affınıza mağruren bu akşam yine biraz şeyim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hiç almayacağım biz özellik. yeşil mahlas 7500 olsun yine veririm. ama gizli gezinme almam. kimden neyi saklayacağım ki allasen?
devamını gör...

tükür ulan babanın suratına!!

önce kendisini tebrik ettiğim erkektir. biraz geç kalmıştır ama adım atmış olması da bir şeydir. bu adımı ile başta eşinin, sonra kız çocuğunun ve ileride doğacak olan çocuklarının hayatlarını kurtarmıştır. böyle bir babanın erkek evladı da kendisi gibi yetişecekti muhtemelen. bu aktarılmış düşünceleriyle aramızda dolaşıyor olacaktı. sayıları azalmış oldu sayesinde. umarım bu genetik yapı azalarak tükenecektir. ha kız çocuğunu da örümcek beyniyle yetiştireceği için, kızı da on sekiz yaşına geldiğinde belki de babası gibi biriyle kaçacak, sonra biz onu esra erolun programında izliyor olacaktık. bizi bunlardan kurtardığı için teşekkür ediyorum. en güzeli de şu; eşi yetersizlik ve değersizlik duygularından arınmış olacak. belki de gerçek sevgiyi öğrenecek ve kendi kızına da bunları öğretebilecek ileride. yani güzel şeylerin başlangıcı olabilir bu hareketi. ben çghb diyorum!
devamını gör...

eurovision videosunu izleyip bu kadına sevgi doluyorum.
devamını gör...

boşuna lastik yakmaktır.
devamını gör...

tam olarak şu şekilde dinleyeceğim radyo yayını;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

süt ısıtayım bari *
devamını gör...

sürekli olarak yaptığım eylem. neden? derdim ise koşulsuz şartsız, o anki durumunuz bilinmeden yargılanmak. o mükemmel insanı bulduğumda - bir gün- içimde çözemediğim ne varsa sabaha kadar anlatıcam.
devamını gör...

halkımızın çoğunun muzdarip olduğu hastalık.
devamını gör...

ingilizce ismi yes man olan hayatında hiç bir şeyin güzel olmadığı, depresif durumdaki bir karakterin katıldığı bir seminerde her şeye evet demesiyle başlayan harika bir kendine geri dönüş hikayesi.
jim carrey sempatikliği ve oyunculuğu sizi filmin içindeymişsiniz izlemi veriyor.
kişisel gelişim kitaplarında ve birçok yerde bilinen bazı durumlarda hayır demeyi bilmek gerekir anlayışının tam tersi ancak zaten ana karakter daha sonradan anlıyor her şeye evet demenin olmasını istediği şeyler için olduğunu.

ara ara izlenebilecek, kanımca yay burcu insanlarını bir tık daha heyecanlandırabilecek film.
eğer hayatınızda hareket istiyorsanız, başlamak için ilk adım bu olabilir.
o zaman izliyor muyuz? evet (you have to say yes.)*
devamını gör...

türk seri katil. başka ülkelerin seri katillerinin yüzüne bakamazsınız, seri katilliği gerçekten yüzüne vurmuştur. ama bizimki öyle mi muhabbet kuşu gibi.
görsel
devamını gör...

bence değiliz. ama zorunda olup olmadığımızı anlamak için bile başarmak gerekiyor...
önemli olan'' neyi'' başardığındır. yoksa herkes bir şeyleri başarıyor.
devamını gör...

michelangelo 6 mart 1475 yılında italya, toskana'daki arezzo yakınlarında; günümüzde caprese michelangelo olarak anılan bir köyde doğmuştu. bölgenin idari amirlerinden olan babasının buradaki görevi bitince ailecek floransa'ya dönmüşlerdi. maddi sorunlar yaşadıkları için küçük michelangelo'yu settignano'da yaşayan bir taş ustasının yanına gönderdiler. burada taş ocaklarını sık sık ziyaret eden michelangelo orada çalışanları izliyor, taşlarla oynuyordu. yazacağı sonelerde de değineceği gibi, çocukluk anıları taşlar ve mermerler ile ilgiliydi.

evet, resimleri ve heykelleri ile ünlü olsa da michelangelo, soneler ve şiirler de icra etmişti. kişisel özellikleri itibari ile michelangelo yalnız ve içine kapanık, kendini toplumdan dışlamış bir adamdı. ev içi alışkanlıklarının sefilce olduğunu yazmıştır biyografi yazarı giovio. bir öğrencisine de söylediği üzere ne kadar parası olursa olsun bir fakir gibi yaşardı, sanki yemeklerini zorunluluktan yerdi ve kıyafetleri, çizmeleri ile uyurdu. bunların yanında içinde romantik bir kişilik de barındırıyordu. 300'den fazla sone ve müzik kompozisyonu yazdığı söylenmektedir.

şiirleri hakkında cinsel yönelimine yönelik bazı tartışmalar ve sorular hala devam etmektedir. mesela sanatçı 57 yaşındayken, o zamanlar genç olan tommaso dei cavalieri isimli bir adamla tanışmıştı. ondan çok etkilenmişti. onun fiziksel görüntüsünden, ruhundan ve zihninden etkilenmiştir. ondan yüzyılın ışığı şeklinde bahsetmiş, ve aşkını yaklaşık 30 şiirini cavalieri'ye adayarak bizlere aktarmıştır. tarihçiler bu aşkın platonik olduğunu mu yoksa homoerotik alt metinler içerdiğini mi tartıştılar. fakat zamanla, onun aşkında bir özne olmadığı fikri kabul görmeye başladı.

buna benzer bir diğer aşk arkadaşı da vittoria colonna'idi. kendisi bir asilzade ve şair olan colonna sanatçı tarafından çok sevilmişti. karşılıklı olarak birbirlerine şiirler yazdılar ve mektuplaştılar. michelangelo bu tür duygu yüğklü şiirleri dışında da eserler üretti. farklı sanatçılara, asillere, eserlerine, sanata ve tanrıya... hayatı ile ilgili pek çok konuda şiirler yazmış, kendini ifade etmiştir michelangelo. kendi sanatına nasıl baktığı, sanatı ile tanrı arasında nasıl bir bağ kurduğu şiirlerinde görülür. şiirinde tanrının kendisine karşı acımasız olduğunu da söyler. hem kadınlara hem de erkeklere duyduğu tutkulu hisler de şiirleri ile bize ulaşır.

kısacası şiir, michelangelo için sadece bir uğraş değil bir sanattır. ve bunda da, resim ve heykel sanatındaki yeteneği gibi, ortalama üstüne çıkmıştı. yazdığı şiirler de sanatçı kişiliğinin başarısını bizlere kanıtlamaktaydı. güzellik, yaratılış ve tanrı aşkı. michelangelo'nun elinde, aynı mermer ya da boya gibi; mürekkep de şaheserlere dönüşüyordu.

kaynakça ve daha fazlası: youth-time.eu, michelangelo-gallery.com - bazı şiirleri, arthum.college.columbia.edu - şiirleri hakkında bir makale, wikipedia - michelangelo, wikipedia - tommaso dei cavalieri, .cbc.ca, artrenewal.org, allpoetry.com, publicdomainreview.org - şiirleri, sanatın büyük ustaları - michelangelo, hayalperest yayınevi
devamını gör...

şahsen aşırı imrendiğim olay. hayatın her alanında bir şeyler tüketmekle meşgulüz. üstelik bunun bir doyum noktası da yok. tükettikçe hırçınlaşıyor, hırçınlaştıkça da daha çok tüketiyoruz.
devamını gör...

söz ve müziği büyük usta halk ozanı aşık mahzuni şerif'e ait mükemmel eser.
bu sabah torunu sevgili yiğit mahzuni'nin yorumladığı cover versiyonuyla günaydın o zaman
devamını gör...

piyanist isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

sözlükte 'bir şeyin göğe doğru olan yanı, yukarısı.' anlamına gelen sözcüktür.

aynı zamanda askeriyede de kullanılan bir sözcüktür. derece yönünden üst anlamına gelir.

örnek olarak yarbay, binbaşının; binbaşı da yüzbaşının üstüdür.
devamını gör...

karyotakism fenomenine ismini vermiş olan yunan şair kostas karyotakis'in 1921 yılında yayımladığı ikinci şiir koleksiyonu. koleksiyon ismini homeros'un odysseia'sında unutmayı sağlayarak acıyı geçirdiği söylenen ilaçtan alır. aslında eserin karyotakis'in ilk şiir koleksiyonu olan the pain of men and things ile epey zıt bir bütünlük oluşturuduğunu söyleyenebilir. ilk koleksiyonda şiirler daha çok ikili bir diyalog şeklinde ilerlerken aradan geçen iki yıl nepenthe'de görülen şiirleri daha umutsuz monologlar haline getiriyor ve daha sonraki eserlerinde belirginleşen sarkastik tutumununun yavaş yavaş temellerinin atıldığı gözleniyor. özellikle sleep şiirindeki belirgin charles baudelaire izleri koleksiyonun geneline yayılmış olandan çok daha fazla. şiirler lirikal olarak ne kadar başarılı ise karyotakis o kadar umutsuz bir tutum benimsiyor. savaş karşıtı mihaliyos şiiri ve intihar ettiği prezeve'ye yazdığı şiir lirikal olarak en başarılı şiirleri olarak adledilse bile bu koleksiyonda yer bulan şiirler daha üst düzeydir çünkü sessiz lirizm ile romantik retorik arasında, mersiyeli çeviklik ve hiciv keskinliği arasında bir yerde gidip gelir ve karyotakis'in belirsiz ve dengesiz dünyası içinde okuyucuyu içeri hapsetmeyi ve aynı anda özgür de bırakabilmeyi de amaçlar.


imaginary suicides

they turn the key in the door, take out
their old, well-hidden letters,
read them quietly, then drag
their feet a final time.

their life has been a tragedy, they say.
god! people's frightful laughter,
and the tears, the sweat, nostalgia
of the skies, the landscape's solitude.

they stand there by the window, gazing at
the trees, the children, all of nature,
at the marble-workers hammering away,
the sun that wants to set forever.

ıt's over. here's the note --
appropriately short, profound, and simple,
full of indifference and forgiveness
for whoever's going to weep and read it.

they look in the mirror, look at the time,
ask if it's madness maybe, a mistake.
"ıt's over now" they murmur;
deep down, of course, they're going to put it off.
devamını gör...

gerçek bir müslüman çocuğuna islamı kendisi öğretir, tc'nin memurlarına, tarikatçı cemaatlere göndermez. aile çocuğu eğitir ve çocuk büyüyünce ister müslüman olur ister olmaz, o artık onun sorunu.
devamını gör...

içinde yaşadığım topluma dair naçizane gözlemimdir.

bu millette inanılmaz bir mustafa kemal atatürk sevgisi vardır, ayrıca muhafazakar olarak adlandırabileceğimiz güruh da osmanlı tarihini, özellikle fatih sultan mehmet dönemini öve öve bitiremez. fakat bunların çok azı açıp "bu dönemlerde ne olup ne bitmiş?" "neler hangi şartlarda nasıl yaşanmış?" diye araştırırlar.

bu yüzden ortamlarda sık sık politikaya bulanmış kirli tarih sohbetleri duyarız, bu yüzden koşarak kaçmak isteriz, "bilmiyorsanız konuşmayın arkadaş!" diye isyan edesimiz gelir.

ayrıca; çok önemli bir husus daha var ki, o da bu sorunun yalnızca türkiye halkında olmamasıdır. elin amerikalısına ortadoğu'yu sorun gösteremiyor. kendimizi eleştirelim fakat haksızlığa da lüzum yok, bu problem birçok ülkede var. fakat onlarda bilmediği konuda konuşma cesareti bu kadar çok mudur onu bilmiyorum.
devamını gör...

yakın tarihli rezalet…
üzerinden sanırım kırk sekiz saat geçmedi.
siyasete ve gündeme gereksiz hakimiyetim münasebetiylen, türk televizyonlarında özellikle son yıllarda yaşanan kalitesiz moderatör-sunucu-yorumcu olan herkese fazlası ile hakimim.
komik video izleyerek eğlenmeyi, özellikle akşam saatlerinde yayınlanan siyaset programları ile karşılıyorum, hamdolsun.
geçen gece eğlenmeye çıktık, yıldız tilbe dinleyerek eğlenmeye, bakınız bu zaten rezalet…*
neyse çok gitmek istemesem de sürüklenerek götürüldüm. rakı içip efkarlanmamam gerektiğini kendi kendime tembih ettim. erkenden gittik, muhabbet, sohbet, gülmece ve tabi gün batımında içilen rakı ile zaten kafam kaydı. sağolsun assolist de 11.30 a kadar çıkmadı. çıktığında kördüm…
instaşok bir adet arkadaşım, fotoğraf çektirme olayına girdi. sürekli arkadaşımı çekiyorum, elim kayıyor odaklayamıyorum. en sonunda arkadaşım “ben seni çekeceğim” dedi, çekti ve net fotoğraf nasıl çekilir dersi veriyor, “arkadaşım bak müzükkkk dinliyoruz, eğleneceğiz” diyorum dinlemiyor., zoom yaptı, bir de ne göreyim….arka masamda buket aydın oturuyor. kör olduğumdan bahsetmiştim…
sırtımı döndüm, tam kalkıp gideceğim arkadaşlarım “dansöz, bu gece siyaset yok, gitme eğleniyoruz” diyerek tutuyorlar. özellikle özlem zengin yayınını sormak istiyordum ama yerimden kalkamıyorum.
buket aydına dair hatırladığım şeyler bu kadar.
sabah kahvemi içerken telefonuma bakıyordum, bir de ne göreyim; bir video ve buket aydın ı çekmişim, kadın bunu fark etmiş, kamerama bakarak “şeninde yüreğin yansın başka ellerde mum gibi, çaresizlik ayrılmasın kapıdan köle gibi” demiş.
videoyu 10 kere izledim ve sildim. o kocaman gözlerini belertip bana bakarak şarkı söylemesi ürkütücüydü. ve ayrıca dünyanın en büyük rezilliği.
çok utandım, kendisini zerre sevmem ama kendisine 17 saniyelik rahatsızlık vermişim. ve böyle bir şeye asla hakkım yok. eğer arkadaşlarım izin verseydi, saygı çerçevesinde sorular sorup bir kaç tavsiye verecektim kendisine, ama video çekerek resmen saygısızlık yapmışım. rezillik ve rezalet, aşırı utanıyorum.
muhtemelen “ bir salak beni çekti ve telefonu bana tutarak çekti” diyordur, buradaki salak ben oluyorum yani dansözkiller…*
ve sanırım benim onun hayranı olduğumu düşünüyor*, insan neden topluma mal olmuş birini çeker? elbette sevdiği için çeker.
peki ben kendisini sevmememe rağmen neden çektim ve hatta paparazzi olmamama rağmen neden? cevabı sanırım mevlana’da.
ne diyordu mevlana “alkol bütün kötülüklerin anasıdır”….
bu söz altındağ belediyesine giderken solda kalan binanın duvarında yazıyordu. nerede yazdığını belirtme istediği duydum, mevlana bunu söylemiş midir bilemem fakat bence yanlış bir düşünce…
alkol bütün kötülüklerin anası olamaz, alkolün cinsiyetsiz olduğunu düşünenlerdenim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim