durbirazanlatcam yazar profili

mutluyum şarkısıyla tanıdığım ve çoğu şarkılarına bağlandığım türk grup. seslerini her duyduğumda eskilere giderim ya da eskilere gitmek istediğimde onları dinlerim.

çekindiğimiz bir konuda saygısını hiç bozmadan bizi rahatlatmaya çalışması, gösterdiği çabayı saklamaması erkekleri çok tatlı kılıyor.

kısa erkek uzun kadın, arada birkaç santim varsa hiç de garipsenmeyen çiftler çıkar ortaya. toplum tarafından tuhaf bulunan bu duruma rağmen çiftimiz birbirini bulmuş ve bırakmamışsa demek ki aralarında güçlü bir bağ, duygu yoğunluğu var demektir.

karşındakinin duygularını anlamadığın için çekimser kalmak. en sonunda da insanları yıldırıp kendinden uzaklaştırmak. birazcık daha rahat davranışlar sergilense belki de çok güzel bir arkadaşlık ya da ilişki doğabilecekken tüm ihtimaller yitirilmiş olur.

aslıhan gürbüz'e çocukluk yıllarımda aşık olmama neden olan dizidir. saatlerce önümde çekirdek ile mest olmuş bir şekilde izlerdim. hep gerçeklikten çok uzak, komik ve kafa dağıtmalık bir dizi olduğunu düşünürdüm. son bölümde mutlu bir son hayal etmişken cazibe'nin kazık atması ile aşk hayatına küsmem arasında büyük bir bağlantı olduğuna inanıyorum. hatta şu an yazarken aydınlandım da belki de güven sorunlarımın da başlangıcıdır.

bunu duyunca umarım hakkımı harcamamışımdır dedirten tanımdır. aşk çok karmaşık bir duygu olduğu için şimdiye kadar tatmadığımı düşünsem de ya yanlışlıkla harcamışsam korkusu da peşinde gelir. bir taraftan da şuna inanırım ki aşk herkesin hayatına uğramaz, ölmeden önce aşkı tadabilen çok insan yoktur.

hangi sığ düşüncenin ortaya attığını çözemediğim fikirdir. daha da kötüsü kadınların tersini kanıtlamak için yaptıkları projelerin bu fikri çok daha fazla destekler ürünler ortaya koymasıdır. komiklikten ziyade cring olmayı başaran stand up gösterileri düzenlemeseler en azından bu fikri pekiştirmeye mahal vermezler. ayrım yapmaya gerek yok, hayatta da karşılaştığımız gibi cinsiyetten bağımsız bir konudur.