gardrobu her açtığımda başıma gelen vahim olay. onlarca kıyafetim var ama sorsan giyecek hiçbir şeyim yok. hakikaten yok, o kadar kıyafetin orada ne yaptığını ise bilmiyorum.
devamını gör...

dininiz islam olmayabilir allaha da inanamıyor olabilirsiniz bu sizin iradenizdir iradeyi kula veren allahtır ve bundan ötürü size ancak saygı duyarız. ama sırf inanmadığınız için insanların kutsallarını alaya alma gibi bi hakkınız asla olamaz . bu çirkin dalga geçmeler kör kütük cahillik ve yobazlıktan başka bi şey değildir.
devamını gör...

güzel peynirdir ve bazı kırmızı şaraplar ile çok güzel gider.

lakin ülkemizden sipariş vermeye kalksak aşırı pahalıya gelir diyebiliriz.

hani öküz alınır o parayla o derece.*
devamını gör...

iki yazar arasındaki mesajlaşmayı görebiliyor musunuz?

şu an derin bir sessizlik oluştu.
devamını gör...

sanılanın aksine bu ölümcül bir durum değil.
eğer doğru hareket edip, doğru olanı yaparsanız , saldırıya maruz kalmadan kurtulabilirsiniz.

bu başlığı açmamın sebebi; sözlükte dolaşırken bir arkadaşın korktuğu durum olarak ‘’köpekbalığı saldırısından’’ bahsetmiş olması.


öncelikle filmlerde bize tanıtılan köpekbalığı imajı kesinlikle yanlış.işin içerisinde kurgusallığın olması sebebiyle, köpekbalıkları aşırı zeki, kurnaz ve son derece mantıklı hareket eden hayvanlar gibi gösteriliyor.


evet köpekbalıkları suda hızlıdır, çeviktir ama insanlardan zeki olduklarını düşünmüyorum. taktiksel oynarsanız, her şekilde kazanabilirsiniz diye inanıyorum çünkü ıq taşıyan varlıklar bizleriz, balıklar değil.unutmayın ki köpekbalığı büyük ebatlı ve büyük dişlide olsa , bir balıktır.onlarda balinalardan kaçarlar çünkü balinaların besin zinciri içerisindelerdir.


1. olarak ;

açık denizde yüzmek, yelkenli yapmak gibi bir eğiliminiz varsa, her zaman hazırlıklı olmanız gerekir.açık denizler tabiri caizse okyanuslar sadece köpekbalıklarını değil, her türü barındırabilir.bu yüzden özellikle yüzmek için açık denize gitmeyin.gideceksenizde, öncesinde bölgede yaşayan biyologtan ya da bölge sakinlerinden denizin canlı türünü öğrenin.
köpekbalıklarının türleri vardır ve her türü farklı su koşullarına adapte olabilir.dolayısıyla bulunduğunuz okyanusta hangi türünün olduğuda önemli.


özellikle bulunduğunuz bölgede deniz yüzeyinde bir deniz canlısı leşi görürseniz, çevresinde dalış yapmayın.köpek balığının avlanma sahasına girme şansınız vardır.

2 tür köpek balığından çekinmeniz gerekir.

1) boğa
2) büyük beyaz.

bu ikisi tehlikeli olarak adlandırılan türlerdendir.

şimdi gelelim diyelim ki açılmak istedik? açık denizde yüzüyoruz;


işinizi asla şansa bırakmayın. mutlaka dalış yaparken mayonuzun cebine ya da bikininizin alt kısmının kenarına bir orta boy çakı sıkıştırın ve öyle yüzün.olagandışı bir durumda , kendinizi korumak için elinizde şans olur.ayrıca teknede mutlaka zıpkın ya da aksi bir durumda kullanabileceğiniz bir avlanma silahınız olsun.siz sudayken, teknede olan kişininde sizi koruma şansı olur.

öncelikle köpekbalıkları her zaman denizin üst kısmına yakın alanda hareket etmez.yani normalde köpek balıklarını görmemizi sağlayan şey denizin üst yüzeyinde görülen uzvudur.fakat her zaman bu şekilde görünür olmayabilirler. dolayısıyla yüzerken etrafınızı kontrol etmek için kafanızı suyun üstünde tutmayın, dalın ve etrafınızı suyun altında kontrol edin.köpekbalıkları genelde aşağıdan yukarıya doğru hareket ederler.yani olası bir atağın denizin altından yüzeye doğru gelme ihtimalı mevcuttur ve denizin üstünde bekleyen biri , açık hedef konumunda kalabilir.

köpekbalığı ile karşılaştığınızda korkmayın ve panik yapmayın.panik yaptığınızda yüzme ihtiyacı güdersiniz ve yanlış yüzerseniz dikkatini çekebilirsiniz.köpekbalığı sanılanın aksine insan eti yemez ve tadını sevmediği söylenir.insanlara saldırma sebepleri ise; bizim gövdesel açıdan fok balıklarına benzetilmemiz.bizi denizin altından fok balığına benzettikleri için saldırırlar ve eğer ısırabilirse, ilk saldırı anında ısırdığı etin fok balığı olmadığını anlar ve insanı bırakır çünkü fok balıklarının etinin yağlı , insan etinin ise yavan olduğu söylenir.bu sebeple onlarla karşılaştığınızda fok olduğunuzu düşündürtücek hareketler yapmamanız gerekir.

ne gibi?

bir kere yüzerken ayaklarınızı çırpmayın,

denizin altında , üstünde fark etmez kollarınızı bedeninizden ayrı tutmayın, kollarınızı gövdenizle birleştirin ve hareket ettirmeyin.

herhangi bir yeriniz kanıyorsa, mutlaka sudan çıkın çıkamıyorsanızda kanayan yerin üstüne bir şeyler ile basınç yaparak, kanın suda dağılmasını engelleyin çünkü köpek balıkları kanın kokusuna hassastır.bulunduğunuz alan onlarla çevrelenebilir.

diyelim ki ? bunlara rağmen hissel olarak saldıracağını fark ettiniz?

köpekbalıklarının size saldırıp, saldırmayacağına emin olmanız için, denizin üstünde değil, dalış yaparak altında olun.nefesinizin yettiği kadar dalın ve nasıl hareket ediyor, nereye doğru geliyor gözlemleyin.

köpek balıkları ısıracağı anda, alt çenesi sabit kalarak üst çenesi bir tık ileri gider.üst çenenin ileri gitmesinin sebebi; avı yakalamak.dolayısıyla ısırmayı hedeflediği anda odaklanmanız gereken üst çenesi.üst çeneden kaçabilirseniz, alt çenesi pek işleve sahip değildir.

çok çeviktirler.başka bir yere giderken bir anda yön değiştirebilirler.

bir saldırı anında odaklanmanız gereken 2 alan vardır; genelde yan kısımlarında bulunan solungaçları ile alt gövdesi.ikisinden birine bir şey saplarsanız , durumu kendi adınıza bir tık iyi hale getirebilirsiniz.

eğer yeterli derecede dikkatini çekecek bir harekette bulunmazsanız, saldırıya maruz kalmayabilirsiniz.

sonuçta köpekbalıkları ile yüzebilen ve bunun eğitimini veren kişiler var.nasıl hareket edeceğiniz önemli.

bunu bildikten sonra kendinize güvenin ve yinede eğlence için açık denizleri tercih etmeyin özellikle açık denizde dalmak konusunda deneyiminiz ya da eğitiminiz yoksa bu riske girmenizi tavsiye etmem.

şans eseri böyle bir durumla karşılaşmak ayrıdır bile bile bu riski almak ayrı.

korkmayın, kendinize inanın.köpekbalıkları zeki değildir.hızlı ve çeviktir ama düşünme yeteneği olan sizsiniz.bu yüzden kendinizi yabana atıp, ‘’sonum geldi’’ diye düşünmeyin.’’nasıl kurtulabilirim?’’ diye düşünün.
devamını gör...

hafif bir gerginlik ben de hissettim ama buna kaos denemez bence. ya da ben olaylara vakıf olamadım.**
devamını gör...

mustafa çiftçi'nin yazdığı, iletişim yayınları tarafından 2018 tarihinde yayımlanan, içinde 7 öykünün bulunduğu kitap. öykülerin hepsi yazarın doğup büyüdüğü ve yaşadığı yozgat'ta geçiyor ki, (bkz: yozgat barlar sokağı) dışında pek çoğumuzun bilgi sahibi olmadığı bu küçük şehir ile ilgili bir kitap görmek bir hayli ilginc bence. yine istanbul dışında yaşayan, hele hele küçük bir anadolu şehrinde yaşayan, çok da sol görüşlü olduğu kanısına varamadigim bir yazarın iletişim yayınları tarafından kabul görmesi de bir başka ilginç konu.

kitapla ilgili başka mecralarda okuduğum karakterlerin günlük yaşamdan birebir alındığı, türk insanını gerçekten iyi yansıttığı, kültürümüzden örnekler verdiği gibi yorumlar ve haberlere kısmen katılıyorum ama kitabın arka kapağında yazan bozkırda altmışaltı gülerek memlekete bakıyor ifadesine kesinlikle katılmıyorum. kitapta kasvetli bunaltıcı bir hava yok fakat pek çok öyküde "sorun bir şekilde tatliya bağlanıyor" gibi görünse de dueaginizin kenarında acı bir tebessüm bırakarak bitiyor.

kitapta ilgimi çeken en önemli şey hep erkek hikayeleri anlatılmış olması. baskarakterlerin çoğunun orta yaş ve üzeri erkeklerden oluşması, yine bu karakterlerin kadına bakış açısının daha çok; elde etmek, elde tutmak, sahip olmak üzerine oluşmuş olmasi enteresan. burada anadolu erkeğinin kadın algısını, yaşam beklentisini, hatta bir noktadan sonra aymazliğa, aptallığa varan cahilligini, kabalığını görebiliyorsunuz.
handan yeşili ve ankara'daki evlatlar öyküleri dışında "sevda" konusu hep arka planda kalıyor da ön planda ekseriyetle cahillik, parasızlık, unutulmuşluk, yalnız bırakılmışlık konuları dikkat çekiyor. bu kadar olumsuz görünen noktalarda yazarın okuyucuyu sıkacak, huzursuz edecek duygusal bir hava yaratmaması,dozunda kullanılan şiveli konuşmalar ise takdire şayan. üslup olarak
en beğendiğim öyküsü handan yeşili, kurgu olarak en beğendiğim öyküsü ise ensesi sararmış adamlar öyküsü oldu.
devamını gör...

pirim: işçiyi, çalışanı isteklendirip iş oylumunu artırmak ereğiyle, artan üretim, satış vb.den dolayı işverenin işçiye, çalışana ücretleri dışında ödediği ek para.

birinci problem: maaş veriliyor ve bizim bundan haberimiz yok.
ikinci problem: birde üzerine prim veriliyor. bundan yararlanmak için dişi olmak gerekiyor.
dişi: dişi cinsten olma durumu.
kadına özgü davranış, kadıncalık.

burada bir mantık hatası var. eğer öyle ise maaş ve prim almayan kadın yazarlar için bu önerme'ye dahil olmadığından ayrı bir başlık açılmalı.
ahhh keşke kesişen küme şemasıyla anlatsaydım...
dişi=×
dişi olup prim alan=y
dişi olup prim almayan=z
tüm dişilere a kümesi diyelim...bir yere u gelecek ama nereye? lütfen bir matematikçi allah rızası için yardım etsin. sadece buraya kadar gelebildim.
kötü ev sahibi insanı ev sahibi yaparmış.
bu başlık inşallah bu zamana kadar çözemediğim matematik sorularını çözdürtür.


sözlüklerde dişiliğin prim yapması başlığının saçmalığına rağmen tanım girme ve oradan matematik kümeler konusuna giriş yapma. buraya kadar okuyup kafası yanan yazarlardan özür dileme.
amaç mantık ile yorumlamaya çalışmaktı.
olmadı.
devamını gör...

brothers düğüm salonu iftiharla sorar!
cebimiz fakir ruhumuz zengin mi?!
küçük ama pahalı lüksleriniz nedir?
bu akşam zengin gösteren şeylerden bahsediyoruz millet!
burma bileziğini kalın altın zincirini takan gelsin! yazın anlatın! komşular çarşıda pazarda görsün! şöyle bir salının da elalem zenginlik öğrensin!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu haftaki görselimiz için gönlü zengin arkadaşımız cenk'in arka bahçesi'ne ayrıca teşekkürler.*
devamını gör...

yıl 2012. lisedeyim o zaman. almanca dersi görüyoruz. sınıftan bir arkadaşım ( ifşa etmeyeyim adı x olsun) sayısalı mükemmel ama sözeli özellikle yabancı dili berbat bir öğrenci. almanca sınavı olacağız. ve o zaman kelebek sistemi var bilen bilir belki tüm okulun sınıflarını karma şekilde farklı sınıflara yollarlar. 9,10,11,12 ler dahil herkes karma sınıflarda sınav olur. neyse. sınavdan bir önceki ders bu x arkadaşım benim almanca defterimi almıştı kendince kopya hazırlamış. bir güzelde çekmiş. 3-4 gün geçti almanca dersimiz var hoca notları okuyacak. herkesin notunu okudu güzel not almışım. x de güzel not almış benim notlarım sayesinde yüzü gülüyor, teşekkür ediyor. derken, hoca benle x arkadaşımı ayağa kaldırdı. siz aynı sınıfta mı sınava girdiniz diye sordu. hayır dedik, listeye baktı gerçekten de farklı sınıflardayız. bana oturabilirsin dedi. x hala ayakta. oğlum senin adın ne diye soruyor, arkadaşım x diye cevap veriyor. iyi düşün oğlum bak adın ne diyor. hocam benim adım x diyor. hoca da, allah allah madem öyle neden sınav sorusundaki adın ne sorusuna (benim adımda tutuğ olsun) tutuğ diye cevap veriyorsun oğlum hadi erkek ismi olsa neyse bir de kız ismi yazıyorsun demişti. tüm sınıf kahkahaya boğulmuştuk. salak arkadaşım almanca adın ne sorusuna benim adımı kullanarak cevap vermiş .
bu da böyle bir anımdır, paylaşmak istedim. umarım yüzünüz bir nebze gülmüştür.
devamını gör...

işte bu şerefsizlik ve kahpeliktir. bot ve fake hesaplarla bir insanın adına böyle bir hastag çalışması yapmak ancak aciz insanlara yakışır. aga boşuna dememişler düşmanın bile delikanlısı lazım bu devirde.
devamını gör...

nefret içerikli tanımları şikayet etmek.
devamını gör...

bugünün karikatürü sevgili cinci hoca'ya gelsin efendim. malum kendisi nefesi kuvvetli, tüm sözlüğü selam ve dua ile ayakta tutan muhterem bir zat.
yolu yolumuz, sözleri ışığımızdır.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aylar sonra tekrar bu moddayım hadi hayırlı olsun
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gereksiz samimiyet, vıcık vıcık insan ilişkileri. mümkünse daha seviyeli ilişelim, ilişki kuralım arkadaşlar. en azından benimle.
devamını gör...

ne kadar tatlılar yaa... çocuklarıyla daha mutlu olsunlar.

hamile olmayan bir kadın bu pozu verseydi de hem adam hem kadın hatalı olacaktı.

hamile olan da veriyor gene birileri damgalanmış.

böylesi fotoğraflara bakıp heyecanlı bir aile görmeniz dileğiyle...
devamını gör...

"evvelim sen oldun, ahirim sensin"

insanın hayatında bu sözü söyleyebileceği biri olmalı.

olmalı...

"daha bir gönüle ikrar vermedim."
devamını gör...

cevabı "hayır" olan sorunsal.

defalarca yazdım, yine yazıyorum: hak ve özgürlükler başkasınınkini ihlal ettiği yerde biter.

sizin o, olduğunu iddia ettiğiniz küfür ve hakaret özgürlüğünüz bir başka insanın onur ve haysiyetini koruma hakkını ihlal ediyorsa yok hükmündedir.

sonra, dava açıldığı zaman zırlamak sizi kurtarmaz. kaldı ki, esasen suç kapsamında olan bir şeyin özgürlük olduğunun iddia edilmesi de ayrı bir ironi.
devamını gör...

biraz da hızlı yaşayıp erken ölen paul reisi analım.

ilah gibi herif.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdiki nesil pek bilmez ama biz küçükken bizi çıldırtan bir konuydu. bilmeyene anlatayım:

önce bir kurban bulunur ve ona sadece şu soru sorulur: sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?

olay bundan sonra başlar, zavallı kurbanımız buna masumane bir cevap verir ve olaylar şöyle gelişir:

kurban : sorunuza "anlat" diye cevap verir.
siz yanıtlarsınız: anlat demekle olmaz, sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?

anlatma.
anlatma demekle olmaz, sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?

sen iyi misin?
sen iyi misin demekle olmaz, sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?

lan git işine!
lan git işine demekle olmaz, sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?

ya sabırrrrrrrrrrrrr,
ya sabırrrrrrrrrrrrr demekle olmaz, sana bir sivrisinek masalı anlatayım mı?

böylece isterseniz sonsuza kadar, karşınızdakini çıldırtıncaya kadar sürer giderdi bu konu....
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim