normal sözlük'ün 35 yaş istilasına uğramış olması
35 olsa iyi. 35 dediğin 86 doğumlu daha dünkü çocuk.
devamını gör...
üzgünken yapılanlar
pek bir şey yapamıyorum. baş ağrısı, arkasından da bir mide bulantısı geliyor.
devamını gör...
normal sözlük kraliyet arması
21 mart 2021 - 28 mart 2021 kazananı 2448 puan ile köylü yazardan ironiler olmuştur.
ironilerini tescilletmenin mutluluğunu yaşayan yazarımızı tebrik ederim.*
d&r hediye çeki kendisine takdim edilecektir.
ironilerini tescilletmenin mutluluğunu yaşayan yazarımızı tebrik ederim.*
d&r hediye çeki kendisine takdim edilecektir.
devamını gör...
açlık
dünyaca tanınmış (bkz: knut hamsun)' a ait olan açlık romanı, yazarın aslında birnevi biyografisi gibi olmuştur. küçüklüğünden bu yana birçok zor durumla karşılaşmakta, en çokta açlık ve sefaletle başa çıkmaya çalıştığını sayfalar arasında giderken şahit oluyoruz. açlığın ne kadar zor olduğunu hepimiz bildiğimizi zannederiz ama gerçekten aç kalan var mı aramızda? günlerce, haftalarca, aylarca...
kitap boyunca fakir bir yazarın hayatına devam edebilmek için sürdürdüğü çabayı görüyoruz. öyle güzel ayrıntılarla süslü ki, kitap boyunca aynı açlığı ve mücadeleyi hissettim. hem fiziksel hem duygusal açlığın en güzel anlatımlarından biri.
elinde avcunda hiçbir şey kalmayan bir insan nereye gider, ne yapar? hep daha fazlasını istediğimiz dünyada aslında en basit insani gereklerin ne olduğunu tekrar görebilme fırsatı sunuyor bu kısa kitap. yalın bir anlatımla dramatize etmeye gerek görmeden zaten oldukça dramatik ama aynı zamanda çok gerçek olan hikayesini aktarmış yazar.
kitapta çoğu kişi yazarın fiziksel olarak karnının aç olmasına odaklanmış. ama benim için karakteri asıl zorlayan içinde bulunduğu ruhsal açlık, yalnızlıktı. birilerinin hayatında yeri bile olmadan, kişiliğini her şeye rağmen korumaya çalışarak geçip giden günlerinin dayanılmazlığı belki de parasızlıktan daha çok üzüyordu onu. bu dünyada iz bırakamadan ölüp gitme korkusu da peşini bırakmıyordu. hangisinin daha ağır bir bunalım olduğunu söylemek çok güç.
kitap boyunca fakir bir yazarın hayatına devam edebilmek için sürdürdüğü çabayı görüyoruz. öyle güzel ayrıntılarla süslü ki, kitap boyunca aynı açlığı ve mücadeleyi hissettim. hem fiziksel hem duygusal açlığın en güzel anlatımlarından biri.
elinde avcunda hiçbir şey kalmayan bir insan nereye gider, ne yapar? hep daha fazlasını istediğimiz dünyada aslında en basit insani gereklerin ne olduğunu tekrar görebilme fırsatı sunuyor bu kısa kitap. yalın bir anlatımla dramatize etmeye gerek görmeden zaten oldukça dramatik ama aynı zamanda çok gerçek olan hikayesini aktarmış yazar.
kitapta çoğu kişi yazarın fiziksel olarak karnının aç olmasına odaklanmış. ama benim için karakteri asıl zorlayan içinde bulunduğu ruhsal açlık, yalnızlıktı. birilerinin hayatında yeri bile olmadan, kişiliğini her şeye rağmen korumaya çalışarak geçip giden günlerinin dayanılmazlığı belki de parasızlıktan daha çok üzüyordu onu. bu dünyada iz bırakamadan ölüp gitme korkusu da peşini bırakmıyordu. hangisinin daha ağır bir bunalım olduğunu söylemek çok güç.
devamını gör...
yazarların kendilerini teselli etmek için kullandığı cümleler
hayat boş eğlen coş.*
devamını gör...
ailesiyle yaşayanların yapamayacakları şeyler
gece geç saatlere kadar dışarıda takılmak.
kaç yaşına gelirseniz gelin niyeyse aile bu durumdan rahatsız oluyor ve eve gelene kadar bir kaç kere arayıp nerde kaldığını ne zaman geleceğini soruyor.
kaç yaşına gelirseniz gelin niyeyse aile bu durumdan rahatsız oluyor ve eve gelene kadar bir kaç kere arayıp nerde kaldığını ne zaman geleceğini soruyor.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
bir insanı unutmak
- biliyor musun, insanları öldürüyorum portuga.
+ bunu nasıl yapıyorsun zeze?
- onları unutarak.
+ bunu nasıl yapıyorsun zeze?
- onları unutarak.
devamını gör...
sözlük yazarlarının ruh halini anlatan görseller
inişli çıkışlı ömrümüzün kesitlerini yansıtan görüntülerdir.
'ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.' #içimizdekişeytan #sebahattinali 'anı yaşa' diyor emmi 'anı yaşa'!
dünü unut!
yarını sav!
bugünü tut!..
dünü unutmadan bugünü yaşayamaz, bugünü yaşayamazsan yarından verim alamazsın!
her ne yaşamış olursak olalım tüm enerjimizi bugüne ve kendimize odaklıyoruz... karamsarlığa mahal vermeden anda kalın lütfen.
'ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.' #içimizdekişeytan #sebahattinali 'anı yaşa' diyor emmi 'anı yaşa'!
dünü unut!
yarını sav!
bugünü tut!..
dünü unutmadan bugünü yaşayamaz, bugünü yaşayamazsan yarından verim alamazsın!
her ne yaşamış olursak olalım tüm enerjimizi bugüne ve kendimize odaklıyoruz... karamsarlığa mahal vermeden anda kalın lütfen.
devamını gör...
23 nisan'da adminlik koltuğuna geçecek kişi
içerden biri olarak söylüyorum ki esnek biri aday olsun.
yoldaş yere bağdaş kurup oturuyor adamın bir koltuğu yok.
ayaklarınız uyuşur.
yoldaş yere bağdaş kurup oturuyor adamın bir koltuğu yok.
ayaklarınız uyuşur.
devamını gör...
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
yalnızlık güzellemesi yapıp içinden keşke insanlar beni anlasa diyen aciz bir insan olabilir.
devamını gör...
amerika'da mı yoksa türkiye'de doğan mı daha şanslıdır sorunsalı
c şıkkı.. dogmamis olan..
devamını gör...
hatıra olsun diye saklanan garip nesneler
market fişleri, konser, sinema, tiyatro biletleri bazen sadece aldığımız bir kıyafetin fişi sırf ne zaman nerdeydik bunu görüp hissetmek için. bir şey kazanamadığım kazı-kazanlar , baş harfleri olan cokomel ambalajları, alınan hediyelerin etiketleri, şıpsevdi sakızından çıkan bir sürü kağıt, gidilen kafelerden alınan peçeteler, kinderden çıkan oyuncaklar, peluş oyuncaklar, üniversite yıllarından kalan not hesaplama kağıtları, hayal edilen evin planlarının çizimleri, kuruttugum her türlü çiçek.. eminim daha çok şey vardı ama hatırlamıyorum çünkü artık hepsi herhangi bir çöplükte.
devamını gör...
yazarların çocukluk travması
yaz tatilinde köye gitmiştik ve oradaki arkadaşımla beraber evimizin biraz ilerisindeki çeşmede oyun oynuyorduk. bir anda dört bir yanımızı inekler sardı ve geçebileceğim her türlü aralığı kapattılar, meğer su içmek için gelmişler. nereden bileyim hayatımda kaç kere inek gördüm? ben ağlarken arkadaşım kahkaha atarak beni çekiştirip çıkardı lakin bu bir kurtuluş olmadı. çılgın bir ineğin canı sıkılmış olacak ki oyun oynamak istedi ve peşime düştü, ben kaçtıkça geldi koştukça koştu. evet, özetle inek kovaladı.
devamını gör...
içindeki çocuğu besleyen yazarlar
insanın içinde hiç büyümeyen ömrünün bir yerinde takılıp kalan bir çocuk vardır.
ben onu besliyorum elimden geldikçe.
ben onu besliyorum elimden geldikçe.
devamını gör...
mutluyum artık bi beynim yok
her döneme uyan ikonik şarkının, can alıcı sözlerinden biri.
devamını gör...
oltamı attım bekliyorum
kaç gündür doldurulmayı bekliyordu bu ukde, sevişilinebilizite’ye nasipmiş. duygulandım da pek belli etmek istemiyorum şu an.
başlıklarda pusuya yatmış sırtlanların iç sesidir, pek belli etmezler lakin bizim gibiler anlayabiliyor rahatlıkla. yani her halükarda yakalıyoruz aslanlar siz hiç kasmayın.
başlıklarda pusuya yatmış sırtlanların iç sesidir, pek belli etmezler lakin bizim gibiler anlayabiliyor rahatlıkla. yani her halükarda yakalıyoruz aslanlar siz hiç kasmayın.
devamını gör...
yazma isteğinin gitmesi
açıkçası sürekli akış ve gündem takip ediyorsanız başınıza gelecek şey. bir de başta böyle bir istek ve arzu ile giriliyor sonra bırakılıyor.
hayır beğeni atan da yok. yani var. puan tablosundaki ilk 20 kişi. adamlar beğeni yağdırıyor.*
neyse mesele aslında sözlüğü kesfetmekte yoksa hep aynı başlıklar altında dönüp duruyoruz. sözlüğünde aslında diğer sözlüklerde bir farkı kalmıyor.
şu da var mesela. yani göz.onunde olan yazarlar hep aynı. yani ben yazar olmadan önce de takip ederdim burayı. gene aynı yazar listelerde, bu en sevilen yazarlar arasında, kankalik muhabbetinde dönüp gidiyordu. yani bu yazarların suçu değil ama bir çözüm şart. yoksa eskiden eksisozluge girip tüm başlıklara göz atan ben şimdi çok nadir siteye giriyorum. rezaletler bile rezalet olmuyor artık düşünün. hani yıpranma durumu var.
neyse boş yaptım burda ama bu dediğimi hepiniz hissediyorsunuzdur. ne bilim ben abi. ayrıca bana ne.
edit: baktım benden önce 3 tanım girilmiş. hepsi 20 bin karma üzeri insanlar. hani burdan bile olay idrak edilmeli bence.
hayır beğeni atan da yok. yani var. puan tablosundaki ilk 20 kişi. adamlar beğeni yağdırıyor.*
neyse mesele aslında sözlüğü kesfetmekte yoksa hep aynı başlıklar altında dönüp duruyoruz. sözlüğünde aslında diğer sözlüklerde bir farkı kalmıyor.
şu da var mesela. yani göz.onunde olan yazarlar hep aynı. yani ben yazar olmadan önce de takip ederdim burayı. gene aynı yazar listelerde, bu en sevilen yazarlar arasında, kankalik muhabbetinde dönüp gidiyordu. yani bu yazarların suçu değil ama bir çözüm şart. yoksa eskiden eksisozluge girip tüm başlıklara göz atan ben şimdi çok nadir siteye giriyorum. rezaletler bile rezalet olmuyor artık düşünün. hani yıpranma durumu var.
neyse boş yaptım burda ama bu dediğimi hepiniz hissediyorsunuzdur. ne bilim ben abi. ayrıca bana ne.
edit: baktım benden önce 3 tanım girilmiş. hepsi 20 bin karma üzeri insanlar. hani burdan bile olay idrak edilmeli bence.
devamını gör...
ilkokulda babanın mesleğini soran öğretmen
"eğitimci" kimliği taşıyan bir insana asla yakıştırmadığım bir davranış. işsiz olabilir, maddi olarak alt sınıfta yer alan bir alanda çalışıyor olabilir. insanları neden eziyorsun sen? her şeyden önce babası olmayabilir... insanları neden acıları ile yüzleştiriyorsun?
orta okulda benim zihinsel engelli bir arkadaşım vardı. babası da bedensel engelliydi ayakları tutmuyor tekerlekli sandalye kullanıyordu. bu soru her sorulduğunda, benim canım iki defa yanardı. benim ilk okul zamanımda babam bir dönem işsizdi. zaten eve para girmiyor okula alacak defter kalem parası bile yok o durumda "babam işsiz" diyordum. daha sonra hammallık yapmaya başladı. demircilerde çalıştı. her defasında bu soru bana gelmesin diye dua ederdim utandığım için. ama bir de o engelli arkadaşımı düşünün. bu soruya "babam engelli çalışamıyor" diyordu ve çoğu zaman sesinin kısıldığını fark ederdim. soru sırası diğer arkadaşa geçtiği zaman bu zihinsel engelli arkadaşımın gözleri dolardı. ben diğer arkadaşlarımın babası çalışıyor benim babamın işi yok diye üzülürken, zihinsel engelli arkadaşım "herkesin babasının ayakları var yürüyor benim babam yürüyemiyor" diye üzülürdü. bu olayı bana, zihinsel engelli arkadaşıma ve diğer tüm çocuklara yaşatan hiçbir öğretmene hakkımı helal etmiyorum...
not: o dönem çok küçüktüm hiçbir şeyin farkında değildim utanıyordum ama şimdi sırtında demir taşıyıp beni okutan o adamla gurur duyuyorum.
orta okulda benim zihinsel engelli bir arkadaşım vardı. babası da bedensel engelliydi ayakları tutmuyor tekerlekli sandalye kullanıyordu. bu soru her sorulduğunda, benim canım iki defa yanardı. benim ilk okul zamanımda babam bir dönem işsizdi. zaten eve para girmiyor okula alacak defter kalem parası bile yok o durumda "babam işsiz" diyordum. daha sonra hammallık yapmaya başladı. demircilerde çalıştı. her defasında bu soru bana gelmesin diye dua ederdim utandığım için. ama bir de o engelli arkadaşımı düşünün. bu soruya "babam engelli çalışamıyor" diyordu ve çoğu zaman sesinin kısıldığını fark ederdim. soru sırası diğer arkadaşa geçtiği zaman bu zihinsel engelli arkadaşımın gözleri dolardı. ben diğer arkadaşlarımın babası çalışıyor benim babamın işi yok diye üzülürken, zihinsel engelli arkadaşım "herkesin babasının ayakları var yürüyor benim babam yürüyemiyor" diye üzülürdü. bu olayı bana, zihinsel engelli arkadaşıma ve diğer tüm çocuklara yaşatan hiçbir öğretmene hakkımı helal etmiyorum...
not: o dönem çok küçüktüm hiçbir şeyin farkında değildim utanıyordum ama şimdi sırtında demir taşıyıp beni okutan o adamla gurur duyuyorum.
devamını gör...



