içinden gelen his
koca bir hiç... sayılır mı?
devamını gör...
günün şiiri
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var; biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.
orhan veli kanık-anlatamıyorum
devamını gör...
araba ile uzun yolculuğu bir seviye yukarı taşıyan detaylar
gece yolculuğu olması * .
devamını gör...
maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz
yok, ben sterlinle alıyorum
sikke sikke aldığım da oluyor.
sikke sikke aldığım da oluyor.
devamını gör...
catherine wheel
çok uzak olmayan zamanlara kadar kullanılmaya devam eden insan ırkının hayal gücünü en iğrenç şekilde nasıl kullanabileceğini gösteren bir işkence ile öldürme aletidir.

bu işkence aleti iskenderiyeli azize catherine’den alır ismini. bu aletle öldürülmesine hükmedilen azize işkence aletine dokunduğu an alet kırılır ve zavallı kadın kafası kesilerek idam edilir.
aslında alet öyle çok da teknolojik bir şey değildir. at arabalarında kullanılan tekerleklere benzer bir tekerleğin üzerine bağlanan suçlu çeşitli işkenceler ile öldürülür. bu işlem üç güne kadar sürebilir. tekerleğe bağlanan kişinin kemikleri kırılır çoğunlukla.
bu işlem aynı zamanda suçlu bulunan kişiyi onursuzlaştırmak için de yapılır. suçlu ölene kadar ve öldükten sonra tekerleğin üzerinde sergilenir. ölü bedeni ise kurda kuşa yem olur ya da çürümeye terk edilir. böylelikle de öldükten sonra ruhunun huzura ermesinin engellemediğine inanılır.

bu işkence aleti bana kafka’nın cezalılar kolonisi öyküsünde anlattığı işkence aletini hatırlatır hep. bu aletin nasıl bir şey olduğunu daha önce kafkaesk başlığında anlatmıştım. aynı işkence mantığı ile iki alet de suçlunun uzun süre acı çekmesi için tasarlanmıştır.
ama insanoğlu acılardan ders alacağına onları ticari metalara çevirmeyi sevdiği için daha sonraki zamanlarda havai fişekler için kullanılan bir düzeneğe de bu isim verilmiştir.
insanoğlu acımasızdır ve içinde barındırmadığı merhameti başkalarından beklemeye hakkı yoktur.

bu işkence aleti iskenderiyeli azize catherine’den alır ismini. bu aletle öldürülmesine hükmedilen azize işkence aletine dokunduğu an alet kırılır ve zavallı kadın kafası kesilerek idam edilir.
aslında alet öyle çok da teknolojik bir şey değildir. at arabalarında kullanılan tekerleklere benzer bir tekerleğin üzerine bağlanan suçlu çeşitli işkenceler ile öldürülür. bu işlem üç güne kadar sürebilir. tekerleğe bağlanan kişinin kemikleri kırılır çoğunlukla.
bu işlem aynı zamanda suçlu bulunan kişiyi onursuzlaştırmak için de yapılır. suçlu ölene kadar ve öldükten sonra tekerleğin üzerinde sergilenir. ölü bedeni ise kurda kuşa yem olur ya da çürümeye terk edilir. böylelikle de öldükten sonra ruhunun huzura ermesinin engellemediğine inanılır.

bu işkence aleti bana kafka’nın cezalılar kolonisi öyküsünde anlattığı işkence aletini hatırlatır hep. bu aletin nasıl bir şey olduğunu daha önce kafkaesk başlığında anlatmıştım. aynı işkence mantığı ile iki alet de suçlunun uzun süre acı çekmesi için tasarlanmıştır.
ama insanoğlu acılardan ders alacağına onları ticari metalara çevirmeyi sevdiği için daha sonraki zamanlarda havai fişekler için kullanılan bir düzeneğe de bu isim verilmiştir.
insanoğlu acımasızdır ve içinde barındırmadığı merhameti başkalarından beklemeye hakkı yoktur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının kapak fotoğrafları
alevi bektaşi öğretilerinde '' yedi ulu ozan" olarak bilinirler. soldan sağa sırasıyla: pir sultan abdal, teslim abdal, virani, nesimi, hatayi(şah ismail), sıtkı baba, kul himmet ve en üstte erenler şahı, hünkar hacı bektaş veli.
çizim alican meydan'a aittir. ibrahim güldalı'nın yönetmenliğini yaptığı, reşad mamedov'un canlandırmalarını yaptığı trt müzik kanalı için hazırlanan "ulu ozanlar" belgeselinde ilk 7 bölüm için çizdiği karakterlerdir.
çizim alican meydan'a aittir. ibrahim güldalı'nın yönetmenliğini yaptığı, reşad mamedov'un canlandırmalarını yaptığı trt müzik kanalı için hazırlanan "ulu ozanlar" belgeselinde ilk 7 bölüm için çizdiği karakterlerdir.
devamını gör...
bir kedinin öğrenmesi gereken şeyler
kedi olduğunu öğrense yeter.
sonra geliyor bizi eğitmeye çalışıyor falan hoş olmuyor yani...
sonra geliyor bizi eğitmeye çalışıyor falan hoş olmuyor yani...
devamını gör...
tarihçilerden başka bir hikaye
editörlüğünü ebru aykut, nurçin ileri ve fatih artvinli'nin yaptığı, can yayınları'ndan çıkan tarihi öykü derlemesi. tarih ile edebiyatı, gerçek ile kurguyu bağdaştıran şahane bir metodu vardır. tarihçilerin, buldukları gerçek tarihi kaynakları (arşiv belgeleri, hatıratlar, gazete haberleri) kurgulayarak öyküleştirmesiyle meydana gelmiştir. ilginç bir tarih yazımı denemesi olduğu kadar, gerçek hikayelere dayanması bakımından dikkat çekici bir edebi eserdir de.
esasen tarihi ilgi çekici kılan da geçmişin insanları değil midir zaten? gelmiş geçmiş milyarlarca insanın bir o kadar hikayesi var. biz de kendimizi öne çıkan bir iki tanesinin hikayesini bilmekle avutup duruyoruz. yalnızca kitleleri etkileyebilmiş ya da herhangi bir şekilde iz bırakabilmiş bir avuç tarihi kişilikten haberdarız aslında. peki ya diğerleri, senin benim gibi normal insanlar? düşünen, hisseden, kaygılanan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, plan yapan; bizim gibi doğan ve bizim öleceğimiz gibi ölen, basbayağı yaşayan insanlar. onların hikayeleri değil mi aslında bizi etkilemesi gereken? basit insanların basit hayatlarından da çıkmaz mı güzel hikayeler?
elbette bu kitapta da gene bir şekilde kağıda geçebilmiş insanlarla yetiniyoruz. bir şekilde kadı sicilleri, gazete haberleri ya da zamanında tutulan günlükler gibi belgelerde adı geçen insanlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. özellikle de ötekinin tarihi anlatılıyor bize. ezelden beri çile çeken kadınların, örselenen çocukların hikayeleri bunlar. ya da bu sefer eşkıyalık yapan çocuklarla karşılaştığımız bir hikaye de var mesela. hep bir ayrı kalmış gayrimüslimlerin hikayeleri var. suçlar, polisler, doktorlar, hizmetçiler var. herkesin biraz bahsedilmiş de olsa kendisini bulabileceği bir karakter var.
"tarihçilerden başka bir hikaye", böyle bir kitap işte. ismiyle müsemma. okumak için tarih sevmeye de gerek yok, bir tarih kitabı değil bu zira; normal, yaşayan insanların anlatıldığı bir kitap. tarihte geçiyor sadece. geçmiş gitmiş. bizim de olacağımız gibi.
esasen tarihi ilgi çekici kılan da geçmişin insanları değil midir zaten? gelmiş geçmiş milyarlarca insanın bir o kadar hikayesi var. biz de kendimizi öne çıkan bir iki tanesinin hikayesini bilmekle avutup duruyoruz. yalnızca kitleleri etkileyebilmiş ya da herhangi bir şekilde iz bırakabilmiş bir avuç tarihi kişilikten haberdarız aslında. peki ya diğerleri, senin benim gibi normal insanlar? düşünen, hisseden, kaygılanan, sevinen, öfkelenen, hayal kuran, plan yapan; bizim gibi doğan ve bizim öleceğimiz gibi ölen, basbayağı yaşayan insanlar. onların hikayeleri değil mi aslında bizi etkilemesi gereken? basit insanların basit hayatlarından da çıkmaz mı güzel hikayeler?
elbette bu kitapta da gene bir şekilde kağıda geçebilmiş insanlarla yetiniyoruz. bir şekilde kadı sicilleri, gazete haberleri ya da zamanında tutulan günlükler gibi belgelerde adı geçen insanlar ve olaylarla karşılaşıyoruz. özellikle de ötekinin tarihi anlatılıyor bize. ezelden beri çile çeken kadınların, örselenen çocukların hikayeleri bunlar. ya da bu sefer eşkıyalık yapan çocuklarla karşılaştığımız bir hikaye de var mesela. hep bir ayrı kalmış gayrimüslimlerin hikayeleri var. suçlar, polisler, doktorlar, hizmetçiler var. herkesin biraz bahsedilmiş de olsa kendisini bulabileceği bir karakter var.
"tarihçilerden başka bir hikaye", böyle bir kitap işte. ismiyle müsemma. okumak için tarih sevmeye de gerek yok, bir tarih kitabı değil bu zira; normal, yaşayan insanların anlatıldığı bir kitap. tarihte geçiyor sadece. geçmiş gitmiş. bizim de olacağımız gibi.
devamını gör...
terazi burcu
zodyak’ın 12 burcunun yedincisi terazi burcudur. 23 eylül – 23 ekim tarihleri arasında doğanlar bu burca mensuptur.
--- alıntı ---
sembolü: adalet terazisi
elementi: hava
olumlu özellikleri: çekici, sevimli, adil, cana yakın, paylaşımcı, romantik,
olumsuz özellikleri: faydasız, kararsız, aşırı duygusal, manipülatif, şımarık, kuruntulu
en sevdiği şeyler: büyük konserler, şiir, pahalı mücevherler, tasarım giysiler, iyi yemek, uyum, nezaket, gezmek
nefret ettiği şeyler: donuk ya da pratik insanlar, zorbalık, bir karar vermeye zorlanmak, “belki”ler, şiddet, adaletsizlik, gevezelik, şekilcilik
gizli tutkuları: sevmek ve sevilmek
güçlü yanları: dayanışmacı, diplomat, zarif, tarafsız, sosyal olmaları
zayıf yanları: kararsız olmaları, çatışmadan kaçmaları, kendilerine acımaları
--- alıntı ---
--- alıntı ---
sembolü: adalet terazisi
elementi: hava
olumlu özellikleri: çekici, sevimli, adil, cana yakın, paylaşımcı, romantik,
olumsuz özellikleri: faydasız, kararsız, aşırı duygusal, manipülatif, şımarık, kuruntulu
en sevdiği şeyler: büyük konserler, şiir, pahalı mücevherler, tasarım giysiler, iyi yemek, uyum, nezaket, gezmek
nefret ettiği şeyler: donuk ya da pratik insanlar, zorbalık, bir karar vermeye zorlanmak, “belki”ler, şiddet, adaletsizlik, gevezelik, şekilcilik
gizli tutkuları: sevmek ve sevilmek
güçlü yanları: dayanışmacı, diplomat, zarif, tarafsız, sosyal olmaları
zayıf yanları: kararsız olmaları, çatışmadan kaçmaları, kendilerine acımaları
--- alıntı ---
devamını gör...
mezar taşına yazılması istenen söz
''başkaları için yüzlerce kez ölmüştü. ilk kez kendisi için öldü.'' yazsalar fena olmaz.
devamını gör...
(tematik)
kaset koleksiyonu
90lı yıllarda yeni çıkan kasetlerden ve aranıp bulunan özel kasetlerden oluşturulan koleksiyon.
teybin altındaki yada üstündeki raf ona tahsis edilirdi.
birinin kaset koleksiyonuna bakıp nelerden hoşlandığı, fikri yapısı anlaşılabilirdi.
çocularımın keşfetmesi ve parça pinçik etmesi yüzünden sinirlenip çöpe atmak zorunda olduğuma en çok üzüldüğüm koleksiyonum idi.
teybin altındaki yada üstündeki raf ona tahsis edilirdi.
birinin kaset koleksiyonuna bakıp nelerden hoşlandığı, fikri yapısı anlaşılabilirdi.
çocularımın keşfetmesi ve parça pinçik etmesi yüzünden sinirlenip çöpe atmak zorunda olduğuma en çok üzüldüğüm koleksiyonum idi.
devamını gör...
her beğeni bir karma puan
ya da çaylak olduğun için beğeni hakkın yoktur ama yazıyı beğendiğinden favlarsın
devamını gör...
anlatırken ağlarım diye anlatamadıklarımız
şükür anlattım kurtuldum , içimde tutarsam büyüyecek , çığ gibi olucak .. altında kalmaktan korkarım. anlatın duvarlara ,dağlara ,taşlara... ama susmayın. eğer bir gün susarsanız dökmediğiniz her bir göz yaşı hesabını tek tek soracaktır.
devamını gör...
sevdiğin insanı terk etmek
fi'de şöyle bir diyalog vardı yamulmuyorsam; insan neden birinden vazgeçer? umudu kalmadığı için.
şimdi sevgili suserlar sevgi de yorulur. insan çabalamaktan bıkmaz belki ama sevgisinin ziyan olduğunu hisseder ve karşısındakine olan umudu sönerse terk eder. hem sevmek sevilmek için oluşmaz insanda. seversin işte öylece. karşılığı olmadığında da insan sever ki.
şimdi sevgili suserlar sevgi de yorulur. insan çabalamaktan bıkmaz belki ama sevgisinin ziyan olduğunu hisseder ve karşısındakine olan umudu sönerse terk eder. hem sevmek sevilmek için oluşmaz insanda. seversin işte öylece. karşılığı olmadığında da insan sever ki.
devamını gör...
sözlüklerdeki nickaltı sorunu
normal yaşamda insanlarda "bunu dersem dayak yer miyim" korkusu oluyor. ama sanalda bu temkinlilik hiç yok. haldur huldur sataşıyor herkes birbirine. bu nickaltılar biraz olsun dizginliyor milleti gibi geliyor. çünkü adamın suratına iğrenç bir insan olduğunu özelden birebir haykırsan karşılığında sülalenle ilgili bir takım samimiyetler ifade edip geçer. ama mevzu nickaltına yazılma ihtimali olunca az biraz sakinliyorlar. çünkü karşılarındaki insanın kendi hakkındaki düşüncelerini önemli görmüyorlar, önemli olan bu yergilerin halka açık ifade edilmesi. o zaman bir panik ki herkes sormayın. bir yazar on yüz milyon iyi yoruma karşılık tek bir negatif yorumda kendini uçurtturmayı başarmıştı hatırlarsanız. anlayacağınız kaosu yarı yarıya indiriyor. bu yüzden nickaltı iyidir.
benim sorunum ise mahlasıma özel olmaması. browsermış filmmiş kim denk getirirse yazmış. neyse sözlüğün canı sağ olsun çok da mühim değil.
benim sorunum ise mahlasıma özel olmaması. browsermış filmmiş kim denk getirirse yazmış. neyse sözlüğün canı sağ olsun çok da mühim değil.
devamını gör...
yazarların yalan söyleme nedenleri
kendimi denemek için; bana inanırlar mı diye merak ettiğim insanlara uydurma olaylar anlatıyordum. inandırıp, ikna edebilir miyim merak ettiğim için yalan söyledim.
belki size anlattıklarım da uydurmadır bilemiyorum altan.
belki size anlattıklarım da uydurmadır bilemiyorum altan.
devamını gör...
bir şehir bir kütüphane
(bkz: kraliyet kütüphanesi-black diamond)
kopenhag'da yer alan kraliyet kütüphanesi, iskandinav ülkelerinin en büyük kütüphanesi ünvanını taşımasının yanı sıra hem danimarka'nın milli kütüphanesi hem de kopenhag üniversitesi'nin kütüphanesidir.

1648 yılında kral ııı. frederik tarafından kurulmuş, 1793 yılında halka açılmış, 1989'da üniversite kütüphanesi ile birleşmiş ve 2005'te, danimarka tıp ve bilim ulusal kütüphanesi de kraliyet kütüphanesi'nin içine alınmıştır.
kütüphanede 17. asırdan bu yana basılan eserler mevcut olup otuz milyona yakın derleme bulunmaktadır. 1500 yılında yazılmış kitapların yer aldığı yapıda yer alan en eski eser 1482 yılında basılmış olan ilk danimarka kitabıdır.
kütüphane bugün, gothersgade, amager, norre alle ve slotsholmen olmak üzere dört yerde hizmet vermektedir. 1999 yılında slotsholmen'deki eski binanın yanına mermer ve camdan bir bina yapılmış siyah elmas black diamond adı verilmiştir. siyah elmas denmesinin sebebi de kullanılan mermerin içerisindeki maddedir.

kütüphanede yer alan birbirinden değerli ve nadide eserler bulunmaktadır, bunlardan bazıları: gutenberg incil'i, christian andersen'in el yazmaları ve mektupları, hamburg incil'i olarak da adlandırılan latin incil'idir.
dünyanın en büyük kitap hırsızlığının gerçekleştiği bu kütüphaneden o dönemlerde bedeli yaklaşık 50 milyon dolar olan içlerinde kant, thomas more ve john milton'un ilk baskılarının yer aldığı on altı bin tarihi kitap çalınmıştır.

daha sonraki dönemlerde kütüphane çalışanlarından şark kitapları bölümü başkanı olan frede moller kristensen'in bu kitapları çaldığı, ölümünden sonra ailenin bu kitapları satarken yakalanmalarıyla ortaya çıkmıştır. çalınan 16 bin kitabın yaklaşık 2,500 kadarı kütüphaneye geri verilmiştir.

kaynak 1: black diamond
kaynak 2: black diamondd
kaynak : black diamonddd
kopenhag'da yer alan kraliyet kütüphanesi, iskandinav ülkelerinin en büyük kütüphanesi ünvanını taşımasının yanı sıra hem danimarka'nın milli kütüphanesi hem de kopenhag üniversitesi'nin kütüphanesidir.

1648 yılında kral ııı. frederik tarafından kurulmuş, 1793 yılında halka açılmış, 1989'da üniversite kütüphanesi ile birleşmiş ve 2005'te, danimarka tıp ve bilim ulusal kütüphanesi de kraliyet kütüphanesi'nin içine alınmıştır.
kütüphanede 17. asırdan bu yana basılan eserler mevcut olup otuz milyona yakın derleme bulunmaktadır. 1500 yılında yazılmış kitapların yer aldığı yapıda yer alan en eski eser 1482 yılında basılmış olan ilk danimarka kitabıdır.
kütüphane bugün, gothersgade, amager, norre alle ve slotsholmen olmak üzere dört yerde hizmet vermektedir. 1999 yılında slotsholmen'deki eski binanın yanına mermer ve camdan bir bina yapılmış siyah elmas black diamond adı verilmiştir. siyah elmas denmesinin sebebi de kullanılan mermerin içerisindeki maddedir.

kütüphanede yer alan birbirinden değerli ve nadide eserler bulunmaktadır, bunlardan bazıları: gutenberg incil'i, christian andersen'in el yazmaları ve mektupları, hamburg incil'i olarak da adlandırılan latin incil'idir.
dünyanın en büyük kitap hırsızlığının gerçekleştiği bu kütüphaneden o dönemlerde bedeli yaklaşık 50 milyon dolar olan içlerinde kant, thomas more ve john milton'un ilk baskılarının yer aldığı on altı bin tarihi kitap çalınmıştır.

daha sonraki dönemlerde kütüphane çalışanlarından şark kitapları bölümü başkanı olan frede moller kristensen'in bu kitapları çaldığı, ölümünden sonra ailenin bu kitapları satarken yakalanmalarıyla ortaya çıkmıştır. çalınan 16 bin kitabın yaklaşık 2,500 kadarı kütüphaneye geri verilmiştir.

kaynak 1: black diamond
kaynak 2: black diamondd
kaynak : black diamonddd
devamını gör...
doğal sakinleştiriciler
lan zaten narkozlu gibi dolaşıyoruz ne sakinleşmesi. bırakın sakinleşmeyin anormal bi şey yaşayan kıymetini bilsin.
devamını gör...
normal sözlük iç çamaşırları
kafa sözlük çoraplarını tasarlayan bendeniz, aynı gün içerisinde bir yazarımızın* isteği üzerine kafa sözlük ile alakalı boxer tasarlamamı istemişti. görmeyenler için bu tasarımı tekrardan paylaşıyorum:

aynı günde ve ilerleyen zamanlarda bunla alakalı cinsiyetçi bir tutum sergilediğime dair oldukça fazla eleştiri aldım. biliyorum çok uzun zaman oldu ama bu yazarlarımızın taleplerini dikkate alarak ve bu başlığı açan arkadaşımızın yapmış olduğu ne idiğü belirsiz tasarımı daha fazla geliştirmek adına kadın yazarlarımıza özel bir iç çamaşırı tasarımı daha yapmaya karar verdim:

artık sözlükten bir partner bulup onunla özel bir gece geçirmek isterseniz, bu geceyi daha da özel kılacak parçalar artık tamamlandı. vallahi bu sözlükte kıymetimi bilen yok gerçekten.*

aynı günde ve ilerleyen zamanlarda bunla alakalı cinsiyetçi bir tutum sergilediğime dair oldukça fazla eleştiri aldım. biliyorum çok uzun zaman oldu ama bu yazarlarımızın taleplerini dikkate alarak ve bu başlığı açan arkadaşımızın yapmış olduğu ne idiğü belirsiz tasarımı daha fazla geliştirmek adına kadın yazarlarımıza özel bir iç çamaşırı tasarımı daha yapmaya karar verdim:

artık sözlükten bir partner bulup onunla özel bir gece geçirmek isterseniz, bu geceyi daha da özel kılacak parçalar artık tamamlandı. vallahi bu sözlükte kıymetimi bilen yok gerçekten.*
devamını gör...
