codex leicester
leonardo da vinci bu kitabı ayna görüntülü tekniği ile yazmıştır. yani kelimelerin sağdan sola doğru okunması gerekiyor.
kitap hidrolik ve su hareketleri üzerine yazılmıştır. suyun gelgit hareketi, setler ve barajlar üzerine odaklanan kitap ayrıca ay-dünya-güneş arasındaki ilişkiye de yer vermektedir. içerisinde çokça çizim ve taslak barındırır. bunlardan birisi de galata köprüsü ile ilgilidir.
bill gates tarafından 11 kasım 1994'te 30,802,500 dolara satın alınan bu kitap, dünyanın en pahalı kitabı olarak bilinir.
kitap hidrolik ve su hareketleri üzerine yazılmıştır. suyun gelgit hareketi, setler ve barajlar üzerine odaklanan kitap ayrıca ay-dünya-güneş arasındaki ilişkiye de yer vermektedir. içerisinde çokça çizim ve taslak barındırır. bunlardan birisi de galata köprüsü ile ilgilidir.
bill gates tarafından 11 kasım 1994'te 30,802,500 dolara satın alınan bu kitap, dünyanın en pahalı kitabı olarak bilinir.
devamını gör...
amelie
fransız yapımı romantik komedi filmidir. küçük/minik mutluluklar peşinde koşarken büyük aşkını bulan bir kadın amelie. filmde kullanılan soundtracklar kalbimi çalmıştır.
devamını gör...
nofap
öncelikle nofap yararlı bir olaydır, ama uzun vadede sağlıklı değildir. eğer hayatınızda seks yapabileceğiniz biri yoksa ve bu durum uzun vadeliyse, yani nofap'i yapma sebebiniz "kızlar üstüme yağsın"sa masturbasyonu hayatınızdan çıkarmak cinsel sağlığınıza zararlı olarak etki edebilir.
onun dışında gelin nofap'ın ne olduğundan ve yararlarından konuşalım. bir de kişisel olarak deneyimimden ve görüşümden bahsedeceğim.
nofap teorisinin ortaya çıkış sebebi son 20 yılda internetin hayatımıza girmesiyle beraber, vhs kasetler döneminde, halihazırda dallanıp budaklanmış, kategorileri çıkmış olan pornonun daha da kolay erişimi sebebiyle özellikle erkekler arasında çığ gibi büyüyen porno bağımlılığını ve akabinde gelişen masturbasyon refleksini durdurmayı amaçlamasıdır.
porno ve masturbasyon bağımlılığı insana uzun vadede özgüven sorunu, disiplinsizlik, depresiflik, psikolojik rahatsızlıkların gelişmesi, sosyal hayatta etkileşimin azalması, cinsel anlamda yönelim duyduğu insanlarla konuşamama gibi sonuçlar verir. bu sonuçların nedenini aramak için kökene indiğimizde ise porno ve masturbasyon bağımlılığının beynimizdeki mutluluk hormonunu düzenleyen dopamin reseptörlerinin işleyişini bozduğunu görürüz. dopamin reseptörlerini düzeltmenin yolu ise bu reseptörlerinin yapısını bozan maddelerden uzaklaşmaktan geçer. yani porno izlemeyi ve masturbasyon yapmayı bırakmaktan.
peki esas olarak nofap kelimesi nereden çıktı?
bundan yaklaşık 10 yıl önce (2011) bir reddit kullanıcısı, yaptığı araştırmalar ve okuduğu kaynaklar sonucunda porno ve masturbasyon bağımlılığının zararlı olduğuna kanaat getirerek internette bir akım yaratmak ister. dünyada günlük olarak en fazla etkileşim alan sitelerden biri olan reddit'i kullanarak ve akılda kalıcı, anlamlı, kısa bir isim seçerek (nofap: attırmak yok) görüşlerini ifade ettiği paylaşımını yapar. "nofap" adı altında yaptığı paylaşım kısa sürede büyük ilgi görür, hatta olay kendilerine ait forum sitesi açmaya ve yatırımcı bulup dernek kurmaya kadar gider. kendince fenomen olmuş nofap akımı deneyip faydalı olduğunu gören insanlar tarafından önce amerika'da, sonra avrupa'da ve ardından bütün dünyada yayılır.
kısacası nofap'i "hayvandan insana dönmek" olarak tanımlayabiliriz. en azından ben öyle tanımlıyorum.
nofap'i tanıtma konusunda genelde yanlışlık yapılıyor. özellikle yalnızlıktan muzdarip olan gençler için "200 gün nofap yaptım hayatım değişti" gibi savlar sunuluyor. aslında denilen şey doğru evet, ama onun sebebi bağımlılıklarını oruç tutar gibi bırakmak değil, bağımlılıkların yüzünden harcadığın zamanı kaliteli hale getirmek.
bu sebepten olaya "porno ve masturbasyon"dan ziyade "bağımlılık" olarak bakmakta fayda var. tıpkı sigara bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı ve onlardan kurtulanların uzun vadede zamana yatırım yapıp hobi edinmeleri, bu sayede motive olmaları ve hayatlarının değiştiklerinden bahsetmeleri gibi.
bu yüzden nofap hayatı alenen etkileyen bir şey değil, bu konuda ateşi yakan fitil gibi bir şey oluyor. yani nofap'e niyetlenmişken o kadar da gaza gelmemekte fayda var.
yararlarına değinecek olursak, en önemli yararlarından biri masturbasyona ayırdığınız vakti kaliteli bir şekilde harcamanızı sağlıyor. uyuşukluğu, depresifliği gideriyor. hatta psikolojik rahatsızlığınızın etkisini azaltıyor. bu sayede motive olmanız, özgüveninizin yerine gelmesi ve artan testesteronu bir yerde kullanma isteğinizin çıkması gayet olası. masturbasyona ayrılan vakti dünyanın belki de en basit eylemlerinden biri olan kitap okumaya ayırmak bile önemlidir. tabi bunları rutin olarak yapmanız önemli.
bunun yanı sıra kişisel görünümünüzde de değişimler oluyor. yüzünüzdeki mimikler, bakışınız, hatta ayağa kalktığınızdaki duruşunuz bile değişiyor.
uzun vadede olan ve en önemli yararı ise beyninizdeki bozulan reseptörleri tamir etmesi. bu biraz meşakkatli bir süreç ve gerçekten sabır gerektiriyor. zira bu oruç sadece nofap'i değil kolay haz getiren diğer kavramları hatta elektronik aletlerin kullanımını bile etkiliyor. aylar, hatta yıllar boyu süren nofap diyetleri bu yüzden yapılıyor. bu konuda "en az üç ay" kavramı savunuluyor, zira beyindeki reseptörlerin tamamen düzelme süresi takriben üç ay sürüyor. beyindeki reseptörler düzeldiği takdirde de dopamin değerleriniz tamamen sıfırlanıyor, yani normal bir insanın haz alma seviyesine dönüyorsunuz.
kişisel deneyimlerimden yola çıkarak, nofap'in aylık olarak yapılması gerektiği kanaatindeyim. porno ve masturbasyon bağımlısıysanız en azından bir ay boyunca ikisini de görmeyerek kendinize önem vermeniz gerekliliği kanaatindeyim. beyine bu alışkanlığı yüklemek gerekir.
uzun vadede ise özellikle yalnız arkadaşların aşırıya kaçmama suretiyle düzenli ve bilinçli olarak masturbasyon yapması (iki haftada bir, ayda bir) gerektiğini düşünüyorum.
zira yazının başında da dediğim gibi, doğal yöntemler dışında kişisel olarak da vücutta oluşan spermin atılması lazım. seks hayatı olmadığı sürece de bu durum için masturbasyon yapmak lazım.
zira aylar yıllar boyunca kendinizi tutup masturbasyon yapmazsanız ilerleyen yaşlarda prostat kanseri geçirme riskiniz ciddi oranda artıyor.
onun dışında gelin nofap'ın ne olduğundan ve yararlarından konuşalım. bir de kişisel olarak deneyimimden ve görüşümden bahsedeceğim.
nofap teorisinin ortaya çıkış sebebi son 20 yılda internetin hayatımıza girmesiyle beraber, vhs kasetler döneminde, halihazırda dallanıp budaklanmış, kategorileri çıkmış olan pornonun daha da kolay erişimi sebebiyle özellikle erkekler arasında çığ gibi büyüyen porno bağımlılığını ve akabinde gelişen masturbasyon refleksini durdurmayı amaçlamasıdır.
porno ve masturbasyon bağımlılığı insana uzun vadede özgüven sorunu, disiplinsizlik, depresiflik, psikolojik rahatsızlıkların gelişmesi, sosyal hayatta etkileşimin azalması, cinsel anlamda yönelim duyduğu insanlarla konuşamama gibi sonuçlar verir. bu sonuçların nedenini aramak için kökene indiğimizde ise porno ve masturbasyon bağımlılığının beynimizdeki mutluluk hormonunu düzenleyen dopamin reseptörlerinin işleyişini bozduğunu görürüz. dopamin reseptörlerini düzeltmenin yolu ise bu reseptörlerinin yapısını bozan maddelerden uzaklaşmaktan geçer. yani porno izlemeyi ve masturbasyon yapmayı bırakmaktan.
peki esas olarak nofap kelimesi nereden çıktı?
bundan yaklaşık 10 yıl önce (2011) bir reddit kullanıcısı, yaptığı araştırmalar ve okuduğu kaynaklar sonucunda porno ve masturbasyon bağımlılığının zararlı olduğuna kanaat getirerek internette bir akım yaratmak ister. dünyada günlük olarak en fazla etkileşim alan sitelerden biri olan reddit'i kullanarak ve akılda kalıcı, anlamlı, kısa bir isim seçerek (nofap: attırmak yok) görüşlerini ifade ettiği paylaşımını yapar. "nofap" adı altında yaptığı paylaşım kısa sürede büyük ilgi görür, hatta olay kendilerine ait forum sitesi açmaya ve yatırımcı bulup dernek kurmaya kadar gider. kendince fenomen olmuş nofap akımı deneyip faydalı olduğunu gören insanlar tarafından önce amerika'da, sonra avrupa'da ve ardından bütün dünyada yayılır.
kısacası nofap'i "hayvandan insana dönmek" olarak tanımlayabiliriz. en azından ben öyle tanımlıyorum.
nofap'i tanıtma konusunda genelde yanlışlık yapılıyor. özellikle yalnızlıktan muzdarip olan gençler için "200 gün nofap yaptım hayatım değişti" gibi savlar sunuluyor. aslında denilen şey doğru evet, ama onun sebebi bağımlılıklarını oruç tutar gibi bırakmak değil, bağımlılıkların yüzünden harcadığın zamanı kaliteli hale getirmek.
bu sebepten olaya "porno ve masturbasyon"dan ziyade "bağımlılık" olarak bakmakta fayda var. tıpkı sigara bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığı ve onlardan kurtulanların uzun vadede zamana yatırım yapıp hobi edinmeleri, bu sayede motive olmaları ve hayatlarının değiştiklerinden bahsetmeleri gibi.
bu yüzden nofap hayatı alenen etkileyen bir şey değil, bu konuda ateşi yakan fitil gibi bir şey oluyor. yani nofap'e niyetlenmişken o kadar da gaza gelmemekte fayda var.
yararlarına değinecek olursak, en önemli yararlarından biri masturbasyona ayırdığınız vakti kaliteli bir şekilde harcamanızı sağlıyor. uyuşukluğu, depresifliği gideriyor. hatta psikolojik rahatsızlığınızın etkisini azaltıyor. bu sayede motive olmanız, özgüveninizin yerine gelmesi ve artan testesteronu bir yerde kullanma isteğinizin çıkması gayet olası. masturbasyona ayrılan vakti dünyanın belki de en basit eylemlerinden biri olan kitap okumaya ayırmak bile önemlidir. tabi bunları rutin olarak yapmanız önemli.
bunun yanı sıra kişisel görünümünüzde de değişimler oluyor. yüzünüzdeki mimikler, bakışınız, hatta ayağa kalktığınızdaki duruşunuz bile değişiyor.
uzun vadede olan ve en önemli yararı ise beyninizdeki bozulan reseptörleri tamir etmesi. bu biraz meşakkatli bir süreç ve gerçekten sabır gerektiriyor. zira bu oruç sadece nofap'i değil kolay haz getiren diğer kavramları hatta elektronik aletlerin kullanımını bile etkiliyor. aylar, hatta yıllar boyu süren nofap diyetleri bu yüzden yapılıyor. bu konuda "en az üç ay" kavramı savunuluyor, zira beyindeki reseptörlerin tamamen düzelme süresi takriben üç ay sürüyor. beyindeki reseptörler düzeldiği takdirde de dopamin değerleriniz tamamen sıfırlanıyor, yani normal bir insanın haz alma seviyesine dönüyorsunuz.
kişisel deneyimlerimden yola çıkarak, nofap'in aylık olarak yapılması gerektiği kanaatindeyim. porno ve masturbasyon bağımlısıysanız en azından bir ay boyunca ikisini de görmeyerek kendinize önem vermeniz gerekliliği kanaatindeyim. beyine bu alışkanlığı yüklemek gerekir.
uzun vadede ise özellikle yalnız arkadaşların aşırıya kaçmama suretiyle düzenli ve bilinçli olarak masturbasyon yapması (iki haftada bir, ayda bir) gerektiğini düşünüyorum.
zira yazının başında da dediğim gibi, doğal yöntemler dışında kişisel olarak da vücutta oluşan spermin atılması lazım. seks hayatı olmadığı sürece de bu durum için masturbasyon yapmak lazım.
zira aylar yıllar boyunca kendinizi tutup masturbasyon yapmazsanız ilerleyen yaşlarda prostat kanseri geçirme riskiniz ciddi oranda artıyor.
devamını gör...
ilk kez deniz görüldüğünde hissedilenler
yıllarca denizi kuzeyine almış bir karadenizli olarak ankara'da yaşadığım süre boyunca her istanbul ya da trabzon yaptığımda aynı hüznü yaşarım.
sanki bana beni niye ihmal ediyorsun der gibi bakar bana.
canım ya, derim ona bende.
ardından da eklerim;
bende özledim bende
resmin var şu an elimde
sana koşmak isterim
derman yok dizlerimde.
sanki bana beni niye ihmal ediyorsun der gibi bakar bana.
canım ya, derim ona bende.
ardından da eklerim;
bende özledim bende
resmin var şu an elimde
sana koşmak isterim
derman yok dizlerimde.
devamını gör...
müge anlı ile tatlı sert
bir atv programı.
bugün çok tuhaf bir olay var ekranda. evli bir adam ve karısı (nagihan ya da nagehan) gelmiş. bir de 2. kadın (nursel) var. sözde nursel'e para kaptırmışlar, nursel bunun kimliğini kullanmış falan filan... işin o kısmını geçiyorum, çok cankulağıyla dinlemedim de zaten. beni hayretler içinde bırakan kısmına geliyorum işin. daha doğrusu hayretler içinde kalmak demeyeyim, sonuçta artık bir şeye şaşırmıyoruz da işin "yuh!" dediğim kısmına geliyorum diyeyim.
adamın ifadesi şu: "nursel arabada üzerime atladı, beni kirletti."
soruyor müge: "sen ne yaptın, kaçmadın mı?"
cevap: "dışarıda yağmur vardı, çıkmadım arabadan, kirletti beni..."
nursel de "ben evli olduğunu bilmiyordum. boşandım dedi. bana imam nikâhı kıydı. evimin geçimini o sağlıyordu." falan diyor.
tüm bunlara rağmen karısı, tipik bir kendini kandırma ihtiyacı içerisinde "benim kocam yapmaz. kadın onu kandırdı. benim kocam çok saftır bla bla bla..."
güneş tutulmasını sorun anlatayım, ay tutulmasını sorun anlatayım ama akıl tutulmasına diyecek tek kelimem yok.
imdat yaaa, vallahi billahi imdaaaat!
bugün çok tuhaf bir olay var ekranda. evli bir adam ve karısı (nagihan ya da nagehan) gelmiş. bir de 2. kadın (nursel) var. sözde nursel'e para kaptırmışlar, nursel bunun kimliğini kullanmış falan filan... işin o kısmını geçiyorum, çok cankulağıyla dinlemedim de zaten. beni hayretler içinde bırakan kısmına geliyorum işin. daha doğrusu hayretler içinde kalmak demeyeyim, sonuçta artık bir şeye şaşırmıyoruz da işin "yuh!" dediğim kısmına geliyorum diyeyim.
adamın ifadesi şu: "nursel arabada üzerime atladı, beni kirletti."
soruyor müge: "sen ne yaptın, kaçmadın mı?"
cevap: "dışarıda yağmur vardı, çıkmadım arabadan, kirletti beni..."
nursel de "ben evli olduğunu bilmiyordum. boşandım dedi. bana imam nikâhı kıydı. evimin geçimini o sağlıyordu." falan diyor.
tüm bunlara rağmen karısı, tipik bir kendini kandırma ihtiyacı içerisinde "benim kocam yapmaz. kadın onu kandırdı. benim kocam çok saftır bla bla bla..."
güneş tutulmasını sorun anlatayım, ay tutulmasını sorun anlatayım ama akıl tutulmasına diyecek tek kelimem yok.
imdat yaaa, vallahi billahi imdaaaat!
devamını gör...
üç kız kardeş (iclal aydın)
iclal aydın'ın kadın serisinden bir roman.
ben her ne kadar sıralamasını karıştırıp dağınık okusam ve bunu ilk kitabı okuduktan sonra öğrenip, yanlış yaptığım için hayıflansam da, çok da sıraya gerek olmadığını okuyunca anladım.
çünkü kitaplarda birbirinin devamı olay örgüsü yok. sadece diğer kitaptan tanıdık bir karaktere denk gelebilirsiniz ve bu sıkıntı değil.
kendini çürüten not: buraya kadar sırası önemli değil dediğim kitapların, sonuncusunu okuduktan sonra bu fikrim değişti. 'üç kız kardeş' sonrası kalbimin can mayası okunsa daha iyi olur. bir nevi dizinin ikinci sezonu gibi.
bu kitaba gelecek olursak, illa ki okuduğum serinin diğer kitabıyla kıyaslama yapıyorsun ve ben unutursun'u, onun olay örgülerini daha çok beğenmiştim. bu kitaba geleyim dedim ama gelememişim anlaşılan. neyse gelelim bu kitaba. baya çerez bir kitap. ege'de geçen çerez bir yazlık film tadında. bir buçuk günde bitebilecek kadar da akıcı bir dili var.
işlediği; aile, aşk, arkadaşlık, kardeşlik konuları etrafında dönüyor olaylar. her bir karakterin bir hikayesi var.
ben bir şekilde seri elimde mevcut, birini okumuşken diğerlerini de okuyayım bari düşüncesiyle okudum ki pişman değilim. vakit geçti. son kalan kitabı da okuyacağım elbette.
küçük bir not: kitabın konusu 3 sezon türk dizisi çıkacak potansiyelde. çıksa ve güzel kurgulanıp çekilmiş olsa, izleyicisi muhakkak olur. en azından, ayvalık, cunda manzaraları için bile izlenir.
ben her ne kadar sıralamasını karıştırıp dağınık okusam ve bunu ilk kitabı okuduktan sonra öğrenip, yanlış yaptığım için hayıflansam da, çok da sıraya gerek olmadığını okuyunca anladım.
çünkü kitaplarda birbirinin devamı olay örgüsü yok. sadece diğer kitaptan tanıdık bir karaktere denk gelebilirsiniz ve bu sıkıntı değil.
kendini çürüten not: buraya kadar sırası önemli değil dediğim kitapların, sonuncusunu okuduktan sonra bu fikrim değişti. 'üç kız kardeş' sonrası kalbimin can mayası okunsa daha iyi olur. bir nevi dizinin ikinci sezonu gibi.
bu kitaba gelecek olursak, illa ki okuduğum serinin diğer kitabıyla kıyaslama yapıyorsun ve ben unutursun'u, onun olay örgülerini daha çok beğenmiştim. bu kitaba geleyim dedim ama gelememişim anlaşılan. neyse gelelim bu kitaba. baya çerez bir kitap. ege'de geçen çerez bir yazlık film tadında. bir buçuk günde bitebilecek kadar da akıcı bir dili var.
işlediği; aile, aşk, arkadaşlık, kardeşlik konuları etrafında dönüyor olaylar. her bir karakterin bir hikayesi var.
ben bir şekilde seri elimde mevcut, birini okumuşken diğerlerini de okuyayım bari düşüncesiyle okudum ki pişman değilim. vakit geçti. son kalan kitabı da okuyacağım elbette.
küçük bir not: kitabın konusu 3 sezon türk dizisi çıkacak potansiyelde. çıksa ve güzel kurgulanıp çekilmiş olsa, izleyicisi muhakkak olur. en azından, ayvalık, cunda manzaraları için bile izlenir.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
"sana kırılacağını dalların ergeç
bir kırık dalın olduğunu unutturacağım
hemen yanıma şöyle gel otur
yalnızlığı tanrıya bırakalım
hüzün gecelere mahsustur
azizler yahut günahkarlar gibi farketmez
ellerim yüreğim dolu gelmişim
şuracıkta dünyanın öbür ucunda
rüzgarı senin değirmenine çevirebilirim"
gülten akın/kırmızı karanfil
bir kırık dalın olduğunu unutturacağım
hemen yanıma şöyle gel otur
yalnızlığı tanrıya bırakalım
hüzün gecelere mahsustur
azizler yahut günahkarlar gibi farketmez
ellerim yüreğim dolu gelmişim
şuracıkta dünyanın öbür ucunda
rüzgarı senin değirmenine çevirebilirim"
gülten akın/kırmızı karanfil
devamını gör...
kendi çocukluğunu evlat edinmek
çok isterdim. bunlara rağmen bugünüme geldim, kendi çocuklugumu evlat edinsem o çocuğu nerelere taşırdım allah bilir
devamını gör...
erasmus'a giden türk erkeği
(bkz: erasmus yapma fikrinden nefret etmeye başlamak)
"kadının amacı şu, erkeğin amacı şu" diye diye bir nesli erasmus'tan kopardınız be.
"kadının amacı şu, erkeğin amacı şu" diye diye bir nesli erasmus'tan kopardınız be.
devamını gör...
as i am
devamını gör...
uçan baloncu
helyum ile şişirilen balonları satan kişi.
devamını gör...
akademik makalelerin sadece özet kısmını okumak
sadece değil de, ilk yapılması gerekendir. baktınız merak ettiniz ya da yeni şeyler öğreneceksiniz, o zaman geri kalanını okursunuz. özet bu yüzden var. özetleri severim.
devamını gör...
burdur'da iğneden dolayı hemşireye dayak atılması
cahillige gel... bakiniz hemsireyi dovme sebebi cocugun caninin acimasi. e be ruh hastasi cikardigin su olay cocugu daha cok korkuttu ya. dön bir cocugun haline baksana geri zekali.
dip not; ne olur su tur cahilleri savunacak nitelikte yorumlar yapmayin, gordukce yemin ederim ulkemden umudu kesiyorum...
dip not; ne olur su tur cahilleri savunacak nitelikte yorumlar yapmayin, gordukce yemin ederim ulkemden umudu kesiyorum...
devamını gör...
normal sözlük'ün elitleri
yaran yanlış okumalarda bugün (bkz: kafa sözlük'ün eltileri).
devamını gör...
honki ponkinin yeni mahlası
şu tanımında #959275 mecânin-i kütüp tamlamasıyla beni tanıştırmış, osmanlıca cahili olduğumu yüzüme vurmuştur.
kitap delisi anlamında kullanılıyormuş.
ayrıca sözlüğün mizahi yönü kuvvetli yazarlarındandır.
yani troll yazarlar yanlış anlamasınlar ama* onlardan çok daha komik çok daha troll tanımlara sahiptir.
şu tanımında ise #956828 gideceğinden bahsetmiş, umarım sözlükte yazmaya devam eder.
biz de keyifle okuruz.
kitap delisi anlamında kullanılıyormuş.
ayrıca sözlüğün mizahi yönü kuvvetli yazarlarındandır.
yani troll yazarlar yanlış anlamasınlar ama* onlardan çok daha komik çok daha troll tanımlara sahiptir.
şu tanımında ise #956828 gideceğinden bahsetmiş, umarım sözlükte yazmaya devam eder.
biz de keyifle okuruz.
devamını gör...
kendi kendine konuşmak
eğer cevap geliyorsa sıkıntı dedirten durum.
onun dışında kendi kendine konuşmayan insanlar azınlıktadır bence.
edit: yıllar sonra gelen edit, gerçekten de iç sesi olmayan insanlar varmış ve bu insanlar azınlıktaymış. geçmiş olsun.
onun dışında kendi kendine konuşmayan insanlar azınlıktadır bence.
edit: yıllar sonra gelen edit, gerçekten de iç sesi olmayan insanlar varmış ve bu insanlar azınlıktaymış. geçmiş olsun.
devamını gör...
aurora (yazar)
sayın yazarı yeni fark ettim ve paylaşımlarını da eksik bırakmadan okuyacağım. sağolsun bu arada beğenilerini de eksik etmemiş. sözlüğe değer kattığı belli. keyifli yazmaları olsun.
devamını gör...


