şanlıurfa - viranşehir

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benimdir.
beş saat güneşte beklemeyi saçma bulmuştur.
devamını gör...

cemiyet içinde cemiyet yapmışınız :) idare bir mahsur bulmasın bu toplaşmada.
benim dedeler ep tırakyalı,gündöndü en sevdiğiniz çiçek bizim.
durun ben de geliyorum.
devamını gör...

neredeyse fahişelere onur madalyası verecek insanlar bulunduran başlıktır. kimse ciddi ciddi açıklayamamıştır. vallahi komik. her neyse durum şudur;

insanlar, yaptıkları işlere, takındıkları tavırlara, sosyal statülerine göre " nadirlik" sıfatı baz alınarak değer kazanırlar. bir insan " özel " - " farklı" olabilme kapasitesine göre saygı ve sevgi görür. aynı zamanda kişinin " bilinemez" olması da yine cezbedicidir.

fahişelik bir kadının bedenini bir erkeğe para karşılığında kullandırtmasıdır. yani bir peçete gibi. bunun üstüne birde kenara atılmasıdır. açıkça aşağılanma karşılığında para alınmasıdır. aynı zamanda bu kadına onlarca erkek aynı şeyi yapmaktadır. dolayısı ile;

-özel olma, onurlu olma, önemsenmek, gizemlilik gibi karamlar yok edilmiş durumda. cansız bir varlığa dönüşüm söz konusu. bir insanın bir eşyaya dönüşmesi burada bam teli oluyor. üstüne bu eşyayı herkes kullanıyor.

peki fahişeliğin içine sadece bunlar mı giriyor. hayır dostlar. şu hususlarda fahişeliktir.

-cinsel anlamda kullanılmak amaçlı fotoğraflarını, videolarını yayınlayıp para elde etmek veya bu yolda destek sağlayacak insanları kendine çekmek.
-cinselliğini kullanarak statü elde etmek. buna evet evlilikte giriyor. yani siz sadece maddi güç olarak birisi ile evlenirseniz bu sizi de bu konuma sokar. toplumdaki çoğu insan sizi böyle görecektir.

şimdi bunlara bazı örnekler verelim. örneğin şu bile bir fahişeliktir;

-meme dekoltesi ile twitchte izleyici toplayıp üstüne bağış almak. günümüzün en büyük fahişelik örneklerindendir.
- influencerlık yapan kadınların büyük kısmı böyledir. cinsellik ile ilgi çekip daha sonra bir mal pazarlamaya çalışırlar.

fahişelik, her şeyin olduğu gibi sanal ortamda evrimleşmiş durumdadır.

onlyfans - memberme gibi sitelere artık bir çok kız üye olarak kendini pazarlamaktadır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nobel ödüllü yazar (bkz: hermann hesse) nin kadim doğu felsefesi, budizm üzerine yazdığı bence baş yapıt diyebileceğimiz mükemmel kitap. başkahramanımız siddhartha bir samana'dır. yolculuktadır. ve yolculuğu kendini yani ben'i bulmak üzeredir. kendi ben'inin aradığı bu yolculukta aslında hakikatı, yaşamın anlamını, varoluşu, aşkı, bilgiyi, mutluluğu aramaktadır. bu yolda karşısına her ne çıkıyorsa siddhartha her şeye öğretici olarak bakar. sürekli öğrenme çabası içindedir. bu yolculukta hiçliği de buluyor varlığı da. ve kitabın sonunda huzuru bir nehirde buluyor. meditasyon, budha, budizm, doğu felsefeleri hakkında bilgi edinmek ve kendi yolculuğuna çıkmak isteyenler için mükemmel bir kitap. hangi dinden olduğunuzun bir önemi yok, hatta hiç bir dine inanmayadabilirsiniz. bu kitabı ya da budizmle ilgili kitapları okuduğunuzda budist de olmuyorsunuz. varoluş kaygısı çekenlerin mutlaka bilmesi gereken bilgilerdir.
kaygıyı azaltan, depresif duyguları düşünceleri yok eden, takıntılı düşünceleri gönderen memnuniyeti arttıram ve günde bir kez alınan bir ilaç var diyelim siz bu ilacı alır mısınız? aynı zamanda bu almanızı istediğim ilacın bir çok olumlı yan etkisi olduğunu iddia ediyorum. nedir bunlar: mesela özsaygıda artış, mesela empati geliştirme , mesele özgüvende artış hatta ve hatta belleğin gelişmesini sağlıyor desem?ve bu ilaç tamamen doğal ve maliyeti de sıfır. heralde hiç kimse bu ilacı kaçırmaz. böyle bir ilaç mümkün mü? tabi ki mümkün. evet bu ilkacın adı: meditasyon
meditasyon yaşamın zorluklarına karşı duyarlı olmayı engellemek için atmanız gereken bence ilk adımdır. meditasyon sayesinde zihni terbiye etmeyi öğreniyorsunuz. hırslarınızdan arınıyorsunuz. kazanmanın hazzından vazgeçmek kaybetmenin yoğun acısı ve korklusundan kurtulmanıza yarıyor. işte bu kitap bize bunu öğretiyor.
ben kitabı ilk okumam üzerinden 5 yıl geçtikten sonra tekrar okudum. gerçekten farklı bir tad alıyorum.
devamını gör...

kağıt toplayıcısı
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

fakiri doyurda , s.çacağına karışma.

kaynak: babam...
devamını gör...

veteriner dönüş yolu ve yol arkadaşlarım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bety için eylül'e ameliyat tarihi aldık. hastalık seyri pek güzel beklediğimizin de üstünde ama o ameliyatı illa olması gerekiyor kitlelerden tam temizlenmesi için.

cokcok şuan ciddi deri problemi yaşıyor. sürekli tüy döküyor, derisinde yaralar oluştu ve huzursuz. aslında bir süredir vardi zaten ama son günlerde iyice arttı. 2 ay önce manasını alerjik mamaya çevirmiştik buna rağmen iyileşme yok. izlediğimiz bir tedavide yok malesef. gözlemlemeye devam dedi. (sanırım taşınmanın ve eve sürekli gelip giden insanların stresinden olduğunu düşünüyor. cokcok insandan etkilenmez ama taşınmayı bilemeyeceğim.)

gece gayet iyi bir sıkıntısı yok. 900 gram kendileri sağlığı da keyfi de pek iyi. arabada o kadar ses gürültü var ama beyimiz öğlen uykusundan taviz vermiyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sağ partilerin yüksek oy oranları.
devamını gör...

morg görevlisi - gassal.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ağaçlar ve gökyüzünün heybetine bayılıyorum saatlerce izleyebilirim
devamını gör...

sayfanın sağ altında yazan yazı.
devamını gör...

kimseye bir zararım olmadan göçüp gitmektir.
devamını gör...

kafa kafelerde kafa dergisi elde, kafada kasketle karşılayalım kafacı kardeşleri, kafa kafaya kafeinli kahveleri karşılıklı kapıştıralım.
devamını gör...

cool ablamız shirley manson’ ın sesinden, sözleri had safhada melankolik ve sanki bir o kadar da ironik, 90’lı yılların unutulmaz garbage şarkısı.
bu şarkıyla tempolu yürümek hayli güzeldir. yürürken müziğin ritmi, yürüyüşümle o kadar uyumlanır ki... özellikle soğuk, gri günlerde, kafaya çekilen kapüşonumla birlikte sabah yürüyüş rutinimin demirbaşıdır kendisi.

devamını gör...

2005 yılında gösterime girmiş, senaryosunu ümit ünal’ın yazdığı, müziklerini gökhan kırdar’ın yaptığı bol ödüllü ve aldığı her ödülü ve fazlasını hak eden türk filmidir.

istanbul başlı başına bir masal kentidir. andersen de grimm kardeşler de ve benim hiç hoşlanmadığım la fontaine de istanbul masallarının karşısında şapka çıkartmak zorunda kalırdı.

istanbul’da geçen masalların sonunda gökten üç elma düşmez, düşse bile hak edene ulaşmaz, ulaşsa bile sahibine hayır getirmez. istanbul’un masalları aslında gerçektir. istanbul’un masalları karanlıktır. istanbul’un masalları bir vardır bir yoktur.

filmde herkesin bildiği 5 masal iç içe geçmiş hikayeler şeklinde ama istanbulca anlatılmakta. bu beş hikayenin bu kadar güzel anlatılmasının bir nedeni de her hikayenin ayrı bir yönetmen tarafından çekilmiş olması.

fareli köyün kavalcısı bu sefer hamelin köyünde geçmiyor. bir klarnetçinin hikayesi bu seferki ve bu filmin yönetmenliğini ümit ünal yapmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
pamuk prenses öyküsünü kudret sabancı yönetmiş ama bu hikayede yedi cüce yok, cinsiyet ayrımına uğramış sekizinci cüce var. pamuk prenses, kötü kurt ve diğerleri ise yine istanbul dilinde anlatılmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
külkedisi öyküsünü selim demirdelen yönetmiş ve benim en sevdiğim öykü sanırım bu oldu. külkedisi her zaman masum bir evlatlık kız olmayabilir, hele de bu masal istanbul’da geçiyorsa.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
uyuyan güzel öyküsünün yönetmeni yücel yolcu. ben bu bölümde en çok selim akgül’ün oyunculuğunu beğendim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ve beşinci masalımız kırmızı başlıklı kız ve yönetmeni de ömür atay. bu hikayede benim mutlu olduğum yan ise daha önce fatih akın’ın im juli filminde çok beğendiğim idil üner’in başrolde oynaması.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
benden bu kadar, gerisini istanbul anlatsın. bir gündoğumunda galata köprüsünde görüşmek üzere.
devamını gör...

gerçek adı giuseppina pasqualino di marineo olan 1974 italya doğumlu 31.03.2008 de gebze'de öldürülmüş olan italyan sanatçı ve aktivisttir. arkadaşının düğününde giyilen beyaz gelinlikten esinlenerek barış adına yakın arkadaşı silvia moro ile birlikte 11 ülkeyi kapsayan bir güzergahı takip etmeye karar verirler. amaçları italya'dan başlayarak, slovenya, hırvatistan, bosna-hersek, bulgaristan, türkiye, suriye, lübnan, israil ve filistin rotasını izleyerek israil'in tel-aviv kentine varmaktır.

seyahat boyunca gelinlik giyecekler ve otostop yaparak bu güzergahı takip edeceklerdir. türkiye' ye vardıklarında pippa bacca ve arkadaşı ayrı ayrı seyahate devam etmeye karar verirler. pippa bacca en son 31.03.2008 tarihinde gebze civarından italya'da ki ailesi ile cep telefonundan konuşur ve bir daha da kendisinden haber alınamaz.

otostop sonucu arabasına bindiği kamyonetin sahibi olan 38 yaşındaki evli ve iki çocuk babası murat karataş tarafından tecavüz edilip, öldürülür. bacca'nın telefonunu da çalan karataş numara takibi sonucu telefon ile birlikte yakalanır.

kadına şiddeti, tecavüzü ve cinayeti sadece kendi vatandaşı olan kadınlara yapmayan yurdum öküzü sayesinde tüm dünya türkiye'nin adını maalesef olumsuz bir şekilde duyar.

katil karataş verdiği ifadede, --- alıntı ---"otostop yapan kadını kamyonetime aldım, tavşanlı köyü yakınlarında tenha yere götürdüm, direnmesine rağmen kamyonette boğuşup tecavüz ettim, ardından boğdum ve öldüğünü anlayınca da cesedini kimse bulamasın diye çalılıklara sakladım. her şey bir saat içinde oldu”--- alıntı ---der, gayet normalmiş gibi.

mahkemesi sonucu karataş suçu gizlemek amacıyla kasten adam öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. ayrıca tecavüz, hürriyeti kısıtlama ve bacca'nın telefonunu ve fotoğraf makinesini çalmak suçundan da ekstra cezalar alır.

2012 yılında türk ceza kanununda yapılan değişikilikler sonucu hafifletici sebeplerden cezası ömür boyu hapis cezasına çevrilir, karataş'ın cezası 36 yıldan 30 yıla düşer. avukatları ve bu davayı takip eden kamuoyu baskısı nedeniyle ceza temyize gider ve yargıtay tarafından cezası onanır. geriye de bu fotoğrafı kalır, soldaki şerefsiz katilidir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yalan söylemek. aşk acısı çekmek. ayrıldıktan sonra herkes, aşk acısı çekecek diye bişey yok.. belki kurtulmuşuzdur.

bir de toksik ilişkiler. buna özenen var. özenmeyin anacım. bildiğiniz gibi değil.
devamını gör...

" 'mutluluk yaşanmaz, hatırlanır.' diye bir cümle okumuştum bir yerde. bu, böyledir. yaşarken farkında olmayız genelde mutluluğun. üstünden seneler geçer, alelade bir anda burnumuzun direği sızlar ve şöyle deriz; 'vay be! ne de güzel zamanlarmış.'

hayat, mutlu olunan üç beş andır..."
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim