normal sözlük
kafa sözlük'ten çok farklı olan sözlük. birkaç ay öncesine kadar çok farklıydı burası. iyi ya da kötü demiyorum.* sadece, çok değişmiş.
değişiklik derken sitenin dizaynındaki ya da ismindeki vb. bir değişiklikten bahsetmiyorum, içerik çok değişmiş. burası artık zaman öldürmek için girilen bir sözlükmüş gibi hissediyorum. bilgilenmek, bilgilendirmek azalmış.
bir ara #922434 demişim. şimdi dediğime tamamen katılmıyorum. burası bir sözlük nihayetinde.
değişiklik derken sitenin dizaynındaki ya da ismindeki vb. bir değişiklikten bahsetmiyorum, içerik çok değişmiş. burası artık zaman öldürmek için girilen bir sözlükmüş gibi hissediyorum. bilgilenmek, bilgilendirmek azalmış.
bir ara #922434 demişim. şimdi dediğime tamamen katılmıyorum. burası bir sözlük nihayetinde.
devamını gör...
yazarların duvarında asılı şeyler
tekli koltuğumun üstündeki duvarda küçük bir manzara tablosu(sonbahar temalı),sol taraftaki geniş kısımda çok daha büyük bir manzara tablosu(bodrum evi ve deniz manzarası)mutfağımda ve salonumda bahçe temalı tablolar yer alıyor.
devamını gör...
kadınların kafası bilime ve sanata basmaz
frida kahlo, marie curie gibi yüzlerce kadının okusa oturdukları yerleriyle gülecekleri başlık.
devamını gör...
bankanın tüm parasını kredi çekip bankayı satın almak
bak sen şu geniusa! cern al bunu al al al!
devamını gör...
dünyanın en değerli şeyi
akıl sağlığıdır.
devamını gör...
fazla samimi olunmaması gereken insanlar
çalışılan iş kolunda ki müşteriler. kibarlığınız ve gösterdiğiniz nezaket sonrası , kendilerine iltimas geçilmesini bekleyen kurnaz insanlar ve absürt istekleri.
devamını gör...
babanın oğlu
yönetmenliğini melih gülgen'in yaptığı , senaryosunu erdoğan tünaş'ın yazdığı müziklerini cahit berkay'ın yaptığı 1975 yılına ait bir türk filmi. filmin başrollerini cüneyt arkın, deniz erkanat, cemil şahbaz, turgut özatay ve bilal inci paylaşırlar.
filmin konusuna gelirsek:
bir fabrika işçisinin mafya patronluğuna geçişini anlatan efsane repliklere sahip bir filmdir. cüneyt arkın bir fabrika işçisidir fabrika sahipleri işçi maaşlarına zam yapacakları sözünü tutmayınca cüneyt abi ve iki arkadaşı (nizam ergüden ve kazım kartal) önderliğindeki işçiler grev yapar. fabrika sahipleri abilerimiz cüneyt arkın abimizle anlaşmak isterler fakat kabul görmez. fabrikanın büyük ortağı olan nubar terziyan amcamız ise işçi isteklerini kabul etme tarafındadır fakat diğer 3 ortak abimiz karşı çıkarlar (turgut özatay, bilal inci, ihsan gedik). bir gece nubar amcamız fabrikada ölü bulunur. arkadaşlarının da patronlar tarafından satın alınıp yalancı şahitlik yapması ile suç cüneyt abimze kalır ve hapse girer. hapiste itilir kalkılır dayak yer millete çay demler temizliklerini yapar ta ki karısı kendisini ziyarete gelene kadar. cüneyt abimiz anlamıştır karısı kötü yola düşmüş. koğuş ağası (tarık şimşek) dalga geçince isyan bayrağını açar ve şu sözleri söyleyerek ' sana hırladım , hepinize hırladım, bütün dünyaya hırladım, artık dişerimi göstereceğim bu zamana kadar hep beni ısırdı insanlar bundan böyle ben onları ısıracağım' der ve bir güzel döver. hapise ilk girdiğinde dayak yediğinde kendisi ile ranzadan düştü demişlerdi bu sefer koğuş ağası için ranzadan düştü derler. cüneyt abimiz ise bir çay koyun diyerek postasını koyar. içeride çok güçlenmiştir dışarıda da ünü artmaktadır . af ilan edilir dışarıya çıkar dışarıda ilk toplatısında polis basar basan komiser ise kendi oğludur. o hapise girince oğlunu bir cami hocası (hüseyin peyda) alıp büyütmüş ve komiser yapmıştır. cüneyt abimiz annesine gider para vermek ister annesi istemez bu para kirli diye daha sonrasında cüneyt abimizin intikamları başlar kendisini hapise attıranlardan.
filmin konusuna gelirsek:
bir fabrika işçisinin mafya patronluğuna geçişini anlatan efsane repliklere sahip bir filmdir. cüneyt arkın bir fabrika işçisidir fabrika sahipleri işçi maaşlarına zam yapacakları sözünü tutmayınca cüneyt abi ve iki arkadaşı (nizam ergüden ve kazım kartal) önderliğindeki işçiler grev yapar. fabrika sahipleri abilerimiz cüneyt arkın abimizle anlaşmak isterler fakat kabul görmez. fabrikanın büyük ortağı olan nubar terziyan amcamız ise işçi isteklerini kabul etme tarafındadır fakat diğer 3 ortak abimiz karşı çıkarlar (turgut özatay, bilal inci, ihsan gedik). bir gece nubar amcamız fabrikada ölü bulunur. arkadaşlarının da patronlar tarafından satın alınıp yalancı şahitlik yapması ile suç cüneyt abimze kalır ve hapse girer. hapiste itilir kalkılır dayak yer millete çay demler temizliklerini yapar ta ki karısı kendisini ziyarete gelene kadar. cüneyt abimiz anlamıştır karısı kötü yola düşmüş. koğuş ağası (tarık şimşek) dalga geçince isyan bayrağını açar ve şu sözleri söyleyerek ' sana hırladım , hepinize hırladım, bütün dünyaya hırladım, artık dişerimi göstereceğim bu zamana kadar hep beni ısırdı insanlar bundan böyle ben onları ısıracağım' der ve bir güzel döver. hapise ilk girdiğinde dayak yediğinde kendisi ile ranzadan düştü demişlerdi bu sefer koğuş ağası için ranzadan düştü derler. cüneyt abimiz ise bir çay koyun diyerek postasını koyar. içeride çok güçlenmiştir dışarıda da ünü artmaktadır . af ilan edilir dışarıya çıkar dışarıda ilk toplatısında polis basar basan komiser ise kendi oğludur. o hapise girince oğlunu bir cami hocası (hüseyin peyda) alıp büyütmüş ve komiser yapmıştır. cüneyt abimiz annesine gider para vermek ister annesi istemez bu para kirli diye daha sonrasında cüneyt abimizin intikamları başlar kendisini hapise attıranlardan.

devamını gör...
yazarların en eften püften başarıları
21 yaşında yazlıkta tavla turnuvası kazanmıştım. emekli amcaların korkulu rüyası olarak ün salmıştım. epey dalga geçtiler adamcağızlarla.
ertesi sene yaş sınırı koyup beni almadılar.
ertesi sene yaş sınırı koyup beni almadılar.
devamını gör...
şeker yemeyi bırakmak
yaklaşık iki buçuk hafta önce, günlük 23'e yakın küp şeker aldığım düzenimi geride bıraktım.
sürekli şekerli sıcak içecek içtiğim için hem uyku problemleri hem de yeme bozuklukları, boşaltım sorunları çekiyordum.
19 gündür iki ufak kaçamak (tatlandırıcılı birkaç bir şey) ve suşi pilavındaki eser miktardaki şeker haricinde hiçbir işlenmiş şeker türevini ağzıma sürmedim. ilk iki gün çaya bal karıştırdım ama.
bu süreç içerisinde gittiğim doktor kontrollerinden birinde bozulmuş açlık glukozuna (glikoz?) sahip olduğumu, birinde ise farklı bir sebepten dolayı kafein ve tuz tüketimimi azaltmam gerektiğini öğrendim.
bunlar sayesinde gün içinde içtiğim fincan çaylar, kupa kahveler eskisine nazaran oldukça azaldı (topladığımda) en fazla 5 kupa içer oldum, tamamen şekersiz ve içtiğim çayların kafeini düşük, kullandığım kahve decaf.
öğün atlama huyum vardı, düzensiz ve şeker yüklemesiyle kendimi doyuruyordum bunlarla birlikte.
bu düzene girdiğim günden itibaren acıkma duygusunu hissetmeye başladım. uyku problemlerim biraz olsun azaldı ve hazımsızlık durumum neredeyse tamamen çözüldü.
neredeyse her gün oluşan karın şişliğim yok oldu.
şekeri bırakmadan önce kilom 51'di, şu an 48. yaşım henüz genç.
hayatımda ilk defa enerjisiz kalmadan, motive bir şekilde ve istediğim her şeyi (paketlenmiş gıda, yüklü karbonhidrat içerikli besinler, ekmek hariç) yiyerek kilo verdim. az da olsa daha önce bulimik biri olduğum için gözümde nimet gibi şu an bu durum.
her şeyi bir kenara bırakıyorum, sanırım psikolojik etkilerini de hissetmeye başladım. belki plasebodur benim için ancak bu yıl hiç bu kadar motive bir hafta geçirmemiştim.
artık bir şeyler yoluna girmeye başladı sanırım, umarım. girmese de bir hoş ilerliyor böyle.
sürekli şekerli sıcak içecek içtiğim için hem uyku problemleri hem de yeme bozuklukları, boşaltım sorunları çekiyordum.
19 gündür iki ufak kaçamak (tatlandırıcılı birkaç bir şey) ve suşi pilavındaki eser miktardaki şeker haricinde hiçbir işlenmiş şeker türevini ağzıma sürmedim. ilk iki gün çaya bal karıştırdım ama.
bu süreç içerisinde gittiğim doktor kontrollerinden birinde bozulmuş açlık glukozuna (glikoz?) sahip olduğumu, birinde ise farklı bir sebepten dolayı kafein ve tuz tüketimimi azaltmam gerektiğini öğrendim.
bunlar sayesinde gün içinde içtiğim fincan çaylar, kupa kahveler eskisine nazaran oldukça azaldı (topladığımda) en fazla 5 kupa içer oldum, tamamen şekersiz ve içtiğim çayların kafeini düşük, kullandığım kahve decaf.
öğün atlama huyum vardı, düzensiz ve şeker yüklemesiyle kendimi doyuruyordum bunlarla birlikte.
bu düzene girdiğim günden itibaren acıkma duygusunu hissetmeye başladım. uyku problemlerim biraz olsun azaldı ve hazımsızlık durumum neredeyse tamamen çözüldü.
neredeyse her gün oluşan karın şişliğim yok oldu.
şekeri bırakmadan önce kilom 51'di, şu an 48. yaşım henüz genç.
hayatımda ilk defa enerjisiz kalmadan, motive bir şekilde ve istediğim her şeyi (paketlenmiş gıda, yüklü karbonhidrat içerikli besinler, ekmek hariç) yiyerek kilo verdim. az da olsa daha önce bulimik biri olduğum için gözümde nimet gibi şu an bu durum.
her şeyi bir kenara bırakıyorum, sanırım psikolojik etkilerini de hissetmeye başladım. belki plasebodur benim için ancak bu yıl hiç bu kadar motive bir hafta geçirmemiştim.
artık bir şeyler yoluna girmeye başladı sanırım, umarım. girmese de bir hoş ilerliyor böyle.
devamını gör...
zamanın göreceli olması
spor yapanlar bilir plank, wall sit gibi duruşlar zamanın göreceliliğini iyi kanıtlar,bir de kızılay dolmuşlarında ayakta geçirdiğiniz zaman da normal hayatta herhangi bir alanda geçirdiğiniz zaman ile aynı değildir.
devamını gör...
tarihi şahsiyetler yazar olsa açacağı başlıklar
hitler - pariste ilk selfi
devamını gör...
murakabe
kişinin kendini denetlemesi, derin muhasebede bulunması.
devamını gör...
çocukken tacize uğramak
belki de kiz erkek farketmeksizin bir çoğumuzun başına gelen o an çocukluk aklıyla adlandıramadıgımız bir şey iken şimdi ise büyüyüp aklımızın ermesiyle insan zihnine üşüşen anılar.
küçücüksün,masumsun, her şeyden önce saf ve temizsin. parkta oyun oynarsın gözüyle taciz eder, geçerken eliyle taciz eder. laf atar diliyle taciz eder. pis zihniyetli çünkü. kız,erkek çocuk/kadin demeden yapar bunu.
küçükken hatırlıyorum. o zamanlar bir apartman dairesinde oturuyorduk. mahalle de bir kiz arkadaşım vardı. onların da gecekondusu bizim evin hemen karşısındaydı. tahmini 7 yaşlarında falanım. bu kiz arkadaşımın da görme engelli bir babası vardı. her onlara oyun oynamaya gittiğimde babası beni öpmek isterdi. oldu bitti kendi ailemde dahil kimseye kendimi öptürmeyi sevmezdim.
ilk başta ayıp olmasın dedim ve yanaklarımdan öpmesine izin verdim. gel zaman git zaman her onlara gidişimde yanaklarımdan sürekli öpmek istiyordu, diyorum ya 7 yaşındayım, izin vermedim önce. sonra kolumdan tuttu ve dudağımdan öpmeye çalıştı. görme engelli olduğu için yine çocuk aklı yanlışlıkla oldu herhalde diye düşünüp o öpmeden hemen geri çekildim ve koşarak ordan uzaklaştım. bir daha da ne o kızla oyun oynadım ne de onlara gittim. aileme de bir şey anlatmadım.dışarı bile çıkmak istemedim.
şimdi olsa güpegündüz taciz dersin. büyüdün artık bir şeylerin farkındasın. çocukluk aklın da yok." ya geri cekilmeseydin? ya öpseydi seni?, ya daha ileri gitseydi?, daha önce neden yanaklarindan öpmesine izin verdin ki ? seni hangi curetle öpüyor,öpmeye çalışıyor? " diye kendime çok sordum durdum yıllarca . simdi olsa bunları yapmaya çalışsa dünyayı yerinden oynatmıştım. görme engelli oluşuymuş, erkek oluşuymuş, yanlış anlaşılma vs değil. taciz tacizdir. kime, neye, nasıl yapıyorsa, bunun adı tacizdir. "taciz".bu kadar net.
küçücüksün,masumsun, her şeyden önce saf ve temizsin. parkta oyun oynarsın gözüyle taciz eder, geçerken eliyle taciz eder. laf atar diliyle taciz eder. pis zihniyetli çünkü. kız,erkek çocuk/kadin demeden yapar bunu.
küçükken hatırlıyorum. o zamanlar bir apartman dairesinde oturuyorduk. mahalle de bir kiz arkadaşım vardı. onların da gecekondusu bizim evin hemen karşısındaydı. tahmini 7 yaşlarında falanım. bu kiz arkadaşımın da görme engelli bir babası vardı. her onlara oyun oynamaya gittiğimde babası beni öpmek isterdi. oldu bitti kendi ailemde dahil kimseye kendimi öptürmeyi sevmezdim.
ilk başta ayıp olmasın dedim ve yanaklarımdan öpmesine izin verdim. gel zaman git zaman her onlara gidişimde yanaklarımdan sürekli öpmek istiyordu, diyorum ya 7 yaşındayım, izin vermedim önce. sonra kolumdan tuttu ve dudağımdan öpmeye çalıştı. görme engelli olduğu için yine çocuk aklı yanlışlıkla oldu herhalde diye düşünüp o öpmeden hemen geri çekildim ve koşarak ordan uzaklaştım. bir daha da ne o kızla oyun oynadım ne de onlara gittim. aileme de bir şey anlatmadım.dışarı bile çıkmak istemedim.
şimdi olsa güpegündüz taciz dersin. büyüdün artık bir şeylerin farkındasın. çocukluk aklın da yok." ya geri cekilmeseydin? ya öpseydi seni?, ya daha ileri gitseydi?, daha önce neden yanaklarindan öpmesine izin verdin ki ? seni hangi curetle öpüyor,öpmeye çalışıyor? " diye kendime çok sordum durdum yıllarca . simdi olsa bunları yapmaya çalışsa dünyayı yerinden oynatmıştım. görme engelli oluşuymuş, erkek oluşuymuş, yanlış anlaşılma vs değil. taciz tacizdir. kime, neye, nasıl yapıyorsa, bunun adı tacizdir. "taciz".bu kadar net.
devamını gör...
türk dizilerinin olmazsa olmazları
lüks hayatı sadece şerefsizler elde edebilecek gibi göstermek.
fakirlik kutsalmış gibi göstermek.
fakirlik kutsalmış gibi göstermek.
devamını gör...
la luna
tebrik ettiğim çok hafif kıskandığım yazardır.
ünlü olmuşsun dostum tebrik ederim el salla.
ayrıca imzalı bir tanım hediye edersin artık.
ünlü olmuşsun dostum tebrik ederim el salla.
ayrıca imzalı bir tanım hediye edersin artık.
devamını gör...
yazılımcımızdan ne istiyoruz
(bkz: biz bunları hep tanımlarımızda yazdık)
ben eksi vermeyi seven bir insan değilim. bu yüzden 2 butona çok kolay alıştım. eksi butonu gelirse ben eksi vermem çünkü ilgi çekme ihtiyacı içinde olan bazı ergen ruhlular trollük yaparak sözlüğü kullanılmaz duruma getiriyor.
bu nedenle en güzeli hiç olmaması. başlığın ve tanımın okunma sayısı gibi bir gösterge gelirse, kişi oylanmasa da gerek takipçi sayısı gerek tanımın görülme sayısı ile kendine bir yol çizer.
karma ile de desteklenirse emek verilen tanımlar yazılır. bir de son olarak asgari karakter girme şartı getirilsin. mesela 120 karakterin altında olan ve bakınız olmayan tanımlar kaydedilemesin.
ben eksi vermeyi seven bir insan değilim. bu yüzden 2 butona çok kolay alıştım. eksi butonu gelirse ben eksi vermem çünkü ilgi çekme ihtiyacı içinde olan bazı ergen ruhlular trollük yaparak sözlüğü kullanılmaz duruma getiriyor.
bu nedenle en güzeli hiç olmaması. başlığın ve tanımın okunma sayısı gibi bir gösterge gelirse, kişi oylanmasa da gerek takipçi sayısı gerek tanımın görülme sayısı ile kendine bir yol çizer.
karma ile de desteklenirse emek verilen tanımlar yazılır. bir de son olarak asgari karakter girme şartı getirilsin. mesela 120 karakterin altında olan ve bakınız olmayan tanımlar kaydedilemesin.
devamını gör...
insanın yaratılışında beraberinde gelen riyakarlık
bu sefer trollük yapmadın ama bu yazın arada kaynadı gitti. millet başlıklarını mı engelledi naptıysa artık sjskdnd
ilk defa yazdığın bir girdiyi sonuna kadar okudum ve haklı buldum diyebilirim ama; geçenlerde tecavüze uğradığı için bu durumu kaldıramayan bir erkeğin intihar ettiğini okudum. olay yeni bir olay değil ve ben daha yeni denk geldim. bir kadın tecavüze uğradığında günlerce haberi yapılıyor ve suçlunun hakkı olan cezayı alması için birlik oluyor kadınlar. kamuoyu oluşturulması için çalışma başlatıyorlar. farkındalık için birlik olup beraber hareket ediyorlar. peki erkekler kendi hemcinsleri için ne yapıyor? erkeklerin şiddet gören, öldürülen, tecavüze/tacize uğrayan hemcinsleri için ne yaptığını bilmiyorum. bazen hakkın olanın sana verilmesini beklemeyip o hakkı kendinin gidip alman gerekir.
şunu da belirtmeliyim ki kadınların gördüğü şiddet, yaşadıkları tecavüz/taciz olayları, öldürülme oranı ile erkeklerinkini kıyaslamak bana göre mantıklı bir şey değil.
anıt sayaç
ilk defa yazdığın bir girdiyi sonuna kadar okudum ve haklı buldum diyebilirim ama; geçenlerde tecavüze uğradığı için bu durumu kaldıramayan bir erkeğin intihar ettiğini okudum. olay yeni bir olay değil ve ben daha yeni denk geldim. bir kadın tecavüze uğradığında günlerce haberi yapılıyor ve suçlunun hakkı olan cezayı alması için birlik oluyor kadınlar. kamuoyu oluşturulması için çalışma başlatıyorlar. farkındalık için birlik olup beraber hareket ediyorlar. peki erkekler kendi hemcinsleri için ne yapıyor? erkeklerin şiddet gören, öldürülen, tecavüze/tacize uğrayan hemcinsleri için ne yaptığını bilmiyorum. bazen hakkın olanın sana verilmesini beklemeyip o hakkı kendinin gidip alman gerekir.
şunu da belirtmeliyim ki kadınların gördüğü şiddet, yaşadıkları tecavüz/taciz olayları, öldürülme oranı ile erkeklerinkini kıyaslamak bana göre mantıklı bir şey değil.
anıt sayaç
devamını gör...
sözlükten birine ciddi ciddi aşık olmak
bazen oluyor tanımları okurken. şuna bak diyorum ne kadar hoş yazmış hem de esprili bir dille, kimseyi incitmeden yazmış,döşemiş. sanki yıllarca tanışıyormuşuz gibi diyorum. hafiften icimde mahluk kelebekler uçuşuyor. biraz daha okumaya,profilinde aşağılara doğru kaymaya başlıyorum. sonra kendi mahlasımla göz göze geliyorum. "kendi kendinden de etkilenmezsin be whis" diyorum. sonra altta kalır mı canım kendim, "bak dalgana whisper" diyor. bi hikaye daha başlamadan bitiyor.
t: her an ne olacağı hiç belli olmaz. büyük konuşmayın sayın yazarlar. ımkansiz gibi görünür olur, olmaz ama imkansiz da değildir bu işler.
t: her an ne olacağı hiç belli olmaz. büyük konuşmayın sayın yazarlar. ımkansiz gibi görünür olur, olmaz ama imkansiz da değildir bu işler.
devamını gör...