kendime saygım yok davranışları
meryem can,enes batur,danla biliç,duygu özaslan ve türevlerini izlemek.
devamını gör...
seyit onbaşı
amerikalı nin, süpermen,batmanı,bir sürü hayalî kahramanı varsa, bizim gerçek kahramanımız dır seyit onbaşı , hayali değildir, yaptığı kahramanlık cikarsiz dir , bir kadın için yapılmamıştır, alkışlan mak yapmamış dir, gerçek bir vatan sever , vatanı için yapmıştır kahramanlığı.
mekanı ları cennet olsun bu vatan için can veren bütün şehitlerin ve ecdadımızın.
mekanı ları cennet olsun bu vatan için can veren bütün şehitlerin ve ecdadımızın.
devamını gör...
kalp sağlığını merdiven çıkarak test etmek
bir dakikadan kısa süre içerisinde dört kat merdiven çıkmak, kalp sağlığınızın iyi olduğunu gösteriyor. avrupa kardiyoloji derneği’nin bilimsel konferansı görüntülemenin en iyileri 2020’de sunulan bir araştırma böyle söylüyor.
devamını gör...
necip fazıl kısakürek vs nazım hikmet ran
konuya yada belirtilen ayrıma kişisel ideolojik belirteçlerini şöyle bi kenara ayırarak,
şunu söylemekte yarar görüyorum.
iki sanatçı da ki öncelikle sanatçı diyorum,
sanatın harf ile tasvir oluşturma bölümünü edebiyat dalında anlatım sağladılar bize,
edebî acıdan iki ismin de kendi dönemlerine katkıları hatrı sayılır derecede büyüktür.
nazım hikmet ran,
ilk şiirlerine heceleme ölçüsü ile yazarak başlamış ve bunu anlatımda yetersiz bıraktığı için terketmiş,
ikinci yeninin ilk nefer serbest şiir argümanını ilerlemiştir.
mevcut şiirleri hala dilimizde nice şarkıcı sanatçı tarafından beste haline gelmiştir.
bizler nazim hikmet ran
kendi içinde nazım'ca sözünü serbest şiir formunu kılavuz olarak kullandık yıllarca,
o bizlere bir kök teslim etti..ve hala şiire ilgilisi olan kişiler aynı reçeteyi şiirlerinde yer verir.
nazim hikmet ran
ikinci yeninin basında ki edebi akım dır.
necip fazıl kısakürek ise,
17 yasında yazmış olduğu ilk şiiri millî eğitim müfredatına alınmış ve öğrencilere okutulmuştur.
dönemine en büyük katkısı şiirsel ergümanları bir kenarda dursun,
yazdığı tiyatro eserleri ile kapalı gişe oyunlar meydana getirmiş
toplumuna bambaşka bir sanat dalı ile tanıştırmıştır.
kendini zirveye taşıyan kaldırımlar şiiri ile de,
sanatta şiirin bir tema değil bir dışa vurum ve bir haykırış olduğunu bizlere göstermiştir.
naçizane dile gelmesi gerekir ki,
edebiyat turkiyede iki sanatçı ile yeni bir akım ve doğaçlamasız bir sentez geliştirmiştir.
bizlere seçenek oluşturma fırsatı tanımış
iki ayrı sözgelimini iki ayrı dilden incelememize olanak tanımışlardır.
şunu söylemekte yarar görüyorum.
iki sanatçı da ki öncelikle sanatçı diyorum,
sanatın harf ile tasvir oluşturma bölümünü edebiyat dalında anlatım sağladılar bize,
edebî acıdan iki ismin de kendi dönemlerine katkıları hatrı sayılır derecede büyüktür.
nazım hikmet ran,
ilk şiirlerine heceleme ölçüsü ile yazarak başlamış ve bunu anlatımda yetersiz bıraktığı için terketmiş,
ikinci yeninin ilk nefer serbest şiir argümanını ilerlemiştir.
mevcut şiirleri hala dilimizde nice şarkıcı sanatçı tarafından beste haline gelmiştir.
bizler nazim hikmet ran
kendi içinde nazım'ca sözünü serbest şiir formunu kılavuz olarak kullandık yıllarca,
o bizlere bir kök teslim etti..ve hala şiire ilgilisi olan kişiler aynı reçeteyi şiirlerinde yer verir.
nazim hikmet ran
ikinci yeninin basında ki edebi akım dır.
necip fazıl kısakürek ise,
17 yasında yazmış olduğu ilk şiiri millî eğitim müfredatına alınmış ve öğrencilere okutulmuştur.
dönemine en büyük katkısı şiirsel ergümanları bir kenarda dursun,
yazdığı tiyatro eserleri ile kapalı gişe oyunlar meydana getirmiş
toplumuna bambaşka bir sanat dalı ile tanıştırmıştır.
kendini zirveye taşıyan kaldırımlar şiiri ile de,
sanatta şiirin bir tema değil bir dışa vurum ve bir haykırış olduğunu bizlere göstermiştir.
naçizane dile gelmesi gerekir ki,
edebiyat turkiyede iki sanatçı ile yeni bir akım ve doğaçlamasız bir sentez geliştirmiştir.
bizlere seçenek oluşturma fırsatı tanımış
iki ayrı sözgelimini iki ayrı dilden incelememize olanak tanımışlardır.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
les frangines- si j'osais
et si seulement j'avais pu te dire ce que j'avais sur le cœur
pu tenir les propos qui résonnent à l'intérieur
les mots qu'on chuchote sur le pas d'une porte
ah, si seulement je m'étais rappelé
que la vie n'a pas de temps pour les regrets
ah si j'avais l'audace
des plus grands combattants
et si seulement j'avais pu te dire ce que j'avais sur le cœur
pu tenir les propos qui résonnent à l'intérieur
les mots qu'on chuchote sur le pas d'une porte
ah, si seulement je m'étais rappelé
que la vie n'a pas de temps pour les regrets
ah si j'avais l'audace
des plus grands combattants
devamını gör...
kendisine verilen tableti satan öğrenci
milletvekillerine verilen milyonluk saatler için de aynı hassasiyeti görmek isteriz. onların elinden de geri alınsın.
iş vermiyor aş vermiyor 10 yaşındaki çocuğa dava açıyor hey güzel ülkem!
iş vermiyor aş vermiyor 10 yaşındaki çocuğa dava açıyor hey güzel ülkem!
devamını gör...
başkası adına mutlu olmak
sevdiğin insanların sevincini paylaşmaktır.
devamını gör...
sabahattin ali
hakkında türlü dedikodular olsa da cok ama çok sevdiğim bir yazardır sabahattin ali. cok guzel seven bunu kitaplarında cok guzel anlatan bir adamdır. bir komploya kurban giderek öldürülüşünün yıl dönümünde en sevdiğim alıntılardan birini paylaşmak istiyorum;
"şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.' dedi. 'bu eksiklik sana değil, bana ait... bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın.
seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum...
seni istiyorum... içimde müthiş bir arzu var...
bir iyi olsam!'
"şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.' dedi. 'bu eksiklik sana değil, bana ait... bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın.
seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum...
seni istiyorum... içimde müthiş bir arzu var...
bir iyi olsam!'
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın hitabet yeteneği
bu memlekette ne yaptığın değil, nasıl anlattığın önemlidir tezini doğrulayan yetenektir.
yere batsındır.
yere batsındır.
devamını gör...
mauthausen toplama kampı
sizleri tarihte bir yolculuğa çıkarayım. “de hadi takılın peşime”
mauthausen, ikinci dünya savaşı sırasında toplama kampı olarak kullanılmış, ausschwitz’ten sonra en büyük ikinci kamptır. yıl 1938 - 1945
ben bu toplama kampını ilk kez ziyaret ettiğimde, sanırım 17 yaşındaydım ki ben ve teoman zaten hep onyediyizdir. bu kampı birkaç kez görme fırsatı bulmuştum
mauthausen; yukarı avusturya eyaletinde, tuna nehri kenarına kurulmuş bir köydür. viyana’ya yaklaşık 120 km. avusturya’nın bir başka büyük şehri linz’e 20 km uzaklıktadır. kamp alanı ise köyün hemen dışında oldukça büyük bir alana kurulmuştur. ve artık ziyaretçilere açılan bir “anıt” olmuştur.
dışarıdan bakıldığında etrafı surlarla çevrili bir yapıdır.

tam ortadaki büyük kapıdan içeri girelim. içeri girdiğinizde büyük bir avluya çıkarsınız. kampa getirilen esirler (çoğu yahudi ve sovyet askeri) bu avluda önce çıplak olarak soyundurulur ve büyük hortumlarla toplu halde yıkatılırlardı. kış yaz aynı şekilde. daha sonra esirlerin fotoğrafları çekilir ve avlunun bittiği yerde başlayan merdivenlerden, yerleşkenin olduğu alana girerlerdi. bu anlanda tek katlı, birbirine bağlı şekilde kulübe benzeri barınaklar vardır. mauthausen’de kaç esir kaldığı bilinmiyor. ölen sayısı ise bulunan ve belgelenen yaklaşık 320 bin kişi kadardır. ilk kurulan kamplardan biridir ancak, müttefiklerin işgalden kurtardıkları son kamptır.
hadi şu barakalara girelim;

içeride sıralı şekilde dizilmiş bir ranza sistemi var. bu alanda bir yatağı 4-5 kişi aynı anda paylaşır ve vardiya sistemine göre çalıştırılan esirler, günün farklı saatlerinde bu alanı kullanırlardı. yani 24 saatte bir yatağı 12-15 kişi kullanırdı. esirler, taş ocaklarında çalışırdı.

bu barakadan çıkıp karşıya geçelim. karşı baraka bugün müzeye çevrilmiştir. içeride fotoğraflar, eşyalar, kıyafetler vs görebilirsiniz. ayrıca o dönemin canlı tanıklarının anlattıkları belgesel filmler gösterilir. bu barakadan da çıkalım ve dışarıdan barakanın altına inen merdivenlere yönelenim. bu bodrum katını eminin çok duydunuz.
gaz odaları

bu alanda zehirli gazla(zyklon b)öldürülen esirler, yine hemen yakınında bulunan fırınlarda yakılırlardı. ancak ölen sayısı çok fazla olduğundan, fırınların dışında toplu mezarlara da gömülürlerdi.

bir diğer öldürme şekli ise; “ölüm merdivenleri”
basamak sayısını hatırlamıyorum ancak, yaklaşık her bir basamağı 50 cm yüksekliğinde olan merdiven, taş ocağı ile kampı birbirine bağlar. ayakta durmaya bile gücü olmayan esirler, sırtlarına taşlar yüklenip bu merdivenlerden çıkmak zorundaydılar. durmak, dinlenmek yok. duran kişi orada vurulurdu. binlerce kişi hayatını bu merdivenlerde kaybetmiştir. bu nedenle almanca “todestiege” yani “ölüm merdiveni” denir.

hitler’in çılgın deneylerini duymuşsunuzdur. çocukların gözlerine kimyasallar vererek, mavi gözlü yapma deneyi, kadınları insan ve hayvan spermleri ile hamile bırakarak daha güçlü bir ırk yaratma deneyi gibi. bu konu çok detaylıdır. başka bir yazıda anlatalım. ancak bu deneylerin bir çoğu bu kampta yapılmıştır. çok sayıda kadın ve çocuk esir bu kampta yapılan tıbbi deneyler sonucunda ölmüştür.
sovyet kızıl ordu, 1945 yılında avusturya’yı işgalden kurtarır. 5 mayıs 1945 günü ise direnen son kale mauthausen alınır. 5 mayıs avusturya’da resmi tatildir ve “faşizimden kurtulma günü” olarak kutlanır. anma töreni bu kampta yapılır.

bugün viyana’nın merkezinde sovyet askerleri için yapılmış bir anıt vardır. bu anıtta almanca ve rusça, minnet ve saygı belirten bir yazı vardır. kızıl ordu kelimesi bu anıtta yazılıdır. almanca “das heldendenkmal der roten armee” kahraman kızıl ordu anıtı yazılıdır.

bu toplama kampı hakkında yazılacak çok ayrıntı var ama konuyu uzatmayalım. bedava rehber bu kadar gezdirir diyelim.
kaynak: gözümle gördüğüm ve lanet olası hafızam.
mauthausen, ikinci dünya savaşı sırasında toplama kampı olarak kullanılmış, ausschwitz’ten sonra en büyük ikinci kamptır. yıl 1938 - 1945
ben bu toplama kampını ilk kez ziyaret ettiğimde, sanırım 17 yaşındaydım ki ben ve teoman zaten hep onyediyizdir. bu kampı birkaç kez görme fırsatı bulmuştum
mauthausen; yukarı avusturya eyaletinde, tuna nehri kenarına kurulmuş bir köydür. viyana’ya yaklaşık 120 km. avusturya’nın bir başka büyük şehri linz’e 20 km uzaklıktadır. kamp alanı ise köyün hemen dışında oldukça büyük bir alana kurulmuştur. ve artık ziyaretçilere açılan bir “anıt” olmuştur.
dışarıdan bakıldığında etrafı surlarla çevrili bir yapıdır.

tam ortadaki büyük kapıdan içeri girelim. içeri girdiğinizde büyük bir avluya çıkarsınız. kampa getirilen esirler (çoğu yahudi ve sovyet askeri) bu avluda önce çıplak olarak soyundurulur ve büyük hortumlarla toplu halde yıkatılırlardı. kış yaz aynı şekilde. daha sonra esirlerin fotoğrafları çekilir ve avlunun bittiği yerde başlayan merdivenlerden, yerleşkenin olduğu alana girerlerdi. bu anlanda tek katlı, birbirine bağlı şekilde kulübe benzeri barınaklar vardır. mauthausen’de kaç esir kaldığı bilinmiyor. ölen sayısı ise bulunan ve belgelenen yaklaşık 320 bin kişi kadardır. ilk kurulan kamplardan biridir ancak, müttefiklerin işgalden kurtardıkları son kamptır.
hadi şu barakalara girelim;

içeride sıralı şekilde dizilmiş bir ranza sistemi var. bu alanda bir yatağı 4-5 kişi aynı anda paylaşır ve vardiya sistemine göre çalıştırılan esirler, günün farklı saatlerinde bu alanı kullanırlardı. yani 24 saatte bir yatağı 12-15 kişi kullanırdı. esirler, taş ocaklarında çalışırdı.

bu barakadan çıkıp karşıya geçelim. karşı baraka bugün müzeye çevrilmiştir. içeride fotoğraflar, eşyalar, kıyafetler vs görebilirsiniz. ayrıca o dönemin canlı tanıklarının anlattıkları belgesel filmler gösterilir. bu barakadan da çıkalım ve dışarıdan barakanın altına inen merdivenlere yönelenim. bu bodrum katını eminin çok duydunuz.
gaz odaları

bu alanda zehirli gazla(zyklon b)öldürülen esirler, yine hemen yakınında bulunan fırınlarda yakılırlardı. ancak ölen sayısı çok fazla olduğundan, fırınların dışında toplu mezarlara da gömülürlerdi.

bir diğer öldürme şekli ise; “ölüm merdivenleri”
basamak sayısını hatırlamıyorum ancak, yaklaşık her bir basamağı 50 cm yüksekliğinde olan merdiven, taş ocağı ile kampı birbirine bağlar. ayakta durmaya bile gücü olmayan esirler, sırtlarına taşlar yüklenip bu merdivenlerden çıkmak zorundaydılar. durmak, dinlenmek yok. duran kişi orada vurulurdu. binlerce kişi hayatını bu merdivenlerde kaybetmiştir. bu nedenle almanca “todestiege” yani “ölüm merdiveni” denir.

hitler’in çılgın deneylerini duymuşsunuzdur. çocukların gözlerine kimyasallar vererek, mavi gözlü yapma deneyi, kadınları insan ve hayvan spermleri ile hamile bırakarak daha güçlü bir ırk yaratma deneyi gibi. bu konu çok detaylıdır. başka bir yazıda anlatalım. ancak bu deneylerin bir çoğu bu kampta yapılmıştır. çok sayıda kadın ve çocuk esir bu kampta yapılan tıbbi deneyler sonucunda ölmüştür.
sovyet kızıl ordu, 1945 yılında avusturya’yı işgalden kurtarır. 5 mayıs 1945 günü ise direnen son kale mauthausen alınır. 5 mayıs avusturya’da resmi tatildir ve “faşizimden kurtulma günü” olarak kutlanır. anma töreni bu kampta yapılır.

bugün viyana’nın merkezinde sovyet askerleri için yapılmış bir anıt vardır. bu anıtta almanca ve rusça, minnet ve saygı belirten bir yazı vardır. kızıl ordu kelimesi bu anıtta yazılıdır. almanca “das heldendenkmal der roten armee” kahraman kızıl ordu anıtı yazılıdır.

bu toplama kampı hakkında yazılacak çok ayrıntı var ama konuyu uzatmayalım. bedava rehber bu kadar gezdirir diyelim.
kaynak: gözümle gördüğüm ve lanet olası hafızam.
devamını gör...
asla derdi bitmeyen arkadaş
(bkz: başlık nick uyumu)
devamını gör...
canlı yayın açılış programı
kendimi aşırı derecede saçma ve anlamsız tanıttığım programdır.* utanıyorum sözlük, çok utanıyorum.*
akşam 22'yi sabırsızlıkla bekliyoruz efendim!*
akşam 22'yi sabırsızlıkla bekliyoruz efendim!*
devamını gör...
termistör
yarı iletkenlerden yapılan ve sıcaklıkla direnci değişen elektronik devre elemanı. terminstans olarak da bilinir. disk ya da silindir şeklinde preslenen ve ardından birtakım malzemelerle kaplanan metal oksitlerden yapılır.
devamını gör...
esin handal
türkiye'nin kar leoparı unvanına sahip ilk kadın dağcısı.
devamını gör...
fikirler besindir metaforu
çerez tabağındaki antep fıstığını seçmek gibi.
istediğimizden istediğimiz kadar yiyebiliriz o zaman.
yaşasııın!
edit: bu metafordan benim haberim yok, saçmalama len diyen olursa silebilirim.
istediğimizden istediğimiz kadar yiyebiliriz o zaman.
yaşasııın!
edit: bu metafordan benim haberim yok, saçmalama len diyen olursa silebilirim.
devamını gör...
çirkin kadınlara tavsiyeler
kime göre, neye göre çirkin diye önce bir sorarım ardından bu tarz düşünen insanların kötü hissettirmesine izin verecekleri yere kendi ayakları üstünde durabilen kendinden emin olduktan sonra kimsenin ayy çok güzelsin sen demesine gerek olmadığını çünkü bunun evrenin sırrı falan olmadığını söylemek isterim. dış görünüş önemli değildir mevzusuna girmeden yalnızca kimsenin kimseyi yaratılışı gereği ezip aşağılayamayacağını söylemek isterim. bu başlığa yazıp prim vermek istemezdim ama kendimi tutamadım.
devamını gör...
üşümeyi sevmemek
üşümeyi sevmenin bir miktar lüks olduğunu düşünüyorum, çünkü işin ucunda ısınacağını bilmek var. aynı şeyi sokakta yaşayan insanlar için söyleyebilir miyiz emin değilim. üşümeyi seviyorum diyen bir gecekondu sakini ya da doğalgaz faturasını ödeyemeyen bir insan görmedim ben henüz.
yine de üşümenin insanı dinç tuttuğunu ve kendine getirdiğini, verdiği bu hisler nedeniyle seven eser miktarda insan olduğunu da biliyorum. dikkat edin, yerler sizi.*
yine de üşümenin insanı dinç tuttuğunu ve kendine getirdiğini, verdiği bu hisler nedeniyle seven eser miktarda insan olduğunu da biliyorum. dikkat edin, yerler sizi.*
devamını gör...


