"insanlar her gün bu başlığa yazacak veriyi nereden buluyor arkadaş" diye içimden geçirirken kısa vadede yaşadıklarımı bir gözden geçirdim. belki benim de naçizane yazacak bir şeylerim vardır da, belki beni de beğenirler diye..
*
buldum!! dün gece ani bi' radikal bir karar alıp konu farketmeksizin haftada en az 1 tiyatroya gitme kararı aldım ve bunun hızıyla, kitabını okuyup beğendiğim ve eleştirmenler tarafından da yüksek puan almış (bkz:
doğu ekspresinde cinayet) isimli oyuna çok güzel bir yerden bilet aldım. bitti mi? hayırr. hızımı alamayıp önceden ilk sahnesini izleme fırsatım olan ama ikinci sahnesini izleyemediğim metin zakoğlu'nun tek başına adeta dev kadro gibi oynadığı
(bkz:
yaşar ne yaşar ne yaşamaz) oyunundan da bir bilet kaptım. hatta şu an bir karar daha alarak "oyun tarihi gelene kadar kitabını da okusam ne güzel olur" deyip, to do list'ime onu da ekliyorum. burası bu kadar.
onun haricinde, dün en sevdiğim arkadaşımla "tekrar iletişimde olma kararı aldık" şekliyle ruhsuz ve resmi bir şekilde ifade edilebilir veya "ben öküzlük yapıp güzel, masum, ceylan gözlüm diye sevdiğim ve benim nezdimde değeri çok yüksek olan arkadaşımı kırdım ve kapıyı çekip gittim. sonra da itler gibi geri döndüm" şekliyle de ifade edilebilir ama zannedersem biraz ağır oldu.
* yok yok, daha ağırını da hak ediyorum vesselam. neyse, onunla tekrar barışmamız zaten başlı başına bir olay ve onu daha fazla anlatmayacağım yoksa yeni uyanmış olan bazı yazarların tekrar uykusunu getirmeyelim.
*
onun haricinde birkaç olay daha oldu ama o da yarınki "günaydın sözlük" başlığına kalsın. hepsini bir anda tüketmeyelim. velhasılı kelam değerli sözlük ahalisi;
güünaydıınnn
devamını gör...