gençlerin hobi sahibi olmayışı
paramız yok çünkü. elde olan imkanlarla da anca bu kadar oluyor. #364975.
devamını gör...
çabuk sinirlenen insan
bu kişi benim. çabuk sinirlenir çabuk sakinleşirim ama asla belli etmem .içimde fırtınalar kopsa yine de yüzümde mimik oynamaz. kendimi kontrol etmeyi uzun zaman önce ögrendim. ama karşımdaki kişiyi kırabilecek kadar sinirlendiysem hemen uzaklaşırım. yalnız başıma sakinlesmeye çalışırım. kendi dengesizligim yüzünden karşımdaki kişiyi kırmaya ne hacet?
devamını gör...
black mirror uss callister
en sevdiğim black mirror bölümlerinden birisidir. taşlamanın dibine vurmuştur. teknolojik mesajlar elbette çok sağlam ancak benim en çok hoşuma giden şey, robert daly karakterinin otopsisi. bir insanın dış dünyadaki silikliği, ezikliği, horlanışı ve yaptıklarının taktir edilmeyişi sonrasında ortaya çıkan durum, tabiri caizse bir yanardağ'ın patlaması gibi. bu tarz insanlar içlerindeki kötülüğü, güçleri el vermediği için gerçek yaşamda gösteremiyorlar. fırsatını bulduklarında ise herhangi bir mecrada tüm bu biriken irini, öfkeyi ve nefreti kusmaya başlıyorlar. zorba olarak nitelendirdiklerinden daha zorba, acımasız olarak gördüklerinden daha acımasız hale geliyorlar. işte bu gizli karakterin ortaya çıkarılması yani karakter otopsisinin yapılış tarzı muazzamdı bana göre. bunun bilim kurgu türü içerisinde yapılması ve tabi ki star trek konsepti barındırması ballı lokma tatlısı oluyor *
gerçek yaşamdaki mutsuzluk sebebiyle insanların ego mastürbasyonu için sanal mecralara koşması gerçeğini çok güzel işleyen, yeri geldiğinde gülümseten, yeri geldiğinde de acı acı düşündüren bir bölüm. aynı zamanda da korkutucu. çünkü insan denen yaratığın teknolojik aygıtları kullanma ve onlara hükmetme gücünü ve içinde barındırdığı canavarı düşündüğümüzde durum cidden tüyler ürpertici... tabi burada nanette cole karakteri de mühim. tüm bu ahval ve şerait içerisinde direnmeyi bir tek o aklına getiriyor ve yaratılan sistemi tabiri caizse hackliyor. evet umut her zaman vardır ama tehlikenin gümbür gümbür geldiğini görürken önlem almamak da en hafif tabiri ile ahmaklıktır. sağınıza solunuza dikkat edin. bu tarz silik, ezik ve horlanmış karakterlere karşı biraz naif olun. yoksa kendinizi o kişinin hayranı olduğu bambaşka bir simülasyonda bulabilirsiniz. hele ki adam/kadın dante'nin ilahi komedyasının cehennem bölümüne bayılıyorsa bittiğinizin resmidir. şimdiden geçmiş olsun.
gerçek yaşamdaki mutsuzluk sebebiyle insanların ego mastürbasyonu için sanal mecralara koşması gerçeğini çok güzel işleyen, yeri geldiğinde gülümseten, yeri geldiğinde de acı acı düşündüren bir bölüm. aynı zamanda da korkutucu. çünkü insan denen yaratığın teknolojik aygıtları kullanma ve onlara hükmetme gücünü ve içinde barındırdığı canavarı düşündüğümüzde durum cidden tüyler ürpertici... tabi burada nanette cole karakteri de mühim. tüm bu ahval ve şerait içerisinde direnmeyi bir tek o aklına getiriyor ve yaratılan sistemi tabiri caizse hackliyor. evet umut her zaman vardır ama tehlikenin gümbür gümbür geldiğini görürken önlem almamak da en hafif tabiri ile ahmaklıktır. sağınıza solunuza dikkat edin. bu tarz silik, ezik ve horlanmış karakterlere karşı biraz naif olun. yoksa kendinizi o kişinin hayranı olduğu bambaşka bir simülasyonda bulabilirsiniz. hele ki adam/kadın dante'nin ilahi komedyasının cehennem bölümüne bayılıyorsa bittiğinizin resmidir. şimdiden geçmiş olsun.
devamını gör...
yazarların cüzdanlarında taşıdığı garip nesneler
devamını gör...
gorguts
metal müzikte dissonance akımını başlatmış çok önemli avant-garde death metal grubu. ilk albümleri considered dead gayet düz bir death metal albümüyken erosion of sanity ile birlikte müziklerinde hafif düzeyde deneylere gidilmiş, ancak 1998 yılında çıkardıkları üçüncü albümleri olan obscura ile -gruba yeni gelen gitarist steve hurdle'ın da yardımıyla - kendilerini efsaneleler arasına sokan özgün tarzlarını oturtabilmişler.
obscura gerçekten genel olarak metal adına önemi kolay kolay anlatılabilecek türden bir şey değil. ulcerate, deathspell omega, portal ve sayısız diğer grubun varlığını bu albüme borçluyuz da denebilir. 1 saat boyunca yerinde duramayan, uyumsuz notalarla insanı tokatlayan çok ilginç ve kaotik bir albüm. yapımında dmitri shostakovich gibi klasik müzik sanatçılarından ve biraz da doğu müziğinden ilham almışlar. sindirmesi biraz zor ama gerçekten neden bu kadar saygı duyulan bir iş olduğunu anlamak zor değil.
diskografileri şu şekilde:
considered dead (1991)
the erosion of sanity (1993)
obscura (1998)
from wisdom to hate (2001)
colored sands (2013)
pleiades" dust (2016) (ep)
obscura gerçekten genel olarak metal adına önemi kolay kolay anlatılabilecek türden bir şey değil. ulcerate, deathspell omega, portal ve sayısız diğer grubun varlığını bu albüme borçluyuz da denebilir. 1 saat boyunca yerinde duramayan, uyumsuz notalarla insanı tokatlayan çok ilginç ve kaotik bir albüm. yapımında dmitri shostakovich gibi klasik müzik sanatçılarından ve biraz da doğu müziğinden ilham almışlar. sindirmesi biraz zor ama gerçekten neden bu kadar saygı duyulan bir iş olduğunu anlamak zor değil.
diskografileri şu şekilde:
considered dead (1991)
the erosion of sanity (1993)
obscura (1998)
from wisdom to hate (2001)
colored sands (2013)
pleiades" dust (2016) (ep)
devamını gör...
normal sözlük yazarlık rütbeleri
rütbeler bir iki güne dağıtılır diye düşünüyorum. o yüzden almayanlar üzülmesin her an sizde terfi alabilirsiniz.
devamını gör...
sözlük erkekleri toplatılsın kampanyası
gülümseten başlık.
çöpçüler kralı'ndaki kedi toplama sahnesini hatırlattı. hepsini çuvala koyup şehir dışına bırakalım bence. yolunu bulup dönebilen bizimdir, dönemeyen zaten hiç bizim olmamıştır.
çöpçüler kralı'ndaki kedi toplama sahnesini hatırlattı. hepsini çuvala koyup şehir dışına bırakalım bence. yolunu bulup dönebilen bizimdir, dönemeyen zaten hiç bizim olmamıştır.
devamını gör...
opeth
morningrise, my arms your hearse, still life, blackwater park gibi 4 adet efsane albümü art arda yapmayı başarmış olan; eskilerin extreme progressive metal, şimdilerin progressive rock grubu.
devamını gör...
29 temmuz 2021 hdp’nin orman yangınları açıklaması
buradan ulaşılabilecek açıklamadır.
rant için tüm insanlığa ait olan ormanlarımız yakıldıysa sorumluları açığa çıkarılmalı denmiştir. ülkemizde maalesef korku diye büyük bir güç var hükümetin elinde. hükümet, ormanları pkk yaktı diyor ve siz bunun hiç mantıklı olmadığınız biliyor olsanız bile pkk’lı ilan edilme korkusuyla konuşamıyorsunuz. hükümetin çizdiği çizgi içinde yapılan muhalefet, muhalefet değil danışıklı dövüştür. pkk eylem yaparak adını duyurur. bu saldırıyı yapmış olsaydı daha ilk saniyede biz yaptık derdi.
rant için tüm insanlığa ait olan ormanlarımız yakıldıysa sorumluları açığa çıkarılmalı denmiştir. ülkemizde maalesef korku diye büyük bir güç var hükümetin elinde. hükümet, ormanları pkk yaktı diyor ve siz bunun hiç mantıklı olmadığınız biliyor olsanız bile pkk’lı ilan edilme korkusuyla konuşamıyorsunuz. hükümetin çizdiği çizgi içinde yapılan muhalefet, muhalefet değil danışıklı dövüştür. pkk eylem yaparak adını duyurur. bu saldırıyı yapmış olsaydı daha ilk saniyede biz yaptık derdi.
devamını gör...
grotesk

japon yazar natsuo kirino’nun grotesk adlı romanında, kahramanların kendilerini çevreleyen dünyanın merkezi ile kişisel merkezlerini bir araya getirmenin yollarını aramalarının ve bunu yaparken toplum katmanlarının arasına sıkışıp kalmalarının hikayesi anlatılır.
her bir kahraman toplumla aralarındaki sorunları aşmaya çalışırken yaşadığı çaresizliği kötülüğe ve bir öz yıkıma dönüştürür. güzelliğin, abartılmış bir değer olarak çok fazla öne çıkarılması ile insanların yarattığı kurmaca ahlak öğretisi yerle bir olur. bu ayna toplumunda insanın kendine biçtiği değer her zaman toplum ortalamasının ürettiği ölçekle değerlendirilir. rekabet gökyüzünü griye boyayan bir bulut gibi yürekleri karartır. kıskançlık, nefret, intikam toplumun çürüyen etinden yükselen kokular gibi çevreye yayılır. bu dünyada iyi olarak var olmanın, masumiyetin, ikiyüzlü olmayan bir adalet anlayışının ne dereceye kadar gerçeklik kazanabileceği sorusu anlamını yitirmiştir.
''beni kabullenin, beni takdir edin, beni olduğum gibi sevin'' demektedir kahramanların kalbinden yükselen çığlık. ancak samimiyet topraktan yükselen buğu gibi havada kaybolur gider. aşağılanmanın ilacı insanın kendini daha fazla aşağılaması olabilir mi? yaraya tuz basmak acıları dindirebilir mi? kahramanların en büyük yanılgısı büyük bir oyundan farklı olmayan toplum düzeninin yazılı olmayan kurallarına ayak uyduramamalarıdır. hayatın kendisi her alanda, ailede, iş hayatında, sosyal çevrelerde, insanın kendini konumlandırdığı her yerde baştan aşağı politik bir arenadır. güç dengeleri, verilen ve alınan tavizler, geliştirilen stratejiler hayatın içine akan gizli bir nehir yatağıdır. içtenlik peri masallarında serpilen ışıltılı bir toz gibi göz alıcı ve bir o kadar da hayal ürünüdür. cinsellikte bile insanın vücudu çıplak kalırken ruhu bambaşka örtülere bürünür. hiçbir zaman toplumun denetleyici gözünden kendimizi kurtaramayız.
devamını gör...
yeşil nick almanın gelinlik almaktan farkı olmaması
devamını gör...
normal sözlük'e giriş serüveni
oraya giren hiç kimse geri dönmedi dediler girdim. meğer hesabı silme özelliği yokmuş.
devamını gör...
atlantis kıtası
tipki mu adası gibi henuz varligi hakkinda somut net delillerin bulunmadigi bir mit kıtası- uygarligidir. varligini ilk dillendiren kisi de sokrates'in ogrencisi olan platon'dur. timaeus ve critias adli eserinde bu kitadan tasvirlerini gormek mumkundur.
kitanin efsanelesme hikayesi de olabildigince ilginctir. iddiaya gore misirli bir rahip donemin unlu yunanli şair solon'a atlantis'ten bahseder. atlantis oykusunu hayli ilginc bulan solon dropides'e, o da torunu olan zamaninin devlet adami critias'a, critias'ta torunu olan platon'a aktarir. bu sekilde dilden dile yayilarak adeta efsane bir kayip kita olarak gunumuze kadar gelir. platon'da yazdigi kitabinda duydugu kadarini kaleme alir.
kitabinda yer alan bilgileri su an ki dunya haritasinda konumlandirildiginda akdeniz'in agzinda, cebelitarik bogazi civarinda, atlantik okyanusu'nu cevreleyen buyuk bir uygarlik oldugu soylenebilir. bu konumu disinda planton'un tasvirine uyan bazi bolgeler de bulunmaktadir. akdeniz'de suriye ve kuzey kibris arasinda bir bolge de yer alabilecegi de eldeki bulgular dahilinde bir tahmindir. hatta bir iddiaya gore bugun ki kibris, donemin uygarliginin yalnizca bir parcasini olusturmaktadir...

platon kitabinda uygarligin yapisal tasvirine gore, baskenti atlantis olan bu uygarlik bir liman sehridir. 3-5 merkezli kara ve su halkasindan olusan, yapitlarinin mimarisinin neredeyse buyuk cogunlugunun daire seklinde oldugunu dile getirmistir. uygarligin olabildigince teknolojilerinin cok gelismis oldugunu ve olabildigince savascil, saldirgan bir toplum oldugunu belirtmistir.
atlantis'in varligini sadece platon tarafindan savunulmuyor elbette. uygarligin varligina delil olabilecek bazi arkeolojik bulgular da mevcut. maya yazitlarinda, misir hiyerogliflerinde, ozellikle canakkale'de bir kazida ortaya cikarilmis baykuslu vazo da "atlantis krali kronos'a" yazili ithafin, atlantis uygarligina delil olarak saymak mumkun. yine arkeolojik kazilarla ortaya cikan bazi yapitlarin uzerinde, uygarligin icerisinde devlerin cucelerin hatta insanimsi yaratiklarin birarada yasadigi dillerince kazinmis. helena petrova blavatsky adli yazarin gizli dokrin adli eserinde, atlantis uygarliginin turanlilar (turklerin atalari), samiler, akadlar, mogollar gibi yedi ayri irktan olustugunu iddia etmistir.

kitanin varligi kadar nasil yok oldugu da bir muammadir. platon'a gore kita tsunami ve sel gibi felaketlerle bir gunde yok olmustur. bir diger iddia ise, insanlik tarihinde gorulen yaklasik 1 milyon atom bombasinin patlamasina esdeger bir volkanik patlamada yok oldugudur. mu adası basliginda belirttigim gibi mu uygarligiyla savasmalari esnasinda, yuksek teknolojili silahlarin etkisiyle dev dalgalardan oturu uygarligin okyanusta battigi soylenmektedir...
kaynak
ve ilgili konuyla alakali national geographic belgeseli tavsiyesi;
kitanin efsanelesme hikayesi de olabildigince ilginctir. iddiaya gore misirli bir rahip donemin unlu yunanli şair solon'a atlantis'ten bahseder. atlantis oykusunu hayli ilginc bulan solon dropides'e, o da torunu olan zamaninin devlet adami critias'a, critias'ta torunu olan platon'a aktarir. bu sekilde dilden dile yayilarak adeta efsane bir kayip kita olarak gunumuze kadar gelir. platon'da yazdigi kitabinda duydugu kadarini kaleme alir.
kitabinda yer alan bilgileri su an ki dunya haritasinda konumlandirildiginda akdeniz'in agzinda, cebelitarik bogazi civarinda, atlantik okyanusu'nu cevreleyen buyuk bir uygarlik oldugu soylenebilir. bu konumu disinda planton'un tasvirine uyan bazi bolgeler de bulunmaktadir. akdeniz'de suriye ve kuzey kibris arasinda bir bolge de yer alabilecegi de eldeki bulgular dahilinde bir tahmindir. hatta bir iddiaya gore bugun ki kibris, donemin uygarliginin yalnizca bir parcasini olusturmaktadir...

platon kitabinda uygarligin yapisal tasvirine gore, baskenti atlantis olan bu uygarlik bir liman sehridir. 3-5 merkezli kara ve su halkasindan olusan, yapitlarinin mimarisinin neredeyse buyuk cogunlugunun daire seklinde oldugunu dile getirmistir. uygarligin olabildigince teknolojilerinin cok gelismis oldugunu ve olabildigince savascil, saldirgan bir toplum oldugunu belirtmistir.
atlantis'in varligini sadece platon tarafindan savunulmuyor elbette. uygarligin varligina delil olabilecek bazi arkeolojik bulgular da mevcut. maya yazitlarinda, misir hiyerogliflerinde, ozellikle canakkale'de bir kazida ortaya cikarilmis baykuslu vazo da "atlantis krali kronos'a" yazili ithafin, atlantis uygarligina delil olarak saymak mumkun. yine arkeolojik kazilarla ortaya cikan bazi yapitlarin uzerinde, uygarligin icerisinde devlerin cucelerin hatta insanimsi yaratiklarin birarada yasadigi dillerince kazinmis. helena petrova blavatsky adli yazarin gizli dokrin adli eserinde, atlantis uygarliginin turanlilar (turklerin atalari), samiler, akadlar, mogollar gibi yedi ayri irktan olustugunu iddia etmistir.

kitanin varligi kadar nasil yok oldugu da bir muammadir. platon'a gore kita tsunami ve sel gibi felaketlerle bir gunde yok olmustur. bir diger iddia ise, insanlik tarihinde gorulen yaklasik 1 milyon atom bombasinin patlamasina esdeger bir volkanik patlamada yok oldugudur. mu adası basliginda belirttigim gibi mu uygarligiyla savasmalari esnasinda, yuksek teknolojili silahlarin etkisiyle dev dalgalardan oturu uygarligin okyanusta battigi soylenmektedir...
kaynak
ve ilgili konuyla alakali national geographic belgeseli tavsiyesi;
devamını gör...
seni rüştiyeye gönderdiğim parayla şimdiye kadar bir fayton alırdım diye nutuk çeken baba
benim babamdır.
sene 1896 olması lazım. bir gün karnemi eve getirdim, bir mahçubum bir mahçubum neredeyse yerin dibine gireceğim. rüstem bey'in oğlu ali izzet fenni ve cebiri fevkalade notuyla geçmiş, benimkisi ikisi de idare eder... peder bey bu vaziyeti gördüğünde küplere binerek "vre eşek kafalı çocuk seni! her sene aynı haltı karşıma getiriyorsun! utanmaz arlanmaz! seni bu rüştiyede okuttuğum parayla yemin olsun altıma sıfır bir fayton çekmiştim!" dedi. o anda elini kaldırıp vuracak gibi oldu fakat validem "yapma beyy! düzeltir karnesini ne olacak" demişti. sonra büyüdük koca adam olduk, memur dairesinde kâtiplik dairesinde çalışıp kendi paramızı kazanıyoruz. ne günlerdi.. babamın hakkı çoktur bende.
sene 1896 olması lazım. bir gün karnemi eve getirdim, bir mahçubum bir mahçubum neredeyse yerin dibine gireceğim. rüstem bey'in oğlu ali izzet fenni ve cebiri fevkalade notuyla geçmiş, benimkisi ikisi de idare eder... peder bey bu vaziyeti gördüğünde küplere binerek "vre eşek kafalı çocuk seni! her sene aynı haltı karşıma getiriyorsun! utanmaz arlanmaz! seni bu rüştiyede okuttuğum parayla yemin olsun altıma sıfır bir fayton çekmiştim!" dedi. o anda elini kaldırıp vuracak gibi oldu fakat validem "yapma beyy! düzeltir karnesini ne olacak" demişti. sonra büyüdük koca adam olduk, memur dairesinde kâtiplik dairesinde çalışıp kendi paramızı kazanıyoruz. ne günlerdi.. babamın hakkı çoktur bende.
devamını gör...
hobbiton
yüzüklerin efendisi serisinin hayranı olarak başlığını açtığıma çok mutlu olduğum, gerçek olamayacak kadar güzel olan hobbit köyünün adıdır. yeni zelanda'nın kuzeyinde bulunan bu köy aslında altı bin nüfuslu matamata kasabasının yakınında yer alan bir açık hava stüdyosudur ve köyün tam ismi hobbiton movie set'tir.
peter jackson yüzüklerin efendisi serisinin çekilmesi için uygun bir yer ararken burayı keşfetmiş. çiflik, set olmadan önce bizim bildiğimiz koyun otlatılan bir mera alanıymış. jackson çiftliğin sahibi ile bir anlaşma yapmış ve yapılan anlaşma sonrasında film çekilirken yeni zelanda ordusundan yardım istenerek köye giriş çıkışlar yasaklattırılmış. film yayınlandıktan sonra yüz binlerce kişi tarafından ziyaret edilmiş tabi.
bölgenin ticaretle uğraşan kişileri setin gördüğü ilgi karşısında kollarını sıvamışlar; öyle ki bugün bölgede hobbit turizmi temalı on yedi işletme bulunuyor.
ölmeden önce gitmek istediğim yerlerin başında yer alan hobbiton köyüne madem şimdi gidemiyoruz birazcık fotoğraflarına bakalım;







şuradan köyün resmi sitesine gidebilir çok detaylı bir şekilde inceleyip kendinizi orada gibi hissedebilirsiniz; hobbitton'a gider^^
peter jackson yüzüklerin efendisi serisinin çekilmesi için uygun bir yer ararken burayı keşfetmiş. çiflik, set olmadan önce bizim bildiğimiz koyun otlatılan bir mera alanıymış. jackson çiftliğin sahibi ile bir anlaşma yapmış ve yapılan anlaşma sonrasında film çekilirken yeni zelanda ordusundan yardım istenerek köye giriş çıkışlar yasaklattırılmış. film yayınlandıktan sonra yüz binlerce kişi tarafından ziyaret edilmiş tabi.
bölgenin ticaretle uğraşan kişileri setin gördüğü ilgi karşısında kollarını sıvamışlar; öyle ki bugün bölgede hobbit turizmi temalı on yedi işletme bulunuyor.
ölmeden önce gitmek istediğim yerlerin başında yer alan hobbiton köyüne madem şimdi gidemiyoruz birazcık fotoğraflarına bakalım;







şuradan köyün resmi sitesine gidebilir çok detaylı bir şekilde inceleyip kendinizi orada gibi hissedebilirsiniz; hobbitton'a gider^^
devamını gör...
guns germs and steel
jared diamond tarafından yazılan insanlık tarihinin en başından insanların, bitkilerin ve hayvanların evcilleştirilmesini anlatıyor. kıtalardaki keşiflerin nedenlerini ve önceliği anlaşılabilir bir şekilde açıklanmış. insanlık tarihine ilişkin merakınız varsa zevkle okuyabilirsiniz.
spoiler !--
yeni gine, afrika, amerika, avrupa ve asya kıtalarını ele almış. tarihte ilk yerleşen çiftçiler ve avcılıkla geçinenler arasındaki savaşları anlatıyor. benim için en ilginç olan şey bu savaşları çoğunlukla çiftçilerin kazanıyor olması. nedenini okuyunca görürsünüz.:)
--! spoiler !--
spoiler !--
yeni gine, afrika, amerika, avrupa ve asya kıtalarını ele almış. tarihte ilk yerleşen çiftçiler ve avcılıkla geçinenler arasındaki savaşları anlatıyor. benim için en ilginç olan şey bu savaşları çoğunlukla çiftçilerin kazanıyor olması. nedenini okuyunca görürsünüz.:)
--! spoiler !--
devamını gör...



