gesdemirei yazar profili

sokak röportajlarının vazgeçilmez ifadelerinden bir tanesidir. örneğin bu videoda sade vatandaş, bir dinazora mikrofon uzatıyor ve zamların sebebini soruyor. arkadan gencin biri, o dinazorun aklına kolaylık olsun diye bu ifadeyi fısıldıyor. sonuç ise kendiliğinden gelişiyor.

[#1171254 atıfta bulunarak] son zamanlarda özellikle afgan ve pakistanlıların türklere yaptıkları fizikî, psikolojik ve diğer çeşitli baskılarına karşı haklı serzenişlerde bulunan üyelerine -ekşi sözlük moderasyonunun gg tabirine benzer bir şekilde- süreli ve süresiz ban veren bir reddit oluşumu. haklı tepki gösterenler, hâliyle başka bir oluşuma yöneldiler. (bkz: r/turkeymeta)

gece kuşu olan kişilerin aklına vurabilecek bir peri türü. yapıp yapmama konusunda kararsızlığa düşülür. çubuk makarna haşlanır, sosu için sıvı yağ, bulyon, pul biber, kekik, kahvaltılık sos (bu ara domatesin yanına yaklaşılmıyor) / salça kullanılır. bir açgözlülük ile afiyetle yenilir. ancak birkaç saniye kadar süren pişmanlığı atalardan miras kalan genlerimize yormak, en mantıklı kaçış yolu olacaktır.

hakkında ikinci oyunun geliştirileceğine dair dayanağı ikinci kişiye ait olan bir iddia var. bu iddialar karşısında grand theft auto: the trilogy - the definitive edition gibi geçmişteki üç oyuna cila çekeceklerse hiç yapmasalar olur diyenler var.

martıya mantı demek, hoşuma gidiyor*.

işsizlik oranını seçim safhasına kadar maskelemeye yarayacağı kesin olan bir eğitim olayı.

komik bir girişim. en basit örneği vereceğim. ben 5 litrelik kardağ marka suyu geçen ekim (2021) ayından beri satın alıyorum. gelen zamlar aynı zamlarla bugünkü fiyatına kadar kronolojik fiyatları şu şekildedir: 2,5 > 2,95 > 3,5 > 3,95 > 4,5 > 5,9 (son zamla 1,4 tl zıplamış). bu suyun kdv’si %8’den %1’e çekilse ne olacak? marketler gene yapacakları haltı yiyorlar.

anonim soru özelliği her ne kadar benim sevmediğim kimliklendirmeye karşı bir tampon oluştursa da insanların akşam yatıp sabah kalktığında kargalar daha b××kunu bile yemezlerken bir insana aptalca soruları bu anonimliğin ardında sorabileceği bir yer.

pek yüz yüze konuşma fırsatı erişemediğim bir kişiye buradan birisi saçma salak ithamlarda bulunmuştu. ben de bunu profilinin linkini paylaştığında son 1 aylık soru-cevaplara bakarken fark ettim. sıra dışı sorular sorulmasını hoş karşılasam da kişinin yaratılışı itibariyle değiştiremeyeceği şeylere dil uzatmak, ahlaksızlığın hangi seviyesidir?

ayrıca son bir haftadır bana soru sorarak sohbet etmek isteyen birisinin soru sormasını beklemekten gına geldi. sorsa da biraz “ben neyin nesiymişim” diyerek bir beyin fırtınası yapsam.

slowly’den mektup arkadaşı edinmek, bu başlık ile arkadaş edinmekten daha mantıklı. en azından karşıdakinin gönderdiği ve uzun zamanda varan mektubu okuyunca ilişki bir samimilik taşıyor. sözlük arkadaşlığının samimiliği aranızın açıldığı ana kadar geçerlidir. en basit örnek için inci sözlük ve uludağ sözlük’e bakın. o ortamların leşliğine bakarak belki ibret alırsınız.

#1763111 numaralı tanımdaki ekran alıntısında geçen ve orada kullandığı ifadeler ile sözüm ona 2023’te milletimin vekili olacağını sanıyorsa yanılmıyor. kendisinin peşine takılan kitle sağ olsun. “bizi anlayabiliyor ve yerimize konuşabiliyor. o yüzden o, bizim ilahi temsilcimiz. ” deyip normal insanın katlanamayacağı leş ortamın ağzıyla takılabiliyor.

yine de yardımın gizlisi makbuldür. bu yüzden de yaklaşık 1-1,5 yıldır çeşitli belediyeler, ihtiyaç sahipleri için fatura ödemesi yapmaya izin veriyor. illa yardım edilecekse o şekilde edilsin. kısmî çekiliş havasında insanları şebek durumuna sokmanın ve etkileşim kasmanın ne anlamı var?

ben bile işsiz olup okumama rağmen 1,5 ayda bir elimden ancak 2 öğrencinin günlük yeme ihtiyacını karşılamak gelmesine rağmen bunun gibi ne reklamını yapıyorum ne el âlemin gururunu kırmaya çalışıyorum ne de etkileşim kasmaya çalışıyorum. yardım kavramının içini diğer kavramlarda olduğu gibi çıkarttınız. bravo!

deep turkish web’in 7 şubat 2022 tarihinde yayınladığı bir videoda geçen bir kurgusal karakter. videoya göre “dakikalar içerisinde sertifika” ve “eğitimsiz sertifika” sloganlarıyla para karşılığı eğitimsiz, kurssuz, dakikalar içerisinde sertifika dağıtan rüşan’ın ofisine bir gün sertifika almak isteyen eren [rüşan’ın deyimiyle ‘eren, sen tam bir g..v....’] adında bir müşteri gelir. rüşan ilk olarak eren’in [yine rüşan’ın deyimiyle] ‘hem s...... hem de para kazanabilmesi’ için jigolo sertifikası verir. eğitimi olup olmadığını soran eren’e de hayret ederek ‘bizi mi s..eceksin?’ der ve ‘mecidiyeköy’de s....e s....e dolaş. ceplerin euro dolacak.’ diye ekleyerek uğurlar. daha sonra bir çift müşteriyle [ki bu müşteriler kılık kıyafetiyle ayrı bir kurgusal karaktere atıfta bulunuyorlar. (bkz: gazinocular kralı alaattin)] buluşan eren’e müşterilerden birisi jigolo sertifikası olup olmadığını sorarak jigolo olduğunu teyit eder ve eren’den ‘g..ünü parmaklamaya başlamasını’ ister. bunu duyan eren de oradan topuklayarak soluğu rüşan’ın ofisinde alır ve o sertifikayı iade eder. bu sefer de ruşan; eren’e [yine rüşan’ın deyimiyle] ‘daha önce silikon vadisi’nden birisinin de aldığı, barış özcan’ın bile gözünün üzerinde olduğu’ yapay zekâ sertifikası verir. daha sonra eren, evinde uzun uğraşlarda bulunduğu anlaşılan ve tamamladığı bir robotun emeklemesini seyretmek üzere sokağa salar ve bu esnada robotunun bir kişi tarafından bir köşeye sıkıştırılıp başına gelenleri [eren’in deyimiyle ‘s..ilmesini’] hayret ederek izler. bunun üzerine eren, ‘merdivenaltı sahte sertifika sattığı için kendisini mahveden’ rüşan’ı polise ihbar eder. ofisine gelen polislere rüşan, şaşkınlıkla kendisini ihbar edenler arasında sırasıyla bünyamin gökcül ve eren’i sayıklar. bu esnada eren de gökcül’ün boğaziçi enstitüsü [ki buradan sonrası, sponsorlu reklam izlenimi bırakıyor] adlı şirket ofisine gider ve sertifika alabilmek için başvurur. derslerden birisi sırasında eren’le birlikte ilave tv’den arif kocabıyık’ı canlandıran bir kurgusal karakteri gören eren’in buna hayret ettiği, arif’in de “ilave tv her yerde. ilave tv sizi seviyor.” dediği ve daha sonra da birbirlerini kucaklayarak kapanışı yaptıkları görülmektedir.

cinsiyete indirgemek yanlış olacaktır. tek taraflı sexting başlangıcı olsa da internetin türk insanı elinde nasıl ahlaksız bir şekilde kullanıldığını bilen birisinin erkek/kadın fark etmeden karşı tarafı engellemesi gerekir. görseli alanda karşı tarafın kıt akıllı izlenimi bıraksa da ortaya yem atılmış, alandan da bu yeme kanması beklenmektedir. yiyen kişi özellikle erkeklerde fazladır.

başlıkların açılış şekline ara ara şaşırdığım için hayretimi giderecek mi diye sabitlenmiş tanıma baksam da pek gidermediğini söylemeliyim. en basit iki örnek vereceğim:

bazı yazarlar, haber sitelerindeki kendilerine göre ilgi çeken haberleri buraya başlık olarak taşırken haber başlıklarını kopyala yapıştır yapıyorlar. bu durum, bazen bu yazarların taşıdıkları durumu/olayı özetlerken kıt dil bilgisine sahip olduklarını düşünmeme yol açıyor. yazar ortamı dediğimiz yer, dirlik ve birlikten yana olsun desem de moderasyonun da özellikle gündeme başlık seçerken bu kıtlığı giderememesi bazen garibime geliyor. aynı olay adı soyadı şeklinde açılması gereken başlıkların önünde aidiyeti gösteren unvan ya da bir durumun/olayın öznesi olduğunu gösteren ifadelerle açılmasında da geçerli. yazarların tembelliğine tembellik katmak ve başlıklarda geçen ifadelere göre girilip girilememesini sağlamak dışında bu olayın hiçbir artısı yok ki bunlar artı bile sayılamaz.

özetle ben bir ortamda format ve kuralları ancak geçmişi ile şimdiki vaziyeti denkse "vay be. çizgilerini bozmadan bugüne kadar gelebilmişler" deyip takdirle dikkate alabiliyor, bunu sürdürmek için gereken gayreti asgari göstermeye çalışabiliyorum. bu tutarsızlığı da hormonlu büyümeyle yorumlayabiliyorum. umarım bu tür göze batan hatalar, en kısa zamanda düzelir.

şikâyet et butonundaki şikâyet sebebi olarak “forumsal / tanımsız / cevap” ile yaptığım şikâyetlerde sataşma mahiyetindeki cevap üzerine yaptığım şikâyetler dikkate alınırken forumsal ve tanımsız üzerine yaptığım şikâyetler nedense dikkate alınmıyor. bilgi kolay erişiliyor diye her önüne gelenin iş olsun diye tanım olarak yazdıklarına bir ölçü koyun. falanca bir şahsiyet ya da unsur hakkında boş, beleş, iyi, kötü gibi tanımlamalarda gerekçelendirme ve sonuçlandırma arayın. sizden tek tek tanımları kontrol etmenizi beklemiyorum. ancak yazarların ilgi alanlarına göre takip ettiği ve bildirimler ile son tanımlarından haberdar olduğu başlıklar ile okuduğu tanımlar üzerinden yaptıkları şikâyetlerde bunu gözetebilirseniz ortamın kalitesi bir nebze de olsa yükselecektir.

eda ve rain’in -bende tüyleri ürperten- bir keman düetini ne zaman dinlersem aklıma elfen lied’de lilium parçasında yaşadığım o ruh hâli geliyor. eda’nın ruh hâli, tek bölümde görülse de rain’le çok net bir şekilde ortaya konulmuş.

önceden osman kavala’yı şimdi de kabaş’ı tutuklatan ve hakkında özellikle meslek kıdemi üzerine çeşitli iddialar bulunan hakim furkan bilgehan ertem, ekşi sözlük’teki kendi adıyla açılan başlığına ve avukatken torpille sulh ceza hakimi olmak başlığına erişim engeli getirmiş. erişim engeli için şu ifadeler geçiyor: “istanbul 2. sulh ceza hakimliği’nin verdiği 25.01.2022 tarihli ve 2022/739 d.iş sayılı kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine karar verilmiştir.”

kar yağan bir havada durdurduğu taksiciye siftah olarak 50 tl verip yol tarifinde bulunduğu bir tiktok videosu olan bir kişi.

söz konusu olayın görüntülerine rağmen yaşanmadığını iddia eden ilker aycı’nın national geographic’in istanbul havalimanı belgeseli için kullandığı ifade, sürecin nasıl işlediğini çok iyi özetliyor: “bir yerde amerikalı yönetmen çok sinirlendi. ‘ne oldu’ dedik. ‘kardeşim, ben bu taşınmada problem arıyorum. her şey planlı. bana problem çıkartın’ dedi. ben de ‘devirin bir konteynırı’ dedim.”

aklıma lise zamanımda ilk sene varlığını bile hatırlamadığım son üç sene de el âlemin dikkatini çekmek için türlü şebeklikler yapam kendi öz benliği olmayan bir arkadaşı (!) getirdi. kendisini pek iyi anmıyorum, çünkü şebeklikleri pek tahammül edilecek değildi. şimdi ben bu kişiyi benliğini oluşturan unsurlara ön yargım yokken birleşimine ön yargım tetikleniyorsa bunu kötü deneyimlerime mal ediyorum. kurtulmuş bu kötü deneyimleri sevgiye yoruyorsa ya çok saf ya da bu lafı öylesine etmiş olmalıdır. ilki siyaset ortamında pasif sivri birine ters duruyor.

daha önce #1633738 numaralı tanımda bir özelliklerini övsem de 1 şubat 2022 itibariyle 15 gb internet verdiği 43 tl’lik “dost mega paketi” 56 tl’ye çıkartarak beni dumura uğratmış bir operatör. [ekran alıntısı]

ulan zaten 4-4,5 tl’lik s××××s××××× bir vergiyle her ay benden 47 tl’yi alıyordunuz. şimdi bu 53 tl’lik “fiyat güncellemesi”ne bu vergiyle beraber benden her ay 60 tl almaya yüzünüz kızarmayacak mı? bu ülke, fakirlerin değil; bir avuç kendini uyanık sanan aptal zenginlerin ülkesi olmuş da bunun bu kadar kanıksandığından haberimiz yok.