kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

salt hakaret içeren tanımı, kaldırması gerekirken beğenip favori atan moderatör gördü gözler, arada canları sıkılıyor herhalde, saçmalamak bizimde hakkımızzz he he he heyooooo* falan diyorlar sanırım, ortaya bu görüntüler çıkıyor.

tanım: moderasyonun, zaman zaman hatalı hareket ettiklerinde yazarlar tarafından bu hatalarının dile getirildiği başlık.
devamını gör...

annesine;

“ve nerede birileri özgür olmak için mücadele ediyorsa, onların gözüne bak anne, beni göreceksin.” demişti.

6 mayıs sabahı ayaklarının altında olan tabureyi tekmelemeden önce ise;

“ve ben 24 yaşındayken kendimi türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.”

celladına bırakmadı. ah be deniz

yusuf geldi dar ağacına. mağrur ve kendinden emin ve yüksek sesle;

“ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. sizler, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. biz halkımızın hizmetindeyiz. sizler amerika’nın hizmetindesiniz. yaşasın devrimciler! kahrolsun faşizm!” diye haykırdı.

celladına bırakmadı. ah be yusuf

hüseyin kendi çıktı tabureye. ulucanlar cezaevinde herkes duydu onun sesini;

“ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım.bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım.bundan sonra bu bayrağı türk halkına emanet ediyorum.
yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler. kahrolsun faşizm.”

celladına bırakmadı. ah be hüseyin

bir şarkı bırakalım gökyüzüne, belki duyarlar diye.

“duvarlarda yazı, haberlerde ölüm
çocuk aklım ilk kez karıştı.
silahlar satıldı.
denizler asıldı.”

söz ve müzik: erdal yıldırım
solist: aslı gökyokuş

buradan
devamını gör...

görmekten bıktığım başlıklar. cidden yeter. hani sosyolojik bir tespit niteliğinde olsa neyse de o da yok ki...
devamını gör...

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

hazırlıklarımız tamamlandı..
bir kaç yazar anonim olarak toplanıp benjamin bey'in konağına doğru yola çıktık. bayramlaşmaya gidiyoruz..
merak içindeyiz gündem konumuz harçlıkların tutarı. kiminde umut yok cimridir o beş kuruş vermez derken kimisi hevesli ben büyük hissediyorum diyor. bu sıcakta bu kostümü giymek pek akıl kârı değil derken neyse ki klimalı otobüs geliyor..
umarım anneanne mendilleri hazırlanmıştır önceden çünkü sadece kolonya ve çikolatayla karşılanmak istemeyiz. bu içimizdeki çocuğu üzer..*

iyi bayramlar şekerler, ortak olup bir dana'ya giremeyenler...
devamını gör...

kabul ediyorum. sorgusuz sualsiz hem de. çünkü bu ponçik kalbim böyle stresleri kaldıramıyor artık.
devamını gör...

edebiyattan bihaber insana çözüm bulunabilir, türkçeden bihaber olmasın.
devamını gör...

zamanında zelda hakkında bir şeyler karalamıştım ama kendi yorumumdan daha çok nilgün'ü şahsen tanıyan değerli insanların yorumunu buraya betimlemek isterim.

’nilgün marmara’nın ‘’kırmızı kahverengi defter’’ adlı kitabındaki biyografisi şöyle yazılmıştı:
1958’de doğdu; yirmi dokuz yıl sonra yeryüzünü terk etmeye karar verdi. aslında bundan sonra vereceğim çoğu bilgi onun kim olduğuyla alakalı değil bu dünyada geçici taşıdığı sıfatlar ve yüklerden ibaret.’’

cemal süreya nilgün marmara’nın ölümünün ardından: ‘’nilgün ölmüş, beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağıya atarak canına kıymış. ece ayhan söyledi. çok değişik bir insandı zelda. akşamları belli saatten sonra kişilik, hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi, çok da gençti sanırım otuzuna değmemişti… ece ile gergedan için yaptığımız aylık söyleşide ondan şöyle söz etti: bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. dönüp baktığımda bir acıda buluyorum nilgün’ün yüzünde, o zamanlar görmemişim. bugün ortaya çıkıyor.’’ cemal süreya’nın bu satırları aslında nilgün marmara’nın intiharının anlık bir karar olmadığı, uzun zamandır süregelen bir mücadelenin yaşama isteğinin kaybolmasıyla sonuçlandığını anlıyoruz. ki marmara veda mektubunun henüz başında ‘’her gün kötücü bir düşü kurmak ve taşımak artık kılgıyı gerektiriyor.’’ diyerek bu yükü uzun zamandır taşıdığını ve taşımaktan kurtulamayacağına kanaat getirdiğini ifade etmek istiyor aslında. bir bakımı bu seçiminin bir vazgeçiş olduğunu anlatıyor.

nilgün' ün yeri çok ayrıdır bende o yerkürenin bütün arka bahçelerini görmüştür, hem de 20'lerinde. öyle güzeldin ki kuş koyduk yoluna cancağazım.
devamını gör...

inanılmaz bir sinemadır.
1997 yapımı cennetin çocukları
1999 yapımı cennetin rengi/allah 'ın rengi
2004 yapımı kaplumbağalar da uçar

filmlerini izlemeniz tavsiyemdir. fakat hepsi bol miktarda dram içerir dikkat ediniz. moraliniz çok yüksekse sizi diplere düşürür, zaten moraliniz bozuksa daha da dibe çeker haberiniz olsun. fakat mutlaka izleyiniz.
devamını gör...

bazı üniversitelerin bazı bölümleri iyidir. ancak mezuniyetten sonra yine de iş bulma konusu garanti değildir. bazı üniversitelerin ise tüm bölümleri kötüdür. mezuniyetten sonra işsiz kalma konusu neredeyse garantidir.

devlet üniversiteleri için bir şey demeyeceğim. ancak vakıf üniversiteleri için söylemek istediğim bir şey var: tercih zamanı televizyona reklam veren vakıf üniversitelerinden birini seçmeyin. eskici sokak sokak gezip, bağıra çağıra alışveriş yaparken; antikacı alışverişinde sessiz ve asil bir duruş sergiler. işbu benzetme aklınızın bir köşesinde bulunsun.

not: içeriden bildiriyorum. bir vakıf üniversitesinde doçentim.
devamını gör...

sultekin01 adlı yazarımızın ukdesidir.
aids'li hastalarda sık görülen doku nematodur.
partogenetik evrimle yani dişi etkenin erkek cinse ihtiyaç duymadan üremeye dayanan kalıtımı mevcut tek nematotdur.
insanlara deriden filariform larva ile bulaşan bu nematod insanda hem son konak hem de ara konak olabiliyor.
hiperenfeksiyon yapmasıyla bilinen bu nematodun tanısı rabditiform larva görülmesiyle konulur.
tedavisinde albendazol,mebendazol etkilidir.
devamını gör...

yaşamak.
devamını gör...

bakkala günde 200 müşteri gelip kolay gelsin dese ayda 6 bin, yılda da 72 bin kolay gelsin eder. ee 10 yıllık bakkalsa 720 bin. bakkalın yerinde olsam ben de cevap vermem sakızını al git abicim.
devamını gör...

dem: nefes.
alınan nefesin ortak olması, canciğer olmak.
(bkz: yediği içtiği ayrı gitmemek)
devamını gör...

cilalanıyor ruhum istanbul sağnağında
damlalar karışmış elmacıklarıma
durma, yağmur durma…

(link: https://
)
devamını gör...

westworld dizisinden sonra düşündüğüm başlıktır.
devamını gör...

insan sinir sistemi ya hep ya hiç yaklaşımı ile çalışır. rahatsızlık veren durum eşik değerinin altında kaldığında hiçbir şey hissetmeyiz fakat eşik değeri aşıldığında, eşik üzerinde kalan kısmı değil tamamını algılarız. beynimizin rahatsızlık veren durumu ağrı/acı olarak tanımlaması için, beyne ulaşan acı verilerinin eşiğin üzerinde olması gerekmektedir.

süreğen veya geçici bir hastalıktan dolayı zarar verici uyarıların neden olduğu üzücü bir his, hoş olmayan duygusal deneyim olarak adlandırılan ağrının, rahatsızlık hissine dönüştüğü noktaya ağrı/acı eşiği denmektedir. evrensel olarak kabul görmese de dolorimetri adında bir acı ölçer geliştirilmiştir.

kişiden kişiye değişmekle beraber zaman içerisinde daha az algılanması ve hatta bazı durumlarda hiç hissedilememesi durumları ile de karşılaşılmıştır. kimisi kan bile veremezken kimileri anestezisiz kendini kestirir..
devamını gör...

bu gizli bilgiyi sizlerle paylaştım. alın hayrını görün.
devamını gör...

karşına çıktıysa senin için çıkmıştır. bu şans veya tesadüf değildir... iyi geceler
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim