büyümek
zamandan ziyade yaşananlarla büyüyor insan.
devamını gör...
kafa sözlük
bazı şeyler hiç değişmez.
öncesinde bu kadar insana hitap etmiyorken, daha mütevazı bir sözlükken bazı önde gelen yazarlar kendilerini burada ayrıcalıklı ve popüler hissediyordu.
zaman geçtikçe kafa sözlük büyüdü, kocaman oldu.
kafa sözlük büyüdükçe de, o eskilerin önde gelen yazarları, kalabalıkta sıradanlaştıklarını fark ettiler.
o ayrıcalık hissi azalınca da topuklara yağı sürüp gittiler.
şimdilerde başka küçük sözlük avındadırlar muhtemelen *
dediğim gibi, bazı şeyler hiç değişmez.
kafa sözlük benim bugüne kadar aktif olarak yazdığım 13. sözlük.
abartmadan söylüyorum ki, son 5 senede açılmış en iyi interaktif start up.
öncesinde bu kadar insana hitap etmiyorken, daha mütevazı bir sözlükken bazı önde gelen yazarlar kendilerini burada ayrıcalıklı ve popüler hissediyordu.
zaman geçtikçe kafa sözlük büyüdü, kocaman oldu.
kafa sözlük büyüdükçe de, o eskilerin önde gelen yazarları, kalabalıkta sıradanlaştıklarını fark ettiler.
o ayrıcalık hissi azalınca da topuklara yağı sürüp gittiler.
şimdilerde başka küçük sözlük avındadırlar muhtemelen *
dediğim gibi, bazı şeyler hiç değişmez.
kafa sözlük benim bugüne kadar aktif olarak yazdığım 13. sözlük.
abartmadan söylüyorum ki, son 5 senede açılmış en iyi interaktif start up.
devamını gör...
hayvan çiftliği
george orwell ispanya iç savaşı’da general franco’nun kuvvetlerine karşı savaşmış bir savaş gazisidir. 2. dünya savaşında muhabirlik yapmış bir gazetecidir. ve tarihin gördüğü en büyük yazarlardan biridir. 1984 romanının nasıl bir bilimkurgu, yergi ve öngörü harikası olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. hayvan çiftliği yazarın “bir peri masalı” alt başlığıyla yazdığı muhteşem bir yergidir.
sosyalizme bağlanan orwell sistem esnasında yapılan hataları görünce vazgeçer ve sistemi yeren hayvan çiftliğini yazar.
aslında bu romanda yerilen sadece sosyalizm değildir, romanda sağlam bir kapitaliz eleştirisi de okunabilir.
romanda bir çiftlikte gerçekleşen devrimden bahsedilir. insanların kovulduğu çiftlikte artık hayvanlar hüküm sürmektedir. önce “bütün hayvanlar eşittir.” düsturuna tabi yaşamaya başlar hayvanlar. aslında hayvanların uyması gereken yedi emir vardır.
bunlar;
1. iki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
2. dört ayak üzerinde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
3. hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
4. hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
5. hiçbir hayvan içki içmeyecek.
6. hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.
7. bütün hayvanlar eşittir.
ama yönetimi ele geçiren domuzlar giderek bu yasaları yavaş yavaş, kimseye çaktırmadan değiştirmeye başlar. bu olayı 1984 romanında da okumuştuk. 1984’te de yapılan tahminler tutmayınca eski tarihli gazeteler güncellenip değiştiriliyordu.
romanın sonuna doğru yedinci emir de değiştirilir ki bu aslında anlatılmak istenenin özetidir.
“bütün hayvanlar eşittir ancak bazı hayvanlar daha eşittir.”
sosyalizme bağlanan orwell sistem esnasında yapılan hataları görünce vazgeçer ve sistemi yeren hayvan çiftliğini yazar.
aslında bu romanda yerilen sadece sosyalizm değildir, romanda sağlam bir kapitaliz eleştirisi de okunabilir.
romanda bir çiftlikte gerçekleşen devrimden bahsedilir. insanların kovulduğu çiftlikte artık hayvanlar hüküm sürmektedir. önce “bütün hayvanlar eşittir.” düsturuna tabi yaşamaya başlar hayvanlar. aslında hayvanların uyması gereken yedi emir vardır.
bunlar;
1. iki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
2. dört ayak üzerinde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
3. hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
4. hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
5. hiçbir hayvan içki içmeyecek.
6. hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.
7. bütün hayvanlar eşittir.
ama yönetimi ele geçiren domuzlar giderek bu yasaları yavaş yavaş, kimseye çaktırmadan değiştirmeye başlar. bu olayı 1984 romanında da okumuştuk. 1984’te de yapılan tahminler tutmayınca eski tarihli gazeteler güncellenip değiştiriliyordu.
romanın sonuna doğru yedinci emir de değiştirilir ki bu aslında anlatılmak istenenin özetidir.
“bütün hayvanlar eşittir ancak bazı hayvanlar daha eşittir.”
devamını gör...
en son öldüğün zaman
yaşamadık ki ölelim. kısmetse şu hayatı bi yaşayıp ölcem *
devamını gör...
insanları itici yapan detaylar
sürekli kendini övmesi ve bilgisizliğine rağmen çok konuşması.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
22.35 de benim de yerimi alacağım program.
bir yandan güzel müzikler dinleyip bir yandan yazarlar ile tanışıyor olmaktan mutluluk duydum.
konsepti düşünen yazarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
bir yandan güzel müzikler dinleyip bir yandan yazarlar ile tanışıyor olmaktan mutluluk duydum.
konsepti düşünen yazarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
devamını gör...
4 askeri darbeyi kemalistlerin yapması
kemalizm in 80 darbesi sonrasında ortaya atılmış bir ideoloji olduğundan habersiz insanların saçmalaması.*
bu zihniyet 15 temmuza darbe de der.*
şimdi tatlı ama düşünmeden aciz insanlara darbeler tarihini anlatmak isterdim fakat anlamamak için çaba harcayacaklarına eminim.
kemalizm nedir biliyor musun arkadaşım, 15 temmuz ardından sarayın duvarına asılan kocaman atatürk resmi. ben o günden sonra tamamen inandım mesela!
kemalizm, siyasal islamcıların uydurduğu, zaman zaman sığındıkları, çoğu zaman nefret kustukları bir öcüdür.
darbeleri araştırırken yine siz siyasal islamcıları okuyun hatta eric zührer de okuyun size temel sağlar. ama fakat lakin ki akla yatkın fakat sizin karşıt olduğunuz yazarları da bir okuyun derim.*
bir de unutmadan, trt dizilerinden tarih öğrenilmez!
bu zihniyet 15 temmuza darbe de der.*
şimdi tatlı ama düşünmeden aciz insanlara darbeler tarihini anlatmak isterdim fakat anlamamak için çaba harcayacaklarına eminim.
kemalizm nedir biliyor musun arkadaşım, 15 temmuz ardından sarayın duvarına asılan kocaman atatürk resmi. ben o günden sonra tamamen inandım mesela!
kemalizm, siyasal islamcıların uydurduğu, zaman zaman sığındıkları, çoğu zaman nefret kustukları bir öcüdür.
darbeleri araştırırken yine siz siyasal islamcıları okuyun hatta eric zührer de okuyun size temel sağlar. ama fakat lakin ki akla yatkın fakat sizin karşıt olduğunuz yazarları da bir okuyun derim.*
bir de unutmadan, trt dizilerinden tarih öğrenilmez!
devamını gör...
islamda kadına verilen değer
doğru sandığımız haksız davranışları bir kenara koyar ve iyi bir anlayış tutumu öğrenilirse, diğer cinsiyet insanı kadar değerli olduğu anlaşılır. asıl, islam'ın kadına değer vermediği sanısı, bilgisizlikten ve dogmatiklikten doğmuştur.
islam evrensel bir dindir. istanbul gibi metropolik bir bölgede yaşayan biri için de, amerika gibi özgür ve ileri bir ülkede yaşayan biri için de, doğunun en ücra köşesinde bir köyde yaşayan insan için de geçerlidir. bu saydığım üç yerde yaşayış ve değer anlayışları birbirinden farklıdır. ama islam'ın yaptığı bu noktalarda yaşam konusunda haksızlığa uğrayacak insanların hakkını korumaktır.
kadın erkeğin malıdır diye bir sanı var mesela. bu, açıkça söyleyebilirim ki, tamamen yanlıştır. kadın tek başına bir bireydir, erkek tek başına bir bireydir. ikisi de başlangıç olarak eşit seviyede kuldur. üstünlük ancak takvadadır.* ikisi de allah tarafından yaratılmıştır. birinin sevabını/günahını, bir diğeri üstlenemez. düşününce, allah'ın yarattığı aynı tür canlıya farklı cinsiyetlerde yarattı diye farklı değerler vermesi mantıklı değildir. hiçbir cinsiyet tanrılığa daha yakın değildir, yalnızca insandırlar.
kadının işi evidir diye bir sanı da var ki bu da doğru değildir. aile bir kurumdur ve ev içinde yapılması gereken işler vardır ama kadın bu ev işlerinin hiçbirini yapmak zorunda değildir. ne yazık ki evdeki erkek birey bu konuda daha çok yükümlülüğe sahiptir ve evin ihtiyaçlarını bir şekilde karşılamak zorundadır, kural olarak. tabii bu kural olduğu için, ama karşılıklı birbirini seven iki insan bir aile kurmuşlarsa iki birey de zorunda hissetmeden işleri ortaklaşa yapacaktır. *
başka bir yanlış anlaşılmanın aksine, kadın çalışıp kendi parasını kazanabilir * ve kendi rızası dışında hiçbir alanda harcamak zorunda değildir. bu noktada da yine, erkek birey karısının ve ailesinin maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür ve karısının parasını talep edemez, kural olarak. kadın isterse ailesiyle parasını paylaşabilir pek tabii. sanıyorum ki metreopolik bölgelerde yaşayan aydın insanların hiçbiri kocam kazansın ben harcayayım şeklinde düşünmeyecektir, kimse de böyle düşünecek biriyle hayatını birleştirmek zorunda değildir. yine de islam anlayışı olarak kadın, kendi kazandığı parayı ailesi adına harcamak zorunda değildir, kimse tarafından zorlanamaz.
erkeklerin dört kadınla evlenebilmeleri hakkında: bu bir izindir, islam'da vardır ve bir müslümanın kuran'ın devamı gibi iman etmesi gereken bir kaidedir. yalnız, çoklu nikah tavsiye edilmemiştir. hatta bir erkeğin bunu yapabilmesi için adaletli davranması gerekir ve kuran'da açıkça yazar ki bu adaleti sağlamak ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın mümkün değildir *. ama yine de izindir. peki neden izindir? belki gerçek nedenini bilemeyiz ama normalüstü anlarda gerekebilir: kadın popülasyonunun aşırı artması gibi ya da insan popülasyonunun çok azalması sebepli nüfusu daha çok arttırabilmek için.
gelelim bunun kadınla bağlantısına. bir kadın evlenme akdinde kocasının başka evlilik yapmayacağını talep edebilir, kocası da bunu kabul ederse söz vermiş olur. verilen sözü tutmak bir kul hakkıdır. verdiği söze karşı başka evlilik yapar ise en büyük günahlardan olan kul hakkına girmiş olur. ve karısı, bu durumu kabul etmek zorunda da değildir, mahkemeye gidip boşanabilir.
çok (dörde kadar) evliliğin hak olduğuna inanmak imanın gereğidir. ancak, buna inanmak kadının, kocasının kendi üzerine evlenmesini onaylayarak rıza göstermesi, tasvip etmesi zorunluluğunu getirmez. link sorularla islamiyet
genel anlamda bir kadın istemediği biriyle evlenmek zorunda da değildir, kimse tarafından da zorlanamaz. gerektiği taktirde de boşanabilir *.
boşanma hakkında da yine nikahta kadın kocasının üç boşama hakkından birini talep edebilir. kocası razı olursa verir, verildiyse geri alınamaz. vermediyse de kadın nikahı gerçekleştirmek zorunda değildir. (bu konular genelde nikah öncesinde konuşulur tabii.) neden iki tanesini isteyemiyor diye düşünmeye gerek yok bence, zira bunun asıl amacı tek bir kişide toplanan gücü bölmektir.
mehir, denen bir şey vardır ve kadının inkar edilemez hakkıdır. nikahta erkek birey bu mehir miktarını kabul ederek evlenmişse, artık kadın ne kadar ne istediyse, bunu temin edip karısına vermek erkeğin sorumluluğudur. kadının erkeğe mehir verme gibi bir zorunluluğu yoktur.
miras konusunda çok ayrıntı var. ama erkek kardeşin 2 pay, kız kardeşin 1 pay almasında adaletsizlik var gibi görünüyor. yalnız, kadın evlendiğinde kocası tarafından ihtiyaçları karşılanmak zorunda olduğu için, kız kardeş kocası tarafından ihtiyaç halinde bırakılmayacak zaten. ve erkek kardeş de kendi karısının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. kız kardeş evlenmese de erkek kardeş tarafından ihtiyaçları karşılanmak durumunda. hiçbir durumunda kadın çalışmak zorunda kalmadan ihtiyaç halinde bırakılamaz zaten. ki öncesinde dediğimiz ve modern dünyada da dememiz gerektiği gibi hiçbir kadın bir erkeğe muhtaç değildir ve kendi emeğiyle çalışıp kazanabilir. evet, bir kadın bir erkeğe muhtaç değildir ama ihtiyacı olan durumlarda yakınlık derecesine göre erkekler tarafından ihtiyacının karşılanması o erkeklerin sorumluluğudur.
şiddet konusunda: allah'ın verdiği vicdanı kullanan herkes bir insana fiziksel, psikolajik, maddi-manevi herhangi bir şiddet uygulamanın yanlış olduğunu bilir, hisseder. bu konuda ayette* geçen "dövün" ifadesi iyi irdelenmelidir. herhangi sinirli olunan bir durumda yapılabilir gibi bir algı oluşmasın, çünkü bu doğru değil. kadının kocasına karşı aşırı kötü bir şey yapması lazım. ona rağmen öncelik uyarmada ve yatakları ayırmadadır. dövmenin boyutu da asla toplum tarafından aşağılayıcı olarak nitelendirilen boyutta olamaz, buna bağlı olarak bir tokat dahi bizim kültürümüzde yanlış kabul edildiğinden, bu dövme ifadesini, haberlerde gördüğümüz olayların bir izni olarak düşünemeyiz. tefsircilerden ata, tüm hadislerle birlikte ayeti anlayarak "koca, karısını dövemez." demiştir. tefsir için sonuç olarak islam erkeğe şiddet uygulama hakkını vermez. iyi niyetli, kendini kontrol edebilen bir insan da, bu hak verilmiş olsa dahi, bir insanı incitemez, incitmeyi vicdanına yediremez.
cinsellik konusunda herhangi bir ayrım yoktur. çiftlerinin birbirini sevmesine dayanır. hayır, hayırdır. karşılıklı rıza yoksa tecavüz vardır. insan olan bunu anlar. bu konuyla alakalı hadis, seksi emelleri için kullanmaya çalışacak insanlar içindir. açıklamalı link sorularla islamiyet
şahitliğinin kabul edilmemesi gibi bir durum da yoktur. *
kadın bu bakımdan da ikinci sınıf ve dereceden bir insan olarak algılanmadığı içindir ki, “erkek bulunmadığı takdirde” denilmemiş, erkek bulunsa bile kadınların tanıklığı kabul edilmiştir. âyetin ifadesine dikkat edildiğinde anlaşılacağı üzere iki kadının şahitliğinde tanıklık eden yine bir kadındır; yani nisabı (şahitlik için gerekli sayı) doldurma bakımından bir kadın, bir erkek gibidir. diğer kadının işi, hemcinsinin unutması veya yanılması halinde ona hatırlatmaktan, hatırlamasına yardımcı olmaktan ibarettir. kaynak
peki nedir bu erkek > kadın algısı? ayette şöyle geçiyor: "erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır. allah´ın izzeti var, hikmeti var." *
ayette geçen “erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır.” mealindeki ifadeden maksat, mirastaki farklılık ve cihatla mükellefiyettir. güzel bir açıklama sorularla islamiyet
----
ben burada kadının islam'da ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışmadım zira en başında dediğim gibi üstünlük ancak takvadadır. "islam kadına değer vermiyor." algısının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. başka şeyler aklıma gelirse eklerim.
islam evrensel bir dindir. istanbul gibi metropolik bir bölgede yaşayan biri için de, amerika gibi özgür ve ileri bir ülkede yaşayan biri için de, doğunun en ücra köşesinde bir köyde yaşayan insan için de geçerlidir. bu saydığım üç yerde yaşayış ve değer anlayışları birbirinden farklıdır. ama islam'ın yaptığı bu noktalarda yaşam konusunda haksızlığa uğrayacak insanların hakkını korumaktır.
kadın erkeğin malıdır diye bir sanı var mesela. bu, açıkça söyleyebilirim ki, tamamen yanlıştır. kadın tek başına bir bireydir, erkek tek başına bir bireydir. ikisi de başlangıç olarak eşit seviyede kuldur. üstünlük ancak takvadadır.* ikisi de allah tarafından yaratılmıştır. birinin sevabını/günahını, bir diğeri üstlenemez. düşününce, allah'ın yarattığı aynı tür canlıya farklı cinsiyetlerde yarattı diye farklı değerler vermesi mantıklı değildir. hiçbir cinsiyet tanrılığa daha yakın değildir, yalnızca insandırlar.
kadının işi evidir diye bir sanı da var ki bu da doğru değildir. aile bir kurumdur ve ev içinde yapılması gereken işler vardır ama kadın bu ev işlerinin hiçbirini yapmak zorunda değildir. ne yazık ki evdeki erkek birey bu konuda daha çok yükümlülüğe sahiptir ve evin ihtiyaçlarını bir şekilde karşılamak zorundadır, kural olarak. tabii bu kural olduğu için, ama karşılıklı birbirini seven iki insan bir aile kurmuşlarsa iki birey de zorunda hissetmeden işleri ortaklaşa yapacaktır. *
başka bir yanlış anlaşılmanın aksine, kadın çalışıp kendi parasını kazanabilir * ve kendi rızası dışında hiçbir alanda harcamak zorunda değildir. bu noktada da yine, erkek birey karısının ve ailesinin maddi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür ve karısının parasını talep edemez, kural olarak. kadın isterse ailesiyle parasını paylaşabilir pek tabii. sanıyorum ki metreopolik bölgelerde yaşayan aydın insanların hiçbiri kocam kazansın ben harcayayım şeklinde düşünmeyecektir, kimse de böyle düşünecek biriyle hayatını birleştirmek zorunda değildir. yine de islam anlayışı olarak kadın, kendi kazandığı parayı ailesi adına harcamak zorunda değildir, kimse tarafından zorlanamaz.
erkeklerin dört kadınla evlenebilmeleri hakkında: bu bir izindir, islam'da vardır ve bir müslümanın kuran'ın devamı gibi iman etmesi gereken bir kaidedir. yalnız, çoklu nikah tavsiye edilmemiştir. hatta bir erkeğin bunu yapabilmesi için adaletli davranması gerekir ve kuran'da açıkça yazar ki bu adaleti sağlamak ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın mümkün değildir *. ama yine de izindir. peki neden izindir? belki gerçek nedenini bilemeyiz ama normalüstü anlarda gerekebilir: kadın popülasyonunun aşırı artması gibi ya da insan popülasyonunun çok azalması sebepli nüfusu daha çok arttırabilmek için.
gelelim bunun kadınla bağlantısına. bir kadın evlenme akdinde kocasının başka evlilik yapmayacağını talep edebilir, kocası da bunu kabul ederse söz vermiş olur. verilen sözü tutmak bir kul hakkıdır. verdiği söze karşı başka evlilik yapar ise en büyük günahlardan olan kul hakkına girmiş olur. ve karısı, bu durumu kabul etmek zorunda da değildir, mahkemeye gidip boşanabilir.
çok (dörde kadar) evliliğin hak olduğuna inanmak imanın gereğidir. ancak, buna inanmak kadının, kocasının kendi üzerine evlenmesini onaylayarak rıza göstermesi, tasvip etmesi zorunluluğunu getirmez. link sorularla islamiyet
genel anlamda bir kadın istemediği biriyle evlenmek zorunda da değildir, kimse tarafından da zorlanamaz. gerektiği taktirde de boşanabilir *.
boşanma hakkında da yine nikahta kadın kocasının üç boşama hakkından birini talep edebilir. kocası razı olursa verir, verildiyse geri alınamaz. vermediyse de kadın nikahı gerçekleştirmek zorunda değildir. (bu konular genelde nikah öncesinde konuşulur tabii.) neden iki tanesini isteyemiyor diye düşünmeye gerek yok bence, zira bunun asıl amacı tek bir kişide toplanan gücü bölmektir.
mehir, denen bir şey vardır ve kadının inkar edilemez hakkıdır. nikahta erkek birey bu mehir miktarını kabul ederek evlenmişse, artık kadın ne kadar ne istediyse, bunu temin edip karısına vermek erkeğin sorumluluğudur. kadının erkeğe mehir verme gibi bir zorunluluğu yoktur.
miras konusunda çok ayrıntı var. ama erkek kardeşin 2 pay, kız kardeşin 1 pay almasında adaletsizlik var gibi görünüyor. yalnız, kadın evlendiğinde kocası tarafından ihtiyaçları karşılanmak zorunda olduğu için, kız kardeş kocası tarafından ihtiyaç halinde bırakılmayacak zaten. ve erkek kardeş de kendi karısının ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. kız kardeş evlenmese de erkek kardeş tarafından ihtiyaçları karşılanmak durumunda. hiçbir durumunda kadın çalışmak zorunda kalmadan ihtiyaç halinde bırakılamaz zaten. ki öncesinde dediğimiz ve modern dünyada da dememiz gerektiği gibi hiçbir kadın bir erkeğe muhtaç değildir ve kendi emeğiyle çalışıp kazanabilir. evet, bir kadın bir erkeğe muhtaç değildir ama ihtiyacı olan durumlarda yakınlık derecesine göre erkekler tarafından ihtiyacının karşılanması o erkeklerin sorumluluğudur.
şiddet konusunda: allah'ın verdiği vicdanı kullanan herkes bir insana fiziksel, psikolajik, maddi-manevi herhangi bir şiddet uygulamanın yanlış olduğunu bilir, hisseder. bu konuda ayette* geçen "dövün" ifadesi iyi irdelenmelidir. herhangi sinirli olunan bir durumda yapılabilir gibi bir algı oluşmasın, çünkü bu doğru değil. kadının kocasına karşı aşırı kötü bir şey yapması lazım. ona rağmen öncelik uyarmada ve yatakları ayırmadadır. dövmenin boyutu da asla toplum tarafından aşağılayıcı olarak nitelendirilen boyutta olamaz, buna bağlı olarak bir tokat dahi bizim kültürümüzde yanlış kabul edildiğinden, bu dövme ifadesini, haberlerde gördüğümüz olayların bir izni olarak düşünemeyiz. tefsircilerden ata, tüm hadislerle birlikte ayeti anlayarak "koca, karısını dövemez." demiştir. tefsir için sonuç olarak islam erkeğe şiddet uygulama hakkını vermez. iyi niyetli, kendini kontrol edebilen bir insan da, bu hak verilmiş olsa dahi, bir insanı incitemez, incitmeyi vicdanına yediremez.
cinsellik konusunda herhangi bir ayrım yoktur. çiftlerinin birbirini sevmesine dayanır. hayır, hayırdır. karşılıklı rıza yoksa tecavüz vardır. insan olan bunu anlar. bu konuyla alakalı hadis, seksi emelleri için kullanmaya çalışacak insanlar içindir. açıklamalı link sorularla islamiyet
şahitliğinin kabul edilmemesi gibi bir durum da yoktur. *
kadın bu bakımdan da ikinci sınıf ve dereceden bir insan olarak algılanmadığı içindir ki, “erkek bulunmadığı takdirde” denilmemiş, erkek bulunsa bile kadınların tanıklığı kabul edilmiştir. âyetin ifadesine dikkat edildiğinde anlaşılacağı üzere iki kadının şahitliğinde tanıklık eden yine bir kadındır; yani nisabı (şahitlik için gerekli sayı) doldurma bakımından bir kadın, bir erkek gibidir. diğer kadının işi, hemcinsinin unutması veya yanılması halinde ona hatırlatmaktan, hatırlamasına yardımcı olmaktan ibarettir. kaynak
peki nedir bu erkek > kadın algısı? ayette şöyle geçiyor: "erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır. allah´ın izzeti var, hikmeti var." *
ayette geçen “erkeklerin onların üzerindeki hakları bir derece daha fazladır.” mealindeki ifadeden maksat, mirastaki farklılık ve cihatla mükellefiyettir. güzel bir açıklama sorularla islamiyet
----
ben burada kadının islam'da ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışmadım zira en başında dediğim gibi üstünlük ancak takvadadır. "islam kadına değer vermiyor." algısının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. başka şeyler aklıma gelirse eklerim.
devamını gör...
balkonda çamaşır asarken hayatı sorgulamak
soğuktan ellerin donmuştur ve mandalları yettirebilmeye çalışırken birinin düşmesiyle acaba buradan düşsem ölür müyüm? sorusunun aklına gelmesiyle başlar. ölümü düşünürken hayat anlamsız gelir sonra üstünden geçen bi uçak takılır gözüne insan oğlunun asırlardır bu dünyaya ne çok şey kattığını, ne buluşlar yaptığını , ne icatlarla insanların hayatlarını kolaylaştırıp bir başkası ile mahvettiğini aslında bi çok seyi mahvettiğini ve neden iç çamaşırlarını arka tele görünmeyecek şekilde (sanki kimse hayatında don atlet giymemiş gibi)asmak zorunda olduğunu düşünürsün.
devamını gör...
tengri biz menemen
tanrıya tevekkül ile açlık arasında gidip gelmekten kafası karışmış türk beyanı.
menemen tabi. hem de acılı. şöyle ekmekle sıyırıcan tavanın kenarından kenarından. üff.
menemen tabi. hem de acılı. şöyle ekmekle sıyırıcan tavanın kenarından kenarından. üff.
devamını gör...
nuh tepesi
bugün netflix’e gelmiş, yönetmenliğini cenk ertürk’ün yaptığı, köylüleri niçin öldürmeliyiz temalı film. ali atay’ın ilk kez oyunculuğunu beğendim diyebilirim. türkişi dondurma’da hatta ayla’da bile o zevzek karakterinden çıkamamış gibi gelmişti bana. mecnun karakterinin zivir zivir konuşma şeklini, manasız şebekliğini üstünden atamamış bir oyuncu olarak görüyordum ama bu filmde olmuş. dolu dolu küfür gerekiyormuş herhalde drama oynaması için.
ömer karakterinin babasıyla gizli selfie’si sahnesinde çok yaralandım. elif karakterini ise çok gereksiz buldum. özellikle gece yarısı dağ başı köy evine gelip hiçbir şeye değinmeden gitmesi saçmalığı? sırf ömer o ‘özür dileyeceksin’li müthiş tiradı atsın diye temelsiz bir ziyaret. araya bi 3 saniye ‘velayet’ lafı sıkıştırdın. bu muydu? this meeting could be an e-mail elif, niye gecenin yarısı hiçbir şey söylememek için kalktın dağ arası karanlık köy yerine geldin ya doğurmaya 5 kala halinle? bi şey de demedin, ne kadar gereksiz bir olay. gece gece hırp diye belirdin, yok oturmiim yok gidiim, lan ne geldin ne? niye?
peki muhtarın “ağacın hesabındaki paranın yarısını vereyim git istanbul’dan kendine ev al” demesi? ağaca bak, trilyonermiş, yedirirler mi size? gelmişsiniz bir köroğlu bir ayvaz, para basan ağaca benim diyeceksiniz din tüccarlarının yuvasında, iyi cam çerçeve dökülmesiyle yırttınız, şansınız varmış.
ömer karakterinin babasıyla gizli selfie’si sahnesinde çok yaralandım. elif karakterini ise çok gereksiz buldum. özellikle gece yarısı dağ başı köy evine gelip hiçbir şeye değinmeden gitmesi saçmalığı? sırf ömer o ‘özür dileyeceksin’li müthiş tiradı atsın diye temelsiz bir ziyaret. araya bi 3 saniye ‘velayet’ lafı sıkıştırdın. bu muydu? this meeting could be an e-mail elif, niye gecenin yarısı hiçbir şey söylememek için kalktın dağ arası karanlık köy yerine geldin ya doğurmaya 5 kala halinle? bi şey de demedin, ne kadar gereksiz bir olay. gece gece hırp diye belirdin, yok oturmiim yok gidiim, lan ne geldin ne? niye?
peki muhtarın “ağacın hesabındaki paranın yarısını vereyim git istanbul’dan kendine ev al” demesi? ağaca bak, trilyonermiş, yedirirler mi size? gelmişsiniz bir köroğlu bir ayvaz, para basan ağaca benim diyeceksiniz din tüccarlarının yuvasında, iyi cam çerçeve dökülmesiyle yırttınız, şansınız varmış.
devamını gör...
metpamid
kafa yaptığı için arada satıştan çıkarılan, mide bulantısını anında kesen ilaç.
bulunca bir kaç kutu alın, bir kaç kez satışının yasaklandığına şahit oldum. *
bulunca bir kaç kutu alın, bir kaç kez satışının yasaklandığına şahit oldum. *
devamını gör...
haluk levent vs acun
para halk içindir vs para para içindir.
devamını gör...
yazarların şu anki şarj yüzdesi
giderek azalıyor %98'e düştü.
bitmez inşallah.
allahım sen şarj yüzdemi koru, amin.
bitmez inşallah.
allahım sen şarj yüzdemi koru, amin.
devamını gör...
ekşi sözlük
yazar olabilmek için yıllarca beklenilen, artık iyice bozulmuş ve git gide daha çok bozulan platform.
devamını gör...
helios (yazar)
aşırı tatlı bir yazar ayrıca tam bir görev adamı. çok hızlı geri dönüşler sağlıyor. profil resmine bakarak tam bir kedi manyağı olduğunu tahmin etmek zor değil. teşekkür ediyoruz kendilerine.
devamını gör...
evli çiftlerin itici davranışları
ortak facebook ya da instagram hesabı açmaları.
birbirine güvenmeyen bu çiftler aynı zamanda evliliği gerçekleştirilmesi zorunlu bir toplumsal görev olarak gören kişisel gelişimini tamamlamamış tiplerdir. aşağılık kompleksine sahip olduklarından sürekli diğer çiftlerin yaşantısını eleştirip dedikodusunu yaparlar.
birbirine güvenmeyen bu çiftler aynı zamanda evliliği gerçekleştirilmesi zorunlu bir toplumsal görev olarak gören kişisel gelişimini tamamlamamış tiplerdir. aşağılık kompleksine sahip olduklarından sürekli diğer çiftlerin yaşantısını eleştirip dedikodusunu yaparlar.
devamını gör...


