baç vergisi
osmanlı devletinde çarşı ve pazar yerlerinden alınan vergidir.
devamını gör...
evrim teorisinin çürümüş olması
evrime bir şekilde mesafeliyseniz sizi modern biyoloji biliminin tuvaletine bile almazlar bırak çökmesini.
devamını gör...
mclaren
1963 yılında yeni zellandalı yarış pilotu bruce mclaren tarafından kurulan formula 1 tarihinin en eski ikinci yarış takımı ve aynı zamanda spor otomobiller üreten ingiliz firmasıdır.. şirketin merkezi ingiltere'nin woking şehrindedir.. tarihine bakıldığında formula 1'de ferrari'den sonra en başarılı ikinci takımdır.. 182 yarış galibiyeti, 8 sürücü şampiyonu ve 8 takım şampiyonluğu bulunmaktadır.. sadece formula 1'de değil, amerika'da ve diğer ülkelerde yerel/ulusal organizasyonlarda aktif olarak katılmış ve başarılar elde etmiştir..
yıllar içinde mclaren logosunun değişimi;

takım kurulduktan sonra ilk formula 1 galibiyetini 1968 belçika grandprix'inde (spa) almış olsalar da, ilk yıldızlarının parlaması canadian-american challenge cup (can-am) isimli 1966'dan 1987'ye kadar sürmüş olan organizasyonda gerçekleşir.. bu şampiyonayı 1967-1971 yılları arasında resmen domine etmişlerdir..
bruce mclaren 1970 yılında can-am yarışları için yaptıkları mclaren m8d isimli aracı test ederken kaza yapıp hayatını kaybetmesi üzerine teddy mayer (kendisinin yarışçı geçmişi yoktur, hep yöneticilik yapmıştır) takımın başına geçmiştir ve bu galibiyetlere ek olarak bu yıllarda indianapolis 500 galibiyetleri de elde edilmiştir..


kuruluş hikayesine değinmek gerekirse;
bruce mclaren team cooper isimli formula 1 takımında pilot olarak çalışmaktaydı.. başarılı bir pilot iken australian tasmanian series yarış organizasyonuna katılmak istiyordu.. ama söz konusu organizasyon için kurallarla belirtilmiş 2.5 litrelik motorlar kullanılması gerekirken takım patronu john cooper 1.5 litrelik formula 1 standartlarına göre yapılmış motorlarını kullanmakta ısrar etmişti.. fikir ayrılığına düşen bruce mclaren reis oradan çıkmış ve formula 1'de beraber yarıştığı timmy mayer ile kendi yarış takımını kurup cooper'dan araç tedarik edip kendine göre yapıp yarışlara katılmaya başlamış.. 1964 yılında tasmanian series'te şampiyon olmuş ama takım arkadaşı timmy mayer son yarışta kaza yapıp hayatını kaybetmiş ve ortaklığı kardeşi teddy mayer ile devam etmiştir..
kullandığı formula 1 araçlarının renkleri genelde şöyledir:

formula 1'e 1966 yılında girmiş olsalar da indy 500'de kullandıkları v8 motoruyla çok da başarılı olamamışlar ve yarış sırasında sıkıntılar yaşamışlardır.. 2 yıl sonra yeni araçlarında cosworth'un geliştirdiği yılları domine etmiş meşhur dfv motoruna geçtikten sonra 1968 yılında spa'da ilk galibiyetlerini almışlardır..
bahsi geçen yeni araç ise bir mclaren m7a'dır..

1968 yılında can-am aracı dikkat çeksin diye turuncuya boyamış ve başarılarında bu rengin uğurlu olduğuna inanınca formula 1 aracını da bu renge boyamıştır.. bundan sonraki formula 1 araçları da genel olarak turuncu tema'da olmuştur..
ilk takım şampiyonluğu 1974 yılında gelir.. ek olarak bu yılda malboro sponsorluğu başlar..
1981'de ron dennis project four racing takımı ile birleştikten sonra en başarılı yılları başlar.. porsche ve honda motorları ile 7 pilot şampiyonluğu (bu şampiyonlar 1 adet niki lauda, 3 adet alain prost, ve 3 adet ayrton senna) ve 6 takımlar şampiyonluğu kazanılır.. 1990'lı yılların ortasına kadar dominant olan mclaren takımı honda'nın formula 1'den çekilmesiyle 3 yıl kadar dominantlığını kaybetmiş olsa da 1998'de mercedes motoruna geçmeleriyle, adrian newey gibi formula 1'in en başarılı mühendislerinden birini bünyelerine almalarıyla ve mika hakkinen ile birlikte 1998-1999 yıllarında tekrar şampiyon olmuşlar ve 2008'de luis hamilton ile son şampiyonluğunu alana kadar formula 1'de kafaya oynayan takımlardan biri olmuşlardır..
günümüzde formula 1'in yanı sıra hala aktif olarak indicar'da ve formula e'de de yer almaktadır..
formula 1 tarihine ek olarak mclaren 1992 yılında dünya'nın en hızlı seri üretim yol otomobili olan mclaren f1 otomobilini yapmış 1998 yılında 386 km/h hız yaparak bu rekora sahip olmuştur.. bu araçta bmw motoru bulunmaktadır ve lemans için yapılan mclaren f1 gtr versiyonu ile 1995 yılında le mans 24 saat yarışını kazanmıştır..
yıllar içinde mclaren logosunun değişimi;

takım kurulduktan sonra ilk formula 1 galibiyetini 1968 belçika grandprix'inde (spa) almış olsalar da, ilk yıldızlarının parlaması canadian-american challenge cup (can-am) isimli 1966'dan 1987'ye kadar sürmüş olan organizasyonda gerçekleşir.. bu şampiyonayı 1967-1971 yılları arasında resmen domine etmişlerdir..
bruce mclaren 1970 yılında can-am yarışları için yaptıkları mclaren m8d isimli aracı test ederken kaza yapıp hayatını kaybetmesi üzerine teddy mayer (kendisinin yarışçı geçmişi yoktur, hep yöneticilik yapmıştır) takımın başına geçmiştir ve bu galibiyetlere ek olarak bu yıllarda indianapolis 500 galibiyetleri de elde edilmiştir..


kuruluş hikayesine değinmek gerekirse;
bruce mclaren team cooper isimli formula 1 takımında pilot olarak çalışmaktaydı.. başarılı bir pilot iken australian tasmanian series yarış organizasyonuna katılmak istiyordu.. ama söz konusu organizasyon için kurallarla belirtilmiş 2.5 litrelik motorlar kullanılması gerekirken takım patronu john cooper 1.5 litrelik formula 1 standartlarına göre yapılmış motorlarını kullanmakta ısrar etmişti.. fikir ayrılığına düşen bruce mclaren reis oradan çıkmış ve formula 1'de beraber yarıştığı timmy mayer ile kendi yarış takımını kurup cooper'dan araç tedarik edip kendine göre yapıp yarışlara katılmaya başlamış.. 1964 yılında tasmanian series'te şampiyon olmuş ama takım arkadaşı timmy mayer son yarışta kaza yapıp hayatını kaybetmiş ve ortaklığı kardeşi teddy mayer ile devam etmiştir..
kullandığı formula 1 araçlarının renkleri genelde şöyledir:

formula 1'e 1966 yılında girmiş olsalar da indy 500'de kullandıkları v8 motoruyla çok da başarılı olamamışlar ve yarış sırasında sıkıntılar yaşamışlardır.. 2 yıl sonra yeni araçlarında cosworth'un geliştirdiği yılları domine etmiş meşhur dfv motoruna geçtikten sonra 1968 yılında spa'da ilk galibiyetlerini almışlardır..
bahsi geçen yeni araç ise bir mclaren m7a'dır..

1968 yılında can-am aracı dikkat çeksin diye turuncuya boyamış ve başarılarında bu rengin uğurlu olduğuna inanınca formula 1 aracını da bu renge boyamıştır.. bundan sonraki formula 1 araçları da genel olarak turuncu tema'da olmuştur..
ilk takım şampiyonluğu 1974 yılında gelir.. ek olarak bu yılda malboro sponsorluğu başlar..
1981'de ron dennis project four racing takımı ile birleştikten sonra en başarılı yılları başlar.. porsche ve honda motorları ile 7 pilot şampiyonluğu (bu şampiyonlar 1 adet niki lauda, 3 adet alain prost, ve 3 adet ayrton senna) ve 6 takımlar şampiyonluğu kazanılır.. 1990'lı yılların ortasına kadar dominant olan mclaren takımı honda'nın formula 1'den çekilmesiyle 3 yıl kadar dominantlığını kaybetmiş olsa da 1998'de mercedes motoruna geçmeleriyle, adrian newey gibi formula 1'in en başarılı mühendislerinden birini bünyelerine almalarıyla ve mika hakkinen ile birlikte 1998-1999 yıllarında tekrar şampiyon olmuşlar ve 2008'de luis hamilton ile son şampiyonluğunu alana kadar formula 1'de kafaya oynayan takımlardan biri olmuşlardır..
günümüzde formula 1'in yanı sıra hala aktif olarak indicar'da ve formula e'de de yer almaktadır..
formula 1 tarihine ek olarak mclaren 1992 yılında dünya'nın en hızlı seri üretim yol otomobili olan mclaren f1 otomobilini yapmış 1998 yılında 386 km/h hız yaparak bu rekora sahip olmuştur.. bu araçta bmw motoru bulunmaktadır ve lemans için yapılan mclaren f1 gtr versiyonu ile 1995 yılında le mans 24 saat yarışını kazanmıştır..
devamını gör...
göbekli erkek
bende de maya göbeği cinsinden biraz mevcut olandır. gene hayatını aylık 150 telelik spor salonuna adayan sütlaç beyinli tayfa gelmiş yaftalamaya.he taam herkes erkeğimsi bir sen erkek, sakin ol şampuan ve o protein tozunu sakince yere bırak.
devamını gör...
yazarların psikolojik durumunun 3 kelime ile özeti
devamını gör...
28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi
biz alışmışız taksim'e gider gitmez elimize birayı alıp sokaklarda turlamaya,
gezinin ilk günü yine gittik neler oluyor yerinde görelim diye. aldık yine gayri ihtiyari biraları girdik parka olani biteni kavramaya çalışıyoruz. bir kız çocuğu geldi, kız çocuğu diyorum muhtemelen üniversite öğrencisi birinci sınıf, ilk senesinde kazanmış ki ufak tefek gözüküyor. yaklaştı sıkıla sıkıla abi biz burda alkol icmiyoruz dedi. ne alaka dedim kendi kendime, neden diye sordum. dışardan görenler bizi yanlış anlamasın dedi. tamam ben bunu atarım abisi dedim. sen iç abi ben alır atarım sorun değil dedi.
iyiki de ilk gün oraya gitmişim, iyiki de hergun tekrar gitmişim. yoksa tv de izlediklerinizle orada yaşananlar aynı şeyler değildi. tv de size gösterilenler bugün bile bir kurmaca olabilir.
bir dönüm noktasıydi gezi, dönemedik, dondurmediler.
gezinin ilk günü yine gittik neler oluyor yerinde görelim diye. aldık yine gayri ihtiyari biraları girdik parka olani biteni kavramaya çalışıyoruz. bir kız çocuğu geldi, kız çocuğu diyorum muhtemelen üniversite öğrencisi birinci sınıf, ilk senesinde kazanmış ki ufak tefek gözüküyor. yaklaştı sıkıla sıkıla abi biz burda alkol icmiyoruz dedi. ne alaka dedim kendi kendime, neden diye sordum. dışardan görenler bizi yanlış anlamasın dedi. tamam ben bunu atarım abisi dedim. sen iç abi ben alır atarım sorun değil dedi.
iyiki de ilk gün oraya gitmişim, iyiki de hergun tekrar gitmişim. yoksa tv de izlediklerinizle orada yaşananlar aynı şeyler değildi. tv de size gösterilenler bugün bile bir kurmaca olabilir.
bir dönüm noktasıydi gezi, dönemedik, dondurmediler.
devamını gör...
lan bırak (yazar)
dilim döndüğünce der.
çok mütevazidir. ama o zihin o kadar doludur ki anlatacağı çok şey vardır. bir insan'a dokunabilmenin kelimeler de saklı olduğunu iyi bilir. zihin hazinesini doğru kullananlardandır.
nick tercihi ile yazdıkları arasındaki ilişkiyi kuramayanlardanım. lan bırak agresif bir yorumken, yazım tarzında geçişler nahiftir. bunu da gereksiz konuşanlara istinaden seçtiğini düşünüyorum. lan bırak o işin ehli benim... olmadı bak yine yazamadı ki..
yorumu, bilgisi, önsezileri kuvvetli yeni bir yazar daha kazanmanın mutluluğu içindeyim. bu bilgiliyi sömüreceğim şimdiden belirtmek isterim.
cık cık.. duymayayım sakın lan bırak beni..*
çiçekleri ezmeden yürüyorum ama camdan yaptığım bir hayale fil gibi giren illa oluyor. o zaman lan bırak demek hakkın hocam.
çok mütevazidir. ama o zihin o kadar doludur ki anlatacağı çok şey vardır. bir insan'a dokunabilmenin kelimeler de saklı olduğunu iyi bilir. zihin hazinesini doğru kullananlardandır.
nick tercihi ile yazdıkları arasındaki ilişkiyi kuramayanlardanım. lan bırak agresif bir yorumken, yazım tarzında geçişler nahiftir. bunu da gereksiz konuşanlara istinaden seçtiğini düşünüyorum. lan bırak o işin ehli benim... olmadı bak yine yazamadı ki..
yorumu, bilgisi, önsezileri kuvvetli yeni bir yazar daha kazanmanın mutluluğu içindeyim. bu bilgiliyi sömüreceğim şimdiden belirtmek isterim.
cık cık.. duymayayım sakın lan bırak beni..*
çiçekleri ezmeden yürüyorum ama camdan yaptığım bir hayale fil gibi giren illa oluyor. o zaman lan bırak demek hakkın hocam.
devamını gör...
tarihi gaflar
devamını gör...
x ışını
röntgen ışını olarak da bilinen, elektromanyetik tayfın yüksek enerjili ışınlar kısmında yer alan elektromanyetik dalga.
wilhelm conrad röntgen tarafından keşfedilen bu ışınların frekans ve enerjisi yüksek, dalga boyu ise küçüktür. madde içine nüfuz etme yüzdeleri yüksektir. atom çekirdekleri içerisinde gerçekleşen radyoaktif olaylar neticesinde doğal olarak üretilebilecekleri gibi hızlandırıcılarda yapay olarak da elde edilebilirler.
wilhelm conrad röntgen tarafından keşfedilen bu ışınların frekans ve enerjisi yüksek, dalga boyu ise küçüktür. madde içine nüfuz etme yüzdeleri yüksektir. atom çekirdekleri içerisinde gerçekleşen radyoaktif olaylar neticesinde doğal olarak üretilebilecekleri gibi hızlandırıcılarda yapay olarak da elde edilebilirler.
devamını gör...
kitap okuyan insanı belli eden detaylar
instagram postları.
devamını gör...
samsun’da sokak ortasında eşi tarafından şiddete uğrayan kadın
az önce izlediğim kan donduran olay. kadın orada insanlığını kaybetmiş bir şahıs tarafından öldürürcesine dövülürken -çocuğunun önünde- kimse yardım etmiyor. kadın canıyla cebelleşiyor, çocuk hayatı boyunca bu travmayla yaşayacak. ülkede böyle şereften yoksun insanlar çoğaldı, her yerdeler. adalet ne zaman sağlanacak? kaç kadın daha ölmeli?
devamını gör...
eccedentesiast
her şeye rağmen çevresine gülücükler saçan, gerçek duygularını gülümsemesinin arkasına saklayan kişilerdir. dertsiz, tasasız bir hayatı vamış izlenimi verir çevresine fakat durum hiçte öyle değil. aslında acısını, hüznünü yansıtabilenlerden daha fazla acı çekerler. çünkü her şeyi içlerinde yaşar ve bir de gülümseyerek saklamaya çalışırlar. birçok nedeni olabilir tabi ki. birey her daim acısını gizleyerek güçlü insan yaratmak istiyor insanların gözünde belki. belki de anlaşılmamaktan korkuyor. anlatamıyor. anlayanı da yok ki anlamıyorlar bu insan neden bu kadar gülüyor.
devamını gör...
6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı
tribündeki 150 kadar operasyon çocuğuna rağmen galatasarayımızın söke söke aldığı karşılaşma.
maç öncesinde bağırıyorlardı hepsi bir taraflarına böylece girmiş oldu.
gerçek bir striker golü izlemiş olduk, iyi bakın fenerliler her zaman göremezsiniz böylesini.
saksıya fesleğen gibi veyahut bilezzziiiiiik gibi.*
maç öncesinde bağırıyorlardı hepsi bir taraflarına böylece girmiş oldu.
gerçek bir striker golü izlemiş olduk, iyi bakın fenerliler her zaman göremezsiniz böylesini.
saksıya fesleğen gibi veyahut bilezzziiiiiik gibi.*
devamını gör...
kel erkeklerin daha iyi seks yaptığı gerçeği
bu başlığı hangi kel açtı acaba diye düşünmeme sebep olan başlıktır.
devamını gör...
umre
suudi arabistanın önemli gelir kapılarından ikincisi. insanlarımız gitmeye ve pis araplara para kazandırmaya ne yazık ki devam edecekler. petrol bitince ne olacak diyenler görün buraları işte.
devamını gör...
şaka maka normal sözlük’ün kaliteli bir sözlük olması
olmaması için bir sebep yoktur.
malum sözlükten gelmiş biri olarak burası her haliyle çok kalitelidir.
hee bir iki ayar çekmişliğim vardır o başka.
farklı fikir her zaman olacaktır. eleştiri yapılacak ama dozunda bırakılacaktır.
işin özü saygı duymaktır.
kimsenin kutsalına dokunmadığınız sürece kimse de sizin kutsalınıza dokunmayacaktır.
keyifli sözlükler efem. *
malum sözlükten gelmiş biri olarak burası her haliyle çok kalitelidir.
hee bir iki ayar çekmişliğim vardır o başka.
farklı fikir her zaman olacaktır. eleştiri yapılacak ama dozunda bırakılacaktır.
işin özü saygı duymaktır.
kimsenin kutsalına dokunmadığınız sürece kimse de sizin kutsalınıza dokunmayacaktır.
keyifli sözlükler efem. *
devamını gör...
ilyada
m.ö. 1200 lü yıllarda yaşanan truva savaşının sonlarına doğru 51 günlük bir kesitini anlatan, akhilleus'un öfkesi ile başlayan ve hektor'un cenaze töreni ile biten, yaklaşık 16 bin dizelik homeros destandır. destan savaştan yaklaşık dört yüz yıl sonra andolulu ozan homeros tarafından söylenmiştir. ne zaman yazıya geçirildiği tam olarak bilinememektedir.
truva savaşının öncesiyle ve sonrasıyla yunan mitolojisinin yüzde altmışını oluşturan önemli bir olay olması nedeniyle, yunan mitolojisine başlamak için iyi bir temel oluşturmasının yanında hikayenin bütünlüğü açısından aşağıdaki listelediğim eserlerle tamamlanmasını tavsiye ederim.
odysseia - homeros
aias - sophokles
andromakhe - euripides
orestes - euripides
iphigenia aulis'te - euripides
iphigenia tauris'te- euripides
electra - sophokles
troilus ve cressida - william shakespeare
kartaca kraliçesi dido - christopher marlowe
aeneis - publius vergilius maro
not: birbiri ile çelişen anlatımlar olabilir, nihayetinde bunlar tarihsel karakterlere dayanan edebi kurgulardır.
truva savaşının öncesiyle ve sonrasıyla yunan mitolojisinin yüzde altmışını oluşturan önemli bir olay olması nedeniyle, yunan mitolojisine başlamak için iyi bir temel oluşturmasının yanında hikayenin bütünlüğü açısından aşağıdaki listelediğim eserlerle tamamlanmasını tavsiye ederim.
odysseia - homeros
aias - sophokles
andromakhe - euripides
orestes - euripides
iphigenia aulis'te - euripides
iphigenia tauris'te- euripides
electra - sophokles
troilus ve cressida - william shakespeare
kartaca kraliçesi dido - christopher marlowe
aeneis - publius vergilius maro
not: birbiri ile çelişen anlatımlar olabilir, nihayetinde bunlar tarihsel karakterlere dayanan edebi kurgulardır.
devamını gör...
sigmund freud alıntıları
kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren psikoanalitik kuram'ın kurucusu olan sigmund freud’un kitaplarından alıntılar…
kavga etmek yerine küfretmeyi seçen ilk insan uygarlığın kurucusuydu.
henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: kadın ne ister?
erkek çocuklarda saçma veya aptalca şeyler yapma eğilimi doğrudan doğruya anlamsızlıktan alınan hazdan kaynaklanmaktadır.
bilgi hazinelerine ulaşabilen insanların sayısı ne kadar artarsa, dini inançlardan kopuş da o kadar yaygınlaşır.
mutluluk, pantolona işemek gibidir. ıslaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin.
bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.
eğer öpecek bir şeyiniz yoksa, sigara içmeniz kaçınılmazdır.
tabu polenezya dilinde bir kelimedir. bizim için tercüme edilmesinin zorluğu, bu konseptin bizi artık etkileyemediğinden kaynaklanmaktadır.
hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez.
insanlar sizi eskisi gibi kullanamadığında, değiştiğinizi söylerler.
mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.
insanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar.
sinir hastalığı belirsizliğe tolerans gösterememektir.
bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz.
elde ettiğimiz başarıların peygamber veya tanrıların başarılarıyla boy ölçüşebileceğini zannetmiyorum. nitekim meryem ana'nın mucizelerine inanan insan sayısı, bilinçdışının varlığına inanan insan sayısından çok çok daha fazla.
yetişkin bir kadının cinsel hayatı, psikoloji bilimi için “karanlık bir kıta”dır.
insan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.
birine duyduğunuz sevgi ve sinir doğru orantılıdır. en çok sevdiğiniz insana herkesten çok sinirlenirsiniz.
aşk yoktur libido vardır.
din, toplumsal obsesyonlarımız; obsesyonlarımız ise bireysel dinimizdir.
erkek sevdiği zaman arzu yoktur; arzuladığı zaman ise, aşk yoktur.
kendini öldürme arzusu, daha derinde; başkalarını öldürme arzusunun projeksiyonudur.
dinler, kendilerini sevgi ve merhamet dini olarak tanımlasalar dahi, onlara inanmayan insanlara karşı sert ve acımasızdırlar.
sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe aktarılmasıdır.
ismini unuttuğunuz kişi hakkında muhakkak olumsuz bir düşünceniz vardır.
eğer bir adam herhangi bir dini öğretinin öne sürdüğü tüm saçmalıkları sorgulamaksızın kabul ediyor ve hatta bunlar arasındaki çelişkileri görmezden geliyorsa, o zaman bu adamın zekasından şüphe edebiliriz.
her insan gördüğü rüyanın tabiridir.
hem psikolojik hem de biyolojik anlamda, insanlarda ne saf bir erkeksilik ne de saf bir kadınsılık vardır.
özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir. hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü.
dinlerin son zemini, insanın çocuksu çaresizliğidir.
kadınları çözmeye çalışmak, bir labirenti düz yola çevirmek gibidir.
zayıf noktalarınızdan güçlü taraflarınız doğacaktır.
bir puro, bazen sadece bir purodur. (gay olmakla alakası yoktur).
istediğin şeyi elde edemiyorsan, elde ettiğin şeyi isteyeceksin.
siz cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz, biz ise daha çok soru sormak niyetindeyiz.
tüm kalbimle şuna inanmaktan kendimi alamıyorum: birkaç istisna dışında, sevgili insan kardeşlerim beş para etmez, değersiz varlıklardır.
insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.
evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar.
köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. insanlar ise tamamen farklıdır: saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler. kişisel ilişkilerindeyse sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.
mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.
ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın.
bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
vicdan dediğimiz şey, içimizde alevlenen belli bir arzunun, dış dünya tarafından reddedildiğinin iç dünyamız tarafından algılanmasıdır.
“söz” ile “sihir” başlangıçta aynı şeylerdi. kelimelerin sihirli güçleri vardı.
beklemesini bilen bir insanın hiç bir şeyden taviz vermesine gerek yoktur.
sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkar oluyor.
özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.
kavga etmek yerine küfretmeyi seçen ilk insan uygarlığın kurucusuydu.
henüz yanıtlanamamış ve kadın ruhuyla ilgili otuz yıl süren araştırmalarıma karşın benim de yanıtlamayı başaramadığım çok önemli bir soru var: kadın ne ister?
erkek çocuklarda saçma veya aptalca şeyler yapma eğilimi doğrudan doğruya anlamsızlıktan alınan hazdan kaynaklanmaktadır.
bilgi hazinelerine ulaşabilen insanların sayısı ne kadar artarsa, dini inançlardan kopuş da o kadar yaygınlaşır.
mutluluk, pantolona işemek gibidir. ıslaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin.
bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun.
eğer öpecek bir şeyiniz yoksa, sigara içmeniz kaçınılmazdır.
tabu polenezya dilinde bir kelimedir. bizim için tercüme edilmesinin zorluğu, bu konseptin bizi artık etkileyemediğinden kaynaklanmaktadır.
hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez.
insanlar sizi eskisi gibi kullanamadığında, değiştiğinizi söylerler.
mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.
insanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar.
sinir hastalığı belirsizliğe tolerans gösterememektir.
bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz.
elde ettiğimiz başarıların peygamber veya tanrıların başarılarıyla boy ölçüşebileceğini zannetmiyorum. nitekim meryem ana'nın mucizelerine inanan insan sayısı, bilinçdışının varlığına inanan insan sayısından çok çok daha fazla.
yetişkin bir kadının cinsel hayatı, psikoloji bilimi için “karanlık bir kıta”dır.
insan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.
birine duyduğunuz sevgi ve sinir doğru orantılıdır. en çok sevdiğiniz insana herkesten çok sinirlenirsiniz.
aşk yoktur libido vardır.
din, toplumsal obsesyonlarımız; obsesyonlarımız ise bireysel dinimizdir.
erkek sevdiği zaman arzu yoktur; arzuladığı zaman ise, aşk yoktur.
kendini öldürme arzusu, daha derinde; başkalarını öldürme arzusunun projeksiyonudur.
dinler, kendilerini sevgi ve merhamet dini olarak tanımlasalar dahi, onlara inanmayan insanlara karşı sert ve acımasızdırlar.
sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe aktarılmasıdır.
ismini unuttuğunuz kişi hakkında muhakkak olumsuz bir düşünceniz vardır.
eğer bir adam herhangi bir dini öğretinin öne sürdüğü tüm saçmalıkları sorgulamaksızın kabul ediyor ve hatta bunlar arasındaki çelişkileri görmezden geliyorsa, o zaman bu adamın zekasından şüphe edebiliriz.
her insan gördüğü rüyanın tabiridir.
hem psikolojik hem de biyolojik anlamda, insanlarda ne saf bir erkeksilik ne de saf bir kadınsılık vardır.
özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir. hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü.
dinlerin son zemini, insanın çocuksu çaresizliğidir.
kadınları çözmeye çalışmak, bir labirenti düz yola çevirmek gibidir.
zayıf noktalarınızdan güçlü taraflarınız doğacaktır.
bir puro, bazen sadece bir purodur. (gay olmakla alakası yoktur).
istediğin şeyi elde edemiyorsan, elde ettiğin şeyi isteyeceksin.
siz cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz, biz ise daha çok soru sormak niyetindeyiz.
tüm kalbimle şuna inanmaktan kendimi alamıyorum: birkaç istisna dışında, sevgili insan kardeşlerim beş para etmez, değersiz varlıklardır.
insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.
evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar.
köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. insanlar ise tamamen farklıdır: saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler. kişisel ilişkilerindeyse sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.
mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.
ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın.
bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
vicdan dediğimiz şey, içimizde alevlenen belli bir arzunun, dış dünya tarafından reddedildiğinin iç dünyamız tarafından algılanmasıdır.
“söz” ile “sihir” başlangıçta aynı şeylerdi. kelimelerin sihirli güçleri vardı.
beklemesini bilen bir insanın hiç bir şeyden taviz vermesine gerek yoktur.
sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkar oluyor.
özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.
devamını gör...

