyen elliot’un hacklediği insanlara ait dosyaları nasıl sakladığını görünce insan biraz da tırsmıyor değil ondan. fazla konuşmaz ama sürekli kafasında etrafı izler yorumlar ve gözlemlediği kişileri kafasında sınıflandırır.

“dünyanın kendisi bile büyük bir aldatmaca. birbirimizi fikir gibi maskelediğimiz saçmalıklara doldurmaktan, sosyal medyada samimiyet taklidi yapmaktan başka ne yapıyoruz.” elliot alderson
devamını gör...

sinema ve dizi oyuncusu, türk tiyatro tarihinin sayılı ustalarından biridir. 80 yıllık yaşamına sayısız ödül sığdırmıştır. ömrünü tiyatroya adayan bu güzide insan, 2009 yılında aramızdan ayrılmıştır. karacaahmet mezarlığında ebedi huzura çekilmiştir.
11 sene ne çabuk geçmiş dedim kendi kendime...
devamını gör...

yeni başlayanlar için :

6:45 baskısını, ithaki baskısına göre daha başarılı bulduğum, hobbit ve yüzüklerin efendisi serisinin evveliyatını oluşturmakla kalmayıp, başlı başına bir mitoloji olan muazzam eser. artık yalnızca sahaflarda bulabileceğiniz 6:45 çevirisinin orijinal metindeki üsluba yakın hissiyatı verdiğini düşünüyorum.

silmarillion zikredildiğinde herkesin kafasını karıştıran okuma sırasına gelince. bence kronolojik okuma bu muazzam esere haksızlık etmenize sebebiyet verebilir ve yüzüklerin efendisi üçlemesi gibi bir şaheserle tanışmanıza engel olabilir. bu nedenle yüzüklerin efendisi serisini okuyup önce bu evrenin gönüllü manyağı olun. ardından çerezlik hobbit geçişi sonrası silmarillion ile kendinizi dipsiz kuyularda merdivensiz bırakın. bundan sonraki sayko seviye 12 ciltlik history of middle earth'dür ve buraya bulaştıysanız artık geri dönüşü olmayan bir yoldasınızdır.

ayrıca silmarillion temalı, blind guardian tarafından bestelenen ve zaman geçtikçe efsaneleşen, soundtrack niteliğinde bir albüm vardır " nightfall in middle earth". kitabı bitirdikten sonra bu albümdeki her şarkıyı, sözlerini inceleyerek dinlerseniz, sizin gibi manyakların olduğunu bilmenin verdiği rahatlıkla dünyaya aidiyet duygunuz artar ve bu çileli ama güzel yolun sonunda huzurlu bir yaşamın kapılarını aralarsınız. işte bu kitap böyle bir kitaptır.
devamını gör...

ruhu güzel olan yazardır.
devamını gör...

hobinin ne olduğu sorunsalında kaybolmuş yazarlar gördüğüm başlık.
hobilerinden birisi dekorasyon olan biri olarak çok fena para harcıyorum unutmayın ki bazı insanlar için ev bitmeyen bir projedir.
devamını gör...

pek yakında, çaylaklık sistemi ile beraber devrede olacaktır.

benjamin sözü.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim