haruki murakami - en beğenilen tanımları (1. sayfa)

ağzımıza sıçsalar aman ses çıkarmayın oyları artar diyeceklere karşın iyi yapanlardır. hala neye susuyorsunuz? idrak problemi yaşıyorsunuz anlaşılan. doların 1 hafta sonra 20-30 lira olmayacağının garantisi yok. zaten vergilerle öpülüyorduk şimdi bir de bilinçli fakirleşiyoruz.

hiç mi utanmıyorsunuz "ellerine koz veriyorsunuz" derken. insanlar aç, geçinemiyor. işsizlik tavan yaptı, asgari ücretle geçim imkansız. o zaman intihar mı etsinler?!

ekleme: yazdığım, bazı tuzu kuruların zoruna gitmiş anlaşılan. ağlayarak günlüğünüze yazabilirsiniz zorunuza gittiyse. biz (halk), bittik!

şeyi de söyleyelim atlamayalım. gay dediğinizde kadın veya erkek eşcinsel anlamına gelir. ben erkek bir eşcinselim. kadın değilim. yani erkek yazarlar ayrı çirkin, gay ayrı bir çirkin olmuş başlıkta. duyarımızı kasalım, bilgimizi ekleyelim. cahilseniz de bilmediklerinizi bize sormanıza gerek yok, oturun araştırın.

biz bayrak olarak kullanıyoruz. ancak bizim malımız değil. kullanıyorsan, kullan. sana kullanma diyen mi var?

türk halkının avazının çıktığı kadar bağırmama sebebini anlayamadığım söz öbeği.

neyi bekliyorsunuz?

nasıl bir korku ki dolar 13, euro 15e giderken hala susabiliyorsunuz?

yıllardır ötv denen garabet yetmedi, trt payı vs yetmedi, ulan bu da mı yetmedi!

pakistan olmayı mı bekliyorsunuz konuşmak için!!!

ekleme: tanju özcan'ı değil bibloyu koysanız bin kat iyi yönetir. en azından "doları bilerek yükseltiyoruz, bir şey deniycez" demez!

üst edit eklemek istedim. çünkü tekrar bakınca direkt, birebir kopyala yapıştır olduğunu fark ettim. bir entryde yazar kelime sonrası boşluk koyup nokta koyarken, diğeri kelime sonrası nokta koyuyor. onları bile değiştirme gereği duymamış şahıs.

arkadaşlar entry girerken, bilgi içermeyen şeylerde bile nasıl intihal yapabiliyorsunuz ya? 2 entryyi birleştirip tek entry olarak buraya girmek mi?

alıntılanan iki ekşisözlük entrysi;


girilen entry;

tık tık


"madrid'de 4'lü zirve kapsamında cumhurbaşkanı erdoğan, isveç ve finlandiya liderleri ile görüştü. görüşme 2 saat sürdü. görüşmenin ardından türkiye, isveç ve finlandiya arasında finlandiya ve isveç'in nato üyelik süreçleri hakkında üçlü memorandum imzalandı. türkiye, iki üyenin üyeliklerine uyguladığı blokajı kaldırdı.



• pkk ve uzantılarıyla mücadelede türkiye’yle tam işbirliği.

• terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede türkiye’yle dayanışma sergilenmesi.

• pyd/ypg ve fetö'ye destek sağlamama taahhüdü.

• savunma sanayii alanında ambargo kısıtlamalara gidilmemesi, işbirliğinin artırılması.

• isveç ve finlandiya’nın terörizmle mücadele ve savunma sanayii konularındaki ulusal mevzuatlarını ve uygulamalarını tadil etme taahhüdü.

• terörizm ve örgütlü suçlarla mücadele alanında istihbarat paylaşımına ilişkin yapılandırılmış işbirliği mekanizması tesisi.

• terör suçlularının iadesi konusunda somut adımlar atılması ve ikili düzeyde ahdi düzenlemeler yapılması.

• pkk ve uzantılarının ve paravan örgütlerinin para toplama ve eleman devşirme faaliyetlerinin yasaklanması ve bunların soruşturulması.

• türkiye’ye yönelik terör propagandasının engellenmesi.

• finlandiya ve isveç’in pesko (ab daimi yapılandırılmış işbirliği süreci) dahil ab güvenlik mekanizmalarına en geniş şekilde katılımının desteklenmesi.

• bu adımların uygulanmasını denetlemek üzere adalet, istihbarat ve güvenlik kurumlarının katılımıyla daimi ortak mekanizma kurulması."

şahsi fikrim isveç içindeki pkklıları temizlese ülkede türk pasaportlu kişi sayısı iki elin parmağını geçmez. pek inandırıcı olmayan anlaşmalar.

artık yeter diye bağırmak, çığlık atmak istiyorum.
akepe zaten 20 yılımızı çaldı, ancak hiçbir muhalif olduğunu iddia eden parti de haklarımızı savunmuyor. ben 34 yaşındayım, ve kendimi her anlamda; maddi, manevi yalnız bırakılmış hissediyorum, buluyorum.

illa toplanıp chp, iyip'i mi basalım, meclise mi yürüyelim? ne yapmamız gerekiyor!

yıllardır akepe, en büyük cari açıklardan biri araç üretmekten utanmadı cebimizdeki telefondan bir kendimize aldıysak, bir ona almamızı istedi.

içki içelim dedik, rakı gibi "milli içeceğimiz" bir ürünü bile dünyada en pahalıya biz aldık.

bize vergi kitledi kitledi kendi yandaşlarına, byd'ye vergi muafiyetleri sağladı!

sorsanız asgari ücret yaklaşık 500 dolar, ama ben harcamalarıma baktığımda 200 dolar hissetmiyorum!

3 tarafı denizlerle çevrili ülkede deniz ürünleri tüketmek hayal!

ülkeye milyonlarca ne idüğü belirsiz insan dolduruldu, hiçbir muhalif parti dile getirmiyor!

yıllardır arkasına devleti alan hem muhalif partilere, hem o partilere oy verenlere hakaret etti, ediyor hiçbir muhalif partili çıkıp hakkımızı savunmadı, sen nasıl bana terörist dersin diyemedi!!!
(en basit örneği seçim öncesi teknofest zamanı melih gökçek'in oğlu, ki şu an mv olması gerekiyor, açık açık "fetö'nün desteklediği kemal kılıçdaroğlu" cümlesini kurdu, internette videosu var. bu suç değil mi? niye kimse bu adamı dava etmedi? niye kimse sen kk'yı destekleyen milyonlara nasıl fetöcü dersin diye hesap sormadı!)

girin twitter'a, diğer sosyal medya uygulamalarına, öyle artık fake hesaplar falan da değil; baya iktidara yakın hesaplar sabah akşam hakaret ediyor ve bu suç değil! (kafayı yersin)

artık bilinçli mi yapılıyor bilmiyorum ama ülkede kural, kanun kalmadı. moto kuryelerin hemen hepsi kırmızıda geçiyor, taksiciler geçiyor. herkes gergin, her an biri sizi *ld*rebilir; çünkü ceza çekmeyeceğini biliyor!

sokaklar çöplüğe dönmüş durumda. herkes belediye temizlesin diye bekliyor, ama kimse ben kirletmiyim demiyor!

esnaf yüzünden oluşan bir enflasyon var ama vergiyi bana yayanlar onlara "sen nasıl bu ürünü 10 katına satarsın" diye hesap sormuyor, soramıyor!

taksiciler magandalık yapıyor, uber yasaklatıyor; hiç kimse, hiçbir muhalif parti (akepeyi saymıyorum bile), vatandaşın hakkını savunmuyor!

ülkenin ne kadar sağa gittiğini konuşmaya bile gerek yok! daha dün ekşi'de galiba böyle bir şey konuşuluyordu, ergen olduğunu tahmin ettiğim birisi "yok fonlanıyorsunuz da böyle diyorsunuz" tarzı bir şey demişti. konunun mültecilerle alakalı olduğunu falan sandı galiba. halbuki yaşı yaklaşık 30 ve üstü olan biri şu an en solcuyum diyenin bile her olaya ne kadar muhafazakar yaklaştığını bilir.
önceden tvde içki de içilirdi, sevgili olmak da normaldi, eşcinsellik de görülürdü, insanlar açık da giyinirdi ve yadırganmazdı. şimdi ise töre cinayetleri vs var yalnızca!

hakkımızı savunmuyorlar demişken ben 34 yaşındayım. çalıştığım kazançla ailemle yaşıyorum, kira ödemememe rağmen geçinemiyorum! geleceğimi göremiyorum! aldığım diplomayı bir yerlerime sktum, 3 kuruşa çalışıyorum.
çünkü izmir'de torpiliniz yoksa iş yok! ben değil araba, ev almak; tek başıma eve çıkamıyorum!

hakkımızı savunmasını beklediğimiz chp'nin belediyesine 1 yıldır iş başvuruları yapıyorum, bir kere bile aranmadım. giren bir tanıdığıma sorduğumda "sence nasıl girdim" yanıtı aldım! akepe en azından kendisini destekleyenleri tanıdık ya da demeden işe alıyordu. liyakatsizliği savunmuyorum, tabii ki hak ediyorsam alınayım ama chp belediyelerinde eğer birinin akrabası bir şeyi değilseniz iş bulmanız imkansız! öyle istanbul'da, ankara'da göstermelik iş bulma ofisleri kurmakla olmuyor bu işler! (tam da bu gerekçeyle yerel seçimde oy kullanmadım! kimsenin torpilli bebesinin cebine, kendi cebimde para yokken para girmesini kabul etmiyorum!)

artık yeter demek istiyorum! gerçekten artık sabrım tükendi. kendimi çok yalnız ve çaresiz hissediyorum!

ama sorun şu ki ben tek değilim! milyonlarca insanız ve mecliste bizi temsil etmesi gerekenlere hesap sormak zorundayız!

iddialara göre fetöden boşalan kadrolara tügva'lılar yerleştirilmiş. ben kendilerine söyliyim. eğer doğruysa, akıllarını başlarına alıp tügvadan ayrılsınlar. çünkü iktidar değiştiğinde tügvatö olarak anılıp, hepsi işsiz kalacak. uğraşacakları terörist davaları da cabası.

önce link.

ve içerik:
"akp’li cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’ın oğlu bilal erdoğan’ın kurduğu ve atm memurluğu ile kamuya ait alanları işgal etmekle gündeme gelen türkiye gençlik vakfı'ndan (tügva) sızan belgeler skandal yapılanmayı gözler önüne serdi.

tügva, ‘fetö’nün yaptığı gibi kamu kurumlarına kendi liselerindeki kişileri ‘atama’ iddiaları ile gündeme geldi.

iktidarı arkasına alan tügva, atm memurluğu ve kamuya ait alanları işgal etmekle gündemden düşmezken, bu kez de devlet kadrolarına atadıkları listeler ile gündeme geldi.

yöneticiliğini şu an ibrahim beşinci’nin yaptığı tügva’nın, fetö yapılanmasında olduğu gibi kamu kurumlarını istedikleri isimler ile doldurduğu iddia edildi.

‘fetö’ davalarında olduğu gibi bu olayı da ‘paralel devlet yapılanması’na benzeten gazeteci metin cihan, daha önce tügva’da olan ama sonrasında istifa eden bir isimden gelen e-postayı sosyal medyadan paylaştı.

atanmak isteyen kişilerin tügva ile iletişime geçip istediği kurumlara atanabildiğini iddia eden kişi, cihan’a bu listelerin fotoğraflarını da attı.

söz konusu belgelerde atanmak isteyenlerin kimlik bilgilerinin ve atanmak istedikleri kurumların listesi de yer aldı."

ikinci gezi’yi bilmem de birileri götüm götüm tırsıyor anlaşılan. hayırdır o zaman yüzde 50 ile tehdit ediyordunuz, elde 25 kalınca göt korkusu mu sardı?

ülkeyi bu hale getiren, türk halkını yunandan, bulgardan bile fakir hale getirip, eğitimi, güvenliği sıfıra indirenlerle er geç hesaplaşacağız!

hayır arkadaşlar. gay barlar sayıları az olduğu için gayleri öpme üzerine kurulu. normalde 30sa orada 50ye alırsın. zaten giriş ücretleri de var.

heteroseksüel bir barda kadın, erkek nasıl yaklaşıyorsa aynısı yaşanır. gelir teklif eder beğenirse, ilgilenmiyorum dersen gider. ancak heterolarda olduğu gibi sarhoş cesareti taciz etmeye kalkan da olabilir. benim çok heteroseksüel arkadaşım da gider gay bara, sizin gibi homofobik olmadıkları için "silmeseler bari" diye yaklaşmadıkları için, daha bir sorun yaşanmadı.

cehalet ve din.

keyfiniz istemiyor diye kimseden nefret edemezsiniz. bir eşcinsel olarak taciz, tecavüz, hak yeme, hırsızlık hiçbirini yapmıyorum. ama bizim halka fazla geliyorum ahlak olarak orası kesin. bizde çalan, çırpan, taciz eden errrrrrkekler sevilir. hapishanelere bakın bir yığın “kader mahkumu” ile dolular. siyasi yatanlar hariç hepsi suçlu, siyasi yatan kimseden duymazsınız ama suçluların hepsi “kader mahkumu”.

20 yıldır hayatı muhaliflere, özellikle sekülerlere zindan ettiler. bir de öpüşüp, kucaklaşalım istersen!

bir tane yvş ak da çıkmış teröriste, lgbtye, pedofiliye yer var, bir müslümana yer yok demiş. bir karar verin ülkede herkes mi müslüman, yoksa ateist sayısı yüksek mi? sürekli bu dinci, yobaz şerefsizler dini kendilerinin malı sayıp; muhalifler ateizm sayısı artıyor diyince “hayır, ateist yok” diyorlar. embesiller. ayrıca lgbtyi teröristle, sapıklarla bağdaştırmak için de aptal bir cahil olmak lazım. sizin kapasitenizdekiler zaten dincilere oy versin, utanç tabloları sizi!

ek: pedofili, ensest vs arıyorsan dinci yurtlarında ve cemaatlerde bolca bulabilirsin. bir eşcinsel olarak pedofillerle işim yok!

ben de eşcinsel bir erkeğim. erkekler kadar hiçbir kadın kendini teşhir etmiyor. yeri geliyor erkekler üstsüz geziyor yazın, zaten bir kısım slip giyiyor. benimki göz değil mi? o zaman sen de kapan.

potansiyel tecavüzcülerin ısrarla söylediği söz.

mhrs'de siz sadece diş hekim kıtlığı yaşıyorsanız şanslısınız. ben sevk edildiğim bölüme sevk süresi dolana kadar randevu bulamadım. 6 ay sanırım süresi. sonra da peşini bıraktım. diğer doktorlar için de "boş randevu olunca bildir" özelliği sayesinde ancak iki- üç hafta bazen bir ay sonraya randevu bulabiliyorum. ve istanbul'da yaşamıyorum bile.

derdi gücü lgbt olan homofobik. sen ne dersen, ne yazarsan yaz. biz varız, var olacağız. özentilik vs de değil. bilimin karşısında hurafelerin duramaz!

1 yıl önce falandı sanırım bir değişik dolar artışını böyle yorumlamıştı. sonra da instagram üstünden istifa etmişti.

utanmıyor musun akepeye oy veren kişi? ülkeyi düşürdüğün hale utanmıyor musun?

atatürk ve seküler nefretin yüzünden ülkeni düşürdüğün şu acınası halden utanmıyor musun?

zamlardan utanmıyor musun?

desene cumhurbaşkanı’na “damadın “dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolar artışından size ne diyordu; şimdi bu elektriğe %125, mazota %100 zamlar niye yapıldı, niye her şeyin fiyatı uçtu, niye madem enflasyon düşüktü de asgari ücrete %50 zam yaptınız?”” desene? ülkeyi akepe hariç bir parti yönetseydi şu an etmediğiniz hakaret kalmazdı be utanmazlar!

ülkeyi satarken “akepe iyi yönetiyor” diyordunuz, yırtındık size onların becereksiz olduğunu, ülkeyi satarak doları düşük tuttuklarını anlatmak için sustunuz; hala da savunuyorsunuz.

hiç mi utanmanız yok!

muhaliflere çok şey borçlusunuz. dünümüzü, bugünümüzü, yarınımızı, hayallerimizi çaldınız. din falan yalan ama eğer gerçekse hepiniz cehennemde cayır cayır yanacaksınız!

“haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”
inandığınız dinin peygamberi hz. muhammed.

yıllardır kendilerine oy vermeyen herkese vatan haini diyen akepelilerin yeni sıçmığı. eğer gelecek hükümet bu nefret söylemi söyleyen, halkı bölüştüren herkese dava açıp hapse atmazsa bir daha onlara da #oymoyyok! yeter artık akepelilerin bizi dışladığı!

alın size rezalet:

"akp genel başkan yardımcısı mehmet özhaseki, akp’li melikgazi belediyesi’nin desteğiyle yaptırılacak hacı şükrü baktır imam hatip fen lisesi'nin temel atma töreninde konuştu.

aa’daki habere göre 1990’lı yıllarda imam hatip okulları vakfı'nda başkan olduğunu söyleyen özhaseki, imam hatip okulu açılmasına o dönemin valilerinin imza atmadığını ve protokolleri imzalamadığını dile getirip "imam hatip deyince yan yan bakarlar, 'nereden çıktı bunlar?' der gibi dışlarlardı" dedi.

özhaseki şöyle konuştu:
"adama envai çeşit ilim vermişsin, doktor, mühendis, amir, memur yapmışsın ama vatan haini çıkmış, dini, imanı inkar ediyor, insanların değerine düşman, gidiyor silah çekiyor, anarşistlik yapıyor. ne anladık ki o işten. biz iki türlü bilgiyi de vereceğiz. hem müspet ilimler hem de manevi ilimleri vereceğiz. buradan yetişen yavrularımız da halka hizmet edecekler. eğitimin olduğu yerde arkasından kalkınma, zenginlik, iyilik, nezaket gelir. eğitimin olmadığı yerde cahillik, gerilik, kötülük gelir.""

rezalete bak. çoktan şeriat gelmiş de haberimiz yok.

yazıklar olsun bunlara oy verenlere, elleriniz kırılsın!

biraz karışık olarak fikirlerimi sunmak istedim.

öncelikle her zaman trafik sorunu olduğu için metro yapılan yere önce aassm yapıldı,yetmedi eski migros'un yerine göztepe gürsel aksel stadyumu yapıldı. dedik tamam, yandık artık trafikten. ama yeter mi? yetmedi tabii ve artık neyle, nasıl, ne karşılığı anlaşıldıysa istinye park yapıldı.

önce ilk derdimden bahsetmek istiyorum. tam şehrin göbeği olan üçkuyular, fahrettin altay bölgesinde tek büyük sayılacak migros gitti, bir umut istinye'de bekliyordum, bana en büyük kazık bu oldu macro center açılmış; hala şehrin göbeği olan bu bölgede 5m migros boyutlu bir market yok.

ikincisi metro tarafından girerseniz yüzlerce insan sırada oluyor, araçsız da gitseniz sahile çıkan yola girin, ortada giriş var; oralarda sıra yok denecek kadar az; bu da tüyom olsun.

komik ama çok dikkatimi çekti. sahile bakan taraf hep lüks restoranlar, metroya yani iç tarafa bakan tarafta ortak alan ve kfc gibi yerler. fakirlere güzel mesaj olmuş bence, ortak teras komik derecede az.

çok gezmedim ama anladığım kadarıyla nero tarafı var açık alan giriş katta, bir de yemek katındaki teras var. sanki avmnin çoğu alanı kapalı gibi. bana çok kapalı ve boğuk geldi. pazar yapmışlar mesela onun bile üstü kapalı.

mağazaların belki de yüzde 90 kadarı açılmış. inditex grubu ve bir kaç mağaza vardı tamamlanmamış. çok az da olsa boş dükkan da gördüm.

keşke balçova tarafında falan olsaydı. ya da agora, palmiye yıkılıp belki yapılabilirdi ama anladığım kadarıyla çeşme'ye, seferihisar'a vs gidecek yazlıkçılara da orta yol olması için de üçkuyular'a yapıldı.

bir de trafik demiştik. herkes daha avm açılmadan bile bitmeyen trafik varken, istinye tarafından ücreti ödenen altgeçidin işe yaramayacağını biliyordu, biz yarım saatte çıkamadık otoparktan, inanılmaz bir trafik var.

tüm izmirlilere geçmiş olsun.

öncelikle link

bunca yıl iktidar muhaliflere reklam vermezken neredeydiniz? bunca yıl ona buna terörist diyorlarken neredeydi bu adalet duygunuz? devran dönüyor, bence siz de dönün!

haber içeriğini de ekleyelim:
"ibb başkanı ekrem imamoğlu'nu etik kurul'a şikayet ediyoruz
bugün birçok internet sitesinde istanbul büyükşehir belediyesinin 6 ekim istanbul'un kurtuluşu kutlu olsun reklamlarını görüyoruz. ancak reklamlar ne hikmetse aynı kulvarda yürüyenlere veriliyor.

her konuşmasında haktan, hukuktan, eşitlikten ve adalettten bahseden ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun kamu kaynakları ile millet ittifakını eylem ve söylemleriyle destekleyen haber kanallarına reklam verdiğini görüyoruz. eğer kendi cebinden vermişse buna elbette diyecek bir şeyimiz olamaz. ama bu reklamlar ibb kaynakları ile finanse ediliyorsa hangi kritere göre reklamların dağıtıldığını sorgulama hakkımız olacaktır. şeffaflık gereği reklam vermenin kriteri olması gerekmez mi ya da reklamlar kamu kaynaklarıyla yandaş besleme yeri midir?

imamoğlu'nun kriteri okunma sayısı ise reklam verilen internet sitelerinin bizim yanımızdan geçmesi mümkün değildir. öyleyse senin derdin hak, hukuk, adalet ve eşitlikten ziyade başka bir şey. imamoğlu'nun unuttuğu ise halkın hesap soracağı gerçeğidir.

ibb'nin reklamlarda yaptığı akıl ve etik dışılıkların 2020 yılı faaliyet raporuna nasıl yansıdığı açıkça görülmektedir. ibb'nin faaliyet raporuna baklıdığında nasıl bir çuvallama yaşandığı, göstergelerin sürekli olarak aşağı doğru nasıl gittiği açıkça görülüyor. hükümet bizi engelliyor söylemi de bir noktadan sonra işe yaramayacak. çünkü üfürükle gelenler en sonunda tükürükle giderler.

kamu görevlileri etik kurulu'nu göreve çağırıyoruz

kamu kaynakları ile hiçbir kamu kurumu kendine yandaş gördüğü ve kendisini hiçbir şekilde eleştirmeyen millet ittifakı yandaşlaşlarını reklamlarla taltif edemez. bu nedenle kamu görevlileri etik kurulu'nu göreve çağırıyor ve ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun etik ihlali yapmış olması nedeniyle şikayet ediyoruz.

ümit ederiz ki kamu görevlileri etik kurulu bu şikayetimizi dikkate alarak üzerine düşen görevi yerine getirir."

işiniz, gücünüz yok tamirci ayağı mı kokluyorsunuz?

genelleme yapabilmek için belirsiz sayıda koklamış olmanız gerekiyor. sonuçta 1 kişinin kokusundan ötürü başlık açacak kadar salak da değilsinizdir. kaç tane tamirci gelebilir ki bir eve?

millette ne fanteziler varmış dedirten sorunsal.