trabzon
cem yılmaz'ın burda her an fıkralar oluşuyor dediği şehir.
canım şehrim memleketim.
sayesinde ülkenin her yerinde kendimi orda hissediyorum
çünkü (bkz: bize her yer trabzon).
canım şehrim memleketim.
sayesinde ülkenin her yerinde kendimi orda hissediyorum
çünkü (bkz: bize her yer trabzon).
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
dışarı çıkınca hemen eve gelmek istiyorum.
devamını gör...
transendental estetik
kant'ın saf aklın eleştirisi'nde merkeze aldığı kavramlardan..
öncelikle trensendental belli bi bilgi türünün adıdır kant için. terimin işaret ettiği bilgi a priori olanın koşulunun 'mahiyeti' hakkındadır. biraz dıdısının dıdısıdır. ancak merkezidir çünkü evrensel olan a priori bilginin imkanının dayanağıdır. kant tabi ki burda zaman ve mekanın a priori imkanı peşinde koşarak bilimin kıçını kurtarmaya çalışmakta. şu çok önemlidir; kant, transendent ve transendental arasında ayrım yapar. transendent ile tecrübe ötesi kastedilirken, transendental ile tecrübenin a priori unsurlarını işaret eder.
transendental estetik bölümü sae'de kısa tutulmuş ancak üzerine çokça yazılmış bi bölüm. kant'ın burdaki estetikten kastı sanatsal olan değil, kelimenin yunanca* kökenindeki anlamında 'duyu, algı' anlamında kullanır. kant zaten konuya sezgiyi açıklayarak başlar*. sezgi kant için nesneyle olan doğrudan bi ilişkidir ve asla mistik bi yönü yoktur. çünkü nesne sezginin nedenidir ona göre. metinde ciddi muğlaklıklar olsa da norman smith, allen wood gibileri de böyle yorumluyolar. kısaca zihinden bağımsız olarak nesnenin kavranması denilebilir sezgi için. sezgiden kaynaklı bilginin tasarımlarını algılama kapasitesine de 'duyu yetisi' der. işte bu duyu yetisi, sezginin olmazsa olmazıdır. sezgisel bilgi ancak duyu yetisiyle elde edilebilir. (tabi burda fenomenler ve kategoriler falan da giriyo da devreye) kant'ın transendental estetik'teki asıl amacı sentetik a priori'nin kesinliğini göstermek, daha açık söylemek gerekirse zaman ve mekanın a priori olduğunu gösterek duyu yetisini tüm kategorilerden bağımsızlığını ilan ettirip saf sezgiye ulaştırmak..
öncelikle trensendental belli bi bilgi türünün adıdır kant için. terimin işaret ettiği bilgi a priori olanın koşulunun 'mahiyeti' hakkındadır. biraz dıdısının dıdısıdır. ancak merkezidir çünkü evrensel olan a priori bilginin imkanının dayanağıdır. kant tabi ki burda zaman ve mekanın a priori imkanı peşinde koşarak bilimin kıçını kurtarmaya çalışmakta. şu çok önemlidir; kant, transendent ve transendental arasında ayrım yapar. transendent ile tecrübe ötesi kastedilirken, transendental ile tecrübenin a priori unsurlarını işaret eder.
transendental estetik bölümü sae'de kısa tutulmuş ancak üzerine çokça yazılmış bi bölüm. kant'ın burdaki estetikten kastı sanatsal olan değil, kelimenin yunanca* kökenindeki anlamında 'duyu, algı' anlamında kullanır. kant zaten konuya sezgiyi açıklayarak başlar*. sezgi kant için nesneyle olan doğrudan bi ilişkidir ve asla mistik bi yönü yoktur. çünkü nesne sezginin nedenidir ona göre. metinde ciddi muğlaklıklar olsa da norman smith, allen wood gibileri de böyle yorumluyolar. kısaca zihinden bağımsız olarak nesnenin kavranması denilebilir sezgi için. sezgiden kaynaklı bilginin tasarımlarını algılama kapasitesine de 'duyu yetisi' der. işte bu duyu yetisi, sezginin olmazsa olmazıdır. sezgisel bilgi ancak duyu yetisiyle elde edilebilir. (tabi burda fenomenler ve kategoriler falan da giriyo da devreye) kant'ın transendental estetik'teki asıl amacı sentetik a priori'nin kesinliğini göstermek, daha açık söylemek gerekirse zaman ve mekanın a priori olduğunu gösterek duyu yetisini tüm kategorilerden bağımsızlığını ilan ettirip saf sezgiye ulaştırmak..
devamını gör...
başlık açarken dikkat edilmesi gereken kurallar
arkadaşlar daha önce zaten yazdığım için bir kaç kelam daha yazmak istedim. ciddi şekilde soru sorduğum daha çok tavsiye istediğim başlıktır.
herkes kaka başlıklardan şikayetçi herkes başlıklara müdahaleden şikayetçi.
bir allahın kulu şuraya gelsin ve başlık böyle açılır desin hepimiz okuyalım öğrenelim bilgilenelim.
ben açık konuşmak gerekirse başlık açmayı bilmiyorum sadece kitap film başlıkları açıyorum.
haa naçizane bir tavsiye vermem gerekirse lütfen bir başlık açılmadan önce araştırma yapılmalıdır o başlık açılmış mı diye bakılmalıdır.
herkes kaka başlıklardan şikayetçi herkes başlıklara müdahaleden şikayetçi.
bir allahın kulu şuraya gelsin ve başlık böyle açılır desin hepimiz okuyalım öğrenelim bilgilenelim.
ben açık konuşmak gerekirse başlık açmayı bilmiyorum sadece kitap film başlıkları açıyorum.
haa naçizane bir tavsiye vermem gerekirse lütfen bir başlık açılmadan önce araştırma yapılmalıdır o başlık açılmış mı diye bakılmalıdır.
devamını gör...
13 mayıs 2021 doların 8.50 tl olması
dün de demiştim, bu ülkenin ekonomisini ipleyen yok. böyle giderse venezuela'ya döneceğiz.
devamını gör...
düğünde beğenilen kızla iletişime geçmenin yolları
dostum 185 gamzeli yakışıklı olmuşsun ama bir damla özgüven koyamamışsın içine. yanına gidip bir “merhaba” diyecek cesaretin olmadıktan sonra ömrün boyunca fıssss olacaksın. naçizane bir arkadaş tavsiyesi.
devamını gör...
you
caroline kepnes'in 2014 yılında yayımlanan romanından uyarlanmış olan dizide, new york'ta yaşayan joe goldberg isimli son derece zeki bir kitapçının, kitap dükkanına gelen guinevere beck'e aşık olması ve onda bir takıntı haline gelişi anlatılmaktadır. joe, ilk gördüğü anda beck’e aşık olur ve joe, sevdiği kız olan beck’in kalbini ve de aşkını kazanmak amacı ile her şeyi yapmaya çalışır.
beck’in kalbini ve de aşkını kazanmak amacı ile teknolojiyi kullanmak isteyen ve kullanmaya başlayan ve beck’i her yerden takip etmeye başlayan joe’nun takıntılı davranışları beck’in en iyi arkadaşı olan peach’ı şüphelendirmektedir fakat ona engel olamaz. joe, çabalarının sonunda beck’in erkek arkadaşı olmayı başarmaktadır. ancak joe takıntılı haline artarak devam edecektir.
beck’in kalbini ve de aşkını kazanmak amacı ile teknolojiyi kullanmak isteyen ve kullanmaya başlayan ve beck’i her yerden takip etmeye başlayan joe’nun takıntılı davranışları beck’in en iyi arkadaşı olan peach’ı şüphelendirmektedir fakat ona engel olamaz. joe, çabalarının sonunda beck’in erkek arkadaşı olmayı başarmaktadır. ancak joe takıntılı haline artarak devam edecektir.
devamını gör...
#helpturkey
help turkey , türkiye'de orman yangınlarıyla baş etmeye çalışan halkın çıldırıp uluslararası yardım çığlığıdır.
itfaiyenin su vermemesi, malum hava desteğinin yetersiz olması, yangınların durdurulamaması, üstüne halka çay fırlatılması sonucu türk milletinin yardım çığlığıdır. fetö diyenler oradaki halkın çaresizliğini görememiş veya algılama sorunu yaşayanlardır.
itfaiyenin su vermemesi, malum hava desteğinin yetersiz olması, yangınların durdurulamaması, üstüne halka çay fırlatılması sonucu türk milletinin yardım çığlığıdır. fetö diyenler oradaki halkın çaresizliğini görememiş veya algılama sorunu yaşayanlardır.
devamını gör...
gecenin köründe gelen seni seviyorum mesajı
saat 03.00'te gelen "ne yapıyorsun" mesajının yerini tutmaz.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
bu şiirin en çarpıcı özelliği edebiyat tarihinin en eski şiirlerinden biri olup kökeninin sümerler'e dayanmasıdır.aynı zamanda tevrattaki eyüp peygamber hikayesinin kaynağı olduğu varsayılmaktadır.alıntı yaptığım kitap ise muazzez ilmiye çığ'ın ortadoğu uygarlık mirası serisinin 1.kitabıdır.eğer ilginiz varsa okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
(bkz: muazzez ilmiye çığ)
"ben bir insanım,anlayışlıyım fakat şimdi bana kimse değer vermiyor.
doğru sözüm yalana döndü,
hilenin adamı beni güney rüzgârı gibi sardı,
ona hizmet etmeye zorlandım,
yoldaşlarım doğru bir söz söylemediler bana,
arkadaşlarım dürüst sözümü yalanladılar,
hilenin adamı bana tuzak kurdu,
ben bilgin,neden cahiller içine sokuldum,
ben anlayışlı,neden bilgisizler arasında sayıldım?
her yerde yiyecek var,benim aşım açlık,
herkese paylar dağılırken,benim payım üzüntü oldu,
tanrım gün ışıdı ülkeye,benim günüm karanlık,
gözyaşları,ağıt,keder sardı beni,
fena hastalıklar...yakıyor bedenimi,
tanrım beni var eden babam,yüzünü kaldır."
(bkz: muazzez ilmiye çığ)
"ben bir insanım,anlayışlıyım fakat şimdi bana kimse değer vermiyor.
doğru sözüm yalana döndü,
hilenin adamı beni güney rüzgârı gibi sardı,
ona hizmet etmeye zorlandım,
yoldaşlarım doğru bir söz söylemediler bana,
arkadaşlarım dürüst sözümü yalanladılar,
hilenin adamı bana tuzak kurdu,
ben bilgin,neden cahiller içine sokuldum,
ben anlayışlı,neden bilgisizler arasında sayıldım?
her yerde yiyecek var,benim aşım açlık,
herkese paylar dağılırken,benim payım üzüntü oldu,
tanrım gün ışıdı ülkeye,benim günüm karanlık,
gözyaşları,ağıt,keder sardı beni,
fena hastalıklar...yakıyor bedenimi,
tanrım beni var eden babam,yüzünü kaldır."
devamını gör...
mikail
şairin meleğini yeryüzüne taşıyan melek. baharı hatırlatan melek...
devamını gör...
yavrum
söyleniş şekline göre beğendiğim kelime.
devamını gör...
war of the portakals
cidden büyük emek var, tebrik ediyorum yazar arkadaşımızı. filmlerin normal çevirilerini unutturuyor*. kesinlikle devamı gelmeli. ayrıca burdan yetkili kişilere sesleniyorum; bu kesitler kesinlikle youtube kanalımıza* kaydedilmeli.
devamını gör...
andımızı okumuş sözlük yazarlarımız
sabahın erken saatinde sıraya girer aramızdan birini seçerlerdi. kimisi utanarak kimisi büzülerek çocukların yüzüne bakardı. bir başlardık okumaya bir özgüven gelirdi milli duygularımız kabarırdı. aslında amacı bize yakışanı bize anlatmaktı.ancak kimse andımızı ciddiye almadı ve andımızda söylediği gibi biri de olmadı.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
huyu suyu onemli sanki...
devamını gör...
arada sırada radyo yayını
yani uzun sözün kısası; hem entellik hem de trollük mevzusu bir kesim tarafından fazla ciddiye alınıp, fazla keskin çizgili algılanıyor. sonuçta da işte kişileri olumlu olumsuz yaftalayıp, belli bir kalıba sokup, aslında kendisinin o kalıplar içinde çırpınması sonucu kargaşa oluyor. herkese biraz daha relakslık diliyorum.
devamını gör...
ilk buluşmaya 5 bira içip giden erkek
buluşmaya gittiğinde siparişi almaya gelen garsona, pata küte dalabilecek potansiyelde olan erkektir.
malum buluşma yerinin hatun kişisi tarafından terkedilip, erkek kişisinin tedaviye yönlendirilmesi şarttır.
malum buluşma yerinin hatun kişisi tarafından terkedilip, erkek kişisinin tedaviye yönlendirilmesi şarttır.
devamını gör...
eski sevgiliye mesaj atmak için bahaneler
dini bayramlar.
"minareden atlarım,
bayramını kutlarım."
"minareden atlarım,
bayramını kutlarım."
devamını gör...
psikolojik egoizm
psikolojik egoizm yaptığımız eylemlerin erdemli,ahlaklı,asil olmasının altında aslında kendi mutluluğumuzun yattığını söyler.başkalarının mutluluğu için bir şeyler yapsak bile bunu durduk yere yapmayız çünkü buna etken haz duygularımızdır.
psikolojik egoizm'e örneklerden biri abraham lincoln and the pigs (abraham lincoln ve domuzlar) öyküsüdür. bu öyküde, lincoln bataklıklarla çevrili kırsal bir alanda yakın arkadaşı ve senatör edward dickinson baker ile atlı arabada seyahat etmektedir. sohbet esnasında lincoln, baker’a her iyi ve kötü davranışın arkasında bencilliğin yattığını söyler. baker, lincoln ile aynı fikirde değildir. o sırada, dışarıda bir domuzun bataklığa sıkışmış yavrularını kurtarmaya çalıştığını görürler. domuz acı içinde bağırmaktadır. lincoln arabanın durdurulmasını emreder. aşağıya atlar, bataklığa koşar ve yavru domuzları teker teker sıkıştıkları yerden çıkarır. arabaya döndüğünde baker kendisine beklenen soruyu yöneltir:
“şimdi bu küçük hadisede bahsettiğin bencillik nerede?” lincoln şöyle yanıtlar:
“bu bencilliğin ta kendisiydi. eğer yavrularını kurtaramadığı için acı çeken o yaşlı dişi domuzu orada öylece bıraksaydım, bütün gün vicdanen huzurlu olamazdım. bunu gönül rahatlığı için yaptım, anlamadın mı?”
psikolojik egoizm'e örneklerden biri abraham lincoln and the pigs (abraham lincoln ve domuzlar) öyküsüdür. bu öyküde, lincoln bataklıklarla çevrili kırsal bir alanda yakın arkadaşı ve senatör edward dickinson baker ile atlı arabada seyahat etmektedir. sohbet esnasında lincoln, baker’a her iyi ve kötü davranışın arkasında bencilliğin yattığını söyler. baker, lincoln ile aynı fikirde değildir. o sırada, dışarıda bir domuzun bataklığa sıkışmış yavrularını kurtarmaya çalıştığını görürler. domuz acı içinde bağırmaktadır. lincoln arabanın durdurulmasını emreder. aşağıya atlar, bataklığa koşar ve yavru domuzları teker teker sıkıştıkları yerden çıkarır. arabaya döndüğünde baker kendisine beklenen soruyu yöneltir:
“şimdi bu küçük hadisede bahsettiğin bencillik nerede?” lincoln şöyle yanıtlar:
“bu bencilliğin ta kendisiydi. eğer yavrularını kurtaramadığı için acı çeken o yaşlı dişi domuzu orada öylece bıraksaydım, bütün gün vicdanen huzurlu olamazdım. bunu gönül rahatlığı için yaptım, anlamadın mı?”
devamını gör...
