astronom olduğunu öğrenince, bayağı mutlu olduğum yazar. lütfen sonraki röportaj veya söyleşiyi meja ile yapın. çok bilgilendirici olacaktır.
devamını gör...

toplum olarak o kadar eften püften şeyleri büyütmeye meraklıyız ki bazen görüyorum troll başlığa ciddi entry yazılıyor okuyunca beni bi' gülme alıyor. ciddiye alınacak şeylere göz ucuyla bakıp, en olmayacak şeyleri büyütüp sonra da birbirimize girmeye öyle alışmışız ki. cımbızla seçiyoruz resmen bazı sözleri, tavırları. şurada bilmem kaç yazar var, kimileri hayatıyla ilgili yazıyor, kimileri sözlükle ilgili bir durum oluyor ona istinaden yazıyor, kimileri bilmem neye yazıyor okuyanlar hoop her şeyi kendi üstüne alınıyor sonra da başlasın taarruz. yahu bi' durun, bi' sakin olun, bi' tiye alın, dalgaya vurun allasen ne bu yahu. kendinize zarar verirsiniz benden söylemesi.
devamını gör...

iyi ki dediğin bir insan arkdaş olamıyorsa, tabi ki hayatımızdan çıkarıp kendimizi rahatlatmalıyız. hiç hatırlanmamalı bile. bazen sade yaşam en güzeli.
devamını gör...

saklayamaz. arkadaş ortamında anlaşılır. sırıtır çünkü.
edit : başlığın tüm hakları durumumuz yoktu sevisemedik'e devredilmesi için gerekli işlemler başlatılsın. *
devamını gör...

sözlük yararı için kullanalım kullandıralım.

birçok yazar gibi ben de noktasına kadar aynı olan tanımları okumak istemiyorum.

dediğim gibi bu gibi manzaralardan sıkılıyorum .
(bkz: başlıklara yazılmış bilgileri okumadan aynı bilgilerin tekrar tekrar verilmesi)
devamını gör...

belki de geliyordur. biri gelecekten geliyorum dese bir sonraki durağı ruh ve sinir hastalıkları hastanesi olur.
devamını gör...

bolivya'da yer alan bu yol 1995 yılında 'dünyanın en tehlikeli yolu' ilan edildi. yılda 300 turistin ölüm yolu'ndan aşağı kayarak can vermesi bu durumu kanıtlar nitelikte. sadece 3 metre genişliğinde olan yol oldukça tehlikeli... turistler ise arabaların geçtiği bu daracık yolda bisikletle gezmeyi tercih ediyor.
devamını gör...

arkadaşlarımızla winx oynardık, genelde hep kavgalar çıkardı, yok bloom benim, yok flora, stella benim diye...
gerçi her zaman en sevdiğim peri muisa olmuştur benim*.

onun dışında bu çizgi filmle ilgili farkettiğim bir şey var;
- genelde, küçükken bloom olan kızlar şuan lider, başarılı ve sorumlu
- stella olan kızlar ise sorumsuz, ders çalışmıyor
- flora olanlar fazla duygusal, varoluşsal sancılar çekiyor
- muisa olanlar ise sessiz, kendi halinde

yani en azından çevremden gozledigim kadarıyla böyle.*
devamını gör...

sözlükte ukde bırakmada son samuray ile yarışan yazar. herhalde ukdelerini bir kaç yıla ancak bitirim.*
devamını gör...

yüzde yüz yanlış önerme içeren başlık.
yine çıkmış bir kendini bilmez regl kanı ile spermi bir tutuyor. orta okul fen bilgisi bilgisi bu artık öğrenin ikisinin uzaktan yakından alakası olmadığını.
ayrıca hayatında hiç regl olmamış bireyler bu konu hakkında yorum yapmazsa seviniriz. insanın bilmediği şeye uzaktan sallaması çok kolay oluyor tabii. hadsizler.
devamını gör...

ilk kez felsefeci philippa foot'un 1967'de ortaya attığı vagon ikilemi de denilen (trolley dilemma), etik karar verme sürecinde, karar ve tutumlarımızı etkileyen faktörleri görebilmek için yapılmış dünya genelinde yaklaşık 300 000 kişi üzerinde uygulanmış bir davranış testidir.

senaryo 1; bir tren yolunun yakınlarındasınız. birden bire bir gürültü ile irkiliyorsunuz. içinde, sürücüsünün veya kontrol eden bir kişinin olmadığı bir vagonun, tren yolu boyunca hızla yol almakta olduğunu görüyorsunuz. bir bakıyorsunuz ki,
ileride ve tren yolunun üzerinde beş işçi, sırtları, gelen vagona dönük olmak üzere çalışıyorlar. şehrin gürültüsü nedeniyle, işçilere bağırıp sesinizi duyurup, onları uyarma şansınız da yok. her hâlükârda vagonun altında kalacaklar. o anda fark ediyorsunuz ki, vagonu diğer raya geçirecek olan bir kolun (levye) hemen yakınındasınız. eğer kolu çekerseniz, vagon, makas atlayarak diğer raya geçecek ve beş işçi kurtulacak. ancak, fark ediyorsunuz ki, vagonu makas atlatarak gideceğini düşündüğünüz rayın üzerinde de gelen vagondan habersiz bir işçi çalışıyor. onu da hiçbir şekilde uyarma şansınız yok. bu durumda iki şeyden birini yapacaksınız. ya hiçbir şekilde, vagonun makas atlayıp diğer raya geçebilecek kolu çekmeyecek ve böylece vagonun, yolu üzerindeki beş işçiyi altına alarak öldürmesine izin vereceksiniz ya da kolu çekerek, vagonun, makas vasıtasıyla diğer raya geçmesini sağlayacak ve beş kişinin hayatını kurtaracak, buna karşılık bir kişinin hayatını feda edeceksiniz. hangisini seçerdiniz?

senaryo 2; bu defa da altından tren yolu geçen bir köprünün üzerindesiniz. yanınızda hiç tanımadığınız iriyarı bir adam var.
yine, senaryomuz gereği, içinde sürücüsünün olmadığı bir vagonun geldiğini görüyorsunuz. yine, tren yolu üzerinde, gelen vagondan habersiz beş işçi çalışmaktadır. beş işçiyi, bir evvelki senaryoda olduğu gibi hiçbir şekilde tehlikeden dolayı uyarmak mümkün değil. ancak, beş işçiyi kurtarmak için bir imkânınız var. eğer tanımadığınız iriyarı adamı, köprüden ittirir ve aşağı atarsanız, adam, rayların üzerine düşecek, böylece vagon adama takılarak duracak ve beş kişin hayatı kurtulacaktır.
(adamı ittirdiğimiz köprünün korkuluklarının yüksek olmadığı; sizin, adamı ittirecek güçte olduğunuzu; adamın, rayların üzerine düşeceğini ve böylece vagonun da adama takılarak duracağından ve beş kişinin kurtulacağından kesinlikle emin olduğumuzu varsayıyoruz.) ne yapardınız? adamı ittirir ve beş kişinin hayatını kurtarır mıydınız yoksa vagonun geçip gitmesini ve nihayetinde beş kişinin ölmesini mi izlerdiniz?

teste katılan insanların verdiği cevaplar;


bu senaryo, boston’da harvard üniversitesi’nden marc hauser tarafından 300 binden fazla kişiye sorulmuş. birinci senaryoda, hemen hemen büyük bir çoğunluk beş kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda ederek kolu çekerken, ikinci senaryoda ise, çoğunluk denecek sayıda kişi, adamı, köprüden atma düşüncesinden kaçınmış, yani beş kişinin ölümünü izlemiştir. ikinci senaryoda sadece her altı kişiden biri adamı köprüden aşağıya atma düşüncesinde olduğunu belirtmiştir. bu senaryo, amerika’dan çin’e, göçebe halktan şehirlisine, senaryoları idrak edecek her yaş grubuna, her iki cinse (kadın-erkek), her eğitim seviyesinden kişilere, akademisyenlere, işçilere, inançlı veya ateistlere sorulmuştur. alınan sonuç her defasında aynıdır. bir başka deyişle, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, soruya muhatap olanlar birinci senaryo için kolu çekip beş işçiyi kurtarırken, ikinci senaryoda ise (1/6 lık kısım hariç) adamı, köprüden aşağıya atmamayı yani beş işçinin ölümünü izlemeyi tercih etmişlerdir.
buradaki karar mekanizması, bir insanın ölümünden, kendimizi aktif veya pasif olarak ne derece sorumlu tutacağımız ile ilgilidir.


kişisel görüşüm;


öldürmek ve ölmesine izin vermek arasındaki farktan bahsediyor aslında bu deney. başkasının ölümünde aktif karar verici mi pasif karar verici mi olmaktan bahsediyor.
ben ilk okuduğumda da şu anda da aynı şeyi düşünüyorum. nicelikle ilgili alınan her karar anlamsız. belki o diğer rayın üstünde çalışan tek işçi diğer beş işçiden daha iyi daha merhametli daha dürüst ya da onun oğlu kızı bir gün ülke için o beş kişiden çok daha verimli olacak. bence bu deneyin her iki versiyonu da anlamsız.


bu deney ve bu deneyden esinlenerek oluşturulan deneyler özellikle sürücüsüz araçlarda, yapay zeka robotlarda kullanılıyor. daha ölümcül bir kazadan daha az zarar görülen seçimlerin yapılması hedefleniyor. ama tabii her sayısal değer sadece sayısal değer midir burada durup bunu düşünmeliyiz.

detaylı okuma için kaynak...
pdf
devamını gör...

woman kelimesi, wife of a man kelimesinin kısaltması ile oluşmuştur.
devamını gör...

ahtapotların bazı türlerinde kromatofor denilen renk değiştirip kırmızıya ve başka canlı tehditkar renk tonlarına dönebilen pigment grupları vardır. bu sayede düşmanlarına korkutucu görünebilir veya kaçmak için şaşırtabilirler. sanki günümüzdeki kaslanmayı anlatıyor gibi. evrimsel süreçlerle bağlantılarımız tüm takım elbiselerimize rağmen aslında halen orada ve canlı.
devamını gör...

yediğiniz ıslak kekler kuru oluyorsa, bu yapanın beceriksizliğidir. ıslak olması için püf noktaları var elbette ama ben bunları söylemiycem çünkü iyi günümde değilim bugün.
devamını gör...

şuan elimde 'azazel' adlı kitabı bulunan yazar. bir kitabı okumadan önce onu yazan kişiyi tanımak isterim. daha sonra kitabını okuyup karakterlerini daha iyi analiz eder hikayeyi daha iyi anlayabilirim.
gelelim serkan ertem kimdir sorusuna.

serkan ertem 1974, kayseri doğumludur. yazarlığa ilk küçük yaşlarda, küçük hikayelerle başlamış ve daha sonra hikayelerini geliştirerek bir çok kitap yayınlamıştır. sabit bir tarzı olmayan yazar bir çok farklı konuda kitap çıkarmıştır.
çocuklar için hikaye setleri, tarihi savaşlar, polisiye ve korku gerilim alanlarında kitapları basılmıştır.
yazar aynı zamanda koçluk ve eğitmenlik eğitimleri ve sertifikaları sahibidir. uluslararası 'ce' statüsünde eğitimler vermektedir.
en çok ilgi gören eserlerinden 'azazel' serisinin kurgu aşaması 5 yıl sürmüştür.
serinin ilk iki kitabı yayınlandı. üçüncü ve final kitabının yazım süreci devam ediyor.
(benim de hâlâ heyecanla finalini beklediğim kitap)

sizlere bir kaç kitabını önermek isterim:
en başta tabi ki benim favorim olan
1. azazel - iman hasadı
2. azazel - istila
3. sessiz anzaklar
4. mülteci
devamını gör...

henüz her şey çok yeni olduğu için zamanla oturacağını düşündüğüm formattır.

ben ekşi sözlükte de yazıyorum, 2 sözlüğü oranlamaya sokarsak, inanın burada daha az göze batıyor format dışı tanımlar.
devamını gör...

üzerine tanrıların yemin ettiği nefretin nehridir. aynı zamanda hades'in beş ırmağından biridir. tanrılar vs. titanlar savaşından tanrılar galip gelince savaşa katılanlar olimpos'a zeus'un yanına çıkarlar. zeus'un yanına ilk giden de styx olduğu için zeus bir kural koyar:
"tüm tanrılar styx üzerine ölümüne yemin edecek."
yalan yemin edenlerin sonu da hazindir:
yalan yemin eden tanrılar 1 sene boyunca bir nevi taşa dönüşür*. 1 senenin sonunda canlansalar da 9 sene boyunca diğer tanrıların yanına yaklaşamazlar.

styx nehri aynı zamanda ölümsüzlüğün sembolüdür, suyuna girenlerin ölümsüz olacağına inanılır. (bkz: akhilleus)

ölülerin gözüne bozuk para koyma geleneği de buradan gelir.
styx nehri ölüler diyarı ile yaşayanlar diyarının geçididir. nehirden geçemeyenler ölüler diyarına ulaşamaz. ölüleri taşıan kayıkçının adı da charon'dur. charon, kapitalizme boyun eğmiştir maalesef ve ölülerden geçiş ücreti ister. bu yüzden ölülerin gözüne bozuk para konurmuş eskiden bazı toplumlarda.

aynı zamanda styx grubunun meşhur "boat on the river" şarkısı da entry nick uyumu tadındadır.*
devamını gör...

töz.
devamını gör...

öyle bir şey varsa benim borcum dağlar kadar olmuştur.
devamını gör...

"güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin." diyerek uyandırılması gereken insandır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim