boşa geçmiş bir ömür, yaşanmış bir çok travma, acı. bitmeyen yalnızlık ve olmayan bir gelecek.
kısacası kaybedecek bir şeyin kalmaması.
devamını gör...

yüreğinde hissedersen mesafe yoktur

richard bach
devamını gör...

müptelası olduğumuz bu harika içeceğin, tarih sahnesine çıkışı 850 yılında oluyor. aslında her şeyi bir keçi sürüsüne ve çobana borçluyuz. bir kahve tiryakisi olarak, yazıma başlamadan önce burdan sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. bach'ın "coffee cantata" eserini de şuraya bıraktıktan sonra başlayalım.


her şey, kaldı adındaki çobanın güttüğü keçilerin bir meyveyi yedikten sonra canlanmaları ile başlıyor. bunu gören çoban meyveyi kendisi de deniyor. kahve sevgisinin bu kadar büyüyeceğini o zaman fark etmiş midir acaba?

daha sonraki durağımız keşişler oluyor. bu gizemli meyveyi onlar da deniyor. tadı çok acı geldiği için hepsini ateşe atıyorlar. daha sonra öyle güzel bir koku yayılır ki keşişler mest olur. keşişler daha sonra bu kavrulmuş meyvelerden bir içecek hazırlamışlar. keşişler kahveyi içtikten sonra bütün gece ayık kalmışlar. daha sonra bu sihirli içecek, kısa sürede yayılmış dört bir yana. 1000 yıllarında yemen'de üretilmeye başlanmış bile.

kahvenin istanbul'a gelişi kanuni sultan süleyman döneminde gerçekleşmiş. sınırları yemen'e kadar uzayan osmanlı, yemen valisi özdemir paşa sayesinde kahve ile tanışmıştır. bu tanışıklık gittikçe ilerlemiş ve artık sarayda kırk kişilik kadrolu kahveci ustaları çalışmaya başlamış.

efendim kahvenin ünü sarayın dışına da taşmış tabii ki. 1550 yılında ilk kahvehane açılmış istanbul'da. daha sonraki her mahallede bir kahvehane olmuş. insanlar burda oturur, muhabbet eder, tartışır, iş konuşur, ticaret yapar bir yandan da kahvesini yudumlarmış.

kahve tutkunu italyanlar da kahve ile osmanlı sayesinde tanışmıştır. venedikli tacirler 1615 yılında ilk kahve tohumlarını venedik'e götürerek bu harika içeceği bir kıtaya daha taşımışlardır. 1683 viyana kuşatması sırasında osmanlı'nın kahve tohumlarını cephede bırakması ile avrupa'ya da kahvehaneler açılmaya başlamıştır. polonyalı bir girişimci bu çuvallar dolusu kahveler ile ilk kahvehaneyi açmış.

istanbul'da olduğu gibi avrupa'da da çok sevilmiş kahvehaneler. voltaire, balzac, beethoven ve mozart da bu kahvehanelerin müdavimlerinden. balzac'ın kahve tutkusunu bilmeyen yoktur zaten. günlük 50 fincan kahve içtiği söylenir.

tabii ki o zaman kahve üretimi arabistan, afrika topraklarında. avrupa'ya da yayılması ile orda da kahve bitkisi yetiştirilmeye çalışılmış. 17. yüzyılın sonlarına doğru seralarda üretilen bitkiler, çeşitli yerlere gönderilmiş. bir tanesi de paris'te xıv. louis'e hediye edilmiş. bu hediye milyonlarca kahve bitkisinin atası olmuş.

şüphesiz kahve bizim kültürümüzde bambaşka bir noktaya yerleşmiştir. telvesi ile içilen tek kahve türü olan türk kahvesi de bu kültürün çok önemli bir parçası aynı zamanda insanlığa bir hediyemiz. sabahların mutluluk sebebi kahvaltı bile kahvenin altına yenilen yemekten alır ismini. bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır sözü de belki de sevgimizi gösteren en büyük kanıttır.
devamını gör...

abraham maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini duymuşsanız, bu arkadaş o piramidin tepesinde bulunur. kişinin potansiyelini ve kapasitesini keşfetmesi, yaşama geçirmesi olarak tanımlanır. ancak fizyolojik ihtiyaçlarınız sizi fazlasıyla meşgul ederken, kendinizi güvende hissetmediğinizde böylesi bir ihtiyacı fark etmeniz çok olası değildir.

bazen "cahil insanların ortak özellikleri" gibi başlıklar görmek beni biraz rahatsız ediyor. durumun normatif yönünü ihmal ettiğimizi zannediyorum. aslında bu kadar komik örnekler vermeye gerek yok belki ama daha iyi anlaşılmak istiyorum. bu nedenle tahayyül edilmesi kolay olandan başlamak isterim. hayata herkes aynı koşullarda başlamıyor. birileri savaşın içine doğuyor ve dolayısıyla ihtiyaç duyduğu şey kendini gerçekleştirmek değil hayatta kalmak olabiliyor. bunu akla sığdırmak daha kolay çünkü bize uzak bir durum hakkında düşünürken yargılarımızdan da uzaklaşırız. ama orta halli bir ailenin üyesiysek, devlet okullarında okumuşsak bir şeyleri kendi çabamızla (daha çok test çözerek, saatlerce ders çalışarak) elde ettiğimize inanmak daha kolay olabiliyor ve insanlara "yeterince çabalarsan her şeyi yapabilirsin" hayalini satabiliyoruz. şu anda türkiye'de pek çok insanın umutsuzluk yaşamasının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. artık "çabalarsam değişir" hayallerinin tükenmekte olduğu yerlerdeyiz. tükensin de zaten. böylece insan yeni yollar arayabilir belki.

neyse efendim. kendini gerçekleştirme de böyle bir kavram. başka kuramcılar da buna benzer ifadeler kullanmışlar ancak maslow fizyolojik, güvenlik, ait olma ve sevgi, saygı gibi ihtiyaçlar karşılanmadan fark edilmesinin güç olduğunu ifade etmiş.
devamını gör...

karganın daha büyüğü, daha şekil olanı.

bu hayvanın görünüşü aşırı havalıdır en başından. bununla beraber kuzey mitolojisinde de kendisine yer bulmuştur. odin'in iki tane kuzgunu vardır.

huginn ve muninn. bu iki kuzgun oradan buradan bilgi toplayıp odin beye iletir.

bununla beraber poe'nun bir şiirinin da adıdır kuzgun.

buna ithafen, altered carbon adlı dizide, poe isimli yapay zekanın yönettiği otelin ismi, kuzgundur.

çok güzel kuşlardır vesselam. severim.
devamını gör...

xvii. yüzyıldan kalma ingiliz halk şarkısı. rönesans boyunca ki özellikle xiv, xv, xviii. yüzyılın popüler temalarından biri olan ölüm ve bilinmeyen kadın arasında geçen bir diyalog şeklinde yazılan balad döneminin ahlaki değerlerini - kalvinizm oldukça baskındır- bir öğreti olarak sunma çabası içinde yazılmış ve daha sonra sıkça the fashionable lady, a new year's ode gibi çeşitli operalarda da kendine yer bulmuştur. fransız yazar charles baudelaire'ın la mort des pauvres şiirinde de kendine yer bulan 'hangi sınıftan olduğunun bir önemi yok, ölüm karşısında zengin ve fakir eşittir.' düşüncesinin bir ürünüdür bu balad. incilde yer alan oldukça katı ve kısmen korkutmaya yönelik alıntılar ile açılan balad, devamında ölümün bilinmeyen kadına zenginliğinin ve rahat düşkünlüğünün geçiciliğini hatırlatması ile geçer ve kadının dönemine göre günahkar olarak adlandırılan yaşantısının hristiyan öğretileri ile sürdürülemeyecek kadar geç kalınmış olduğunu aktarır. dönemin düşünce yapısını kavramak için birebir olduğunu söylemekle birlikte james hogg'un the private memoirs and confessions of a justified sinner'ı ile üst üste okunması dahilinde ufuk açıcı etkisi yüksektir.

death
'fair lady, throw those costly robes aside,
no longer may you glory in your pride;
take leave of all your carnal vain delight,
ı'm come to summon you away this night.'

lady
'what bold attempt is this? pray let me know
from whence you come, and whither ı must go.
shall ı, who am a lady, stoop or bow
to such a pale-faced visage? who art thou?'

d. 'do you not know me? ı will tell you then:
ı am he that conquers all the sons of men,
no pitch of honour from my dart is free,
my name is death! have you not heard of me?'

l. 'yes; ı have heard of thee, time after time;
but, being in the glory of my prime,
ı did not think you would have come so soon;
why must my morning sun go down at noon?'

d. 'talk not of noon! you may as well be mute;
there is no time at all for vain dispute,
your riches, gold, and garments,jewels bright,
your house, and land, must on new owners light.'

l. 'my heart is cold; it trembles at such news!
here's bags of gold, if you will me excuse
and seize on those; and finish thou their strife,
who wretched are, and weary of their life.

are there not many bound in prison strong
ın bitter grief? and souls that languish long,
who could but find the grave a place of rest
from all their grief; by which they are opprest.

besides there's many with a hoary head
and palsied joints; from whom all joy is fled
release thou them whose sorrows are so great,
and spare my life until a later date!'

d. 'though thy vain heart to riches is inclined
yet thou must die and leave them all behind.
ı come to none before their warrant's sealed,
and, when it is, they must submit, and yield.

though some by age be full of grief and pain,
till their appointed time they must remain;
ı take no bribe, believe me,this is true.
prepare yourself to go; ı'm come for you.'

l. 'but if, oh! if you could for me obtain
a freedom, and a longer life to reign,
fain would ı stay, if thou my life wouldst spare.
ı have a daughter, beautiful and fair,
ı wish to see her wed, whom ı adore;
grant me but this, and ı will ask no more?'

d. 'this is a slender frivolous excuse!
ı have you fast! ı will not let you loose!
leave her to providence, for you must go
along with me, whether you will or no!

ıf death commands the king to leave his crown
he at my feet must lay his sceptre down;
then, if to kings ı do not favour give
but cut them off, can you expect to live
beyond the limits of your time and space?
no! ı must send you to another place.'

l. 'ye learned doctors, now exert your skill,
and let not death on me obtain his will!
prepare your cordials, let me comfort find,
my gold shall fly like chaff before the wind!'

d. 'forbear to call! that skill will never do;
they are but mortals here as well as you.
ı give the fatal wound, my dart is sure,
and far beyond the doctors' skill to cure.

flow freely you can let your riches fly
to purchase life, rather than yield and die!
but,while you flourished here with all your store,
you would not give one penny to the poor.

though in god's name they sue to you did make
you would not spare one penny for his sake.
my lord beheld wherein you did amiss,
and calls you hence, to give account of this!'

l. 'oh! heavy news! must ı no longer stay?
how shall ı stand at the great judgement day?'
down from her eyes the crystal tears did flow,
she says, 'none knows what ı now undergo!

upon my bed of sorrow here ı lie!
my selfish life makes me afraid to die!
my sins are great, and manifold,and foul;
lord jesus christ have mercy on my soul!

alas! ı do deserve a righteous frown!
yet pardon, lord, and pour a blessing down!'
then with a dying sigh her heart did break,
and did the pleasures of this world forsake.

thus may we see the mighty rise and fall,
for cruel death shews no respect at all
to those of either high or low degree.
the great submit to death as well as we.

though they are gay, their life is but a span,
a lump of clay, so vile a creature's man!
then happy they whom god hath made his care,
and die in god, and ever happy are!

the grave's the market place where all must meet
both rich and poor, as well as small and great;
ıf life were merchandise, that gold could buy,
the rich would live -- only the poor would die.
devamını gör...

her konuda olduğu gibi iyiside, kötüsüde vardır. bazen en iyi dediğin akraba mal, mülk, tarla, bahçe için kafanı kırabilir.
devamını gör...

homofobik olduğunun farkında olmayan insanların doluştuğu başlıktır efenim. eşcinsellerin amacı onu bunu gözünüze sokmak değil. sadece haklarımızın çiğnendiği bu toplumda, silinmemek görünür olmaya çalışıyoruz. yazar burda görünürlüğü için bu başlığı açmış belli ki.

"ben saygı duyuyorum" ile başlayıp homofobik söylemlerle devam eden açıklamalardan sıkıldık artık.
devamını gör...

üniversite bitirmenin sıradanlaştığı ülkemizde kanımca üniversitelerin yeni adıdır. sen istediğin kadar üniversite aç ama istihdam yaratamazsan o diplomalar hikaye.
devamını gör...

tıpta başın gövdeden ayrılması prosedürüne verilen addır.
devamını gör...

her kuşu şey yaptık leylek kaldı.

nasıl bir zihniyetten çıkmış olabilir böyle bir atasözü?
devamını gör...

kişinin veya durumun diğer kişi ve durumlardan daha önde olma hali. kazanım sağlama ihtimali. bir nevi yararlanılabilecek fırsat elde edilmesi.
devamını gör...

dünyanın bütün entlerine meşruiyetlerini sorgulatan beyan. dağda ki ağacın meşruiyeti ile yeni akit için kesilenin ki bir mi?


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

'bilinçaltı' başlığına girdiği tanımını çok beğendiğim arkadaşımızdır.

umarım daha nice güzel tanımlar girer ve en kısa zamanda yazar statüsüne kavuşur.

nickaltını açmak da bana nasip olmuştur. hayırlı olsun.
devamını gör...

onur özdemir'in onurr sacmaligini yapmadigi, sakin'in daha sakin olmadigi zamanlarindan kalan pamuk gibi sarkisi.

dinledikce insanin asik olasi geliyor ama dozunu kacirmamak onemli, varolussal sancilar cekerken bulabilirsiniz kendinizi.

--- alıntı ---
sonra bir kalp buldum, benimkini ona koydum yorulmadım
--- alıntı ---

dinlemek icin:
devamını gör...

--- alıntı ---

koronavirüsün yeni bir mutasyonunun tespit edildiği güney afrika’da tehlike çanları çalıyor. üretilen koronavirüs aşılarının, ingiltere’de gözlenen ve birçok avrupa ülkesine yayılan mutasyondan daha farklı ve daha tehlikeli olan virüse karşı etkili olup olmadığı bilinmiyor. ingiliz basınına konuşan oxford üniversitesi’nden john bell, “aşının güney afrika’da görülen mutasyona karşı etkili olup olmayacağı konusunda büyük bir soru işareti bulunuyor. bence mutasyonların aşının bütün etkisini yok etmesi mümkün değil ancak belirli oranda aşıları etkisiz kılabilir” dedi. bell, mutasyonlara hitap eden yeni aşı üretimleri gerektiğini vurguladı.

--- alıntı ---
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

buradan
devamını gör...

meali hayalci hayvan olan, the storytelling animal kitabında insanların taksonomik sınıflandırmada bu şekilde adlandırılması uygun görülen latince tür ismidir. peki neden hayalci hayvan?
homo sapiens akıllı hayvan demektir ancak bu pek doğru ve mütevazi değildir. yapılan araştırmalara göre birçok insanın iq seviyesi şempanzelerinkinden düşük çıkmıştır. örneğin 2016’da yapılan araştırmada kamerun ve mozambik’in ortalama iq seviyesi 64, türkiyenin ise 90 çıkmıştır. dünyaca ünlü goril koko’nun 86 iq olduğunu düşünürsek, neyse ülkücü linci yemeden bu konuyu kapatayım. öhöm nerede kalmıştık? kısaca diğer tüm hayvanları akılsız insanı akıllı diye nitelemek pek doğru değil. ancak hayalci çok uygun. mesela iletişim dilleri (türkçe, ingilizce vs.) ve bilimin dili matematik hayal ürünüdür. masa salt gerçekken biz onu sembolize ederiz ve bu gelişmişliğimize büyük katkı sağlar. iletişim kuramadığımızı düşünsenize, ne kadar gelişebilirdik?
mesela öyküler, destanlar, masallar. milenyumlardır varlar. dahası konular da benzer. gılgamış destanında da ölümsüzlük, ölümden sonraki hayat ana temaydı günümüzde milyarlarca insanın inandığı dinlerde de aynı tema mevcut.
mağara resimleri mesela. henüz mağarada yaşayan, zeka seviyesi çok az bir insan bile hayal gücünü resim çizerek dışa vuruyor. o zamanda da çift başlı kartallar, uçan aslanlar çiziliyor, ilgi görüyordu, günümüzde de ilgi görüyor.
tabi bir konuya daha değinmek lazım; ayna nöronlar. empati kurmamızı sağlayan nöronlardır. bunlar sayesinde dizini kıran bir adamın videosunu izlediğinizde sizin de diziniz acır. hayal gücünün, öykücülüğün insanlık için bu kadar değerli olmasındaki ana neden aslında. yapılan araştırmalara göre bir anısını anlatan insanla onu dinleyenler beyninin aynı yerini aynı ölçüde çalıştırıyor. yani o anı yaşayan ile onu dinleyen aynı ölçüde etkileniyor. bu yüzden milenyumlardır öyküler, masallar anlatılıyor. oyun piyasasının uçup gitmesi de bu yüzden. konsoldan futbol oyunu oynamaklar gerçekte futbol oynamanın verdiği haz aynı. ek olarak gerçek hayattaki vücudunuzu dinç tuttuğu için biraz daha mutlu eder.

kısacası kendimize bilgiyi fazlaca üreten (sapiens) demek yerine bilgiyi birbirine hatta nesiller sonrasına hayal gücü sayesinde aktarabilen, bilginin böylece kümülatif bir şekilde artmasını sağlayan hayvan (fictus) demek çok daha mantıklı.
devamını gör...

sorunsal olmayan bir geyiktir.

bu ne yaa, klimayı mı açıyor? der çaktırmadan basardım ben. çünkü yok etmeme ihtimali var gezegen sonuçta, butonla falan yok olmaz gibi.*

nolan oturdu filmini çekti bunun. 260 milyon dolar para harcadı, basılmasın diye kaç kişi telef oldu.
devamını gör...

bazen koydum ,bazen de koymadım.
ben ve keyfim nasıl istersek öyle...
devamını gör...

açıkçası tarzını pek benimsemediğim ama karakteri müthiş olan sanatçıdır.

çocukken ben de gözünü boyalı görünce korkardım.

sonra anladım ki gözünü boyayanlardan değil de göz boyayanlardan korkmalıymışız.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim