assistant regional manager yazar profili

iş yerinde masada otururken hissettim. önce farkında olmadan sandalyeyi kaydırdım zannettim ama bildiğin sağa sola gidiyorum, camlar sallanıyor. deprem oluyor diyerek aşağı indim o sırada durdu. garip bir şekilde benden başka kimse de hissetmemiş.. neyse, bununla geçmiş olsun hepimize.

fotoğraf olmasa da..

bu aynı sigarayı bırakmak gibi bir şey yaa bence, iş kafada bitiyor yani. gerçekten karar verince başaramayacağımız bir şey yok kesinlikle.
spor mu yapmak istiyoruz? e yapalım?? illa salona kayıt olmak zorunda değiliz. 1 adet mat ile başlar her şey. he ona da çok gerek yok ama ufak bir motivasyon işte. sonra gerisi geliyor. o kadar geliyor ki ben 1 yıl evde takıldım, şu an haftada 3 gün spor salonuna gidip kalan günler sabah ya da akşam canım ne zaman isterse evde yapıyorum. bandıllarım*, direnç bantlarım, bilek ağırlıklarım falan hepsi var. manyak olmuşum ben ama vazgeçemem. ara veririm en fazla.

dana gibi olduğumdan mütevellit 1.5 yıl önceki halime dönebilmek adına chialar, yeşil çaylar, az yemeler ve sporlarla dolu günlere başladım. derdimizi sevelim, sahiplenelim ama çok da kasmayalım. olur öyle şeyler, halledilir bir şekilde.

günaydın bebiktolar.

sabah 7’de uyanıldı, anneler günü kutlandı, kahve içildi, spor yapıldı. şimdi biraz ders çalışıp öğlen temizlik yapıcam. muhtemelen markete de gitmem gerekecek ve onu da halledince günün kalanını kendime ayırıcam. yani inşallah. nys, bugünümüze şükür.

balkon çiçeği*.

bende de vardı bundan. tek seferde 5-6 tane falan kitap alıyordum. buna bir noktada son vermem gerektiğini fark ettim ve kendime “kitaplığımdaki tüm kitapları okuyana kadar kitap almayacağım” diye söz verdim. bu sefer de hangi kitabı okuyacağıma karar verememeye başladım. sonra süpperr bir şey geldi aklıma.

okumadığım tüm kitapların isimlerini liste yaptım. hızlı çekiliş sitelerinden birine kitap listemi gönderdim ve okuma sırası çekilişi yaptım fjdkf. “şunu okuyayım yaa” dediğim bir kitap olmadığı sürece listeye göre ilerliyorum. okuduğum kitabı hangi tarihte bitirdiğimi de yazıyorum ki kendimi biraz gazlayayım.
bak mesela 2024 nisan’da başlamışım listeye, bugüne kadar 27 kitap okumuşum*, 28 elimde. kalan kitap sayısı 41. nayss

üzülmedim. hatta bence çok bile uğraştılar bunun için. iyi insandı vs diyenleri de anlamıyorum, katil ulan bunlar katil. yıllarca dağ gibi delikanlıları, hamile kadınları, kundakta bebekleri, suçsuz günahsız nice insanı katletmemişler gibi konuşuyorlar hâlâ. darısı tez zamanda diğerlerinin başına inşallah. bin beter olsunlar.

dermatolog reçetesi ile şubat ayından beri kullandığım, azelaik asit içeren canım kremim.

kahverengi lekeler ve asla kurtulamadığım kapalı komedonlar yüzünden gittiğim doktor bey “hem hassas, hem alerjik hem de sivilceye meyilli bir cildin var” diyip bunu verdi. makyaj da dahil tüm cilt bakım ürünlerini yasaklayınca kendisine biraz sinir olsam da allah ondan razı olsun, hiçbir alerjik reaksiyon göstermeden ve tahriş etmeden düzeltiyorum minnoş cildimi.

tüm yüze yoğurt gibi sıvamadan, sorunlu bölgeye az bir şey sürmek yeterli. sivilce gördüğüm an bir pıt sürüyorum, sabah bir bakıyorum hoop minicik kalmış. kapalı komedonlar ve benim onları sıkmak suretiyle bıraktığım lekeler de zamanla hafifliyor. özellikle sivilce üzerine sürünce kaşıntı yapıyor ama işe yaradığı için kaşınması hiç zorlamıyor beni fkjfk.

tam verim almak için 6 ay düzenli kullanmak ve uygulamadan önce cildi güzelce temizlemek gerekiyormuş. ben narin bir papatya olduğumçün yüzümü bebek şampuanıyla yıkayıp gül suyu ile sildikten sonra bunu sürüyorum. gençleştim resmen, bu kadar mı fark eder!

zumba dersi var diye evden çıktım, yolda bir takım olaylar canımı sıkınca dersi iptal ettim. şimdi hiç tahammül edemem valla neşeli hocalara.. nys, sinirimden kurtulmak için leg press yapıcam. 51 kilo. by.

doğum günüsü kutlu olsun, mutlu olsun senelerce. yalnız boncuktan kuş yapamadım misina bitmiş, kusuruma bakmasın artık. *

ammann unut her şeyi. ammann salla dertleri. ammann tatlı düşünüp her şey güzel olacak bak gör sen.

*

kendi kıraş’ta 11.420. bölümdeyim.

evet.

başlıktaki errrkek yoğunluğuna son vermeye gelcem yalnız önce az bi işim var, çocukları evlendirip döncem.

yav çaydanlığın altına da üstüne de soğuk su koyup açın ocağı, demliğe suyu koyduktan sonra çayı atın ama, yavaş yavaş kaynasın. bitti gitti.

enişteniz gelse uzun uzun hikâye tadında anlatırdı ama ben misafirlere gecenin 3. çayını demlerken özet geçtim size.

bana uygulamada başlık açtırtmayan, tanımımı taslak bile kaydetmeyen sözlükümüz.

kitabımı okudum, değerlendirme defterime yazdım. bir de sözlüğe yazayım ki ahalimiz kültürlensin istedim. yazdım, yazdım, yazdım. gönder diyorum göndermiyor.. taslak kaydet diyorum ses vermiyor..herhalde kaydetmiştir taslağı diye kapattım. sonra bi baktım, şokk! aman tanrım didim!

daha da bilgi tanımı yazmam. belki de yazarım yaa bilemedim şimdi. nyse, bakiciğiz.

bugünün şerefine sizi dunder mifflin paper company türkiye şubesinin managerı ilan ediyorum efenim, hayırlı olsun.

ve elbette mutlu yıllar. güzel yaşlarınız olsun. *

(bkz: bir kere açtım midem bulandı kapattım)

if the world was ending i'd wanna be next to you.