doktor maaşı
doktorlar hariç herkesin çok aldığını zannettiği ancak o kadar yıl okumaya, o kadar saat mesai yapmaya karşılık ülke ekonomisi de göz önünde bulundurulduğunda düşük olan maaştır. insanlar tutturmuş doktor maaşı, doktor maaşı. herkesin ağzında bir tutar. yahu biz nerede yaşıyoruz? özellikle şu pandemi döneminde kendi hayatlarını hiçe sayarak çalıştıkları koşulları, sürekli şiddete maruz kalmalarına rağmen haklarını koruyan bir yasa çıkmamasını, izin yapamamalarını ve hatta istifa etme haklarının bile elinden alınmasını düşünürsek kendilerinin ne kadar emekçi olduğu ortadadır. buna rağmen bazı insanların hala ağzında olan olmayan çok yüksek maaşlarıdır, ne diyelim ki..
devamını gör...
yazarların bu aralar en çok düşündüğü şey
düşünmemeyi düşünmek.
devamını gör...
kedi sahipleneceklere tavsiyeler
dışarıdaki minikler varken petshoptan alınmasın dediğim tavsiye.
devamını gör...
domuz eti yemiş sözlük yazarları
yurtdışında bulgar bir arkadaşımın kendisi için hazırladığı etli yemekten tattırmak istemesi ile başlamıştı.sordugumda domuz eti olmadığını ifade etmesine rağmen ısırdığım anda kıkırdamaya başlaması ile anlayıp hemen ağzımdan çıkarmıştım. tabi ne tadı ne kokusu güzeldi o ayrı mesele ancak farklı bir lezzet olsun diye denemek istemiştim.
dini inancınıza göre yersiniz yemezsiniz lakin ben sağlık açısından çok sağlıklı olmadığını, domuzların gerçekten temiz bir florası olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. birçok enfeksiyon için risk oluşturduğu için normal zamanda da yememenizi naçizane tavsiye ederim.
dipnot: yabancı arkadaşlarınızın bu domuz eti değil demesine itibar etmeyiniz.
dini inancınıza göre yersiniz yemezsiniz lakin ben sağlık açısından çok sağlıklı olmadığını, domuzların gerçekten temiz bir florası olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. birçok enfeksiyon için risk oluşturduğu için normal zamanda da yememenizi naçizane tavsiye ederim.
dipnot: yabancı arkadaşlarınızın bu domuz eti değil demesine itibar etmeyiniz.
devamını gör...
tarihi bir görsel bırak
devamını gör...
(tematik)
zehap
sanma, sanı, zannetmek anlamlarına gelen kelimedir.
insan zanların, oyalanmaların ve zehâpların devletiydi.
-şule gürbüz
insan zanların, oyalanmaların ve zehâpların devletiydi.
-şule gürbüz
devamını gör...
toplumsal cinsiyet
bir doğduğumuz cinsiyet vardır bir de o cinsiyete göre bireylerin yetiştirilmesi. kadın ya da erkeğe nasıl davranmaları ve nasıl hareket etmeleri gerektiğini söyleyen, bunu bebeklikten itibaren yapan, her yönlendirme toplumsal cinsiyettir.
yapılan işlerin evde ya da iş yerinde cinsiyete göre belirlenmesi
kız çocuksa pembe oğlan çocuksa mavi giydirme
cinsiyetlere göre oyuncaklar belirlenmesi
kadın dedidiğin şöyle olur
erkek adam ağlamaz
bunlar hep bir kısım toplumsal cinsiyet dilleridir.
kıź çocukları ve erkek çocukların genital organları sadece üreme ve boşaltım amaçlıdır. yoksa herhangi bir yeteneğin, kişide varolup olmadığını belirlemez.
yapılan işlerin evde ya da iş yerinde cinsiyete göre belirlenmesi
kız çocuksa pembe oğlan çocuksa mavi giydirme
cinsiyetlere göre oyuncaklar belirlenmesi
kadın dedidiğin şöyle olur
erkek adam ağlamaz
bunlar hep bir kısım toplumsal cinsiyet dilleridir.
kıź çocukları ve erkek çocukların genital organları sadece üreme ve boşaltım amaçlıdır. yoksa herhangi bir yeteneğin, kişide varolup olmadığını belirlemez.
devamını gör...
bensu soral'ın aşı olması
kronik hastalıgı olanlarda yaş, meslek kriteri yok listeye girmek için.
e nabızınızda çıkıyorsa gidip vuruluyorsunuz syn soral de böyle yapmış....
tanım: bilgisi olmayan fesat tiplerin fikir beyan ettikleri başlık.
e nabızınızda çıkıyorsa gidip vuruluyorsunuz syn soral de böyle yapmış....
tanım: bilgisi olmayan fesat tiplerin fikir beyan ettikleri başlık.
devamını gör...
kadınların bunalıma girme şekli
bunalım
bunaalım
bunu alıım
bunu alayım
bunu da alayım
bunu al bunu
al bunu da
bunu da bunu da...
şahsen benimki de tam yukarıdaki gibi” bunu da bunu da.”
bunaalım
bunu alıım
bunu alayım
bunu da alayım
bunu al bunu
al bunu da
bunu da bunu da...
şahsen benimki de tam yukarıdaki gibi” bunu da bunu da.”
devamını gör...
nutuk’u yasaklamak
bu da oldu. nutuk’ta yer alan ifadelerin öğrenciler için olumsuz örnek teşkil edeceği gerekçesiyle mersin çamlıyayla ilçe milli eğitim müdürlüğünce yasaklanması durumu.
yoruma ne hacet. ne desek boş. adım adım test ediyorlar cumhuriyetin tüm kurucu değerlerini.
buradan
zorunlu edit:
öncelikle meb'in açıklamasından gidelim: meb basın açıklamasında aşağıda yer alan ifadelerle olayı yalanlıyor:
1- ''bir sosyal medya hesabından "müdürlüğümüze ait resmi yazının üstü kapatılarak", "çamlıyayla'da ülkü ocakları tarafından gençlere dağıtılmak istenen nutuk kitabına mustafa kemal atatürk'ün gençlere kötü örnek olacak resmi ve sözleri nedeniyle izin verilmediği" şeklinde yapılan paylaşım kesinlikle gerçek dışıdır.''
bu yalanlamasından sonra hemen alt kısımda yalan dediği belgeyi alın orijinali bu diyerek yayınlıyor ki bu belge zaten sosyal medyada dolaşan belge.
meb'in yayımladığı belge:

açıklamada her alan diğer sorunlu kısım ise şöyle:
2-''...orijinalinden değiştirilmiş, gerçek nutuk'tan farklı olan, öğrencilerin gelişim seviyesine uygun olmayan söz konusu kitabın öğrencilere dağıtılmasına izin verilmesi....suç oluşturacağından kitabın dağıtılması komisyonumuzca uygun görülmemiştir.''
bu açıklamada da nutuk'un ''tahrif'' edildiği iddiası var..nutuk öncelikle kutsal kitap değildir. gerçek nutuk ifadesi bile başlı başına sorunludur. burada ''sadeleştirilmiş'' ifadesi daha doğru olurdu. öte yandan, varsayalım ki gerçek nutuk'tan farklı.. yani aslında vahdettin'e ya da osmanlı'ya karşı o ifadelerin kullanılmadığı mı anlatılmaya çalışılıyor meb tarafından? halbuki realite öyle mi tabii ki değil: yapıkredi yayınlarından ilk baskısı 2011 yılında çıkmış nutuk'un 597. sayfasından aynen aktarıyorum:
fi’l-hakika, her ne sebep ve suretle olursa olsun, vahideddin gibi hürriyet ve hayatını milleti içinde, tehlikede görebilecek
kadar âdi bir mahlûkun, bir dakika dahi olsa, bir milletin re’s-i kârında bulunduğunu düşünmek ne hazindir! şâyân-ı teşekkürdür ki bu alçak, mevrus saltanat makamından millet tarafından ıskat olunduktan sonra,
denâetini itmâm etmiş bulunuyor. türk milletinin bu takaddümü elbette, takdire lâyıktır. âciz, âdi his ve idrâkten mahrum bir mahlûk, kabul eden, herhangi bir ecnebinin himayesine girebilir, fakat böyle bir mahlûkun, bütün islâmların halifesi sıfatını hâiz bulunduğunu ifade etmek elbette muvâfık değildir. böyle bir telâkkinin doğru olabilmesi, evvel emirde, bütün islâm kitlelerinin esir olmaları şartına vâbestedir. halbuki cihanda hakikat, böyle midir? biz, türkler, bütün tarih-i hayatımızca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz! kıymetsiz hayatlarını iki buçuk gün fazla, sefilâne sürükleyebilmek için, her türlü mezelleti
mübâh gören halifeler oyununu da sahneden kaldırabildiğimizi gösterdik. bu suretle devletlerin, milletlerin, yekdiğeriyle münasebatında
şahısların, bâhusûs mensup olduğu devlet ve milletin zararına da olsa, şahsî vaziyet ve hayatlarından başka bir şey düşünemeyecek pespâyelerinehemmiyeti olamayacağı hakikat-i malûmesini teyid ettik.
'
son olarak da atatürk'ün elinde sigara bulunan meşhur fotoğrafı.. ya bir şeyi anlamaktan aciz insanlar gerçekten.. şekle takılmayı maalesef resmi bir politika olarak uygulamaktayız. biz diyoruz, fikir.. düşünce.. bilim.. insanlık.. bunlar diyor saç sakal türban sigara içki şu bu..biz diyoruz.. nitelik.. onlar hayır.. ille de nicelik.. en büyük en büyük.. en harika büyük.
ayrıca, mavi çatı yayınlarından çıkan nutuk da bildiğiniz üzere kültür bakanlığı logosunu taşıyan resmi izinle çıkan nutuk'tur.. dr'den rahatlıkla alabilirsiniz. buradan
yani özetle ortada bir yasaklama mevcuttur.. lokal düzeyde denenmiş fakat akim kalmıştır..fakat yine deneyeceklerdir.
yoruma ne hacet. ne desek boş. adım adım test ediyorlar cumhuriyetin tüm kurucu değerlerini.
buradan
zorunlu edit:
öncelikle meb'in açıklamasından gidelim: meb basın açıklamasında aşağıda yer alan ifadelerle olayı yalanlıyor:
1- ''bir sosyal medya hesabından "müdürlüğümüze ait resmi yazının üstü kapatılarak", "çamlıyayla'da ülkü ocakları tarafından gençlere dağıtılmak istenen nutuk kitabına mustafa kemal atatürk'ün gençlere kötü örnek olacak resmi ve sözleri nedeniyle izin verilmediği" şeklinde yapılan paylaşım kesinlikle gerçek dışıdır.''
bu yalanlamasından sonra hemen alt kısımda yalan dediği belgeyi alın orijinali bu diyerek yayınlıyor ki bu belge zaten sosyal medyada dolaşan belge.
meb'in yayımladığı belge:

açıklamada her alan diğer sorunlu kısım ise şöyle:
2-''...orijinalinden değiştirilmiş, gerçek nutuk'tan farklı olan, öğrencilerin gelişim seviyesine uygun olmayan söz konusu kitabın öğrencilere dağıtılmasına izin verilmesi....suç oluşturacağından kitabın dağıtılması komisyonumuzca uygun görülmemiştir.''
bu açıklamada da nutuk'un ''tahrif'' edildiği iddiası var..nutuk öncelikle kutsal kitap değildir. gerçek nutuk ifadesi bile başlı başına sorunludur. burada ''sadeleştirilmiş'' ifadesi daha doğru olurdu. öte yandan, varsayalım ki gerçek nutuk'tan farklı.. yani aslında vahdettin'e ya da osmanlı'ya karşı o ifadelerin kullanılmadığı mı anlatılmaya çalışılıyor meb tarafından? halbuki realite öyle mi tabii ki değil: yapıkredi yayınlarından ilk baskısı 2011 yılında çıkmış nutuk'un 597. sayfasından aynen aktarıyorum:
fi’l-hakika, her ne sebep ve suretle olursa olsun, vahideddin gibi hürriyet ve hayatını milleti içinde, tehlikede görebilecek
kadar âdi bir mahlûkun, bir dakika dahi olsa, bir milletin re’s-i kârında bulunduğunu düşünmek ne hazindir! şâyân-ı teşekkürdür ki bu alçak, mevrus saltanat makamından millet tarafından ıskat olunduktan sonra,
denâetini itmâm etmiş bulunuyor. türk milletinin bu takaddümü elbette, takdire lâyıktır. âciz, âdi his ve idrâkten mahrum bir mahlûk, kabul eden, herhangi bir ecnebinin himayesine girebilir, fakat böyle bir mahlûkun, bütün islâmların halifesi sıfatını hâiz bulunduğunu ifade etmek elbette muvâfık değildir. böyle bir telâkkinin doğru olabilmesi, evvel emirde, bütün islâm kitlelerinin esir olmaları şartına vâbestedir. halbuki cihanda hakikat, böyle midir? biz, türkler, bütün tarih-i hayatımızca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz! kıymetsiz hayatlarını iki buçuk gün fazla, sefilâne sürükleyebilmek için, her türlü mezelleti
mübâh gören halifeler oyununu da sahneden kaldırabildiğimizi gösterdik. bu suretle devletlerin, milletlerin, yekdiğeriyle münasebatında
şahısların, bâhusûs mensup olduğu devlet ve milletin zararına da olsa, şahsî vaziyet ve hayatlarından başka bir şey düşünemeyecek pespâyelerinehemmiyeti olamayacağı hakikat-i malûmesini teyid ettik.
son olarak da atatürk'ün elinde sigara bulunan meşhur fotoğrafı.. ya bir şeyi anlamaktan aciz insanlar gerçekten.. şekle takılmayı maalesef resmi bir politika olarak uygulamaktayız. biz diyoruz, fikir.. düşünce.. bilim.. insanlık.. bunlar diyor saç sakal türban sigara içki şu bu..biz diyoruz.. nitelik.. onlar hayır.. ille de nicelik.. en büyük en büyük.. en harika büyük.
ayrıca, mavi çatı yayınlarından çıkan nutuk da bildiğiniz üzere kültür bakanlığı logosunu taşıyan resmi izinle çıkan nutuk'tur.. dr'den rahatlıkla alabilirsiniz. buradan
yani özetle ortada bir yasaklama mevcuttur.. lokal düzeyde denenmiş fakat akim kalmıştır..fakat yine deneyeceklerdir.
devamını gör...
misvak mizah dergisi
her şeyin kendine özgü, kendine bağlı, gündem yaratmak için işaret bekleyen alternatiflerini yaratan muktedirler tarafından sırtı sıvazlanıp cebine harçlık konan dergidir.
bu dergiyi okuyanların gerçekten oradaki saçmalıklara gülüp gülmediklerini merak ederim. sadece destek vermek için para verip alıyorlarsa bence sıkıntı yok.
mizah seviyesi ise aşağıdaki gibidir :
buradan
bu dergiyi okuyanların gerçekten oradaki saçmalıklara gülüp gülmediklerini merak ederim. sadece destek vermek için para verip alıyorlarsa bence sıkıntı yok.
mizah seviyesi ise aşağıdaki gibidir :
buradan
devamını gör...
random gülmek
aşırı komik gelen durumlarda, emojilerin yahut (: türünden ifadelerin insanı kesmemesi sonucu başvurulan tarz.
bazen o kadar fazla gülüyorum ki bir şeye, ne yazsam, ne şekli koysam yetmiyor. öyle oldu mu, klavyede ne bulduysam basasım geliyor. ancak o şekilde çok güldüğümü ifade edebiliyormuşum gibi geliyor bana.
bazen o kadar fazla gülüyorum ki bir şeye, ne yazsam, ne şekli koysam yetmiyor. öyle oldu mu, klavyede ne bulduysam basasım geliyor. ancak o şekilde çok güldüğümü ifade edebiliyormuşum gibi geliyor bana.
devamını gör...
dil öğrenmek
maruz kalma durumu olmadan tam anlamıyla gerçekleştirilmesi mümkün olmayan* ve ya telaffuz ya da gramer gibi herhangi bir alanda eksik kalacağınız durum.*
devamını gör...
kişisel alan
gerekli.
devamını gör...
kim phuc
napalm bombası 800 ila 1200 derece arası korkunç bir sıcaklık üretiyormuş. hemen ölenler biraz şanslı sayılıyor, çünkü ölmeyenler ağır yanıklar ile uğraşıyor, bu kız gene onlara göre hafif kurtarmış.
a.b.d ordusu vietkong gerillalarını bombalıyoruz diyerek köyleri, ormanları... napalm'la yakıp yıktılar. savaşta kaç vietnam'lı, laos'lu, yada kamboçya'lı öldürüldüğü bilinmiyor.
a.b.d ordusu vietkong gerillalarını bombalıyoruz diyerek köyleri, ormanları... napalm'la yakıp yıktılar. savaşta kaç vietnam'lı, laos'lu, yada kamboçya'lı öldürüldüğü bilinmiyor.
devamını gör...
platonik aşk
küçük prens gibi kendi gezegeninde yaşamaktır. trip yok, aldatmak yok, hediye derdi yok, aradı aramadı yok.
devamını gör...
blue beam projesi
yeni dünya düzeni'ni kurmak adına yüksek teknoloji kullanmak suretiyle insanlığı etki altına almak temeline dayalı komplo teorisi. 1994'te serge monast tarafından yazılan bir kitapla birlikte ortaya çıkmıştır.
olayın hemen hemen şu şekilde gerçekleşeceği iddia ediliyor: hologram teknolojisi aracılığıyla, özellikle yahudilerin * asırlardır beklediği mesih gökyüzünde görülecek. elbette dünyanın farklı bölgelerinde, eşzamanlı olarak gökte böyle bir şeyin görülmesinin, konudan habersiz olan birçok insanı aşırı derecede etkileyeceği muhakkak. bu vesileyle yeryüzündeki tüm insanlar tek bir din altında toplanacak ve yeni dünya düzeni'nin de en büyük adımlarından biri gerçekleştirilmiş olacak. böylece insanları tek merkezden kontrol etmek kolaylaşmış olacak. bazı çevrelerce, son yıllarda yaşadığımız pandeminin de bununla bağlantılı olarak insanları kontrol altına alma çalışmalarından biri olduğuna inanılıyor.
hologramın nasıl bir şey olduğunu merak edenler için link
***
öncelikle "böyle bir şey neden yapılsın?" sorusunu yanıtlamaya çalışayım. elbette bu kısımda gerçek olaylar yer alıyor ama bunların bazılarının nedeni olarak mesih planı dedikleri şeyi öne sürünce olay yine komplo teorisi görüntüsüne fazlasıyla benziyor.
özellikle orta doğu'dan kanın ve gözyaşının eksik olmamasının nedeni, arz-ı mevud yani vadedilmiş topraklardır. kitab-ı mukaddes'e göre “mısır ırmağından büyük ırmağa, fırat ırmağına kadar olan bölge” en önce hz. ibrahim ve zürriyetine, daha sonra birkaç peygambere daha ve en son olarak da hz. musa'ya vadedilmiştir. yahudilerin rab olarak andıkları yaratıcı, dönem dönem israiloğulları ile bazı akitler gerçekleştirmiş ve onların bu akitlere sadık kalması koşuluyla bu toprakları onlara kalıcı olarak verme sözünde bulunmuştur. ancak israiloğulları her defasında yapılan akitlerin tersine davranmış fakat yine de bu topraklarda tek hak sahibi oldukları iddiasından vazgeçmemişlerdir. siyonizm illeti de bu görüş nedeniyle ortaya çıkmıştır. biraz daha detay isteyen şuraya bakabilir.
***
kuran-ı kerim'de hepimizin bildiği gibi cennet ve cehennem, ölümden sonra hayat kavramı vardır. yahudiler bu konuya biraz daha farklı bakarlar. onlara göre rabbin insanlara söz verdiği sonsuz krallık bu dünya üzerinde ve kendilerinin yöneticiliği altında, kendilerine vadedilmiş topraklarda kurulacaktır. * yani yahudiler insanlığı sonsuza dek yönetme hakkının kendilerine verildiğini düşünürler. diğer dinlere inanan insanların onların gözünde herhangi bir değeri yoktur. bu nedenle de kurulacak yeryüzü krallığında diğer insanları köle gibi kullanarak işlerini gördürmek başlıca amaçlarındandır. * işte bu nedenle insanları olabildiğince düşük nüfusta tutup kontrol etmek temel hedeflerden biridir. (bkz: georgia guidestones)
***
siyonizmin bu planına göre gerçekleşmesi gereken birkaç adım vardır: önce dünya üzerinde yahudilerin ayak basmadığı hiçbir yer kalmayacak. daha sonra kendilerine ait bir ülke kurarak oraya toplanacaklar. sonra vadedilmiş toprakları ele geçirip süleyman mabedi'ni yenileyecekler. son olarak da bekledikleri mesih gelecek ve onun önderliğinde tüm dünyanın kontrolü kendilerinde olacak.
planın ilk ayağı olarak dünyanın her yerine dağılmaya çalışırlar. yeni bir kıta bulunduğunu duyduklarında kolomb ile birlikte amerika'ya da adım atar ve gider gitmez kızılderililer'e hayatı zehrederler. zira kayıp bir 12. kabileleri vardır ve önce kızılderililer'in o kabile olup olmadığı tartışmasına tutuşur, daha sonra olmadıklarına karar verdiklerinde de onları ortadan kaldırmaya karar verirler. böylece yeni topraklarda rahatlıkla varlıklarını sürdürüp orayı istedikleri gibi sömürürler.
ikinci etap için israil devleti'ni kurarak kendilerini birçok ülkeden bilinçli olarak kovdurur ya da soykırıma uğratırlar. dünyaya yayılmış olan tüm yahudilerin bir ülkeye toplanması gerekmektedir onlara göre ancak yahudilerin çoğu tüccar olduğundan, bulundukları yerde yerleşik düzeni olan, halinden memnun zenginlerdir. dolayısıyla bunların hepsinin israil'e, yani yeni kurulmuş bir devlete gitmeye istekleri yoktur. böylece başta almanya olmak üzere birçok yerde, yahudilerin ileri gelenleri tarafından söylentiler yayılır. yahudilerin bu ülkelerde karışıklık çıkaracağı, önemli insanlara suikastler planladıkları gibi dedikodular yayılır. bunun üzerine birçok yerden kovulurlar ama özellikle almanya'da işler epeyce sarpa sarar. sonucu biliyorsunuz.
***
şimdi sıra gelmiştir 3. ayağa: vadedilmiş toprakları ele geçirmek. büyük orta doğu projesi bu amaçla hazırlanır. ne yazık ki ucu bize de dokunuyor bu projenin.
***
peki nasıl oluyor da hristiyanlarla siyonistler böyle birlik halinde aynı amaç için çalışıyor görünüyor? zaten müslümanlara karşı ortak bir düşmanlıkları var, malumunuz olduğu üzere. bir de aynı mesih'i beklediklerine inanıyorlar. aslında bunların bekledikleri mesih çoktan gelmiş * ancak gelen mesih bu arkadaşların işine gelmediğinden onu mesih olarak kabul etmemişler. hâlâ kutsal kitaplarında geleceğinden bahsedilen mesihi bekleyip duruyorlar.
***
konu uzadıkça dağıldı sanırım. özet geçeyim; bu adamların derdi, içinde türkiye'nin topraklarının da bulunduğu büyükçe bir bölgeyi ele geçirip dünyaya hakim olmak. bu nedenle de akıllarınca rablerinin gözüne girmek için yapmayacakları şey yok. siz sanıyorsunuz ki tüm terör müslümanlardan çıkıyor. oysa bu adamlar hem senaryoyu yazan hem de oynayan taraf. *
her neyse... bu konunun aşırı derecede detayı var. buraya yazmaya kalkarsam kitap olur. * blue beam ya da diğer adıyla mavi ışın projesi adı verilen komplo teorisinin dayanak noktası, yukarıda anlattığım olaylar; yani beklenen mesih geldi, krallığımızı ilan etme zamanı vesaire diyerek insanları tek elden yönetmek. bunu yapabilmek için de tabii ki önce herkesi sorgusuz sualsiz kendilerine itaat eden insanlara dönüştürmek. tam bu noktada "bize çip takacaklar" tayfasını hatırlayalım ve jose manuel rodriguez delgado başlığını okuyalım çünkü konunun insanları takip etmekle değil kontrol etmekle ilgisi var.
not: komplo teorisyeni bir manyak değilim. * blue beam olayının nereden çıktığını anlatmak ve bazı olayların diğer bazılarıyla ilgisini anlamanız için yazdım bunları.
olayın hemen hemen şu şekilde gerçekleşeceği iddia ediliyor: hologram teknolojisi aracılığıyla, özellikle yahudilerin * asırlardır beklediği mesih gökyüzünde görülecek. elbette dünyanın farklı bölgelerinde, eşzamanlı olarak gökte böyle bir şeyin görülmesinin, konudan habersiz olan birçok insanı aşırı derecede etkileyeceği muhakkak. bu vesileyle yeryüzündeki tüm insanlar tek bir din altında toplanacak ve yeni dünya düzeni'nin de en büyük adımlarından biri gerçekleştirilmiş olacak. böylece insanları tek merkezden kontrol etmek kolaylaşmış olacak. bazı çevrelerce, son yıllarda yaşadığımız pandeminin de bununla bağlantılı olarak insanları kontrol altına alma çalışmalarından biri olduğuna inanılıyor.
hologramın nasıl bir şey olduğunu merak edenler için link
***
öncelikle "böyle bir şey neden yapılsın?" sorusunu yanıtlamaya çalışayım. elbette bu kısımda gerçek olaylar yer alıyor ama bunların bazılarının nedeni olarak mesih planı dedikleri şeyi öne sürünce olay yine komplo teorisi görüntüsüne fazlasıyla benziyor.
özellikle orta doğu'dan kanın ve gözyaşının eksik olmamasının nedeni, arz-ı mevud yani vadedilmiş topraklardır. kitab-ı mukaddes'e göre “mısır ırmağından büyük ırmağa, fırat ırmağına kadar olan bölge” en önce hz. ibrahim ve zürriyetine, daha sonra birkaç peygambere daha ve en son olarak da hz. musa'ya vadedilmiştir. yahudilerin rab olarak andıkları yaratıcı, dönem dönem israiloğulları ile bazı akitler gerçekleştirmiş ve onların bu akitlere sadık kalması koşuluyla bu toprakları onlara kalıcı olarak verme sözünde bulunmuştur. ancak israiloğulları her defasında yapılan akitlerin tersine davranmış fakat yine de bu topraklarda tek hak sahibi oldukları iddiasından vazgeçmemişlerdir. siyonizm illeti de bu görüş nedeniyle ortaya çıkmıştır. biraz daha detay isteyen şuraya bakabilir.
***
kuran-ı kerim'de hepimizin bildiği gibi cennet ve cehennem, ölümden sonra hayat kavramı vardır. yahudiler bu konuya biraz daha farklı bakarlar. onlara göre rabbin insanlara söz verdiği sonsuz krallık bu dünya üzerinde ve kendilerinin yöneticiliği altında, kendilerine vadedilmiş topraklarda kurulacaktır. * yani yahudiler insanlığı sonsuza dek yönetme hakkının kendilerine verildiğini düşünürler. diğer dinlere inanan insanların onların gözünde herhangi bir değeri yoktur. bu nedenle de kurulacak yeryüzü krallığında diğer insanları köle gibi kullanarak işlerini gördürmek başlıca amaçlarındandır. * işte bu nedenle insanları olabildiğince düşük nüfusta tutup kontrol etmek temel hedeflerden biridir. (bkz: georgia guidestones)
***
siyonizmin bu planına göre gerçekleşmesi gereken birkaç adım vardır: önce dünya üzerinde yahudilerin ayak basmadığı hiçbir yer kalmayacak. daha sonra kendilerine ait bir ülke kurarak oraya toplanacaklar. sonra vadedilmiş toprakları ele geçirip süleyman mabedi'ni yenileyecekler. son olarak da bekledikleri mesih gelecek ve onun önderliğinde tüm dünyanın kontrolü kendilerinde olacak.
planın ilk ayağı olarak dünyanın her yerine dağılmaya çalışırlar. yeni bir kıta bulunduğunu duyduklarında kolomb ile birlikte amerika'ya da adım atar ve gider gitmez kızılderililer'e hayatı zehrederler. zira kayıp bir 12. kabileleri vardır ve önce kızılderililer'in o kabile olup olmadığı tartışmasına tutuşur, daha sonra olmadıklarına karar verdiklerinde de onları ortadan kaldırmaya karar verirler. böylece yeni topraklarda rahatlıkla varlıklarını sürdürüp orayı istedikleri gibi sömürürler.
ikinci etap için israil devleti'ni kurarak kendilerini birçok ülkeden bilinçli olarak kovdurur ya da soykırıma uğratırlar. dünyaya yayılmış olan tüm yahudilerin bir ülkeye toplanması gerekmektedir onlara göre ancak yahudilerin çoğu tüccar olduğundan, bulundukları yerde yerleşik düzeni olan, halinden memnun zenginlerdir. dolayısıyla bunların hepsinin israil'e, yani yeni kurulmuş bir devlete gitmeye istekleri yoktur. böylece başta almanya olmak üzere birçok yerde, yahudilerin ileri gelenleri tarafından söylentiler yayılır. yahudilerin bu ülkelerde karışıklık çıkaracağı, önemli insanlara suikastler planladıkları gibi dedikodular yayılır. bunun üzerine birçok yerden kovulurlar ama özellikle almanya'da işler epeyce sarpa sarar. sonucu biliyorsunuz.
***
şimdi sıra gelmiştir 3. ayağa: vadedilmiş toprakları ele geçirmek. büyük orta doğu projesi bu amaçla hazırlanır. ne yazık ki ucu bize de dokunuyor bu projenin.
***
peki nasıl oluyor da hristiyanlarla siyonistler böyle birlik halinde aynı amaç için çalışıyor görünüyor? zaten müslümanlara karşı ortak bir düşmanlıkları var, malumunuz olduğu üzere. bir de aynı mesih'i beklediklerine inanıyorlar. aslında bunların bekledikleri mesih çoktan gelmiş * ancak gelen mesih bu arkadaşların işine gelmediğinden onu mesih olarak kabul etmemişler. hâlâ kutsal kitaplarında geleceğinden bahsedilen mesihi bekleyip duruyorlar.
***
konu uzadıkça dağıldı sanırım. özet geçeyim; bu adamların derdi, içinde türkiye'nin topraklarının da bulunduğu büyükçe bir bölgeyi ele geçirip dünyaya hakim olmak. bu nedenle de akıllarınca rablerinin gözüne girmek için yapmayacakları şey yok. siz sanıyorsunuz ki tüm terör müslümanlardan çıkıyor. oysa bu adamlar hem senaryoyu yazan hem de oynayan taraf. *
her neyse... bu konunun aşırı derecede detayı var. buraya yazmaya kalkarsam kitap olur. * blue beam ya da diğer adıyla mavi ışın projesi adı verilen komplo teorisinin dayanak noktası, yukarıda anlattığım olaylar; yani beklenen mesih geldi, krallığımızı ilan etme zamanı vesaire diyerek insanları tek elden yönetmek. bunu yapabilmek için de tabii ki önce herkesi sorgusuz sualsiz kendilerine itaat eden insanlara dönüştürmek. tam bu noktada "bize çip takacaklar" tayfasını hatırlayalım ve jose manuel rodriguez delgado başlığını okuyalım çünkü konunun insanları takip etmekle değil kontrol etmekle ilgisi var.
not: komplo teorisyeni bir manyak değilim. * blue beam olayının nereden çıktığını anlatmak ve bazı olayların diğer bazılarıyla ilgisini anlamanız için yazdım bunları.
devamını gör...



