hicten cikan hiclik yazar profili

yazmak için bir türlü motivasyon bulamadığım sözlük, hatta bazı nedenlerden dolayı bende fazlasıyla ''sosyal medya'' izlenimi yaratıyor.

eleştirili tanım yaptıktan sonra sözlüğün hakkını vereyim; ciddi bir emek var ortada. gecenin 02.00 - 04.00 arasında kayıt sırasında oluşan bir sıkıntı yüzünden kayıt olamamıştım. burada yazar olan bir arkadaşım sağ olsun moderasyonu bilgilendirdi ve moderasyon da sağ olsun kısa sürede sorunu çözdü.

buraya yazmama nedenlerimden bahsedeyim biraz. gerçi çok bir şey kaybetmezsiniz, çok matah şeyler yazmıyorum sonuçta. öncelikle sözlüğün küfür konusundaki -bana göre- fazla, hatta gereksiz bir duyar kasması. daha da arttırayım, sansürcü bir özelliğe sahip olması. özellikle de ''erkek egemen sözlüğün öne geçilmesi'' gibi en basit tabirle 'sığ' bir argümanın sunulması, küfrün olmamasının daha rahat hissettireceği (buna karşı çıksam da anlayabilirim) ve okumadığım/aklıma gelmeyen birçok argümanın hiçbirinin beni tatmin etmemesi bir etken. **

bunun yanında sözlükte eksi oy olmaması gibi tek kelime ile ''saçma'' olan bir durum söz konusu. kimse bana ''ay ama ergenlerin intikam alma şekli / genel kanının aksine nasıl fikir belirticez / yazma isteğimiz yok oluyor'' tarzı saçma argümanlarla gelmesin. -yanlış anlaşılma olmaması adına burada araya gireyim; ben de durduk yere ve/veya seri eksilenme/eksileme olayına karşıyım- hatta bundan aylar öncesinde açılan bir başlıkta yoldaş benjamin franklin eksi oyun geleceği ile ilgili bir tanım girmişti.

bunların yanında bir de sözlükte yorum yapmak gibi muhteşem bir özelliğin yer almaması beni sözlükten daha da uzaklaştırıyor *. bugüne kadar ekşi sözlük dışında 2 sözlükte uzun vadeli yazdım (ve hala yazıyorum) ve ikisinde de yorum özelliği tahmin edilemeyecek kadar rahatlık sağlamaktaydı.

başka bir neden de tanım yaparken yapmış olduğum ''sosyal medya'' benzetmesi. bu aslında çok da büyük bir neden değil fakat atılan fotoğrafların tanımların içinde direkt önümüze çıkması ve kafa store gibi -benim açımdan- bir sözlük için gereksiz özellikler beni cezbedemiyor maalesef. özellike de şu fotoğraflar beni çok irrite ediyor. kendimi entelektüel bir instagram akışında geziyor gibi hissediyorum.

çok başka ama çok önemli bir diğer neden, hatta benim için en büyük neden sözlükte girilen tanımların hatrı sayılır bir kısmının aslında tanım olmaması. yazılan tanımların birçoğu aslında bir sözlükte var olması gereken ''tanım'' özelliği taşımamakta. 3-4 yıldır sözlüklerde bolca okurum, zaman zaman da yazarım. ve en çok dikkat ettiğim şey de bir sözlük ortamında girilen tanımların niteliğidir. başlıkların geneli her ne kadar ekşi sözlük ortamından farklı olsa da girilen tanımların şekli hemen hemen aynı. şimdi siz burada yazma nedeni olarak ''küfrün yasak olması ve eksi oyun olmaması'' gibi nedenler sunabilirsiniz ama o nedenlerin bende herhangi bir karşılığı olmadığını az önce açıkladım *. girdilerin şekli şemali aynı olunca nitelik olarak da kafa sözlük'ün ekşi sözlük'ten çok da farklı olmadığını, hatta birçok açıdan ekşi sözlük'ün çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. yani düşük olasılıklı bir kafa sözlük vs ekşi sözlük karşılaştırmasında tercihim kesinlikle ekşi sözlük olur. **

sanırım biraz sert ve keskin bir tanım girdim. amacım sadece kendimi biraz açıklamaktı. benim yazmam sözlük için bir kazanç olmayacağı gibi yazmamam da bir kayıp olmaz sanırım. o yüzden okuyup ''saçmalamış'' diyip geçersiniz. eksi oy olsaydı eksilerdiniz bak *

bütün sözlük yazarlarına keyifli günler.

çok da sorunsal olmayandır çünkü kesin bir şekilde ''evet, sanattır'' diyorum, hatta arttırıyorum; sanattan daha da üstündür. önce sanatın iki farklı tanımına bakalım;

''sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır.''
ve
''bir duygunun, tasarımın, güzelliğin vb. dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü.''

bu iki tanımdan yola çıkarsak özellikle the stanley parable, silent hill oyunları, half-life serisi, bioshock serisi, fallout serisi, the elder scrolls serisi, figment, journey ve adını sayamadığım birçok video oyunu ve video oyunu serisinin yukarıdaki tanımlara kitaplardan ve filmlerden daha etkileyici olduğunu söylemek mümkün. bu konuyu öyle sadece ''görsel kalite'' ile sınırlayıp ona göre yorum yapmak çok yüzelsel ve temelsiz kalıyor. görsel tarz (görsel kalite ile görsel tarz aynı şey değil), müzikleri, hikayesi, hikaye anlatımı, diyalogları, yönetmenliği vs vs ele alınca video oyunlarının birçoğu sanat eseridir demek doğrudur.

bu noktada da ''bütün video oyunlarına sanat eseridir diyebilir miyiz?'' sorusu akla geliyor ki bunun cevabı da net bir şekilde ''hayır''dır çünkü iyi oyun ile sanat eseri arasındaki farkı ayırt edebilmek gerek. yukarıda saydıklarım arasında the stanley parable, figment ve journey'i sadece video oyunu ile değerlendirdiğimiz zaman çok zayıf kaldıklarını söylemek mümkün ama görsel tarzları, müzikleri ve hikaye anlatımlarıyla insanın ruhuna dokunmak konusunda (az önce de dediğim gibi) birçok filmden ve kitaptan daha etkilidirler. tam tersi taraftan baktığımız zaman da call of duty serisi, rimworld, football manager serisi gibi birçok harika oyunun sanat sayılamayacığını da görüyoruz. (hem mükemmel oyun olup hem de sanat eseri olan oyunları istisna sayıyorum).

şimdi de video oyunlarının neden sanattan daha üstün olduğu iddiama döneyim. burada verilebilecek en net ve doğru cevap ''interaktif olması''dan başka bir şey değil. burada da ''interaktif olan bir şey sanat sayılabilir mi / sayılmalı mı?'' sorusu akla geliyor, onun cevabı bende de yok. *

çok ilginç bir oyun, aslında zihinsel bir spor.

birçok çeşitli alanla ilişkisi kurulan, 10.000 saat kuralı gibi bazı önemli teorilerin satranç özelinde ortaya atıldığını belirtmek gerekir. her ne kadar büyük bir çoğunluğu uzun ve sıkı bir çalışmaya bağlı olsa da belli bir seviyeden sonra tamamen yetenek ve zekanın ön plana çıkmaktadır.

64 kare içinde 32 taşla kendinizi bulabilirsiniz ayrıca.

android işletim sistemlerinde (bkz: epub) formatında kitap okumanın en zevk verdiği uygulama. tek geçerim.

(bkz: lithium)

telefonda veya tablette epub formatında kitap okumak için birebir uygulama.

online eğitim sisteminin çökmesini olumlu bir şey olarak değerlendiren bakan cümlesi. çok da şaaapmamak lazım.