norveç deyince akla gelenler
muhteşem güzellikteki fiyortlarını,
uzun tüylü, kocaman patili, ibiş bakışlı norveç orman kedisini,
bir zamanlar gorgoroth’un solisti, enteresan şahsiyet, münzevi gaahl’ı
ve tabii ki dimmu borgir’ı getirir.
uzun tüylü, kocaman patili, ibiş bakışlı norveç orman kedisini,
bir zamanlar gorgoroth’un solisti, enteresan şahsiyet, münzevi gaahl’ı
ve tabii ki dimmu borgir’ı getirir.
devamını gör...
tamam shud vakası
tamam shud vakası uzun süredir çözülemeyen bir cinayet vakası, her şey avustralya’da somerton sahili’nde bulunan bir cesetle başladı.
avustralya’nın somerton sahili’nde bulunduğu için adı somerton adamı gizemi olarak anılan vaka bugün bile araştırmacıların ve meraklı insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. avustralya, adelaide‘ın somerton sahilinde, iyi giyimli, ceketinin yakasında yarısı içilmiş bir sigara izmariti olan bir ceset bulunuyor. daha da ilginci cebinden, üzerinde sonlandırıldı, tamamlandı anlamına gelen “tamam shud” yazılı bir not çıkıyor.
günler süren araştırmalara, olay anında ve sonrasında bulunan şaşırtıcı ipuçlarına rağmen yetkililer vakanın çözümüne yaklaşamıyorlar bile. bugün, üzerinden 72 yıl geçmiş olmasına rağmen somerton adamı gizemini korumaya devam ediyor. işte somerton adamı ve tamam shud vakası hakkında her şey.
30 kasım 1948 tarihinde saat 19.00’da john bain lyons ve eşi avustralya, adelaide’ın somerton sahilinde dolaşarak eşsiz manzarasının keyfini çıkarıyordu. çift, engelli çocuklar yurdunun hemen karşısındaki dalgakırana yaslanmış halde oturan bir adam fark etti. adam ayaklarını uzatmış ve birini diğerinin üzerine atmıştı.
adam tertemiz giyinmişti, üzerinde takım elbisesi ve cilalı ayakkabıları vardı, bu kıyafetler sıcak bir yaz akşamı ve sahil için hiç de uygun görünmüyordu. çift yaklaşık 2 metre mesafeden adama seslendi, adam sağ kolunu ağzının hizasına kadar kaldırdı sonra kolu tekrar yere düştü. lyons çifti adamın sarhoş olduğu ve sigarasını yakmaya çalıştığını zannetti, geceyi mahvetmemek adına bu sarhoş adamdan uzaklaşmanın iyi bir fikir olduğuna karar verip oradan uzaklaştılar.
sahilde bulunduğu fotoğraf
aradan 30 dakika geçtikten sonra bir başka çift de dalgakırana yaslanmış halde oturan adamı gördü. sol kolu açılmış ve yere düşmüş ve yüzü tamamen sivrisineklerle kaplanmış haldeydi. çift adamın çok derin bir uykuda olduğu kanısına vardı. hatta kendi aralarında, yüzüne konan bu kadar çok sivrisinekten rahatsız olmadığına göre ölümüne uyuyor diye şakalaştılar.
ertesi sabah, 1 aralık 1948, saat 6.50 civarında sahilde ata binen bir grup insan adamın etrafını sarmıştı. önceki gün adamı fark etmiş olan john lyon, sabah yüzmesinden çıkmıştı ki eşiyle birlikte sarhoş adama rastladıkları yerde toplanan kalabalığı gördü. lyon kalabalığa yaklaştığında bir anda, dün gördükleri adamın artık ölü olduğunu fark etti.
resim 2
somerton adamı adı verilen cesedin ilk incelemesinde kesin ölüm sebebi belirlenemedi. sinekkaydı tıraş olmuş adamın vücudunda bıçak veya kurşun yarası ya da herhangi bir bere yoktu, olay yerinde hiç kana da rastlanmamıştı. ölümünün sessiz ve huzur içinde gerçekleştiği kanısı hakim oldu.
üç saat sonra, ceset adelaide kraliyet hastanesi’ne sevk edildi. dr. john barkley bennet ölüm zamanının sabah 02.00 civarı olduğunu tahmin etti. ardından cesedi patolog john matthew dwyer inceledi, o noktada ölüm katılığı gerçekleşmişti. patolog kulak arkalarındaki ve boynundaki morlukların çok derin olduklarını fark etti ve ölümün ardından bedenin yerinden oynatılmadığını belirledi. adamın kıyafetleri çok temizdi. içinde boxer short ve atlet, üzerinde beyaz bir gömlek, kırmızı bir kravat, açık kahve pantolon, kahverengi süveter ve kahverengi kruvaze bir kaban vardı. ayakkabıları cilalıydı. doktorlar ceplerinde henley beach yönüne bir tren bileti, north glenelg yönüne bir otobüs bileti, metal bir tarak, bir paket sakız, bir paket sigara, bir mendil ve bir paket kibrit buldular.
ancak adamın kıyafetlerinin iç kısmındaki tüm etiketler kesilmişti. pantolon ceplerinin biri bilinmeyen tipte turuncu bir iplikle tamir edilmişti.
bavul
çoğu kişi, kıyafetlerinden ve ceplerinden çıkan eşyalardan dolayı adamın amerikalı olduğunu düşündü. ilginç bir şekilde, somerton adamının üzerinden cüzdan çıkmadı, göğüs cebinde ise dedektif thomas cleland tarafından üzerinde “tamam shud” yazan katlanmış bir kağıt parçası bulundu. farsçada bu ifade bitti, tamamlandı anlamına geliyordu. kelimeler gösterişli bir el yazısıyla yazılmıştı ve bu kağıt parçasının, 12. yüzyıl şairlerinden ömer hayyam’ın “rubaiyat” isimli kitabının yeni zelanda baskısından yırtılmış olduğu bulundu.
adamın vücuduyla alakalı olarak dwyer, göz bebeklerinin küçük ve sıra dışı, dış hatlarının dengesiz ve boyutlarının neredeyse aynı olduğunu not etti. göz bebeklerinin bu derece küçülmesine belli ilaçlar sebep olmuş olabilirdi. sakinleştirici bir ilaç (barbitürat) buna sebep olabilirdi, ancak kesin bir bulgu yoktu. adamın midesinde kan olduğu belirlendi. dwyer, midedeki kanın sebebinin tahriş edici bir zehirden kaynaklanabileceğini söyledi ve midede herhangi bir yiyecek maddesi görmediğini ekledi.
adam orta yaşlarda, muhtemelen 40’larındaydı ve atletik bacaklara sahipti. ayakkabılar ayağını sıkmış olabileceği için ayak baş parmakları garip şekilde ezilmişti. bazıları bu ezikler sebebiyle adamın balet olabileceğini dahi düşündü.
adli tıpçı thomas cleland, digitalis ve strofantin isimli vücutta hızla çözülen ve ardından iz bırakmayan iki tür zehir kullanılmış olabileceğini öne sürdü. somerton adamına bu iki zehirden biri verilmiş ve otopsi yapılmadan önce bu zehirlerin izleri silinmiş olabilirdi.
adamın cesedi
ancak kan ve idrar tahlilleri geldiğinde her şey normal görünüyordu. sonuç olarak kalp krizi geçirdiği, somerton adamının bu yüzden öldüğü hükmüne varıldı. ancak kalp krizini tetikleyen şey büyük ihtimalle, adama isteği dışında habersiz olarak veya zorla verilmiş olan zehirdi .ardından parmak izi incelemesi yapıldı, ancak ne fbı’ın ne de scotland yard’ın veri tabanında herhangi bir eşleşme bulunamadı.
tamam shud ifadesinin ardındaki gizem
bölgedeki yerel tren istasyonunda bulunan terk edilmiş bir binadan bir telefon geldi. ertesi gün, polis adelaide tren istasyonunda kahverengi bir valizin bulunduğunu haber aldı. valizde, somerton adamının kıyafetlerinde tamir için kullanılan ipin aynısı vardı. ip son derece nadir bulunan ve avustralya’da üretilmeyen bir ip olduğu için teşhisi kolay olmuştu. dahası valizde bulunan kıyafetler tam da somerton adamının bedenindeydi ve valizdeki atlet, çamaşırhane torbası ve kravatın üzerinde “t. keane” veya “t. kean” yazısı vardı. ancak bütün bunlar da kimlik tespiti için yetersiz ipuçlarıydı.
tamam shud
bazıları valiz içerisinde bulunan kıyafetlerin kadın kıyafetleri olduğunu ileri sürdü. ancak valizde kıyafetlerin yanı sıra bir fırça, bir bıçak, tornavida, kalemler ve bir makas da bulundu. nihayetinde tüm dünya somerton adamından ve yarattığı gizemden haberdar olmuştu. birkaç ay sonra dedektiflerin ofisine bir adam geldi, elinde bulunması zor olan rubaiyat kitabının bir baskısını tutuyordu ve onun da son sayfasındaki “tamam shud” yazısı yırtılıp alınmıştı. adam, önceki yılın aralık ayında, kayın biraderi ile yola çıktıklarını ve aracı somerton plajı yakınlarında bir yere park ettiklerini söyledi.
valiz
araca geri döndüklerinde aracın zemininde değişik bir kitap olduğunu fark ettiler. her ikisi de kitabın birbirlerine ait olduğunu düşündü ve alıp torpido gözüne koydular. ancak, somerton adamı ile ilgili haberler ortalıkta dolaşmaya başlayınca kitabı incelemeye karar veren ikili, kitabın haberlerde geçen kitapla aynı olduğunu ve son sayfasının yırtılmış olduğunu hemen fark ettiler.
kitabı dedektif lionel leane inceledi ve listelenmemiş iki telefon numarası ve alan kodları olduğunu gördü. ilk telefon numarasından bir şey çıkmadı, ancak ikinci telefon numarası onları somerton plajı bölgesinde yaşayan ve jestyn olarak bilinen genç hemşireye yönlendirdi. jestyn’in ismi halka açıklanmadı, kendisiyle görüşmeye gidildiğinde somerton adamını tanımadığını söyledi. ancak somerton adamının yüz maskesini gördüğünde neredeyse bayılacaktı.
jestyn polisle konuşma konusunda isteksizdi, ancak alfred boxall isimli bir adama kitabın bir kopyasını hediye ettiğini söyledi. polis bu ipucunu takip edince alfred boxall’ın hayatta olduğunu, jestyn’in kendisine hediye ettiği kitabın da hala kendisinde olduğunu keşfetti.
hemşire jestyn ve oğlu
mor ışık altında kitapta ilginç kodlar olduğu görüldü. hiçbir anlam ifade etmeyen harfler 5 sıra halinde yan yana yazılmış, ikinci sıradaki harflerin üstü çizilmişti. ilk üç sıra, alttaki iki sıradan üzerine çift çizgi çekilmiş bir “x” işareti ile ayrılmıştı. istihbaratta çalışan şifre kırıcılar bu harflerin ne anlama geldiğini çözemedi, bunun üzerine belki amatör şifre kırıcılar bir şeyler bulur umuduyla bu satırlar gazetelerde paylaşıldı:
w [veya belki m] rgoababdwtbımpanetp
mlıabo aıaıqc
ıttmtsamstgab
gizemli kelimeler
polis somerton adamının 14 haziran 1949 tarihinde gömülmesine karar verdi. 1958 yılında adli tıp nihai raporunu açıkladı, sonuç kısmında şunlar yazıyordu: “cesedin kime ait olduğu bilinmiyor… nasıl öldüğü veya ölüm sebebi bilinmiyor.”
teoriler
son yıllarda, somerton adamı gizemi ve tamam shud ifadesi yeniden gündem oldu ve insanlar olay hakkında yeniden teoriler üretmeye başladı.
ilk popüler teori jestyn tarafından reddedilmesinin ardından somerton adamının intihar ettiği yönündeydi. ayrıca jestyn’in, tıpkı somerton adamına benzeyen, bu yüzden somerton adamından olduğu iddia edilen bir çocuğu da vardı. araştırmacılar, somerton adamının ailesi olmayan bir hayatı istemediğini bu yüzden canına kıydığını düşündüler.
somerton adamının vücudunda kavga veya cinayet olduğu izlenimi veren herhangi bir yara bere izi olmaması sebebiyle bu teorinin daha akla yatkın olduğu görüşündeydiler. ayrıca, tamam shud notunun jestyn ile bağlantısı da vardı. son olarak, vücudunda hiç zehir bulunmaması da somerton adamının kendi kendini zehirlemiş olabileceğinin bir göstergesiydi.
daha çarpıcı ikinci teori ise somerton adamının çok fazla şey bilen bir casus olduğuydu. ölüm şekli çok sıra dışıydı ve doktorların ifadesine göre kullanılan zehirler çok bilinen zehirler değildi. zehir son derece ölümcül ve bilinmeyen bir zehirdi, öyle ki verilen kişiyi anında öldürüyor, ancak birkaç saat içinde geride hiç iz bırakmayacak şekilde kayboluyordu, bu sebeple de yapılan testlerde ortaya çıkmıyordu. böyle bir zehri temin edebilmiş olması onun çevresinin çok geniş olduğuna işaret ediyordu.
resim
dahası, somerton adamının hikayesi tüm dünyada yankı bulmuşken kimse onu teşhis etmeye gelmemişti. ayrıca karmaşık harflerden oluşan şifreler ve anlam verilemeyen tamam shud ifadesi somerton adamının bir casus olduğu veya birileri tarafından öldürülmek istendiği teorilerini destekliyordu.
vaka hakkında hala ipuçları ortaya çıkıyor. avustralyalı emekli polis memuru gerry feltus, kendi yürüttüğü araştırmalar neticesinde 1959 yılında bir görgü tanığının, somerton adamını başka birinin omzunda taşıyarak plaja getirdiğini ve dalgakırana yaslayıp oturtarak gittiğini gördüğünü söylediğini ortaya çıkarmıştır. görgü tanığının somerton adamının oturtulduğunu söylediği yer tam da bulunduğu yerdir.
yeri
jestyn’in kızı da araştırmaya dair detayları toplamıştır. kendisi somerton adamının dedesi olduğuna ve annesiyle onun bir sovyet casusluk ağına dahil olduklarına inanmaktadır. jestyn’in kızı somerton adamının mezardan çıkarılıp yeniden incelenmesi talebinde de bulunmuştur. o zamana kadar konuşulacak her şey spekülasyondan öte geçmeyecektir. anlaşılan o ki bu dosya asla kapanmayacak, bir başka deyişle “tamam shud” olmayacaktır.
avustralya’nın somerton sahili’nde bulunduğu için adı somerton adamı gizemi olarak anılan vaka bugün bile araştırmacıların ve meraklı insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. avustralya, adelaide‘ın somerton sahilinde, iyi giyimli, ceketinin yakasında yarısı içilmiş bir sigara izmariti olan bir ceset bulunuyor. daha da ilginci cebinden, üzerinde sonlandırıldı, tamamlandı anlamına gelen “tamam shud” yazılı bir not çıkıyor.
günler süren araştırmalara, olay anında ve sonrasında bulunan şaşırtıcı ipuçlarına rağmen yetkililer vakanın çözümüne yaklaşamıyorlar bile. bugün, üzerinden 72 yıl geçmiş olmasına rağmen somerton adamı gizemini korumaya devam ediyor. işte somerton adamı ve tamam shud vakası hakkında her şey.
30 kasım 1948 tarihinde saat 19.00’da john bain lyons ve eşi avustralya, adelaide’ın somerton sahilinde dolaşarak eşsiz manzarasının keyfini çıkarıyordu. çift, engelli çocuklar yurdunun hemen karşısındaki dalgakırana yaslanmış halde oturan bir adam fark etti. adam ayaklarını uzatmış ve birini diğerinin üzerine atmıştı.
adam tertemiz giyinmişti, üzerinde takım elbisesi ve cilalı ayakkabıları vardı, bu kıyafetler sıcak bir yaz akşamı ve sahil için hiç de uygun görünmüyordu. çift yaklaşık 2 metre mesafeden adama seslendi, adam sağ kolunu ağzının hizasına kadar kaldırdı sonra kolu tekrar yere düştü. lyons çifti adamın sarhoş olduğu ve sigarasını yakmaya çalıştığını zannetti, geceyi mahvetmemek adına bu sarhoş adamdan uzaklaşmanın iyi bir fikir olduğuna karar verip oradan uzaklaştılar.
sahilde bulunduğu fotoğraf
aradan 30 dakika geçtikten sonra bir başka çift de dalgakırana yaslanmış halde oturan adamı gördü. sol kolu açılmış ve yere düşmüş ve yüzü tamamen sivrisineklerle kaplanmış haldeydi. çift adamın çok derin bir uykuda olduğu kanısına vardı. hatta kendi aralarında, yüzüne konan bu kadar çok sivrisinekten rahatsız olmadığına göre ölümüne uyuyor diye şakalaştılar.
ertesi sabah, 1 aralık 1948, saat 6.50 civarında sahilde ata binen bir grup insan adamın etrafını sarmıştı. önceki gün adamı fark etmiş olan john lyon, sabah yüzmesinden çıkmıştı ki eşiyle birlikte sarhoş adama rastladıkları yerde toplanan kalabalığı gördü. lyon kalabalığa yaklaştığında bir anda, dün gördükleri adamın artık ölü olduğunu fark etti.
resim 2
somerton adamı adı verilen cesedin ilk incelemesinde kesin ölüm sebebi belirlenemedi. sinekkaydı tıraş olmuş adamın vücudunda bıçak veya kurşun yarası ya da herhangi bir bere yoktu, olay yerinde hiç kana da rastlanmamıştı. ölümünün sessiz ve huzur içinde gerçekleştiği kanısı hakim oldu.
üç saat sonra, ceset adelaide kraliyet hastanesi’ne sevk edildi. dr. john barkley bennet ölüm zamanının sabah 02.00 civarı olduğunu tahmin etti. ardından cesedi patolog john matthew dwyer inceledi, o noktada ölüm katılığı gerçekleşmişti. patolog kulak arkalarındaki ve boynundaki morlukların çok derin olduklarını fark etti ve ölümün ardından bedenin yerinden oynatılmadığını belirledi. adamın kıyafetleri çok temizdi. içinde boxer short ve atlet, üzerinde beyaz bir gömlek, kırmızı bir kravat, açık kahve pantolon, kahverengi süveter ve kahverengi kruvaze bir kaban vardı. ayakkabıları cilalıydı. doktorlar ceplerinde henley beach yönüne bir tren bileti, north glenelg yönüne bir otobüs bileti, metal bir tarak, bir paket sakız, bir paket sigara, bir mendil ve bir paket kibrit buldular.
ancak adamın kıyafetlerinin iç kısmındaki tüm etiketler kesilmişti. pantolon ceplerinin biri bilinmeyen tipte turuncu bir iplikle tamir edilmişti.
bavul
çoğu kişi, kıyafetlerinden ve ceplerinden çıkan eşyalardan dolayı adamın amerikalı olduğunu düşündü. ilginç bir şekilde, somerton adamının üzerinden cüzdan çıkmadı, göğüs cebinde ise dedektif thomas cleland tarafından üzerinde “tamam shud” yazan katlanmış bir kağıt parçası bulundu. farsçada bu ifade bitti, tamamlandı anlamına geliyordu. kelimeler gösterişli bir el yazısıyla yazılmıştı ve bu kağıt parçasının, 12. yüzyıl şairlerinden ömer hayyam’ın “rubaiyat” isimli kitabının yeni zelanda baskısından yırtılmış olduğu bulundu.
adamın vücuduyla alakalı olarak dwyer, göz bebeklerinin küçük ve sıra dışı, dış hatlarının dengesiz ve boyutlarının neredeyse aynı olduğunu not etti. göz bebeklerinin bu derece küçülmesine belli ilaçlar sebep olmuş olabilirdi. sakinleştirici bir ilaç (barbitürat) buna sebep olabilirdi, ancak kesin bir bulgu yoktu. adamın midesinde kan olduğu belirlendi. dwyer, midedeki kanın sebebinin tahriş edici bir zehirden kaynaklanabileceğini söyledi ve midede herhangi bir yiyecek maddesi görmediğini ekledi.
adam orta yaşlarda, muhtemelen 40’larındaydı ve atletik bacaklara sahipti. ayakkabılar ayağını sıkmış olabileceği için ayak baş parmakları garip şekilde ezilmişti. bazıları bu ezikler sebebiyle adamın balet olabileceğini dahi düşündü.
adli tıpçı thomas cleland, digitalis ve strofantin isimli vücutta hızla çözülen ve ardından iz bırakmayan iki tür zehir kullanılmış olabileceğini öne sürdü. somerton adamına bu iki zehirden biri verilmiş ve otopsi yapılmadan önce bu zehirlerin izleri silinmiş olabilirdi.
adamın cesedi
ancak kan ve idrar tahlilleri geldiğinde her şey normal görünüyordu. sonuç olarak kalp krizi geçirdiği, somerton adamının bu yüzden öldüğü hükmüne varıldı. ancak kalp krizini tetikleyen şey büyük ihtimalle, adama isteği dışında habersiz olarak veya zorla verilmiş olan zehirdi .ardından parmak izi incelemesi yapıldı, ancak ne fbı’ın ne de scotland yard’ın veri tabanında herhangi bir eşleşme bulunamadı.
tamam shud ifadesinin ardındaki gizem
bölgedeki yerel tren istasyonunda bulunan terk edilmiş bir binadan bir telefon geldi. ertesi gün, polis adelaide tren istasyonunda kahverengi bir valizin bulunduğunu haber aldı. valizde, somerton adamının kıyafetlerinde tamir için kullanılan ipin aynısı vardı. ip son derece nadir bulunan ve avustralya’da üretilmeyen bir ip olduğu için teşhisi kolay olmuştu. dahası valizde bulunan kıyafetler tam da somerton adamının bedenindeydi ve valizdeki atlet, çamaşırhane torbası ve kravatın üzerinde “t. keane” veya “t. kean” yazısı vardı. ancak bütün bunlar da kimlik tespiti için yetersiz ipuçlarıydı.
tamam shud
bazıları valiz içerisinde bulunan kıyafetlerin kadın kıyafetleri olduğunu ileri sürdü. ancak valizde kıyafetlerin yanı sıra bir fırça, bir bıçak, tornavida, kalemler ve bir makas da bulundu. nihayetinde tüm dünya somerton adamından ve yarattığı gizemden haberdar olmuştu. birkaç ay sonra dedektiflerin ofisine bir adam geldi, elinde bulunması zor olan rubaiyat kitabının bir baskısını tutuyordu ve onun da son sayfasındaki “tamam shud” yazısı yırtılıp alınmıştı. adam, önceki yılın aralık ayında, kayın biraderi ile yola çıktıklarını ve aracı somerton plajı yakınlarında bir yere park ettiklerini söyledi.
valiz
araca geri döndüklerinde aracın zemininde değişik bir kitap olduğunu fark ettiler. her ikisi de kitabın birbirlerine ait olduğunu düşündü ve alıp torpido gözüne koydular. ancak, somerton adamı ile ilgili haberler ortalıkta dolaşmaya başlayınca kitabı incelemeye karar veren ikili, kitabın haberlerde geçen kitapla aynı olduğunu ve son sayfasının yırtılmış olduğunu hemen fark ettiler.
kitabı dedektif lionel leane inceledi ve listelenmemiş iki telefon numarası ve alan kodları olduğunu gördü. ilk telefon numarasından bir şey çıkmadı, ancak ikinci telefon numarası onları somerton plajı bölgesinde yaşayan ve jestyn olarak bilinen genç hemşireye yönlendirdi. jestyn’in ismi halka açıklanmadı, kendisiyle görüşmeye gidildiğinde somerton adamını tanımadığını söyledi. ancak somerton adamının yüz maskesini gördüğünde neredeyse bayılacaktı.
jestyn polisle konuşma konusunda isteksizdi, ancak alfred boxall isimli bir adama kitabın bir kopyasını hediye ettiğini söyledi. polis bu ipucunu takip edince alfred boxall’ın hayatta olduğunu, jestyn’in kendisine hediye ettiği kitabın da hala kendisinde olduğunu keşfetti.
hemşire jestyn ve oğlu
mor ışık altında kitapta ilginç kodlar olduğu görüldü. hiçbir anlam ifade etmeyen harfler 5 sıra halinde yan yana yazılmış, ikinci sıradaki harflerin üstü çizilmişti. ilk üç sıra, alttaki iki sıradan üzerine çift çizgi çekilmiş bir “x” işareti ile ayrılmıştı. istihbaratta çalışan şifre kırıcılar bu harflerin ne anlama geldiğini çözemedi, bunun üzerine belki amatör şifre kırıcılar bir şeyler bulur umuduyla bu satırlar gazetelerde paylaşıldı:
w [veya belki m] rgoababdwtbımpanetp
mlıabo aıaıqc
ıttmtsamstgab
gizemli kelimeler
polis somerton adamının 14 haziran 1949 tarihinde gömülmesine karar verdi. 1958 yılında adli tıp nihai raporunu açıkladı, sonuç kısmında şunlar yazıyordu: “cesedin kime ait olduğu bilinmiyor… nasıl öldüğü veya ölüm sebebi bilinmiyor.”
teoriler
son yıllarda, somerton adamı gizemi ve tamam shud ifadesi yeniden gündem oldu ve insanlar olay hakkında yeniden teoriler üretmeye başladı.
ilk popüler teori jestyn tarafından reddedilmesinin ardından somerton adamının intihar ettiği yönündeydi. ayrıca jestyn’in, tıpkı somerton adamına benzeyen, bu yüzden somerton adamından olduğu iddia edilen bir çocuğu da vardı. araştırmacılar, somerton adamının ailesi olmayan bir hayatı istemediğini bu yüzden canına kıydığını düşündüler.
somerton adamının vücudunda kavga veya cinayet olduğu izlenimi veren herhangi bir yara bere izi olmaması sebebiyle bu teorinin daha akla yatkın olduğu görüşündeydiler. ayrıca, tamam shud notunun jestyn ile bağlantısı da vardı. son olarak, vücudunda hiç zehir bulunmaması da somerton adamının kendi kendini zehirlemiş olabileceğinin bir göstergesiydi.
daha çarpıcı ikinci teori ise somerton adamının çok fazla şey bilen bir casus olduğuydu. ölüm şekli çok sıra dışıydı ve doktorların ifadesine göre kullanılan zehirler çok bilinen zehirler değildi. zehir son derece ölümcül ve bilinmeyen bir zehirdi, öyle ki verilen kişiyi anında öldürüyor, ancak birkaç saat içinde geride hiç iz bırakmayacak şekilde kayboluyordu, bu sebeple de yapılan testlerde ortaya çıkmıyordu. böyle bir zehri temin edebilmiş olması onun çevresinin çok geniş olduğuna işaret ediyordu.
resim
dahası, somerton adamının hikayesi tüm dünyada yankı bulmuşken kimse onu teşhis etmeye gelmemişti. ayrıca karmaşık harflerden oluşan şifreler ve anlam verilemeyen tamam shud ifadesi somerton adamının bir casus olduğu veya birileri tarafından öldürülmek istendiği teorilerini destekliyordu.
vaka hakkında hala ipuçları ortaya çıkıyor. avustralyalı emekli polis memuru gerry feltus, kendi yürüttüğü araştırmalar neticesinde 1959 yılında bir görgü tanığının, somerton adamını başka birinin omzunda taşıyarak plaja getirdiğini ve dalgakırana yaslayıp oturtarak gittiğini gördüğünü söylediğini ortaya çıkarmıştır. görgü tanığının somerton adamının oturtulduğunu söylediği yer tam da bulunduğu yerdir.
yeri
jestyn’in kızı da araştırmaya dair detayları toplamıştır. kendisi somerton adamının dedesi olduğuna ve annesiyle onun bir sovyet casusluk ağına dahil olduklarına inanmaktadır. jestyn’in kızı somerton adamının mezardan çıkarılıp yeniden incelenmesi talebinde de bulunmuştur. o zamana kadar konuşulacak her şey spekülasyondan öte geçmeyecektir. anlaşılan o ki bu dosya asla kapanmayacak, bir başka deyişle “tamam shud” olmayacaktır.
devamını gör...
death note
anime sevmezdim hala da sevmem ama death note'u mutlaka izleyin, izlettirin. bir de hobi olsun diye yaptım kendime bu defterden bir adet.
devamını gör...
vaşak
doğanın bir parçası olan, kedigillerden bir hayvan. genelde çam ormanları ve engebeli arazileri tercih eder. avlanması pek çok ülkede yasaklanmıştır.
devamını gör...
çocukların yetişkinlerden daha iyi yaptığı şeyler
her şeyi kolayca yapabilmeleri.
-kolayca gülebilmeleri
-sevdiklerini kolayca söyleyebilmeleri/gösterebilmeleri
-kolayca arkadaş olabilmeleri
-her şeyi kolayca öğrenebilmeleri
-kolayca gülebilmeleri
-sevdiklerini kolayca söyleyebilmeleri/gösterebilmeleri
-kolayca arkadaş olabilmeleri
-her şeyi kolayca öğrenebilmeleri
devamını gör...
muhteş ikiliyle kafa rock radyo yayını
her an heryerden dinlediğim yayın. mühteş ikilim yine yayında döktürüyor.
tüm şarkıları kendime parsellediğimi söylemek isterim. *
kulağım sizde, gözüm işte. kahkahanız bol, neşeniz daim olsun. *
tüm şarkıları kendime parsellediğimi söylemek isterim. *
kulağım sizde, gözüm işte. kahkahanız bol, neşeniz daim olsun. *
devamını gör...
sözlük radyosunun yayına başlaması
radyoyu açtım, kafa sözlük'te geziyorum, güzel aktivite.
devamını gör...
hahahahahahahaha
devamını gör...
yazarların şu an olmak istedikleri yerler
moda sahilinde uzaktaki yakındaki bütün sevdiğim insanları toplayıp onlarla oturup sohbet etmek istiyorum şu an, hem de çok istiyorum. gecenin güzelliği ve hafif esintisiyle denize karşı biraz sohbet etmek, içimi dökmek istiyorum sadece.
devamını gör...
keşişleme
bir diğer adıyla samyeli olarak bildiğimiz, sıcak yerel rüzgârlarımızdan birisidir. güneydoğu yönünden gelen rüzgârdır. sıcak ve kavurucu bir özelliğe sahip olduğu için tarım ürünlerinin erken olgunlaşmasına neden olur. sıcaklığı artırır.
yerel denizciler tarafından ismi verilmiştir.
yazın güneydoğu anadolu bölgesinde yaşanan bunaltıcı sıcakların nedeni, bu bölgenin samyeli rüzgârının etkisi altısında kalmasından kaynaklanır. bir diğer nedeni ise, ırak ve suriye yani çöl bölgelerine en yakın bölgemiz güneydoğu anadolu bölgesi olduğu için en fazla etki burada hissedilir.
yerel denizciler tarafından ismi verilmiştir.
yazın güneydoğu anadolu bölgesinde yaşanan bunaltıcı sıcakların nedeni, bu bölgenin samyeli rüzgârının etkisi altısında kalmasından kaynaklanır. bir diğer nedeni ise, ırak ve suriye yani çöl bölgelerine en yakın bölgemiz güneydoğu anadolu bölgesi olduğu için en fazla etki burada hissedilir.
devamını gör...
açlık
knut hamsun'un türkçeye bu isimle uyarlanmış kitabının adı.
aç ya da oruç vs. olmasanız dahi okurken açlığı hissettirir. ancak buhranlı bir dönemde okunmamasını salık veririm.
misal ben askerde okuyunca baya bunalmıştım eserde bir yaşam mücadelesi ve direnç de olsa da.
belki de çeviri başarılı değildi bilemedim.
(bkz: sult)* *
aç ya da oruç vs. olmasanız dahi okurken açlığı hissettirir. ancak buhranlı bir dönemde okunmamasını salık veririm.
misal ben askerde okuyunca baya bunalmıştım eserde bir yaşam mücadelesi ve direnç de olsa da.
belki de çeviri başarılı değildi bilemedim.
(bkz: sult)* *
devamını gör...
sevgiyi belli etme yöntemleri
düşün. düşün ki doğuştan kör bir bireysin. ışığa dair kavramların esamesi bile yok zihninin kıvrımlarında. ama sen
sen rengarenk bir rüya görüyorsun.. her yer ışıl ışıl..
ay ışığından olma bir gökkuşağı.
buz mavi denizde yakamoz..
çektikçe kızaran sigaram, yere düşen külü ve hatta grisi dumanın..
yağmur yüzünden beneklenmiş çakıl taşları.
uzayan ışıklara eşlik eden düşünceler, bu böyle uzar gider.
sen rengarenk bir rüya görüyorsun.. her yer ışıl ışıl..
ay ışığından olma bir gökkuşağı.
buz mavi denizde yakamoz..
çektikçe kızaran sigaram, yere düşen külü ve hatta grisi dumanın..
yağmur yüzünden beneklenmiş çakıl taşları.
uzayan ışıklara eşlik eden düşünceler, bu böyle uzar gider.
devamını gör...
her şeyin geçmesi
düşündüğüm zaman gerçekten her şey geçiyor, bitiyor. duygulardan örnek vermek istiyorum. üzüntülüyüm diyelim. her şeyin geçtiğini bu üzüntülü durumun da biteceğini bilmek kişiye sakinlik, huzur ve rahatlama verir. hatta bu duyguyu yaşayacağımız zaman dilimini bile kısaltır diyebilirim. mutluyum diyelim, geçecek ve en sonunda bitecek. bunun için üzülmek istemeyiz bu durumun farkında olsak bile. zaten öyle yapalım, yapmazsak mutluluk durumunu zehredebiliriz. bunu iyi tarafa çekelim, o mutluluk durumunu daha da güzelleştirerek anı yaşamayı öğreniriz.
böyle yapmaya çalışıyorum ve inanın ki hayat bi nebze çekilir hale geliyor.
böyle yapmaya çalışıyorum ve inanın ki hayat bi nebze çekilir hale geliyor.
devamını gör...
unutulmayan aşk-ı memnu replikleri
+fakir mi oluyoruz ?
-daha neler..
-daha neler..
devamını gör...
geceye bir arabesk şarkı bırak
...
devamını gör...
seri oylamanın sözlüğe zarar verdiği gerçeği
asla okumadan oylama yapmıyorum. seri atarım ama illa ki okurum. yoksa çok saçma olmaz mıydı?
devamını gör...
açık öğretim sınavlarının online olması
sanki dersin mezun olana, anında kamuda memurluk yapacak imkan tanınıyormuşcasına zor soru sorabilmek için, icat edilen sınav türü.
uzun bir cümle verip bu nedir diye soru sormak nedir?
bir haftadır çalışıyorum, anca geçer not alacak kadar soru cevaplayacağım kesin.
yüzüyüze sınav zamanı, mis gibi gazi kampüsünde, her gün bir bölümde girip, onur alabiliyorken, geçmeye duacı olduğum duruma düştüm.
tek güzelliği 3 günde istediğim herhangi bir an, pijamalı-terlikli sınava girebilmek. kalan tüm kısımları çile.
uzun bir cümle verip bu nedir diye soru sormak nedir?
bir haftadır çalışıyorum, anca geçer not alacak kadar soru cevaplayacağım kesin.
yüzüyüze sınav zamanı, mis gibi gazi kampüsünde, her gün bir bölümde girip, onur alabiliyorken, geçmeye duacı olduğum duruma düştüm.
tek güzelliği 3 günde istediğim herhangi bir an, pijamalı-terlikli sınava girebilmek. kalan tüm kısımları çile.
devamını gör...
feijoa
mersingiller familyasından dışı avokadoya benzeyen bir çeşit ağaç türüdür. feijoa olarak da bilinir. bu ağaç türüyle tesadüfen yalova’da karşılaştım. yalova’da olduğumuz mayıs ayında , orada bulunduğunu öğrendiğimiz aronya fidanı bulmak için gittiğimiz fidancıda, başka değişik fideleriniz var mı dediğimizde görevlinin söylediği ağaç, bu kaymak ağacıydı. o da ne? dedik haliyle. bırakın ağacını, meyvesini bile hiç görmemiştim daha önce(hala da görmedim). bir adet alıp bahçemize diktik. aldığımız fidan 1 yaşındaymış; 5 yaşından sonra meyve vermeye başlayacakmış.
sonrasında meyve ile ilgili ufak bir araştırma yaptım. anayurdu güney amerika’ymış. tadı muz ve çilek birleşimi gibiymiş. miş diyorum çünkü tadına bakmamız için 4 yıl daha beklememiz gerekecek. şeker oranı düşük olan bu meyve, yüksek oranda antioksidan ve b6, e, k, c, a,b vitaminleri içeriyormuş. 100 gr.ında 35 kalori içermesi zayıflamak isteyenler için de ideal bir seçenek oluşturuyor.
sağlığa yararları da şu şekilde:
-ödem söktürücü
-kabızlığa iyi gelir
-iltihap giderir
-kan şekerini düzenler
-solunum yolları enfeksiyonlarına yardımcıdır.
meyve verebilmesi için min. 2 adet yan yana dikilmesi gerekiyormuş(birbirlerini döllemesi gerekiyor). biz hata edip 1 adet aldık. bir dahaki gidişimizde bir tane daha alıp 4-5 metre aralıkla dikmemiz gerekecek.
ortalama boyu 3-4 m olan bu ağaç, kökten sürgün vermeye eğilimli. güvem, kızılcık gibi bir nevi çalılık bitkisi. çiçeklenmesi bahar aylarında meydana gelir.

görsel kaynak: www.hepsiburada.com/berke-f...
sonrasında meyve ile ilgili ufak bir araştırma yaptım. anayurdu güney amerika’ymış. tadı muz ve çilek birleşimi gibiymiş. miş diyorum çünkü tadına bakmamız için 4 yıl daha beklememiz gerekecek. şeker oranı düşük olan bu meyve, yüksek oranda antioksidan ve b6, e, k, c, a,b vitaminleri içeriyormuş. 100 gr.ında 35 kalori içermesi zayıflamak isteyenler için de ideal bir seçenek oluşturuyor.
sağlığa yararları da şu şekilde:
-ödem söktürücü
-kabızlığa iyi gelir
-iltihap giderir
-kan şekerini düzenler
-solunum yolları enfeksiyonlarına yardımcıdır.
meyve verebilmesi için min. 2 adet yan yana dikilmesi gerekiyormuş(birbirlerini döllemesi gerekiyor). biz hata edip 1 adet aldık. bir dahaki gidişimizde bir tane daha alıp 4-5 metre aralıkla dikmemiz gerekecek.
ortalama boyu 3-4 m olan bu ağaç, kökten sürgün vermeye eğilimli. güvem, kızılcık gibi bir nevi çalılık bitkisi. çiçeklenmesi bahar aylarında meydana gelir.

görsel kaynak: www.hepsiburada.com/berke-f...
devamını gör...