tek nefeste okuyabilene kitap hediye edeceğim kelimedir.

şaka şaka ama olabilir de tabi.

iç ses : ne de olsa kanıtlayamazlar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

#1247949 güneş'in karalama defterindeki bu yazısı'nın öncülüğünde bende bir şeyler karalamak istedim. çok içten ve güzel anlatıma nasıl karşılık verilir bilmem ama kendimi bir anda fobi başlığına attım.
fobiler insan hayatını nasıl etkiler?
fobiler hayati bir durum gibi görünmez çoğu zaman. her şey normalmiş gibi. değiştiremeyeceğeni bildiğin çaresizliğin sanki. üzerine git, değiş her şey senin elinde derler ama alışkanlık hâline gelen bu duygu senin bir parçan olmuştur. korku'nu kabullendin. o sana ait. peki o zaman ara ara düşüp takılacağın bir taş'a sahipsin. en keyifli olduğun an da bile bir hayalet gibi peşini bırakmaz. en önemli zararı sosyal çevrenizedir. bu kısıtlamanız sizi öldürmez ama hayattan zevk alma duygunuzu öldürür.
küçük yaşlardan itibaren bilinçaltımıza birçok şey öteleniyor. bazıları çok gizli gün yüzüne bile çıkmamış korkular. bir çok korkumuzu adlandıramıyoruz bu yüzden. fobi'nin genetik ile aktarılan kısmı da varmış ama oraya hiç değinmeyeyim.

bir gün o engelleri aşarız umarım. işte o zaman yeni doğmuş bir çocuk gibi olacak o insan hiç şüphesiz.

hayatımızın gizemleri, sırları bizim zihnimizde.o kutsal kapı'nın anahtarını bulmalı. ve tekrar yeniden doğmalı.
devamını gör...

boşanmanın kötü bir şeymiş gibi gösterilip kadın cinayetlerinin normalleştirilmesinden dolayı kim bilir daha kaç tane hüsna'nin canı yanacak.
allah rahmet eylesin.
devamını gör...

çocukluğumdaki hatçe'nin ibram.

mahallede en az 4 tane ibrahim vardı. biri sümüklü, biri uzun ve biri de kız ibraam.

dördüncü de hatçe'nin ibram.

hatçe'nin ibram her türlü böceği yerdi. bir keresinde bir ağustos böceğini kurabiye gibi yemişti ve bu olay mahallede yıllarca konuşulmuştu.

hatçe'nin ibram'ın tek zayıf noktası, kendi el bileğini ısıran biriydi. kendi el bileğini ısıran birini görünce ağzından köpükler çıkarak bayılır, bazen altını ıslatırdı.

hatçe'nin ibram'dan en son 2000 yılında haber aldım. askere van'a gitmiş. garip bir çocuktu...
devamını gör...

anoreksijenik ya da anoreksan, iştah kapatan bir ilaç sınıfı.

aksi için (bkz: oreksijenik)

jakstat mahlaslı yazarın ukdesidir.
devamını gör...

richard curtis ve hugh grant ayrılmaz ikilisini hayatımıza kazandıran, 1994 yapımı, içinden gerçekten de 4 düğün ve 1 cenaze geçen, kült bir ingiliz romantik komedisi.
kimi eleştirmenlerce sinema tarihinin yapı taşlarından biri olduğu söylenen* film, çeşitli yaş aralıklarından bir grup ingiliz arkadaşın -ve özellikle içlerinden biri olan iflah olmaz romantik bir adamın- hayatından bir kesiti, farklı dönemlerde hep birlikte katıldıkları bu 5 önemli sosyal hadise üzerinden anlatır. biz fonda eğlenir gülerken charles ve diğerleri bir düğünden başka bir düğüne, düğünden cenazeye koşturup gerçek aşkı, romantizmi, yaşamı, birlikteliği, anı paylaşmayı hem arayıp hem de sorgulamaya devam ederler.

dünya sinema tarihine tüm zamanların en iyi gişe yapan ingiliz filmi olarak geçen yapımın yönetmen koltuğundaysa mike newell var. bütçesi hatrı sayılır düzeyde düşük olan filmin çekimleriyse sadece 35 gün sürmüş.
ilk izlediğimde -ki ne zamandı gerçekten hatırlamıyorum, ama çocuktum diyelim-, ve sonraki her izlediğimde de -ki sayısını hatırlamıyorum ama iki basamaklı sayılardan bahsettiğimiz aşikar- kamera arkasında sanki kazara bir araya gelmiş, eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamayan bir arkadaş grubu varmışcasına samimi bir diyalog içinde hissetmiştim kendimi. ingiliz kültürü ve hugh grant seviciliğimin bu hissiyat üstünde etkisi büyük olsa da filmin, uyuya kaldıkları için 13 kez f*ck diyen karakterlerle açılıyor olması da önemli bir yere sahip bu hayranlığımda. her izlediğimde yeniden kahkaha atarak giriyorum filme.
hugh grant'i o zamana kadar yine richard curtis'le birlikte çalıştığı notting hill ve love actually'de izlemiş sevmişliğim de vardı. her nedense ikilinin en kült ve ilk filmi -ve bence en iyisi- olan four weddings and a funeral hayatıma girmekte gecikmiş.

pek çokları hugh grant'in sonraki filmlerinde de hep aynı adamı oynadığını söyler.* fakat "o adam"a olan sevgim bu konuda objektif davranmamı ve hugh grant'a kötü oyuncu dememi engelliyor okur ne yalan söyliyeyim. notting hill'in yönetmeni roger michell'de verdiği bir röportajında bu tuhaf sinematografik ilişkiden bahsederken "richard'ın yazdıklarını en iyi oynayan hugh, hugh'u da en iyi yazan richard" diye bahsetmiş. adam haklı! göz var izan var.
devamını gör...

acayip üzücü bir olay.
devamını gör...

öncesinde saatin karşılıklı kararlaştırılması gerekir,aksi halde uygunguz buluyorum,ben heran görüntülü arama yapan olabilir diye kendi evimde diken üstünde mi oturacam?gran tuvalet mi bekliycem?yok öyle birşey,istemiyorum arkadaşim ben, ben dizi çıkmış pijamamla evimde rahatça oturmak istiyom.
devamını gör...

selam verip 3 defa yanaştım, çekindi, öteye kaydı, artık 4'ncüde sevişebildik. çok ürkek, aşırı mahzun bakışlı bir köpet. görüşürüz efem diyerek ayrıldım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

mutluluğu bir şeye endekslemek.
devamını gör...

herkesten ve her şeyden uzaklaşmak. müzik dinlemek veya çerezlik komedi filmi izlemek.
devamını gör...

yani bu durumda kız nasıl düşebilir ki?
yanına gidip
'merhaba ne güzel kitap okuyorsun'
bu şekilde kız düşmez, neyse düşürmeye çalışan arkadaşlar varsa en azından bu sayede kitap okuyorsunuz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sezen aksu-ne ağlarsın.
devamını gör...

twitter.com/azizsancarprof/...

bu kadar haklı olması canımı yaktı...

edit: başlığı böyle açmadım!!! her yazan buna değinmiş. yazan isterse 13 yaşında klavye ergeni olsun o kadar haklı bir cümle ki bunu söyleyenin bir önemi yok.
devamını gör...

"komşunu sev ama aradaki duvarı kaldırma" george helbert
(bkz: mesafe mesafe mesafe)
devamını gör...

gece gece kahkaha attım izlerken. canı sıkılmış bir tur atıp gelecekmiş, patronda amma pimpirik adammış hemen peşine düşmüş garibimin.

“ben saksı değilim.” sözünü kendine motto edinmiş cips reyonu.
devamını gör...

boyunsuz ve şaşı zekeriya beyaz gibi çıktığım fotoğraflardır. normalde boynum olduğu ve sadece şehla olduğum halde ne zaman biri fotoğrafımı çekmek istese müthiş şekilde gerilirim ve zekeriya beyaz'a dönerim. sahiden fotoğraflarımız arasında olan tek fark bıyık ve saç ile ilgili.

çile dolu bir hayat yaşıyorum. çok zor.
devamını gör...

mesela yoldaşa aniden nude atıp kafa iznine çıkmak? bakın bu da denenebilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim