sonu olmayan tartışma konuları
daha çok siyaset, din ve futbol konularıdır.
şimdiye kadar biri fenerbahçe diğeri galatasaray taraftarı olan iki insanın tartıştığı masadan bir karara varılarak kalkıldığı görülmemiştir.
şimdiye kadar biri fenerbahçe diğeri galatasaray taraftarı olan iki insanın tartıştığı masadan bir karara varılarak kalkıldığı görülmemiştir.
devamını gör...
kar yağdığını gören izmirli heyecanı
yok, öyle dört saat yola çıkmaya gerek yok , spil dağı 45 dakika en çok, ama oraya da tedbirsiz çıkarlar, zincir yok , araba bakımsız, lastikler kabak ondan sonra orada mahsur kalırlar, yolu kilitler ler, jandarma uğraşıp durur ; bunların hepsini yapmasının tek sebebi, arabasının kaputu üzerine 30 cm lik bir kardan adam yapıp şehre getirip göstermek.
boşuna demiyorlar allah dağına göre kar verir diye, evet izmirliler kar yağışını abarttı yor doğrudur..
boşuna demiyorlar allah dağına göre kar verir diye, evet izmirliler kar yağışını abarttı yor doğrudur..
devamını gör...
mihman
misafir, konuk anlamına gelen farsça kökenli bir kelimedir.
devamını gör...
allah kerim yeri
eski zaman türk kahvehanelerinde, yoksul kişilerin para vermeden oturup yattıkları, sabahçı kahvesi de denilen sayvan yeri.
devamını gör...
ilkokulda sıralara zorla kız erkek birlikte oturtulmak
bazı ilkokul hocalarının uygulamayı en sevdiği eylemdi.
yamuk yumuk kafalı, minik haylaz erkeklerin çetelerini bozar, onları hayatın acı gerçekleriyle erken yaşta tanıştırırdı...
sıra arkadaşınız artık kalem batırdığınızda gülüp küfretmek yerine, anında öğretmene şikayet edip ağlayarak dayak yemenize sebep olacaktı...
yamuk yumuk kafalı, minik haylaz erkeklerin çetelerini bozar, onları hayatın acı gerçekleriyle erken yaşta tanıştırırdı...
sıra arkadaşınız artık kalem batırdığınızda gülüp küfretmek yerine, anında öğretmene şikayet edip ağlayarak dayak yemenize sebep olacaktı...
devamını gör...
yemek yapabilen erkek
ironik olan; dünya çapında en ünlü aşçılar erkek iken, yemek yapan erkek görünce şaşırılıyor olmasıdır.
devamını gör...
iletişim engellerinin temel sebebi
karşındakini dinlememek.
karşınızdaki kişiyi gerçekten dinliyor musunuz? yoksa konuşmak için sıranızı mı bekliyorsunuz?
-freud-
karşınızdaki kişiyi gerçekten dinliyor musunuz? yoksa konuşmak için sıranızı mı bekliyorsunuz?
-freud-
devamını gör...
nickaltı kilitleme hakkı
nickaltı nedir , ne işe yarar gençler ?
böyle dilaltı gibibir şey mi ?
böyle dilaltı gibibir şey mi ?
devamını gör...
üçüncü sayfa radyo yayını
ben coldboy, yanımda da sevgili otçul var. bugün sırt sırta verdik ve unutulmaması gereken kadınları andık programımızda, cinayete kurban gitmiş masum canları. fazla bir şey yazamıyorum, çünkü programı çekerken çok zorlandık, tüm o acılar, tüm çalınmış hayatlar bizi de yıprattı. saat 22.00'da yayınımız başlayacak. normalde keyifli dinlemeler derdim, fakat karşınızda huzursuz edici bir yayın bulacaksınız. tüm bunların bir daha yaşanmaması dileğiyle...
devamını gör...
bir ebeveynin çocuğuna yapacağı en büyük iyilik
kendine yetmeyi öğretmektir.
devamını gör...
geceye bir hayat dersi bırak
herkesin yeri bende,benim onlarda olduğum kadar.fazla yer verdiğinde yadırgamaya başlıyorlar.denge iyidir...
devamını gör...
nietzsche’nin nihilist olduğunun zannedilmesi
(bkz: ozgur1ey) nickli yazar arkadaşımızın #1185564 no’lu tanımının bana verdiği ilhamla açtığım başlıktır. özellikle lise kitaplarında muhtemelen felsefesinin komplike oluşundan dolayı kendisi sürekli nihilist olarak tanımlanıyor. halbuki her ne kadar gençliğinde (bkz: arthur schopenhauer) etkisiyle nihilist olsa da hayatının ilerleyen dönemlerinde bu felsefik duruşu aşacaktır. nietzsche’yi hangi felsefik akıma koymalıyız diye sorsanız (bkz: ozgur1ey)’in cevabı çözümleyici olsada benim cevabım entellektüel evrimci olacaktır. buradaki evrimi darwin’in fiziksel evriminden ayırmak için başına entellektüel kavramını koydum. bu ifade esasında nietzsche’nin evrimden ne anladığını ortaya koyması bakımından da güzel bir ayrıntı. nietzsche’ye göre insan üç aşamalı bir evrim sürecinden geçer.
1. aşamada tüm varlığını dışsal nedenlere bağlayan, kendisine dayatılan iyi ve kötü kavramlarını, ahlak kurallarını tastamam kabul eden güruhtur. bunlar toplumun neredeyse çoğunluğunu oluşturan, dindar veya belli bir ideolojinin sağladığı konfor alanında yaşamını idame ettirir.
2. grup ise nihilistlerdir. nietzsche’ye göre tanrı olgusu modern dünyanın bilimi ve gerçekleri karşısında hayatını kaybetmiş, geçerliliğini yitirmiş yani artık tanrı ölmüştür (bkz: tanrı öldü). ancak burada çok önemli bir sorun var; eğer tanrı kavramı yok olursa hayata anlam katabilecek ve toplumların düzenini sağlayan ahlaki düzenin arka planındaki caydırıcı unsurun yok olmasıyla ortaya çıkacak boşluğa ne koyabiliriz? nihilist insan için cevap yoktur. o tüm dünyayı korkunç bir rastlantı kendisini ise bu rastlantının ortasında acıya mahkum edilmiş bir varlık olarak görür. nihilist için bu acıların sonunda ölüm nihai kurtuluştur.
3. aşamadaki insan ise üstinsandır. üstinsan varlığını harici şeylere bağlamadığı gibi büsbütün varoluş boşluğuna düşmüşte değildir. o benliğini, kendi öz iradesi ve nihilist iken çektiği acıların ateşiyle yaratır. hatta nietzsche’nin “öldürmeyen acı beni daha güçlü kılar” şeklindeki sözü bu duruma gönderme yapar. ona göre üstinsan olmanın yolu acı ile terbiye olmaktan geçer. hatta bu nedenden dolayı kendisi alkol almanın ve morfin kullanmanın yanlış olduğunu defalarca belirtmiştir. ayrıca kendisine göre dinlerde bir çeşit uyuşturucudur. ayrıca üstinsanın bir diğer özelliği yaratıcı olmasıdır. ona göre harici olarak dayatılan köle ahlakının kuralları insanların yaratıcı güdülerini köreltmekten başka bir işe yaramıyor. ona göre üstinsan kendini hayatın tüm anlamsızlığına ve acılarına rağmen efendi ahlakı ile var eden, entellektüel olarak insanüstü bir varlıktır.
1. aşamada tüm varlığını dışsal nedenlere bağlayan, kendisine dayatılan iyi ve kötü kavramlarını, ahlak kurallarını tastamam kabul eden güruhtur. bunlar toplumun neredeyse çoğunluğunu oluşturan, dindar veya belli bir ideolojinin sağladığı konfor alanında yaşamını idame ettirir.
2. grup ise nihilistlerdir. nietzsche’ye göre tanrı olgusu modern dünyanın bilimi ve gerçekleri karşısında hayatını kaybetmiş, geçerliliğini yitirmiş yani artık tanrı ölmüştür (bkz: tanrı öldü). ancak burada çok önemli bir sorun var; eğer tanrı kavramı yok olursa hayata anlam katabilecek ve toplumların düzenini sağlayan ahlaki düzenin arka planındaki caydırıcı unsurun yok olmasıyla ortaya çıkacak boşluğa ne koyabiliriz? nihilist insan için cevap yoktur. o tüm dünyayı korkunç bir rastlantı kendisini ise bu rastlantının ortasında acıya mahkum edilmiş bir varlık olarak görür. nihilist için bu acıların sonunda ölüm nihai kurtuluştur.
3. aşamadaki insan ise üstinsandır. üstinsan varlığını harici şeylere bağlamadığı gibi büsbütün varoluş boşluğuna düşmüşte değildir. o benliğini, kendi öz iradesi ve nihilist iken çektiği acıların ateşiyle yaratır. hatta nietzsche’nin “öldürmeyen acı beni daha güçlü kılar” şeklindeki sözü bu duruma gönderme yapar. ona göre üstinsan olmanın yolu acı ile terbiye olmaktan geçer. hatta bu nedenden dolayı kendisi alkol almanın ve morfin kullanmanın yanlış olduğunu defalarca belirtmiştir. ayrıca kendisine göre dinlerde bir çeşit uyuşturucudur. ayrıca üstinsanın bir diğer özelliği yaratıcı olmasıdır. ona göre harici olarak dayatılan köle ahlakının kuralları insanların yaratıcı güdülerini köreltmekten başka bir işe yaramıyor. ona göre üstinsan kendini hayatın tüm anlamsızlığına ve acılarına rağmen efendi ahlakı ile var eden, entellektüel olarak insanüstü bir varlıktır.
devamını gör...
yağmur ve kapalı hava seven insan
soğuk iklime sahip bir yerde doğup büyümüş olması muhtemeldir. kapalı ve yağışlı havalarda kendini iyi hisseder. hatta benim gibi işi psikopatlık boyutuna taşımış ise; gök gürültülü sağanak yağışlı bir havada yürüyüşe çıkmaktan hoşlanması muhtemeldir.
devamını gör...
önce ön yargılı daha sonra tiryakisi olunan şeyler
(bkz: kafa sözlük)
devamını gör...
yoldaş’ın yanaklarının kızarması
yahu arkadaş adamın her yerını bızıkladınız adamın her yerıne ayrı başlık açtınız yeter.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
demek san marinolu ya kadar düştü maniler
herkeste kendini efendi zanneder
tek bildikleri beşiktaş fener
bu iş burada son bulsun artık yeter.
herkeste kendini efendi zanneder
tek bildikleri beşiktaş fener
bu iş burada son bulsun artık yeter.
devamını gör...
uzun tanımlara verilen tepkiler
copy-paste yapmadığını anlarsam severek okuyorum, baktım copy-paste okumuyorum. kendi başlıklarım bile genellikle copy-paste iken böyle düşünen çok yazar vardır.
devamını gör...
marina abramovic
1960'larda ortaya çıkan vücut sanatı akımının (body art) önemli bir temsilcisidir. abramović performanslarıyla fiziksel ve zihinsel potansiyelin sınırlarını zorlayan ve araştıran bir sanatçıdır. bir vücut sanatçısı olarak, kendini parçalara ayırmış, kırbaçlamış, buz kütleleri üzerinde vücudunu dondurmuş, psikoaktif ürünler ve hafıza kaybına uğramasına yol açan kas kontrol ürünleri almıştır. performanslarının birinde alev alan bir perdenin altında boğularak ölme tehlikesi atlatmıştır.
en bilinen performansı (bkz: rhythm 0) beni en çok etkileyendir.


abramoviç’in bu gösteriyi tasarlamasındaki amacı insan ırkının sınırlarını keşfetmek ve o sınırları zorlamak. gösterinin başlangıcında abramoviç sahnede cansız heykel gibi duruyor. önceden yanında duran masaya, kendisine serbestçe uygulanmak üzere birtakım nesneler bırakıyor. masada gül, tüy, bal, kek, şarap gibi korkutucu olmayan nesnelerin yanı sıra bıçak, makas, neşter, zincir, jilet, silah ve kurşun gibi işkence aletleri de bulunuyor.
bu aletlerin kendisi üzerinde serbestçe uygulanabileceğini ve asla hareket etmeyeceğini seyircilere söylüyor. seyirciler ilk iki saat herhangi bir objeyi kullanmadan yalnızca abramoviç’ i seyrediyorlar. yaklaşık iki saatin sonunda sanatçının gerçekten de hareket etmediğini gören izleyiciler nesneleri yavaş yavaş kullanmaya başlıyorlar. başta sanatçıya nazik ve utangaç davranan seyirciler, ona gül veriyor ve saçını okşuyorlar.
saatler ilerledikçe bu utangaçlık yerini vahşete bırakıyor. bir seyircinin sanatçıya tokat atması ve hiçbir karşılık almaması üzerine diğer seyircilerin bir kısmı abramoviç’ in kıyafetlerini yırtmaya başlıyor. yarı çıplak hale getirdikleri sanatçıyı taciz etmeye başlıyorlar. artık abramoviç’ i bir insan olarak görmektense obje olarak gören izleyiciler, sanatçıya zarar vermekten çekinmiyorlar. vücuduna jilet yardımıyla çeşitli kesikler atıyor, hatta kanayan yerlerini emmeye çalışıyorlar. başlarda nazik davranan seyircilerden eser kalmıyor. şiddet, taciz, işkence ve daha birçok korkutucu davranışlara maruz kalan abramoviç, gözyaşlarını tutamasa da hareketsiz kalmaya devam ediyor.
masada duran fotoğraf makinesiyle sanatçının fotoğraflarını çekiyorlar ve eline tutuşturarak kendi vahşet eylemlerini ölümsüzleştiriyorlar. seyircilerden birisinin masada duran dolu silahı abramoviç’ e doğru dayaması üzerine işler iyice çirkinleşiyor. insanların sınırlarını keşfeden sanatçı artık performansın başındaki haline hiç benzemiyor, bedenindeki kesikler adeta vahşeti simgeliyor. abramoviç’in gözlerinden akan yaşlara dayanamayan bir kadın, sanatçıya yaklaşıyor. cebinden çıkardığı mendille gözyaşlarını siliyor ve ona sarılıyor. yapılanlardan rahatsız olan birkaç seyirci de araya giriyor. azınlık kesim sanatçının yaralarını temizliyor, üstünü örtüyor ve ona sigara ikram ediyor.
6 saatlik süren bu performansın ardından abramoviç, salonda hareket etmeye başlıyor. izleyiciler karşılarındaki savunmasız bir objenin hareket etmesi üzerine yaptıklarıyla yüzleşemedikleri için alanı kaçarak terk ediyorlar. güçsüz gördükleri bir nesnenin yeniden insan formatına dönüşmesi onları korkutuyor.
kötülüğün bulaşıcı olduğunu ve insanların birbirlerinden cesaret aldığını kanıtlayan performans sanatçısı abramoviç, insanlığın içinde yatan acımasızlığı gözler önüne seriyor. aslında basit bir performansmış gibi gözüken bu gösteri çarpıcı bir sosyal deneye dönüşüyor. abramoviç performansın ardından bir röportajında bizlere şunları söylüyor:
“gösterinin başında herkes çok utangaç ve yumuşaktı, bana güller veriyorlardı. daha sonra kıyafetlerimi makasla ile yırtmaya, bıçakla boğazımı kesip kanımı içmeye başladılar. herkes delirmişti. 6 saat sonra gösteri bitmişti, performansımdan çıkıp kendim olmaya başladım. yarı çıplaktım, her yerimde kan vardı. gözlerim yaşarmıştı. izleyicilerin arasında hareket etmeye başladım. kaçtılar. hepsi kaçtı. artık kendim olmama katlanamıyorlardı. otele gidip aynaya baktığımda kendi kendime "halk seni öldürebilir, gerçekten" dediğimi hatırlıyorum."
kaynak
şu linkten olayın görüntülerini izleyebilir abramoviç'in kendi ağzından olaylar dinleyebilirsiniz.
vimeo.com/channels/67720/71...
inanılmaz bir karakter. gördüğüm en etkili sosyal deney. (bkz: rhythm 0) bana hep karşılık vermediğinde tepki göstermediğinde insanların sana neler yapabileceğini hatırlatıyor. o yüzden hiç aklımdan çıkaramadığım bir gösteri. içime işledi. yapılan şey çok saçma geliyor ama sonuca bakınca insana çok şey öğretiyor.
en bilinen performansı (bkz: rhythm 0) beni en çok etkileyendir.


abramoviç’in bu gösteriyi tasarlamasındaki amacı insan ırkının sınırlarını keşfetmek ve o sınırları zorlamak. gösterinin başlangıcında abramoviç sahnede cansız heykel gibi duruyor. önceden yanında duran masaya, kendisine serbestçe uygulanmak üzere birtakım nesneler bırakıyor. masada gül, tüy, bal, kek, şarap gibi korkutucu olmayan nesnelerin yanı sıra bıçak, makas, neşter, zincir, jilet, silah ve kurşun gibi işkence aletleri de bulunuyor.
bu aletlerin kendisi üzerinde serbestçe uygulanabileceğini ve asla hareket etmeyeceğini seyircilere söylüyor. seyirciler ilk iki saat herhangi bir objeyi kullanmadan yalnızca abramoviç’ i seyrediyorlar. yaklaşık iki saatin sonunda sanatçının gerçekten de hareket etmediğini gören izleyiciler nesneleri yavaş yavaş kullanmaya başlıyorlar. başta sanatçıya nazik ve utangaç davranan seyirciler, ona gül veriyor ve saçını okşuyorlar.
saatler ilerledikçe bu utangaçlık yerini vahşete bırakıyor. bir seyircinin sanatçıya tokat atması ve hiçbir karşılık almaması üzerine diğer seyircilerin bir kısmı abramoviç’ in kıyafetlerini yırtmaya başlıyor. yarı çıplak hale getirdikleri sanatçıyı taciz etmeye başlıyorlar. artık abramoviç’ i bir insan olarak görmektense obje olarak gören izleyiciler, sanatçıya zarar vermekten çekinmiyorlar. vücuduna jilet yardımıyla çeşitli kesikler atıyor, hatta kanayan yerlerini emmeye çalışıyorlar. başlarda nazik davranan seyircilerden eser kalmıyor. şiddet, taciz, işkence ve daha birçok korkutucu davranışlara maruz kalan abramoviç, gözyaşlarını tutamasa da hareketsiz kalmaya devam ediyor.
masada duran fotoğraf makinesiyle sanatçının fotoğraflarını çekiyorlar ve eline tutuşturarak kendi vahşet eylemlerini ölümsüzleştiriyorlar. seyircilerden birisinin masada duran dolu silahı abramoviç’ e doğru dayaması üzerine işler iyice çirkinleşiyor. insanların sınırlarını keşfeden sanatçı artık performansın başındaki haline hiç benzemiyor, bedenindeki kesikler adeta vahşeti simgeliyor. abramoviç’in gözlerinden akan yaşlara dayanamayan bir kadın, sanatçıya yaklaşıyor. cebinden çıkardığı mendille gözyaşlarını siliyor ve ona sarılıyor. yapılanlardan rahatsız olan birkaç seyirci de araya giriyor. azınlık kesim sanatçının yaralarını temizliyor, üstünü örtüyor ve ona sigara ikram ediyor.
6 saatlik süren bu performansın ardından abramoviç, salonda hareket etmeye başlıyor. izleyiciler karşılarındaki savunmasız bir objenin hareket etmesi üzerine yaptıklarıyla yüzleşemedikleri için alanı kaçarak terk ediyorlar. güçsüz gördükleri bir nesnenin yeniden insan formatına dönüşmesi onları korkutuyor.
kötülüğün bulaşıcı olduğunu ve insanların birbirlerinden cesaret aldığını kanıtlayan performans sanatçısı abramoviç, insanlığın içinde yatan acımasızlığı gözler önüne seriyor. aslında basit bir performansmış gibi gözüken bu gösteri çarpıcı bir sosyal deneye dönüşüyor. abramoviç performansın ardından bir röportajında bizlere şunları söylüyor:
“gösterinin başında herkes çok utangaç ve yumuşaktı, bana güller veriyorlardı. daha sonra kıyafetlerimi makasla ile yırtmaya, bıçakla boğazımı kesip kanımı içmeye başladılar. herkes delirmişti. 6 saat sonra gösteri bitmişti, performansımdan çıkıp kendim olmaya başladım. yarı çıplaktım, her yerimde kan vardı. gözlerim yaşarmıştı. izleyicilerin arasında hareket etmeye başladım. kaçtılar. hepsi kaçtı. artık kendim olmama katlanamıyorlardı. otele gidip aynaya baktığımda kendi kendime "halk seni öldürebilir, gerçekten" dediğimi hatırlıyorum."
kaynak
şu linkten olayın görüntülerini izleyebilir abramoviç'in kendi ağzından olaylar dinleyebilirsiniz.
vimeo.com/channels/67720/71...
inanılmaz bir karakter. gördüğüm en etkili sosyal deney. (bkz: rhythm 0) bana hep karşılık vermediğinde tepki göstermediğinde insanların sana neler yapabileceğini hatırlatıyor. o yüzden hiç aklımdan çıkaramadığım bir gösteri. içime işledi. yapılan şey çok saçma geliyor ama sonuca bakınca insana çok şey öğretiyor.
devamını gör...
yazarların bu ara en çok dinledikleri şarkı
(bkz: yeraltı edebiyatı)
büyük bir gazapizm fanı olarak bunu dinlemem çok normal sanırım zira muazzam ötesi bir parça.
büyük bir gazapizm fanı olarak bunu dinlemem çok normal sanırım zira muazzam ötesi bir parça.
devamını gör...
