geceye bir şarkı bırak
devamını gör...
türklerin seks anlayışı
şurda eleştirenlerin hepsi de sanarsın seks gurusu. kendi beceresiksizliklerinizi anlatmayın başlık altında.
devamını gör...
fantastik edebiyat
bu dünyada kendine yer bulamamış insanları kandırmak mı kskskdksks arkadaşlar şaka gibisiniz. de ki eskiden seviyordum artık ilgimi çekmiyor. sizin zevkleriniz değişti ya büyüdünüz ya kendinizce hemen gereksiz bir yaftalama başlatın. izlediğiniz o lotr harry potter got hepsi o bahtsız insanlar(!) üzerinden para kazanma amaçlı yazılmış aynen. o kadar sığ bir tespit ki şuraya kusasım geldi devam etmeyeceğim.
tanım: okumaktan büyük keyif aldığım edebiyat türü.
tanım: okumaktan büyük keyif aldığım edebiyat türü.
devamını gör...
miletli aspasia
atinalı soylu, asker ve devlet adamı olan perikles'in metresi olmakla ünlenmiş bir kadın. antik yunan'ın etkili kadınlarındandır. hakkında çok az bilgi bulunur. platon gibileri kendisinden bahsetmiştir. antik kaynaklarda genelev sahibi ve fahişe bir kadın olarak geçer. fakat modern bilim insanları, kendisini küçük düşürmek için kendisine böyle dendiğini söyler. fakat bu konu ihtilaflıdır ve hala tartışılmaktadır. bazıları da perikles ile evlenmiş oldukları görüşündedir. "genç perikles" diye bir oğulları olmuştur. fakat oğulları daha sonra idam edilmiştir. perikles vebadan ölmüştür. bundan sonra aspasia'nın başka bir atinalı devlet adamı ve general olan lysikles ile birlikte olduğu düşünülür. lysikles bir keşif gezisinde öldürülmüştür.
aspasia dönemindeki kadınlar hakkında çok az şey biliniyor. bir bilim adamı şöyle söyler: aspasia'nın hayatı hakkında soru sormak, insanlığın yarısı hakkında soru sormaktır.
aspasia hakkındaki tarihçiler ve bilim insanları için temel sorun, hakkında birçok şeyin sadece hipotezlere dayanmasıdır. modern bilim adamları aspasia'nın gerçekten yaşamış olduğu konusunda şüphelerini bildirmişlerdir.
wallace şöyle der: "bizim için aspasia, neredeyse hiçbir tarihsel gerçekliğe sahip değildir ve sahip olamaz."
ayrıca aspasia'nın ismi hakkında, "paspasia" diye bir espri de yapabilirsiniz. paspas-ia hani paspas. anladınız mı. neyse kötü espriymiş zaten. bak gene tadım kaçtı.
aspasia dönemindeki kadınlar hakkında çok az şey biliniyor. bir bilim adamı şöyle söyler: aspasia'nın hayatı hakkında soru sormak, insanlığın yarısı hakkında soru sormaktır.
aspasia hakkındaki tarihçiler ve bilim insanları için temel sorun, hakkında birçok şeyin sadece hipotezlere dayanmasıdır. modern bilim adamları aspasia'nın gerçekten yaşamış olduğu konusunda şüphelerini bildirmişlerdir.
wallace şöyle der: "bizim için aspasia, neredeyse hiçbir tarihsel gerçekliğe sahip değildir ve sahip olamaz."
ayrıca aspasia'nın ismi hakkında, "paspasia" diye bir espri de yapabilirsiniz. paspas-ia hani paspas. anladınız mı. neyse kötü espriymiş zaten. bak gene tadım kaçtı.
devamını gör...
bazı kadınların yemek yapmayı hizmetçilik olarak görmesi
erkekler kadınlara yardım etmemeli kardeşim. zahmet olacak ama erkekler sorumluluk almalı. hayat müşterektir. yaşadığın evin sorumluluğunu almayıp, olduğu gibi karşı tarafa yıkıp, sonra da kadınlar şöyle, böyle diye her şeyi de feminizme atıp bunun arkasına geçmesin kimse. bunda biraz da kadınların payı yok değil. hanım abla hiç iş yaptırmadığı oğluşunu evermiş, oğluşu da evde iş yapınca "ayy ben seni hizmetçilik yap diye mi everdim!" diye dolaşıyor. bu hizmetçilik değil arkadaşlar, bir daha yazıyorum, bu yaşadığın evin sorumluluğunu almaktır. almayıp da yok feminizm, yok kadınlara yardım, yok bilmem ne diye söylenecekseniz hiç oralara bulaşmayın.
devamını gör...
okuduğun bir kitabı pudra şekerine uyarla
bin muhteşem pudra şekeri
devamını gör...
ekşi sözlük'ün intihar eden yazarı
birileri insanları trollemiyorsa* son derece üzücü olan bir harekete imza atmış olan kişi.
son yıllarda intihara meyilli çok fazla insan tanıdım. onları bu hâle tam olarak neyin getirdiğini bilmiyorum. sanırım ben çok güçlü bir insanım çünkü bir başkasının yaşaması durumunda intihar edeceği bir olayı atlattım doğal bir süreç içerisinde. ancak herkesin sınırları ne yazık ki aynı değil.
insanlar çok değişti. aileleriyle, çevreleriyle olan ilişkileri o kadar yetersiz ve yüzeysel ki çoğunun... bazen zamanında gösterilecek biraz sevgi, biraz ilgi birçok ruhu iyileştirebilecekken bunu esirgiyorlar birbirlerinden. üzerine bir de bu ülkede yaşamanın getirdiği ağır bıkkınlık hissi bindiğinde insanların taşıma kapasitesi bir anda sınırı aşacak şekilde doluyor. çareyi çekip gitmekte buluyorlar.
elimden bir şey gelse keşke ama olmuyor.
olan hep geride kalanlara oluyor...
son yıllarda intihara meyilli çok fazla insan tanıdım. onları bu hâle tam olarak neyin getirdiğini bilmiyorum. sanırım ben çok güçlü bir insanım çünkü bir başkasının yaşaması durumunda intihar edeceği bir olayı atlattım doğal bir süreç içerisinde. ancak herkesin sınırları ne yazık ki aynı değil.
insanlar çok değişti. aileleriyle, çevreleriyle olan ilişkileri o kadar yetersiz ve yüzeysel ki çoğunun... bazen zamanında gösterilecek biraz sevgi, biraz ilgi birçok ruhu iyileştirebilecekken bunu esirgiyorlar birbirlerinden. üzerine bir de bu ülkede yaşamanın getirdiği ağır bıkkınlık hissi bindiğinde insanların taşıma kapasitesi bir anda sınırı aşacak şekilde doluyor. çareyi çekip gitmekte buluyorlar.
elimden bir şey gelse keşke ama olmuyor.
olan hep geride kalanlara oluyor...
devamını gör...
plan yapmak
hiç beceremem ama yapmaktan da vazgeçmem. annemin meşhur sözü 'hayatı planlama, hayat seni planlar'
devamını gör...
undertaker
küçükken beni korkutan güreşçi. birden ışıklar kesilir, gergin bir melodi, ışıklar tekrar açıldığında çat undertaker. baya heyecan kattığını inkar edemem ama. bir bölümde kane ile kardeş çıkmışlardı, tabutu falan gelmişti ringe. bi açtılar tabutu içi boş, tam onda giden ışık... güzel günlerdi.
devamını gör...
i am melting lannn melting
ulan melting. geldin ve haber vermedin mi? yazıklar olsunnn. sonra "kuşum, bebeğim inan işim vardı" diye etrafımda dolaşırsın sen. unutma:
(bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)*
edit: bakınnnn yazdı bile.
bu kadın bana aşık yaaaa. ama erkeklerden hoşlanıyorum melting. kusura bakma, hıhhhh.*
(bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)*
edit: bakınnnn yazdı bile.

bu kadın bana aşık yaaaa. ama erkeklerden hoşlanıyorum melting. kusura bakma, hıhhhh.*
devamını gör...
bir ailenin çocuğuna yapacağı en büyük kötülük
aşağılamak.
sürekli korkutmak (doktor, polis, hırsız, ölüm, öcü...)
korkularıyla dalga geçmek.
bir iş yaptırırken baskı uygulamak.
hiçbir işe yaramadığını söylemek.
ve son öldürücü darbe:
ergenlik döneminde başkalarıyla kıyaslamak.
tamam. ilişmeyin, öldü artık.
sürekli korkutmak (doktor, polis, hırsız, ölüm, öcü...)
korkularıyla dalga geçmek.
bir iş yaptırırken baskı uygulamak.
hiçbir işe yaramadığını söylemek.
ve son öldürücü darbe:
ergenlik döneminde başkalarıyla kıyaslamak.
tamam. ilişmeyin, öldü artık.
devamını gör...
ahlat ağacı
filmdeki karakterlerin her birinin hayatın içinden olması, dialogların akıcılığı, sahnelerin görsel ve mana itibariyle bütünleşmesi, ve sürekli surette kulağa çalınan yaprak hışırtıları, yağmur sesi, toprak yolda adeta adım adım zihne kazınan ayak sesleri ve daha bir çok şey, izleyeni ister istemez filmin içine alıyor. belki de oyuncularla rollerin de örtüşmesinden mütevellit, bir film izler gibi değilde, birebir olayın içinde gibi hissettim kendimi. ve 3 saat adeta su gibi akıp gitti.
sinan ve hatice'nin çınar ağacının altındaki sohbetleri, bakışları, sonrasında hatice'nin rüzgarda salınan saçları, uçuşan çınar yaprakları ve aradaki ışık hüzmelerine kadar her bir ayrıntıya hayran oldum mesela! dialog kullanmadan da, bir sahneyle bütün hissin izleyiciye nasıl geçirileceği öyle güzel sergilenmişti ki çoğu yerde...
ip bağlı ağacın altında duran ve yüzü karınca ile dolu saçları ağarmış bebek ile, sinan'ın kuyuda kendini asmış hali ise, filmin olduğu kadar, baba ile oğulun hayatının da kısa bir özeti gibiydi. sadece bu iki sahne için bile, oturup uzun uzadıya konuşup sohbet edesi geliyor insanın. yazıya dökülemeyecek, ama dilin ucunda bekleyen ve akıp gidecek pek çok his uyandırıyor insan zihninde bu iki sahne!
ağacın altında yüzü karıncalı bebeği görünce , shakespear'in “doğarken ölmeye başlıyoruz.” sözü belirirken zihnimde, filmin bitişiyle, nietzsche’nin “insan dilediği kadar bilgisiyle şişinip dursun, dilediği kadar nesnel görünsün, boşuna! sonunda her zaman ancak kendi yaşam öyküsünü elde edecektir.” sözü döküldü dudaklarımdan.
sinan ve hatice'nin çınar ağacının altındaki sohbetleri, bakışları, sonrasında hatice'nin rüzgarda salınan saçları, uçuşan çınar yaprakları ve aradaki ışık hüzmelerine kadar her bir ayrıntıya hayran oldum mesela! dialog kullanmadan da, bir sahneyle bütün hissin izleyiciye nasıl geçirileceği öyle güzel sergilenmişti ki çoğu yerde...
ip bağlı ağacın altında duran ve yüzü karınca ile dolu saçları ağarmış bebek ile, sinan'ın kuyuda kendini asmış hali ise, filmin olduğu kadar, baba ile oğulun hayatının da kısa bir özeti gibiydi. sadece bu iki sahne için bile, oturup uzun uzadıya konuşup sohbet edesi geliyor insanın. yazıya dökülemeyecek, ama dilin ucunda bekleyen ve akıp gidecek pek çok his uyandırıyor insan zihninde bu iki sahne!
ağacın altında yüzü karıncalı bebeği görünce , shakespear'in “doğarken ölmeye başlıyoruz.” sözü belirirken zihnimde, filmin bitişiyle, nietzsche’nin “insan dilediği kadar bilgisiyle şişinip dursun, dilediği kadar nesnel görünsün, boşuna! sonunda her zaman ancak kendi yaşam öyküsünü elde edecektir.” sözü döküldü dudaklarımdan.
devamını gör...
geceye bir kuş bırak
devamını gör...
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
insanlar...
devamını gör...
parliament sinema kulübü
ağlama isteği uyandıran bir başlık benim için.küçükken bu sinema kulübünü izlemek ; ailecek yapmayı en sevdiğim aktivitelerden biriydi.pazar günü duşlar alınır ,pijamalar giyilir ; temiz temiz,huzur içinde tv karşısına geçilir ve ilk defa gösterimi yapılacak olan film merakla beklenirdi. kendimi yalnız hissetmediğim zamanlardı. uuu nerden baksan çok zaman olmuş. *
devamını gör...
feminizm çöplüktür
feminizm değil ama feminizm adı altında erkek düşmanlığı yapmak çöplüktür. feminizm her iki cinsiyetin de haklarını korur oysa. bazıları olayı yanlış anlayıp erkek düşmanlığına çeviriyor işi.
devamını gör...
bir zamanların yasaklanmış şarkıları
günümüzde her yerde dinlediğimiz bazı şarkılar geçmiş yıllarda halk bu şarkı sözlerini farklı yorumlar diye yasaklanmış. o zamanlar internet, youtube, spotify vb. olmadığı için halk uzun süre bu şarkıları dinleyememiş. bu şarkıların başlıcaları:
şenay- hayat bayram olsa insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa" dediği için komünizm çağrıştırdığı gerekçesiyle
adnan şenses - doldur meyhaneci insanları içki içmeye teşvik ettiği gerekçesiyle
barış manço - arkadaşım eşek insanın arkadaşının eşek olamayacağı gerekçesiyle
barış manço - lambaya püf de erotizmi çağrıştırdığı gerekçesiyle
özdemir erdoğan - ikinci bahar ahlaka aykırı sözler barındırdığı gerekçesiyle
hamiyet yüceses -ada sahillerinde bekliyorum yassıada'yı akla getirdiği gerekçesiyle
ayla algan - bak şu adama aşık oldu evli erkeğe bekar bir kadının aşık olamayacağı gerekçesiyle
bergen - acıların kadını insanların ruh halini kötü yönde etkilediği gerekçesiyle
arif sağ- dersim yasaklı kelime dersimi kullandığı gerekçesiyle
yaşar kurt -korkuyorum anne psikoloji bozduğu gerekçesiyle
ahmet kaya - adı bahtiyar o vakitler kod adı bahtiyar diye bir anarşist olduğu gerekçesiyle
melike demirağ - arkadaş komünizm propagandası yaptığı
cem karaca - namus belası kötü örnek oluşturduğu gerekçesiyle
bulutsuzluk özlemi- güneye giderken solculuk iması sezildiği gerekçesiyle
aylin aslım – güldünya halkı küçük düşürdüğü gerekçesiyle
zülfü livaneli -şarkışla deniz gezmiş ima edildiği gerekçesiyle
ibrahim tatlıses - güneş doğmayacak üstüme intiharı özendirdiği gerekçesiyle
müzeyyen senar- aman ormancı devlet memuru olan ormancılara sitem yapıldığı gerekçesiyle
sezen aksu- sarışınım bestecisi ermeni olduğu gerekçesiyle
musa eroğlu - yolun sonu görünüyor intiharı özendirdiği gerekçesiyle
orhan gencebay - batsın bu dünya mevcut düzene isyan ettiği gerekçesiyle
leman sam - anladım içinde geçen “dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe, sırf sana benziyor diye, usulca sokulup ‘merhaba’ dedim” sözleri nedeniyle onay görmemiş. gerekçe olarak ise; “türk kadının tanımadığı hiçbir erkeğe selam vermeyeceği, şarkının türk kadının ahlakını bozduğu" gösterilmiş.
trt yayın denetleme ve koordinasyon kurulu başkanlığı seneler sonra yukarıdaki şarkıların çoğuna onay vermiş. günümüzde ise bazı şarkıları yayınlamama kararı alsa da internet vasıtasıyla halk istediği şarkıyı dinliyor. eski zamanlarda sadece trt kanalı vardı, trt radyosu vardı.
şenay- hayat bayram olsa insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa" dediği için komünizm çağrıştırdığı gerekçesiyle
adnan şenses - doldur meyhaneci insanları içki içmeye teşvik ettiği gerekçesiyle
barış manço - arkadaşım eşek insanın arkadaşının eşek olamayacağı gerekçesiyle
barış manço - lambaya püf de erotizmi çağrıştırdığı gerekçesiyle
özdemir erdoğan - ikinci bahar ahlaka aykırı sözler barındırdığı gerekçesiyle
hamiyet yüceses -ada sahillerinde bekliyorum yassıada'yı akla getirdiği gerekçesiyle
ayla algan - bak şu adama aşık oldu evli erkeğe bekar bir kadının aşık olamayacağı gerekçesiyle
bergen - acıların kadını insanların ruh halini kötü yönde etkilediği gerekçesiyle
arif sağ- dersim yasaklı kelime dersimi kullandığı gerekçesiyle
yaşar kurt -korkuyorum anne psikoloji bozduğu gerekçesiyle
ahmet kaya - adı bahtiyar o vakitler kod adı bahtiyar diye bir anarşist olduğu gerekçesiyle
melike demirağ - arkadaş komünizm propagandası yaptığı
cem karaca - namus belası kötü örnek oluşturduğu gerekçesiyle
bulutsuzluk özlemi- güneye giderken solculuk iması sezildiği gerekçesiyle
aylin aslım – güldünya halkı küçük düşürdüğü gerekçesiyle
zülfü livaneli -şarkışla deniz gezmiş ima edildiği gerekçesiyle
ibrahim tatlıses - güneş doğmayacak üstüme intiharı özendirdiği gerekçesiyle
müzeyyen senar- aman ormancı devlet memuru olan ormancılara sitem yapıldığı gerekçesiyle
sezen aksu- sarışınım bestecisi ermeni olduğu gerekçesiyle
musa eroğlu - yolun sonu görünüyor intiharı özendirdiği gerekçesiyle
orhan gencebay - batsın bu dünya mevcut düzene isyan ettiği gerekçesiyle
leman sam - anladım içinde geçen “dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe, sırf sana benziyor diye, usulca sokulup ‘merhaba’ dedim” sözleri nedeniyle onay görmemiş. gerekçe olarak ise; “türk kadının tanımadığı hiçbir erkeğe selam vermeyeceği, şarkının türk kadının ahlakını bozduğu" gösterilmiş.
trt yayın denetleme ve koordinasyon kurulu başkanlığı seneler sonra yukarıdaki şarkıların çoğuna onay vermiş. günümüzde ise bazı şarkıları yayınlamama kararı alsa da internet vasıtasıyla halk istediği şarkıyı dinliyor. eski zamanlarda sadece trt kanalı vardı, trt radyosu vardı.
devamını gör...



