yeni bir insanla tanışmaya üşenmek
kendini karşısındakine tam olarak ifade edememekten kaynaklanan durumdur. bunun yolu önce kendini tanımaktan geçiyor bana göre. insan kendini tanıyorsa, başkasıyla da rahatça iletişim kurup tanışabilir. biz gerçekten kendimizi tanımıyoruz.
devamını gör...
mustafa kemal'in ne işi var burada diyen şey
anadilinde mesaj yazmayı dâhi başaramayan canlının utanç verici beyanıdır. yetiştirdiği çocuklara üzüldüm.
devamını gör...
gece gelen sohbet etme isteği
yalnızlıktan o yanlizliktan..
devamını gör...
eşinden bahsederken hanım veya bey diyenler
eskilerden kalma, insanın eşine bağımsız bir birey olarak da saygı duyduğunu göstermek amacıyla kullandığı naif itham. şimdiki gençler rastlasa puhahahahahaha diye güler o ayrı.
devamını gör...
epoksi sanatı
kokulu taş ve mumdan sonra edindiğim yeni hobim. internette gezinirken rastladım ve hayran kaldım. bir kaç ufak çalışmalarım da oldu tabi. epoksi ile ilgili edindiğim bilgileri sizinle de paylaşmak isterim.
epoksi 2 kimyasal çözeltiden oluşan güçlü bir yapıştırıcıdır. günümüzde endüstriyel alanlardan, müzik aletleri yapmına, hobi alanlarından, inşaat sektörüne kadar bir çok alanda kullanılmaktadır. bir kaç örnek vermek gerekirse inşaat alanında, epoksi betondan daha dayanıklı ve estetik açıdan daha şık görüldüğü için zemin kaplamalar yapılmaktadır.
renk olarak şeffaftır. fakat isteğe göre renk pigmentleri kullanarak renkli karışım da elde edilebilir. sıvı halde olan epoksi kuruduğunda cam gibi sert ve parlak bir görünüm verir.
plastik hariç birok zeminde kullanılır. örneğin; ahşap, beton ve metal.
2 maddeden oluşur:
1. reçine (a)
2. sertleştirici (b)
karışım ise 2/1 olarak ayarlanır
2 ölçek reçine (a)
1 ölçek sertleştirci (b)
ölçülerin birebir bu şekilde olmasıyla kaliteli bir karışım elde edilir. ölçüde herhangi bir yanlışlıkla epoksi kurumaz yumuşak kalır, puslu kalır ve sararır.
gelelim hobi için epoksi yapımına:
2/1 ölçü karışımı plastik bir ölçekle yine plastik bir kaba konulup tahta bir çubukla yavaşça 5 dakika boyunca berrak bir kıvam alana kadar karıştırılır. daha sonra silikon kalıplara içine hapsedilmek istenen malzeme konulur. (çiçek kurusu, minik objeler vs.) ardından karışım yavaşça kalıba dökülür. olası baloncuklanma içinse üzerine çakmak tutularak baloncuklar söndürülür ve 24 saat kuruması beklenir.
epoksi 2 kimyasal çözeltiden oluşan güçlü bir yapıştırıcıdır. günümüzde endüstriyel alanlardan, müzik aletleri yapmına, hobi alanlarından, inşaat sektörüne kadar bir çok alanda kullanılmaktadır. bir kaç örnek vermek gerekirse inşaat alanında, epoksi betondan daha dayanıklı ve estetik açıdan daha şık görüldüğü için zemin kaplamalar yapılmaktadır.
renk olarak şeffaftır. fakat isteğe göre renk pigmentleri kullanarak renkli karışım da elde edilebilir. sıvı halde olan epoksi kuruduğunda cam gibi sert ve parlak bir görünüm verir.
plastik hariç birok zeminde kullanılır. örneğin; ahşap, beton ve metal.
2 maddeden oluşur:
1. reçine (a)
2. sertleştirici (b)
karışım ise 2/1 olarak ayarlanır
2 ölçek reçine (a)
1 ölçek sertleştirci (b)
ölçülerin birebir bu şekilde olmasıyla kaliteli bir karışım elde edilir. ölçüde herhangi bir yanlışlıkla epoksi kurumaz yumuşak kalır, puslu kalır ve sararır.
gelelim hobi için epoksi yapımına:
2/1 ölçü karışımı plastik bir ölçekle yine plastik bir kaba konulup tahta bir çubukla yavaşça 5 dakika boyunca berrak bir kıvam alana kadar karıştırılır. daha sonra silikon kalıplara içine hapsedilmek istenen malzeme konulur. (çiçek kurusu, minik objeler vs.) ardından karışım yavaşça kalıba dökülür. olası baloncuklanma içinse üzerine çakmak tutularak baloncuklar söndürülür ve 24 saat kuruması beklenir.
devamını gör...
bir yıldır hiç makyaj yapmamış olmak
bir yıldır dışarı çıkarken makyaj yapmamak olarak degistirmek istediğim başlık. dışarı çıkarken makyaj yapmasam bile evde canım sıkıldıkça makyaj yapıyorum. gecenin 3ü herkes uyumuş ben de ayna karşısında makyaj yapıyorum. sebep? can sıkıntısı.
devamını gör...
leyla ile mecnun replikleri
yavuz : oğğğ
mecnun: oğ mu
yavuz : oğ
mecnun: abi bu tepkileri artık yapmasan mı
yavuz : ardına bakma mecnun
mecnun : kader almaya mı geldi beni benden
yavuz : bunu birdaha sorma mecnun
mecnun : neden at mı var arkamda
(bkz: https://youtu.be/ycnKcVsAhqw)
mecnun: oğ mu
yavuz : oğ
mecnun: abi bu tepkileri artık yapmasan mı
yavuz : ardına bakma mecnun
mecnun : kader almaya mı geldi beni benden
yavuz : bunu birdaha sorma mecnun
mecnun : neden at mı var arkamda
(bkz: https://youtu.be/ycnKcVsAhqw)
devamını gör...
küfür ve hakaret ifade özgürlüğü müdür sorunsalı
değildir. başkasının özgürlük alanına girince senin özgürlüğün orada biter, bitmeli.
devamını gör...
sen de mi brütüs
shakespeare'in julius sezar'ında sezarın brutusten yediği bıçak darbesine karşın söylediği söz. devamı "yıkıl öyleyse sezar" şeklindedir. beklenmedik birinden gelen darbeyi ifade eder. lakin okuyanlar bilir ki; kitap julius sezar kadar brütüs'ün de tragedyasıdır.
devamını gör...
dünyanın en iyi yazarı
tolstoy olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
mansur yavaş'ın yks ücretlerini karşılayacağını açıklaması
biri sana terörist der, diğeri sınav ücretlerini öder.
ey türk gençliği! sen konuyu biliyorsun.
kral harekettir.
ey türk gençliği! sen konuyu biliyorsun.
kral harekettir.
devamını gör...
yazılı olmayan kurallar
sözlük yönetimi her zaman haklıdır.
devamını gör...
sıkı tutunun batıyoruz
devamını gör...
aşk üçgeni
her zaman bir "dördüncü"yü içinde barındırmasa bile; hem geometrik, hem de yakıştırma anlamında "yamuk" olan yapıdır.
devamını gör...
yazarların okuduğu bölümler
sosyoloji okuyoruz efenim. hadi hayırlısı.
devamını gör...
sosyopati
psikopati kavramıyla sık sık karıştırılan, (literatürdeki adı) antisosyal kişilik bozukluğu.
psikopati kavramıyla olan ilişkisi, sosyopatinin psikopatiyle ilgili bir bozukluk olmasından ileri gelmektedir. kısacası ilişkili fakat aynı şey değil. sosyopat insanların temel özelliği empati yoksunluğuna sahip olmaları. elbette bu, her empati yoksunu insanı sosyopat yapmamakta. diğer bir yüzünde antisosyalliğin temelinde bulunan narsizmden söz edilmektedir. insanların yalnızca birer araç ve önemsiz varlıklar olarak görüldüğü bir durum söz konusu. bu sebeple diğer insanların ne düşündüğü ve onlara verilen zararın hiçbir önemi yoktur. bu antisosyal kişilik bozukluğu üzerine çalışmalar bugün hala sürse de sebepleri tam anlamıyla bilinmiyor ve biyolojik ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği sanılıyor. mayo kliniği'nin web sitesine göre: ''çocukluktaki ev, okul ve sosyal çevredeki birtakım faktörler de bu rahatsızlığa katkı yapabiliyor.'' çevrenizde bu hastalığa sahip kişilerin var olduğunu söylemek yersiz olmaz, çünkü özellikle günümüzde toplumda statü anlamında belirli yeri olan kişiler kendi antisosyal kişilik bozukluğunu dahi farkında değiller. belirtileri ise gözle görülemeyecek kadar gizli. kimse elbette sabah uyandığında kendini bir sosyopat olarak bulmuyor, sosyal ve psikolojik bir süreç söz konusu. genelde piskolojik rahatsızlıklara sahip bireyler çevrelerinin ısrarı ve isteği ile terapiye başlamakta ve köşeden dönmekte. ancak aksi durumlar da söz konusu. hepimiz birer sosyopat adayı olabiliriz.
bu konuda dr. martha stout'un yazdığı ve pegasus yayınları tarafından basılmış olan yanı başınızdaki sosyopat kitabını önerebilirim.
psikopati kavramıyla olan ilişkisi, sosyopatinin psikopatiyle ilgili bir bozukluk olmasından ileri gelmektedir. kısacası ilişkili fakat aynı şey değil. sosyopat insanların temel özelliği empati yoksunluğuna sahip olmaları. elbette bu, her empati yoksunu insanı sosyopat yapmamakta. diğer bir yüzünde antisosyalliğin temelinde bulunan narsizmden söz edilmektedir. insanların yalnızca birer araç ve önemsiz varlıklar olarak görüldüğü bir durum söz konusu. bu sebeple diğer insanların ne düşündüğü ve onlara verilen zararın hiçbir önemi yoktur. bu antisosyal kişilik bozukluğu üzerine çalışmalar bugün hala sürse de sebepleri tam anlamıyla bilinmiyor ve biyolojik ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği sanılıyor. mayo kliniği'nin web sitesine göre: ''çocukluktaki ev, okul ve sosyal çevredeki birtakım faktörler de bu rahatsızlığa katkı yapabiliyor.'' çevrenizde bu hastalığa sahip kişilerin var olduğunu söylemek yersiz olmaz, çünkü özellikle günümüzde toplumda statü anlamında belirli yeri olan kişiler kendi antisosyal kişilik bozukluğunu dahi farkında değiller. belirtileri ise gözle görülemeyecek kadar gizli. kimse elbette sabah uyandığında kendini bir sosyopat olarak bulmuyor, sosyal ve psikolojik bir süreç söz konusu. genelde piskolojik rahatsızlıklara sahip bireyler çevrelerinin ısrarı ve isteği ile terapiye başlamakta ve köşeden dönmekte. ancak aksi durumlar da söz konusu. hepimiz birer sosyopat adayı olabiliriz.
bu konuda dr. martha stout'un yazdığı ve pegasus yayınları tarafından basılmış olan yanı başınızdaki sosyopat kitabını önerebilirim.
devamını gör...
tebessüm ettiren sözlük nickleri
devamını gör...
biraz soluklan yiğidim
ilk kez karşılaşıp, şaşırdım bi tür engeldir. yakın gelecekteki hayaliniz başlığındaydım ve yazarlara bi çeşit hatırlatıcı alarm misali “ard arda şuursuzca” beğenilerde bulundum. yazdıklarına baksınlar ve gerçekleştiyse sevinsinler, gerçekleşmediyse o yönde adımlar atmaya devam etsinler isterim. acaba kaçı aylar önce içini döküp, hayalini gerçekleştirebildi? merak ediyorum. hepsini okudum geneli pandemi bitse de arkadaşlarla görüşebilsek diyor. hayallerimiz ufaldı evde kalmaktan. *
devamını gör...
oliver twist
büyük ingiliz romancısı dickens'ın eseridir. oliver twist yoksullar evinde doğar. annesi doğum sırasında hayatını kaybeder. canavarlarla çevrilmiştir âdeta küçük oliver'in etrafı. çocukların bakımından sorumlu yaşlı mrs. mann, kilise yazmanı mr. bumble ve diğer kurul üyeleri oldukça kötü tipler. sonradan tencere yuvarlanıp kapağını bulacak ve çiftlik sahibesi yaşlı mrs. mann kilise yazmanı mr. bumble ile evlenecek. oliver birazcık daha lapa istediği için dayak yiyor ve hücreye kapatılıyor. adı alfabe sırasına göre verilmiş bir çocuk olarak bu cüreti cezalandırılıyor. bir süre sonra oliver'in "adam olmayacağına" karar verip onu bir yerlere çırak olarak göndermek istiyorlar. önce bir baca temizleyici geliyor ama oliver ucuz kurtuluyor. daha sonra oliver'i bir cenaze levazımatçısının yanına veriyorlar. cenazeci aslında eski yerdekilere göre oliver'a iyi davranıyor. ama bir başka çocuk daha var orada oliver'dan yaşça büyük. noah claypole. oliver'in annesiyle ilgili ileri geri konuşuyor sürekli ve oliver bir gün patlıyor bu çocuğa. pataklıyor bunu. sonra kaçıyor. bir hırsız çetesinin eline düşüyor. başlarında yahudi fagin var. diğerlerini çalıştırıyor bu adam. bir gün iki tanesi oliver'ı yanlarına alarak işe çıkıyorlar. oliver saf ve masum bir çocuk neyin içinde olduğunu bile başta fark edemiyor. sonra bir şeyler yolunda gitmiyor kitap çalarken galiba ve kabak oliver'ın başına patlıyor. oliver kaçıyor daha sonra hırsızlardan. kitap olayındaki adam oliver'ın daha sonra hayatını değiştirecek insanlardan biri. yanına alıyor onu. bir güzel ilgileniyor. bir gün oliver'ı bir yere gönderiyor. oliver dışarıdayken hırsızlar bunu tesadüfen görüp kaçırıyorlar. tabii çok uzun bir roman oliver twist, sonradan oliver için her şey yoluna girecek. mutlu mesut bir son olacak. bu mutlu yaşama kadar her türlü talihsizlik ve felalet geliyor oliver'ın başına. aslında yüklü bir mirasın vârisi olduğu filan ortaya çıkacak. annesinin "yasak aşk" yaşadığı adamın diğer oğlu buna musallat olacak. dickens'ın iki şehrin hikâyesi, david copperfield ve büyük umutlar'ını da okumuştum. oliver twist'i okurken sıkıldım diyemem ama müthiş keyif aldığımı da söylemem. özellikle iki şehrin hikâyesi benim açımdan çıtayı çok ama çok yüksek bir yere koyduğu içindir belki de.
devamını gör...
