yazarların bu yılki kitap hedefleri
bu yıl sınavımdan dolayı böyle bi hedef koyamasam da * fırsatım olsa her haftaya bi film- kitap tarzı bi şey yapmak isterdim dolayısıyla 52 diyorum ben de .
devamını gör...
gece uyanıp kedinin parlayan gözlerini görmek
gece yolda giderken karşıdan gelen aracın farlarının selektör yapması gibi, kedi de ben burdayım, dikkat et, çarpışmayalım diyerekten gözleri ile selektör yapıyor.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
yazarlar aşık olup atışmış;
okudum şiraze biraz kaymış.
sizi efendi biliriz etmeyin.
zira sonu kavgaya varmış.
okudum şiraze biraz kaymış.
sizi efendi biliriz etmeyin.
zira sonu kavgaya varmış.
devamını gör...
başarısız yemek yapma anısı
ilk yemek yapma anımdır. 9 yaşındayım, babamla sahanda yumurta yapmak için mutfağa girdim. ben hazırlayacağım babamın desteğiyle ve gözeteminde.
önce ocak yakıldı, devamında tavaya yağ konuldu, bu aşamaları babam yaptı tabii, yağın ısınması beklendi biraz ve işte o kritik an...
yumurtaları ben kırıp tavaya dökeceğim. o an kendime güvenim hiçbir dağcının çıkamayacağı bir zirvede. iki yumurtayı iki elime aldım, babam izliyor. tezgaha vurup yumurtaları hafifçe çatlatıp tavaya aktaracağım, önce hayal ettim, sonra tamamdır bu iş dedim. yumurtayı heyecanlı tezgaha vurmamla,artık nasıl sert vurduysam,ortalık yumurta oldu. ben şaşkınım babam gülüyor. diğer yumurtayı da o başarısız olma hissiyle tezgaha attım o da kırıldı. babam olur böyle der gibi gülüyor hâlâ. tamam, bir şey olmaz;sen içeri geç,ben hazırlayayım,yine yaparız, dedi. ben hüzünlüyüm...
ilk yemek yapma deneyimim başarısız oldu ama nasıl iyi bir baba olunur o gün öğrenmeye başladım.
sonra yine yaptık, bu sefer oldu ama ertesi yıl babam yoktu...
önce ocak yakıldı, devamında tavaya yağ konuldu, bu aşamaları babam yaptı tabii, yağın ısınması beklendi biraz ve işte o kritik an...
yumurtaları ben kırıp tavaya dökeceğim. o an kendime güvenim hiçbir dağcının çıkamayacağı bir zirvede. iki yumurtayı iki elime aldım, babam izliyor. tezgaha vurup yumurtaları hafifçe çatlatıp tavaya aktaracağım, önce hayal ettim, sonra tamamdır bu iş dedim. yumurtayı heyecanlı tezgaha vurmamla,artık nasıl sert vurduysam,ortalık yumurta oldu. ben şaşkınım babam gülüyor. diğer yumurtayı da o başarısız olma hissiyle tezgaha attım o da kırıldı. babam olur böyle der gibi gülüyor hâlâ. tamam, bir şey olmaz;sen içeri geç,ben hazırlayayım,yine yaparız, dedi. ben hüzünlüyüm...
ilk yemek yapma deneyimim başarısız oldu ama nasıl iyi bir baba olunur o gün öğrenmeye başladım.
sonra yine yaptık, bu sefer oldu ama ertesi yıl babam yoktu...
devamını gör...
zamanın göreceli olması
spor yapanlar bilir plank, wall sit gibi duruşlar zamanın göreceliliğini iyi kanıtlar,bir de kızılay dolmuşlarında ayakta geçirdiğiniz zaman da normal hayatta herhangi bir alanda geçirdiğiniz zaman ile aynı değildir.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
gözlerin düşer aklıma
üşüyüp yorgun düştükçe yüreğim
kendime görünmez sıkıntılar büyütürüm.
ne senin o dilsiz uzaklığın
ne benim bu rezil gerçeğim
bir çift kanat kesilir gövdem
çıkar gelirim; esmerliğine senin
günışığı giyinmiş o sıcacık tenine.
akşam yüzüme yüzüm sulara
bir korku gölgesi gibi vurdukça
düşerine sığınırım senin, aydınlık
anılarına..
gözlerin düşer aklıma, kirpiklerin
saçların, avuçlarıma
alırım, tel tel sarınır
ısınır avunurum...*
gün geçmiyor ki sevdiğim şairlerin beni anlatan başka bir şiirine daha rastlamayayım. o zaman bu da bu günün şiiri olsun.
üşüyüp yorgun düştükçe yüreğim
kendime görünmez sıkıntılar büyütürüm.
ne senin o dilsiz uzaklığın
ne benim bu rezil gerçeğim
bir çift kanat kesilir gövdem
çıkar gelirim; esmerliğine senin
günışığı giyinmiş o sıcacık tenine.
akşam yüzüme yüzüm sulara
bir korku gölgesi gibi vurdukça
düşerine sığınırım senin, aydınlık
anılarına..
gözlerin düşer aklıma, kirpiklerin
saçların, avuçlarıma
alırım, tel tel sarınır
ısınır avunurum...*
gün geçmiyor ki sevdiğim şairlerin beni anlatan başka bir şiirine daha rastlamayayım. o zaman bu da bu günün şiiri olsun.
devamını gör...
yayında biri rezil olurken veya zorlanırken bakamayan insan
açıkçası gündelik hayatta da rezil olan, alaya alınan, yüzü kızarmakta olan insana bakamam ve o ortamdan uzaklaşırım. bunun fazla empatiden ileri geldiğini düşünüyorum.
devamını gör...
sözlük radyosu kaçak yayınları
yaziklar olsun.
dahil olmadan trollendigim yayin zikkimi.
gonul alma editi: ccc gomercan ccc
icim saf, icim kirlenmez!
dahil olmadan trollendigim yayin zikkimi.
gonul alma editi: ccc gomercan ccc
icim saf, icim kirlenmez!
devamını gör...
tüberküloz
etkeni mycobacterium tuberculosistir. en sık damlacık yoluyla bulaşır. bulaştırmada dört faktör etkilidir:
-enfekte kişinin yaydığı mikroorganizma sayısı
-mikroorganizmanın havadaki yoğunluğu
-kişinin kontamine havaya maruz kalma süresi
-mikroorganizma ile karşılan kişinin immün yanıtı
tedavisinde antitüberkiloz ilaçlar kullanılır. eğer tedavi yarıda kesilirse ilaca karşı direnç gelişir ve iyileşme süresi uzar ve hastalık daha da ilerler. tedavi süresi en az 6 aydır. hastalar verem savaş dispanserlerine yatırılır ve orda tedavi olurlar.
-enfekte kişinin yaydığı mikroorganizma sayısı
-mikroorganizmanın havadaki yoğunluğu
-kişinin kontamine havaya maruz kalma süresi
-mikroorganizma ile karşılan kişinin immün yanıtı
tedavisinde antitüberkiloz ilaçlar kullanılır. eğer tedavi yarıda kesilirse ilaca karşı direnç gelişir ve iyileşme süresi uzar ve hastalık daha da ilerler. tedavi süresi en az 6 aydır. hastalar verem savaş dispanserlerine yatırılır ve orda tedavi olurlar.
devamını gör...
hayat ağacı
yeryüzünde ölümsüz olmayı başaramayan insanoğlu; çareyi, ölümden sonra dirilmeye veya ruhun ölümsüzlüğüne inanmakta bulmuş, hayat ağacı motifi de bu duyguları simgelemek için kullanılmıştır.
tanım: mitolojilerde dünyanın merkezinde, semavi dinlerde cennette bulunduğu anlatılan kutsal ağaçtır.
tanım: mitolojilerde dünyanın merkezinde, semavi dinlerde cennette bulunduğu anlatılan kutsal ağaçtır.
devamını gör...
ama kafamız nasıl güzel radyo programı
herkese merhabalar efenim...
gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum.
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.*
geçenlerde konuşmak isteyip konuşamadığımız bir konudan bahsetmek istiyoruz bu gece... gitmek...
sen de koyduysan kafana
bi yerlerden, bi şeylerden, bi kimseden
ya da şehirden çekip gitmeyi
hazırladıysan,
çoooktan topladıysan kafanda valizi
hem bazen gidemesen de gitmek istemek de güzel değil mi
katıl bize sayın dinleyen konuşalım....
küçük bir zebellah ve hüzün candır'ın hazırlayıp sunduğu ama kafamız nasıl güzel saat 23'te sözlük radyo'da bekleriz...
gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum.
yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.*
geçenlerde konuşmak isteyip konuşamadığımız bir konudan bahsetmek istiyoruz bu gece... gitmek...
sen de koyduysan kafana
bi yerlerden, bi şeylerden, bi kimseden
ya da şehirden çekip gitmeyi
hazırladıysan,
çoooktan topladıysan kafanda valizi
hem bazen gidemesen de gitmek istemek de güzel değil mi
katıl bize sayın dinleyen konuşalım....
küçük bir zebellah ve hüzün candır'ın hazırlayıp sunduğu ama kafamız nasıl güzel saat 23'te sözlük radyo'da bekleriz...
devamını gör...
farkında olmadan acayip zeki ve birikimli birine sataşmak
dikkat!! sert kayaya çarptın. hemen ortamı terk et.
devamını gör...
normal sözlük belgesel veri tabanı
kudüs, filistin, israil ile ilgili tarihi bir belgesel, izlemeniz tavsiye olunur!!!
büyük felaket: nakba 1.bölüm
büyük felaket: nakba 2.bölüm
büyük felaket: nakba 3.bölüm
büyük felaket: nakba 4.bölüm
büyük felaket: nakba 1.bölüm
büyük felaket: nakba 2.bölüm
büyük felaket: nakba 3.bölüm
büyük felaket: nakba 4.bölüm
devamını gör...
defepiron
demir zehirlenmesinde veya talasemi hastalarında oral olarak kullanılan ajandır.
benzer etkiye sahip diğer ajan deferasiroks'dur.
benzer etkiye sahip diğer ajan deferasiroks'dur.
devamını gör...
sevda denilince akla gelenler
sevmek çok..
çıkarsız, yalın, sımsıcak varlığına sarılarak, her şeyini olduğu gibi deli dolu sevmek. *
aklıma ilk gelen gülden karaböcek şarkısı
kır çiçekleri
"bir türlü aklımdan çıkmıyorsun sen
feryadımı duyup dönmüyorsun sen
ne vardı sanki böyle küsüp kaçacak
sevildiğini bilmiyorsun sen.."
çıkarsız, yalın, sımsıcak varlığına sarılarak, her şeyini olduğu gibi deli dolu sevmek. *
aklıma ilk gelen gülden karaböcek şarkısı
kır çiçekleri
"bir türlü aklımdan çıkmıyorsun sen
feryadımı duyup dönmüyorsun sen
ne vardı sanki böyle küsüp kaçacak
sevildiğini bilmiyorsun sen.."
devamını gör...
boş konuşmayı bırakın siz önce uygurlara yaptığınız soykırımı durdurun
şu kadının çıkışlarına bayılıyorum.
devamını gör...
alımlı sekreter kuşu
zerafetiyle birçok kişiyi büyüleyen alımlı sekreter kuşu, yılan akbabasıgiller’den olup afrika’nın alçak otlarla kaplı alanlarında yaşar. sagittarius serpentarius, kibar görüntüsüne bakıp aldanan yılanları ayak darbeleriyle öldürerek yer. başının arkasından çıkan siyah uçlu tüyler eski zamanlarda sekreterlerin kulak arkalarına sıkıştırdıkları tüy kalemleri hatırlattığından bu adı almıştır.
çok yüksek bacaklı ve 125 cm uzunluğunda olan secretary bird insanlara çok faydası dokunan bir kuştur. afrika yerlileri bu kuşu evcilleştirip tarlalarını kemirici ve böceklerin zararından korumuşlardır.
çok yüksek bacaklı ve 125 cm uzunluğunda olan secretary bird insanlara çok faydası dokunan bir kuştur. afrika yerlileri bu kuşu evcilleştirip tarlalarını kemirici ve böceklerin zararından korumuşlardır.
devamını gör...
dede yadigarı olup hala saklanan şeyler
ereğli dç fabrikaları emeklisiydi kendisi.
işletme, 20. yılını dolduran çalışanlara tissot marka bir kol saati hediye ederdi 80' li yıllarda. dedemin de o saatlerden vardı bir tane. fakat kendisi için alelade bir şeydi o saat, kıymetini pek bilmedi, hor kullandı, yüzeyi yıprandı ve bir zaman sonra da bozuldu.
vefatından sonra bir şekilde benim elime geçti bozuk hâliyle o saat. bir servise götürdüm yenisi kadar bedel istediler mekanizma değişimi için. şu anda elimde, çalışmayan ama dede yadigarı oları hatıra bir tissot saatim var.
işletme, 20. yılını dolduran çalışanlara tissot marka bir kol saati hediye ederdi 80' li yıllarda. dedemin de o saatlerden vardı bir tane. fakat kendisi için alelade bir şeydi o saat, kıymetini pek bilmedi, hor kullandı, yüzeyi yıprandı ve bir zaman sonra da bozuldu.
vefatından sonra bir şekilde benim elime geçti bozuk hâliyle o saat. bir servise götürdüm yenisi kadar bedel istediler mekanizma değişimi için. şu anda elimde, çalışmayan ama dede yadigarı oları hatıra bir tissot saatim var.
devamını gör...

