evet arkadaşlar yine harikulade bir soruyla karşınızdayım. mesele şu ki beş dakika öncesine kadar gayet normal bir hayatım vardı. bir yandan karbonatlı falım sakızlardan birini ağzıma atarken bir yandan da falı okuyordum ki aklıma o soru geldi tabi durur muyum, hemen koştum google amcama ama tatmin edici bir cevap bulamadım. bu daha da körükledi merakımı.
kim bu maniciler? neden açığa çıkmıyorlar? para alıyorlar mı? alıyorlarsa ne kadar alıyorlar?
kafamada deli sorular
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

böyle.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

not: gözlerimin rengi konusunda kimse mutabık değil, 100 kişi yeşil dediyse 101 kişi ela dedi. bu işten anlayan yazarlarımız varsa mesaj kutuma beklerim.
devamını gör...

yıl 2014. lise öğrencisi bir kız sıkkınlıkla ve bıkkınlıkla çevrelenmiş bir halde kendini bir kitapçıya atmış. kaybolmuşluğun yarattığı o sisle çevrilmiş halde rafları tararken gözleri eşsiz bir isme sahip bir kitapta takılı kalmış. üstüne hiç düşünmeden kitabı aldığı gibi çıkmış eve dönüş yolunda da okumaya başlamış. hikaye sarmalamış, sisi dağıtmış. cümlelerde kaymış gözleri. ve bitmiş kitap. kapatmış, kucağına koymuş. boş gözlerle karşısına bakarak hikayenin etkisinin geçmesini beklemiş. sonra düşünmüş, bir roman bu kadar etkiler mi bir okuyucuyu?

beklentinizi arşa taşımak istemem ama bu kitabın bendeki etkisi tam olarak buydu. peru'nun iç savaşını ve bir tiyatro oyunun son kez turnesine çıkan karakterlerin öykülerini okumak bu kadar etkilememeli insanı aslında. ama etkiyi yaratan konu değil, yazar da değil. ihtiyacın olduğu zamanda, ihtiyacın olan kitabı okumak. buna dikkat etmek gerek. içinizden bir ses bir kitabı oku derse size, sorgulamayın. sadece alın ve okuyun. etkisinin bambaşka olduğunu göreceksiniz.

t: bir daniel alarcón romanı
devamını gör...

kafa sözlük'ü yuva bellemiş junkielerde görülen bir rahatsızlık. sözlükte olunmadığı anlarda herkesin hunharca eğlendiği, eğlenceli başlıklarda dostlukların başladığı hissi minnoş kalbime ağır geliyor. ben yokken eğlenmeyin bir daha.
devamını gör...

televizyon bütün akşam açıktı, moderatör kübra par, özetle biz bugün asılsız iddialara cevap aramayacağız, bakanım neler oluyor? açıklamasını yaptı ve ardından televizyonun sesini kapattım.
kübra par hanfendi, ahmet hakan coşkun'un yengesi olur.
son 3 yıldır, bitcoin gibi yükselmişti. iğrenç vurguları ve manasız bakışları ile gözümüze, kulaklarımıza korkunçlu acılar çektirmekte. çok ciddi tonlama sıkıntısı var, acilen eğitimden geçmeli. yıllarca maruz kalacak gibiyiz kendilerine.....
''çok iğneleyici bir dilin var'' mesajı atacak arkadaşlara;
bunlar benim kişisel yorumlarım, subjective, öznel, bireysel....

kübra hanım, bugün ilk defa bindokuzyüz altmışlar topuzu ve küpesi ve yokmuş gibi makyajı ile oldukça dikkatimi çekti.
''istanbul'un neresindensin'' şarkısına giriş yapacak gibi duruyor.
yayında neler konuşuluyor bilmiyorum, arada süleyman bey pankart açıyor. 1997, 2003 tarihli gaste haberleri....
bir de sessiz izleyince beden dillerine bakıyorum, çok eğlenceli.
süleyman soylu, karşısında oturan iki adet muhalif gasteciye göz deviriyor.
trip mi atıyorsunuz? nedir yani?
devamını gör...

eksi sozlukten gelenlerdenim. eksinin ozunu kaybetmesi ile bir suredir bakmiyordum bile.
devamını gör...

şüphesiz iki tabak kelle paçadır.
devamını gör...

"keşke mümkün olsa" dedirten durum. herkes yeni yıla girse, ben eskisinde tek başıma kalsam. "siz gidin, ben sonraki yıl yetişirim" desem arkalarından el sallarken. sonra bir kahve doldurup yalnız başıma 2020'nin içinde gezinsem... kabul, güzel bir yıl değildi; ama çirkinliğinin sebebi biraz da insanlardı...
devamını gör...

tek bildiğim; bu seri kesinlikle arşivlenmeli ve sosyal medya hesaplarında paylaşılmalı.
devamını gör...

takipçi sayısı önemli değil, önemli olan o güzel tanımlarınız. o yüzden alırım bir takip*
devamını gör...

an itibariyle fenerbahçe puan kaybetti, sevgili moderatörümüz patagonyalı'nın şuan bulunduğu vaziyet ektedir.*
devamını gör...

august schreitmüller tarafından yapılan heykelidir. heykel dresden belediye binasının üzerinde bulunmaktadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
heykelin elbette sanatsal değeri üst düzeydir ama bu heykelin önemi richard peter tarafından çekilen bir fotoğraftan gelmektedir. ve birçok muhteşem ve acı veren tesadüf içerir.

dresden bombardımanından sonra şehrin halini göstermek için çekilmiş fotoğraf benim gördüğüm en etkileyici, en ikonik, en çarpıcı fotoğraflardan biridir. heykelin heybeti ise fotoğrafa bambaşka bir ağırlık katar.

dresden bombardımanı 13-15 şubat 1945 tarihleri arasında gerçekleşti ve bu zaman dilimi içinde dresden’e üç bin dokuz yüz ton patlayıcı bırakıldı, ki bu da bombardımanı bir doygunluk bombardımanı haline getirir.

heykelin şehre acıyarak bakışı hissedilir. sanat savaştan aldığı yaralar ile hüzünlenmiştir sanki. heykelin adını güte, yani the goodness, yani iyilik olması ise bambaşka bir boyut kazandırır sahneye. iyilik sanatla buluşup savaşın yerle yeksan ettiği bir savaşa bakmakta.

savaştan çektiklerimiz sanatın iyileştirici gücünü bile yok edecek kadar güçlüdür bazen.
devamını gör...

kurtlar vadisi'nin en karizmatik, en ağır karakteridir.
polat fasa fisodur pala'nın yanında.
bu millet için kelle koltukta gezmiştir.
biz sıcak yataklarımızda yatarken, o dağda yatmıştır.
ama polat'a harcanmıştır.
otelde keyif yaparken 2.5 lt fanta şişesiyle alı konulmuştur.
kendisi paketlenip sorgulanırken, halo da mahpusdan paketlenip kaçırılmıştır.

bu olaylar üzerine şöyle efsane bir diyalog geçmiştir.

-o çocuğu hatırlıyorum. omar aşiretindendi. ismini de çıkaracam..
- kaçmış gelmiş işte ağa, bize ne adından ?
-boş boş konuşma lan ! aşiretten kaçanlar türkücü olur, mafya olmaz !
-devlet hesabına mı çalışıyorlar ağa ?
var bi fırıldak.
-ağa ! ben öbür bıyıklıyı gördüm.
nerde ?
- otelden içeri girerken.
-gördün de niye söylemiyon bedir !
- ters yapma ağa. anca birleştirdim kafamda.
-beni paketleyip sorguya alıyorlar. halo'yu paketleyip içerden alıyorlar. kim lan bunlar ! kim lan bu polat alemdar !
-gidelim, basalım mekânlarını, alıp sorgulayalım ağa.
- ağa ! bizi başkalarına ihale etmişler, toplayıp tası tarağı gitme vaktidir.
-senin bu dediğine kaçma, kralın dediğine de dangalaklık derler. ben o halo'nun 10 kâğıdını almadan , şurdan şuraya gitmem lan !
istanbul'dan böyle kaçarsak bizi dağda ne yaparlar lan !
maymun eder oynatırlar.
yürüyün gidiyoruz !!!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

- giymiycem çoraplarımı, ben soğuk seviyorum. üşümek istiyorum.
- oğlum çorapsız gezilir mi? kızlar der ki 'aa bunun çorabı yok' (tamam bunu neden dedim ben de bilmiyorum)
- yoo benim karım da soğuğu sevecek. öyle evleneceğim ben.
- iyi, bir eskimo bulalım sana onunla evlen. hatta gidin kutuplarda yaşayın.
uzun bir sessizlikten sonra
- neden eski bir moyla evleniyorum ben? evlenmem eski bir moyla. yeni moyla evleneceğim.
- haahh şimdi oldu...
devamını gör...

en yakın askerlik şubesi ve türk silahlı kuvvetlerinin bilgisi dahilinde yoklama kaçaklarını birbir tespit etmekteyiz.

yok öyle sözlükte vicdani retçiyim ben babalar diye karalayıp gönder butonuna basarak arkaya yaslanmak.

ortadoğu savaş analistliği ve fransız sineması günleriniz bitiyor. artık entelliği hakkari’de yaparsınız tekmil verirken.
devamını gör...

tabiki bulbasaur.şu tatlığa baksana.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dini bilmeyen birisi varsa o da kendisine müslümanım diyenlerdir efendim. 1 kere kuran okumamışlardır, 1 kere yaratıcı üzerine düşünmemişlerdir, bir kere farklı bir yol mümkün mü dememişlerdir ama herkese alim gibi ahkam kesmesini de bilmişlerdir.

biraz da öteki dinlere vursanıza diyen arkadaşlar var. günde 5 vakit 140 db çan sesi dinleseydik sanırsam haçlılara da her fırsatta sallardık ama maalesef biz arap dininin propagandasına maruz kalıyoruz. merak etmeyin islam hikayeleri ne kadar gerçekdışıysa diğer holding dinleri de o kadar gerçekdışı. bunu da bilmiyor olabilirsin ama peygamber olduğunu iddia eden şahıslara o vahiyler gökten falan gelmedi; zaten binlerce yıldır yeryüzünde olan bilgilerdi o söyledikleri.

her gün allah büyüktür diye bağrılsın ama allah yok dinler yalan demesin kimse, oh ne ala. bu kadar bencil olmayın. sizin ne kadar tebliğe hakkınız varsa, diğer görüşlerin, inançların da o kadar tebliğ hakkı var. siz kutsalsınız da diğerleri kafir öyle mi? bırakın bu ilkel çağların düsturunu.

dinlerin çağdışı kalmış, saçma ve hezeyanlı masallardan ibaret olduğunu söylemek ne kadar hakkımsa, sizin vicdan özgürlüğünüze saygı duymak da o kadar görevim. ama siz hem her şeyi ilk çağa bile girmemiş bir kabile reisinin hezeyanlı fikirleriyle dizayn etmek istiyorsunuz, hem de bu saçmalıklara neden itaat etmiyorlar diye ağlıyorsunuz.

açın bir kere kuranı okuyun. islamın vicdanınızda ısıttığınız, hayallerinizde sarmaladığınız gibi bir şey olmadığını siz de göreceksiniz.
devamını gör...

lanet mi yoksa lütuf mu olduğu hangi yönden bakacağınıza göre değişiklik gösterecek, tıpta hiperseksüalite ya da seks bağımlılığı olarak geçen hastalık.

nemfomani terimi yalnızca kadınlar için kullanılır, erkekler için ise bu terimin karşılığı satiryazis'tir. ama bu terimi eminim nemfomani kadar duymamışsınızdır.. bunun nedeni olarak da belki de seks bağımlılığı durumunu kadınlarda, erkeklere göre daha büyük bir problem olarak görülmesini gösterebiliriz. yani "erkeğin elinin kiri, kadının boğaza geçirin ipi" gibi deyişler bu durumu özetliyor sanırım.

bu bir derttir. net. yalnız, bu dertten mustarip olan kadınların hepsini düşük ahlaklı olarak nitelendirmek kesinlikle çok yanlış olur; sadece seks dürtüleri çok yüksektir. demiştim ya, lanet mi lütuf mu diye. benim kişisel fikrim lanet olduğu yönünde. işte burada bunu tartışabiliriz. iki kadın profili hayal edelim. birinci kadın evlilik dışı cinsel ilişkide bir sakınca görmüyor ve dürtülerini günlük yaşantısında rahatlıkla kullanıyor.* ikinci kadın evlilik dışı cinsel ilişkiyi tercih etmiyor ve evlenene kadar bu durumla başa çıkmak zorunda.* her iki kadın profili için çok kötü bir durum. hiçbir zaman tatmin olma durumu söz konusu değil. aynı yemeği sürekli yemeniz gerektiğini düşünün. kussanız da yemeniz gerekiyor. mideniz bulansa da aynı zamanda canınız çekiyor. "iki ucu değişik değnek.."

psikolog ve psikiyatrist gibi uzmanların desteğiyle çeşitli davranışsal terapi yöntemleri ve medikasyonlar kullanılarak dürtülerin kontrol altına alınması sağlanabilir. kontrol gücündeki artma ile gücünüzü başka işlere kanalize edebilirsiniz.

(bkz: nymphomaniac)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim