tanrının size verdiği en önemli yetenek
her işten biraz anlama ama hiçbir işi tam yapamama becerisi.
devamını gör...
aşık olma isteği
sevmek, sevilmek, mutlu olmak bunlar güzel duygular. hele ki türkiyede yaşayan herkesin daha da ihtiyacını hissettiği bir istek.
yüzümüz hiç gülmüyorki, bunda gülsün, üzgün surat.
yüzümüz hiç gülmüyorki, bunda gülsün, üzgün surat.
devamını gör...
normal sözlük'ün en esrarengiz başlığı
(bkz: k)
şimdilik budur, k başlığı yani.
içine girmek mümkün, yazmak mümkün ama yayınlamak imkansız, bkz / gbkz / b / i hiçbiri çalışmaz, çıkarken de sorun çıkardığı olur.
ayrıca aynı başlık yani k altındaki tanımları da beğenemez, favlayamazsınız.
bir nevi easter egg gibi ama yumurta yok!
şimdilik budur, k başlığı yani.
içine girmek mümkün, yazmak mümkün ama yayınlamak imkansız, bkz / gbkz / b / i hiçbiri çalışmaz, çıkarken de sorun çıkardığı olur.
ayrıca aynı başlık yani k altındaki tanımları da beğenemez, favlayamazsınız.
bir nevi easter egg gibi ama yumurta yok!
devamını gör...
doğru söylüyor dedirten şarkı sözleri
/ yiğidin sevdiği güzel olunca
ömrü ardı sıra sökülür gider /*
ömrü ardı sıra sökülür gider /*
devamını gör...
estonya
dijital dünyadaki tüm başarıları yanında dünyanın ilk e-vatandaslik vererek resmen çığır acan, bürokrasiyi ortadan kaldiran, dunyada ilk online oy verme sistemini kullanan ve yine dunyada ilk devlet olarak kripto para üreten ülkedir. teknolojinin ana vatanidir.
1.3 milyonluk ufak bir nufus var ve dogal guzelliklerle dolu harika bir ülkedir. insanlari asiri dogal, eğlenceli ve tanistiktan sonra asiri sicakkanli ve yardimseverdir. yabancilara ayni ortamda degilseniz biraz mesafeli durabilirler. durustler ve iki yuzlu degiller. soğukları dışında asiri yaşanabilir bir ülkedir. (bkz: olsa da gitsek)
1.3 milyonluk ufak bir nufus var ve dogal guzelliklerle dolu harika bir ülkedir. insanlari asiri dogal, eğlenceli ve tanistiktan sonra asiri sicakkanli ve yardimseverdir. yabancilara ayni ortamda degilseniz biraz mesafeli durabilirler. durustler ve iki yuzlu degiller. soğukları dışında asiri yaşanabilir bir ülkedir. (bkz: olsa da gitsek)
devamını gör...
sözlükte devrim sinyallerinin verilmesi
(bkz: ben izlemeye geldim)
devamını gör...
polisiye bir öykü
yılmaz erdoğan, benim çok sevdiğim ve ara ara açıp izlediğim bir oyunu için bir cümle yazmıştır. bu kitabı okurken zihnimde bu cümle eşlik etti bana kitabın sonuna kadar. “ her suç bir cezadır, her ceza biraz da suç.” cümleyi kelimesi kelimesine hatırlamıyor olabilirim ama yaklaşık olarak böyle bir cümle idi.
bu kitapta okuduğumuz hikayede bir gizli polis arzı endam etmekte ama bize seslendiği yer zamanında suçlu mu suçsuz mu bakılmadan, içinde bulunduğu teşkilatın gizli kanadının insanları içeri tıktıkları yer. o bir itirafçı, belki de değil.
suçunuzun kefareti anlatmaktır. anlatınca suç kavram olarak niteliklerini yitirmese de en azından hafifletici nedenler bulur kendine.
her ülkede polis halkın bir kısmının hayranlığını bir kısmının da nefretini üzerine çeker. bu yazılı olmayan bir kuraldır. yazarın zihninde yarattığı bu ülkede de durum hemen hemen böyle.
düşman gördüğünüz kişiye bir sıç isnat etmek çok kolaydır, eğer güçlüyseniz. bunu da mevcut bütün sistemler de görüyoruz. ama devran döndüğünde kahramanlar suçlu, suçlular kahraman olur.
kitabı okumanızı gerçekten tavsiye ederim.
bu kitapta okuduğumuz hikayede bir gizli polis arzı endam etmekte ama bize seslendiği yer zamanında suçlu mu suçsuz mu bakılmadan, içinde bulunduğu teşkilatın gizli kanadının insanları içeri tıktıkları yer. o bir itirafçı, belki de değil.
suçunuzun kefareti anlatmaktır. anlatınca suç kavram olarak niteliklerini yitirmese de en azından hafifletici nedenler bulur kendine.
her ülkede polis halkın bir kısmının hayranlığını bir kısmının da nefretini üzerine çeker. bu yazılı olmayan bir kuraldır. yazarın zihninde yarattığı bu ülkede de durum hemen hemen böyle.
düşman gördüğünüz kişiye bir sıç isnat etmek çok kolaydır, eğer güçlüyseniz. bunu da mevcut bütün sistemler de görüyoruz. ama devran döndüğünde kahramanlar suçlu, suçlular kahraman olur.
kitabı okumanızı gerçekten tavsiye ederim.
devamını gör...
predestination
neresinden tutulursa tutulsun elde kalan film. bug'ları görmezden gelirsek bir şeyler oluyor gibi oluyor ama yine oldurulamıyor. keyifli vakit geçirmiştim şahsen izlerken, orası ayrı.
şimdi,
--! spoiler !--
ilk olarak filmin ilk yarısındaki sahnelerden birinde kendi kuyruğunu yiyen yılandan bahsediyor karakterimiz (uroboros), bu da izleyicide direkt bir sonsuz paradoks-döngü ışıklarını yakıyor. zaten ardından gelen bir 'tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan' muhabbetiyle 90'dan çakıyorlar filmin mesajını.
bir paradoksun oluşabilmesi için başlangıç noktası şarttır ilkesini ele alarak filmdeki karakterin başlangıç noktasını göremediğimizi belirtmek isterim. zaten izleyicinin tüm filmi anladıktan sonra kalakaldığı tek soru bu. ''peki jane'in asıl anne babası kim?'' senaryoda izleyici bu soruya takılı kalmasın diye ''zaman makinesi falanca yıldan ötesine gidemiyor'' gibi bir cevap verilmiş. yani biz (zaman ajanıyla birlikte) ancak jane'in sadece yetimhane kapısına bırakıldığı güne gidebiliyoruz. öncesi yok. fakat bu durumda tanrı(?) tarafından jane şak diye bu paradoksa dışarıdan kondurulmadıysa, bizim görmediğimiz bir anne babası varsa işin içine biyoloji girer ve kendi kendiyle birlikte olarak doğurduğu çocuk yine kendisi olamaz. sonuçta rastlantısal olarak spermler seçiliyor ve yumurtada dölleniyor. doğan bebeğin de jane/john olması çok abuk. eğer ki jane'in kendinden ayrı bir anne babası yoksa bu paradoksa dışarıdan dahil edildi demektir. ya da film zaten bunun imkansızlığı üzerine kurulmuştur kim bilir... yani filmin belirmesinin sebebi bu çıkmazdır belki de. ya da ben azla eksiğim birleştiremiyorum, pek mümkün.
şuna da değinelim. bay robertson, ajanımıza/barmene zamanda yaptığı her yolculukta yaptığı küçük değişiklikler olduğunu
ama sonucun değişmediğini söylüyordu bir sahnede, ya da buna benzer bir şeydi her neyse; jane/john/barmen/bombacı ne yaparsa yapsın kaderini değiştiremiyor. kendisine son derece obsesif şekilde aşık. seçme şansı olduğunu bilmesine rağmen geçmişe her gidişinde kendisine aşık oluyor, kendisiyle birlikte oluyor ve kendisini yeniden doğuruyor. filmin sonuna doğru bombacı kütüphanedeki kızla ilişki yaşamaya çalıştığını denediğini ancak kızın bunu kaldıramadığını yürümediğini söylüyor. çünkü kendisinden başka kimseye birlikte olamamakta... "the only thing that i know for sure is that you are the best thing that's ever happened to me. i miss you dreadfully" diyor adam kendisi için, daha ne desin. yani buradan da geçmişe yolculuklarda ne kadar değişim yapmaya çalışırsa çalışsın filmde sonucun değişmeyeceğini alıyoruz. örneğin o süreçte bir yerlerde adamın (john'un) yüzü yanıyor, yüz nakli yapılıyor vs fakat süreçteki değişiklik sonucu etkilemiyor. karakter yine bir şekilde geçmişe döndüğünde kendisiyle tanışıyor, kendisine aşık oluyor, kendisini hamile bırakıyor, kendisini doğuruyor ve geçmişe dönüp kendisini yetimhaneye bırakıyor.
--! spoiler !--
anası babası zamanında sahip çıkmamış işte bak ne hale gelmiş yavrucak.
böyle şeyler izlemeyin.
gidip ders falan çalışın
bye.
şimdi,
--! spoiler !--
ilk olarak filmin ilk yarısındaki sahnelerden birinde kendi kuyruğunu yiyen yılandan bahsediyor karakterimiz (uroboros), bu da izleyicide direkt bir sonsuz paradoks-döngü ışıklarını yakıyor. zaten ardından gelen bir 'tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan' muhabbetiyle 90'dan çakıyorlar filmin mesajını.
bir paradoksun oluşabilmesi için başlangıç noktası şarttır ilkesini ele alarak filmdeki karakterin başlangıç noktasını göremediğimizi belirtmek isterim. zaten izleyicinin tüm filmi anladıktan sonra kalakaldığı tek soru bu. ''peki jane'in asıl anne babası kim?'' senaryoda izleyici bu soruya takılı kalmasın diye ''zaman makinesi falanca yıldan ötesine gidemiyor'' gibi bir cevap verilmiş. yani biz (zaman ajanıyla birlikte) ancak jane'in sadece yetimhane kapısına bırakıldığı güne gidebiliyoruz. öncesi yok. fakat bu durumda tanrı(?) tarafından jane şak diye bu paradoksa dışarıdan kondurulmadıysa, bizim görmediğimiz bir anne babası varsa işin içine biyoloji girer ve kendi kendiyle birlikte olarak doğurduğu çocuk yine kendisi olamaz. sonuçta rastlantısal olarak spermler seçiliyor ve yumurtada dölleniyor. doğan bebeğin de jane/john olması çok abuk. eğer ki jane'in kendinden ayrı bir anne babası yoksa bu paradoksa dışarıdan dahil edildi demektir. ya da film zaten bunun imkansızlığı üzerine kurulmuştur kim bilir... yani filmin belirmesinin sebebi bu çıkmazdır belki de. ya da ben azla eksiğim birleştiremiyorum, pek mümkün.
şuna da değinelim. bay robertson, ajanımıza/barmene zamanda yaptığı her yolculukta yaptığı küçük değişiklikler olduğunu
ama sonucun değişmediğini söylüyordu bir sahnede, ya da buna benzer bir şeydi her neyse; jane/john/barmen/bombacı ne yaparsa yapsın kaderini değiştiremiyor. kendisine son derece obsesif şekilde aşık. seçme şansı olduğunu bilmesine rağmen geçmişe her gidişinde kendisine aşık oluyor, kendisiyle birlikte oluyor ve kendisini yeniden doğuruyor. filmin sonuna doğru bombacı kütüphanedeki kızla ilişki yaşamaya çalıştığını denediğini ancak kızın bunu kaldıramadığını yürümediğini söylüyor. çünkü kendisinden başka kimseye birlikte olamamakta... "the only thing that i know for sure is that you are the best thing that's ever happened to me. i miss you dreadfully" diyor adam kendisi için, daha ne desin. yani buradan da geçmişe yolculuklarda ne kadar değişim yapmaya çalışırsa çalışsın filmde sonucun değişmeyeceğini alıyoruz. örneğin o süreçte bir yerlerde adamın (john'un) yüzü yanıyor, yüz nakli yapılıyor vs fakat süreçteki değişiklik sonucu etkilemiyor. karakter yine bir şekilde geçmişe döndüğünde kendisiyle tanışıyor, kendisine aşık oluyor, kendisini hamile bırakıyor, kendisini doğuruyor ve geçmişe dönüp kendisini yetimhaneye bırakıyor.
--! spoiler !--
anası babası zamanında sahip çıkmamış işte bak ne hale gelmiş yavrucak.
böyle şeyler izlemeyin.
gidip ders falan çalışın
bye.
devamını gör...
2 ocak 2021 apartman garajında 3 gencin cesedinin bulunması
polislerin apartmanda zehirlenme vakası ihbarını alıp olay yerine gittiklerinde 3 katlı binanın garajında 3 genci hareketsiz yatarken buldu.
sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede 20 ile 25 yaşlarında gençlerin öldüğü anlaşıldı.
polis ekipleri tarafından olaya ilişkin soruşturma başlatıldı.
kaynak
sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede 20 ile 25 yaşlarında gençlerin öldüğü anlaşıldı.
polis ekipleri tarafından olaya ilişkin soruşturma başlatıldı.
kaynak
devamını gör...
moral bozukluğu ile baş etme yöntemleri
dostlar açın bir roman havası, söyle bir kurtlarinizi dökün hiçbir şeyiniz kalmaz. favorim pau-bonzai , silivri'ye gitmeme dilegiyle.
devamını gör...
erkeklerin regl olması durumunda yaşanabilecekler
her ay onların yatak döşek hallerini çekmek zorunda kalırdık. abartıp ilk reglinde vasiyet yazdıranlar bile çıkabilirdi.
devamını gör...
intihar girişiminde bulunan kişiye öğüt veren embesiller
merhaba selamın aleyküm diyerek konuya gireyim. öcelikle embesil lafını küfür ya da hakaret zannedebilecek moderatöre sesleneyim embesil zeka seviyesi ile ilgili tıbbi bir terimdir.
peki sen bu öğüt veren cahillere laf edebilecek misin diyen olabilir. ben tıp doktoruyum. ayrıca üç yıl psikiyatri asistanlığı yaptım. bir yıl daha sabredebilsem psikiyatrist olurdum. ama hocalarıma siz önünüze gelene antidepresan yazan tıbbi cahillersiniz dedim diye itilmiş biriyim. tanıdığınız asistan doktor varsa sorun bu ne demek. tanrıya küfredip cennete al beni demekten farkı olmadığını anlarsınız. pek çok intihar girişiminde bulunan kişiyle konuştum. konuşma derken muayene oluyor bu psikiyatride.
gelelim konumuza. değer mi be. paraysa sorun hallederiz demek afedersiniz ben salağım senin de kafanı silkeyim geri zekalı demektir hastaya. çözeriz hallederiz umarım her şey düzelir demek o kişiye destek olmak değil ona zarar vermektir.
kimse para için ya da tek bir konu yüzünden intiharı seçmez. sorun komplextir ve büyük ihtimalle bu kompleks yapıyı intihar eden kişi bile bilmez. sizin teselli ya da iyi niyetli görünen aptalca yazdıklarınızı okuyorsa bu kişi zarar görür.
bilginiz olmadan her başlığa atlayıp yorum yapabilirsiniz ama böyle hassas bir konuda fikir belirtmeniz beni delirtti. tıpta ilk kural bilgin yoksa hastaya zarar vermedir. cehalet böyle işte. yorum yaparak bir insana zarar vermek. intihar girişiminde bulunan insanların bunu tekrarlama oranı ne biliyor musun. hayır. senin yazdıklarından nasıl etkilenir biliyor musun. hayır. neden yazıyorsun? ben söyleyeyim. manevi masturbasyon yapıp rahatlamak için. okuyanlara ben çok duyarlı ve iyi bir insan imajı vermek için.
sayın düşük zekalı kardeşim. git nereye yazarsan yaz ama hayatı pamuk ipliğine bağlı kişiye yazma. bu kişiyle konuşacak kişi yedi yıl tıp fakültesi sonrası yıllarca psikiyatri eğitimi alan kişi olmalı.
bu işin geyiği olmaz. en ufak bir hatada o kişi kaybedilir. bu sevgilisinin terk ettiği üzgün arkadaşın değil. intihardan bahseden kişiye nasıl yaklaşılmalı konusunu anlatırdım ama bunu okuyan kendini uzman sanarak hareket eder diye susuyorum.
böyle hassas konularda susun ve yorum yapmayın. neyse derdim anlaşılmıştır umarım.
peki sen bu öğüt veren cahillere laf edebilecek misin diyen olabilir. ben tıp doktoruyum. ayrıca üç yıl psikiyatri asistanlığı yaptım. bir yıl daha sabredebilsem psikiyatrist olurdum. ama hocalarıma siz önünüze gelene antidepresan yazan tıbbi cahillersiniz dedim diye itilmiş biriyim. tanıdığınız asistan doktor varsa sorun bu ne demek. tanrıya küfredip cennete al beni demekten farkı olmadığını anlarsınız. pek çok intihar girişiminde bulunan kişiyle konuştum. konuşma derken muayene oluyor bu psikiyatride.
gelelim konumuza. değer mi be. paraysa sorun hallederiz demek afedersiniz ben salağım senin de kafanı silkeyim geri zekalı demektir hastaya. çözeriz hallederiz umarım her şey düzelir demek o kişiye destek olmak değil ona zarar vermektir.
kimse para için ya da tek bir konu yüzünden intiharı seçmez. sorun komplextir ve büyük ihtimalle bu kompleks yapıyı intihar eden kişi bile bilmez. sizin teselli ya da iyi niyetli görünen aptalca yazdıklarınızı okuyorsa bu kişi zarar görür.
bilginiz olmadan her başlığa atlayıp yorum yapabilirsiniz ama böyle hassas bir konuda fikir belirtmeniz beni delirtti. tıpta ilk kural bilgin yoksa hastaya zarar vermedir. cehalet böyle işte. yorum yaparak bir insana zarar vermek. intihar girişiminde bulunan insanların bunu tekrarlama oranı ne biliyor musun. hayır. senin yazdıklarından nasıl etkilenir biliyor musun. hayır. neden yazıyorsun? ben söyleyeyim. manevi masturbasyon yapıp rahatlamak için. okuyanlara ben çok duyarlı ve iyi bir insan imajı vermek için.
sayın düşük zekalı kardeşim. git nereye yazarsan yaz ama hayatı pamuk ipliğine bağlı kişiye yazma. bu kişiyle konuşacak kişi yedi yıl tıp fakültesi sonrası yıllarca psikiyatri eğitimi alan kişi olmalı.
bu işin geyiği olmaz. en ufak bir hatada o kişi kaybedilir. bu sevgilisinin terk ettiği üzgün arkadaşın değil. intihardan bahseden kişiye nasıl yaklaşılmalı konusunu anlatırdım ama bunu okuyan kendini uzman sanarak hareket eder diye susuyorum.
böyle hassas konularda susun ve yorum yapmayın. neyse derdim anlaşılmıştır umarım.
devamını gör...
anın fotoğrafı
şurada kiminle oturmak isterdiniz?

benim aklıma kimse gelmedi.
son yılları düşündüm.
hayatımı düşündüm, hayatımda olan insanları düşündüm.
yok yok tek bir isim bile yok.
evet bir adet manit var shrek bey onla bu ara limoniyiz bu yüzden aklıma gelse de yoo nedenmiş bana ne dedim ve onu da seçmedim.
siz olsanız kimle oturur ve güneşin batışını izlerdiniz?
dometesleri kapıp gelebilse aklımda bir isim var ama oohhoo çok uzaklarda.
neysem aklınızdan ilk geçen kimse ona aitsiniz ve inandığınız o kutsal varlık her neyse sizi ona onu size bahşetsin... hadi yine iyisiniz hahah.
sevgiler..

benim aklıma kimse gelmedi.
son yılları düşündüm.
hayatımı düşündüm, hayatımda olan insanları düşündüm.
yok yok tek bir isim bile yok.
evet bir adet manit var shrek bey onla bu ara limoniyiz bu yüzden aklıma gelse de yoo nedenmiş bana ne dedim ve onu da seçmedim.
siz olsanız kimle oturur ve güneşin batışını izlerdiniz?
dometesleri kapıp gelebilse aklımda bir isim var ama oohhoo çok uzaklarda.
neysem aklınızdan ilk geçen kimse ona aitsiniz ve inandığınız o kutsal varlık her neyse sizi ona onu size bahşetsin... hadi yine iyisiniz hahah.
sevgiler..
devamını gör...
alttaki yazara bir mesaj bırak
привет rusça merhaba demek. privet diye okunuyor.
devamını gör...
yürümek
ilham arıyorsanız ve detayları fark ediyorsanız dünyanın en güzel ve en acı aktivitesidir. öyle ki bir zaman sonra uzun mesafelerde otobüse binmek size zulüm gibi gelecektir.
devamını gör...
spontane radyo yayını
koşarak eve gitme sebebim olan yayın. sokağa çıkma yasağı başladığı için degil bu yayın başladığı için gidiyorum eve, evet.
siz de gelsenize!
siz de gelsenize!
devamını gör...
erkeklerin tahammül edilemeyen hareketleri
sokak ortasında yere tükürmeleri. böyle bir sahneye şahit olunca o insanı magmanın dibine kadar sokasım geliyor.
devamını gör...
kitap okumuyorum eksikliğini de hissetmiyorum diyen tip
dümdüz olan insandır. asla ama asla başkalarının fikirleri onun için önemli değildir. çevremde sayısız örneği vardır. yapacak iş bulamayıp ona buna sarıp ortalık karıştırırlar.
devamını gör...
evde takım elbise ile gezen elit
boğaza karşı "çay"'ını* içerken hain planlar tasarlayan, klasik bir zengin-fakir temalı türk dizisi karakteridir.
devamını gör...
