takıntısı olan aramasın
bir sahibinden.com ilanı klişesidir. genellikle satılan şeyin bal gibi de kusurlu olduğu ancak "beni böyle sev, seveceksen..." şeklinde yaklaşılması isteğidir.
+abi kaportada boya tonu farklı sanki.
-abicim boya takıntısı olan aramasın, kapat!
+abi kaportada boya tonu farklı sanki.
-abicim boya takıntısı olan aramasın, kapat!
devamını gör...
uzun entry şovenizmi
bazı yazarların yaptığı bir şovdur. hatta belki ben bile yapmışımdır bilmiyorum.
ama bir tanım gerçekten bilgi veriyorsa ve uzunsa bu normaldir. insan bazı meramlarını kısa anlatamıyor.
madalya sistemiyle gelen bir şov durumu varsa uzun sürmeyecektir. çünkü ortaya konulan sistem saçma olmuş. modlar tanım okumaktan intiharın eşiğine gelebilirler o yüzden pek mümkün olmayacak diye düşünüyorum.
kısa sürede bir düzenleme veya değişim olacaktır.
o kadar tanımı kim okuyacak nasıl okuyacak.
müracaat sistemi ise saçmalık.
bu benim tanımım bak bakalım sınavı geçiyor mu madalya hak ediyor mu muhabbeti garip.
ayrıca bazı tanımlar kısa olunca çok güzel oluyor.
metinde kelimeler ne kadar kısaysa o kadar süratli bir okuma deneyimi sunuyor.
akışkan ve hızlı.
ama bir tanım gerçekten bilgi veriyorsa ve uzunsa bu normaldir. insan bazı meramlarını kısa anlatamıyor.
madalya sistemiyle gelen bir şov durumu varsa uzun sürmeyecektir. çünkü ortaya konulan sistem saçma olmuş. modlar tanım okumaktan intiharın eşiğine gelebilirler o yüzden pek mümkün olmayacak diye düşünüyorum.
kısa sürede bir düzenleme veya değişim olacaktır.
o kadar tanımı kim okuyacak nasıl okuyacak.
müracaat sistemi ise saçmalık.
bu benim tanımım bak bakalım sınavı geçiyor mu madalya hak ediyor mu muhabbeti garip.
ayrıca bazı tanımlar kısa olunca çok güzel oluyor.
metinde kelimeler ne kadar kısaysa o kadar süratli bir okuma deneyimi sunuyor.
akışkan ve hızlı.
devamını gör...
tarihte bugün
19 ağustos 1905- fransız akademik ressam william-adolphe bouguereau'nun (1825-1905) ölüm yıl dönümü.
a dream of spring (1901) kaynak:wikimedia
a dream of spring (1901) kaynak:wikimedia
devamını gör...
türkiye'nin zengin ülke olması
türkiye fakir değil aksine gayet zengin bir ülke ama tüm zenginliği belirli bir kesime peşkeş çekilmiş.
devamını gör...
hazır başlık karışımı
mükemmel bir karışım. hatta power puff girl'lerin de bu karışımdan oluştuğu söyleniyor.
devamını gör...
hi my i run
buradan yoldaş'a ve yönetim'e sesleniyorum. kendisinin bir dediğini iki etmeyin, onu görünce ceketinizi ilikleyin. tüm çaylaklar onun emrinde, arkası sağlam.
kafasını bozarsanız emrindeki çaylak ordusuyla beraber sözlüğe darbe falan yapar aman dikkat!
kafasını bozarsanız emrindeki çaylak ordusuyla beraber sözlüğe darbe falan yapar aman dikkat!
devamını gör...
ilk başta sevilmeyip zamanla alışılan şeyler
deniz soğuk olduğunda sevmiyorum ama girince alışıyorum...
devamını gör...
dikiş kutusu
geleneksel olarak iğnelerin tutulduğu, süsleme nesnesi haline gelen kutulardır. dikiş iğneleri, bir dikiş yüksüğü, makas ve cımbız gibi diğer öğelerle beraber muhafaza edildikleri kutudur.
devamını gör...
çocukluk
hatırlamadığım ya da bastırdığım dönemdir benim için.
devamını gör...
hafızada yer kaplayan gereksiz bilgiler
yarasalar, mağaradan çıktıkları zaman daima sola dönerler. şimdi bu bilgiyi napıyorsanız yapın.
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
bir kadin ile bir erkek bir ortamda yalniz kaldiginda; sayet ki taraflardan birisinin uykusu gelip gozleri yari baygin bakiyorsa, digerine duydugu cinsel cekim agir basiyor anlamina geliyormus. (bkz: beden dili)
devamını gör...
pasif agresiflik
pasif agresiflik, zımni öfke duyma halidir. kendine güveni olmayan, kişiliksiz insanların başvurduğu yöntemdir.
iki arada bir derede, beyaz desen değil, siyah desen değil. birine öfke duymak ama öyle ayan beyan da değil. kaynağını araştırmak gereken öfke türüdür.
şahsi fikrimi sorarsanız, böyle ezilip büzülmeye gerek yok. edilecek kelam varsa tam yerinde, tam zamanında alenen edilmelidir. sonra çok pişman olursunuz, geceleri uyuyamazsınız "vay keşke şöyle diyeydim." dersiniz.
kıps. *
iki arada bir derede, beyaz desen değil, siyah desen değil. birine öfke duymak ama öyle ayan beyan da değil. kaynağını araştırmak gereken öfke türüdür.
şahsi fikrimi sorarsanız, böyle ezilip büzülmeye gerek yok. edilecek kelam varsa tam yerinde, tam zamanında alenen edilmelidir. sonra çok pişman olursunuz, geceleri uyuyamazsınız "vay keşke şöyle diyeydim." dersiniz.
kıps. *
devamını gör...
1 mayıs işçi ve emekçi bayramı
her yıl 1 mayıs'ta aklıma jack london'ın şu sözleri gelir;
"ben işçi sınıfı içinde doğdum. coşku, hırs ve ülkü denen şeyleri çok genç yaşlarda keşfettim. bu tutkuları dindirebilmek çocukluk yaşamımın en temel sorunu oldu.
gemilerde tayfalık, limanlarda hamallık yaptım; konserve fabrikalarında, daha başka fabrikalarda ve çamaşırhanelerde çalıştım; ot biçtim, halı temizledim, cam siliciliği yaptım. ama hiçbir zaman emeğimin tam karşılığını alamadım. bundan böyle ölesiye çalışmayacağım. eğer bir daha ölesiye çalışırsam, gerekenden bir damla fazlasını yaparsam: allah belamı versin!"
emeğin günü!
yaşasın 1 mayıs!
"ben işçi sınıfı içinde doğdum. coşku, hırs ve ülkü denen şeyleri çok genç yaşlarda keşfettim. bu tutkuları dindirebilmek çocukluk yaşamımın en temel sorunu oldu.
gemilerde tayfalık, limanlarda hamallık yaptım; konserve fabrikalarında, daha başka fabrikalarda ve çamaşırhanelerde çalıştım; ot biçtim, halı temizledim, cam siliciliği yaptım. ama hiçbir zaman emeğimin tam karşılığını alamadım. bundan böyle ölesiye çalışmayacağım. eğer bir daha ölesiye çalışırsam, gerekenden bir damla fazlasını yaparsam: allah belamı versin!"
emeğin günü!
yaşasın 1 mayıs!
devamını gör...
yazarların en sevdiği 90’lar pop şarkısı
maalesef- mansur ark
devamını gör...
mafya sözlük olsa alınabilecek nick
tatar ramazan.
devamını gör...
babanın ölmesi
evinizin çatısının uçtuğunu düşünün.
devamını gör...
rimbaud
anayasa ödevim olduğunu söylediğimde bana ne dememiş, kaynak yardımında bulunmuş ve günümü kurtarmış yazar. * üstelik aynı üniversitede okuyormuşuz kendisiyle. entelektüel birikimi takdire şayandır. kalemi keskin karması bol olsun.
devamını gör...
clementine
hayret, korkunçlu demiş hatırlayan yazarlar, hiç korktuğumu hatırlamıyorum. fakat derinden etkilediği konusunda hemfikirim. dönemin çizgi filmlerine kıyasla, farklı bir dokusu vardı. gerek kullanılan hafif soluk renklerin, gerek müziğin, gerekse birbirinden ilginç karakterlerin güldürmek için ya da aman çocuklar hoş vakit geçirsin amaçlı yapılmadığı aşikar fakat beni korkudan ziyade kocaman ve bambaşka dünyaların gizemiyle tanıştırıyordu.
aradan yıllar yıllar geçmesine rağmen o çizgi filmi neden hala bu kadar sevdiğim, hatta neden severek hatırladığım tek çizgi filmin o olduğu konusu ise benim için hala gizemlidir.
aradan yıllar yıllar geçmesine rağmen o çizgi filmi neden hala bu kadar sevdiğim, hatta neden severek hatırladığım tek çizgi filmin o olduğu konusu ise benim için hala gizemlidir.
devamını gör...

