normal sözlük eksi oy referandumu
şu an sadece ben oy kullandığımdan %100 gözüken oran. tek adamlık bunu gerektirir.
devamını gör...
duymaya tahammül edilemeyen sesler
horlama sesi, yakınlarda horlayan bir birey uykunuzu mafeder.
devamını gör...
yazarların asla yapmam dediği bir şey
asla kelimesini kullanmak.
devamını gör...
babaya sigara içerken yakalanmak
yakalanacağım korkusuyla her zaman tedirgin olmuş ve bilinçaltımında etkisiyle rüyamda sigara içmediğim halde "sen sigara mi içiyorsun?" gel buraya deyip kendisinden güzelce dayak yemiştim. uyandığım da vücudumun her yeri kırık gibi ağrıyordu. uyku sersemiyle nasıl olsa öğrendi artık evde rahat rahat sigara içerim deyip,kendisinin evde olduğu gün kalkıp sigara yakmıştım. sonuç?rüyam gerçek olmuştu.
devamını gör...
efsanevi yeşilçam replikleri
senin annen bir melekti yavrum.
devamını gör...
earthling (yazar)
apartman boşluğu yayınımda cover şarkısına yer verdiğim sesi güzel sanatçı arkadaşımızdır. bu konuda desteklerini bekliyoruz. güzel etkileşimler alıyorum. *
devamını gör...
ölmek
klinik olarak kalbin çalışmayı durdurmasıdır. kişi için olmasa da geride kalanlar için fazlasıyla anlam ifade eden dünyadan göçüp gitme durumudur. bedenen artık dünyada olamamak ancak seni seven kalplerde var olmaya devam etmektir.
devamını gör...
kızıl ejder
thomas harris tarafından kaleme alınan kitap
her ne kadar filmi ''kuzuların sessizliği''nden sonra çekilse de aslında okuma sırası olarak ilk kitaptır, yani serinin başlangıcıdır.
tipik polisiye romanlardan farklı olarak katilin kim olduğunu, neler yaptığını biliriz. katilimiz kendini william blake'nin ''kızıl ejder ve güneşle giyinen kadın'' isimli tablosunda resmettiği kızıl ejder zanneden francis dolarhyde isimli asosyal bir karakterdir.dolarhyde işlediği cinayetler ile kızıl ejdere dönüştüğünü düşünür. fbı bir türlü cinayetlerin önüne geçip katili bulamaz. son çare olarak emekli fbı kişilik analizcisi will graham'ı göreve çağırırlar.
will graham olaylara farklı açılardan bakması, görülmeyeni görmesi gibi özelliklerinden ötürü fbı bünyesindeki en iyi kişilik analizcisi olarak kabul edilmektedir. fakat büyük bir sorunu vardır. will graham emekli oladan önceki son görevinde yamyam katil hannibal lacter'in kurbanı olmaktan kıl payı kurtulmuş, uzun süre tedavi görmüştür.
dolarhyde cinayetlerine devam ederken görevi her ne kadar istemesede kabul eden graham katili yakalayabilmek için tek seçeneği olduğunu fark eder. dr. lacter'den yardım istemek. bu yardım isteği hayatında yaptığı en büyük yanlış olacaktır.
kitap dr. lacter'den çok francis dolarhyde'ye odaklansa da biryandan da bize dr. lacter ve onun inanılmaz akıl oyunlarını tanıtıyor. thomas harris kızıl ejderi aşırı ve gereksiz betimlemelerden uzak sade bir dille yazmış. çok nadiren tempo yavaşlıyor.
ayrıca filmde anlatılmayan bir sürü ayrıntıyı kitapta bulmak mümkün.
her ne kadar filmi ''kuzuların sessizliği''nden sonra çekilse de aslında okuma sırası olarak ilk kitaptır, yani serinin başlangıcıdır.
tipik polisiye romanlardan farklı olarak katilin kim olduğunu, neler yaptığını biliriz. katilimiz kendini william blake'nin ''kızıl ejder ve güneşle giyinen kadın'' isimli tablosunda resmettiği kızıl ejder zanneden francis dolarhyde isimli asosyal bir karakterdir.dolarhyde işlediği cinayetler ile kızıl ejdere dönüştüğünü düşünür. fbı bir türlü cinayetlerin önüne geçip katili bulamaz. son çare olarak emekli fbı kişilik analizcisi will graham'ı göreve çağırırlar.
will graham olaylara farklı açılardan bakması, görülmeyeni görmesi gibi özelliklerinden ötürü fbı bünyesindeki en iyi kişilik analizcisi olarak kabul edilmektedir. fakat büyük bir sorunu vardır. will graham emekli oladan önceki son görevinde yamyam katil hannibal lacter'in kurbanı olmaktan kıl payı kurtulmuş, uzun süre tedavi görmüştür.
dolarhyde cinayetlerine devam ederken görevi her ne kadar istemesede kabul eden graham katili yakalayabilmek için tek seçeneği olduğunu fark eder. dr. lacter'den yardım istemek. bu yardım isteği hayatında yaptığı en büyük yanlış olacaktır.
kitap dr. lacter'den çok francis dolarhyde'ye odaklansa da biryandan da bize dr. lacter ve onun inanılmaz akıl oyunlarını tanıtıyor. thomas harris kızıl ejderi aşırı ve gereksiz betimlemelerden uzak sade bir dille yazmış. çok nadiren tempo yavaşlıyor.
ayrıca filmde anlatılmayan bir sürü ayrıntıyı kitapta bulmak mümkün.
devamını gör...
çay harareti alır
herkes tarafından yanlış bilinen başlıktır. başlığı açan arkadaş doğrusunu yazmış sağolsun.
devamını gör...
otobüste yalın dinlerken aşık olmak
kornetto da ikram ediliyorsa neden olmasın.
devamını gör...
gogol’un dar paltosu
yazılarının altını doldurduğu, birikimli olduğu belli olan değerli yazarımızdır. yazdıklarına şöyle bir göz atayım dediğimde bile birikimi anlaşılıyor, yazarlık hayatında başarılar dilerim kendisine.
devamını gör...
sözlüğü terk ediyoruz kampanyası
tutmayın küçük enişteyi, bırakın gitsin.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en sevdiği çikolata
caramio...
bir zamanlar 75krş fiyatı ile bilinen caramio şu sıralarda 1.25 ile raflarda yerini almaktadır. tatmin edici bi çikolata. her ısırıkta bu sefer emicem hemen yutmıycam diyerek bi hışımla yine yutulandır.
bir zamanlar 75krş fiyatı ile bilinen caramio şu sıralarda 1.25 ile raflarda yerini almaktadır. tatmin edici bi çikolata. her ısırıkta bu sefer emicem hemen yutmıycam diyerek bi hışımla yine yutulandır.
devamını gör...
yazarların en son okuduğu kitap
gustave le bon-devrimin psikolojisi
fransız devriminin, devrim öncesi dönemin ve robespierre gibi jakobenlerin psikolojik analizini irdeleyen bir eser. son kısmında sendika hareketleri ve sosyalizmden de dem vurulmakta. türkiye'de daha çok "kitleler psikolojisi" adlı eseriyle tanınan fransız sosyolog, bu eserinde taine, tocqueville gibi fransız devrimi üzerine kitaplar yazmış tarihçilerin eserlerini karşılaştırır. ancien regime (fransız devrimi öncesi dönem) ve devrim dönemlerini analiz eder. fransız devriminin aslında pek bir yenilik getirmediğini, devrimcilerin önceki devri karalayıp devri sabık yaratarak tarihi tahrip ettiklerinin altını çizer. jakobenleri oldukça hicveder. kitleler psikolojisi eserinde söylediklerini az çok burada da söyler aslında. bir kitle hareketi için aklın, mantığın pek de önemli olmadığını; asıl önemli olan şeyin duygulara hitap edip hayal gücünü harekete geçirmek olduğunu söyler. bir öğreti ne kadar saçma da olsa bu onun kitle arasında yayılmasını önlemez. üstelik bu öğretiye mantıklı delillerle ne kadar çok saldırırsan o kadar güçlendiğini belirtir. her kitlenin mutlaka bir lidere muhtaç olduğuna parmak basar. o dönemlerde gittikçe yaygınlaşan sosyalizmden "gökyüzünden yeryüzüne indirilen bir din" diye bahseder. aynısını aslında italyan vilfredo pareto da söyler "seçkinlerin yükselişi ve düşüşü" adlı eserinde.
fransız devriminin, devrim öncesi dönemin ve robespierre gibi jakobenlerin psikolojik analizini irdeleyen bir eser. son kısmında sendika hareketleri ve sosyalizmden de dem vurulmakta. türkiye'de daha çok "kitleler psikolojisi" adlı eseriyle tanınan fransız sosyolog, bu eserinde taine, tocqueville gibi fransız devrimi üzerine kitaplar yazmış tarihçilerin eserlerini karşılaştırır. ancien regime (fransız devrimi öncesi dönem) ve devrim dönemlerini analiz eder. fransız devriminin aslında pek bir yenilik getirmediğini, devrimcilerin önceki devri karalayıp devri sabık yaratarak tarihi tahrip ettiklerinin altını çizer. jakobenleri oldukça hicveder. kitleler psikolojisi eserinde söylediklerini az çok burada da söyler aslında. bir kitle hareketi için aklın, mantığın pek de önemli olmadığını; asıl önemli olan şeyin duygulara hitap edip hayal gücünü harekete geçirmek olduğunu söyler. bir öğreti ne kadar saçma da olsa bu onun kitle arasında yayılmasını önlemez. üstelik bu öğretiye mantıklı delillerle ne kadar çok saldırırsan o kadar güçlendiğini belirtir. her kitlenin mutlaka bir lidere muhtaç olduğuna parmak basar. o dönemlerde gittikçe yaygınlaşan sosyalizmden "gökyüzünden yeryüzüne indirilen bir din" diye bahseder. aynısını aslında italyan vilfredo pareto da söyler "seçkinlerin yükselişi ve düşüşü" adlı eserinde.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
tevafuk; birbirine uyma, uygun düşme anlamına geliyormuş.*
yani anlamlı bir birleşme söz konusuymuş.rastgele olan bir şey değilmiş tesadüf gibi.
bu iki kelime bana göre aynı demiştim bir tanımda. yanılmışım.
şiir okuyan biri değilim ben aslında. bugüne kadar okuduğum bir orhan veli bir de sizin paylaştıklarınız.
ama nasıl oluyor ben de bilmiyorum. bir şeyler karalıyorum. kayboluyorum imgelerde. güzel yazıyorsun diyorlar. umarım öyledir. ama ne fark eder değil mi?
kimse beğenmese ne olur ki?

mavi bir elbise
maviye dönen bir göz
özgür bir bakış
gökyüzümde mutluluk
hiç bitmesin diyor
temiz bir kalpten gelen dilek
nasıl da tevafuk oluyor
insan hayret ediyor
kaybediyor yolunu
anlatamıyor...
yani anlamlı bir birleşme söz konusuymuş.rastgele olan bir şey değilmiş tesadüf gibi.
bu iki kelime bana göre aynı demiştim bir tanımda. yanılmışım.
şiir okuyan biri değilim ben aslında. bugüne kadar okuduğum bir orhan veli bir de sizin paylaştıklarınız.
ama nasıl oluyor ben de bilmiyorum. bir şeyler karalıyorum. kayboluyorum imgelerde. güzel yazıyorsun diyorlar. umarım öyledir. ama ne fark eder değil mi?
kimse beğenmese ne olur ki?

mavi bir elbise
maviye dönen bir göz
özgür bir bakış
gökyüzümde mutluluk
hiç bitmesin diyor
temiz bir kalpten gelen dilek
nasıl da tevafuk oluyor
insan hayret ediyor
kaybediyor yolunu
anlatamıyor...
devamını gör...
bir normal sözlük yazarına yürümek
(bkz: doktorlar yürüyün diyor)
devamını gör...


