bilim ve sanat itibar görmediği toplumu terk eder.
- ibn-i sina.
devamını gör...

sanki üzerinde vişne rengi bir palto var ve kuzguncuk sokaklarında dolaşan insanlara "durun, size iki güzel bilgi vereyim" diyen, ve sonra gülerek yoluna devam eden biri gibi. benim severek tanımlarını okuduğum, tespitlerini ilgiyle takip ettiğim bir yazar. ayrıca, yazılarımı okuması da beni çok mutlu ediyor. teşekkürler efenim. *
devamını gör...

en iyi yatırım kendinize yapacağınız yatırımdır.
ytd.
devamını gör...

agatha christie'nin yazdığı polisiye romandır. kitabın baş kahramanı dedektif hercule poirot'nundur.
agatha hanım bu romanı 1933 yılında istanbul'da, pera palas otel'de yazımıştır. romanın giriş bölümü de istanbul'da geçiyor.
uzun zamandır kitap okumuyorsanız ya da kitap okumakta zorlanıyorsanız eğer sizi içine çeken bir roman. dün elime aldım, ertesi güne kadar ara ara okudum ve bir çırpıda da bitti zaten. üstelik hem okuyor hem eğleniyor hem de heyecan içerisinde kalıyorsunuz. ben hep bir sonraki sayfayı merak ederek okudum.
kitap üç bölümden oluşuyor. ilk bölümde kitaptaki karakterleri tanıyorsunuz, yavaş yavaş olaya adapte olmaya başlıyorsunuz, kitabın sizi içen çektiği ilk adım. ikinci bölüm ise olayın yaşandığı, geliştiği bölüm. heyecana kapılıp sürüklendiğiniz yer de diyebilirim. üçüncü bölüm ise sonuç bölümü. olayın çözüldüğü kısım.
kitabı okurken katilin kim olduğunu tahmin etmem her bir ifade alınışta değişti. zaten okumuşsanız ne demek istediğimi anlamışsınızdır. okumadıysanız da şöyle söyleyeyim; kitabın sonunda şok üzerine şok yaşadım.
size kitaptan bir de alıntı bırakayım:

sadakat çok güç bulunur ve bedeli asla ödenmez.
devamını gör...

ilkokuldayım bornova ilçe halk kütüphanesinde raflar arasında beyhude gezerken siyah kaplı kitap dikkatimi çekti nazım hikmetin tüm eserlerini cilt haline getirilmiş ansiklopedik bir eser. okumaya başladığım ilk sayfalarında kitabın ve malum kişinin ülke sathında yasaklı olduğu yazılı canhıraş paniğe kapıldım fakat kitabı zinhar bırakamıyorum o aceleyle kitap yasaklı olsa bana kütüphane yetkilisi verir mi onu da geçtim orada ne işi var diye dusunemeyip kitabı aldigima dair imza atıp eve gidiyorum manyak gibi biri beni takip ediyor mu soruları eşliğinde eve sonunda vardım. okula götürmek gibi bir gaflete kapilmisim gizli gizli okurum tenefüste diyerek ve o gün okulda bir arama... hoca kafamın üstünde çantanı aç diyor açamam diyorum aç diyor dakikalarca süren bu münakaşa sonucunda elbette hoca durumdan sıkılarak çekip aldı çantamı kadincagiz içine bakıyor yine bakıyor sonra anlamsızca bana, ne var burada saklanacak dedi sonunda bende beni asmayın ne olur diye kadının eteklerindeyim diğer öğrenciler meraktan çatlayacak en son öğretmen kahkaha tufanina tutuldu. hayatımın en rezil olduğum anıydı sanırım
devamını gör...

özelikle yeniyse muhakkak koklarım.dinginliğin kokusu.
devamını gör...

rengin'in 1996 yılında çıkarttığı kendi adını taşıyan albümünün çıkış parçasıdır:
devamını gör...

tanıdığım yazar bile yok. bir de hoslanacak miyim? daha neler.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

düzgün bir prodüksiyon ve sağlam bir ekip çalışmasıyla %100 başarı temin edeceğini düşündüğüm bir taktiktir.

devamını gör...

(bkz: milf)
bir ara dernekleri bile vardı.şimdi ne oldu bilmiyorum.
devamını gör...

elektrik çarpması.
devamını gör...

çok yüksek enerjili bir fotonun bir atom çekirdeğiyle etkileşim süreci. bu etkileşim neticesinde atom çekirdeği parçalanır, ortama çekirdek içindeki nötron, proton gibi hafif parçacıklar dağılır.

bu süreç yıldızlarda süpernova aşamasından hemen önce ortaya çıkar. çekirdekler öyle süratli bir şekilde parçalanır ki, yıldızın çekirdeğinde milyonlarca yıl boyunca olup biten her şey geriye döner. yıldız yaşamı boyunca çekirdeğinde hafif elementleri nükleer füzyonla birleştirip ağır elementlere dönüştürmüştür. ancak foto parçalanma ile bu ağır elementler tekrar ilk hallerine dönene, hatta ondan da geriye giderek proton ve nötronlarına ayrışana kadar parçalanır. bu süreç ile yıldızın çekirdeği, kendisini ayakta tutan desteği kaybettiğinden, büyük bir hızla çöker ve süpernova gerçekleşir.
devamını gör...

bir tür yöntem.

"ille de ayraç almaya gerek yok, kitabın arasına her şeyi şöyle koyarım, çok da güzel olur" diyenler için sıkıntı yok.

fakat ayraç isteyip para vermeyeyim diyorsanız, aslında yine de para vereceğiniz şöyle bir yöntem de var. aylık sayıların neler verdiğini takip ederek, 7 tl'ye 1 adet bilim ve teknik dergisi alıyorsunuz. tek seferde şu şekilde 5 tane ayraç sahibi oluyorsunuz. üstelik bir de dergi okumuş oluyorsunuz.
devamını gör...

samuel mors tarafından 1835 yılında oluşturulan telgraf haberleşme dilidir. kısa ve uzun iki karakter ile yazılan bu dilde her latin harfe karşılık bir kod var. telgraf ile haberleşmenin anahtarı olan bu dilde latin harfe karşılık gelen kodu, telgraf iğnesini plakaya dokundurarak gönderilen elektrik sinyanini belirli aralık ve düzenlerle doğru kodu basarak iletişim mümkün hale geliyor.
karantina döneminde heves edip öğrenmeye çalıştığım bu dili günümüzde aktif kullanmak pek mantıklı ve mümkün değil. hepimiz sanırım s.o.s. mesajını ister istemez filmlerden biliyoruzdur az çok aşinayız. 3 kısa 3 uzun 3 kısa şeklinde. bana sorsanız ''ne işine yaradı öğrenmek?'' diye sadece bir heves ve merak ama kapı çalarken kullanıyorum bazen bildiklerim boşa gitmesin diyerekten. bir de bilen bir arkadaşınız var ise ortamlarda konuşmadan güzel iletişim kurabilirsiniz. masalara vurmanızdan şikayet eden yan masaların tepkilerine kadar tabii ki. bu arada telgraf ile ilgili ilginç bir bilgi bırakayım. ilk iletilen telgraf mesajı incil'den bir cümleymiş.(what hath god wrought)

(-.- .- ..-. .- / ... --- --.. .-.. ..- -.- / .- .. .-.. . ... ..)(kafa sozluk ailesi)

uluslararası mors dili harfleri ve sayı gösterimlerinin kodları ise şu şekilde:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gıdada doğal olarak bulunan, bir veya birden fazla besin ögesinin, toplumda veya özel bir risk grubunda bir veya birkaç besin ögesinin yetersizliğinin düzeltilmesi veya önlenmesi amacıyla gıdalara daha fazla miktarda eklenmesidir. bazı örnekleri şöyledir;
-tahıl ürünlerine; b1, b2 vitaminleri, niasin, demir ve kalsiyum,
-süt ve süt ürünlerine; a ve d vitamini,
-margarinlere; a ve d vitamini,
-tuza, ekmeğe; iyot,
-şekere, çaya; a vitamini

dünyada gıda zenginleştirmesine dair ortak bir görüş oluşturulmamıştır. her ülke kendine özgü uygulama yapmaktadır.
devamını gör...

nazi almanyası'nın büyük amirali ve deniz kuvvetleri komutanıdır. enteresan bir çardır kendisi... çoğu insan bilmez ama kendisi birinci dünya savaşında goeben'de teğmen olarak görev almıştır. hatta eşi ile de istanbul'da tanışıp evlenmiştir. hatta ölmeden evvel şahsi anılarını türkçe'ye çevirterek türk deniz kuvvetleri'ne vermiştir.

prusya ekolü ile yetişmiş olan dönitz nazi almanyası zamanında u bot filo komutanlığı ve deniz kuvvetleri kriegsmarine'de alt komutanlık olan u boat komutanlığı yaptıktan sonra savaş sırasında deniz kuvvetleri komutanı ve büyükamiral olmuştur. nazilerin en fazla yuvalandığı yer olan luftwaffe'nin aksine kriegsmarine daha böyle kanım canım almanya modunda savaşmıştır, ss ve luftwaffe'nin yaptığı türden katliamlara pek bulaşmamıştır.

dönitz ise moderate nazi modunda takılmıştır. şöyle tarif edersem anlarsınız herhalde, ''aman canım işimiz bozulmasın diye kafa sallayıp öyleymiş gibi takılıyoruz'' anladınız siz onu kıps sdkjlgh herneyse; tabi moderate nazi dediysem de, her nazi gibi museviler ve bolşeviklerden ölesiye nefret eden bir çardı kendisi... savaş sırasında 2 oğlu da kendisi gibi u boat subayıydı ve her ikisini de savaşta kaybetmiştir. dönitz ile alakalı en tartışmalı konulardan birisi ise, sebep olduğu laconia faciasıdır ki kendisi de bu facia sonrasında ne şartla olursa olsun düşmana ait hiçbir sivil ve savaş esirinin denizden canlı kurtarılmaması emrini vermiştir. laconia faciasında da almanlar yanlışlıkla sivil ingiliz gemisini vuruyorlar daha sonra ingiliz sivilleri kurtarıp denizaltıya alıp güvertesine kızılhaç seriyorlar. bu esnada onları gören bir amerikan b24 liberator üzerinde ingilizlerin de olduğu kızılhaç serili alman denizaltılarını vuruyor falan... e ardından da almanlar ''s*kerim insanlığını da yapacağınız işi de'' deyip filikalara ingilizleri bindirip açıkdenizde bırakıyorlar falan... dönitz ise bu olayın ardından işte o meşhur laconia kararlarını alıyor. bu sebepten ötürü de savaştan sonra nürnberg'de 10 sene yatıyor...

savaştan sonra tonton dede modunda takılıp batı almanya'da uzuuunca bir süre yaşadıktan sonra da 1981'de vefat etmiştir. cenazesine aslında yasak olmasına rağmen alman deniz kuvvetleri üniformalı tam kadro olarak katılmıştır. kazandığı alman madalyalarının yanında ek olarak kendisi de subay sınıfı osmanlı gelibolu kıta harp madalyası sahibidir..

dügüdüt: yazarken ''lan goeben miydi breslau mu ?'' diye ikilemde kalmıştım altta arkadaşım düzeltmiş sağolsun. breslau'da teğmendi sözlük...
devamını gör...

(bkz: insan kütüphanesi)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bunu bir uyarlamadan yapmış olsam da düşüncem bu *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim