gerçekten çaresizlik. milyarlarca insan ve sağlık sisteminin iyi olmaması birleşince acı verici bir tabloya dönüşüyor.
devamını gör...

f klavye

türkçeye en uygun klavye olan f klavye, [pek çok kişinin telaffuz ettiği gibi ef klavye değil, harflerin türkçe okunuş biçimine göre fe klavye] uzun çalışmalardan sonra daktilolarda en kolay, en hızlı ve hatasız yazmak amacıyla üretilmişti. zaten daktilo ile klavye arasında bir bağ kurulabilir yazım dizaynı olarak, üreticiler daha sonra daktilodaki bu dizaynı doğrudan klavyeye aktarmışlardır. türkçede çok sık kullanılan seslerin karşılığı olan harflerin “f klavye”de kolay ulaşılabilecek yerlere yerleştirildiğini, türkçedeki harflerin kullanılma oranları, ünlü-ünsüz ses ilişkileri, hece ve söz yapısı, parmakların kuvvet, yetenek ve işleklikleri göz önünde bulundurularak üretilen ‘f klavye’ bu özellikleri bakımından türkçeye uyduruk ‘q klavye’den çok daha uygundur.

q klavye

q klavye ya da qwerty, özellikle ingilizce konuşulan ülkelerde yaygın olarak kullanılan bilgisayar ve daktilo klavyesidir. bilindiği üzere q klavye ingilizce klavye türüdür. klavye üzerindeki harf yerleşimi ingilizce sisteme göre yapılmıştır. ülkemizde ingilizce konuşup yazmamamıza rağmen q klavye yaygınlaşmıştır. fakat f klavye ise tamamen türkçe bir klavyedir. harf yerleşimi, harf karakterleri ve klavye dizaynı türkçeye göre yapılmıştır. q klavye ile f klavyeyi de birbirinden ayıran en büyük özellik budur.
devamını gör...

neredeyse hepsi,

benim en çok tutulduğum ise "büyüklerine saygı göster" sebep? adam benim canıma ot tıkayacak saygı görecek, adam haddini bilmeyecek saygı görecek, adam hakkımı yiyecek saygı görecek.

saygı gökten zembille inmez hak edilir. kimsenin yaşına hürmet etmem.
devamını gör...

bana güvenmemek için nedenin yok dediğim eski sevgilim " elimde bıçak olmadığı için elinde bıçak yok. elime bıçak alacağımı hissetsen, elime bıçak almamı bile beklemeden beni bıçaklardın" demişti. hep beynimde dolanır bu cümle.

millet sevgilisini her an bıçaklanacak gibi korur kollar, kızın ayağına taş değer diye taşların üstüne yatar, tırnağı kırılsa dünyayı yakar, ne bileyim dünya üzerinde en masum varlık o gibi davranır, benim gördüğüm muameleye bak arkadaş.

başka kadın az sessiz kalsa "yavrum neye bozuldun söyle, seni bilmeden kırdım mı " diye soruyorlar, bana aynı adam "kim bilir ne şeytanlıklar peşindesin, ne düşünüyorsun" diye soruyordu.

yasık.
devamını gör...

1823-1889 yılları arasında yaşamış fransız akademik-klasik ressam.
döneminde paris salon'unun en sevilen ressamlarından olmuş, salon tarafından büyük onur madalyası'yla ödüllendirilmiştir. 17 yaşında kabul edildiği paris güzel sanatlar akademisi'nde daha sonra profesör olmuştur. türk ressamlardan süleyman seyyid'in de hocasıymış bir dönem.
kendisi salon ile yakın ilişki içerisinde olduğu ve empresyonizm akımına da karşı çıktığı için, bu akımı benimseyen ressamların salon'a kabul edilmemesinde, dolayısıyla reddedilenler salonu'nun açılmasında da etkisi vardır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel fallen angel (1847) tablosundan detay.
en bilinen eserlerinden ''fallen angel'', cennetten kovulan lucifer'ın tablosudur. ressam bu meleği öyle çizmiş ki, yüzünün sadece yarısını gördüğümüz halde insanın içine işleyen bakışı neler hissettiğini müthiş bir şekilde anlatıyor.

eserlerini incelemek için buradan
ressam ve ''fallen angel'' tablosuyla ilgili daha fazla bilgi için kaynak
devamını gör...

yediği yiyeceğin ambalajını yere atmamak için cebinde taşımak. ben elma çöplerini dahi taşıyorum cebimde.
devamını gör...

eyluling ve gomercan kardeş'imle tanışıp, çok keyifli bir sohbete vesile olan zirvedir.

rumuzunu anmak istemediğim bir vatandaşı da görecektim ama kuaför sürecinden ötürü geç geleceği için bekleyemedim.

diğer katılımcılara da keyifli akşamlar.
devamını gör...

genellikle mağlup olunan maçlardan sonra umudu diri tutmak, bazen de galibiyetten sonra böbürlenmeyi önlemek için kurulan klasikleşmiş futbol cümlesidir.

ilk durumda maçta oynanan kötü futbol önce hakeme, sonra şanssızlığa, sonra var odasına ve en son olarak da zemin ve hava şartlarına bağlandıktan sonra sanki bu saydıklarım sonraki maçlarda olmayacakmış gibi önümüzdeki maçlara bakmamız gerektiğini söyler futbol adamları.

biz de önümüzdeki maçlara bakarız. aynı şeyleri görmek için. yine basit goller yeriz, yine hakem rakibi tutar ve biz yine zeminin azizliğine uğrarız.

ikinci durum ise ben kendimi övmeyeyim siz beni övün sendromudur. maçı kazandık ama bu bizim için alelade bir durum, zaten kazanmaya alışkın bir takımız, o yüzden maç bitince mal bulmuş mağribi gibi sevindiğimize bakmayın. biz önümüzdeki maçlara bakacağız, demektir bu.

biz yine önümüzdeki maçlara bakarız. ama içimizde bir tedirginlikle. acaba önümüzdeki hafta, kötü oynadığımız için mi bakacağız önümüzdeki maçlara yoksa kazandığımız için mi?

ben de kişisel tarihimde önümdeki maçlara bakıyorum ama sanki bu sefer gol orucunu bozacak zihnimin forvetleri, şeytanının bacağını kıracağız insanolunbiraz spor kulübü olarak. bu sefer olacak sanki. ama netice ne olursa olsun… yok bu klişeye girmiyorum.

allah yardımcınız olsun!
devamını gör...

teknik konusunda vur dediniz öldürdüm diyen kişi, dream theater'ın kurucularından ve gitaristi. konserlerde bazen yazdığı zor soloları atamaz.
devamını gör...

tik tok'ta iq yoksunu çekilen videolar , yüzlerce sayfalık analizlerden ve makalelerden daha fazla ilgi görüyor.
çünkü okumayı sevmiyoruz.
bir görsele 5 sn bakınca sıkılıyoruz.

bütün gün elinde telefon , baş parmağıyla ekrandaki görüntüyü aşağı doğru kaydıran insanlardan bilime ilgi duymalarını da beklememeliyiz.
devamını gör...

ben kıskanç biri değilim.
devamını gör...

ya tanım girecek doğru düzgün başlık olmadığını düşünüyordur ya da mesajlaşarak yazarların derinlerine inip kişilik analiz etmeyi seviyordur.
devamını gör...

yaa harika olmuş!!*
emeğine sağlık ccc gomercan ccc. çok güldüm yaa. sonunda açıldı radyooo ve süper olmuş. sözlük baştan aşağı yenilendi!*
devamını gör...

1821 yunan isyanı'nın en ikonik kadın karakterlerinden biridir. osmanlı devleti'ne karşı korsanlık faaliyetleriyle ve yunan direnişine yaptığı yardım ve fedakarlıklarıyla, kendisi yunanistan'da halen saygı görmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kendisi 1771'de doğmuştur. hayatı boyunca iki kere evlenen bulbulina, ikinci kocasını da cezayirli korsanlarla olan savaş sonucu kaybettikten sonra kocasından gelen servet ile adıyla özdeşleşmiş büyük gemisi agamemnon'u inşa ettirmiş ve diğer dört gemisiyle birlikte kendi korsan filosunu bu şekilde kurmuştur. 1821'deki yunan isyanı'na kadar ruslar için savaşmıştır.

en nihayetinde yıllar 1821'i geçtiğinde bubulina bu sefer 8 adet gemisiyle yunan isyanı'na katılarak osmanlı devleti'ne karşı en önemli mücadelesini verecektir. bilhassa mora yarımadası'nın çeşitli bölgelerinde osmanlı gemilerini abluka altına alarak, mora'daki osmanlı varlığının aleyhine faaliyetlerde bulunarak, yunan donanmasının türk donanmasına karşı güçlenmesine katkı sağlamıştır. kendisinin yunan tarihinde bu kadar meşhur olmasının sebebi de işte bu yaptıkları olacaktır.

ufak bir not: biliyorum evet, bize karşı savaştığı doğrudur bu kadının. eminim bazılarınız bana kızacak şimdi. ama kadın delikanlı mı delikanlı şimdi, yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. öyle naçizane yazdım...
devamını gör...

#101537 no’lu tanımda bahsedildiği üzere türkiye’nin (bkz: umberto eco)’su, şiirleriyle edebiyat dünyamızın en nadide ödüllerinden cemal süreya, necatigil ödüllerini; denemeleriyle tdk ödülü alan, türkiye’nin en entelektüel kişilerinden olan (bkz: enis batur) tarafından kaleme alınan, ekim 2015’te (bkz: kırmızı kedi yayınları)’ndan yayımlanmış kitabıdır.

gün ortasında bir kafede, kahvenizi içerken;
mesai arasında 1 saatlik yemek molanızda,
yahut istanbul gibi bir şehirde, kadıköy’den ümraniye’ye trafiğin kilit olduğu bir saat diliminde yolculuk ederken bitirebileceğiniz kolaylıkta, dümdüz, sade, 84 sayfalık tuhaf bir kitap…

tuhaf çünkü şekil itibariyle değişik bir kitap...
sayfalar paragraftan oluşuyor. bu paragraflar yeri geliyor sayfanın tamamını dolduruyorken; yeri geliyor, sayfanın yarısı bile etmiyor.
yani biçim bakımından tuhaf geldi bana…

sonra çıkış noktası olarak tuhaf bir deneme…
çünkü daha kitabın başlarında şöyle bir şey karşılıyor sizi:

"eğer bir kış sabahı, trenin bir iki dakikalığına durduğu uzak bir ülkenin taşra istasyonundan binen tek yolcu, karşındaki boş koltuğa oturur ve senin yıllar önce yazdığın bir kitabı çıkarıp okumaya koyulursa, şaşırma.
bu sahne başka bir yazar tarafından senin için yazılmıştı."

yani bu denemeyi yazmaya enis batur’u iten şey bu şekilde gerçekleşen bir anı mıydı, yoksa sadece fikir olarak kafasında şekillenen bir şey miydi emin olamadım. sahneyi kafamda canlandırıp hem okurun, hem yazarın yerine koyduğumda kendimi, gerçekten çok tuhaf bir rastlantıyla tuhaf şeyler hissettim.

işte bu yüzden tuhaf bir kitap benim için…

enis batur’un kalemine hakim olmayan bir okur için tanışma kitabı diyemem, çünkü bazı cümleleri anlamlandırabilmek için defalarca okumak gerekebiliyor. evet basit bir kitap, çabuk bitiyor ama başlarda, bu 'defalarca okumak' bazı sabırsız okurları sıkabilir. işte tam o sıkılmanın başladığı anda kitap bir ivme kazanıyor aniden. bu yüzden de tuhaf bir kitap benim için. kurgu bakımından da tuhaf yani...

totale baktığımızda beğendiğim bir kitaptı. bazı cümleleri çok sevdim mesela:

‘’hayat yalnızca şimdiki zamanlardan oluşur.’’

‘’kitap , daha iyi bir dünyanın kılavuzu olabilir.’’

gibi..

deneme okurlarına tavsiyemdir.
keyifle okuyunuz.
devamını gör...

yalnız türkiye den yüzbinlerce insan kaçmadı kurtuluş savaşında, tam aksine vatan için savaştılar. afganistan dan ise insanlar uçağın kanadında uçmaya razı olacak şekilde kaçıyor, bu mu afganistan ın kurtuluş savaşı? bir meczubun hezeyanları.
devamını gör...

kendini aratıp da bulamamak acıdır bu başlıkta.
devamını gör...

yobazın vatan diye bir sorunu yoktur.
devamını gör...

adnan zengin beyfendiye, zimmetine para geçirdiği iddiasıyla 2019 yılında açılan dava.

valla bravo, diyecek bir şey bulamadım. yaptıysa da hayırlı işler, bol kazançlar dileyeyim bari.


thk kayyum heyeti üyeliğinin yanı sıra içişleri bakanlığı’na bağlı sivil toplumla ilişkiler genel müdürlüğü’nde işlemler ve mevzuat daire başkanlığı görevini de yürüten adnan zengin hakkında 2019 yılında değeri 5 milyon tl olan 2,5 dönüm büyüklüğündeki araziyi zimmetine geçirdiği iddiasıyla dava açıldı.


buradan
devamını gör...

görmek isteyebileceğin, gurur duyabileceğin bir adam oldum.
göremedin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim