aklıma şu repliği getirmiştir.
devamını gör...

ocean's twelwe filminde beatrice karakterini canlandıran ve julia roberts taklidi yapan amerikalı oyuncu.
devamını gör...

tanımış olduğum en cömert yazardır, var olsun.
devamını gör...



saçma bir şekilde iyi de söylerim bu parçayı *
devamını gör...

kendi ekseni etrafında dönen ve genellikle çok dişli ağızlarıyla talaş kaldırma işlemi yapan kesici.
devamını gör...

cebindeki telefonu çıkar.
devamını gör...

umursamamak değilde doğal bir süreçtir bu. bizim ülkemizde cinsellik eğitimi yok,bireyler kendi vücudunu tanımıyor. bugün klitoris nerede diye sorsam o ne diyecek kişiler var. kadınların masturbasyon yapması bile ayıp sayılıyor,ülkemizde ‘hymen’ yani halk arasında kızlık zarı tartışması var ki böyle bir şeyin varlığı bile şüpheli. bu tarz ortamlarda büyüyen kişiler için ‘ayy kapat ışığı utanıyorum’ erkeğin haldır küldür içeri girmeye çalışmasını saymıyorum bile. taraflardan biri cinsel eğitim alsa tamam diyeceğim ama iki tarafda da olmayınca sorun yaşanıyor. bir kadının hamile kalması,yada kalabilmesi çok zorlu bir süreç. vajinusmus diye birşey var belli bir tabu içinde büyüyen kişilerin ilişkiden korkması ki bugün 10 kadından 5i bu korkuyu yaşıyor, herhangi bir destek de almıyor. erkek için ise evlilik tamamen kendi üzerine binen bir yük olduğu için sevişmeyi bir görev gibi biliyor. bugün boşanma davalarının çoğu erkeğin aleyhine sonuçlanıyor ve bu durumun %80 sebebi ‘erkeğin kocalık görevini yerine getirmemesi’ kocalıktan kasıt birlikte olmak. neyse fikir firar etmesin,bir kadının hamile kalabilmesi için ayda minimum 15-18 kez ilişkiye girmesi lazım. bunu bir düşünün türkiye şartlarında ? kadının çocuk isteyip,erkeğin çocuk istememesi yada tam tersi durumlarda ailelerin devreye girmesi,kuvvet macunları falan.

herşeyi geçtik ve kadın hamile kaldı diyelim asıl süreç burda başlıyor. hormonlar değişiyor,vücut değişiyor,bu da kadını doğal olarak da erkeği etkiliyor. bugün kadınların bile yanlış bildiği bir bilgi var ‘hamilelikte ilişkiye girersem çocuk zarar görür,yada düşük olur’ bu yanlış, erken düşük genel olarak kromozom anomalileri ya da gelişmekte olan bebekte görülen sağlık sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkar. yani bu dönemde cinsel ilişki düşüğe etki etmez. fakat bu dönemde gebelik belirtileri yoğun olarak yaşandığı için çiftlerin geneli ilişki yaşamaz. (3 ay) herşeyi yolunda giden bir hamilelikte son 4 haftaya kadar ilişki yaşanabilir. hamilelik zaten başlı başına zor bir süreç, aş ermeler,sürekli değişen hormon değişiklikleri bla bla bla insanı yıpratır. herşey yolunda gitti ve bu 9 aylık süreci atlattınız lohusalık dönemi başlar. doğum eylemi bittikten sonra plasenta ve zarlarının ayrılmasından sonraki 6-8 (42 gün) haftalık dönemi kapsar. bu sürenin sonunda gebelikte meydana gelen tüm değişiklikler gebelik öncesine döner. lohusalık döneminde anne ve bebeğin hastalıklardan korunması için özenli bir bakıma ihtiyacı bulunmaktadır. çiftlerin çoğu için bu zor bir süreçtir. çünkü erkek,artık karısını ‘anne’ rolünde gördüğü için ilişkiden uzaklaşır ve ‘anne’ görür artık. yani aslında yaratılış amacı estetik kaygılardan ziyade çocuğu beslemek olan bir organ (bkz: ğöğüs) içinden süt çıktığını ve çocuğu emzirdiğini görünce erkek doğal olarak uzaklaşıyor,yaklaşırsam incitirim diye düşünüyor. kadınların çoğu, forumlarda bu durumdan şikayetçi, ‘kocam doğum yaptıktan sonra benimle ilişkiye girmiyor’ minvalinde bir çok şikayet mevcut. eğer destek alınmazsa bu durum ilerliyor ve çiftler boşanıyor, kaldı ki çocuk doğduktan sonra da ‘aman çocuk uyanacak,aman çocuk görür’ diye ilişki sürekli ertelenir. standart ilişki haftada 2 defadır,uzmanlar tarafından önerilen fakat bugün çoğu çift ayda 1 bile zor oluyor diyorlar. bu 5-10 yılı aşkın evliliklerde daha da artıyor. yani aslında bir canlının,içinde başka bir canlıyı barındırması,doğurması,büyütmesi bana göre mükemmel birşey,sırf şu olay bile kadınlara hayran bırakıyor beni ama bu durum herkes için geçerli değil. evlilik-çocuk-çocuk sonrası bunların hepsi yıpratıcı bir süreç. kısaca evlilik insanı yıpratır,arkadaşlar. duygusal aforizmaları bırakıp gerçeklerle yüzleşin.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tanımlarını severek okuduğum, çok tatlı yazar.
devamını gör...

hawai de zıplayan pire anlamına gelen 4 telli çalgıdır.4 çeşit ukulele vardır.
-soprano
-concert
-tenor
-baritone
devamını gör...

dışarı çıkıyoruz polis var. içeri giriyoruz bir yıllık bıkkınlık var. "kafa" dağıtmaya giriyoruz ergenler var. allah'ım.
devamını gör...

(bkz: iyi memenin sırrı)
menemen şeklinde okuyup bir de üstüne ciddili entry girmişim. bir allahın kulu da uyarmamış. zalımlar.
#279770
çook sonradan denk gelince fark ettim işin kötüsü. ama ısrarla silmiyorum entryi. şaşkınlığımın nişanesi olarak dursun.
devamını gör...

benny hill tarzı bir adam olan peyami'nin iki günlük halini anlatan türk filmi.

filmin yönetmenliğini bülent işbilen, senaryosunu giray altınok yapmıştır.

film, 29 ekimde sinemalarda gösterime girmiştir.
başrollerinde musatafa üstündağ, uğur yücel, murat akkoyunlu oynamaktadır.

bir medya patronu'nun asistanının, bir proje için aradığı sakar insanla karşılaması ile başlar film.

ardından, devreye zengin bir adam girer. sonradan görme bir eş ve alkolik bir gelin ile karakter olarak zengin bir aile karması oluşur.
sonrası şaşaalı bir ev ve onun yemek masasında geçer.

benim için filmde cinsellik ve küfür olmaması bir artıydı. onun dışında pandemi şartlarında hazırlanan bir film olarak baktım.

eğlence sektörü çok sekteye uğradı, eğlendiremediler. sinema filmi bile çekilemedi. ayda bir kere sinemaya gitme planım ortada kaldı. sosyal hayat ilkelerinin ayarları bozuldu. sırf sosyal hayat ilkelerim düzelsin diye gittim.
arkadaşım ve kızlarımızla gittik. kız kıza sosyal olalım diye düşündük. çok daha eğleniriz diye ummuştuk ama işte en azından sinema filmi çekilebiliyor ona mutlu olduk. sezonu açtık.

devamını gör...

hapishanelerin siyahi dolu olması. bence bu baya ırkçı bir durum.
devamını gör...

1- dune
2- the white tiger
3- the dig
4- french exit
5- cherry
6- chaos walking
7- my salinger year
8- fatherhood
9- infinite
10- the green knight
11- deep water
12- death on the nile
13- gucci
devamını gör...

nickaltım bu tip yazılar ile dolmaya başladı yavaş yavaş.oy vermek ne kadar normal ise onur duyulması da bir o kadar ilginç geliyor bana.
sanırım birbirimizden bunu esirgiyoruz.
beğenelim,beğenilelim azizim.
devamını gör...

ecnebi atıştırmalıklar
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

an itibarıyla (bkz: mutsuzlugumdan mutluyum) var olsun. *
devamını gör...

başka bir salak soru alayım?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

cahit sıtkı tarancı şiiri. 1956'da ölen şair ölüm yılı olarak 1961 demiş (!)


ölümü düşünüyorum
o büyük yalnızlık içindeyim,
kulaklarımda duymadığım bir musiki,
kaskatı kesilmişim, kalbim durmuş,
artık hiç bir şeyi görmüyor gözlerim,
içimde ne bir umut, ne yaşama zevki,
elim, ayağım buz gibi olmuş,
ölümü düşünüyorum,
kulaklarımda duymadığım bir musiki…

ölümü düşünüyorum,
laleli’de bir sokaktan tabutum geçiyor,
saygı duruşunda bilmediğim insanlar,
bütün pencereler açık biri kapalı,
kederlerim, ümitlerim, hayallerim,
ve gelen bir iki dost mezarlığa kadar,
sonra kadınlar kadınlar gözleri yaşlı,
ölümü düşünüyorum,
bütün pencereler açık biri kapalı…

ölümü düşünüyorum,
şimdi beni gömüyorlar bak,
ağlıyorsun, ellerinde dağ menekşeleri,
hazin bir parıltı gözbebeklerinde,
için izyanla doluyor, kahroluyorsun,
hatırladıkça geçmiş günleri geceleri,
bir acı ki öyle büyük öyle derinde,
ölümü düşünüyorum,
ağlıyorsun, ellerinde dağ menekşeleri…

ölümü düşünüyorum,
dediği çıkmıyor cahit sıtkı’nın,
otuz beş duvarını aşamıyorum,
üzülme sevdiğim artık ayrılıyoruz,
inan yokluğuma ben de bir ölüyüm,
o yalan dünyanızda yaşamıyorum,
yıl 1961, ya haziran ya temmuz,
ölümü düşünüyorum,
üzülme sevdiğim artık ayrılıyoruz…

devamını gör...

stormlight archive
brandon sanderson abimizin basımına 2014'te başladığı şahane bir seri kitaptır. şu ana kadar 3 serisi yayınlanmış, 4. kitap yazımı tamamlanmış türkçe çevirisi piyasada yoktur bildiğim kadarıyla.

türü: epik fantezi.
konusu: orta dünya benzeri fantastik bir evrende geçmektedir. karakter zenginliği bakımından çatır çutur acımayıp her türlü kişilik ve karakteri bulunduran elinizden düşürülmeyecek bir roman. genellikle savaş ve aşkı barındıran romanın hikayesini bir noktadan anlatmak mümkün değildir. birden fazla olay ve olayların birleştiği noktaları düşününce detaya boğmadan doyuran bir seri.

arşivin ilk 4 kitabı,
kralların yolu
parlayan sözler
oatbringer
rhytm of war

sanderson'ın röportajına göre seri 10 kitapla tamamlanacak. daha gelmesi gereken 6 kitap [4'ün türkçe basımı henüz yok.] daha var. iki yılda bir çıkarıyor zannımca, diğer serilerin arasına sıkıştırıyor.


her karakteri sevmeyebilirsiniz, ben sevmemiştim. moash ve kralın şımarık yeğenini. olaylar yavaş gelişip kitabın sonuna doğru hızlanıyor. akımı bakımından fena değil bazı ara karakterler sıkıyor. örneğin moash ve parshendiler. anlam çıkara bilene güzel kitap. fantastik dünya bile olsa dünya işte. savaşlar ve ırkçılık yapılan köle olarak görülen parshendileri kötü karaktere soksalar da, anlıyorsunuz. kaladin anlıyor, diğerleri düzene uyuyor. alınması gereken tek mesaj bu değil elbette. kadınların sol elleri mahrem yeri olarak kapalı ve asla görünmüyor. eldiven takıyorlar ya da dikili kumaşları parmaklarına kadar her yerini kapatıyor sol tarafta. tek ellerini kullanıyorlar. ilginç mitleri var. nedenini çözemediğim bir durum. yine de kadınlar okuma yazma bilen, bürokrasi işiyle ilgilenen kısımdalar. erkekler savaşır kadınlar eğitim görür. okuma yazma bilen bir erkek ayıplanıyor, kadınsı görülüyor. şartlar değişiyor cinsiyetçilik değişmiyor. bu kısımları pek rahatsız etmedi, kadınlar güçlü. kılıç kullananlar da var, özel gücü olanları da. kendi dünyamızdan bir parça olarak meslekte yolsuzluk ve adil olmamak fantastik dünyaya da işliyor tabi. kaladin'i kılıcını almak için makamından eden ve köle yapan soysuzu okuyanlar bilir. sinirden dişlerinizi sıktığınız kısımlar.
favorim shallan, kaladin, adolin ve akıl.
aşk kısmını dolduran shallan ve adolin uyumlu ikili ve kadının erkekten güçlü olması, erkeğin de fena olmaması güzel detaylar. toplum görevlerinden sıkılan kadından da bahsetmişler söylemeden geçemeyeceğim. bu kadar detaylı ve mesaj alarak okumadım ama almışım.


fantastik dünya severleri için biçilmiş kaftan, okuyun derim. bayılacaksınız.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim