1 ocak 2021 oyun konsolları için alınan verginin düşürülmesi
darısı ayçiçek yağına demek istediğim başlıktır.
ahahahahah ülkeden ay çiçek yağı için indirim istedim.
şaka gibi ama şaka değil maalesef.
ahahahahah ülkeden ay çiçek yağı için indirim istedim.
şaka gibi ama şaka değil maalesef.
devamını gör...
sevdiğin filmi adını söylemeden anlat
+sevdiğin biri var mı?
-evet.
+seni seviyor mu?
-evet.
+söyledi mi peki?
-hayır.
+nereden biliyorsun?
-her seferinde kitaplarımı geri verirken içine çiçek koyuyor.
+o da insanlığı kurtarmak istiyor mu?
-evet.
+nereden biliyorsun?
-altını çizdiği cümlelerden.
-evet.
+seni seviyor mu?
-evet.
+söyledi mi peki?
-hayır.
+nereden biliyorsun?
-her seferinde kitaplarımı geri verirken içine çiçek koyuyor.
+o da insanlığı kurtarmak istiyor mu?
-evet.
+nereden biliyorsun?
-altını çizdiği cümlelerden.
devamını gör...
online kişi sayısının 300'ün altında kalması
aranıza yeni katıldım ama bu tip mevzulara bence çok takınılmamalı...yani bilmiyorum, buradan herhangi bir kazanç sağlanıyor mu, sağlanıyorsa ne kadardır, nasıl oluyordur yada bunun gibi maddi durumları..yalnız şunu söylemek isterim, 30.000 kişi olup herkesin birbirine sövüp saydığı, kimsenin birbirinin ne yazdığıyla ilgilenmeyip trollük yaptığı, her işin ucunun sekse bağlandığı, abuk sapuk bir platformsa arzulanan, burası o şekilde asla tutmaz çünkü hazırları zaten var...hem de hazırları 22 yıldır var, hatta mirclerden tut, 2000'ler öncesinden çık her türlü vardı...
burayı özel kılan ve benim sevmemin özellikle de ciddiye almamın sebebi, kontrolcü, saygılı ve sıkı bir şekilde denetimli, romantizm olayı...yoksa git ekşi de inci de trollük yap, burası da aynı olacaksa o zaman neden ben buraya geleyim yada insanlar buraya gelsin ki..
insanlar farklılık ister ve bu farklılıkta bir cazibe yaratır...bu sözlüğünde farklılığı gerçekten bu olmalı ve bunu korumalı, o zaman ilgi çeker ve insanlar burayı ciddiye alır, seviyeli 3 kişinin yazacağı yazıları okumak, seviyesiz 3000 kişinin açacağı emmeli gömmeli trollük başlıklarında gezinmekten iyidir...
burasının gerçekten romantik bir sözlük havası var 2010 öncesi ekşi gibi yada uludağ gibi...bunu nacizane olarak koruyun...tabi, bilmiyorum olayın perde arkasını, yani trollük yapılarak ilgi çekilip çatışma ortamı kaos yaratılarak sitenin bu sayede kar marjı falan mı artırılıyor, bu işin bu yönünde hiç olmadım bilmiyorum...
burayı özel kılan ve benim sevmemin özellikle de ciddiye almamın sebebi, kontrolcü, saygılı ve sıkı bir şekilde denetimli, romantizm olayı...yoksa git ekşi de inci de trollük yap, burası da aynı olacaksa o zaman neden ben buraya geleyim yada insanlar buraya gelsin ki..
insanlar farklılık ister ve bu farklılıkta bir cazibe yaratır...bu sözlüğünde farklılığı gerçekten bu olmalı ve bunu korumalı, o zaman ilgi çeker ve insanlar burayı ciddiye alır, seviyeli 3 kişinin yazacağı yazıları okumak, seviyesiz 3000 kişinin açacağı emmeli gömmeli trollük başlıklarında gezinmekten iyidir...
burasının gerçekten romantik bir sözlük havası var 2010 öncesi ekşi gibi yada uludağ gibi...bunu nacizane olarak koruyun...tabi, bilmiyorum olayın perde arkasını, yani trollük yapılarak ilgi çekilip çatışma ortamı kaos yaratılarak sitenin bu sayede kar marjı falan mı artırılıyor, bu işin bu yönünde hiç olmadım bilmiyorum...
devamını gör...
seni seviyorum demenin farklı şekilleri
devamını gör...
kola içerken ağlamak
genelde burnuma asit kaçtığı için gözüm yaşarır. ama ağlamam.
devamını gör...
duvar yazıları
genel olarak vandallık olarak görsem bile arada gülümsetebilen yazılar. fotoğrafı bulamadım şimdi ama ayazağa'da görmüş olduğumuzu anımsıyorum duvara meşhur çarşı bestelerinden birinin son sözleri yazılmıştı:
"inönü'de dersin soran olursa"
eve gidene kadar beste dilimden düşmemişti mırıldanıp durmuştum da millet uzaylıymışım gibi bakmıştı.* daha beteri o zamana kadar benden sıfır fanatiklik gören hatta herhangi bir takım tuttuğumu bile bilmeyen arkadaşlarımın iki sene dilinden kurtulamamıştım. sonra oraya işim düşüp de hiç gitmedim ama umarım silinmemiştir.
"inönü'de dersin soran olursa"
eve gidene kadar beste dilimden düşmemişti mırıldanıp durmuştum da millet uzaylıymışım gibi bakmıştı.* daha beteri o zamana kadar benden sıfır fanatiklik gören hatta herhangi bir takım tuttuğumu bile bilmeyen arkadaşlarımın iki sene dilinden kurtulamamıştım. sonra oraya işim düşüp de hiç gitmedim ama umarım silinmemiştir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çizimleri
sanatçı değiliz ki özgün bir şeyler çizelim boyayalım...bizden olsa olsa kopyacı olur. niko guido (necip yanmaz) imzalı bir fotoğrafı kopya ettik.niko guido kim derseniz. özellikle çevre konularında şahaserler yaratan bir fotoğrafçı. bence burada bir başlığı hakediyor.
su altı kirliliğine tepki olarak çektiği fotoğraflardan birinin kopyasıdır.
su altı kirliliğine tepki olarak çektiği fotoğraflardan birinin kopyasıdır.
devamını gör...
ev temizliğinden sonra içilen kahve
tadı her zamanki kahvelerden daha tatlı gelen kahvedir.
o temizlik kokusunu burundan alır yerine mis gibi bir koku bırakır. yorgunluğu da götürmesi cabası. ufak bir terapi yöntemidir.
o temizlik kokusunu burundan alır yerine mis gibi bir koku bırakır. yorgunluğu da götürmesi cabası. ufak bir terapi yöntemidir.
devamını gör...
canı sıkılan yazarlar veri tabanı
devamını gör...
anemon çiçeği
düğünçiçeğigiller familyasından anemon yurdumuzda manisa lalesi, rüzgar çiçeği, güllale olarak adlandırılan bir çiçektir. beklenti, umut, tazelik ve gençlik anlamına gelir.
mitolojiye göre ölümlü yakışıklı adonis ile aşk tanrıçası afrodit birbirlerine kör kütük aşıktır. fakat bu aşk, afrodit’in eski sevgilisi savaş tanrısı ares’ in kıskançlığının kurbanı olur. adonis bir gün avlanırken, ares onu vurur. afrodit kurtarmak için koşsa da o yetişene kadar adonis ölür.
afrodit bir törenle sevgilisinin vücudunu en güzel kokular ile ovar ve onu ölüler diyarına götürmek üzere kucaklar. bu sırada adonis’ten damlayan kanlarla vücudundan yayılan güzel kokular birbirine karışır ve yeryüzüne dökülerek birer çiçeğe dönüşürler. bu çiçeğe adonis ile afrodit’in aşkı anısına anemon ismi verilmiştir.
taçlı dağ lalesi (anemone coronaria) olarak da bilinen bu çiçeğin beyaz, mor, eflatun, pembe, kırmızı, mavi renkli olanları vardır. mavi anemon çiçek yağı cilt kırışıklıklarını ve güneş lekelerini gidermeye ve cildin pürüzsüzleşmesine yardımcı olur.
mitolojiye göre ölümlü yakışıklı adonis ile aşk tanrıçası afrodit birbirlerine kör kütük aşıktır. fakat bu aşk, afrodit’in eski sevgilisi savaş tanrısı ares’ in kıskançlığının kurbanı olur. adonis bir gün avlanırken, ares onu vurur. afrodit kurtarmak için koşsa da o yetişene kadar adonis ölür.
afrodit bir törenle sevgilisinin vücudunu en güzel kokular ile ovar ve onu ölüler diyarına götürmek üzere kucaklar. bu sırada adonis’ten damlayan kanlarla vücudundan yayılan güzel kokular birbirine karışır ve yeryüzüne dökülerek birer çiçeğe dönüşürler. bu çiçeğe adonis ile afrodit’in aşkı anısına anemon ismi verilmiştir.
taçlı dağ lalesi (anemone coronaria) olarak da bilinen bu çiçeğin beyaz, mor, eflatun, pembe, kırmızı, mavi renkli olanları vardır. mavi anemon çiçek yağı cilt kırışıklıklarını ve güneş lekelerini gidermeye ve cildin pürüzsüzleşmesine yardımcı olur.
devamını gör...
bir zamanların en efsane telefonu
tartışmasız nokia 3310.
devamını gör...
cheyenne
büyük ovalar bölgesinde yaşayan, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir. cheyenne kelimesi, lakota dilinde "küçük cree" demektir.
lakota'lar ve kendileri gibi algonkin dili konuşan arapaho'larla müttefik olarak önceleri kızılderili düşmanlarına, daha sonra da a.b.d ordusuna karşı savaşmışlardır.
güneyli cheyenne'ler colorado civarında yaşamışlar, 1864 sand creek katliamı ve 1868 washita river katliamı'ndan sonra toprakları ellerinden alınıp oklahoma'ya sürüldüler ve bugün hâla oklahoma'da yaşıyorlar.
kuzeyli cheyenne'ler montana, south dakota civarı yaşamışlar, 1866 - 1868 arası kızıl bulut'un savaşında, daha sonra 1876 büyük sioux savaşında müttefikleriyle beraber a.b.d ordusuna karşı savaşmışlardır. teslim olduktan sonra oklahoma'ya götürülmüşler ama iki yıl sonra kaçarak, çatışa çatışa montana'ya geri geldiler.
bugün montana'nın güney doğusunda yaşıyorlar.
lakota'lar ve kendileri gibi algonkin dili konuşan arapaho'larla müttefik olarak önceleri kızılderili düşmanlarına, daha sonra da a.b.d ordusuna karşı savaşmışlardır.
güneyli cheyenne'ler colorado civarında yaşamışlar, 1864 sand creek katliamı ve 1868 washita river katliamı'ndan sonra toprakları ellerinden alınıp oklahoma'ya sürüldüler ve bugün hâla oklahoma'da yaşıyorlar.
kuzeyli cheyenne'ler montana, south dakota civarı yaşamışlar, 1866 - 1868 arası kızıl bulut'un savaşında, daha sonra 1876 büyük sioux savaşında müttefikleriyle beraber a.b.d ordusuna karşı savaşmışlardır. teslim olduktan sonra oklahoma'ya götürülmüşler ama iki yıl sonra kaçarak, çatışa çatışa montana'ya geri geldiler.
bugün montana'nın güney doğusunda yaşıyorlar.
devamını gör...
norveç'te rötuşlanmış fotoğrafın suç olması
norveç'te yeni düzenlemeler ile ülkede vücut dismorfisini frenlemek amacıyla sosyal medya platformlarında gerçekçi olmayan güzellik standartlarını 2009 pazarlama yasası'nda yapılan değişiklikler ile influencer'ların vücutlarının rötuşlanmış fotoğraflarını sosyal medyadaki tanıtım gönderilerinde , görüntünün düzenlendiğini kabul etmeden paylaşmalarını yasa dışı kılıyor .
kaynak: i-d.vice.com/en_uk/article/...
kaynak: i-d.vice.com/en_uk/article/...
devamını gör...
beyoğlu rapsodisi
ahmet ümit'in eylül 2003 basımlı polisiye-gerilim türünde romanıdır.
roman ellili yaşlarının başında yıllardır dost olan üç arkadaşı konu alır. selim nihat ve kenan liseden beri ayrılmayan hayatları gittikçe sıradanlaşmış insanlardır. kenan'ın geçirdiği kaza sonucu onun ölümsüzlük ile kafasını bozmasıyla üç arkadaşı da bilinmez bir yolculuğa çıkarır. kitap selim'in ağzından anlatılır ve bu beyaz türk diyebileceğimiz insanların geçmişleri ve gelecekleri arasındaki bağlar bir cinayeti çözme uğraşlarıyla iyice karışır. kitap tümüyle beyoğlu'nda geçmesiyle bize beyoğlu'nun sokaklarını, caddelerini; camilerini, kiliselerini; kafelerini, barlarını, pasajlarını ve meyhaneleriyle; semtin tarihine, mimari yapısına, kültürüne ışık tutar.
ahmet ümit kitabı agatha christie'nin roger ackroyd cinayeti adlı polisiye romanından esinlenerek yazmıştır.
kitap genel itibariyle bilgi kültür açısından çok doyurucu ve okunurken sıkılma gibi bir durum söz konusu değil, fakat asıl polisiye tarafa giriş iki yüzlü sayfaların başında olduğu için okuyucuyu belli bir süre sonra sıkabilir. hikayenin üç ana karakteri güzel bir şekilde analiz edilmişken yan karakterlerin sadece sahne doldurmak için-gülriz, burç vb.- yazıldığını düşünüyorum. kitap sonuyla şok etse de katilin tam olarak nedenlerinin çok hızlıca geçilmesi, çok aceleci bir final olması beni pek tatmin etmedi. hikaye çok kopuk kopuk ilerledi, son yüz sayfa olaylar akarken katilin kim olacağına dair hiçbir ipucu okuyucuya verilmemişti.
son olarak kitap ahmet ümit skalasında polisiye olarak biraz yavan kalsa da kültür tarafı ağır basarak, okuyucuya her zaman bir şekilde tetikte bekleterek bir oturuşta okunabilir.
roman ellili yaşlarının başında yıllardır dost olan üç arkadaşı konu alır. selim nihat ve kenan liseden beri ayrılmayan hayatları gittikçe sıradanlaşmış insanlardır. kenan'ın geçirdiği kaza sonucu onun ölümsüzlük ile kafasını bozmasıyla üç arkadaşı da bilinmez bir yolculuğa çıkarır. kitap selim'in ağzından anlatılır ve bu beyaz türk diyebileceğimiz insanların geçmişleri ve gelecekleri arasındaki bağlar bir cinayeti çözme uğraşlarıyla iyice karışır. kitap tümüyle beyoğlu'nda geçmesiyle bize beyoğlu'nun sokaklarını, caddelerini; camilerini, kiliselerini; kafelerini, barlarını, pasajlarını ve meyhaneleriyle; semtin tarihine, mimari yapısına, kültürüne ışık tutar.
ahmet ümit kitabı agatha christie'nin roger ackroyd cinayeti adlı polisiye romanından esinlenerek yazmıştır.
kitap genel itibariyle bilgi kültür açısından çok doyurucu ve okunurken sıkılma gibi bir durum söz konusu değil, fakat asıl polisiye tarafa giriş iki yüzlü sayfaların başında olduğu için okuyucuyu belli bir süre sonra sıkabilir. hikayenin üç ana karakteri güzel bir şekilde analiz edilmişken yan karakterlerin sadece sahne doldurmak için-gülriz, burç vb.- yazıldığını düşünüyorum. kitap sonuyla şok etse de katilin tam olarak nedenlerinin çok hızlıca geçilmesi, çok aceleci bir final olması beni pek tatmin etmedi. hikaye çok kopuk kopuk ilerledi, son yüz sayfa olaylar akarken katilin kim olacağına dair hiçbir ipucu okuyucuya verilmemişti.
son olarak kitap ahmet ümit skalasında polisiye olarak biraz yavan kalsa da kültür tarafı ağır basarak, okuyucuya her zaman bir şekilde tetikte bekleterek bir oturuşta okunabilir.
devamını gör...
yeni neslin tüm bilgilere çabucak ulaşabilmesi
gerçek hayatta da birçok şeyin çabucak olmasını istemelerine neden olabilecek bir durumdur. kolay ulaşılabilirlik kavramını sorgulatır insana. az emek verilen şey insanı az yorar, evet iyidir ama bazen beklemenin o dayanılmaz heyecanını yaşamak daha keyifli olabilmektedir.
bilgiye kolay ulaşabilmenin olumlu ve olumsuz yönleri de olacaktır elbet, artık niyete bakacağız.
bilgiye kolay ulaşabilmenin olumlu ve olumsuz yönleri de olacaktır elbet, artık niyete bakacağız.
devamını gör...
felsefecilerin araba arkası yazıları
bize birkaç deli gerek, şu akıllıların yol açtığı duruma bak!
george bernard shaw sözünü araba arkası yazısı yapmak.*
george bernard shaw sözünü araba arkası yazısı yapmak.*
devamını gör...
her düşünceye saygı duyulur mu sorunsalı
istanbul sözleşmesi ve lgbt'ye saygı duymayan çomarlara saygı duyulmaz mesela.
devamını gör...
uy scuti
keşfedilmiş yıldızlar içerisinde çap olarak en büyük yıldız sanılsa da öyle olmayan, ancak yine de ilk 5'te yer aldığını söyleyebileceğimiz yıldız. kırmızı bir üstdev yıldızdır ve aynı zamanda değişen yıldızlar sınıfındandır.
uy scuti ve benzeri yıldızlar, pulsasyon dediğimiz bir hareket yapar. bu hareket nedeniyle çapları sürekli olarak değişir. ayrıca çok büyük yıldızlar, kütlelerinin büyük bir kısmını sürekli olarak uzaya bırakırlar, yani kütle kaybederler. bunu tüm yıldızlar yapsa da, büyük ve genç yıldızlarda bu kayıp çok daha fazladır. bu da yıldızın dış sınırını belirsiz hale getirir ve etrafında bir gaz bulutu oluşturur. bu nedenle bu tip yıldızların dış sınırını ve çapını kesin bir şekilde ölçmek pek mümkün değildir. uy scuti de bunlardan biridir.
uy scuti ve benzeri yıldızlar, pulsasyon dediğimiz bir hareket yapar. bu hareket nedeniyle çapları sürekli olarak değişir. ayrıca çok büyük yıldızlar, kütlelerinin büyük bir kısmını sürekli olarak uzaya bırakırlar, yani kütle kaybederler. bunu tüm yıldızlar yapsa da, büyük ve genç yıldızlarda bu kayıp çok daha fazladır. bu da yıldızın dış sınırını belirsiz hale getirir ve etrafında bir gaz bulutu oluşturur. bu nedenle bu tip yıldızların dış sınırını ve çapını kesin bir şekilde ölçmek pek mümkün değildir. uy scuti de bunlardan biridir.
devamını gör...
normal sözlük logosundaki kafanın gittiği yer
efendim malumunuzdur, kafa sözlük edebiyatı da kitapları da pek seviyor. edebiyat tarihinde de kafa kesilmesi bir us eleştirisi olarak çıkıyor karşımıza. logoda ne olmakta? kişi kafasından gönüllü olarak kurtuluyor. nasıl anladım bunu? kurtulmakla hızını alamayıp bir de şut çekiyor kafasıyla. nereye gider bu kafa, bu hiddetli vuruşla? nereye isterse, oraya gider.
kafa, kafa sözlük'e doğru gittiğinde görüyoruz ki vücut geride kalıyor. kafası olmadan insan nedir? başsız bir hayvan. başı yerinde olduğu halde beynini kullanmadan, kitle mancınığıyla hareket eden insanlara da bir eleştiride bulunulmuş. vücudun geride kalmasıyla ise ne, kim olduğun önemli değil ifade ettiklerin ve sözcüklerinle varsın deniyor.
profilimizdeki kapak görselinde ise anlıyoruz ki kafa çöp kutusuna gidiyormuş.
şimdi ben bunları neden yazdım, nasıl yazdım önemli değil. yazdım mı, yazdım.
kafa, kafa sözlük'e doğru gittiğinde görüyoruz ki vücut geride kalıyor. kafası olmadan insan nedir? başsız bir hayvan. başı yerinde olduğu halde beynini kullanmadan, kitle mancınığıyla hareket eden insanlara da bir eleştiride bulunulmuş. vücudun geride kalmasıyla ise ne, kim olduğun önemli değil ifade ettiklerin ve sözcüklerinle varsın deniyor.
profilimizdeki kapak görselinde ise anlıyoruz ki kafa çöp kutusuna gidiyormuş.
şimdi ben bunları neden yazdım, nasıl yazdım önemli değil. yazdım mı, yazdım.
devamını gör...

