ıamtheoldish yazar profili

art of seduction buradaki amacımız o değil. senin yazının 2 üstündeki yazıyı okursan anlarsın ne demeye çalıştığımı. lütfen yargısız infazda bulunmayalım...

raton de biblioteca önerin için çok sağol. bende farklı içerikli yazılar görünce fark ettim kulağa nasıl geldiğini.

kralarthurhazretleri başlığa çok yeni bir özellik kazandırdığın için sonsuz kere teşekkür ederim...

tiktok hakkında söylemek istediğim bir sürü şey var.
ilk olarak, yurtdışındaki kullanımı ve türkiye'deki kullanımı arasındaki uçurum gibi fark.
ikinci olarak, diğer her sosyal medya kategorisi altında bulunan uygulamalarda olduğu gibi belli bir yaş grubu tarafından negatif yönde ünlenmiş bir uygulama. tiktok'ta çok yetenekli ve başarılı insanlar bulunuyor. fakat bu bahsettiğim kitle yüzünden tiktok aşırı derecede utanç verici bir platform olarak biliniyor. değiştirilebilirbir özellik fakat zaman alacağını düşünüyorum.

productive/ abundant: verimli, etkili
efficient veya yieldfull yerine kullanılabilir.
örneğin:
studying by sticking to a plan would be much more efficient.
yerine;
studying by sticking to a plan would be much more productive.

arkadaşlar, günlük hayatta kullanabileceğiniz ingilizce kelimelerden kastım türkçe cümlelerin arasına kendinizin bile anlamını bilmediğiniz ama kullanmanın sizi zeki veya havalı göstereceği kelimeler değil. günlük ingilizce konuşma dilinde kullanabileceğiniz kelimeler. kullanırsınız veya kullanmazsınız size kalmış ama bu başlığın altına öneriler ve tanımlar bulunuyor; yargı ve eleştiri değil...

greater: daha büyük
bigger veya larger yerine kullanılabilir. (greater daha sayısal alanlarda kullanılır. örneğin 150 is greater than 120. bigger veya larger her alanda kullanıma müsaittir.)
örneğin:
this campus is larger than the second one.
yerine;
this campus is greater than the second one.
denebilir.

the bırtcast.
çok sevgili maria namı diğer meryem ablanın podcast serisi.
izlediğinizde çok yararlı bilgiler öğreneceğinizi söyleyemem ama kahkahadan yerlerde yuvarlanabilirsiniz.
edit: podcastin 3. bölümüne ba yıl dım.

garrulous/talkative:: konuşkan
"talking too much" terimi veya chatty kelimesi yerine kullanılabilir.
örneğin:
she is the most chatty person ı ever met.
yerine
she is the most talkative/garrulous person ı ever met.:
denilebilir.

improve/ flourish: gelişmek/ geliştirmek
develop veya thrive yerine kullanılabilir.
örneğin:
ı can see that he is developing himself.
yerine;
ı can see him flourish.
denebilir.

izlediğim her saniyesinde boğazıma büyük bir yumru bırakan bir film. dünya üzerinde gördüğüm en mükemmel film. geçmişte ailesinin ona abilik yapması için kullandığı bir insanın ona tecavüz etmesi yüzünden en büyük ve en korkutucu travmaya sahip olan şirin'in hikayesi. ailesi çok yoğun olduğu için hiçbir zaman onu dinleyemiyordu ve yaşadıklarını öğrenemiyorlardı. şirin'e tecavüz eden ve onu her zaman ölüm ile tehdit eden insan müsveddesi her benzer olayda bu cümleyi söylüyordu. şirin'in aklında ve kulağında "şşş kızlar bağırmaz" cümlesi yankılanıyordu her zaman. yıllar geçti. şirin hala travma yaşıyordu. o olmamasına rağmen. gerçekten aşık olduğu bir insanla hayatını birleştireceği gün gene aynı cümleyi duydu. şşş kızlar bağırmaz. ama bu sefer şirin'in bir iç sesi değildi. bu başka bir insana söyleniyordu. şirin bir şeylerin yolunda gitmediğini anladı ve sesin geldiği yöne gitti. kendisinin çeyreği kadar olan kız çocuğu sürükleyen bir adam gördü. eline bulduğu ilk şeyi aldı ve o adamı öldürdü. sadece başka bir küçük kızın hayatına mal olmaması içindi bu eylem. dediğim gibi izlerken ne kadar ağladığımı hatırlamıyorum...

padişah'ı öldürmek
malte laudris bridge'nin notları
masal masal içinde
david williams'ın tüm kitapları. sadece mükemmel bir yazar

one ı've been missing- little mix mükemmeliyet

çok sevgili yazarlar...
rica etsem bu başlık altına gerçekten bir tanım ve öğretici içerik içeren entry'ler girer misiniz?
sizin de görüşlerinizi ve bilgilerinizi öğrenmek benim çok hoşuma gider.
robert, sevgiparçacığı ve sırp ski film'e çok teşekkür ederim...

self-conscious: utangaç veya içine kapanık(kendinden emin anlamında da kullanılabilir fakat bugün bu anlamını inceleyeceğiz)
timid veya shy yerine kullanılabilir.
aralarındaki tek fark utangaçlık kişisel biz özellik olmasına rağmen self-conscious zamanla psikolojik dürtülerle oluşur.
she is shy because she is terrified of people's opinion about herself.
yerine;
she is self-conscious because she is terrified of people's opinion about herself.
denebilir.

ornamenting: süsleme
decorating kelimesi yerine kullanılabilir.
decorating ve ornamenting çok da benzer anlamlara sahip olmasa da "süslemek" fiili için decorating yerine ornamenting kelimesi kullanılabilir. decorating yerleştirmek ve düzenlemek anlamındadır. ornamenting ise süslemektir.
örneğin: ı decorated the christmas tree.
yerine;
ı ornamented the christmas tree.

kadınlığın üstünlüğü içeren bir başlığın da cinsiyetçilikten hiçbir farkı yok bence. hiçbir cinsiyet birbirinden üstün değil(bu teori her ne kadar gerçek olmasa da özellikle de türkiye'de ama var) ve olmamalı. fakat bazı alanlarda kadının sözünün esasa alınmasına katlanamayan insanlar gerçekten oksijen israfı. bazen bu insanların da baskı altında kalmış kadınlar olması beni daha çok üzüyor...

her ne kadar alakasız düşünceler ve görüşlere sahip olduklarını düşünsem de saygımdan dolayı dinlemeye katlandığım insanlardır.
çoğu zaman islam ve dine bağlanmasına rağmen istanbul anlaşması'nın din ile ilgili hiç bir alakası olmaması daha ironik. her ne kadar "eşitlik, kadın ve erkek fıtratı(en nefret ettiğim kelimedir fıtrat) hakkında paragraflarca konuşsalar ve yazsalar da sonunda çıkılan sonuç her zaman aynı. kadınlar ve toplumun yadırganan toplumu(lgbt+ insanlar veya tüm maddi manevi gücü başka bir bireye bağlanmış olan kadınlar.) üzerinde tahakküm kuramayacak olan insanların sitemi...

beneficial ve detrimental: yararlı ve zararlı
helpful ve harmful yerine kullanılabilir.
örneğin: "processed foods are harmful but whole foods are helpful" yerine:
processed foods are detrimental but whole foods are beneficial denebilir.

preparing: hazırlamak, hazır hale getirmek
making it ready yada direkt making fiillerinin yerine kullanabileceğiniz bir kelime. örneğin:
making the dinner( cooking de diyebilirsiniz fakat dinner dan kastım sofra) yerine:
preparing the dinner.