bir komplo teorisi bırak
zeytinli poğaça diye bir poğaça yok aslında. bunlar hep lorlu poğaçanın kendinin peynirli poğaça olmadığının anlaşılmaması için yaptığı hedef şaşırtmadır.
devamını gör...
hayata keyif katan şeyler
güzel bir fincan kahve yetiyor bazen be. tamahkar olmamız gereken zamanlardan geçmekteyiz sözlük. basitlik mutluluktur, hayata keyif katan.
devamını gör...
cazi
bir karadeniz efsanesi; cazi (cazu kari)
öncelikle bu saatte bu yazıyı yazıp hazırlamış biri olarak nasıl korktuğumu anlatamam. neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. neyse korkmak yok.
nedir bu cazi?
cazi, bilinmeyen bir sebeple doğaüstü güçler kazanmış, ekseri yaşlı bir kadındır. ... bu geniş sahada cadılar, kara büyü yapan, bebekleri ya da yetişkin insanları öldürerek kalplerini ya da ciğerlerini yiyen genellikle kadın olarak tasvir edilen varlıklardır.
“cazı” ya da “cazu” ismi ise büyüyle olağan dışı işler yapan kişiler için geçerli bir ifade. “cadı” anlamına geldiğini de söyleyebiliriz.

doğu karadeniz'de anadolu ve orta doğu folklorundan farklı olarak cadıların normal anne ve babadan doğan ve cadılığı sonradan öğrenen sıradan kadınlar olduğunu inanılmaktadır. trabzon'da cazı, pontus rumcası konuşulan bölgelerde mayısa adlandırılan cadıların üzerine insan pisliği sürerek uçabildiğine, mısır ve kırım'a uçarak gidebildiklerine, örümcek, kuş ve diğer hayvanların formuna girerek şekil değiştirebildiklerine, çocuk ve kadınların ciğerlerini yediklerine, suya atıldıklarında batmadığına inanılmaktadır.
cazi olmuş insanlara bu hal allah'tan gelirdi. yeni bir doğum olduğu zaman cazileri uyku tutmaz, ille çocuğu boğup ciğerini ya da kalbini almak isterlermiş. bir şekilde saldırısı önlenmiş caziler bu duruma çok kızarlar, çocuğun kanını ağaca sürerek bu ağaç kuruyunca çocuk da ölsün diye kara büyü yaparlarmış. hayvan kılığına girebilirler, annenin uyuması için birtakım büyüler yaparlarmış. çocukların ciğeri ve kalbini ateşte pişirip yerlermiş.
ay neyse daha fazla anlatamayacağım. korkudan mutfağa gidemiyorum. ben kaçar.
ordu'ya gittiğimde babaannemden de dinlerdim bu cazu garu hikayesini.. gece soğuğunda otururken anlatırdı. biz de* anlattıklarına korkardık ama sorular sorar böyle bir şeyin nasıl olacağını düşünür dururduk. babamlar küçükken* eve kadar girdiğini tabaktaki yemeği koca elleriyle yediğini, elinin izinin tabakta durduğunu, bebeği gözlediğini fakat sonunda fark edilip dedemlerin yakalamaya çalıştığını anlatırdı. çok korkunç gelirdi. şu anda da korkunç gelmiyor değil.
kaynak: 1 2
öncelikle bu saatte bu yazıyı yazıp hazırlamış biri olarak nasıl korktuğumu anlatamam. neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum. neyse korkmak yok.
nedir bu cazi?
cazi, bilinmeyen bir sebeple doğaüstü güçler kazanmış, ekseri yaşlı bir kadındır. ... bu geniş sahada cadılar, kara büyü yapan, bebekleri ya da yetişkin insanları öldürerek kalplerini ya da ciğerlerini yiyen genellikle kadın olarak tasvir edilen varlıklardır.
“cazı” ya da “cazu” ismi ise büyüyle olağan dışı işler yapan kişiler için geçerli bir ifade. “cadı” anlamına geldiğini de söyleyebiliriz.

doğu karadeniz'de anadolu ve orta doğu folklorundan farklı olarak cadıların normal anne ve babadan doğan ve cadılığı sonradan öğrenen sıradan kadınlar olduğunu inanılmaktadır. trabzon'da cazı, pontus rumcası konuşulan bölgelerde mayısa adlandırılan cadıların üzerine insan pisliği sürerek uçabildiğine, mısır ve kırım'a uçarak gidebildiklerine, örümcek, kuş ve diğer hayvanların formuna girerek şekil değiştirebildiklerine, çocuk ve kadınların ciğerlerini yediklerine, suya atıldıklarında batmadığına inanılmaktadır.
cazi olmuş insanlara bu hal allah'tan gelirdi. yeni bir doğum olduğu zaman cazileri uyku tutmaz, ille çocuğu boğup ciğerini ya da kalbini almak isterlermiş. bir şekilde saldırısı önlenmiş caziler bu duruma çok kızarlar, çocuğun kanını ağaca sürerek bu ağaç kuruyunca çocuk da ölsün diye kara büyü yaparlarmış. hayvan kılığına girebilirler, annenin uyuması için birtakım büyüler yaparlarmış. çocukların ciğeri ve kalbini ateşte pişirip yerlermiş.
ay neyse daha fazla anlatamayacağım. korkudan mutfağa gidemiyorum. ben kaçar.
ordu'ya gittiğimde babaannemden de dinlerdim bu cazu garu hikayesini.. gece soğuğunda otururken anlatırdı. biz de* anlattıklarına korkardık ama sorular sorar böyle bir şeyin nasıl olacağını düşünür dururduk. babamlar küçükken* eve kadar girdiğini tabaktaki yemeği koca elleriyle yediğini, elinin izinin tabakta durduğunu, bebeği gözlediğini fakat sonunda fark edilip dedemlerin yakalamaya çalıştığını anlatırdı. çok korkunç gelirdi. şu anda da korkunç gelmiyor değil.
kaynak: 1 2
devamını gör...
ikinci el araba piyasası
çıldırmış ve çıldırmaya devam eden piyasa.
2019 ekim ayında yurtdışına taşınmadan evvel sahip olduğumuz iki arabayı 75.000 ve 86.000 tl den ekim ayında sattım. o dönemde bu paralarla dolar aldım. kur 5.70 civarıydı. 28.000 dolar ediyordu.
aynı arabaları şu an satacak olsam 1 yıl yaşlanmış ve kilometreleri 10.000 artmış şekilde elimi öpene 125.000 ve 140.000 liraya satabilirdim. yaklaşık 35.000 dolar eder.
yaşanan artış kesinlikle döviz kuru etkisinden öte bir boyutta. ötv de bir miktar artmış olabilir fakat yine de bu fiyatlar bu derece yüksek olmamalı. bunun altında yatan en büyük sebep arz düşerken talebin artmasıdır. talebi arttıran ise iki ana unsur var:
1- covid dolayısı ile toplu taşımadan kaçınmak için iyi kötü herkes ayağını yerden kesecek bir araba almak istiyor oluşu.
2- elinde parası olanın türk lirasında tuttuğu sürece negatif reel faiz dolayısıyla faize bile parasını pul olması, zarar etmesi. araç piyasası da yükselişte olduğu için millet arabayı yatırım aracı olarak görmeye başladı
bu piyasayı devlet düzeltemez, bunu ancak talebi düşürerek vatandaş düzeltebilir. zorunlu değilse bu fiyatlara almayın aldırmayın.
2019 ekim ayında yurtdışına taşınmadan evvel sahip olduğumuz iki arabayı 75.000 ve 86.000 tl den ekim ayında sattım. o dönemde bu paralarla dolar aldım. kur 5.70 civarıydı. 28.000 dolar ediyordu.
aynı arabaları şu an satacak olsam 1 yıl yaşlanmış ve kilometreleri 10.000 artmış şekilde elimi öpene 125.000 ve 140.000 liraya satabilirdim. yaklaşık 35.000 dolar eder.
yaşanan artış kesinlikle döviz kuru etkisinden öte bir boyutta. ötv de bir miktar artmış olabilir fakat yine de bu fiyatlar bu derece yüksek olmamalı. bunun altında yatan en büyük sebep arz düşerken talebin artmasıdır. talebi arttıran ise iki ana unsur var:
1- covid dolayısı ile toplu taşımadan kaçınmak için iyi kötü herkes ayağını yerden kesecek bir araba almak istiyor oluşu.
2- elinde parası olanın türk lirasında tuttuğu sürece negatif reel faiz dolayısıyla faize bile parasını pul olması, zarar etmesi. araç piyasası da yükselişte olduğu için millet arabayı yatırım aracı olarak görmeye başladı
bu piyasayı devlet düzeltemez, bunu ancak talebi düşürerek vatandaş düzeltebilir. zorunlu değilse bu fiyatlara almayın aldırmayın.
devamını gör...
sözlüğün kalitesinin çok düşmesi
100 bin tane yazar olup da 500 aktif yazar olacağına 1.000 tane yazar olsun 500'ü aktif olsun. kaliteli içerik bence daha önemli.
devamını gör...
islam'ı bilmeyen yazarların islam'ı kötüleyici başlıklar açması
islamı bildiğini iddia eden bir yazarın fos iddiası.
birisi sizin iyi olduğuna inandığınız bir şeyin iyi olduğunu ezberlemek zorunda değil. siz islamı iyi yayabilmiş olsaydınız zaten hakkında kötüdür diye konuşulmazdı. islam, zamanın şartlarında iyi veya kötü niyetle bir şekilde türemiş, türetilmiş, aptal inançlardan biridir.
gelinen şu dönemde geçmişe değil geleceğe bakan insan daha aklı selimdir ve 21. yy.'da islam muhabbeti yapmaktansa, yapmayan daha evladır. sanki dini siz bulmuşsunuz, kural maddelerini siz koymuşsunuz gibi bilmediğiniz açık kaynaklı kod olan ve hurafe anlatan bir dini canhıraş savunmayın derim.
senin için iyidir, kimse sana iyi diyorsun diye laf etmez, o sebeple sen de haddini bil ve çeneni kes.
birisi sizin iyi olduğuna inandığınız bir şeyin iyi olduğunu ezberlemek zorunda değil. siz islamı iyi yayabilmiş olsaydınız zaten hakkında kötüdür diye konuşulmazdı. islam, zamanın şartlarında iyi veya kötü niyetle bir şekilde türemiş, türetilmiş, aptal inançlardan biridir.
gelinen şu dönemde geçmişe değil geleceğe bakan insan daha aklı selimdir ve 21. yy.'da islam muhabbeti yapmaktansa, yapmayan daha evladır. sanki dini siz bulmuşsunuz, kural maddelerini siz koymuşsunuz gibi bilmediğiniz açık kaynaklı kod olan ve hurafe anlatan bir dini canhıraş savunmayın derim.
senin için iyidir, kimse sana iyi diyorsun diye laf etmez, o sebeple sen de haddini bil ve çeneni kes.
devamını gör...
#osmancurtutuklansın
seri yukarı çıkartılıp gündem edilmesi gereken başlıktır.
küfür yasak olmasa sülalesini sağ bırakmayacağım tecavüzcü öldürülmelidir.
küfür yasak olmasa sülalesini sağ bırakmayacağım tecavüzcü öldürülmelidir.
devamını gör...
reading30
yazarlığı kasaptan almış yazardır. kardeşim bir insan hiç düzgün başlık açmaz mı?
bazı isimleri yanlış yazar
eksik kelime yazar
yazım yanlışı yapar
türkçe yazmaz
ulan ilk defa böyle bir yazar görüyorum. her hareketi falso.
bazı isimleri yanlış yazar
eksik kelime yazar
yazım yanlışı yapar
türkçe yazmaz
ulan ilk defa böyle bir yazar görüyorum. her hareketi falso.
devamını gör...
sözlükte en sevdiğiniz diye başlık girmek
sözlüğü forumsallaştırdığını düşündüğüm bir çok yazarın eylemi.
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
ulu önder mustafa kemal atatürk. mustafa kemal atatürk'ü sakın küçümsemeyin 'bir devlet kurdu da noldu' demeyin. mustafa kemal atatürk bir devrim yapmış ve başarılı olmuştur. 4 bir yanı hainlerle doluyken silah arkadaşları ve mustafa kemal atatürk 19 mayıs 1919 da samsuna çıkarak resmen osmanlıya bitirici bir darbe indirmiştir. ruhun şad olsun ey atam. bıraktığın bu mirası en iyi şekilde koruyacak ve ömrümün sonuna kadar hainlik yapmiyacağım.
devamını gör...
simülasyon argümanı
evrenin bir simülasyondan ibaret olduğunu ve içinde yaşayanların bunun farkına varamayacağını iddia eden görüş.
felsefi kökenleri de olan ve son yıllarda da özellikle bilim kurgunun tetiklemesiyle gündeme sıkça gelen bu argümanın doğru olamayacağı, bilim insanları tarafından ilginç bir şekilde kanıtlandı.
oxford üniversitesi'nden bir grup teorik fizikçi (zohar ringel ve dmitry kovrizhi adlı 2 bilim insanının önderliğinde) bir araştırma yaptı ve çalışma sonuçları da scientific advances adlı dergide yayımlandı.
ekip, kütle çekimsel anomali denilen bir olayı, bilgisayar bilimlerindeki bir teori ile ilişkilendirmeyi başardı. sonuçlar şaşırtıcı şekilde açıktı: en azından gözlemleyebildiğimiz evrende, evren boyutlarında bir simülasyon için gereken bilgi işlem gücünü sürdürmeye yetecek kadar fazla parçacık yok.
türkçesi: birkaç yüz elektron hakkında bilgi depolamak bile, evrende mevcut olandan daha fazla atom gerektiren bir bilgisayar belleğine sahip olmanızı gerektiriyor.
felsefi kökenleri de olan ve son yıllarda da özellikle bilim kurgunun tetiklemesiyle gündeme sıkça gelen bu argümanın doğru olamayacağı, bilim insanları tarafından ilginç bir şekilde kanıtlandı.
oxford üniversitesi'nden bir grup teorik fizikçi (zohar ringel ve dmitry kovrizhi adlı 2 bilim insanının önderliğinde) bir araştırma yaptı ve çalışma sonuçları da scientific advances adlı dergide yayımlandı.
ekip, kütle çekimsel anomali denilen bir olayı, bilgisayar bilimlerindeki bir teori ile ilişkilendirmeyi başardı. sonuçlar şaşırtıcı şekilde açıktı: en azından gözlemleyebildiğimiz evrende, evren boyutlarında bir simülasyon için gereken bilgi işlem gücünü sürdürmeye yetecek kadar fazla parçacık yok.
türkçesi: birkaç yüz elektron hakkında bilgi depolamak bile, evrende mevcut olandan daha fazla atom gerektiren bir bilgisayar belleğine sahip olmanızı gerektiriyor.
devamını gör...
okulda yılbaşı çekilişi yapmak
genelde ortaokul veya lisede yapılan etkinliktir. eğer sınıfta hoşlandığınız biri varsa o kişinin isminin kime çıktığı bulunur, itinayla kağıtlar değiştirilir ve hoşlanılan kişiye hediye alınarak onunla yakınlık kurmaya çalışılır.
devamını gör...
sağlıksız bir şekilde 5-10 kilo verdirten diyetler
(bkz: nerede lütfen söyleyin)
devamını gör...
insanı yoran şeyler
memnuniyetsiz insanlar
devamını gör...
duşta sıcak-soğuk su ayarı yapayım derken trt fm'in frekansını bulmak
yakın zaman önce başıma gelmiş durumdur.
bilen bilir fitness salonunda çalışıyorum, gün içerisinde epey terliyoruz. dedim şimdi üşenirim direkt evde duş alayım zaten iki adımlık yol. neyse girdim duşa. havlumu, süngerimi ve dalin şampuanımı aldım tam böyle duş alıyorum. anaa, o da nesi? bir anda buzhane oldu ortalık, "brrr" diye donmaya başladım, büzüldüm resmen yaa. neyse kökledim sıcak suyu, bu sefer de cayır cayır yanıyorum, her iki türlü de sıkıntı. milimetrik ayar yapıyorum. bir yandan düşünüyorum:
"lan 2021 yılındayız anasını satim, hala ilkel ilkel işler... başımıza gelene bak. bir de o kadar fütüristik filmlerde bize uçan araba muçan araba gösterdiler, nah sana uçan araba... o değil de merve boluğur acaba yeni video atmış mıdır kanala ya. gidem de izleyem yutuptan"
o anda beklenmedik bir şey oldu, sıcak ve soğuk su vanalarıyla mikro cerrahi ayar yaparken duşakabinden karıncalanma ve akabinde bir ses geldi:
"afyon parçalı bulutlu 10-13..."
"yok artık!!"
"trt efem efem efemm"
bilen bilir fitness salonunda çalışıyorum, gün içerisinde epey terliyoruz. dedim şimdi üşenirim direkt evde duş alayım zaten iki adımlık yol. neyse girdim duşa. havlumu, süngerimi ve dalin şampuanımı aldım tam böyle duş alıyorum. anaa, o da nesi? bir anda buzhane oldu ortalık, "brrr" diye donmaya başladım, büzüldüm resmen yaa. neyse kökledim sıcak suyu, bu sefer de cayır cayır yanıyorum, her iki türlü de sıkıntı. milimetrik ayar yapıyorum. bir yandan düşünüyorum:
"lan 2021 yılındayız anasını satim, hala ilkel ilkel işler... başımıza gelene bak. bir de o kadar fütüristik filmlerde bize uçan araba muçan araba gösterdiler, nah sana uçan araba... o değil de merve boluğur acaba yeni video atmış mıdır kanala ya. gidem de izleyem yutuptan"
o anda beklenmedik bir şey oldu, sıcak ve soğuk su vanalarıyla mikro cerrahi ayar yaparken duşakabinden karıncalanma ve akabinde bir ses geldi:
"afyon parçalı bulutlu 10-13..."
"yok artık!!"
"trt efem efem efemm"
devamını gör...
ağrı kesici içmeyen insan
mazoşisttir.
devamını gör...
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
tolgame en akıllıca soruyu sormuş bence, kadın doğası gereği ilk adımı/mesajı atmamalı doğru, nasıl yaklaşmak gerektiği ise önemli bir konu, mesaj sözlükte gerçekleşiyorsa işiniz daha kolay, yazdıklarını okuyup, önce nasıl bir karakteri olduğunu anlayıp, önceliklerini, hassas olduğu konuları öğrenebilirsiniz, kendine ait bir fikri, savunduğu bir düşüncesi vardır, sizin de söyleyecek birşeyiniz varsa, böyle bir konuda sohbet edebilirsiniz, mesaj gönderebiliyorsanız, sözlükte yada herhangi bir mecrada, bu tip tanışmalara da açıktır. doğru yaklaşırsanız, görüşebilirsinizde.
popo konusu gerçekten şehir efsanesi..
ben şahsen ilk önce derli toplu temiz birisimi ona bakarım, eli yüzü, üstü başı, sonra, düşündüğünü nasıl cümlelerle anlatıyor, üslubu, kelime hazinesi, fikirleri zenginmi, birşey konuşuyorsak farklı bir bakış açısı varmı ve bunu anlaşılır bir şekilde söyleyebiliyormu, kendinden emin huzurlu bir görüntü veriyormu, mesela gergin, söyleneni anlamadan, hemen bir açık, bir kelime bulup üste çıkmaya çalışan tipler çok itici oluyor.
kendi aramızda kritik yapıyoruz.
benim öncelikli konum, karşılıklı ilgi/sevgi alışverişi, bunlar ilişkiyi sürdürecek şekilde beni tatmin etmiyorsa, trip işine hiç girmem, ihtiyaç duymam, benim içimden geliyor, onun gelmiyorsa, içinde yoktur diye düşünür, ilişkiyi bitiririm, tahminler, imalar, trip, kapris gereksiz şeylerdir.. istekler beklentiler baştan konuşulmadıysa bile, kırmızı çizgiler belli olur zaten, tepkiler zamanında ve nezaket çerçevesinde hissettirilmelidir.
siz bir kadına değer verip mutlu ediyorsanız, bunun üstünede trip görüyorsanız, mecbur değilsiniz sonuçta. ayrılabilirsiniz yani, böylede bir hakkınız var. insanlar birbirini sevmek, mutlu olmak için birbirlerine eşlik etmelidir, başka şeyler peşindeyse egosunu beslemek istiyordur bence.
popo konusu gerçekten şehir efsanesi..
ben şahsen ilk önce derli toplu temiz birisimi ona bakarım, eli yüzü, üstü başı, sonra, düşündüğünü nasıl cümlelerle anlatıyor, üslubu, kelime hazinesi, fikirleri zenginmi, birşey konuşuyorsak farklı bir bakış açısı varmı ve bunu anlaşılır bir şekilde söyleyebiliyormu, kendinden emin huzurlu bir görüntü veriyormu, mesela gergin, söyleneni anlamadan, hemen bir açık, bir kelime bulup üste çıkmaya çalışan tipler çok itici oluyor.
kendi aramızda kritik yapıyoruz.
benim öncelikli konum, karşılıklı ilgi/sevgi alışverişi, bunlar ilişkiyi sürdürecek şekilde beni tatmin etmiyorsa, trip işine hiç girmem, ihtiyaç duymam, benim içimden geliyor, onun gelmiyorsa, içinde yoktur diye düşünür, ilişkiyi bitiririm, tahminler, imalar, trip, kapris gereksiz şeylerdir.. istekler beklentiler baştan konuşulmadıysa bile, kırmızı çizgiler belli olur zaten, tepkiler zamanında ve nezaket çerçevesinde hissettirilmelidir.
siz bir kadına değer verip mutlu ediyorsanız, bunun üstünede trip görüyorsanız, mecbur değilsiniz sonuçta. ayrılabilirsiniz yani, böylede bir hakkınız var. insanlar birbirini sevmek, mutlu olmak için birbirlerine eşlik etmelidir, başka şeyler peşindeyse egosunu beslemek istiyordur bence.
devamını gör...
her kızın 25 tane flörtü olduğu gerçeği
malum yerinden element uyduran yazar beyanı. bende 50 tane var sen yanlış hesaplamışsın*.
devamını gör...
trabzon
t:hakkında en çok sansaysonun döndüğü ama tam olarak kimsenin birşey bilmediği şehir.
öncelikle trabzonun tarihi antik çağa uzanır. caesarlı eusebius adlı tarihçiye göre şehrin kuruluş tarihini mö 756 olmakla birlikte bu iddia trabzon'u istanbul, roma hatta, genel kanıya göre trabzon ve diğer doğu karadeniz kolonizasyonunu gerçekleştiren sinop'tan daha eski bir kent yapmaktadır. bu durum gerçekse sinoplular var olan bir kenti mö 630 tarihinden sonra yeniden kolonize etmiş olmalıdırlar.anabasis'te geçen "pontos euksenios kıyısındaki bu şehir sinope'nin lazların ataları olan kolhis ülkesindeki kolonisidir" ifadesi daha sonra arrian ve peripleus tarafından da onaylanmıştır.
bugünkü trabzon insanları kıpçak türkleri, *yunan , ukrayna , kafkas ve pontusluların kırmasıdır.
kanuni sultan süleyman trabzonludur.
batıda rönesansın başlamsını sağlayan bessarion adlı üniversite hocası trabzonludur.
ipek yolunun bir kısmının trabzon limanına uğruyor olması trabzonun tarih boyunca hep anadoludaki en önemli ve en zengin bölgelerinden yaptı.
isminin yunan mitolojisinde lycaon'un oğlu trapezeus'un arkadya'daki adaşına ismini verdiği bilindiğinden, karadenizdeki trabzon'un da bu mitolojik kahramandan adını aldığı ve kent adının yunan toponomi geleneğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
evliya çelebi'nin, 2500 yıllık geçmişi olan bu ismi 17. yüzyılda türkçe halk etimolojisi kaynaklı ”tuğra-bozan“ yakıştırması ile açıklamaya çalışmış olması da kimi çevrelerce ciddiye alınmıştır.
trabzon şehrinden ilk defa mö 400 yılında şehri gören atinalı xenophon tarafından bahsedilmiştir. merkezinde yunanların çevre köylerinde bugünkü lazların ataları olan kolhislilerin ve yaşadığı trabzon, antik çağ ve sonrasında zigana geçidi üzerinden ermenistan ve euphrates civarında üretilen ticari malların takas edildiği ticaret merkezi ve dış ülkelere satıldığı bir ihraç limanı özelliğindeydi. pontus imparatoru mithridates'in roma imparatorluğu ile giriştiği bir dizi savaşı kaybetmesinin ardından anadolu topraklarının yanı sıra trabzon da roma hakimiyetine girmiştir.
trabzon imparatorluğu
bir dönem bizans imparatorluğunu da yönetmiş olan komninos hanedanı'ndan aleksios latin işgali nedeniyle trabzon'a gelerek teyzesi gürcü kraliçesi tamar'nın da desteğiyle kendini roma imparatoru ilan etmişse de batı özellikle vatikan trabzon imparatorunu küçümseyerek "laz hükümdarı" olarak tanımlamıştır. trabzon imparatorları başlangıçta diğer bizans (doğu roma) imparatorları gibi çift başlı (aetos) figürünü sembol olarak kullanmışlarsa da latin işgalinin sona ermesi ve konstantinopolis'te yeniden yasal yönetimin iktidarı ele geçirmesiyle, bir çatışmaya sebebiyet vermemek için bugün trabzon ayasofya müzesinin giriş kapısının üzerinde rölyefi bulunan tek başlı kartal sembolü tercih etmişlerdir. cenevizliler ile venedikliler, moğollar ile osmanlılar hatta çeşitli türkmen (akkoyunlu kabile federasyonuna mensup) klanları ile denge politikası sürdürerek, varlığını sürdürebilen bu zengin liman kenti, istanbul'un fethinden sekiz yıl sonra 1461 yılında fatih sultan mehmet tarafından karadeniz'deki çeşitli beylikler, italyan kolonileri ve kırım'la birlikte ele geçirilerek ipek yolunun stratejik anahtarının osmanlı hakimiyetine girmesi sağlanmıştır.
osmanlının anadoluda güçlenmesi
1300'lü yıllarda samsun'un kaybedilemsinin üzerine trabzon imparatoluğu vergiye bağladı. istnbulun fethi ile bizans resmen tarihin tozlu raflarında yerini almıştı. fatih sultan mehmed ise bizansın bir dirilmeyeceğinden emin olmak için trabzona öncü birlik göndermiştir.
akıllı politikalar ve doğru strateji izleyerek bölgede bağımsızlığını yüzyıllar boyunca koruyan trabzon imparatorluğu rusların trabzonu işgaline kadar osmanlı idaresinden çıkmayacaklar ve islamı kabul edecekler.
kurtuluş savaşı sırasında trabzon
erzurum kongresinin toplnaması sağlanılmış ayrıca bir sürü miting yapılarak halkı bağımsızlık için çalışmıştır.
ayrıca ordu için tarladaki lahanaların sökülüp patates ekilmiştir.
türkiye cumhuriyeti'nin 81 ilinden biri olan trabzon, doğu karadeniz bölgesi'nde yer almakta ve 4.685 km2lik yüz ölçümüyle ülke topraklarının %0,6'sını oluşturmaktadır. ilin cumhuriyet dönemindeki sınırları kültürel ve tarihsel bir düşünceyle değil tamamen idari yapı ve merkezlere uzaklıklar baz alınarak çizilmiştir.
önemli yerler
trabzon tiyatro binası

zagnos köprüsü

popüler kültürde trabzon
son çıkan call of duty black ops cold war'da sscb'nin trabzonu işgal etmeye çalışması ile ilgili bölüm vardır.
dünya'da trabzon ile ilgili eserler ve yorumlar

fransız ressam fabius brest'in "trabzondaki kervansaray" adlı eseri)
evliya çelebi trabzon için "bu şehre küçük istanbul denilse yeridir. irem bağları gibi süslü bir şehirdir burası".
öncelikle trabzonun tarihi antik çağa uzanır. caesarlı eusebius adlı tarihçiye göre şehrin kuruluş tarihini mö 756 olmakla birlikte bu iddia trabzon'u istanbul, roma hatta, genel kanıya göre trabzon ve diğer doğu karadeniz kolonizasyonunu gerçekleştiren sinop'tan daha eski bir kent yapmaktadır. bu durum gerçekse sinoplular var olan bir kenti mö 630 tarihinden sonra yeniden kolonize etmiş olmalıdırlar.anabasis'te geçen "pontos euksenios kıyısındaki bu şehir sinope'nin lazların ataları olan kolhis ülkesindeki kolonisidir" ifadesi daha sonra arrian ve peripleus tarafından da onaylanmıştır.
bugünkü trabzon insanları kıpçak türkleri, *yunan , ukrayna , kafkas ve pontusluların kırmasıdır.
kanuni sultan süleyman trabzonludur.
batıda rönesansın başlamsını sağlayan bessarion adlı üniversite hocası trabzonludur.
ipek yolunun bir kısmının trabzon limanına uğruyor olması trabzonun tarih boyunca hep anadoludaki en önemli ve en zengin bölgelerinden yaptı.
isminin yunan mitolojisinde lycaon'un oğlu trapezeus'un arkadya'daki adaşına ismini verdiği bilindiğinden, karadenizdeki trabzon'un da bu mitolojik kahramandan adını aldığı ve kent adının yunan toponomi geleneğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
evliya çelebi'nin, 2500 yıllık geçmişi olan bu ismi 17. yüzyılda türkçe halk etimolojisi kaynaklı ”tuğra-bozan“ yakıştırması ile açıklamaya çalışmış olması da kimi çevrelerce ciddiye alınmıştır.
trabzon şehrinden ilk defa mö 400 yılında şehri gören atinalı xenophon tarafından bahsedilmiştir. merkezinde yunanların çevre köylerinde bugünkü lazların ataları olan kolhislilerin ve yaşadığı trabzon, antik çağ ve sonrasında zigana geçidi üzerinden ermenistan ve euphrates civarında üretilen ticari malların takas edildiği ticaret merkezi ve dış ülkelere satıldığı bir ihraç limanı özelliğindeydi. pontus imparatoru mithridates'in roma imparatorluğu ile giriştiği bir dizi savaşı kaybetmesinin ardından anadolu topraklarının yanı sıra trabzon da roma hakimiyetine girmiştir.
trabzon imparatorluğu
bir dönem bizans imparatorluğunu da yönetmiş olan komninos hanedanı'ndan aleksios latin işgali nedeniyle trabzon'a gelerek teyzesi gürcü kraliçesi tamar'nın da desteğiyle kendini roma imparatoru ilan etmişse de batı özellikle vatikan trabzon imparatorunu küçümseyerek "laz hükümdarı" olarak tanımlamıştır. trabzon imparatorları başlangıçta diğer bizans (doğu roma) imparatorları gibi çift başlı (aetos) figürünü sembol olarak kullanmışlarsa da latin işgalinin sona ermesi ve konstantinopolis'te yeniden yasal yönetimin iktidarı ele geçirmesiyle, bir çatışmaya sebebiyet vermemek için bugün trabzon ayasofya müzesinin giriş kapısının üzerinde rölyefi bulunan tek başlı kartal sembolü tercih etmişlerdir. cenevizliler ile venedikliler, moğollar ile osmanlılar hatta çeşitli türkmen (akkoyunlu kabile federasyonuna mensup) klanları ile denge politikası sürdürerek, varlığını sürdürebilen bu zengin liman kenti, istanbul'un fethinden sekiz yıl sonra 1461 yılında fatih sultan mehmet tarafından karadeniz'deki çeşitli beylikler, italyan kolonileri ve kırım'la birlikte ele geçirilerek ipek yolunun stratejik anahtarının osmanlı hakimiyetine girmesi sağlanmıştır.
osmanlının anadoluda güçlenmesi
1300'lü yıllarda samsun'un kaybedilemsinin üzerine trabzon imparatoluğu vergiye bağladı. istnbulun fethi ile bizans resmen tarihin tozlu raflarında yerini almıştı. fatih sultan mehmed ise bizansın bir dirilmeyeceğinden emin olmak için trabzona öncü birlik göndermiştir.
akıllı politikalar ve doğru strateji izleyerek bölgede bağımsızlığını yüzyıllar boyunca koruyan trabzon imparatorluğu rusların trabzonu işgaline kadar osmanlı idaresinden çıkmayacaklar ve islamı kabul edecekler.
kurtuluş savaşı sırasında trabzon
erzurum kongresinin toplnaması sağlanılmış ayrıca bir sürü miting yapılarak halkı bağımsızlık için çalışmıştır.
ayrıca ordu için tarladaki lahanaların sökülüp patates ekilmiştir.
türkiye cumhuriyeti'nin 81 ilinden biri olan trabzon, doğu karadeniz bölgesi'nde yer almakta ve 4.685 km2lik yüz ölçümüyle ülke topraklarının %0,6'sını oluşturmaktadır. ilin cumhuriyet dönemindeki sınırları kültürel ve tarihsel bir düşünceyle değil tamamen idari yapı ve merkezlere uzaklıklar baz alınarak çizilmiştir.
önemli yerler
trabzon tiyatro binası

zagnos köprüsü

popüler kültürde trabzon
son çıkan call of duty black ops cold war'da sscb'nin trabzonu işgal etmeye çalışması ile ilgili bölüm vardır.
dünya'da trabzon ile ilgili eserler ve yorumlar

fransız ressam fabius brest'in "trabzondaki kervansaray" adlı eseri)
evliya çelebi trabzon için "bu şehre küçük istanbul denilse yeridir. irem bağları gibi süslü bir şehirdir burası".
devamını gör...