deliçiçek yazar profili

sabahtan akşama akşamdan sabaha uyumak. böyle düz uyumak yani hiç kalkmadan. uyanınca geri uyumaya çalışmak .. uyandırmaya çalışanlara sinirlendikten sonra sinirden ağlamak .. anladınız siz beni

umarım seni de öldürürler de kimse de sana acımaz dicem de ben senin kadar taş kalpli değilim. kapalıyım , kapalı olmayı seviyorum ama bu kapalı olanların açık olanlara dayatmasından nefret ediyorum (aynı şekilde açıkların da bana yobaz gözüyle bakmasından.) kapalı olmak cennete götürmez.. bizi cennete götürecek olan şey tertemiz bir kalp, rahat vicdan ve güzel ahlaktır. cehennemde ateşin bol olsun kapalı ama ahlaksız kadın!

5 yaşındaydım.. çok hastalandım, babam o sıralar çalışmıyor, anlayacağınız üzere sağlık karnem yok (o zamanlar sağlık karnesi diye bir defter vardı). e çalışmadığı için para da yok ateşim 39, annem bir o tarafa gidiyor başımda bir bu tarafa. sonra aklına dahiyane bir fikir geldi. abimi dayımın evine gönderdi ve kuzenimin sağlık karnesini aldırdı. yengemle dayım korkmuş tabi yakalanırız yaptırımı var falanlar filanlar. beni hastaneye götürdüler. annemle babam birbirlerine dayım ve yengemin adıyla sesleniyorlar. serum falan takıldı biraz kendime geldim ama ilaçları alamadık tabi.. halen her hastaneye gidişimde aklıma gelir gülerim. akp diye demiyorum bana katılmanızı da beklemiyorum ama sosyal devlet ilkesi yerine getiriliyor diye düşünüyorum..

kendine güveni olmayan kızdır. erkek arkadaşlarımın sevgilileri hep yapar bunu. beni görür görmez ahtapot gibi sarılırlar. halbuki sizden önce ben vardım, arkadaşımla bir ilişki isteseydim onu sana bırakır mıydım sence? her neyse.. yapmayın kızlar çok avam görünüyor

en ilginci değil ama en güzeli diyebilirim.. bizzat benim kullanıcı adım olan deli çiçek.. çok naif görünmeme ve sesimin çok tatlı olmasına rağmen kendi içimde deliymişim . arkadaşlarımdan biri ortamda bu şekilde söyledi ve adım deli çiçek kaldı. e bende çok sevdim tabi.. itiraf edin siz de çok beğendiniz :)

eğer kalpte oluşan yaralardan bahsediyorsak tam benlik hareket. zira asla dert anlatmam, kimseye belli etmem ve son derece mutlu görünürüm.. zaten kimsenin de benim yaramı saracağına pek inanmam.. o yüzden tüm kalp yaralarımı ve ruh kırıklıklarımı kendim sarar sarmalar iyileştiririm. ha arada bir de ayna karşısında kendi omzumu tıpışlayıp ''aferin kızım bunu da atlattın'' demeyi seviyorum. eee ne demişler kendine yaslanan dik yürür.

dert anlatmam da dinlemem de.. hayat zaten çok zor bir de başkasının derdini dinleyip kafamı dolduramam. hem ne gerek var.. sizin de çevrenizde sürekli dert yanan birileri varsa hemen uzaklaşın derim çünkü hayat çok kısa

bazı kilolu bey ve hanımların vicdanlarını rahatlatmak için para verdiği kişilerdir. ne yazık ki bu şekilde kilo verebilen çok az kişi var ve çoğunluğu da geri alır. zayıflamak istiyorsan yemeyeceksin sevgili okur.

mhp'nin de çok pişman olduğuna hatta devlet bahçeli'nin bile içi içini yediğine eminim. suriyelilerin alınmasına destek olarak çok büyük hata ettik diyemiyorlar tabii. hatayı kabul etmek, bizim toprakların insanlarına pek uymayan bir durum.. hele de siyasetçiler için.. neyse adam yanıla yanıla pehlivan yenile yenile diyelim..

şu sıralar kaybettiğim doğrudur. normalde çok sevdiğim bir aktivite ama yoğun iş yaşamı toksik patronum yüzünden akşam eve gidince bayılıyorum sanki.. sabah nasıl kalktığımı da siz düşünün artık.. umarım daha iyi bir iş bulup kitaplarıma kavuşurum :(