yeni biriyle tanışmak
artık çok korktuğum ve çekindiğim bir şeydir. yordular beni sözlük. güvenmek hiç görmeyen birisine gökkuşağını anlatmak kadar zor geliyor... (bkz: herkes gider mi)
devamını gör...
yazarların duymuş olduğu en garip isim
tıknettin.yakın bi arkadaşımın tanıdığı bir aile erkek çocuklarına bu ismi vermiş gerçekten çok şaşırmıştım doğrusu.
devamını gör...
ağız lehçe ve şive ayrımı
tam olarak ayırt edemediğimi düşündüğüm olaydır. sözlük yazarlarının verdiği örnekle umarım kalıcı olarak öğrenirim.
bildiğim kadarıyla aynı ülkede bölgeden bölgeye küçük farklar varsa buna ''ağız'' diyoruz, yazarken herkes aynı yazıyor. örnek: tokat ağzı, muğla ağzı, karadeniz ağzı vs.
şive ise bilinen bir zamanda dilden ayrılmış fazla ses farkının olmadığı kollara deniyor. örnek: azerice, kazakça, özbekçe vb.
lehçe ise bilinmeyen zamanda, eski tarihlerde ayrılmış dilin kolu olarak anlatılabilir. ses ve şekil farklılıkları büyüktür. örnek: çuvaşça, yakutça.
yanlışlarım varsa düzeltecek yazarlara şimdiden teşekkürler.
bildiğim kadarıyla aynı ülkede bölgeden bölgeye küçük farklar varsa buna ''ağız'' diyoruz, yazarken herkes aynı yazıyor. örnek: tokat ağzı, muğla ağzı, karadeniz ağzı vs.
şive ise bilinen bir zamanda dilden ayrılmış fazla ses farkının olmadığı kollara deniyor. örnek: azerice, kazakça, özbekçe vb.
lehçe ise bilinmeyen zamanda, eski tarihlerde ayrılmış dilin kolu olarak anlatılabilir. ses ve şekil farklılıkları büyüktür. örnek: çuvaşça, yakutça.
yanlışlarım varsa düzeltecek yazarlara şimdiden teşekkürler.
devamını gör...
normal sözlük yazarları
çok enteresan bir topluluğu oluşturan bireyler. ağırlıklı olarak sözelcilerden oluşuyor diye tahmin ediyorum. çünkü her taraf şiir, çiçek, böcek ve çok sanat annecim. yine de çoğunu severim. hatta sevmediğim yoktur belki de. ama özellikle sevdiklerim de var. arada sataşıp, omuz attıklarım olsa da seviyeme inen yok şükür.
devamını gör...
tarçın
söz konusu renkteki kedilerin default ismi.
devamını gör...
ilk görüşte aşk
inanıyorum.
bazen sebep boşluk da olabilir. ama daha çok newton ya da arşimet'în zihnindeki kuluçka evresi gibidir olay. yani belki de elmanın yeşil-pembe olup düşmesi değil öncesi vardır zihinde. ya da shakespeare'nin deyimiyle:
'beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz.'
bazen sebep boşluk da olabilir. ama daha çok newton ya da arşimet'în zihnindeki kuluçka evresi gibidir olay. yani belki de elmanın yeşil-pembe olup düşmesi değil öncesi vardır zihinde. ya da shakespeare'nin deyimiyle:
'beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz.'
devamını gör...
gündoğmuş belediye başkanı'nın yaptığı açıklamalar
senin kafan yanmış kardeşim.
köy insanı onlar. sizin gibi paraya tamah etmezler.
aylık gelirleri ve giderleri eşittir. yaşadıkları ev babalarından kalmadır. muhtemelen pek çoğu o evlerde çocukluğunu geçirmiştir. o evin yanması o insanların anılarını yakmaktır, gerçi siz anlamazsınız.
neyse sizin anladığınız dilden de konuşalım.
idare hukukunda sosyal risk ilkesi denen bir ilke bulunur. buna göre terör eylemlerinden kaynaklı zarara uğramış insanlar, devlete tazminat davası açıp, zararını faiziyle devletten alabilirler.
yani yok öyle, insanların hakkını gasp edip; gasp edilmeyen kısmı lütuf olarak göstermeye çalışmak.
köy insanı onlar. sizin gibi paraya tamah etmezler.
aylık gelirleri ve giderleri eşittir. yaşadıkları ev babalarından kalmadır. muhtemelen pek çoğu o evlerde çocukluğunu geçirmiştir. o evin yanması o insanların anılarını yakmaktır, gerçi siz anlamazsınız.
neyse sizin anladığınız dilden de konuşalım.
idare hukukunda sosyal risk ilkesi denen bir ilke bulunur. buna göre terör eylemlerinden kaynaklı zarara uğramış insanlar, devlete tazminat davası açıp, zararını faiziyle devletten alabilirler.
yani yok öyle, insanların hakkını gasp edip; gasp edilmeyen kısmı lütuf olarak göstermeye çalışmak.
devamını gör...
teknoloji çağında mektup göndermek
mektupla ilk kez ilkokul öğretmenim sayesinde tanıştım. postane ziyaretiyle yazdığımız mektupları sevdiklerimize göndermiştik. o kadar çok sevmiştim ki yıllar içinde birçok kez mektuplar yazdım gönderdim ve aldım. tabi teknoloji geliştikçe mektup geri planda kaldı zamanla. ama aslında benim için hiç eskimeyecek en güzel şeylerden birisi. göndereceğim mektuplar için aradığım karpostalları bulabilmek, karpostalıma uygun renkte rengarenk zarflardan birini seçebilmek, mektubumda neler yazacağımı düşünmek, daha sonra onu göndermek en çok mutlu eden uğraşlardan birisiydi. tabi işin en heyecanlı kısmı mektubuma cevaben gönderilen mektubu beklemek ve geldiğinde heyecanla okumak. hâlâ bana gönderilen mektupları saklarım. hayatta en çocukça mutluluklarımdan birisidir benim için. şimdi mektuplaşabilecek bir arkadaş bulabilmek çok zor. insanlara saçma ve gereksiz gelebiliyor.telefonla anında gönderebileceği mesajı bu kadar uğraş vererek göndermek istemiyorlar. ama çoğunlukla mesaj mektubun verdiği mutluluğu hissettirmiyor.
devamını gör...
pqueen
gördüğüm en doğal ve samimi kadın twitch yayıncısı gerek sohbeti gerekse oynadığı oyunlarla moralimi yerine getirmekte 1 numara
devamını gör...
ilk buluşmada su içen kadın
cep dostu kızdır.
devamını gör...
kendinden 10 yaş büyük erkekle birlikte olmak
kadının akranı olan erkeklerin nispeten daha fazla saldırdığı ilişki biçimi. mesela 34 yaşında erkek ve 24 yaşında kadın ilişkisine en çok 24 yaş civarı erkekler bok atar, bin tane manasız laf eder. ne kadının gold digger'lığı kalır ne erkeğin karaktersizliği. fakat biri de efendi efendi çıkıp "o yaştaki adamın benim mıntıkamdan, benim menzilimden kadınla birlikte olmasını hazmedemiyorum" demez. diyemez. iki ucu bokluk değnek çünkü. fakat hocam o kafayı ilişkinin erkek tarafındaki şahıs biliyor, tanıyor. o adamın aslında ne demek istediği rahatça anlaşılıyor. kadın tarafından da anlaşılıyor ve anlaşıldıkça sizin çabanız daha da komik görünüyor.
yapman etmen. rahat olun biraz. kuğul olun.
yapman etmen. rahat olun biraz. kuğul olun.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının covid-19 aşısı hakkındaki görüşleri
çalıştığım fabrikada elektrikçi usta var 50-55 yaşlarında manisalı, geçen ağzında sigara elinde sarı apaçık bir çay diğer elinde bayatlamış negro (bu arada dünyadaki en ırkçı gıdadır) bana hayatımda duyacağım en mantıklı tezi sundu. "yav mehendis aşı var olcenmi sen kevkev, bak çıkarsa sakın olma benim hanım astım hastası ben zor engelledim aşı olmasını sakın hee kevkev yavur biz türklerin çok kudretli ve dahi olduğumzu öğrendi ve dünyayı yönetmemizi engellemek için bize aşılarla çip enjekte edip bizi mallaştıracaklar" dedi. bunu söyleyen adama inanır mıyım? tabii inandım okadar lisans, mba, almanca italyanca bilmemne yurtdışı yurtiçi yok diploma hepsi çöp, bu adam gözümü açtı işte gerçekleri farketmemi sağladı. aslında mal olmamıza gerek yok çünkü ben zaten malım o kadar emekle bu adamın yarı maaşını alan bir malım. aşı çıkarsa iki kolumada vurdurcam lan bide dönücem popodan bassınlar ne çipi olm...
devamını gör...
sezgin ver ulan bir sigara
bir neslin sigaraya başlamasına ya da sigara içme oranını artırmasına neden olan vizontele repliğidir.
2001 yılında yılmaz erdoğan tarafından yazılan ve ömer faruk sorak ile birlikte yine yılmaz erdoğan tarafından yönetilen filmde en çok akılda kalan sözlerden birisidir.
filmde cem yılmaz’ın canlandırdığı fikri karakteri belediye başkanı nazmi doğan’ın odasından istihkakı alamayıp bir de üstüne sözle rencide edilemeyecek bir öküz olduğunu öğrenmiş olarak çıktıktan sonra ikinci filmde ihaleci ve zimmetçi olduğunu öğrendiğimiz sezgin’den sigara isterken bu sözü kullanır.
benim de sigaraya başlamam bu replik sayesinde ya da yüzünden oldu. üniversite son sınıfa kadar ağzına sigara sürmemiş bir insandım. lisede kalmış sporculuk anılarından artakalan ve lisede kalmamış olan yeşilay ruhu ile uzun süre sigara içmeyi aklımdan bile geçirmemiştim.
bu filmi izledikten sonra bir gün yakın arkadaşlarımdan çetin ile evde otururken sırf replik olsun diye “ çetin ver ulan bir sigara” dedim ve ailemizin uzak durmamız tembihlediği kötü arkadaşlardan biri olan çetin de verdi hemen.
ben de almışken yakayım bir tane dedim. ve o günden beri sigara içiyorum ve bu sohbetin üzerinden iki gün geçtikten sonra cebimde kırmızı winston soft paketi ile dolaşmaya başlamıştım bile.
siz siz olun repliklerin hayat kalitesini düşürmesine izin vermeyin asla. ve beni methetmeyin kardeşim bana sigara verin!
2001 yılında yılmaz erdoğan tarafından yazılan ve ömer faruk sorak ile birlikte yine yılmaz erdoğan tarafından yönetilen filmde en çok akılda kalan sözlerden birisidir.
filmde cem yılmaz’ın canlandırdığı fikri karakteri belediye başkanı nazmi doğan’ın odasından istihkakı alamayıp bir de üstüne sözle rencide edilemeyecek bir öküz olduğunu öğrenmiş olarak çıktıktan sonra ikinci filmde ihaleci ve zimmetçi olduğunu öğrendiğimiz sezgin’den sigara isterken bu sözü kullanır.
benim de sigaraya başlamam bu replik sayesinde ya da yüzünden oldu. üniversite son sınıfa kadar ağzına sigara sürmemiş bir insandım. lisede kalmış sporculuk anılarından artakalan ve lisede kalmamış olan yeşilay ruhu ile uzun süre sigara içmeyi aklımdan bile geçirmemiştim.
bu filmi izledikten sonra bir gün yakın arkadaşlarımdan çetin ile evde otururken sırf replik olsun diye “ çetin ver ulan bir sigara” dedim ve ailemizin uzak durmamız tembihlediği kötü arkadaşlardan biri olan çetin de verdi hemen.
ben de almışken yakayım bir tane dedim. ve o günden beri sigara içiyorum ve bu sohbetin üzerinden iki gün geçtikten sonra cebimde kırmızı winston soft paketi ile dolaşmaya başlamıştım bile.
siz siz olun repliklerin hayat kalitesini düşürmesine izin vermeyin asla. ve beni methetmeyin kardeşim bana sigara verin!
devamını gör...
hayatınızdaki insanlar için yaptığınız en büyük fedakarlık
kendimi öldürmemek.
devamını gör...
lacrimosa
başlığa doğru bilgiler kadar, hiç anlam veremediğim tanımlar da girilmiş. biz şu işi biraz toparlayalım.
mozart’ın son eseri requiem’in bir bölümüdür lacrimosa. mozart bu eseri tamamlayamadan ölmüş, öğrencisi franz süssmayr tarafından bitirilmiştir.
kısaca requiem’i tanımlayalım;
hristiyan katolik inancına göre, cenaze törenlerinde ya da ölen kişinin yıldönümlerinde çalınan bir tür dinsel ağıt veya ilahi türüdür. bu gelenek, ölen kişinin ruhunun bağımsızlığına kavuşması için yapılır.
lacrimosa;
italyanca kelimedir. gözü yaşlı olan, ağlamaklı olan anlamına gelir. requiem’in bu bölümü gerçek bir başyapıttır.
mozart’ın sihirli flüt operasına çalıştığı dönemde, viyana kontu franz von walsegg tarafından ölen eşi için sipariş edilmiştir. ancak kont tam bir düzembazdır. ünlü bestecilere sipariş işler yaptırıp, kendi eseri gibi gösteren ve eserin haklarına sahip olan biridir. bu oyunu mozart ölümü sonrası eşi constanze ve öğrencisi süssmayr bozar.
amadeus filminin son sahnesidir. gerçi film baştan aşağı yanlıştır. filmin son sahnesinde lacrimosa’ya yer verilir. bu sahnede mozart’ın kraliyet müzisyeni salieri’ye requiem’in son bölümlerini yazdırdığı görülür ki, bu tamamen uydurmadır. film için düşünülmüş bir sondur. sahne gereği mozart, eserin confutatis bölümlerini, salieri’ye hasta yatağında sözlü olarak söyler ve salieri bunları yazar. kek tarifi mi bu? böyle bir şey mümkün olabilir mi? filmin en saçma bölümüdür.
öğrencisi süssmayr, bu eseri mozart’ın yazdığı bölümlere ekler yaparak ve sonuna mozart’ın imzasını taklit ederek bitirir. ancak gerçek kısa süre sona ortaya çıkar. mozart’ın el yazması ve üzerine süssmayr’in eklediği bölümlerin orijinali bugün viyana milli kütüphanesinde bulunmaktadır.

konu çok uzun, mozart kendi ölüm müziğini yaptı diyenler var ki, oraya girersek hiç çıkamayız. sonra (bkz: manas destanı gibi tanım giren sözlük yazarı) diye başlık açıyorsunuz.
bir trol bilgisiyle yazımızı bitirelim. çok iyi bir film olan “requiem for a dream” müzikleri, bana göre filmden daha güzeldir. burada youtube’a yüklenen ve çok izlenen bir görüntüye “mozart’s requiem for a dream” denir. lan o requiem bu değil. video kapağına konulan görsel ise mozart değil. bana daha çok benziyor. ya dostlar, tarih okuyarak, araştırarak öğrenilir. filmler tarihi hatalarla doludur. youtube veya sosyal medyaya yüklenen her şeyi doğru bellemeyin. etmeyin. eğletmen beni, söyletmen beni.
mozart’a gider
trol requiem’e gider
ingilizce kaynak
mozart’ın son eseri requiem’in bir bölümüdür lacrimosa. mozart bu eseri tamamlayamadan ölmüş, öğrencisi franz süssmayr tarafından bitirilmiştir.
kısaca requiem’i tanımlayalım;
hristiyan katolik inancına göre, cenaze törenlerinde ya da ölen kişinin yıldönümlerinde çalınan bir tür dinsel ağıt veya ilahi türüdür. bu gelenek, ölen kişinin ruhunun bağımsızlığına kavuşması için yapılır.
lacrimosa;
italyanca kelimedir. gözü yaşlı olan, ağlamaklı olan anlamına gelir. requiem’in bu bölümü gerçek bir başyapıttır.
mozart’ın sihirli flüt operasına çalıştığı dönemde, viyana kontu franz von walsegg tarafından ölen eşi için sipariş edilmiştir. ancak kont tam bir düzembazdır. ünlü bestecilere sipariş işler yaptırıp, kendi eseri gibi gösteren ve eserin haklarına sahip olan biridir. bu oyunu mozart ölümü sonrası eşi constanze ve öğrencisi süssmayr bozar.
amadeus filminin son sahnesidir. gerçi film baştan aşağı yanlıştır. filmin son sahnesinde lacrimosa’ya yer verilir. bu sahnede mozart’ın kraliyet müzisyeni salieri’ye requiem’in son bölümlerini yazdırdığı görülür ki, bu tamamen uydurmadır. film için düşünülmüş bir sondur. sahne gereği mozart, eserin confutatis bölümlerini, salieri’ye hasta yatağında sözlü olarak söyler ve salieri bunları yazar. kek tarifi mi bu? böyle bir şey mümkün olabilir mi? filmin en saçma bölümüdür.
öğrencisi süssmayr, bu eseri mozart’ın yazdığı bölümlere ekler yaparak ve sonuna mozart’ın imzasını taklit ederek bitirir. ancak gerçek kısa süre sona ortaya çıkar. mozart’ın el yazması ve üzerine süssmayr’in eklediği bölümlerin orijinali bugün viyana milli kütüphanesinde bulunmaktadır.

konu çok uzun, mozart kendi ölüm müziğini yaptı diyenler var ki, oraya girersek hiç çıkamayız. sonra (bkz: manas destanı gibi tanım giren sözlük yazarı) diye başlık açıyorsunuz.
bir trol bilgisiyle yazımızı bitirelim. çok iyi bir film olan “requiem for a dream” müzikleri, bana göre filmden daha güzeldir. burada youtube’a yüklenen ve çok izlenen bir görüntüye “mozart’s requiem for a dream” denir. lan o requiem bu değil. video kapağına konulan görsel ise mozart değil. bana daha çok benziyor. ya dostlar, tarih okuyarak, araştırarak öğrenilir. filmler tarihi hatalarla doludur. youtube veya sosyal medyaya yüklenen her şeyi doğru bellemeyin. etmeyin. eğletmen beni, söyletmen beni.
mozart’a gider
trol requiem’e gider
ingilizce kaynak
devamını gör...
halid ziya uşaklıgil
1866 ile 1945 yılları arasında yaşamış, servet-i fünun edebiyatının en büyük romancısı olup türk edebiyatının bir kimlik kazanmasında önemli kilometre taşlarından olmuştur. mai ve siyah, aşk-ı memnu adlı yapıtlarıyla bilinmektedir.
devamını gör...
dolmuşta ineceğin yeri söylemeye çekinmek
türkiye koşullarında genel olarak, dolmuşa binmeye çekinmek şeklindeki bir üst versiyonunu yaşadığım kaygı hali.
hele ki kalabalıkta ve ayakta yolculuk etmek zorunda iseniz durum çok vahim; öyle diyeyim.*
hele ki kalabalıkta ve ayakta yolculuk etmek zorunda iseniz durum çok vahim; öyle diyeyim.*
devamını gör...
kel erkeklerin korona virüse yakalanma ihtimalinin daha fazla olması
kel demeeeee.
kel deme sen yine deee...
sayın bakanım, sevgili yazar öylesine ortaya dedi. katiyyen sizi kastetmedi. siz sırma saçlısınız.*
vuran vurmuş zaten bir bu çıktı. *
şakası bir yana, bu corona da bulaşacak adam arıyor. şimdi de keller...
kel deme sen yine deee...
sayın bakanım, sevgili yazar öylesine ortaya dedi. katiyyen sizi kastetmedi. siz sırma saçlısınız.*
vuran vurmuş zaten bir bu çıktı. *
şakası bir yana, bu corona da bulaşacak adam arıyor. şimdi de keller...
devamını gör...

