nasıl sevilmek isterdiniz sorunsalı
rütbeli sevilmek isterim. halktan biri sevmesin beni kardeşim,üzerim. şöyle albay,yarbay bir hanım neden sevgilim olmasın? ya da yok yok allah'ın japon'u prensesle evleniyor benim neyim eksik? prenses tarafından sevilmek isterdim.
devamını gör...
paraaminohippürik asit
böbrek plazma akımının ölçülmesinde kullanılan böbreği içeren tıbbi testlerde faydalı bir tanı maddesidir.
bir diğer kullanılabilecek madde diodrast'tır.
bir diğer kullanılabilecek madde diodrast'tır.
devamını gör...
normal sözlük kadınları
birbirinden güzel kadınlar.
cidden bak. profil fotoğraflarına bakıyorum, hepsinin maşallahı var bence. fotoğraf koymayanlar içinde de kim bilir ne cevherler var.
gelin be, sarılıcam hepinize! duygulandım sözlüğün 1. yılı diye. üçgen şeklinde birbirimize takmayacağız tabii ki ama birer makas alırım yanaklarınızdan.
cidden bak. profil fotoğraflarına bakıyorum, hepsinin maşallahı var bence. fotoğraf koymayanlar içinde de kim bilir ne cevherler var.
gelin be, sarılıcam hepinize! duygulandım sözlüğün 1. yılı diye. üçgen şeklinde birbirimize takmayacağız tabii ki ama birer makas alırım yanaklarınızdan.
devamını gör...
vergi alınmayan şey
türkiye'de şu an için nefestir. bir kaç yıla kalmaz o da gündeme gelir. önce her absürt hükümet icraatında olduğu gibi yohaaartık deriz sonra alıştıra alıştıra normalleştirip hayatımıza sokarlar. kimsenin de gıkı çıkmaz.
devamını gör...
kaçak içki imalatı
bizzat içinde olduğum bir fıkranın nesnesi. *
işe yeni girdiğim gün, kadın patronum
-zeki'nin imalathanesine gittim bu gün dedi.
beni dışımda herkes gülüyor. bende bir an,
- hayırlı olsun, dedim.
bir şekilde ortama dahil olayım kıyıda köşede kalmayayım diye.
herkesi aldı bir gülme. patronun kuzeni
-şu mübarek kadına*, kaçak içki imalatı içinde hayırlı olsun dedirttin ya, seni allah bildiği gibi yapsın, dedi patrona.
ben uyandım olana bitene ve başladım gülmeye. yaklaşık beş dakika güldüm.
iş ortamına da hemen adapte oldum.
işe yeni girdiğim gün, kadın patronum
-zeki'nin imalathanesine gittim bu gün dedi.
beni dışımda herkes gülüyor. bende bir an,
- hayırlı olsun, dedim.
bir şekilde ortama dahil olayım kıyıda köşede kalmayayım diye.
herkesi aldı bir gülme. patronun kuzeni
-şu mübarek kadına*, kaçak içki imalatı içinde hayırlı olsun dedirttin ya, seni allah bildiği gibi yapsın, dedi patrona.
ben uyandım olana bitene ve başladım gülmeye. yaklaşık beş dakika güldüm.
iş ortamına da hemen adapte oldum.
devamını gör...
etkileyici sözler
yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına.
pablo neruda
(bkz: kelime oyunu)
pablo neruda
(bkz: kelime oyunu)
devamını gör...
sahte ricat
ricat, kelime anlamı olarak geri çekilmek demektir. yani sahte ricat, sahte geri çekilme; düşman ordusu ilerlemesini sürdürürken özellikle geri çekilerek düşmanı olabildiğince bilmediği bir araziye sokmak demektir. böylece düşman orada pusuya düşürülür, hilal taktiği ya da turan taktiği olarak bildiğimiz askeri strateji uygulanmış olur.
türk tarihinde bilinen son büyük örneği kurtuluş savaşı sırasında atatürk'ün (ve fevzi paşa'nın) komutasında gerçekleşmiştir.
şöyle ki:
kütahya-eskişehir muharebeleri'nde türk ordusu ağır bir yenilgiye uğramış; ismet paşa karizmayı çizdirmiş, asker kaçakları ve milli mücadele karşıtları dahi kara kara düşünür olmuştu. yunan ordusu zafer sarhoşluğuyla anadolu'nun içlerine kadar ilerlemeye başladı. fakat unuttukları bir şey vardı: gereğinden fazla ilerlemişlerdi. durdurulmadılar. herhangi bir dirençle karşılaşmadılar.

görsel kaynağı: wikipedia
türk ordusu sakarya nehri kıyılarına kadar çekilmişti. yunan ordusu tarafından takip edildiler. düşman artık polatlı önlerine kadar sokulmuştu. öyle ki, dönemin milletvekilleri tarafından meclisin taşınması dahi gündeme geldi. öneri hemen sonrasında atatürk tarafından kati surette reddedildi. çünkü düşman ordusu, sahadan tam anlamıyla bihaberdi. türk ordusunun bu denli geriye çekilmesinin sebebi de buydu. aksi takdirde, düşman güç bela da olsa çok daha uzaklarda durdurulabilirdi. fakat yalnızca durdurulabilirdi. asıl amaç, türk topraklarına kasteden düşman güçlerinin her ne olursa olsun olabildiğince temizlenmesi, zayıf düşürülmesi ve bu yolla şevkinin kırılmasıydı.
hemen arkasından gerçekleşen sakarya meydan muharebesi de bunu kanıtlar niteliktedir. anadolu'ya sokulan yunan ordusu savaştığı sahaya hiçbir şekilde aşina olmamakla birlikte, gelecek olası destek kuvvetlerden de olmuştu. adım adım türk casusları tarafından takip edilmişler, konumları ve lojistik ağları neredeyse kesin şekilde tespit edilmişti. böylece sakarya meydan muharebesi, yüzyıllardır süregelen türk çekilmesini durduracaktır. onu en iyi anlatan cümle ise yine atatürk'ün bizzat kendisi tarafından şöyle kurulacaktır: "hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. o satıh bütün vatandır."
türk tarihinde bilinen son büyük örneği kurtuluş savaşı sırasında atatürk'ün (ve fevzi paşa'nın) komutasında gerçekleşmiştir.
şöyle ki:
kütahya-eskişehir muharebeleri'nde türk ordusu ağır bir yenilgiye uğramış; ismet paşa karizmayı çizdirmiş, asker kaçakları ve milli mücadele karşıtları dahi kara kara düşünür olmuştu. yunan ordusu zafer sarhoşluğuyla anadolu'nun içlerine kadar ilerlemeye başladı. fakat unuttukları bir şey vardı: gereğinden fazla ilerlemişlerdi. durdurulmadılar. herhangi bir dirençle karşılaşmadılar.

görsel kaynağı: wikipedia
türk ordusu sakarya nehri kıyılarına kadar çekilmişti. yunan ordusu tarafından takip edildiler. düşman artık polatlı önlerine kadar sokulmuştu. öyle ki, dönemin milletvekilleri tarafından meclisin taşınması dahi gündeme geldi. öneri hemen sonrasında atatürk tarafından kati surette reddedildi. çünkü düşman ordusu, sahadan tam anlamıyla bihaberdi. türk ordusunun bu denli geriye çekilmesinin sebebi de buydu. aksi takdirde, düşman güç bela da olsa çok daha uzaklarda durdurulabilirdi. fakat yalnızca durdurulabilirdi. asıl amaç, türk topraklarına kasteden düşman güçlerinin her ne olursa olsun olabildiğince temizlenmesi, zayıf düşürülmesi ve bu yolla şevkinin kırılmasıydı.
hemen arkasından gerçekleşen sakarya meydan muharebesi de bunu kanıtlar niteliktedir. anadolu'ya sokulan yunan ordusu savaştığı sahaya hiçbir şekilde aşina olmamakla birlikte, gelecek olası destek kuvvetlerden de olmuştu. adım adım türk casusları tarafından takip edilmişler, konumları ve lojistik ağları neredeyse kesin şekilde tespit edilmişti. böylece sakarya meydan muharebesi, yüzyıllardır süregelen türk çekilmesini durduracaktır. onu en iyi anlatan cümle ise yine atatürk'ün bizzat kendisi tarafından şöyle kurulacaktır: "hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. o satıh bütün vatandır."
devamını gör...
istanbul
devamını gör...
nebula ödülü
amerika bilim kurgu ve fantezi yazarları derneği sfwa tarafında son iki yılda yazılan en iyi eserlere verilen ödüldür. hugo ödülü ile birlikte şu anda bilimkurgu ve fantezi alanında en prestijli ödüldür. zamanında dernek yönetiminde ray bradbury ve isaac asimov da yer almıştır. bir eser bu ödülü kazanmışsa çok irdelemeden alınıp okunmalıdır.
devamını gör...
okuduğu kitaptan bir şey anlamayan insan
düşünsel türdeki kitapları anlamak meşakkatli iştir. ister istemez bir altyapı gerektirir. ayrı bir dili de vardır. roman gibi okuduğunuzu kafada bir film sahnesi gibi kurup geçemezsiniz, ağır gider ve ilgi duymayanlar için çok sıkıcıdır. çok fazla da dinç kafa ister.
devamını gör...
sevgilinin annesiyle tanışmak
hayatımla ilgili hiç değişmeyen şey şudur. flört döneminde erkek beni bir heyecanla gider anneciğine anlatır ve annesi beni hiç tanımadan istemez. zatiler anne özlemi ile büyümüş bir çocuk olarak beni hiç tanımadan istemeyen o anneler nedenli hep bir yanım eksik ve kırık kalmıştır, olsundur. zamanla bir kabullenme hali başladı, kimsenin annesi ile tanışmadım, hep kaçtım. en baştan istenmedim zaten, erkeğin zorlaması ile bir şeyler düzelmez diye düşündüm. hiç tanımadığı kızları istemeyen annelerin kutsallığına ve iyiliğine güzelliğine inanmadım.
ben de bi kez eski sevgilimin annesi ile tanışmıştım. öncesinde beni hiç istemeyen teyze sanıyorum unuttu olanları, aynı ortamda karşılaştık, bir süre sohbet ettik, ah minnoşum benim diye sarılıp birbirimizi teselli edecek noktaya gelmiştik. yeni gelinini anlatmıştı, onun dedikodusunu yapmıştık uzun dakikalar. oğluyla ben evlensem benim dedikodumu yapar, eve nasıl el bombası attığını anlatırdı muhtemel.
yasık..
ben de bi kez eski sevgilimin annesi ile tanışmıştım. öncesinde beni hiç istemeyen teyze sanıyorum unuttu olanları, aynı ortamda karşılaştık, bir süre sohbet ettik, ah minnoşum benim diye sarılıp birbirimizi teselli edecek noktaya gelmiştik. yeni gelinini anlatmıştı, onun dedikodusunu yapmıştık uzun dakikalar. oğluyla ben evlensem benim dedikodumu yapar, eve nasıl el bombası attığını anlatırdı muhtemel.
yasık..
devamını gör...
the red pill
senelerdir karşıma çıkar, sonunda biraz olsun toplarladım. uzun bir yazı olacak, yıllar sonra buraya yolu düşen olursa fikir versin. "bu kadar kasmayın yeaaa" tayfası 15 kelimeyi geçen her yazıya damlıyor, onlara da bin selam olsun.
doğru-yanlış demeden ortada kalarak yazacağım:
kırmızı ve mavi hap alegorisi, matriks filmindeki, öğretilen ve huzur veren cehalet (mavi hap) ile, rahatsız edici ama gerçek dünya arasındaki seçimi anlatır.
önemli savunucuları rollo tomassi, robert a. glover, robert greene gibi isimler olan bir ideolojidir. the 21 convention gibi uluslararası organizasyonlar ve ulusal örgütlenmeler ile kendini geliştirir. buna göre "kadınlar iyi erkekleri seçer, romantizm arar" söylemi, feminize eğitim sisteminin bir ürünüdür ve mavi haptır. laf bitip gerçek eş seçimi zamanı geldiğinde hakikat belli olur.
the red pill hareketi, kadın-erkek ilişkilerinde gerçek dinamiklerin gizlendiğini savunur. ve der ki:
1- kadınlar alfayı seçer, ulaşamazlarsa, betaya razı olup alfayı ararlar.
2- kadınların alfayı bulma seksüel stratejisi hipergami üzerine kuruludur.
3- doğal alfa erkek çok azdır ancak gözlem ve eylem ile, kişi kendini alfaya geliştirebilir
4- kadınlar betalar için "öyle olmaz, şimdi olmaz" kurallar koyar, alfalar için bu kuralları yıkarlar.
hipergami nedir:
- kadınların maddi ve sosyal hiyerarşide kendinden üstünü ararken, alfa için elindeki eşleri (eş adaylarını), sürekli daha iyisiyle takas etme yönelimidir.
kadınların eş seçme stratejisi hakkında söyledikleri:
- sağa sola bela olmak istemeyen ortalama erkeğe, kadına değer verdiğini göstermesi, ona şiirler şarkılar yazıp kalbini kazanması öğretilir. oysa gerçek hayatta durum bunun tam tersidir. burada belirmek gerek "değer vermeyin" demiyor, "değer verdiğinizi göstermeyin" diyor. lisede, üniversitede böyle şiir yazan, şarkı söyleyen tipler vardı. kız "ay canım ya" deyip deri ceketli yakışıklıya, opel tigra'lı sığıra giderdi. yüz yıllık hikaye, zaten redpill popülerliği, yüz yıllık sıkıntıların adını koymasından geliyor.
- kadının eş olarak tercih edilme değeri sexual market value ergenlikle başlar, 23 yaşında tavan yapar, oradan itibaren aşağı iner. erkeğin kıymete bindiği yaşlar ergenlikte sıfıra yakındır ve çok yavaş yükselir. 35 yaşlarında tepeye vurur. bu iki eğrinin kesiştiği yaşlar 30'lardır. yani 30 yaşına kadar "seçen" pozisyonda olan kadın, buradan itibaren "kovalayan" pozisyona geçer. pek çok kişi bunu fark edene kadar 30'ların ortasına gelir.

- bunu otobandan önceki son çıkışta, 29-30 yaşlarında fark eden kadınlar bir aydınlanma fazı epiphany phase yaşarlar ve "bakıcı beta erkek" ararlar.
- erkeklerin peşinde koştuğu yaşları "alfa" larla geçirip, hipergami stratejisi doğrultusunda artık bebek yapacak, buna bakacak ve gelir sağlayacak erkeklere yönelen kadınların önemli bir kısmı, özellikte yatakta o "alfa" yı unutmaz. bunlara alfa dulu alpha widow denir.
yani kadınlar, çocukluktan çıkar çıkmaz peşlerinde koşulduğunu fark ediyorlar ve "yatılacak/ eğlenilecek erkek" ile revaçta oldukları yılları geçirip, çocuk baktırmak için "evlenilecek erkek" aramaya başlıyorlar.
e o zaman, erkekler ne yapsın:
- ilkel, evrimsel kökleri olan bir oyun içinde olduğunu bilsin, işi romatize etmesin. bu iş "senin için ölüyorum"la olmaz. ona düşen kadın, zaten öncesinde düşmüştür. eric clapton layla'yı yazdı, wonderful tonight'ı yazdı da hatunu gene düşüremedi o ezik tavırlarıyla.
- kadın peşinde koşuyorsa, kendini yerden yere vurmasın. karşısında güçten etkilenen bir grup var. derbeder olmak, karanlık mesajlar atmak, "o bunu okusa", "seninle şöyle olabilirdik" tripleri sadece çekiciliğini azaltır.
- seksüel çekiciliğini artıracak yatırımlar yapsın. ekran başından kalkıp spor yapsın, kilo versin. olayın en önemli faktörü hala fiziksel görünüş. finansal başarıya odaklansın, öğrenciyse dersleri koparsın. yatırım kadına yapılmaz, kendine yapılır, kadın bunu anlar ve gelir.
- kurduğu ilişkilerdeki pozisyonunun farkında olsun ve talepleriyle varolsun. büyük ihtimal, kadının çoğu kuralı, o erkeğin şahsına konmuş kurallar.
bu işin daha erkek hakları, maskülizm ), black pill ), mgtow, incel, no more mr. nice guy diye kırk tane dalı var.
kanımca sıkıntıları:
- sevgi çok zor bulunan ve eksikliği insanı en fazla yaralayan şey. bu arkadaşların ağzından, kadın erkek ilişkilerine dair her konuyu duyarsınız da, "sevgi" konusunu duymazsınız. yani sürekli yanlışlarını anlattığın bir mesele var ama doğrusu ağzından çıkmıyor. videoları atanların gerginliğine, "keşiş huzuru" demelerine rağmen ses tonlarına bakın. tüm analizleri, bir kısmı doğru olmasına rağmen aşktan muaf.
gerçi aşkı taciz olarak gören, "reddetmiş adamı, neden tekrar soruyor" ya da "aldatıldı diye neden sinirlendi ki ilişki sonuçta" diyen bu kadar 3. dalga feminist varken, bu devirde aşk hakkında konuşmak zor.
- memlekette balkondan baktı diye kadın dövülüyor. tüm bu analizler beli seviyenin üzerindeki sosyal sınıflara ait.
- sürekli "kadınlar kadınlar" diyorlar da, milyarlarca insan hakkında tek kalemde konuşmak, son bin yılın her bilimine -ayrı ayrı- aykırı. içlerinde akıllı olanları bu konuda gelen eleştirileri savuşurmak için artık "genelleme" yaptıklarını belirtiyor, "%26'sı (bkz: normal dağılım) anlattığımın dışında ama ben çoğunluğu konuşuyorum" diyor. bizim kopyala yapıştırcı redpill'cilerin çoğunun bundan haberi yok, gaza gelip "her kadın" diyorlar.
- ya hepsini geçtim, milletin ne kadar yüzeysel gaza geldiğinin en güzel örneği jack donavan. redpill tayfası bu adamı kaslı, alfa görünüşlü diye baş tacı ediyor. açık ara kadın düşmanı bu arkadaş gay yahu. zamanında gay barlarda striptiz yapıyordu, şimdi para ediyor diye bu kostümü giymiş. yani şimdi bu adamdan mı kadın erkek ilişkisi öğüdü alıp hayati kararlar vereceksin? (bakın redpill komple kadın düşmanı demiyorum, oraya kayan çok elemanı var diyorum)
- yukarıdakiyle bağlantılı olarak, daha önce yazdığım bir cümle ile bitireyim: "kadınlar" dediğin çoğu genelleme, senin çevrendeki kadınları, bir grup kadın ilgilendirir. mesela benim çevremdeki kadınların çoğu iyi sürücü. sen "kadınlar araba kullanamaz" deyip bunu da dert ediyorsan, kendine "neden araba kullanamayan kadınlardan oluşmuş bir çevreyi seçtim" diye sorman lazım. redpill'in bazı iddialarını da bu gözle inceleyin.
doğru-yanlış demeden ortada kalarak yazacağım:
kırmızı ve mavi hap alegorisi, matriks filmindeki, öğretilen ve huzur veren cehalet (mavi hap) ile, rahatsız edici ama gerçek dünya arasındaki seçimi anlatır.
önemli savunucuları rollo tomassi, robert a. glover, robert greene gibi isimler olan bir ideolojidir. the 21 convention gibi uluslararası organizasyonlar ve ulusal örgütlenmeler ile kendini geliştirir. buna göre "kadınlar iyi erkekleri seçer, romantizm arar" söylemi, feminize eğitim sisteminin bir ürünüdür ve mavi haptır. laf bitip gerçek eş seçimi zamanı geldiğinde hakikat belli olur.
the red pill hareketi, kadın-erkek ilişkilerinde gerçek dinamiklerin gizlendiğini savunur. ve der ki:
1- kadınlar alfayı seçer, ulaşamazlarsa, betaya razı olup alfayı ararlar.
2- kadınların alfayı bulma seksüel stratejisi hipergami üzerine kuruludur.
3- doğal alfa erkek çok azdır ancak gözlem ve eylem ile, kişi kendini alfaya geliştirebilir
4- kadınlar betalar için "öyle olmaz, şimdi olmaz" kurallar koyar, alfalar için bu kuralları yıkarlar.
hipergami nedir:
- kadınların maddi ve sosyal hiyerarşide kendinden üstünü ararken, alfa için elindeki eşleri (eş adaylarını), sürekli daha iyisiyle takas etme yönelimidir.
kadınların eş seçme stratejisi hakkında söyledikleri:
- sağa sola bela olmak istemeyen ortalama erkeğe, kadına değer verdiğini göstermesi, ona şiirler şarkılar yazıp kalbini kazanması öğretilir. oysa gerçek hayatta durum bunun tam tersidir. burada belirmek gerek "değer vermeyin" demiyor, "değer verdiğinizi göstermeyin" diyor. lisede, üniversitede böyle şiir yazan, şarkı söyleyen tipler vardı. kız "ay canım ya" deyip deri ceketli yakışıklıya, opel tigra'lı sığıra giderdi. yüz yıllık hikaye, zaten redpill popülerliği, yüz yıllık sıkıntıların adını koymasından geliyor.
- kadının eş olarak tercih edilme değeri sexual market value ergenlikle başlar, 23 yaşında tavan yapar, oradan itibaren aşağı iner. erkeğin kıymete bindiği yaşlar ergenlikte sıfıra yakındır ve çok yavaş yükselir. 35 yaşlarında tepeye vurur. bu iki eğrinin kesiştiği yaşlar 30'lardır. yani 30 yaşına kadar "seçen" pozisyonda olan kadın, buradan itibaren "kovalayan" pozisyona geçer. pek çok kişi bunu fark edene kadar 30'ların ortasına gelir.

- bunu otobandan önceki son çıkışta, 29-30 yaşlarında fark eden kadınlar bir aydınlanma fazı epiphany phase yaşarlar ve "bakıcı beta erkek" ararlar.
- erkeklerin peşinde koştuğu yaşları "alfa" larla geçirip, hipergami stratejisi doğrultusunda artık bebek yapacak, buna bakacak ve gelir sağlayacak erkeklere yönelen kadınların önemli bir kısmı, özellikte yatakta o "alfa" yı unutmaz. bunlara alfa dulu alpha widow denir.
yani kadınlar, çocukluktan çıkar çıkmaz peşlerinde koşulduğunu fark ediyorlar ve "yatılacak/ eğlenilecek erkek" ile revaçta oldukları yılları geçirip, çocuk baktırmak için "evlenilecek erkek" aramaya başlıyorlar.
e o zaman, erkekler ne yapsın:
- ilkel, evrimsel kökleri olan bir oyun içinde olduğunu bilsin, işi romatize etmesin. bu iş "senin için ölüyorum"la olmaz. ona düşen kadın, zaten öncesinde düşmüştür. eric clapton layla'yı yazdı, wonderful tonight'ı yazdı da hatunu gene düşüremedi o ezik tavırlarıyla.
- kadın peşinde koşuyorsa, kendini yerden yere vurmasın. karşısında güçten etkilenen bir grup var. derbeder olmak, karanlık mesajlar atmak, "o bunu okusa", "seninle şöyle olabilirdik" tripleri sadece çekiciliğini azaltır.
- seksüel çekiciliğini artıracak yatırımlar yapsın. ekran başından kalkıp spor yapsın, kilo versin. olayın en önemli faktörü hala fiziksel görünüş. finansal başarıya odaklansın, öğrenciyse dersleri koparsın. yatırım kadına yapılmaz, kendine yapılır, kadın bunu anlar ve gelir.
- kurduğu ilişkilerdeki pozisyonunun farkında olsun ve talepleriyle varolsun. büyük ihtimal, kadının çoğu kuralı, o erkeğin şahsına konmuş kurallar.
bu işin daha erkek hakları, maskülizm ), black pill ), mgtow, incel, no more mr. nice guy diye kırk tane dalı var.
kanımca sıkıntıları:
- sevgi çok zor bulunan ve eksikliği insanı en fazla yaralayan şey. bu arkadaşların ağzından, kadın erkek ilişkilerine dair her konuyu duyarsınız da, "sevgi" konusunu duymazsınız. yani sürekli yanlışlarını anlattığın bir mesele var ama doğrusu ağzından çıkmıyor. videoları atanların gerginliğine, "keşiş huzuru" demelerine rağmen ses tonlarına bakın. tüm analizleri, bir kısmı doğru olmasına rağmen aşktan muaf.
gerçi aşkı taciz olarak gören, "reddetmiş adamı, neden tekrar soruyor" ya da "aldatıldı diye neden sinirlendi ki ilişki sonuçta" diyen bu kadar 3. dalga feminist varken, bu devirde aşk hakkında konuşmak zor.
- memlekette balkondan baktı diye kadın dövülüyor. tüm bu analizler beli seviyenin üzerindeki sosyal sınıflara ait.
- sürekli "kadınlar kadınlar" diyorlar da, milyarlarca insan hakkında tek kalemde konuşmak, son bin yılın her bilimine -ayrı ayrı- aykırı. içlerinde akıllı olanları bu konuda gelen eleştirileri savuşurmak için artık "genelleme" yaptıklarını belirtiyor, "%26'sı (bkz: normal dağılım) anlattığımın dışında ama ben çoğunluğu konuşuyorum" diyor. bizim kopyala yapıştırcı redpill'cilerin çoğunun bundan haberi yok, gaza gelip "her kadın" diyorlar.
- ya hepsini geçtim, milletin ne kadar yüzeysel gaza geldiğinin en güzel örneği jack donavan. redpill tayfası bu adamı kaslı, alfa görünüşlü diye baş tacı ediyor. açık ara kadın düşmanı bu arkadaş gay yahu. zamanında gay barlarda striptiz yapıyordu, şimdi para ediyor diye bu kostümü giymiş. yani şimdi bu adamdan mı kadın erkek ilişkisi öğüdü alıp hayati kararlar vereceksin? (bakın redpill komple kadın düşmanı demiyorum, oraya kayan çok elemanı var diyorum)
- yukarıdakiyle bağlantılı olarak, daha önce yazdığım bir cümle ile bitireyim: "kadınlar" dediğin çoğu genelleme, senin çevrendeki kadınları, bir grup kadın ilgilendirir. mesela benim çevremdeki kadınların çoğu iyi sürücü. sen "kadınlar araba kullanamaz" deyip bunu da dert ediyorsan, kendine "neden araba kullanamayan kadınlardan oluşmuş bir çevreyi seçtim" diye sorman lazım. redpill'in bazı iddialarını da bu gözle inceleyin.
devamını gör...
ayletme beni
yasemin göksu'nun yorumuyla dinlenilesi güzel bir türküdür.(link: )
türkünün hikayesi hakkında tam bir bilgi bulunmamaktadır.bir çok kişi tarafından trabzon yöresine ait olarak bilinen türkü, aslında bulgaristan’ın deliorman yöresine aittir. türkü de geçen ayletme beni sözcüğü aslında oyalama beni demektir yani burada beni boşuna bekletme denmek istenmiştir. şavk ise ışık anlamını taşımaktadır. türkü türkiye-yunanistan mübadelesi (nüfus değişimi) sırasında ortaya çıkmıştır.
türkünün hikayesi hakkında tam bir bilgi bulunmamaktadır.bir çok kişi tarafından trabzon yöresine ait olarak bilinen türkü, aslında bulgaristan’ın deliorman yöresine aittir. türkü de geçen ayletme beni sözcüğü aslında oyalama beni demektir yani burada beni boşuna bekletme denmek istenmiştir. şavk ise ışık anlamını taşımaktadır. türkü türkiye-yunanistan mübadelesi (nüfus değişimi) sırasında ortaya çıkmıştır.
devamını gör...
corona salgını geçtiğinde yapılacak ilk şey
sevdiğim insanlara doya doya sarılmak.
devamını gör...
helen mccrory
t: harry potter filmlerinden de tanıdığımız peaky blinders'ın aunt polly'si.
bir süredir tedavi gördüğü kansere yenik düşmüş, üzmüştür:
üç harry potter filminde de rol alan mccrory'nin ölüm haberini eşi aktör damian lewis, twitter'da yaptığı paylaşımda duyurdu. eşi için "güçlü ve güzel kadın" ifadelerini kullanan lewis mesajında, ölüm haberi için duyduğu üzüntüyü dile getirdi. lewis şunları yazdı: "yaşadığı gibi öldü, korkusuzca. onu seviyoruz ve ona sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu biliyoruz." mccrory, bbc yapımı peaky blinders dizisinde polly gray shelby karakterini oynadı. 1968 yılında londra'da doğan oyuncu, "harry potter ve ölüm yadigârları: bölüm 1 ve bölüm 2" ile "harry potter ve melez prens" filmlerinde de rol aldı. ayrıca stephen frears'ın yönetmen koltuğunda oturduğu the queen adlı filmde eski ingiltere başbakanı tony blair'in eşi cherie blair'ı canlandırdı. mccrory ayrıca penny dreadful, doctor who ve messiah: the harrowing gibi pek çok yapımda da yer aldı.
kaynak
eşinin tweeti
bir süredir tedavi gördüğü kansere yenik düşmüş, üzmüştür:
üç harry potter filminde de rol alan mccrory'nin ölüm haberini eşi aktör damian lewis, twitter'da yaptığı paylaşımda duyurdu. eşi için "güçlü ve güzel kadın" ifadelerini kullanan lewis mesajında, ölüm haberi için duyduğu üzüntüyü dile getirdi. lewis şunları yazdı: "yaşadığı gibi öldü, korkusuzca. onu seviyoruz ve ona sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu biliyoruz." mccrory, bbc yapımı peaky blinders dizisinde polly gray shelby karakterini oynadı. 1968 yılında londra'da doğan oyuncu, "harry potter ve ölüm yadigârları: bölüm 1 ve bölüm 2" ile "harry potter ve melez prens" filmlerinde de rol aldı. ayrıca stephen frears'ın yönetmen koltuğunda oturduğu the queen adlı filmde eski ingiltere başbakanı tony blair'in eşi cherie blair'ı canlandırdı. mccrory ayrıca penny dreadful, doctor who ve messiah: the harrowing gibi pek çok yapımda da yer aldı.
kaynak
eşinin tweeti
devamını gör...
ikinci dünya savaşı
almanların dünyanın geri kalanına karşı yapmış oldukları savaştır.
devamını gör...
the deep sea
sığ sulardan okyanusun en derin noktasına kadar, hangi derinlikte ne tür canlılarla karşılaşacağınızı ve hangi derinlikten itibaren sulara karanlık çöktüğünü gösteren güzel bir sayfa.
incelemek isteyenler için link
incelemek isteyenler için link
devamını gör...
bu devirde evlenebilmek başarı mıdır sorunsalı
bu devirde evlenmek kadar
saygı sınırları içinde çirkinleşmeden
çoluğu çocuğu hırpalamadan
konuya komşuya rezil olmadan
etekte olanları dökmeden
kimseleri öldürmeden boşanmak da başarı olmaya doğru gidiyor.
saygı sınırları içinde çirkinleşmeden
çoluğu çocuğu hırpalamadan
konuya komşuya rezil olmadan
etekte olanları dökmeden
kimseleri öldürmeden boşanmak da başarı olmaya doğru gidiyor.
devamını gör...

