kendini kandırma sözleri
"battı balık yan gider."
devamını gör...
tek cümleyle hayatı tanımla
doğdum, yaşadım ve öleceğim.
devamını gör...
nerelisin diyen tip
uzun yol otobüsünde yan koltukta oturan ultra meraklı teyze/amca sorusu.
devamını gör...
niğde
üniversitesi olmasaydı adı çok da duyulacak bir şehir değil. patatesi bol olduğu için yapılan yemekler patates seven bir insanı bile soğutacak kadar patatesten. ilçesi olan bor ''geçti bor'un pazarı sür eşeği niğde'ye'' deyimine konum olduğundan niğde'den daha çok bilinir.
devamını gör...
yazarların favori iç giyim markaları
seher yıldızı.
devamını gör...
kültivasyon
bir şeyi inşa etme, besleme, oluşmasına katkıda bulunma, yetiştirme, etkileme gibi anlamlara gelen, george gerbner tarafından, medyanın toplumsal görüşleri nasıl biçimlendirdiğini anlatmak için kullandığı terimdir.
devamını gör...
iç çamaşırını kağıda sarıp satan mağaza personeli
evet arkadaşlar bugün 16:00, 17:00 saatleri arasında çok garip bir olay yaşadım ve bunu anlatmayı nasıl unuttum bilmiyorum çünkü gerçekten sinirliydim. kısaca bahsetmek gerekirse bugün girdiğim bir mağazada(aslında mağaza bile değil dükkanımsı bir yer) tatlı tatlı kendime bir şeyler alırken iç çamaşırı kısmına girdim. almayı düşündüklerim sol elimde duruyor sağ elimle diğer ürünlere bakıyorum. mağaza personelinin yanımdan pek uzaklaşmadığını gördüm sıkıntı etmedim ne olduğunu kestiremediğim bir eşyaya bakarken yanıma gelip ne olduğunu söyledi. ha anlayamamıştım dedim teşekkür ettim gülüştük felan derken kız elimdeki çamaşırı gösterip onu paketlemem lazım dedi. kızın yüzüne avel avel bakarken yaptığı açıklama ise şu " kasaya erkek baktığı için biz uyarı alıyoruz iç çamaşırını kağıda sarmam lazım" dedi. ne alaka dedim bu sefer kız " hanımefendi iç çamaşırımızı erkeklere göstermiyoruz değilmi?" dediğinde kriz geçirecekmiş gibi hissettim. aynı ses tonuyla iyide hanımefendi ben vücudumu göstermiyorum satışta olan ürünlerinizden birini alıyorum dedim. bizim mezhebimize ters dedi aldı elimden kağıda sarıp geri getirdi ama sanırsınız el altından uyuşturucu alıyorum.yanıma geldiğinde son lafımı söyleyip güzel bir laf soktuktan sonra kız bozuldu arka tarafa işine geri döndü. ha diyorum nida o kadarla kalmasaydın senin mezhebini s*k*yim deyip öylece geçirseydin kasadan diye. hatırladım yine sinir oldum yine sinir oldum. neyse güya kısaca anlatacaktım zaten. ben s*z*n kafanızı seveyim.
devamını gör...
konuşurken sürekli dokunan insanlar
bence de rahatsız edici olan bir durumdur. gerek yoktur.
devamını gör...
firgun
firgun, başka birinin başına gelen güzel bir şeyden dolayı duyulan mutluluk hissidir.
kimine göre dünyadaki en zor şeylerden biridir bir başkasının başarısına sevinmek.
ibranice bir terim olan firgun bencil olmayan haz, gurur ve neşe anlamına da gelmektedir.
israil başta olmak üzere bazı ülkelerde 17 temmuz günü "international firgun day" olarak kutlanır.
firgun duyduğun kişi hiç tanışmadığın biri de olabilir...bir sporcu, şarkıcı, sanatçı ya da kafa sözlük’te hiç mesajlaşmadığın bir yazar... başarılı bir çalışmasını görürsün, helal olsun dersin.
yabancı bir kişi bile olsa onun başına iyi bir şey geldiği zaman duyduğumuz empatik bir sevinç olarak da tanımlayabiliriz firgun terimini.
tango yapan bir çifti izleyenlerin hissettiği güzel duygular onların gözlerine yansır.
başkalarının başarısından gerçekten gurur duymak ve onları takdir etmek büyük bir erdemdir.
bir çift güzel söz söylemek zor bir şey değil ki.
mezuniyet sevincini rektörüyle kutlayıp, videosunu paylaşan şu genci izleyip; yüzünde gülümseme oluşanlar çok farklı bir firgun yaşarlar. *
“umutla yaşayan, müzik olmadan da dans eder” - george herber.
kimine göre dünyadaki en zor şeylerden biridir bir başkasının başarısına sevinmek.
ibranice bir terim olan firgun bencil olmayan haz, gurur ve neşe anlamına da gelmektedir.
israil başta olmak üzere bazı ülkelerde 17 temmuz günü "international firgun day" olarak kutlanır.
firgun duyduğun kişi hiç tanışmadığın biri de olabilir...bir sporcu, şarkıcı, sanatçı ya da kafa sözlük’te hiç mesajlaşmadığın bir yazar... başarılı bir çalışmasını görürsün, helal olsun dersin.
yabancı bir kişi bile olsa onun başına iyi bir şey geldiği zaman duyduğumuz empatik bir sevinç olarak da tanımlayabiliriz firgun terimini.
tango yapan bir çifti izleyenlerin hissettiği güzel duygular onların gözlerine yansır.
başkalarının başarısından gerçekten gurur duymak ve onları takdir etmek büyük bir erdemdir.
bir çift güzel söz söylemek zor bir şey değil ki.
mezuniyet sevincini rektörüyle kutlayıp, videosunu paylaşan şu genci izleyip; yüzünde gülümseme oluşanlar çok farklı bir firgun yaşarlar. *
“umutla yaşayan, müzik olmadan da dans eder” - george herber.
devamını gör...
anguish
ingilizce'de keder, ızdırap anlamına gelen kelime.
ayrıca august friedrich schenck isimli ressamın 1878 civarında yaptığı tablosunun adı.

eser kendisini zaten anlatıyor. ölmüş yavrusunun başında, onu kapmak isteyen kargalara karşı yavrusunu korumaya çalışan koyunun ızdırabını hissedebiliyor, ağzından çıkan dumandan ve kargaların havalanmasından attığı çığlığı duyabiliyoruz. ama kargalar bekliyor. koyunun yas tutması umurlarında değil. onlar için yemek vakti.
resimdeki donuk ve kasvetli tonlama, ölmüş kuzunun ağzından akmış ve karı kırmızıya boyamış kan, koyunun ağzından çıkan duman resmin önemli detayları. hayvanların da bu derin ve acı hissi yaşayabileceklerini gösteren çok ilginç bir sahneyi ressam başarıyla çizmiş. etkileyici bir tablo.
1878'de paris salon'unda sergilenen eser, ressamın en ünlü çalışması. melbourne national gallery of victoria'da sergileniyor.
kaynak
ayrıca august friedrich schenck isimli ressamın 1878 civarında yaptığı tablosunun adı.

eser kendisini zaten anlatıyor. ölmüş yavrusunun başında, onu kapmak isteyen kargalara karşı yavrusunu korumaya çalışan koyunun ızdırabını hissedebiliyor, ağzından çıkan dumandan ve kargaların havalanmasından attığı çığlığı duyabiliyoruz. ama kargalar bekliyor. koyunun yas tutması umurlarında değil. onlar için yemek vakti.
resimdeki donuk ve kasvetli tonlama, ölmüş kuzunun ağzından akmış ve karı kırmızıya boyamış kan, koyunun ağzından çıkan duman resmin önemli detayları. hayvanların da bu derin ve acı hissi yaşayabileceklerini gösteren çok ilginç bir sahneyi ressam başarıyla çizmiş. etkileyici bir tablo.
1878'de paris salon'unda sergilenen eser, ressamın en ünlü çalışması. melbourne national gallery of victoria'da sergileniyor.
kaynak
devamını gör...
çocukları can kulağıyla dinlemek
onlara gerektiği kadar geri bildirimde bulunmak, hayallerini öykülerini kesmemek, anlattıkları şeylerin, daha da önemlisi, onların bir şeyler anlatmasının zevkine varmak, gelecekte onların kelime dağarcığı yüksek, kendini ve başkalarını savunabilir, kendini doğru ifade edebilir bireyler olmasına neden olur.
çocukların konuşması, onların ileride doğru ve yapıcı iletişim kurabilir yetişkinler olmasının ilk adımıdır.
çocukların konuşması, onların ileride doğru ve yapıcı iletişim kurabilir yetişkinler olmasının ilk adımıdır.
devamını gör...
agnostik
agnostiklerin bilinmezci tavrı kafa karışıklığından falan değil, hakikaten kesin bir kanıt sunulamayacağını düşünmelerinden ileri gelmektedir. ve bence bu konuda çoğu kişi de hemfikirdir. tabii ki tanrının varlığının bir kalemle basit bir şekilde kanıtlanacağını çözecek kadar zeki değillerse! kaldı ki ben dini görüşlerin kişiden kişiye değişiklik göstereceğini düşünüyorum. örneğin 2 ateist, farklı fikirlerde oldukları konuları sabaha kadar tartışabilir. inanç ve şüphe kişinin bireysel deneyimleriyle ve kendi iç muhakemesindeki çözümlemeleriyle şekil alır. öyle birkaç -izm'le açıklanacak kadar sınırlı bir konu değildir. dünyada 3 tip insan yoktur. bu da bir problem sorusu olmadığı için tek bir cevabı yoktur.
devamını gör...
edisyon
bası, baskı anlamındadır.
devamını gör...
gözlük kullananların korkulu rüyası
yatakta telefonla oynarken uyuyakaldığımda gözlüğün kırılarak gözüme girmesi.. neyse ki sakin yatıyorum..
devamını gör...
umursamak
bir şeye aldırış etmek, bir şeyi önemsemek.
günlük hayatta daha çok olumsuz şeyler için kullanılır.
örn "kanka umursama şunun dediklerini ya, sıkıntılı çocuk işte."
örn. "öğrencimiz derslerini umursamıyor, sayın velim."
olumlu durumlar için daha çok önemsemek kullanılır.
günlük hayatta daha çok olumsuz şeyler için kullanılır.
örn "kanka umursama şunun dediklerini ya, sıkıntılı çocuk işte."
örn. "öğrencimiz derslerini umursamıyor, sayın velim."
olumlu durumlar için daha çok önemsemek kullanılır.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
ertelediğin herşey bir gün dağ gibi üstüne yığılacak. nefes alamaz hale geleceksin. erteleme hastalığından kurtulman gerek .
devamını gör...
leyla gencer
leyla gencer -avrupa'da bilinen ismiyle la diva turca- türk opera sanatçısı ve yirminci yüzyılın en önemli sopranolarından birisidir. hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde hayranlık uyandırmış sanatçılardandır.opera repertuvarı 23 bestecinin 72 yapıtını kapsamıştır.
ilk defa 1953 yılında, türkiye ile italya arasında imzalanan kültür anlaşması çerçevesinde bir radyo konseri vermek için roma'ya gitti. bu konserin başarısı üzerine napoli yaz festivali'nde sahnelenen cavalleria rusticana operası'nda başrol üstlenmek fırsatını elde etti. bir sonraki sezon napoli'nin ünlü san carlo operası'nda eugenio onegin ve madam butterfly operalarında başrol oynama teklifi aldı. leyla gencer'in uluslararası platformdaki opera serüveni böylece başladı, madam butterfly operasındaki başarısı ile napolillerin sevgisini kazandı. bu başarı bir sonraki sezon san carlo operası'nda sahnelenen la traviatadaki violetta rolü ile sürmüştü. sanatçı "la traviata"'yı palermo, trieste, ankara, torino, varşova, poznan, lodzi krakov'da, viyana devlet operası'nda herbert von karajan yönetiminde, san francisco ve philadelphia'da, moskova ve leningrad'da seslendirdi. 1956'da san francisco operasında san francesca da rimini operasında son anda oynayamayacağını bildiren ünlü soprano renata tebaldi'nin yerine başrolü seslendirdi. eserin san francisco ve los angeles temsillerinden sonra san francisco operası ile kontrat imzaladı.
leyla gencer, 1988 yılında "devlet sanatçısı" unvanıyla onurlandırıldı. 2004 yılında darphane ve damga matbaası genel müdürlüğü tarafından 1000 yılın türkleri özel koleksiyonunda adına 15.000.000 tl değerinde gümüş hatıra para basıldı. 10 mayıs 2008'de milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak hayatını kaybetti. leyla gencer’in cenazesi 12 mayıs günü milano’da la scala operası’nın santa babila kilisesi‘nde düzenlenen kalabalık bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakıldı. leyla gencer’in külleri daha sonra istanbul’a getirildi. kendi vasiyeti gereği küller, 16 mayıs günü dolmabahçe sarayı ile dolmabahçe camii arasındaki yapılan bir törenden sonra dolmabahçe açıklarında boğaz sularına döküldü.
leyla gencer
kaynak: daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz
ayrıca buradan müthiş sesini dinleyebilirsiniz.
ilk defa 1953 yılında, türkiye ile italya arasında imzalanan kültür anlaşması çerçevesinde bir radyo konseri vermek için roma'ya gitti. bu konserin başarısı üzerine napoli yaz festivali'nde sahnelenen cavalleria rusticana operası'nda başrol üstlenmek fırsatını elde etti. bir sonraki sezon napoli'nin ünlü san carlo operası'nda eugenio onegin ve madam butterfly operalarında başrol oynama teklifi aldı. leyla gencer'in uluslararası platformdaki opera serüveni böylece başladı, madam butterfly operasındaki başarısı ile napolillerin sevgisini kazandı. bu başarı bir sonraki sezon san carlo operası'nda sahnelenen la traviatadaki violetta rolü ile sürmüştü. sanatçı "la traviata"'yı palermo, trieste, ankara, torino, varşova, poznan, lodzi krakov'da, viyana devlet operası'nda herbert von karajan yönetiminde, san francisco ve philadelphia'da, moskova ve leningrad'da seslendirdi. 1956'da san francisco operasında san francesca da rimini operasında son anda oynayamayacağını bildiren ünlü soprano renata tebaldi'nin yerine başrolü seslendirdi. eserin san francisco ve los angeles temsillerinden sonra san francisco operası ile kontrat imzaladı.
leyla gencer, 1988 yılında "devlet sanatçısı" unvanıyla onurlandırıldı. 2004 yılında darphane ve damga matbaası genel müdürlüğü tarafından 1000 yılın türkleri özel koleksiyonunda adına 15.000.000 tl değerinde gümüş hatıra para basıldı. 10 mayıs 2008'de milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak hayatını kaybetti. leyla gencer’in cenazesi 12 mayıs günü milano’da la scala operası’nın santa babila kilisesi‘nde düzenlenen kalabalık bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakıldı. leyla gencer’in külleri daha sonra istanbul’a getirildi. kendi vasiyeti gereği küller, 16 mayıs günü dolmabahçe sarayı ile dolmabahçe camii arasındaki yapılan bir törenden sonra dolmabahçe açıklarında boğaz sularına döküldü.
leyla gencer
kaynak: daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz
ayrıca buradan müthiş sesini dinleyebilirsiniz.
devamını gör...
11 kere üst üste fake hesap açan yazar
11 kere gönderilen bir yazar için yapılan karalama kampanyası gibi duran başlık.
espri maskesi altına saklanarak duyulan rahatsızlık, nahoş bir tespit ve basiretsiz birkaç sataşmaya dönüşerek ifşalanmış yazar kişisi.
bu demek oluyor ki sözlük dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, ve dalalet ve hatta ifşa halinde bulunabilirler.
tüm bu ifşa ve aşağılama hali içinde dahi vazifen, sözlük yönetimini yüceltmek ve onlara katılmaktır. sözlük yazarı olmanın yegane temeli budur.
espri maskesi altına saklanarak duyulan rahatsızlık, nahoş bir tespit ve basiretsiz birkaç sataşmaya dönüşerek ifşalanmış yazar kişisi.
bu demek oluyor ki sözlük dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, ve dalalet ve hatta ifşa halinde bulunabilirler.
tüm bu ifşa ve aşağılama hali içinde dahi vazifen, sözlük yönetimini yüceltmek ve onlara katılmaktır. sözlük yazarı olmanın yegane temeli budur.
devamını gör...

