sinirliyim ama öyle delikanlı sinir değil, daha çok biri önümde yavaş yürürse içimden 300 sayfalık küfür romanı yazarım ama yüzümde gülümseme kalır tipi sinir.
bir yandan da ponçiğim… biri bana çay getirince içimden dünya aslında kötü bir yer değil ya… diyorum.
beş dakika sonra yine niye bu kadar gereksiz insan var bu gezegende? diye sinirleniyorum.
arkadaş boka hakaret etmeyelim berbat insanlar diyelim neden mi bok faydalıdır.
her boktan şeyin altında aslında bereket yatar.
gübre dediğimiz şey, sterilize edilmiş bok değil midir?
çiçeklerin kokusu, meyvelerin lezzeti, tarlaların verimi… hepsi bir zamanlar bir ineğin, bir kuşun, bir insanın çıkış noktasından geçmiştir. yani hayat, aslında bokun dönüşüm yeteneğine hayran kalarak yeşerir.
sivas arada sıkışmış şehir falan değildir. türkiye haritasında griyle beyazın nikahını kıyan yerdir. insan bir kere gider, donsa bile gönlü ısınır. çünkü sivas seni soğuğuyla döver ama sonra tandırıyla sarar.
bir kere sivas’ın kışı öyle sıradan değildir; orada kar sadece yağmaz, karakter verir. sivaslı çocuk, daha ilkokulda montunun fermuarı donduğu için hayatın zorluklarına hazırlanır. başka şehirlerde soğuk demek dudak büzmekse, sivas’ta soğuk demek kimliğini almış gibi sivaslıyım demektir.
sonra bir geç divriği ulu camii’nin taş işçiliğine bak; sanat değil, sabır heykelidir. adamlar taş oymamış, taşla dua etmiş.
kangal’ı var bu şehrin. yani köpek değil, milli güvenlik unsuru ciddi şekilde. o köpek öyle bir bakar ki, ülke sana emanet dersin.
gelelim yemeklere… sivas köftesi diye geçme öyle. o köfte, etin psikolojik olarak nirvanaya ulaştığı haldir. üzerine bir de madımak yedin mi, tamamdır. her lokmada neden başka şehirler var ki diye sorgularsın.
sivas insanı da başka. kafasında entrika değil, şapka taşır. birine gel dediyse eğer , sofrayı da gönlünü de açar. deli gibi sivas’ı seviyorum diyorsa, bu delilik türü ülke genelinde bulaşsa türkiye kalkınır.
ve evet, sivas belki metropol değildir. ama dürüstlüğün, soğuğun, köftenin ve kangalların başkentidir. bir insan orada yaşayıp hala içi ısınmıyorsa, o artık insan değildir...
kısacası; ben deli gibi sivas’ı seviyorum. çünkü sivas deliliği, delirmeye değen tek deliliktir.
indüklenmiş radyoaktivite, özellikle nükleer enerji, parçacık hızlandırıcıları ve uzay araştırmaları gibi alanlarda dikkate alınması gereken önemli bir alandır.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.