aşk yeniden
mekan: bir araba. nereye gittiğini hatırlamıyorum.
zaman: gece saatleri. 2 gibi sanırım. her yer karanlık dolayısıyla.
radyoda bu şarkı çalıyor. ben yarı uyanık bunu dinliyorum. çok hoşuma gidiyor.
bir iki yıl sonra kafama dank ediyor, aklımda kalan sözleri google amcaya soruyorum ve şarkının ismini öğreniyorum. güzel şarkıdır vesselam.
zaman: gece saatleri. 2 gibi sanırım. her yer karanlık dolayısıyla.
radyoda bu şarkı çalıyor. ben yarı uyanık bunu dinliyorum. çok hoşuma gidiyor.
bir iki yıl sonra kafama dank ediyor, aklımda kalan sözleri google amcaya soruyorum ve şarkının ismini öğreniyorum. güzel şarkıdır vesselam.
devamını gör...
her gün sadece bir tanımını beğenen yazar
sürekliliği olan yazardır. der ki senin tanımlarını okuyorum, seni takip ediyorum ama çok da şımartmıyorum. beni kızdırırsan hiç affetmem giderim diye de aba altından sopa gösteriyor. böylesi gizemli takipçilerimizi seviyoruz efendim.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
*
devamını gör...
taylor swift
folklore ve evermore albümleri ile hikaye anlatıcılığını şahlandırmış sanatçı.
devamını gör...
hobaaa3434
daha bir hafta önce kendisinin sahte bir karakter olduğunu şu #828679 girdimde belirtmiştim. tamamen beğenilmek için buralarda var olduğu her yazısından belliydi. her başlığa acaba nasıl daha çok beğenilirim diye oturan bir yazarımsıydı. yazarımsı çünkü yazar olmak için yazdıklarının sana ait olması gerekiyor*
ya bu tipler çok belli ya. bu yazara kızamıyorum belli ki sevilmek istiyor, ilgi görmek istiyor. milyonlarca var bundan. ama 'çok iyi yazardı' diye övenleri gerçekten anlamıyorum. siz gerçek misiniz ? iki girdisini okuduğum zaman kendimi slime havuzuna düşmüş gibi hissediyorum. öyle bir vıcıklık öyle bir yapaylık. bunu siz fark edemiyor musunuz gerçekten ?
bak bir de bu tiplerin harika bir özelliği var. çok 'iyi' siyasetçiler kullanır genelde bunu. sahte insanları anlama turnusolü. 'mağdura yatma'
"bunu yapan dışarıda hırsızlık da yapar " demiş.
ailemin bana öğrettiği en önemli şey ne olursa olsun helal kazanmaya çalışmak gerektiği.
bilip bilmeden insanları yaftalamak, linçi etmek çok kolay. popüler olan neyse ona yönelir insanlar.
bir yazarımız da kafa sözlük'ün kalitesini düşürdüğümü söylemiş.
bana yapılan, emek vererek yazdığım tanımlara yapılan ciddi bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
bak bak giderken böyle bir şey döktürmüş. başkasının yazısını buraya kopyalamışsın. alıntı vermemişsin. nereden alıntıladığını yazmamışsın. sonrada hırsız denilince. ailem helal falan dedi diyorsun. ailen sana helal falan diyeceğine ilgi gösterseydi bunları hayatının hiç bir evresinde yaşamayacaktın belki de. sana da kızamıyorum o yüzden çok. evet ayrıca buranın kalitesini düşürür yaptığın. bunu niye yapıyorsunuz ben bunu anlamıyorum. hadi kopyalayıp geldin. bende 'aaaaa çok içi yazar lanaananan' dedim ve beğendim. bu mu tatmin ediyor sizi. wowwwwww. bitiklik.
sözlük yönetiminin 'ne demek beni uçurun bizim böyle bir uygulamamız yok, isterseniz dondurun hesabınızı' demek yerine gelen pası gole çevirip yazarı uçurması kaç puan peki? * sıfır şaka, her geçen gün burada daha çok eğleniyorum. inanılmaz.
***
özür editi: yazar kardeşimizden özür diliyorum yazdıklarım için. ben sadece evernevergreen'in #856622 şu girdisini okuyup gelmiştim. şimdi gördüm asıl linçi. biri tutmuş diğer kollarını falan koparmış senin. sende ''bunu yapan dışarıda hırsızlık da yapar'' tanımına takılmışsın. abla kalbini sökmüşler senin* birileri benim yaptığım olay yüzünden şöyle #857145 #857472 iki girdi yazsa bir süre yemek falan yiyemem. içim cız etti. bende geldim burada boş yapıyorum. meğerse seni zaten sadece like müptezelleri beğeniyormuş.
dövüş oyunlarında, en sonra ekranda bir kısaltma belirir bildin mi ? k.o, açılımına knockout derler.
ya bu tipler çok belli ya. bu yazara kızamıyorum belli ki sevilmek istiyor, ilgi görmek istiyor. milyonlarca var bundan. ama 'çok iyi yazardı' diye övenleri gerçekten anlamıyorum. siz gerçek misiniz ? iki girdisini okuduğum zaman kendimi slime havuzuna düşmüş gibi hissediyorum. öyle bir vıcıklık öyle bir yapaylık. bunu siz fark edemiyor musunuz gerçekten ?
bak bir de bu tiplerin harika bir özelliği var. çok 'iyi' siyasetçiler kullanır genelde bunu. sahte insanları anlama turnusolü. 'mağdura yatma'
"bunu yapan dışarıda hırsızlık da yapar " demiş.
ailemin bana öğrettiği en önemli şey ne olursa olsun helal kazanmaya çalışmak gerektiği.
bilip bilmeden insanları yaftalamak, linçi etmek çok kolay. popüler olan neyse ona yönelir insanlar.
bir yazarımız da kafa sözlük'ün kalitesini düşürdüğümü söylemiş.
bana yapılan, emek vererek yazdığım tanımlara yapılan ciddi bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
bak bak giderken böyle bir şey döktürmüş. başkasının yazısını buraya kopyalamışsın. alıntı vermemişsin. nereden alıntıladığını yazmamışsın. sonrada hırsız denilince. ailem helal falan dedi diyorsun. ailen sana helal falan diyeceğine ilgi gösterseydi bunları hayatının hiç bir evresinde yaşamayacaktın belki de. sana da kızamıyorum o yüzden çok. evet ayrıca buranın kalitesini düşürür yaptığın. bunu niye yapıyorsunuz ben bunu anlamıyorum. hadi kopyalayıp geldin. bende 'aaaaa çok içi yazar lanaananan' dedim ve beğendim. bu mu tatmin ediyor sizi. wowwwwww. bitiklik.
sözlük yönetiminin 'ne demek beni uçurun bizim böyle bir uygulamamız yok, isterseniz dondurun hesabınızı' demek yerine gelen pası gole çevirip yazarı uçurması kaç puan peki? * sıfır şaka, her geçen gün burada daha çok eğleniyorum. inanılmaz.
***
özür editi: yazar kardeşimizden özür diliyorum yazdıklarım için. ben sadece evernevergreen'in #856622 şu girdisini okuyup gelmiştim. şimdi gördüm asıl linçi. biri tutmuş diğer kollarını falan koparmış senin. sende ''bunu yapan dışarıda hırsızlık da yapar'' tanımına takılmışsın. abla kalbini sökmüşler senin* birileri benim yaptığım olay yüzünden şöyle #857145 #857472 iki girdi yazsa bir süre yemek falan yiyemem. içim cız etti. bende geldim burada boş yapıyorum. meğerse seni zaten sadece like müptezelleri beğeniyormuş.
dövüş oyunlarında, en sonra ekranda bir kısaltma belirir bildin mi ? k.o, açılımına knockout derler.
devamını gör...
kaynak arama
(bkz: tarih biliminin yöntemleri)nin ilk basamağıdır. tarihi bilgiye kaynaklık eden her türlü malzemeye 'kaynak' denir.
kaynaklar özelliklerine göre birinci elden kaynaklar ve ikinci elden kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılırlar.
birinci elden kaynaklar, ana kaynaklar olarak da bilinmektedir. bu kaynaklar, araştırılan dönemde yazılmış, söylenmiş veya o döneme ait bir kazıda bulunmuş olabilir.
ikinci elden kaynaklar ise araştırılan dönemde oluşturulmamış olan kaynaklardır. örneğin halil inalcık hocanın osmanlı tarihi hakkında yazdığı eserler, ortaokul, lise tarih kitapları gibi kaynaklar, o dönemde oluşturulmuş olmadığı için ikinci elden kaynaklar olarak geçer.
bu iki özellik ise yazılı kaynaklar (ferman, mektup, tablet, kitabe gibi), sözlü kaynaklar (destanlar, efsaneler, masallar gibi), sesli ve görüntülü kaynaklar (video, fotoğraf, o dönemde yapılmış olan resimler gibi) ve eşya ve nesneler (arkeolojik kazı sonucu bulunan tas, çanak, çömlek gibi) olarak dörde ayrılır.
yazılı kaynaklara örnek olarak hititler'in oluşturduğu anal yıllıkları (oluşturulma amacı yaratıcıya hesap vermektir), osmanlı padişahları tarafından yayınlanmış fermanlar, göktürk ve uygur kitabeleri verilebilir.
sözlü kaynaklara ise o dönemde söylenmiş olan atasözleri, o dönemlerde söylenmiş olan türküler, anlatılmış masallar örnek verilebilir.
sesli ve görüntülü kaynaklara örnek olarak ise eski çağlardaki insanlar tarafından mağara duvarlarına çizilmiş olan resimler, yine o dönemde yapılmış olan padişah portreleri, tarihi çok eskiye dayanmasa da o dönemde çekilmiş olan videolar, oluşturulmuş ses kayıtları verilebilir.
eşya ve nesnelere ise dediğim gibi o dönemlerde yapılmış olan çanak, çömlek gibi eşyalar örnek olarak verilebilir.
kaynaklar özelliklerine göre birinci elden kaynaklar ve ikinci elden kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılırlar.
birinci elden kaynaklar, ana kaynaklar olarak da bilinmektedir. bu kaynaklar, araştırılan dönemde yazılmış, söylenmiş veya o döneme ait bir kazıda bulunmuş olabilir.
ikinci elden kaynaklar ise araştırılan dönemde oluşturulmamış olan kaynaklardır. örneğin halil inalcık hocanın osmanlı tarihi hakkında yazdığı eserler, ortaokul, lise tarih kitapları gibi kaynaklar, o dönemde oluşturulmuş olmadığı için ikinci elden kaynaklar olarak geçer.
bu iki özellik ise yazılı kaynaklar (ferman, mektup, tablet, kitabe gibi), sözlü kaynaklar (destanlar, efsaneler, masallar gibi), sesli ve görüntülü kaynaklar (video, fotoğraf, o dönemde yapılmış olan resimler gibi) ve eşya ve nesneler (arkeolojik kazı sonucu bulunan tas, çanak, çömlek gibi) olarak dörde ayrılır.
yazılı kaynaklara örnek olarak hititler'in oluşturduğu anal yıllıkları (oluşturulma amacı yaratıcıya hesap vermektir), osmanlı padişahları tarafından yayınlanmış fermanlar, göktürk ve uygur kitabeleri verilebilir.
sözlü kaynaklara ise o dönemde söylenmiş olan atasözleri, o dönemlerde söylenmiş olan türküler, anlatılmış masallar örnek verilebilir.
sesli ve görüntülü kaynaklara örnek olarak ise eski çağlardaki insanlar tarafından mağara duvarlarına çizilmiş olan resimler, yine o dönemde yapılmış olan padişah portreleri, tarihi çok eskiye dayanmasa da o dönemde çekilmiş olan videolar, oluşturulmuş ses kayıtları verilebilir.
eşya ve nesnelere ise dediğim gibi o dönemlerde yapılmış olan çanak, çömlek gibi eşyalar örnek olarak verilebilir.
devamını gör...
konvertibilite
bir ülke parasının başka ülke paralarına serbestçe dönüştürülebilmesidir.
devamını gör...
seksten daha fazla zevk veren aktivite
yıllarca emek verdiğiniz bir alanda yada bir konuda başarıya ulaşmaktır. kısaca kendinizi gerçekleştirmektir. varoluşsal sancınızı dindirip dünyadaki varlığınızın bir nebze olsa anlam kazandığı o an her şeyden daha çok zevk verir.
başlık loser kaynıyor...
başlık loser kaynıyor...
devamını gör...
bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler
instagram,facebook,ekşi sözlük,metin2.
devamını gör...
kafa sözlük renk modu güncellemesi
sen aydınlatırsın geceyi iko!
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
devamını gör...
abraham lincoln
1861-1865 yıllarında başkanlık etmiş 16. amerika başkanı, asıl mesleği avukatlıktır.
dört büyük amerikan başkanından biridir.
başkan oluşunun ardından köleliği kaldırılacağını açıklaması üzerine 7 eyalet amerikadan bağımsızlığını ilan edip, birlikten ayrılmıştır.
bunu kabul edilemez görerek birliğin bir arada tutulması amacıyla amerikan iç savaşını başlatmıştır.
başkanlığı döneminde siyasi rakiplerinin hepsine birer bakanlık vererek çevresinde tutmuş, niye böyle yaptığını soranlara ' bu şekilde kontrol etmek daha kolay oluyor' demiştir.
*esas amacı ekonomik olmasına rağmen daha sonradan köleliğe karşı yapılan savaş olarak mitleşen iç savaşın kahramanıdır.
*görevdeyken bir suikast sonucu öldürülen, ilk amerika başkanıdır.
***özgürlük konusunda şöyle demiş; "koyunu, kurdun elinden kurtaran çoban, koyuna göre kurtarıcı, kurda göre de özgürlüğüne engel olan bir kimsedir..
demek ki, koyunla kurdun özgürlük deyince söylemek istedikleri şeyler birbirinden değişiktir."
***amerikanın başkanı abraham lincoln düşmanları hakkında çok yumuşak dil kullanırdı.
bazıları onun bu üslubunu hoş görmezler , düşmanlarınızı yok etmek dururken onları böyle okşamanızı anlayamıyoruz derlerdi.
lincoln, onlara şu cevabı verirdi:
sayın efendiler!
düşmanlarımı kendime dost etmekle onları zaten yok etmiş olmuyormuyum ?
abhraham lincoln'un tarihte iz bırakacak bazı sözleri:
*tereddüt veya pes ettiğin an pişman olacaksın.
amacına sadık kalırsan kısa sürede kendini, hayatında hiç hissetmediğin kadar iyi hissetmeye başlayacaksın.
öte yandan, tereddüt veya pes ettiğin anda tüm kararlılığını kaybedeceksin ve hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.
sabırla bekleyen insanlar da hayattan ödüllerini alabilir ama sadece atik insanlardan geriye kalanları.
*kölelik kötü değilse, hiçbir şey kötü değildir.
*aynaya baktığında başka birini görmek istemiyorsan kendin gibi ol.
*"öfkenin ateşi önce sahibini yakar. kıvılcımı ise hasmına ya varır, ya varmaz." demiş abd 16. devlet başkanı.
dört büyük amerikan başkanından biridir.
başkan oluşunun ardından köleliği kaldırılacağını açıklaması üzerine 7 eyalet amerikadan bağımsızlığını ilan edip, birlikten ayrılmıştır.
bunu kabul edilemez görerek birliğin bir arada tutulması amacıyla amerikan iç savaşını başlatmıştır.
başkanlığı döneminde siyasi rakiplerinin hepsine birer bakanlık vererek çevresinde tutmuş, niye böyle yaptığını soranlara ' bu şekilde kontrol etmek daha kolay oluyor' demiştir.
*esas amacı ekonomik olmasına rağmen daha sonradan köleliğe karşı yapılan savaş olarak mitleşen iç savaşın kahramanıdır.
*görevdeyken bir suikast sonucu öldürülen, ilk amerika başkanıdır.
***özgürlük konusunda şöyle demiş; "koyunu, kurdun elinden kurtaran çoban, koyuna göre kurtarıcı, kurda göre de özgürlüğüne engel olan bir kimsedir..
demek ki, koyunla kurdun özgürlük deyince söylemek istedikleri şeyler birbirinden değişiktir."
***amerikanın başkanı abraham lincoln düşmanları hakkında çok yumuşak dil kullanırdı.
bazıları onun bu üslubunu hoş görmezler , düşmanlarınızı yok etmek dururken onları böyle okşamanızı anlayamıyoruz derlerdi.
lincoln, onlara şu cevabı verirdi:
sayın efendiler!
düşmanlarımı kendime dost etmekle onları zaten yok etmiş olmuyormuyum ?
abhraham lincoln'un tarihte iz bırakacak bazı sözleri:
*tereddüt veya pes ettiğin an pişman olacaksın.
amacına sadık kalırsan kısa sürede kendini, hayatında hiç hissetmediğin kadar iyi hissetmeye başlayacaksın.
öte yandan, tereddüt veya pes ettiğin anda tüm kararlılığını kaybedeceksin ve hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.
sabırla bekleyen insanlar da hayattan ödüllerini alabilir ama sadece atik insanlardan geriye kalanları.
*kölelik kötü değilse, hiçbir şey kötü değildir.
*aynaya baktığında başka birini görmek istemiyorsan kendin gibi ol.
*"öfkenin ateşi önce sahibini yakar. kıvılcımı ise hasmına ya varır, ya varmaz." demiş abd 16. devlet başkanı.
devamını gör...
selda bağcan'ın dekolte bana ayıp geliyor demesi
“hayatımda hiç açık giyinmedim. öyle omuzlarımı bile göstermek falan hiç bana göre değil. ‘sol muhafazakar’ diyorlar ya hani, işte ben tam oyum. sevmiyorum açık giyinmeyi, bana ayıp geliyor. hatta açık giyinen bazı insanları görünce şok oluyorum.”
şeklinde bir açıklama yapmış.
bana ayıp geliyor dediği için linçlemişler. kadın sadece kendi fikrini söylemiş. bence linç etmelerinin bir mantığı yok.
şeklinde bir açıklama yapmış.
bana ayıp geliyor dediği için linçlemişler. kadın sadece kendi fikrini söylemiş. bence linç etmelerinin bir mantığı yok.
devamını gör...
tanburi cemil bey
tanburi ali efendi'nin talebesi cemil bey eline aldığı müzik aletini çok kısa zamanda ustalıkla çalmasıyla meşhurdur. tanbur, kemençe, lavta ve viyolonselde virtüözlüğü vardır.
tanbur ile türk müziğinde yepisyeni bi çığır açmıştır. özellikle tanburi hamparsum limonciyan'dan da etkilenmiştir ve onun geliştirdiği nota sistemini kullanmıştır.(bkz: hamparsum notası) kendi geliştirdiği yaylı tanbur, çalması oldukça zor olan ahşap bi çalgıdır.
türk müziğinde 'taksim' formunu adeta yeniden dirilten kişidir. özellike peşrev ve saz semaileri eşsizdir. bir nihavend taksimi bırakalım, kulaklarda pas kalmasın.
tanbur ile türk müziğinde yepisyeni bi çığır açmıştır. özellikle tanburi hamparsum limonciyan'dan da etkilenmiştir ve onun geliştirdiği nota sistemini kullanmıştır.(bkz: hamparsum notası) kendi geliştirdiği yaylı tanbur, çalması oldukça zor olan ahşap bi çalgıdır.
türk müziğinde 'taksim' formunu adeta yeniden dirilten kişidir. özellike peşrev ve saz semaileri eşsizdir. bir nihavend taksimi bırakalım, kulaklarda pas kalmasın.
devamını gör...
saniyelik salaklıklar
telefon elindeyken telefonu aramak.
devamını gör...
fatih sultan mehmet
kendi döneminin ve hatta belki bu dönemin bile ötesinde bir adamdır.osmanlı'ya en fazla faydası dokunmuş kişidir.havan topunun mucididir.
devamını gör...
obsesif kompulsif bozukluk
obsesif kompulsif bozukluk
halk arasında titizlik hastalığı olarak bilinen, kişilerin mantıksız olduğunu bildikleri halde sürekli zihni meşgul eden bu durumdan kurtulma düşüncesiyle bazı hareketleri tekrar tekrar yapmak şeklinde seyreden kendisinden muzdarip olduğum bir psikiyatrik bozukluk.
okb'ye sahip kişiler diğer insanlara göre daha fazla düşünen, akıllarına takılan düşünceyi eyleme geçirmezlerse başlarına bir şey geleceğini düşünen, sürekli kontrol etme ihtiyacı duyan; mikrop, hastalık bulaşır endişesi ile kendilerini kirden hatta kirli olamayan nesnelerden bile uzak tutmak isteyen insanlardır..
okb tedavi edilmediği takdirde kolayca ilerleyebilen bir illettir. hastalığın nedeni genelde aileye, yetiştirme biçimine dayanır. ben çok korkutularak büyüyen bir çocuğum. küçüklüğüm ''aman kızım ona dokunma'', ''aman onu içme hasta olursun'', ''eyvah vücudunda yara çıkmış acaba kanser misin'' tarzında cümleleri duyarak büyüdüm. haliyle her şeyden korkar oldum. ilk başta sadece garantici ve kontrolcü bir kişiliğe sahip olduğumu, fazla korktuğumu düşündüğüm için önemsemedim.
fakat korkudan ve endişeden ziyade yukarıda bahsettiğim mantıksız ama yapmak zorunda olduğumu hissettiğim davranışları tekrarlamaya başladım. örneğin uyumadan önce odamda olan nesneleri sayıyordum, veya su içtikten sonra bardağı masaya üç kere vuruyordum. yine önemsemedim. ailem tarafından da fark edilmedim. zaten fark edilsem bile saçma davranış sergilediğim için insanlara açıklama yapmaktan utanıyordum. kısacası geçiştirdim.
benim için iplerin koptuğu nokta pandemi dönemi oldu, corona olacağım korkusuyla ilk başta herkesin yaptığı klasik tedbirleri uyguluyordum. ama zamanla bu tedbirler yeterli gelmemeye başladı. ellerimi günde 50den fazla yıkamaya, dışarı her çıktığımda duş almaya, marketten aldığım ürünleri çamaşır suyuyla yıkamaya, zamanla corona olacağım korkusu ile dışarı bile çıkmamaya başladım. artı olarak tekrar eden saçma davranışlarım daha da arttı. uyuyamıyordum. evimdeki temiz olan koltuğa bile oturamıyordum, dışardan yemek yiyemiyordum, ailemi görmeye şehir dışına gidemiyordum, daha kapının önüne bile çıkamazken benim için ütopyaydı ailemin yanına gitmek. en önemlisi her gün rutin olarak atak geçiriyordum. elim bir yere değse pislendim korkusu ile ağlıyor ellerimi milyon kere yıkıyordum. okb hastalığının ne olduğunu bildiğim için kendimde de olduğunu fark ettim ama doktora gidemiyordum çünkü dışarı çıkamıyordum. en sonunda tüm cesaretimi toplayarak dışarı adım atabildim ve doktora gitmeyi başardım. birkaç test ve konuşmadan sonra ileri derecede okb teşhisi konuldu. şuan tedavime devam ediyorum iyileştiğimi söyleyebilirim.
bunları anlatmamın nedeni başlıkta bazı şeyleri kontrol ettiği için kendi kendine teşhis koyan arkadaşları gördüm. okb sandığınız kadar basit bir şey değil arkadaşlar. romantize edilecek bir şey hiç değil. eğer kontrol etme dışında başka belirtileri hissediyorsanız en yakın zamanda kontrole gitmenizi öneririm. çünkü bu hastalık bataklık gibi sizi içine çekiyor. ne kadar geç kalırsanız o kadar zor atlatırsınız. ben geç kaldım siz kalmayın.
halk arasında titizlik hastalığı olarak bilinen, kişilerin mantıksız olduğunu bildikleri halde sürekli zihni meşgul eden bu durumdan kurtulma düşüncesiyle bazı hareketleri tekrar tekrar yapmak şeklinde seyreden kendisinden muzdarip olduğum bir psikiyatrik bozukluk.
okb'ye sahip kişiler diğer insanlara göre daha fazla düşünen, akıllarına takılan düşünceyi eyleme geçirmezlerse başlarına bir şey geleceğini düşünen, sürekli kontrol etme ihtiyacı duyan; mikrop, hastalık bulaşır endişesi ile kendilerini kirden hatta kirli olamayan nesnelerden bile uzak tutmak isteyen insanlardır..
okb tedavi edilmediği takdirde kolayca ilerleyebilen bir illettir. hastalığın nedeni genelde aileye, yetiştirme biçimine dayanır. ben çok korkutularak büyüyen bir çocuğum. küçüklüğüm ''aman kızım ona dokunma'', ''aman onu içme hasta olursun'', ''eyvah vücudunda yara çıkmış acaba kanser misin'' tarzında cümleleri duyarak büyüdüm. haliyle her şeyden korkar oldum. ilk başta sadece garantici ve kontrolcü bir kişiliğe sahip olduğumu, fazla korktuğumu düşündüğüm için önemsemedim.
fakat korkudan ve endişeden ziyade yukarıda bahsettiğim mantıksız ama yapmak zorunda olduğumu hissettiğim davranışları tekrarlamaya başladım. örneğin uyumadan önce odamda olan nesneleri sayıyordum, veya su içtikten sonra bardağı masaya üç kere vuruyordum. yine önemsemedim. ailem tarafından da fark edilmedim. zaten fark edilsem bile saçma davranış sergilediğim için insanlara açıklama yapmaktan utanıyordum. kısacası geçiştirdim.
benim için iplerin koptuğu nokta pandemi dönemi oldu, corona olacağım korkusuyla ilk başta herkesin yaptığı klasik tedbirleri uyguluyordum. ama zamanla bu tedbirler yeterli gelmemeye başladı. ellerimi günde 50den fazla yıkamaya, dışarı her çıktığımda duş almaya, marketten aldığım ürünleri çamaşır suyuyla yıkamaya, zamanla corona olacağım korkusu ile dışarı bile çıkmamaya başladım. artı olarak tekrar eden saçma davranışlarım daha da arttı. uyuyamıyordum. evimdeki temiz olan koltuğa bile oturamıyordum, dışardan yemek yiyemiyordum, ailemi görmeye şehir dışına gidemiyordum, daha kapının önüne bile çıkamazken benim için ütopyaydı ailemin yanına gitmek. en önemlisi her gün rutin olarak atak geçiriyordum. elim bir yere değse pislendim korkusu ile ağlıyor ellerimi milyon kere yıkıyordum. okb hastalığının ne olduğunu bildiğim için kendimde de olduğunu fark ettim ama doktora gidemiyordum çünkü dışarı çıkamıyordum. en sonunda tüm cesaretimi toplayarak dışarı adım atabildim ve doktora gitmeyi başardım. birkaç test ve konuşmadan sonra ileri derecede okb teşhisi konuldu. şuan tedavime devam ediyorum iyileştiğimi söyleyebilirim.
bunları anlatmamın nedeni başlıkta bazı şeyleri kontrol ettiği için kendi kendine teşhis koyan arkadaşları gördüm. okb sandığınız kadar basit bir şey değil arkadaşlar. romantize edilecek bir şey hiç değil. eğer kontrol etme dışında başka belirtileri hissediyorsanız en yakın zamanda kontrole gitmenizi öneririm. çünkü bu hastalık bataklık gibi sizi içine çekiyor. ne kadar geç kalırsanız o kadar zor atlatırsınız. ben geç kaldım siz kalmayın.
devamını gör...
sahip olunan mesleğin en güzel yanı
tek başına kendi çöplüğünde çalışmak. boyalar, fırçalar, tuvaller, imgelem, ışık, gölge, açık, koyu, sıcak, soğuk, biçim, komp.
bu dünyadan geçerken bırakılan bir iz...
bu dünyadan geçerken bırakılan bir iz...
devamını gör...
sex education
yeni sezonu an itibarıyla bitirdiğim güzel ve keyifli dizidir. bu sezon hoşuma gitti tıpkı geçen sezon gibi.
bu dizi bence faydalı bir dizi. eğiten ve öğreten bir dizi. dersler çıkarmamızı sağlayan bir dizi. öyle çerezlik izleyelim keyif alalımdan ziyade başka konular var. o yüzden saygı duyuyorum güzel iş güzel yapım.
değindiği güzel konular var ve bu konulara değinilmesi gerekiyor. dizi bunu çok güzel yapıyor.
dizide değinilen birçok faydalı konu var mesela cinsellik konusu, cinsel sağlık konusu, gençlerin ve çocukların kendi vücutlarına yabancı olmaları, fobileri olması, kendini keşfetmek, aile eğitimi, aile ile cinsellik sohbeti gibi konular çok güzel anlatılıyor.
seksin keyif ve haz veren bir şey olduğunu ama kötü sonuçları olabileceğini anlatıyor. seks ve travmalar gibi konular gösteriliyor. çok başarılı buldum bu konuda.
dizide özellikle son sezonda yerleştirilen gıcık karakterler hoşuma gitti. türkiye'de yaşayan cahiller gibiydiler. evlatlarına kötü davrananlardan tutun seksi kötü bir şey zannedenlere kadar. sadece seks konusundan bahsedilmiyor. aile ve aile olmak gibi konuları aktarıyor.
dizide en başarılı ve yararlı bulduğum karakter otis'in annesi. müthiş diyalogları hem düşündürüyor hem öğretiyor.
dizide bulunan oyunculara gelirsek eh işte. bazılarının oyunculukları cidden çok kötü. bazı karakterler gereksiz ve saçma. bazı merak ettiğiniz karakterler ise az işlenmiş.
dizi ipuçları bırakmayı seviyor ama bıraktığı ipuçları çok basit. aptala anlatır gibi anlatıyor. hoş olmuyor.
mekan inanılmaz iyi neresi orası ulan deliler gibi orada yaşamak istiyorum çok güzel. çerezlik bir dizi ama sadece çerezlik değil. eğlenceli, öğretici iyi bir dizi. tavsiye ederim.
eric karakteri neden bu kadar libidosu yüksek anlamıyorum. ya kardeşim allahın nijeryasında nereden buldun o ortamları neden sevgilini aldatıyorsun manyak mısın sen. yapılır mı ulan o çocuğa yapılır mı.
son bölüm ve korse takan kız hikayesi çok hoşuma gitti duygulandım yahu. ilk bölümdeki penis ve vulva mevzusu başarılıydı. kendimizi tanıyıp vücudumuzun bize has ve özel olduğunu öğrenmeliyiz. kusursuz değiliz olamayız. adam karakterinin gelişimi çok iyi bu sezon çok sevdim. adam'ın babası da çok iyiydi. karısıyla sevişmelerine çok sevindim. yeni gelen müdür kötü karakter olarak iyiydi ama hikayesi biraz daha deşilse iyi olacaktı. öteki sezon mutlaka üzerine giderler. kötü kısımlar vardı ama iyi kısımlar daha fazlaydı.
bu dizi bence faydalı bir dizi. eğiten ve öğreten bir dizi. dersler çıkarmamızı sağlayan bir dizi. öyle çerezlik izleyelim keyif alalımdan ziyade başka konular var. o yüzden saygı duyuyorum güzel iş güzel yapım.
değindiği güzel konular var ve bu konulara değinilmesi gerekiyor. dizi bunu çok güzel yapıyor.
dizide değinilen birçok faydalı konu var mesela cinsellik konusu, cinsel sağlık konusu, gençlerin ve çocukların kendi vücutlarına yabancı olmaları, fobileri olması, kendini keşfetmek, aile eğitimi, aile ile cinsellik sohbeti gibi konular çok güzel anlatılıyor.
seksin keyif ve haz veren bir şey olduğunu ama kötü sonuçları olabileceğini anlatıyor. seks ve travmalar gibi konular gösteriliyor. çok başarılı buldum bu konuda.
dizide özellikle son sezonda yerleştirilen gıcık karakterler hoşuma gitti. türkiye'de yaşayan cahiller gibiydiler. evlatlarına kötü davrananlardan tutun seksi kötü bir şey zannedenlere kadar. sadece seks konusundan bahsedilmiyor. aile ve aile olmak gibi konuları aktarıyor.
dizide en başarılı ve yararlı bulduğum karakter otis'in annesi. müthiş diyalogları hem düşündürüyor hem öğretiyor.
dizide bulunan oyunculara gelirsek eh işte. bazılarının oyunculukları cidden çok kötü. bazı karakterler gereksiz ve saçma. bazı merak ettiğiniz karakterler ise az işlenmiş.
dizi ipuçları bırakmayı seviyor ama bıraktığı ipuçları çok basit. aptala anlatır gibi anlatıyor. hoş olmuyor.
mekan inanılmaz iyi neresi orası ulan deliler gibi orada yaşamak istiyorum çok güzel. çerezlik bir dizi ama sadece çerezlik değil. eğlenceli, öğretici iyi bir dizi. tavsiye ederim.
eric karakteri neden bu kadar libidosu yüksek anlamıyorum. ya kardeşim allahın nijeryasında nereden buldun o ortamları neden sevgilini aldatıyorsun manyak mısın sen. yapılır mı ulan o çocuğa yapılır mı.
son bölüm ve korse takan kız hikayesi çok hoşuma gitti duygulandım yahu. ilk bölümdeki penis ve vulva mevzusu başarılıydı. kendimizi tanıyıp vücudumuzun bize has ve özel olduğunu öğrenmeliyiz. kusursuz değiliz olamayız. adam karakterinin gelişimi çok iyi bu sezon çok sevdim. adam'ın babası da çok iyiydi. karısıyla sevişmelerine çok sevindim. yeni gelen müdür kötü karakter olarak iyiydi ama hikayesi biraz daha deşilse iyi olacaktı. öteki sezon mutlaka üzerine giderler. kötü kısımlar vardı ama iyi kısımlar daha fazlaydı.
devamını gör...
