
saklambaç (program)
bir üstteki yazarın bahsettiği evlilik programlarının çıkış noktası olan, aynı zamanda eğlenceli ve komik olan program.
baya baya seyredilirdi. ses ile 3 kızdan ya da 3 erkekten birini seçen karşı cins vardı. sonunda paravan açılır ya hüsran ya mutlu bir an olurdu. sonra pandemi olmadığı için şapır şupur öpülür sarılırlardı. ülke çağ atlamıştı resmen. rtük daha misyonunun farkında değildi. nurseli idiz de o zaman afet gibiydi.
baya baya seyredilirdi. ses ile 3 kızdan ya da 3 erkekten birini seçen karşı cins vardı. sonunda paravan açılır ya hüsran ya mutlu bir an olurdu. sonra pandemi olmadığı için şapır şupur öpülür sarılırlardı. ülke çağ atlamıştı resmen. rtük daha misyonunun farkında değildi. nurseli idiz de o zaman afet gibiydi.
devamını gör...
duygusal zeka eksikliği
ikibinli yıllar itibariyle yetişen neslin popüler tabiriyle z kuşağının handikapı. teknolojiyle yüklenirken dışarda olup bitene uzak kaldılar. tek yönlü düşün ve duygusal birikime yoğunlaştılar.
yaşam artık onların bir çoğu için sanal bir oyundan ibaret.
yaşam artık onların bir çoğu için sanal bir oyundan ibaret.
devamını gör...
madalyan kadar konuş diyen entel dantel yazar
beni en zayıf yerimden vurmuştur.
ne olmuş yani madalyam yoksa entrylerimi kopyalayıp yapıştırmadım ya.
ne olmuş yani madalyam yoksa entrylerimi kopyalayıp yapıştırmadım ya.
devamını gör...
terkeden
sabah sabah "ne yaptın lan bana bok" dediğim murathan mungan şiiri. içinde bir parça özlem, bir parça kırgınlık, biraz da terkeden ama sokağın başından usulca izleyen ben var.
bak, ne diyor;
kimdi kimdi kalan,
giden mi suçludur her zaman?
ne zaman başlar ayrılıklar,
dostluklar biter ne zaman?
burada diyor ki; bir dur da düşün. sorulara bir bak, kelimelere odaklan. ne dedi, ne demek istedi, anlatmaya çalıştığı neydi, bir gör. dostluklar var ortada, diyor. öyle varlar ki ne zaman bitecekleri belirsiz, öyle çoklar.
sonra devamı geliyor acımasızca, zaten bu şairleri oldum olası sevemedim. içinizde tutsaydınız ya birazını, neyse;
her geçen gün bir parça daha,
aldı götürdü bizden.
aynı kalmıyordu hiçbir şey,
değişiyordu her şey,
kendiliğinden.
ikinci dörtlük, en çok yakanı gibi bir şey. bendeki anlamı şu; her geçen dakikada yeni sözler sarf edildi ama nereye? sanırım bir boşluğa söylenmiş çünkü yaşananlara bakınca kavgalar aynı sebepten, gürültüler aynı sebepten.
bu mısranın bir "ama"sı var; değişiyoruz, diyor, aynı kalmayacak. ben de dedim murathan mungan abi, demedim mi sanıyorsun? fayda etmedi ki? herkes şahit, sor.
daha önce yazdım da hatta bilmem kimin "dönüş yolunda rüzgârla savrulan yapraklar yalnızca pişmanlık taşır," sözünü.
anlamadı ki.
sonra şu geliyor;
artık çözülmüştü ellerimiz,
artık bölünmüştü yüreğimiz,
birimiz söylemeliydi bunu;
ötekini incitmeden.
bu dörtlük gözlerimi karartıyor. inanmak istemiyorum ve inanmayacağım da. tamam abi, sizinki bitti de bizim verilmiş sözlerimiz var ulan, öyle kolay mı? hem daha saat kaç?
ne demişti meslektaşlarından biri; "günün en güzel saatleri bunlar, yanımda kal."
şair sözü çiğnemek yakışır mı bana?
ah, işte, son dörtlük;
kimdi giden, kimdi kalan?
aslında giden değil,
kalandır terkeden.
giden de,
bu yüzden gitmiştir zaten.
hayır, ben gitmedim. resmiyette ben terk ettim ama resmi kayıtlar kimin umrunda ki? o ben değildim, giden kalan'dı. umursamazca üzerime attığı her bir lafla gitmişti. anlamadan, dinlemeden. kötü olan sadece o gece değildi, sen değildin. içim kötüydü, hâlâ kötü. birkaç saatlik uykuyla ayaktayım. enerjisiz enerji içecekleri ve sigara da olmasa ağzıma tek lokma girmeyecek. o gece sadece sen kötü değildin. şahitlerim var. sadece sana değil, herkesin yüzüne bir bir kapattığım kapılar var, bu kapılar içeriden kilitli ve zili yok. çalarsan duymam yakına gelmeden. geleceğim zamanı da bilmiyorum. içim kötü, hâlâ çok kötü. kelimelere gizleyemem, inceden hissettiremem.
şimdi son değil, tek hatırladığım "nasıl hisseder?" bile dememiş olman. ben bunun ağırlığını üzerimden atamam. o kadar büyümedim.
kedileri sevmiyorum, seni dokuz kadar.
hep ve hâlâ.
bak, ne diyor;
kimdi kimdi kalan,
giden mi suçludur her zaman?
ne zaman başlar ayrılıklar,
dostluklar biter ne zaman?
burada diyor ki; bir dur da düşün. sorulara bir bak, kelimelere odaklan. ne dedi, ne demek istedi, anlatmaya çalıştığı neydi, bir gör. dostluklar var ortada, diyor. öyle varlar ki ne zaman bitecekleri belirsiz, öyle çoklar.
sonra devamı geliyor acımasızca, zaten bu şairleri oldum olası sevemedim. içinizde tutsaydınız ya birazını, neyse;
her geçen gün bir parça daha,
aldı götürdü bizden.
aynı kalmıyordu hiçbir şey,
değişiyordu her şey,
kendiliğinden.
ikinci dörtlük, en çok yakanı gibi bir şey. bendeki anlamı şu; her geçen dakikada yeni sözler sarf edildi ama nereye? sanırım bir boşluğa söylenmiş çünkü yaşananlara bakınca kavgalar aynı sebepten, gürültüler aynı sebepten.
bu mısranın bir "ama"sı var; değişiyoruz, diyor, aynı kalmayacak. ben de dedim murathan mungan abi, demedim mi sanıyorsun? fayda etmedi ki? herkes şahit, sor.
daha önce yazdım da hatta bilmem kimin "dönüş yolunda rüzgârla savrulan yapraklar yalnızca pişmanlık taşır," sözünü.
anlamadı ki.
sonra şu geliyor;
artık çözülmüştü ellerimiz,
artık bölünmüştü yüreğimiz,
birimiz söylemeliydi bunu;
ötekini incitmeden.
bu dörtlük gözlerimi karartıyor. inanmak istemiyorum ve inanmayacağım da. tamam abi, sizinki bitti de bizim verilmiş sözlerimiz var ulan, öyle kolay mı? hem daha saat kaç?
ne demişti meslektaşlarından biri; "günün en güzel saatleri bunlar, yanımda kal."
şair sözü çiğnemek yakışır mı bana?
ah, işte, son dörtlük;
kimdi giden, kimdi kalan?
aslında giden değil,
kalandır terkeden.
giden de,
bu yüzden gitmiştir zaten.
hayır, ben gitmedim. resmiyette ben terk ettim ama resmi kayıtlar kimin umrunda ki? o ben değildim, giden kalan'dı. umursamazca üzerime attığı her bir lafla gitmişti. anlamadan, dinlemeden. kötü olan sadece o gece değildi, sen değildin. içim kötüydü, hâlâ kötü. birkaç saatlik uykuyla ayaktayım. enerjisiz enerji içecekleri ve sigara da olmasa ağzıma tek lokma girmeyecek. o gece sadece sen kötü değildin. şahitlerim var. sadece sana değil, herkesin yüzüne bir bir kapattığım kapılar var, bu kapılar içeriden kilitli ve zili yok. çalarsan duymam yakına gelmeden. geleceğim zamanı da bilmiyorum. içim kötü, hâlâ çok kötü. kelimelere gizleyemem, inceden hissettiremem.
şimdi son değil, tek hatırladığım "nasıl hisseder?" bile dememiş olman. ben bunun ağırlığını üzerimden atamam. o kadar büyümedim.
kedileri sevmiyorum, seni dokuz kadar.
hep ve hâlâ.
devamını gör...
uğruna erkeklerin can verdiği iran prensesi
devamını gör...
klasikleşmiş muhteşem yüzyıl replikleri
sabah şerifler katırlı olsun sultanım -hürrem
devamını gör...
epstein barr virüsü
insanlarda en yaygın enfeksiyona neden olan virüs türüdür.ateş, boğaz ağrısı, yaygın lenfadenitle seyreden enfeksiyöz mononükleoz hastalığına neden olur.
dünya nüfusunun yüzde 95‘inin bu virüs ile enfekte olduğu düşünülmektedir. yapılan araştırmalarda bu virüsün lenfoma, mide ve nazofarinks (geniz) kanserleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur. ancak bu virüsle enfekte olan kişilerde kanserleşme ebv enfeksiyonuna bağlı kanser gelişme ihtimali oldukça düşüktür. ebv virüsüne karşı geliştirilmiş bir aşı bulunmamaktadır.
dünya nüfusunun yüzde 95‘inin bu virüs ile enfekte olduğu düşünülmektedir. yapılan araştırmalarda bu virüsün lenfoma, mide ve nazofarinks (geniz) kanserleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur. ancak bu virüsle enfekte olan kişilerde kanserleşme ebv enfeksiyonuna bağlı kanser gelişme ihtimali oldukça düşüktür. ebv virüsüne karşı geliştirilmiş bir aşı bulunmamaktadır.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
tanıdığım yazar bile yok. bir de hoslanacak miyim? daha neler.
devamını gör...
etik dinleyici ile akvaryum radyo yayını
t: uuu rap yayını, alırım bi' dal, şeklinde tepki verdiğim ve gazapizm çalınmazsa küseceğim yayın.
biraz da rapsever tayfa sevinsin, değil mi? şöyle ezhel'inden, contra'sından, no1'inden, ortaya karışık şeyler olsa ne güzel olur.
yazarın playlistine güvenerek hayırlı olsun diyorum. inşallah, kıyıya köşeye killa hakan falan da sıkıştırır. *
biraz da rapsever tayfa sevinsin, değil mi? şöyle ezhel'inden, contra'sından, no1'inden, ortaya karışık şeyler olsa ne güzel olur.
yazarın playlistine güvenerek hayırlı olsun diyorum. inşallah, kıyıya köşeye killa hakan falan da sıkıştırır. *
devamını gör...
meclis oda kapısına love erdoğan afişi asan akp’liler
şeyh uçmaz mürit uçurur sözünün ne kadar doğru olduğunu gösteren kareler.
devamını gör...
mağara alegorisi
mağara: kafanın içi (soyut)
zincir: sabit fikir (fanatizm)
ateş: biat edilen kişi/fikir (idol)
gölge: inanç
zinciri kırmak: bilgiye yöneliş
dış dünya: gerçek bilgi
mağaraya geri dönüş: zorunluluk
"bir fikir; ortaya atıldığı an, o fikirle önce alay edlir, sonra şiddetle red edilir ve en son akın akın kabul edilir"
şahsen anladığım bu.. (galiba)
zincir: sabit fikir (fanatizm)
ateş: biat edilen kişi/fikir (idol)
gölge: inanç
zinciri kırmak: bilgiye yöneliş
dış dünya: gerçek bilgi
mağaraya geri dönüş: zorunluluk
"bir fikir; ortaya atıldığı an, o fikirle önce alay edlir, sonra şiddetle red edilir ve en son akın akın kabul edilir"
şahsen anladığım bu.. (galiba)
devamını gör...
korkuyorum
okuyan herkesin aklına bir şeyleri getirecek, anımsatacak olan william shakespeare şiiridir.
yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
işte,bunun için korkuyorum;
beni de sevdiğini söylüyorsun...
william shakespeare
yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
işte,bunun için korkuyorum;
beni de sevdiğini söylüyorsun...
william shakespeare
devamını gör...
sözlük dergi yazılarını bekliyor
trol akademisi s.a.p. danışmanı abdülseyidbincabbar'ın yazısına çok güldüğüm dergidir.
devamını gör...
atatürk'ü sevmemek
küçükken herkes atatürk'ü sever zannediyordum...
devamını gör...
kadir mısıroğlu
savunduğu fikirler için birçok bedel ödemiş ( vurulmuş, hapse düşmüş, sürgün hayatı yaşamış), ömrü çileyle geçmiştir. allah hizmetlerinin karşılığını katıyla verir inşallah.
ben kendisini çok severdim, rabbimm herkesi sevdiğiyle haşreylesin.
ben kendisini çok severdim, rabbimm herkesi sevdiğiyle haşreylesin.
devamını gör...
sözlük içi mesajlaşma kapatılsın kampanyası
bir gün yine büyük resmi görüyorum...
devamını gör...
kraniopagus paraziti
oldukça nadir görülen bir parazitik ikiz türüdür. bu ikiz türünde vücudu gelişmemiş bir parazit ikiz başı, gelişmiş bir ikizin başına takılır.
bü türün kesin gelişimi tam olarak bilinmese bile gelişmemiş ikizin parazitik ikiz olduğu bilinmektedir.
parazitik ikizler varlığı bilinen rahimde bulunurken tek yumurta ikizleri bir embriyo olarak gelişim göstermeye başlar, fakat embriyoyu tamamen bölmek başarısız olur. bu meydana geldiğinde, bir embriyo gelişime hakim olurken diğer embriyonun gelişimi ciddi şekilde değişir.
parazitik ikiz ve yapışık ikizler arasındaki en temel fark parazitik ikizlerde bir ikiz olan parazit gebelik sırasında gelişmeyi durdururken, diğer ikizin tamamen gelişmesi olarak belirtilebilir.
normal bir tek yumurta ikiz gelişiminde, bir yumurta tek bir sperm tarafından döllenir. yumurta daha sonra iki hücreli aşamada tamamen ikiye bölünür. yumurta eğer erken blastosist aşamasında bölünürse, sonunda ikizlerin aynı koryon*ve plasentayı* paylaşmasına ancak ayrı amniyonlara sahip olmasına yol açan iki iç hücre kütlesi ortaya çıkacaktır. bununla birlikte, yumurta ikiye bölünebilir ancak yine de bir blastosist içerir. bu, bir iç hücre kütlesine ve bir blastosiste yol açacaktır.
sonrasında ikizler geliştikçe aynı plasentayı, koryonu ve amnionu *paylaşacaklar. bunun yapışık ikizlerin ortaya çıkmasının en muhtemel nedeni olduğu düşünülmektedir ve muhtemelen bu ikiz türünün gelişiminde büyük rol oynamaktadır.
bir varsayım ikiz türünün, gebeliğin ikinci haftasında baş bölgesinde ayrılmayan tek bir zigottan* iki fetüsün* gelişmesiyle başladığı yönündedir ama bazıları bununla birlikte olup, durumun gelişimin ilerleyen aşamalarında meydana geldiğine ve bu sırada iki embriyonun ön açık nöropore yakın bir yerde entegre olduğunu varsaymaktadır.
diğer bir varsayıma göre ise ikizlerin sinir ve plasental damar sisteminin birleşmesi ve ayrıca parazitik ikizin göbek kordonunda bir yenilenme olduğudur. bu varsayım bu türün ikizlerden birine kan verilememesi nedeniyle geliştiğini düşündürmektedir.
çok az birey doğuma kadar hayatta kalır. bunu başaranlar için mevcut tek tedavi, parazitik ikizi cerrahi olarak çıkarmaktır. fakat belgelenmiş iki girişimden sonra bir çocuk saatler içinde ölmüştür ve ikisi de ikinci doğum günlerini görememiştir.
bü türün kesin gelişimi tam olarak bilinmese bile gelişmemiş ikizin parazitik ikiz olduğu bilinmektedir.
parazitik ikizler varlığı bilinen rahimde bulunurken tek yumurta ikizleri bir embriyo olarak gelişim göstermeye başlar, fakat embriyoyu tamamen bölmek başarısız olur. bu meydana geldiğinde, bir embriyo gelişime hakim olurken diğer embriyonun gelişimi ciddi şekilde değişir.
parazitik ikiz ve yapışık ikizler arasındaki en temel fark parazitik ikizlerde bir ikiz olan parazit gebelik sırasında gelişmeyi durdururken, diğer ikizin tamamen gelişmesi olarak belirtilebilir.
normal bir tek yumurta ikiz gelişiminde, bir yumurta tek bir sperm tarafından döllenir. yumurta daha sonra iki hücreli aşamada tamamen ikiye bölünür. yumurta eğer erken blastosist aşamasında bölünürse, sonunda ikizlerin aynı koryon*ve plasentayı* paylaşmasına ancak ayrı amniyonlara sahip olmasına yol açan iki iç hücre kütlesi ortaya çıkacaktır. bununla birlikte, yumurta ikiye bölünebilir ancak yine de bir blastosist içerir. bu, bir iç hücre kütlesine ve bir blastosiste yol açacaktır.
sonrasında ikizler geliştikçe aynı plasentayı, koryonu ve amnionu *paylaşacaklar. bunun yapışık ikizlerin ortaya çıkmasının en muhtemel nedeni olduğu düşünülmektedir ve muhtemelen bu ikiz türünün gelişiminde büyük rol oynamaktadır.
bir varsayım ikiz türünün, gebeliğin ikinci haftasında baş bölgesinde ayrılmayan tek bir zigottan* iki fetüsün* gelişmesiyle başladığı yönündedir ama bazıları bununla birlikte olup, durumun gelişimin ilerleyen aşamalarında meydana geldiğine ve bu sırada iki embriyonun ön açık nöropore yakın bir yerde entegre olduğunu varsaymaktadır.
diğer bir varsayıma göre ise ikizlerin sinir ve plasental damar sisteminin birleşmesi ve ayrıca parazitik ikizin göbek kordonunda bir yenilenme olduğudur. bu varsayım bu türün ikizlerden birine kan verilememesi nedeniyle geliştiğini düşündürmektedir.
çok az birey doğuma kadar hayatta kalır. bunu başaranlar için mevcut tek tedavi, parazitik ikizi cerrahi olarak çıkarmaktır. fakat belgelenmiş iki girişimden sonra bir çocuk saatler içinde ölmüştür ve ikisi de ikinci doğum günlerini görememiştir.
devamını gör...