arınma gecesi
orta kalite gerilim filmi. serinin ilk filmi tahmin edilebilir bir senaryoya sahip olsa bile kötü bir film sayılmaz ama devam filmlerinde gerilimden ziyade vahşet dolu sahnelerle izleyiciyi çekmeye çalıştıkları için kalite yerlere düşmüş durumda. (bkz: the purge)
--! spoiler !--
serinin devam filmlerinde, aslında ilk olarak bu uygulamayı insanların küçük bir bölgede deney amaçlı para karşılığında yaptığını görüyoruz. daha sonra bir gelenek halini almaya başlıyor ama ilginç olan suç oranlarının oldukça düşmesi. gerçekten uygulansa günlük hayatta suç oranları bu kadar düşer mi diye düşündürtmüyor değil. ayrıca görece zengin olan insanların bunu nasıl eğlenceye dönüştürdüğünü görünce pek şaşırmıyorsunuz hatta koca senaryoda bence en olası şey bu durumdu.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
serinin devam filmlerinde, aslında ilk olarak bu uygulamayı insanların küçük bir bölgede deney amaçlı para karşılığında yaptığını görüyoruz. daha sonra bir gelenek halini almaya başlıyor ama ilginç olan suç oranlarının oldukça düşmesi. gerçekten uygulansa günlük hayatta suç oranları bu kadar düşer mi diye düşündürtmüyor değil. ayrıca görece zengin olan insanların bunu nasıl eğlenceye dönüştürdüğünü görünce pek şaşırmıyorsunuz hatta koca senaryoda bence en olası şey bu durumdu.
--! spoiler !--
devamını gör...
kendine bir soru sor
elindeki dosyayı teslim etmene 6 saatten az süre kalmışken nasıl bu kadar rahat olup halen boş işlerle uğraşabiliyorsun? *
devamını gör...
astral seyahat
bi aralar denemeye çalıştığım ama korktuğum için yapamadığım başka boyuta geçme olayı..
devamını gör...
!=
programlama dillerinde, eşit değildir anlamına gelen ifade.
devamını gör...
meslek hayatınızda karşılaştığınız çarpıcı olaylar
hepimiz farklı meslekler icra ediyoruz, farklı mesailer yapıyoruz, farklı hayatlar yaşıyoruz. bunca çeşitliliğin arasında hepimiz farklı olaylara şahit oluyoruz. bu olaylar kimi zaman sadece anlık bir duygu değişimine sebep olurken kimi zaman aylarca rüyalarımıza giriyor, kimi zaman da hayatımızın yönünü tamamen değiştiriyor.
bu başlığın çıkış noktası munchausen sendromu başlığında yaptığım tanıma ilaveten anlatmak istediğim, bizzat yaşadığım ve kendimce çarpıcı bulduğum birkaç olayı anlatmak istememdi. sonradan düşündüm de, neden diğer portakalseverler de kendi yaşadıkları çarpıcı meslek hikayelerini anlatmasınlar? umarım bu başlık, henüz meslek seçimi yapmamış/mesleği eline almamış genç portakalseverler için de nelerle karşılaşabileceklerini önceden görebildikleri hikayeleri barındırır.
ilk hikaye:
munchausen sendromu ile ilgili tek bilgim yıllar evvel dersin birinde bir hocamın kısaca bahsettiği kadardı. ve ben ilk gerçek munchausen vakasını gördüğümde bunun öyle üstünkörü anlatılıp geçilecek bir şey olmadığını farketmiştim.
20'li yaşların sonlarında bir adam gelmişti acil servise, kucağında yarı baygın karısı ile. ben henüz toy bir öğrenciyim, koşuşturmaca içinde duyuyorum bütün olanları. adam eve geldiğinde kadını defalarca kusmuş ve yarı baygın halde bulmuş, hemen kucaklayıp arabayla acile getirmiş.
acilde koşuşturmaca başladı, kadının zehirlendiğine kanaat getirildi, midesi yıkandı vs.
hocanın odasında birkaç asistan doktor, hemşire ve ben vardım, kadın hastanın tedavisi bitirilmiş henüz taburcu edilmemişti. hoca ile asistanların konuşmalarına kulak kabarttım:
asistan doktor 1: hocam bu kadını daha önce de bu şekilde acile getirdi adam. acaba kadına bir şey yapıyor olmasın bilerek?
hoca: hasta kayıt dökümüne baktınız mı?
asistan doktor 2: baktım hocam, son 3 ay içinde 4 defa giriş yapılmış.
hoca: şikayetler hep aynı mı?
asistan doktor 1: aynı sayılır, çok benzer: neredeyse hepsinde kusmuş ve yarı baygın getirilmiş.
asistan doktor 2: polise haber verelim mi hocam?
hoca: kadınla ve kocasıyla ayrı ayrı konuşayım bi, sonra bakarız.
aradan zaman geçti, arada ne oldu ne bitti takip edemedim, zira o aralar acile hasta yağıyordu adeta. fakat sonradan öğrendim tüm hikayeyi: kadın, kocası onunla yeteri kadar ilgilenemediği için (adamın işleri çok yoğunmuş o sıralar ve şehir dışına gidip geliyormuş sürekli) ilgisini çekmek istemiş, ilk başlarda hasta numarası yapmış fakat kocasından yeteri kadar ilgiyi görememiş yine. ardından ilaçlar içmeye başlamış, bu da yetmeyince temizleyici kimyasallar içmeye başlamış. bu son gelişinde de kadının 1-1buçuk litre çamaşır suyu içtiğini farketmişler, sırf kocasının ilgisini çekebilmek için..
ilk karşılaştığım munchausen sendromu bu olsa da maalesef zaman içinde çok daha kötülerini gördüm. belki onları da başka zaman eklerim buraya.
bu başlığın çıkış noktası munchausen sendromu başlığında yaptığım tanıma ilaveten anlatmak istediğim, bizzat yaşadığım ve kendimce çarpıcı bulduğum birkaç olayı anlatmak istememdi. sonradan düşündüm de, neden diğer portakalseverler de kendi yaşadıkları çarpıcı meslek hikayelerini anlatmasınlar? umarım bu başlık, henüz meslek seçimi yapmamış/mesleği eline almamış genç portakalseverler için de nelerle karşılaşabileceklerini önceden görebildikleri hikayeleri barındırır.
ilk hikaye:
munchausen sendromu ile ilgili tek bilgim yıllar evvel dersin birinde bir hocamın kısaca bahsettiği kadardı. ve ben ilk gerçek munchausen vakasını gördüğümde bunun öyle üstünkörü anlatılıp geçilecek bir şey olmadığını farketmiştim.
20'li yaşların sonlarında bir adam gelmişti acil servise, kucağında yarı baygın karısı ile. ben henüz toy bir öğrenciyim, koşuşturmaca içinde duyuyorum bütün olanları. adam eve geldiğinde kadını defalarca kusmuş ve yarı baygın halde bulmuş, hemen kucaklayıp arabayla acile getirmiş.
acilde koşuşturmaca başladı, kadının zehirlendiğine kanaat getirildi, midesi yıkandı vs.
hocanın odasında birkaç asistan doktor, hemşire ve ben vardım, kadın hastanın tedavisi bitirilmiş henüz taburcu edilmemişti. hoca ile asistanların konuşmalarına kulak kabarttım:
asistan doktor 1: hocam bu kadını daha önce de bu şekilde acile getirdi adam. acaba kadına bir şey yapıyor olmasın bilerek?
hoca: hasta kayıt dökümüne baktınız mı?
asistan doktor 2: baktım hocam, son 3 ay içinde 4 defa giriş yapılmış.
hoca: şikayetler hep aynı mı?
asistan doktor 1: aynı sayılır, çok benzer: neredeyse hepsinde kusmuş ve yarı baygın getirilmiş.
asistan doktor 2: polise haber verelim mi hocam?
hoca: kadınla ve kocasıyla ayrı ayrı konuşayım bi, sonra bakarız.
aradan zaman geçti, arada ne oldu ne bitti takip edemedim, zira o aralar acile hasta yağıyordu adeta. fakat sonradan öğrendim tüm hikayeyi: kadın, kocası onunla yeteri kadar ilgilenemediği için (adamın işleri çok yoğunmuş o sıralar ve şehir dışına gidip geliyormuş sürekli) ilgisini çekmek istemiş, ilk başlarda hasta numarası yapmış fakat kocasından yeteri kadar ilgiyi görememiş yine. ardından ilaçlar içmeye başlamış, bu da yetmeyince temizleyici kimyasallar içmeye başlamış. bu son gelişinde de kadının 1-1buçuk litre çamaşır suyu içtiğini farketmişler, sırf kocasının ilgisini çekebilmek için..
ilk karşılaştığım munchausen sendromu bu olsa da maalesef zaman içinde çok daha kötülerini gördüm. belki onları da başka zaman eklerim buraya.
devamını gör...
temperleme
temperleme, alaşımın sertliğini azaltarak daha fazla tokluk elde etmek için çelik veya dökme demir gibi demir alaşımlarına uygulanan bir ısıl işlem tekniğidir. temperleme genellikle, metalin en sert durumuna getirmek için hızlı bir şekilde soğutulması olan söndürme işleminden sonra gerçekleştirilir. çelik sertleştiğinde aşırı derecede kırılgan ve sert hale gelebilir. bununla birlikte, sertleştirilmediğinde, çelik amaçlanan uygulama için gereken mukavemete veya aşınma direncine sahip olmayabilir. temperleme ayrıca sertleştirilmiş bir çeliğin işlenebilirliğini ve şekillendirilebilirliğini arttırır ve iç gerilimler nedeniyle çeliğin çatlaması veya kırılma riskini azaltabilir.
devamını gör...
gerçek hayatta hiç hulusi kentmen gibi zenginler olmaması
biz büyüdük.. ve .. kirlendi dünya..
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
ekşi'deydim geldi davet
pîr çıktı deryadan afet
ziyaret-ikâmet-ziyafet
kafalı çocuklar kafa'da
afili bebelerse bi-fayda
aydın ayar ayda ayda
muhallebi çocuğu
kimi entelli bamya
kimi entel maganda
kül bırakır ya mangalda
en terbiyeliler kafa'da
gel ikamet et âgūşumda
keldir otur cancağızım
turunculu kafa'da.
âşık şahsım fevkî âlâ
pîr çıktı deryadan afet
ziyaret-ikâmet-ziyafet
kafalı çocuklar kafa'da
afili bebelerse bi-fayda
aydın ayar ayda ayda
muhallebi çocuğu
kimi entelli bamya
kimi entel maganda
kül bırakır ya mangalda
en terbiyeliler kafa'da
gel ikamet et âgūşumda
keldir otur cancağızım
turunculu kafa'da.
âşık şahsım fevkî âlâ
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
itiraf başlıkları en sevdiğim başlıklar tam bir ağlama duvarı.
devamını gör...
film önerileri
monty python and the holy grail. kara mizah ve hicivin sanırım en güzel tezahürlerinden.
devamını gör...
sahip olunan aracı markasını söylemeden anlatmak
taban power.
devamını gör...
normal sözlük’ün otuzluk koca çınarları
"30 luk koca çınar" kendi içinde oksimoron bir cümledir. 30, çınar ağacı için çok genç bir yaştır.
devamını gör...
cin çıkarma bahanesiyle sevişmeye giden kadınlar
(bkz: tabii lan manyak mısın)
devamını gör...
ağzındakikanısilipişteşimdikızandövüşçü
yeni yaşına çok şükür ki girmemiş olan yazar. yeter bu kadar yaş diye isyan ederken görülmüş en son. fakat yeni yaş dileği olarak bol avro dilendiği için, ay olabilir mi öyle bir şey? lütfen olsun çünkü. ameno diyip, doğum günüymüş gibi, davranmayı inceden düşünen yazar.
devamını gör...
günün sözü
kalbin paramparça kırılmak ya da taş gibi katılaşmak zorunda kaldığı bu dünyayı terk ediyorum.
tanım: günün sözünü paylaştığımız başlık.
tanım: günün sözünü paylaştığımız başlık.
devamını gör...
zeynep casalini
türk-italyan ses sanatçısı. kendisi 50 yaşında olmasına rağmen benim gibi bir çok yağız delikanlının dikkatini çekiyor ama biz onu şarkıları için sevdik.
duvar
duvar
devamını gör...



